Türk Soykırımı Planlanıyor, Uyanın! ! . Zahide UÇAR AKP çakalların yanında AKBABA olmayı kabullenmiş, Türk Milletini ateşten bir kıyamete sürmeye hazırlanıyor. MGK’da Suriye ile savaş şartları değerlendirilmiştir(!) Hiç düşündünüz mü, o kirli savaşa kim sürülecek? Türkiye’yi Küresel elit’in çıkarlarına fedai yapmayı mecburiyetleri nedeniyle kabul eden hükümet, kimleri ateşe sürecek? Osmanlı döneminde azınlıklar, tarikat müritleri semirirken, Anadolu’nun fakir Türk çocukları savaş meydanlarına sürüldü. Saltanatın bütün nimetlerinden faydalanan kesimin çıkarlarına bekçi yapılan Türk gençleri; Afrika’dan Balkanlar’a, Kafkaslardan Arap çöllerine sürülerek adeta Türk soykırımına uğratıldı. Saray efradı tarafından “Fehimsiz Türk” diyerek horlanan Türkler, fakir ve cahil bırakılmıştı. Bu küçümsemeyi Vahdettin’in Amerika’ya yazdığı utanç verici mektubunun içinde de bulabilirsiniz. Mektubunda ki o paragrafa bir bakalım: “İslam Hilafetinin Osmanlı Saltanatı'ndan soyutlanması ve ayrılması ve Hilafetin tümüyle kaldırılması dini, kavmiyeti, vatanı belirsiz ve karışık askerlerden ve öteki sınıflardan oluşan küçük bir şer zümresinin kısmen zorla ve kısmen bilgisizlik ve gafletle yönlendirdiği beş-altı milyonluk Türk kavminin yetki alanı içinde değildir.”(1*) Bu zulüm ve haksızlığı iyi bilen Atatürk, çileli ve mazlum Türk Milletini ayağa kaldırarak, özgüvenini geri kazandırmıştır. Şimdi Türk Milleti üzerinde çok büyük bir oyun daha oynanıyor. Diliyle oynandı, diniyle oynandı, ekmeğiyle oynandı. Yetmedi! ! . Şimdi yeni bir “Türk Soykırımı” planlanıyor ve bu sinsi planı maalesef kimse fark etmiyor, edemiyor. BEDELLİ ASKERLİK BİR TUZAKTIR! ! . UYANIN! ! . UYANDIRIN! ! . MÜSİAD, TÜSİAD, vekil çocukları, yeşil sermaye, tarikat-cemaat mensupları, Güneydoğu ağaları, şeyh, şıh çocukları, aşiret mensuplarının çocukları askere gitmeyecektir. Kim gidecek peki? Anadolu’nun fakir bırakılmış Türk Çocukları. Ortadoğu kaynarken, Türkiye’yi savaşa sürme planı yapan AKP, böylesine kritik bir dönemde “bedelli askerlik” yasasını niye çıkardı sizce? Böylesine kritik bir süreçte bedelli askerlik çıkarılarak kimler kurtarıldı, kimler ateşe sürülüyor? Osmanlının son yüzyılını hatırlayalım. Ticaret, dolayısı ile para azınlıkların elindedir. Sanat ve zanaat da azınlıkların tekelindedir. Türkler ise savaştan savaşa sürülmektedir. İşte o süreçte Rusya, Fransa gibi ülkeler Ermenileri “Büyük Ermenistan” vaadi ile ayaklandırdı. Erkekleri savaş meydanlarına sürülmüş Türkler, Ermeni çapulcuların saldırısına uğradı. Toplu kıyımlar, tecavüzler yaşandı. Korunmasız, silahsız Türkler damlara, samanlıklara doldurulup yakıldı. Kuyulara atıldı. Gelelim bu güne: Anadolu gene fakir, gene savunmasızdır. Türk Halkı gene horlanıyor. Türk olmak suç haline geldi. Kanıyla, canıyla kurduğu, anasının ak sütü gibi helal olan vatanında ötekileştiriliyor. Devletinden adı bile çıkarılmaya çalışılıyor. Ülkeyi yönetenlerce katil, soykırımcı ilan ediliyor. Kurtuluşu için yaptığı savaş bile inkar ediliyor. Bu kadar horlanan, inkar edilen, zulmedilen, iftira edilen Türk Halkı emperyalizme yem edilecek. Bu rezil plan “bedelli askerlik” yasasının içine gizlenmiştir. Yasayı çıkaran ve destekleyenlerin çoğunun bu planı bildiğini sanmıyorum. Ülkemizde küresel çeteler adına toplum mühendisliği yapanlar ve yasayı telkin edenler kesinlikle bu planı biliyordur. 