takva kelimsesi lugat anlamı,sakınmak,çekinmek,korkmak anlamındadır,ama kurana göre takvayı anlamamız lazım.hucurat 13: inne ekremekum indallâhi etkâkum:Muhakkak ki Allah'ın indinde en çok kerim olanınız (ikram olunanınız, en şerefli olanınız) , (ırk ya da soy olarak değil) en çok takva sahibi olanınızdır. dikkatle bakılırsa kuranı kerimde üst takvalar vardır. oyuzden takvayı diğer kavramlardada oldugu gibi sadece lugat manaları ile anlayamayız. korkan korktugundan kaçar uzaklasır seven sevdiğine kosar! hasr 16.innî ehâfullâhe rabbel âlemîn: iblis Muhakkakki, elbette ben, âlemlerin Rabbi Allah'tan korkarım.” dedi. nediyor iblis ? ben allahtan korkarım diyor. oysaki allah dostlarına baktıgımız zaman allahtan önce hoslanmıslar sonra sevmişler sonra asık olmuslar sonra hayran olmuslar.yani sevdikçe daha cok sevmişler yunus süresi 62.E lâ inne evlîyâ allâhi lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn : Muhakkak ki Allah'ın evliyasına (dostlarına) , korku yoktur. Onlar, mahzun olmazlar, öyle değil mi? yunus 63.korku yoktur çünkü onlar takva sahibi olmuslardır diyor. işte sevgili kardeslerim bir korku olacaksa eyer bu eyer bir kişiye yanlıs bir sey yaparızda allahın bize olan sevgisi azalırmı acaba diye korkmak olabilir ancak. konumuza dönersek takvanın kuranda tam 7 tane kademesi var bizler için. mesela maide 93. 4 tane takvayı acıklamıs. 7 takva kademesi cennetin 7 katı ile doğrudan bir ilişki içersindedir kişi kaçıncı takvadaysa o cennete girecektir.kaf 31:Ve cennet, takva sahipleri için uzak olmayarak yaklaştırıldı. amenu: 1 takva :rum 31 ( cennetin aliyye 1 kat HÂKKA-22) . tabiyet: 2 takva : maide 35 ( cennetin firdevs 2 kat KEHF 107 evvab: 3 takva :kaf 33 (cennetin huld 3kat:furkan 15) . muhsin: 4 takva :ali imran 134 (cennetin grafan 4kat: ZUMER-20) . ulul elbab:5 takva: araf 201 (cennetin meva 5kat:SECDE 19N) muhllis: 6 takva:maide 100 (cennetin naim 6 kat:VAKİA89) hakkatukatihi(irsad) : 7 takva:ali imran 102 (cennetin adn 7 kat:TEVBE 100 sevgili kardeslerim görüldüğü gibi 7 tane takva ve 7 de cennet katı olması söz konusu 7 rakamı kuranda bir öze lik tasır topraga bakınca 7 katmandan olusur atmosfere bakıncada 7,denize bakıncada 7 gökkatlarına bakıncada 7 cehennem katıda cennet katıda 7.velayette (fena,beka,zuhd,muhsin,ululelbab,muhlis,salah) hep 7 rakamını görürüz. 7 TANEDE TAKVA OLMASI SÖZ KONUSU İLK TAKVANIN SAHİBİ OLMAYAN ZATEN DİĞERLERİNEDE ULASMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR O YÜZDEN SEVGİLİ KARDESLERİM RUM 31 DEKİ İLK TAKVA: KALBEN ALLAHA ULASMAYI DİLEMEK İLE! ! ALLAHIN KALBİMİZE RAHMETİ GÖNDERMESİYLE GERCEKLESİR CANI GÖNÜLDEN.. EY YÜCE ALLAHIM BUNCA SANA ERMİŞ EVLİYA VAR SANA ULASMIS ERMİŞ BENDE SANA ERMEK İSTİYORUM. HAYATTAYKEN RUHUMU SANA ULASTIRMAK İSTİYORUM AMİN. İŞTE ALLAHA DUA İLE YÖNELME BUDUR GERİSİ ZATEN BİZE AİT DEĞİL. ALLAHA AİTTİR. ALLAH RAZI OLSUN
TAKVA:Allah ile insan arasındaki inancın imanın derecesi demektir. Tek belirleyicisi Allah'tır. Allah der ki; 'Takva sadece benim ile insanlar arasındadır.' Yani ne demek bu? Şeyh, hacı, hoca, imam, tarikat lideri gibi, insanları Allah'a yaklaştırmada aracılık iddiasında bulunan dincilere engel olmuş. Cenneti satamıyorlar o yüzden. Gene ne diyor Allah? 'Ben size şah damarınızdan daha yakınım.' Bu durumda üçüncü kişiye ne düşer! ? Din alimlerimiz bunları halka anlatmıyorlar işte. Bilgi güçtür. Tekellerinde tutuyorlar.
