Bakın, bundan 10 gün kadar önce Kocaeli Veteriner Hekimler Odası Başkanı Orhan Altuntaş; bana göre 'gündeme bomba gibi düşmesi gereken' lâflar etti... Dedi ki; 'Türkiye'de kırmızı et tüketiminde ciddi olmayan bir artış olmasına rağmen, son 10 yıl içinde mezbahanelerde kesilen kırmızı et miktarı düştü! .. Peki, aradaki bu açık nereden ve nasıl kapatılıyor? .. Elbette domuz eti ve başka hayvan etlerinden! ! ! ' Bunlar, müthiş sözler! .. Adam, resmen ve alenen soruyor işte: 'Mezbahanelerde kesilen kırmızı et miktarı düşerken, tüketilen et miktarı az da olsa artarken, aradaki açık nasıl kapatılıyor? ' Cevabını da veriyor: 'Domuz etiyle! ! ! ' Dikkat edin; 'sarı çizmeli Mehmet Ağa' söylemiyor bunu, 'Kocaeli Veteriner Hekimler Odası Başkanı' söylüyor! .. Dahasını da söylüyor: 'Büyük mağazalar ve süpermarketler tarafından zaman zaman ETTE promosyon kampanyaları düzenlenir! .. Türkiye'nin en büyük ve en ünlü mağazalarının düzenledikleri bu kampanyalarda; SUCUK, SALAM, SOSİS ve hatta KIYMA'nın kilosu 5-6 MİLYON'a satılır! .. Bunları, bu fiyata satmak mümkün değil! .. Çünkü; Bir inek veya dana etinin kilosu, mezbahaneden 8 milyon liraya çıkıyor! .. Vergisiydi, ulaşım maliyetiydi, kâr payıydı derken; bir kasabın, etin kilosunu 11 milyon liradan aşağı satması mümkün değil! .. Peki, nasıl oluyor da; 11 milyon liralık bir et, büyük ve ünlü mağazalarda promosyona sokulup; sucuk, sosis, salam ve hatta kıyma olarak 5-6 milyona satılıyor? .. Hiçbir mağaza veya hipermarket böyle bir kampanyaya dayanamaz zarar eder! .. Zaten, kendilerine sorduğumuzda da, mantıklı cevap veremiyorlar! ' Evet, nasıl oluyor da '11 milyon lira'dan satılması gereken et, 'promosyon'a sokulup, '5-6 milyon'a satılıyor? .. Ne yani; 'Garibanlar da et yesin! ' diye mi? .. Yoksa, işin içinde 'hınzır oğlu hınzırlık' mı var? .. Cevap, yine Orhan Altuntaş'tan: 'Bu kampanyaların arkasında, sağlıklı bir inek veya dana etinin olması mümkün değil! .. Türkiye'de; maalesef domuz eti üretimi devam ediyor ve bu etler, bir şekilde milletin sofrasına gönderilip, yediriliyor! .. İstabul'da, Terkos Gölü kenarında 5 bin damızlık domuz çiftlikleri var! .. Bunlar; bir şekilde yemek fabrikalarına, otellere, ünlü mağazalara ve hipermarketlere sucuk, sosis, salam ve hatta kıyma olarak satılıyor! '
'Amerika, soykırımlara Kızılderilileri katletmekle başladı. Amerikalılar ve İngilizler Almanların savaşı kaybetmelerinin ardından, Dresden kentine sığınan Alman göçmenlerin üzerine 3 gün süreyle havadan bomba yağdırdı. Saldırılarda çocuk ve kadınların oluşturduğu 200 bin kişi öldü. Amerika’nın Japonya’nın Hiroşima ve Nagazaki kentlerine attığı atom bombaları sonucu 135 bin kişi öldü. ABD’nin Vietnam’ı işgali ise 70 bin kişinin ölümüyle sonuçlandı. ABD son olarak Felluce’de 1500 sivili öldürdü. İşgal’den sonra ise, Irak’ta öldürülen toplam ıraklı sayısı ise 1 milyon’un üzerinde'
' Almanlar 1933-45 yılları arasında Büyük Alman İmparatorluğu’nu kurmak ve mükemmel Alman ırkını yaratmak hedefiyle diğer milletlerden ve etnik gruplardan 21 milyon insanı topluca kurşuna dizerek, toplama kamplarında, fırınlarda yakarak, gaz odalarında zehirleyerek soykırıma uğrattılar. Gerek Almanya gerekse de Almanların işgal ettiği diğer ülkelerde yaşayan 2 milyon Yahudi sistematik bir biçimde vurularak, asılarak, yakılarak ve zehirlenerek öldürüldü. Almanlar 1891 yılında da hammadde ve işgücü ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Namibya’ya sömürge kurmak amacıyla çıktı. Adanın yerlileri Herero ve Namalar üzerine taarruz eden Alman askerleri yaşlı, kadın, çocuk dinlemeden 117 bin insanı katletti. Yaklaşık 132 bin yerliden geriye 15 bini sağ kalabildi.'