2006’dan beri PKK iç savaşa hazırlanıyor, büyük şehirlerde silahlanarak iç savaşa hazırlık yapıyor diye yazmıştım. O dönem paranoyak olmakla suçlandım. PKK-MİT görüşmesinde MİT Müsteşarı Hanım bu iddiamı doğruluyor, görüştükleri PKK’lıya; “şehirleri silahla doldurdunuz” diyordu. Türk Ordusu Suriye’ye girerse ne olur? Dün Ermenileri kışkırtan emperyalist devletler bu sefer PKK’yı bütün ülkede harekete geçirerek kan döktürecektir. Savaşa sürülen Türk çocukları soykırıma uğrayacak, işbirlikçi ve mandacıların çocukları AB-D ve sayfiyelerde ceplerini şişirmeye devam edecektir. Hesaplanan iç ve dış savaş sonucunda Türk nüfusu kırılacak, Anadolu boşaltılacaktır. Böylece Haçlı güruhun bin yıllık Anadolu’yu Türklerden geri alma planı gerçekleşecektir. Bu plan onların planıdır. Bizler kendi planımızı henüz söylemedik. Dün işbirlikçilerini ellerine verip geldikleri yere yolladıklarımız akıllanmamış olmalı ki, aynı oyunu gene sahneye koyuyor. Biz gene işbirlikçilerini de ellerine verip, geldikleri yere geri yollayacağız. Biz bu vatana canımızla, kanımızla bedel ödeyerek sahip olduk. 2. Türk soykırımına müsaade etmeyeceğiz. Küresel elit’in Boğaz müdavimleri, mütareke basınının Ali Kemalleri istedi diye Suriye ile savaşmayacağız! .. Kendilerini “bedelli askerlik” tezgahıyla sağlama aldığını düşünen işbirlikçiler Türkleri Müslümanlar üzerine sürerek Türk soykırımı yapamayacaktır. UYANIN ve bu aşağılık planı Haçlı ittifak’ın suratında parçalayın! ! .. Uyanın, uyandırın! ! TÜRKE YAPILAN SOYKIRIM BANA GELEN MAİLDEN ALINTIDIR
9 Aralık 1948 tarihli B.M'nin, 'Soykırım suçunun önlenmesi ve cezalandırılmasına dair sözleşme Madde 2:
* Gruba mensup olanların öldürülmesi * Grubun mensuplarına ciddi surette bedensel veya zihinsel zarar verilmesi * Grup içinde doğumları engellemek amacıyla tedbirler almak * Grubun bütünüyle veya kısmen,fiziksel varlığını ortadan kaldıracağı hesaplanarak,yaşam şartlarını kasten değiştirmek.
BİZE SOYKIRIM YAPTILAR DİYEN FRANSIZLARIN YAPTIĞI SOYKIRIM: Cezayir Soykırımı: Cezayir Soykırımı Fransız yönetimi altında 1,5 milyon kişi hayatını kaybetmiş (Scotsman, 17 Nisan 2006) , çok sayıda kişi de işkence ve kötü muameleden geçmiştir. Cezayirliler bu olayları 'Cezayir Soykırımı' olarak adlandırırlar. Fransa, soykırım bir yana, olaylardaki sorumluluğunu dahi kabul etmiş değildir. Paris hükümetine göre tüm bu olaylar tarihçilere bırakılmalıdır. Cezayir devlet başkanı Abdülaziz Bouteflika ise Fransa'nın Cezayir'de sadece insanlara karşı değil, insanların kimlikleri ve kültürlerine karşı da bir soykırım uyguladığını iddia etmiştir. Cezayirli üst düzey bir idareci olan ve Mayıs 1945 Vakfı'nın Başkanı Muhammed El Korso 'Fransızlar ve uluslararası kamuoyu bilmelidir ki FransaCezayir devlet başkanı Abdülaziz Bouteflika da 'Cezayir sömürgecilik ve bağımsızlık savaşı dönemlerinde işlenen tüm bu suçların Fransa tarafından kabul edilmesini beklemeyi hiçbir zaman bırakmamıştır' demiştir. [1] Mayıs 1945'de gerçek bir soykırım işlemiştir' demiştir