“ Takva ” ve “ ittikâ ” kelimeleri, “ Ve-Kâ “ fiilinin mastarı olan “ vikâye ” den gelmektedir. mana olarak: “ bir şeyi muhafaza etmek, eziyetten korumak, himâye etmek, zarar verecek şeyden onu sakınmak, ondan çekinmek ”, “ bir şeyi başka bir şeyle, bir tehlikeye karşı korumaya almak ” gelmektedir...
Takva: Bütün günahlardan kendini korumak. Sadece dinen yasak yani haram olanlardan uzak durmakla birlikte asıl şüpheli olan şeylerdende her ihtimale karşılık uzak durmak.
Nedir TAKVA gerçek anlamda hiç düşündünüzmü? Korku mu? kimden niçin? kedi korkusumu fare korkusumu? Korkarak hiç bir yere varamazsınız.Cenabı Allahtan korkulmaz.öcü değildir, Rabbimiz. Kullarına eziyet edip, korkutmak için yaratmadı. Öcü böcü diyenler ancak bilmedikleri şey hakkında geveliyorlar nedediklerini bilmiyorlar. Bir çocuk annesinden korkar fakat başka kortuğu şeylerdende annesine sığınır. Bu çocuğun anne korkusu hiç başka korkulara benzermi? Takva korku değildir. Takva inanmaktır, Yaratıcının her an her yerde olduğuna ve her an her şeyi görüp işittiğine inanmaktır. Yanlızken bile bacak bacak üstüne atmayan,sırt üstü yatmayan, küfürlü konuşmayan, sözlerini bakışlarını kem den şer den esirgeyen, Kimse görmezdeyip sümüğünü sağa sola atmayan insan bilirki ben görmesemde O BENİ GÖRÜYOR DUYUYOR deyip utanan insan takva sahibidir. Korku bunun neresinde? Senki hizmetini yaptığın sana maaş veren patronunun karşısında saygısızlık yapmıyor yapamıyorsan; Sana sayısız nimetler veren Cenabı Allahında patronların patronu olduğunu unutmuyorsan, Sen takvasahibisindir. Enbiyâ 49: O İNANARAK SAYGILI DAVRANAN İNSANLAR Kİ RABLERİNİ GÖRMEDİKLERİ HALDE ONA SAYGIDA KUSUR ETMEZLER VE HUZURUNA ÇIKACAĞI GÜNÜ UMARAK HEYECANDAN TİTRERLER.. TAKVA : Cenabı Allahın varlığına inanıp saygılı davranmaktır..
HANİ bir avuç 'mukaddesatçı' sinemacının, sonu hazin bir başarısızlıkla biten 'Beyaz Sinema' deneyimi vardı ya...
Sinema aracılığıyla dindarlık propagandası yapmaya çalışan 'Oğlum Osman', 'Kızım Ayşe', 'Yalnız Değilsiniz', 'Minyeli Abdullah' falan gibi filmlerden söz ediyorum.
Lütfen bu filmleri kayıtlardan çıkarır mısınız?
Ayrıca...