işlerine gelince özgürlük diye bağıran insanlar başörtüsü yasağının devam etmesi için nasılda seferber oluyorlar.şunu iyi bilin.özgürlük sizin tekelinizde değildir.özgürlük yanlızca sizin için değildir.dindar kızlarımızı cahil bırakmak, toplumdan dışlamak için konulan başörtüsü yasağı kalkacak ve herkes eşit eğitim imkanına kavuşacaktır.
ülkemizde haber programları genelde çok gürültülü,şiddet dozu yüksek, huzursuz edici.ellerinden gelse tabutun içinede kamera yerleştirecekler.en nefret ettiğim şeyde arka fona yerleştirdikleri trajik bir müzikle trajik bir olayı trajediye dönüştürüp haberi uzattıkca uzatıp duyguları sömürmek.
Bakın, bundan 10 gün kadar önce Kocaeli Veteriner Hekimler Odası Başkanı Orhan Altuntaş; bana göre 'gündeme bomba gibi düşmesi gereken' lâflar etti...
Dedi ki;
'Türkiye'de kırmızı et tüketiminde ciddi olmayan bir artış olmasına rağmen, son 10 yıl içinde mezbahanelerde kesilen kırmızı et miktarı düştü! .. Peki, aradaki bu açık nereden ve nasıl kapatılıyor? .. Elbette domuz eti ve başka hayvan etlerinden! ! ! '
Bunlar, müthiş sözler! ..
Adam, resmen ve alenen soruyor işte:
'Mezbahanelerde kesilen kırmızı et miktarı düşerken, tüketilen et miktarı az da olsa artarken, aradaki açık nasıl kapatılıyor? '
Cevabını da veriyor:
'Domuz etiyle! ! ! '
Dikkat edin; 'sarı çizmeli Mehmet Ağa' söylemiyor bunu, 'Kocaeli Veteriner Hekimler Odası Başkanı' söylüyor! ..
Dahasını da söylüyor:
'Büyük mağazalar ve süpermarketler tarafından zaman zaman ETTE promosyon kampanyaları düzenlenir! .. Türkiye'nin en büyük ve en ünlü mağazalarının düzenledikleri bu kampanyalarda; SUCUK, SALAM, SOSİS ve hatta KIYMA'nın kilosu 5-6 MİLYON'a satılır! ..
Bunları, bu fiyata satmak mümkün değil! ..
Çünkü;
Bir inek veya dana etinin kilosu, mezbahaneden 8 milyon liraya çıkıyor! .. Vergisiydi, ulaşım maliyetiydi, kâr payıydı derken; bir kasabın, etin kilosunu 11 milyon liradan aşağı satması mümkün değil! ..
Peki, nasıl oluyor da;
11 milyon liralık bir et, büyük ve ünlü mağazalarda promosyona sokulup; sucuk, sosis, salam ve hatta kıyma olarak 5-6 milyona satılıyor? ..