Birleşmiş Milletler'in önleyici yönde sözleşmesi olmasına rağmen, modern çağda da sayısız soykırım olayı görülmüştür. Örneğin, bizzat olayın kahramanı 2 emekli Fransız generalin Le Monde’da yayınlanan itiraflarına göre; Fransızlar 1954-1962 yılları arasında Cezayir’de en az 1 milyon Cezayirliyi katletmiş, 1965-1966 yıllarında Endonezya ordusu bir milyon komünisti ve ailelerini öldürmüş, 1975-1979 yılları arasında Kamboçya'da Kızıl Kmerler 1.7 milyon Kamboçyalı'yı katletmiş, 1994'de Ruanda'da 500.000 Tutsi, Hutular tarafından öldürülmüş ve nihayet 1991'den sonra Bosna-Hersek ile Kosova'da binlerce Müslüman Sırp vahşetine maruz kalmıştır. Soykırım suçu, gerçek anlamda bu olaylarda işlenmiştir. Ermeni iddialarının ve yalanlarının aksine, 1915 yılında Doğu Anadolu bölgesindeki Ermenilerin daha güvenli topraklara göç ettirilmesi uygulaması, Ermenilerin ve cephelerin güvenliğini sağlamaya yönelik bir harekettir ve soykırımla hiç bir ilgisi yoktur. Ermenilerin Doğu Anadolu'da savaş ve göç sırasında kayıplar verdikleri doğrudur. Ancak bu kayıplar, Doğu Anadolu'da yaşanan savaş ve isyanlar nedeniyle asayişin sağlıklı olarak sağlanamaması, araç, yakıt, gıda, ilaç yetersizliği, ağır iklim koşulları ile tifüs gibi salgın hastalıklar nedeniyle meydana gelmiştir. Hiçbir şekilde kasıtlı ve planlı bir katliam söz konusu değildir. Aslında Ermeniler, geçmişte hakimiyeti altında yaşadıkları devletlere ihanetlerinden dolayı bir çok kez buna benzer göç hareketlerine tabi tutulmuşlardır. Sasaniler 379'larda 70.000 Ermeni’yi İran'a, Bizanslılar 1025'lerde Doğu Anadolu'daki 40.000 Ermeni'yi Sivas ve Kayseri'ye, Memluklar 1250'lerde 10.000 kadar Ermeni'yi Mısır'a, 1743'de İranlılar 24.000 Ermeni'yi İran içlerine ve 1777'de Kırım'ı işgal eden Ruslar bölgedeki binlerce Ermeni'yi steplere sürmüştür. Tarih boyunca sayısız göç ve sürgün olayına maruz kalan Ermeniler, bunların hiç birini gündeme getirmeden, sadece 1915'te Osmanlı devleti tarafından son derece haklı gerekçelerle yer değiştirmeye tabi tutulmalarını sözde soykırım adı ile sorun haline getirmeye çalışmaktadırlar. Bu tavır, maksatlı ve Türkiye'nin bütünlüğünü bozmaya yönelik politikaların bir ürünüdür. Bazı ülkelerin, Afrika ve Balkanlarda yaşanmakta olan gerçek anlamdaki soykırım hareketlerine seyirci kalarak, sözde Ermeni soykırımı iddialarına ve yalanlarına destek vermeleri de bunun en açık göstergesidir.
soykırım; “ırk, milliyet, etnik ve din farklılıkları nedeniyle insan gruplarının yok edilmesi”dir. Bu suç, direkt olarak bir hükümet tarafından veya onun rıza göstermesi ile işlenebilir. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, dünyada soykırım suçunu önlemek ve cezalandırmak için 1948'de 'Soykırım Sözleşmesi”ni kabul etmiş ve Türkiye de bu sözleşmeye 1950 yılında taraf olmuştur. Soykırım dendiği zaman Nazilerin, Yahudilere ve diğer etnik gruplara karşı giriştikleri kitlesel kıyım akla gelir. 1939-1945 yılları arasında 5-6 milyon Yahudi, 3 milyondan fazla Sovyet savaş tutsağı, birer milyondan fazla Polonya ve Yugoslavya sivil halkı, 200.000 civarında Çingene ve 70.000 özürlü insanın canına kıyılmıştır. İşte soykırım budur.