'Vurun Kahpeye' filmindeki 'kaba softa / ham yobaz' tipolojisini işlemekten yıllardır vazgeçmeyen ve bu tipi milim aşamayan gelmiş geçmiş bütün Türk filmlerini de kayıtlardan çıkarabilir misiniz lütfen?
Çünkü...
Dindarlığın en mahrem ve en çok didiklenen alanına, 'propaganda' ile 'aşağılama' dışında yaklaşan, çok başarılı bir film vizyona giriyor.
Bu açıdan bir milatla karşı karşıya olduğumuzu haber veriyorum.
* * *
Evet, 'Takva', bence bir milat...
Çünkü bu film...
Ne propagandanın soğuk nefesine, ne de aşağılamanın kibirli anlayışsızlığına prim veriyor. Yaptığı sadece ve sadece merhametli bir anlama çabası.
Çünkü bu film...
Bir yanıyla katı gerçeği en acımasız bir şekilde vurgulayacak kadar zalim, bir yanıyla 'tarikatçı' denilen insanoğluna dost düşman kimsenin yaklaşmadığı kadar şefkatle ve anlayışla yaklaşacak kadar adil ve ahlaklı.
Çünkü bu film...
Sadece ve sadece Allah'a yakın durmak isteyen yalnız ve yoksul bir insanın, eninde sonunda 'günah' adı verilen ayartıcı ve yakıcı sorunla nasıl da hesaplaşmak zorunda kalabileceğini müthiş bir başarıyla yansıtıyor.
Çünkü bu film...
'Eski çağlarda dağa çıkıp derviş olmak kolaydı, yiğitsen ilginç bir çağda büyük şehirlerin dağdağası içinde bunu başar da görelim' meselesini, eline yüzüne bulaştırmadan, muhteşem bir zarafetle anlatmayı başarıyor.
Çünkü bu film...
Kararında bir film: Zikir sahnelerini sömürmüyor, güncele göz kırpmaya yanaşmıyor, abartıdan kaçınıyor, gerçekliğe olağanüstü bir saygı gösteriyor.
Bir de şu var:
Türk sinemasının hem naif Yeşilçam döneminde, hem de sonraki dönemlerinde, İslam dininin ritüellerini doğru dürüst yansıtma konusunda bir dikkatsizlik vardır.
Oysa Takva, bu alanda da mutlak bir başarı kaydediyor.
Filmde abdest doğru alınıyor, namaz doğru kılınıyor.
İslami terminoloji yerinde ve sağlam bir şekilde kullanılıyor.
Hatta...
'Zikir' sahneleri bile olağanüstü gerçekçi...
Yani işine saygılı bir ekiple karşı karşıyayız.
* * *
Gelelim oyunculuklara:
Erkan Can o kadar başarılı ki...
İnsan ister istemez, 'Bu adam herhalde yıllarca bir tarikatın içinde kaldı' diye düşünüyor.
Çünkü hiçbir oyuncu, kısa süreli bir gözlem sonucu bu kadar döktüremez.
Ayrıca...
'Tarikat ve dinle gevşek bir bağ kurmuş piyasa adamı' rolünü canlandıran Settar Tanrıöğen ile 'Şeyh' rolündeki Meray Ülgen'in abartısız oyunculuğu da mükemmel.
Güven Kıraç ise zaman zaman çok başarılı bir performans gösterse de, alt sınıflara hitap eden bir tarikat yapılanmasının ikinci adamlığı için bazen fazla şehirli kalıyor.
Bir de geleneksel bir tarikat yapılanmasından geldiği hissettirilen Şeyh'in 'Sıradanın sıra dışılığı' gibi entel sözcükler kullanması da dikkat çekiyor.
* * *
Şahadet ederim ki:
Bu filmde anlatılan trajedinin benzerleri, İstanbul adı verilen şu kocaman şehrin dört bir yanında yaşanmaktadır.
Şahadet ederim ki:
Bir mümin, Allah'a en çok yaklaştığını düşündüğü anda, 'günaha da en çok yaklaşan bir adam' olarak bulabilir kendini.