Hiçbir mağaza veya hipermarket böyle bir kampanyaya dayanamaz zarar eder! .. Zaten, kendilerine sorduğumuzda da, mantıklı cevap veremiyorlar! '
Evet, nasıl oluyor da '11 milyon lira'dan satılması gereken et, 'promosyon'a sokulup, '5-6 milyon'a satılıyor? ..
Ne yani;
'Garibanlar da et yesin! ' diye mi? ..
Yoksa, işin içinde 'hınzır oğlu hınzırlık' mı var? ..
Cevap, yine Orhan Altuntaş'tan:
'Bu kampanyaların arkasında, sağlıklı bir inek veya dana etinin olması mümkün değil! .. Türkiye'de; maalesef domuz eti üretimi devam ediyor ve bu etler, bir şekilde milletin sofrasına gönderilip, yediriliyor! ..
İstabul'da, Terkos Gölü kenarında 5 bin damızlık domuz çiftlikleri var! .. Bunlar; bir şekilde yemek fabrikalarına, otellere, ünlü mağazalara ve hipermarketlere sucuk, sosis, salam ve hatta kıyma olarak satılıyor! '
'Amerika, soykırımlara Kızılderilileri katletmekle başladı. Amerikalılar ve İngilizler Almanların savaşı kaybetmelerinin ardından, Dresden kentine sığınan Alman göçmenlerin üzerine 3 gün süreyle havadan bomba yağdırdı. Saldırılarda çocuk ve kadınların oluşturduğu 200 bin kişi öldü. Amerika’nın Japonya’nın Hiroşima ve Nagazaki kentlerine attığı atom bombaları sonucu 135 bin kişi öldü. ABD’nin Vietnam’ı işgali ise 70 bin kişinin ölümüyle sonuçlandı. ABD son olarak Felluce’de 1500 sivili öldürdü. İşgal’den sonra ise, Irak’ta öldürülen toplam ıraklı sayısı ise 1 milyon’un üzerinde'
' Almanlar 1933-45 yılları arasında Büyük Alman İmparatorluğu’nu kurmak ve mükemmel Alman ırkını yaratmak hedefiyle diğer milletlerden ve etnik gruplardan 21 milyon insanı topluca kurşuna dizerek, toplama kamplarında, fırınlarda yakarak, gaz odalarında zehirleyerek soykırıma uğrattılar. Gerek Almanya gerekse de Almanların işgal ettiği diğer ülkelerde yaşayan 2 milyon Yahudi sistematik bir biçimde vurularak, asılarak, yakılarak ve zehirlenerek öldürüldü. Almanlar 1891 yılında da hammadde ve işgücü ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Namibya’ya sömürge kurmak amacıyla çıktı. Adanın yerlileri Herero ve Namalar üzerine taarruz eden Alman askerleri yaşlı, kadın, çocuk dinlemeden 117 bin insanı katletti. Yaklaşık 132 bin yerliden geriye 15 bini sağ kalabildi.'
'Bozulduğu zaman, insandan daha korkunç bir yaratık yoktur.'
Sophokles
Almanyada 9 türk ü diri diri yakan dazlakların önderi.
işlerine gelince özgürlük diye bağıran insanlar başörtüsü yasağının devam etmesi için nasılda seferber oluyorlar.şunu iyi bilin.özgürlük sizin tekelinizde değildir.özgürlük yanlızca sizin için değildir.dindar kızlarımızı cahil bırakmak, toplumdan dışlamak için konulan başörtüsü yasağı kalkacak ve herkes eşit eğitim imkanına kavuşacaktır.
'gülme komşuna gelir başına'dedirten,rezil olanları diliyle dahada rezil edenlerin içine düştükleri trajik tarihi tekerrür.
ülkemizde haber programları genelde çok gürültülü,şiddet dozu yüksek, huzursuz edici.ellerinden gelse tabutun içinede kamera yerleştirecekler.en nefret ettiğim şeyde arka fona yerleştirdikleri trajik bir müzikle trajik bir olayı trajediye dönüştürüp haberi uzattıkca uzatıp duyguları sömürmek.
daha çok amerikada gözükür.yoksa kültürel eğilimlerimi var?
uslanmak için bazıları ihtiyaç duyar.