Bir katliyama soykırım denimesi için o katliyamın devlet politikası,sürekli olarak gerçekleşmesi ve tüm ülkede geçerli olması gerekir.Yani soykırım için faşizm şarttır.Birleşleşmiş Milletlere göre 3 soykırım mevcuttur dünyada:Ruanda Almanya ve Yugoslavya soykırımları.Dolayısıyla bugün ülkemiz yöneltilen suçlamalar Birleşmiş Milletler tanımına, uluslararası tanımlara asla uymazlar.Bu açıkça görülebilİr.
Soykırım; Irk, milliyet, etnik ve din farklılıkları nedeniyle insan gruplarının yok edilmesi’dir. Bu suç, direkt olarak bir hükümet tarafından veya onun rıza göstermesi ile işlenebilir. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, dünyada soykırım suçunu önlemek ve cezalandırmak için 1948'de “Soykırım Sözleşmesi”ni kabul etmiş ve Türkiye de bu sözleşmeye 1950 yılında taraf olmuştur.
Dünyada nüfusunun üçte biri 'yok edilen' bir kent var mı acaba? .. Genç yaşlı, kadın erkek, beşikteki bebek demeden. Kimi kurşunlanarak. Kimi süngülenerek. Kimi aç, susuz bırakılarak. Dr. Asım Güzel bey 'evet var' dedi: -Benim kentim... Gaziantep. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Asım Güzel bey 'Gaziantep savunmasını' anlattı. Sonra 'işgal günlerini.' Yıllar boyu Gaziantep'te Türklerle iç içe yaşayan Ermenilerin nasıl 'Fransız üniforması' giydiğini. Ve Fransızlarla birlikte masum halkı nasıl katlettiğini. 'O dönemde' Gaziantep'in nüfusu 24 bin. Fransız-Ermeni zulmünde 'kayıp' ise 8 bin. Her 3 kişiden biri 'yok olmuş.' Fransızlar 'Kilis istikametinden' saldırıya geçerler. Antep '11 ay 10 gün direnir.' Halk ekmeksiz, susuz kalır. Kadınlar 'zerdali çekirdeğinden' ekmek yaparlar. Antep savunmasının simgesi olan Şahin Bey eli silah tutanları örgütler. Düşman 'Elmalı köprüsünde' durdurulur. Ve sonunda Şahin Bey, Fransızlar tarafından süngülenerek öldürülür. Gaziantep 'düşer.' Dr. Asım Güzel bey: -Fransızlar dışardan, Ermeniler içerden saldırdılar... Ermeniler yıllar yılı birlikte yaşadıkları arkadaşlarını, komşularını acımadan öldürdüler... Oluk oluk kan aktı. Antep'e TBMM kararıyla 'gazilik' verilmesi bu yüzden. Şanlı ve çok kanlı direnişten dolayı. Şahin beyin 'direnişi' sürerken, Antepli çocuklar cepheye erzak taşımışlar. Yaşları 9 ile 14 arasında. 14 çocuk, akşam saatlerinde cepheye varabilmişler. Erzakı bırakıp dönecekleri sırada hava kararmış. Bir değirmene gizlenmişler. 'Dokurcum' değirmenine. Gece Fransızlar değirmeni basmışlar. 14 çocuğu yakalamışlar. Ellerini bağlamışlar. Önce kurşuna dizmişler. Sonra da süngüyle delik deşik etmişler. Dokurcum değirmeni, Şahin beyin şehit edildiği ve şimdi anıtının bulunduğu yere '50 metre mesafede.' Gaziantep Büyükşehir Belediyesi 1 yıl önce buraya, 14 çocuğun anısına bir anıt dikme kararı almış. 'Dışişleri'ne' bilgi vermiş. Ve 'Yüksek Anıtlar Kurulu'na' başvurulmuş. Kuruldan 'olur' çıkmış. Şimdi sıra 'anıt dikmeye' gelmiş. Gaziantep Belediyesi'nin anıt dikecek parası var. Ama anıt 'belediyenin parasıyla' yapılmayacak. Sivil toplum örgütleri 'anıtı biz dikelim' diyor. Dr. Asım Güzel bey’in onlara yanıtı 'hayır.' Öyleyse 'bu iş' nasıl olacak? Anıtı 'halk' dikecek. Bankada hesap açıldı. Anıt 'halkın parasıyla' dikilecek. İsteyen bankaya (Gaziantep-Vakıfbank Merkez Şubesi-205 00 94 numaralı hesap) 1 ile 5 lira arasında para yatıracak. 'Asım bey' dedik: Anıtın açılışına Fransız ve Ermeni liderlerini de davet etseniz. :) :) :)