Şahadet ederim ki:
Modern zamanlar, dini yaşamak açısından sıradan mümin gönüller için bin bir tuzakla doludur.
Eğer benim şahadetime bir parça değer veriyorsanız ve bu meseleleri merak ediyorsanız...
Cuma gününden itibaren vizyona girecek olan 'Takva' filmini mutlaka görün derim.
Hacılara su dağıtmayı ve Mescid-i Haram'ı onarmayı, Allah'a ve ahiret gününe iman eden ve Allah yolunda cihad edenin (yaptıkları) gibi mi saydınız? (Bunlar) Allah Katında bir olmazlar. Allah zulmeden bir topluluğa hidayet vermez (Tevbe 19)
bakara suresi 197.ayette muminler icin 'en hayirli azik' olarak nitelenen kavram.Kur'anda cesitli turevleriyle birlikte yaklasik 250 kusur yerde gecer.
filmde bir boşluk vardı aslında. meşayihe ittiba gerektir tarikatte. ama şeyhi muharrem efendiye kızıyla evlilik tavsiyesinde bulunduğunda eyvallah demeyip itiraz etti. adaba aykırı aslında bu.normalde boyun eğerler.ama tabi muharrem efendi evleneyim deseydi konu gitmezdi o da ayrı konu tabi :)
her zaman var olan bi kelime ancak son günlerde bir filme isim olunca gündeme oturdu.
film konusu hakkında izahatta bulumuş önceden yazanlar. erkan can iyi bir oyun sergilemiş(şaşırttı) güven kıraç ise biraz abartılıydı özellile zikir sahnelerinde. filmde canımı sıkan kısım şuydu:konu başladı evet ama bitmedi.sanki sürekli bir konu başlıyacakmış gibi bekledim bekledim ama filmin sonu geldi ve başlmasını beklediğim konu başlamadan bitiverdi film.kopuk ve yarım kaldı yani. ve filmde insana verilen emsaj acı da olsa şuydu: inancını yaşamakla dünya hayatı arasında ikileme düşer insan. din dünyada yaşanası bir olgu değilmiş gibi adeta. takva ölçüsünde bir yaşam dünyada insanı mutsuz eder gibi bir sonuca vardı insanlar.
hepsinin ötesinde kendimize ait ve bizi anlatan gerçekçi filmler yaptığımız zaman güzel oluyor bunu da ispatladı film. hokkabazdan ise takvayı tercih ederim.
Film kahramanının yaşadığı çelişki dinin iç paradigmaları içinde çözülemiyecek dolayısıyla cinnete sürükleyecek türden bir çelişki değil. Burada bir senaryo zaafı görülüyor. Birisi evlenerek, diğeri sahibine yada muhtaç olana paranın verilmesiyle çözülecek iki problem. Bütün bir olguyu bu iki mesele üzerine oturtmak çok gerçekçi gelmedi....
takva için kısa bir özet yazı alabilirmiyim
Ulaşamadığına tevekkül eden,
ulaştığına razı olan,
kaybettiğine de sabreden kişi takva ehlindendir.
İmam Gazali
takva kelimsesi lugat anlamı,sakınmak,çekinmek,korkmak anlamındadır,ama kurana göre takvayı anlamamız lazım.hucurat 13: inne ekremekum indallâhi etkâkum:Muhakkak ki Allah'ın indinde en çok kerim olanınız (ikram olunanınız, en şerefli olanınız) , (ırk ya da soy olarak değil) en çok takva sahibi olanınızdır.
dikkatle bakılırsa kuranı kerimde üst takvalar vardır. oyuzden takvayı diğer kavramlardada oldugu gibi sadece lugat manaları ile anlayamayız.
korkan korktugundan kaçar uzaklasır seven sevdiğine kosar!
hasr 16.innî ehâfullâhe rabbel âlemîn: iblis Muhakkakki, elbette ben, âlemlerin Rabbi Allah'tan korkarım.” dedi. nediyor iblis ? ben allahtan korkarım diyor. oysaki allah dostlarına baktıgımız zaman allahtan önce hoslanmıslar sonra sevmişler sonra asık olmuslar sonra hayran olmuslar.yani sevdikçe daha cok sevmişler yunus süresi 62.E lâ inne evlîyâ allâhi lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn : Muhakkak ki Allah'ın evliyasına (dostlarına) , korku yoktur. Onlar, mahzun olmazlar, öyle değil mi?
yunus 63.korku yoktur çünkü onlar takva sahibi olmuslardır diyor.
işte sevgili kardeslerim bir korku olacaksa eyer bu eyer bir kişiye yanlıs bir sey yaparızda allahın bize olan sevgisi azalırmı acaba diye korkmak olabilir ancak.
konumuza dönersek takvanın kuranda tam 7 tane kademesi var bizler için.
mesela maide 93. 4 tane takvayı acıklamıs. 7 takva kademesi cennetin 7 katı ile doğrudan bir ilişki içersindedir kişi kaçıncı takvadaysa o cennete girecektir.kaf 31:Ve cennet, takva sahipleri için uzak olmayarak yaklaştırıldı.
amenu: 1 takva :rum 31 ( cennetin aliyye 1 kat HÂKKA-22) .
tabiyet: 2 takva : maide 35 ( cennetin firdevs 2 kat KEHF 107
evvab: 3 takva :kaf 33 (cennetin huld 3kat:furkan 15) .
muhsin: 4 takva :ali imran 134 (cennetin grafan 4kat: ZUMER-20) .
ulul elbab:5 takva: araf 201 (cennetin meva 5kat:SECDE 19N)
muhllis: 6 takva:maide 100 (cennetin naim 6 kat:VAKİA89)
hakkatukatihi(irsad) : 7 takva:ali imran 102 (cennetin adn 7 kat:TEVBE 100
sevgili kardeslerim görüldüğü gibi 7 tane takva ve 7 de cennet katı olması söz konusu 7 rakamı kuranda bir öze lik tasır topraga bakınca 7 katmandan olusur atmosfere bakıncada 7,denize bakıncada 7 gökkatlarına bakıncada 7 cehennem katıda cennet katıda 7.velayette (fena,beka,zuhd,muhsin,ululelbab,muhlis,salah) hep 7 rakamını görürüz.
7 TANEDE TAKVA OLMASI SÖZ KONUSU İLK TAKVANIN SAHİBİ OLMAYAN ZATEN DİĞERLERİNEDE ULASMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR O YÜZDEN
SEVGİLİ KARDESLERİM RUM 31 DEKİ İLK TAKVA: KALBEN ALLAHA ULASMAYI DİLEMEK İLE! ! ALLAHIN KALBİMİZE RAHMETİ GÖNDERMESİYLE GERCEKLESİR CANI GÖNÜLDEN.. EY YÜCE ALLAHIM BUNCA SANA ERMİŞ EVLİYA VAR SANA ULASMIS ERMİŞ BENDE SANA ERMEK İSTİYORUM.
HAYATTAYKEN RUHUMU SANA ULASTIRMAK İSTİYORUM AMİN.
İŞTE ALLAHA DUA İLE YÖNELME BUDUR GERİSİ ZATEN BİZE AİT DEĞİL.
ALLAHA AİTTİR. ALLAH RAZI OLSUN
İçin:
1) Şirkten sakınma
2) Büyük günahlara girmeme
3) Şüphelilerden kaçınmada diyebiliriz.
Vicdanda hassasiyettir.
TAKVA:Allah ile insan arasındaki inancın imanın derecesi demektir.
Tek belirleyicisi Allah'tır.
Allah der ki; 'Takva sadece benim ile insanlar arasındadır.'
Yani ne demek bu?
Şeyh, hacı, hoca, imam, tarikat lideri gibi, insanları Allah'a yaklaştırmada aracılık iddiasında bulunan dincilere engel olmuş. Cenneti satamıyorlar o yüzden.
Gene ne diyor Allah? 'Ben size şah damarınızdan daha yakınım.'
Bu durumda üçüncü kişiye ne düşer! ?
Din alimlerimiz bunları halka anlatmıyorlar işte.
Bilgi güçtür. Tekellerinde tutuyorlar.
“ Takva ” ve “ ittikâ ” kelimeleri, “ Ve-Kâ “ fiilinin mastarı olan “ vikâye ” den gelmektedir. mana olarak: “ bir şeyi muhafaza etmek, eziyetten korumak, himâye etmek, zarar verecek şeyden onu sakınmak, ondan çekinmek ”, “ bir şeyi başka bir şeyle, bir tehlikeye karşı korumaya almak ” gelmektedir...
Takva; taşıması zor elbisedir....
Takva: Bütün günahlardan kendini korumak.
Sadece dinen yasak yani haram olanlardan uzak durmakla birlikte asıl şüpheli olan şeylerdende her ihtimale karşılık uzak durmak.
Kişi gazabını yenmedikçe takva sahibi olamaz.
düşünmeyen koyun sürüsünü güdenlerin yaşamını konu alan film.
Nedir TAKVA gerçek anlamda hiç düşündünüzmü?
Korku mu? kimden niçin? kedi korkusumu fare korkusumu?
Korkarak hiç bir yere varamazsınız.Cenabı Allahtan korkulmaz.öcü değildir, Rabbimiz. Kullarına eziyet edip, korkutmak için yaratmadı. Öcü böcü diyenler ancak bilmedikleri şey hakkında geveliyorlar nedediklerini bilmiyorlar.
Bir çocuk annesinden korkar fakat başka kortuğu şeylerdende annesine sığınır.
Bu çocuğun anne korkusu hiç başka korkulara benzermi? Takva korku değildir.
Takva inanmaktır, Yaratıcının her an her yerde olduğuna ve her an her şeyi görüp işittiğine inanmaktır. Yanlızken bile bacak bacak üstüne atmayan,sırt üstü yatmayan, küfürlü konuşmayan, sözlerini bakışlarını kem den şer den esirgeyen,
Kimse görmezdeyip sümüğünü sağa sola atmayan insan bilirki ben görmesemde O BENİ GÖRÜYOR DUYUYOR deyip utanan insan takva sahibidir. Korku bunun neresinde? Senki hizmetini yaptığın sana maaş veren patronunun karşısında saygısızlık yapmıyor yapamıyorsan; Sana sayısız nimetler veren Cenabı Allahında patronların patronu olduğunu unutmuyorsan, Sen takvasahibisindir.
Enbiyâ 49: O İNANARAK SAYGILI DAVRANAN İNSANLAR Kİ RABLERİNİ GÖRMEDİKLERİ HALDE ONA SAYGIDA
KUSUR ETMEZLER VE HUZURUNA ÇIKACAĞI GÜNÜ UMARAK HEYECANDAN TİTRERLER..
TAKVA : Cenabı Allahın varlığına inanıp saygılı davranmaktır..
Türk sinemasında bir devrim: Takva
HANİ bir avuç 'mukaddesatçı' sinemacının, sonu hazin bir başarısızlıkla biten 'Beyaz Sinema' deneyimi vardı ya...
Sinema aracılığıyla dindarlık propagandası yapmaya çalışan 'Oğlum Osman', 'Kızım Ayşe', 'Yalnız Değilsiniz', 'Minyeli Abdullah' falan gibi filmlerden söz ediyorum.
Lütfen bu filmleri kayıtlardan çıkarır mısınız?
Ayrıca...
'Vurun Kahpeye' filmindeki 'kaba softa / ham yobaz' tipolojisini işlemekten yıllardır vazgeçmeyen ve bu tipi milim aşamayan gelmiş geçmiş bütün Türk filmlerini de kayıtlardan çıkarabilir misiniz lütfen?
Çünkü...
Dindarlığın en mahrem ve en çok didiklenen alanına, 'propaganda' ile 'aşağılama' dışında yaklaşan, çok başarılı bir film vizyona giriyor.
Bu açıdan bir milatla karşı karşıya olduğumuzu haber veriyorum.
* * *
Evet, 'Takva', bence bir milat...
Çünkü bu film...
Ne propagandanın soğuk nefesine, ne de aşağılamanın kibirli anlayışsızlığına prim veriyor. Yaptığı sadece ve sadece merhametli bir anlama çabası.
Çünkü bu film...
Bir yanıyla katı gerçeği en acımasız bir şekilde vurgulayacak kadar zalim, bir yanıyla 'tarikatçı' denilen insanoğluna dost düşman kimsenin yaklaşmadığı kadar şefkatle ve anlayışla yaklaşacak kadar adil ve ahlaklı.
Çünkü bu film...
Sadece ve sadece Allah'a yakın durmak isteyen yalnız ve yoksul bir insanın, eninde sonunda 'günah' adı verilen ayartıcı ve yakıcı sorunla nasıl da hesaplaşmak zorunda kalabileceğini müthiş bir başarıyla yansıtıyor.
Çünkü bu film...
'Eski çağlarda dağa çıkıp derviş olmak kolaydı, yiğitsen ilginç bir çağda büyük şehirlerin dağdağası içinde bunu başar da görelim' meselesini, eline yüzüne bulaştırmadan, muhteşem bir zarafetle anlatmayı başarıyor.
Çünkü bu film...
Kararında bir film: Zikir sahnelerini sömürmüyor, güncele göz kırpmaya yanaşmıyor, abartıdan kaçınıyor, gerçekliğe olağanüstü bir saygı gösteriyor.
Bir de şu var:
Türk sinemasının hem naif Yeşilçam döneminde, hem de sonraki dönemlerinde, İslam dininin ritüellerini doğru dürüst yansıtma konusunda bir dikkatsizlik vardır.
Oysa Takva, bu alanda da mutlak bir başarı kaydediyor.
Filmde abdest doğru alınıyor, namaz doğru kılınıyor.
İslami terminoloji yerinde ve sağlam bir şekilde kullanılıyor.
Hatta...
'Zikir' sahneleri bile olağanüstü gerçekçi...
Yani işine saygılı bir ekiple karşı karşıyayız.
* * *
Gelelim oyunculuklara:
Erkan Can o kadar başarılı ki...
İnsan ister istemez, 'Bu adam herhalde yıllarca bir tarikatın içinde kaldı' diye düşünüyor.
Çünkü hiçbir oyuncu, kısa süreli bir gözlem sonucu bu kadar döktüremez.
Ayrıca...
'Tarikat ve dinle gevşek bir bağ kurmuş piyasa adamı' rolünü canlandıran Settar Tanrıöğen ile 'Şeyh' rolündeki Meray Ülgen'in abartısız oyunculuğu da mükemmel.
Güven Kıraç ise zaman zaman çok başarılı bir performans gösterse de, alt sınıflara hitap eden bir tarikat yapılanmasının ikinci adamlığı için bazen fazla şehirli kalıyor.
Bir de geleneksel bir tarikat yapılanmasından geldiği hissettirilen Şeyh'in 'Sıradanın sıra dışılığı' gibi entel sözcükler kullanması da dikkat çekiyor.
* * *
Şahadet ederim ki:
Bu filmde anlatılan trajedinin benzerleri, İstanbul adı verilen şu kocaman şehrin dört bir yanında yaşanmaktadır.
Şahadet ederim ki:
Bir mümin, Allah'a en çok yaklaştığını düşündüğü anda, 'günaha da en çok yaklaşan bir adam' olarak bulabilir kendini.
Şahadet ederim ki:
Modern zamanlar, dini yaşamak açısından sıradan mümin gönüller için bin bir tuzakla doludur.
Eğer benim şahadetime bir parça değer veriyorsanız ve bu meseleleri merak ediyorsanız...
Cuma gününden itibaren vizyona girecek olan 'Takva' filmini mutlaka görün derim.
Ahmet Hakan (hürriyet gazetesi yazari)
berbat bir film.öve öve yere göğe sığdıramıyanlara şaşıyorum.kötü bir senaryo kötü bir yönetmenlik.
takva bana ERKAN CANIN güzel filmini hatırlatıyo.
takva SAHİPLERİ ALLAH C.C DOSTLARIDIR. ONLAR GİBİ OLMAK İÇİNDE İLLAKİ BİR MÜRŞİDİ KAMİLE İNTİSAB ETMEK LAZIMDIR.
MÜRŞİDİ OLMAYANIN MÜRŞİDİ ŞEYTANDIR.
Takva: Bütün günahlardan kendini korumak. Dinin yasak ettiğinden veya haram olduğundan şüphesi olan şeylerden çekinmek.
Günah, yasak olduğu için acı vermez.Acı verdiği için yasaktır.
Hacılara su dağıtmayı ve Mescid-i Haram'ı onarmayı, Allah'a ve ahiret gününe iman eden ve Allah yolunda cihad edenin (yaptıkları) gibi mi saydınız? (Bunlar) Allah Katında bir olmazlar. Allah zulmeden bir topluluğa hidayet vermez
(Tevbe 19)
Güzel filmdi...
Ustalıkla çekilmiş bir film. Erkan Can da oyunculuğunu konuşturuyor.
5056....Dil ile, takva elbisesi................................(güzel sözler deryası)
****** Sessizlikler sesinde, sessiz sesimin sesi,
****** Kalbimize giydirsin, DİL takva elbisesi.
Ahmet Yazıcıoğlu
günah ve hatalardan sakınmaktır
takva
ibrahima
o ne iğrenç bir sondu yaaaa...film bitti mi bitmedi mi diye bi ikilemde kaldım ve ordaki tüm izleyicilerde de aynı durum oluştu sanıorum...
erkan can'ın oyunculuğuna tekrar hayran kalınan film..
bakara suresi 197.ayette muminler icin 'en hayirli azik' olarak nitelenen kavram.Kur'anda cesitli turevleriyle birlikte yaklasik 250 kusur yerde gecer.
sonu pek bekledigim gibi degildi daha farklı olabilirdi...
filmde bir boşluk vardı aslında.
meşayihe ittiba gerektir tarikatte.
ama şeyhi muharrem efendiye kızıyla evlilik tavsiyesinde bulunduğunda eyvallah demeyip itiraz etti.
adaba aykırı aslında bu.normalde boyun eğerler.ama tabi muharrem efendi evleneyim deseydi konu gitmezdi o da ayrı konu tabi :)
her zaman var olan bi kelime ancak son günlerde bir filme isim olunca gündeme oturdu.
film konusu hakkında izahatta bulumuş önceden yazanlar.
erkan can iyi bir oyun sergilemiş(şaşırttı)
güven kıraç ise biraz abartılıydı özellile zikir sahnelerinde.
filmde canımı sıkan kısım şuydu:konu başladı evet ama bitmedi.sanki sürekli bir konu başlıyacakmış gibi bekledim bekledim ama filmin sonu geldi ve başlmasını beklediğim konu başlamadan bitiverdi film.kopuk ve yarım kaldı yani.
ve filmde insana verilen emsaj acı da olsa şuydu:
inancını yaşamakla dünya hayatı arasında ikileme düşer insan. din dünyada yaşanası bir olgu değilmiş gibi adeta.
takva ölçüsünde bir yaşam dünyada insanı mutsuz eder gibi bir sonuca vardı insanlar.
hepsinin ötesinde kendimize ait ve bizi anlatan gerçekçi filmler yaptığımız zaman güzel oluyor bunu da ispatladı film. hokkabazdan ise takvayı tercih ederim.
Film kahramanının yaşadığı çelişki dinin iç paradigmaları içinde çözülemiyecek dolayısıyla cinnete sürükleyecek türden bir çelişki değil. Burada bir senaryo zaafı görülüyor. Birisi evlenerek, diğeri sahibine yada muhtaç olana paranın verilmesiyle çözülecek iki problem. Bütün bir olguyu bu iki mesele üzerine oturtmak çok gerçekçi gelmedi....