Bazı ünlü soykırımlar: -Naziler Polonya ve çevre ülkelerde 8 milyon civarında yahudi,bolşevik,çingene ve homoseksüel katletmiştir. -Fransa başta Cezayir olmak üzere Benin,Tunus,Gana,Gine,Senegal ve Kamerun da toplam 10 milyona yakın insanı katletmiştir. -Rusya Çeçenistanda 300.000 insanı katletmiştir. -Sovyetler Birliği Orta Asya da Kırım da Ahıska da toplam 1 milyondan fazla insanı öldürmüştür. -Belçika Ruanda ve Kongo da 9 milyon insana karşı soykırım yapmıştır. -İtalya Yugoslavya,Arnavutluk,Somali,Eritre,Libya ve Etiyopya da 2 milyon insanı öldürmüştür. -Japonya Çin de 500.000 den fazla direnişçiyi katletmiştir. -Hollanda Surinam ve Guyana da ki bir medeniyet olan Arowakları tamamen ortadan kaldırmıştır. -İspanya Endülüs de müslüman ve yahudilere karşı Kuzey ve Orta Amerika da ise İnka Aztek ve Maya lara karşı soykırımın babasını yapmıştır.(gayri resmi kaynaklara göre 100 milyona yakın insan katledilmiştir.) ve gelelim Soykırım ustasına: -İngiltere Hindistan Nepal Kenya Güney Afrika Kanada ABD Avusturalya Yeni Zelenda Filipinler İrlanda İskoçya gibi ülkelerde dünyaya soykırımı öğretmiştir. Özellikle İspanya İngiltere ve ABD Amerika kıtasında sayıları 500 milyonun üstünde olan Kızılderili halkının kökünü kesmiştir. Gerçekten bravo yani buda kolay birşey değildir kutlamak lazım. Sonra da gelin Bizim ermeni soykırımımızla ilgili atıp tutun bakalım.
-ingilterenin gözleri silah görmemiş eli mızraklı kabilelere tüfekli adamlar gönderip 'vallaha savaştık kazandık onlar bizim sömürgemizdir' dediği her karış toprak -almanların avrupanın göbeğinde 7 milyon yahudiyi sırf yahudi oldukları için çoluk çocuk gaz odalarına doldurması -fransanın çıplak ve savaştan bi haber cezayire asker çıkartıp müslümanlara karşı etnik temizlik uygulaması -ermenilerin güney doğuda devlet kurma hayalleriyle çetelerin bastığı türk köyleri ve kırdıkları halk -ispanyanıın engizisyon adı altında dönemin büyük şeytanı papa hazretleriyle bir olup bi çok kadını cadı, (1 milyonun üzerinde olduğu tahmin ediliyor) 1 çok erkeğide şeytana tapıyor (eski inanışlara inanıyorlar diye) önce işkence yapıp sonrada yakarak öldürmeleri -ABD nin, kurulduğu toprakların halkı olan Kızılderilileri nerdeyse soylarını tüketecek kadar vahşice ve kısa sürede (50-80 yıllık kısa bir sürede artık siz düşünün vahşetin boyutunu) çoluk çocuk demeden hepsini katletmesi.
gelelim türklerin soykırım yaptı dendiği konulara -ermeni çeteleriyle işbirliği yaptığı ve onlara lojistik destek verdiği anlaşılan ermeni halkının suriyeye göç ettirilmesi -1473 (tam hatırlamıyorum ama tarih bununa yakın) pontusdaki rumları fatih sultan mehmet tarafından ana yurtlarına (kendileri pontus bölgesinde istilacıydı asıl yurtları zamanın bizansıydı) göç ettirmesi...
bakmayın avrupalının masum gözüktüğüne canavarın alasıdırlar aslında genlerine işlenmiştir, güvenilmemelidir.
https://pin.it/3zMGJKy
"Düşmanınıza yenildiğinizde değil, düşmanınıza benzediğinizde, asıl savaşı kaybetmiş olursunuz." ~Aliya İzzetbegoviç
Ayşe Kulin / Nefes Nefes e Kitabındaki dizeleri okumak yeterli buc kelime için..
Türk Soykırımı Planlanıyor, Uyanın! ! .
Zahide UÇAR
AKP çakalların yanında AKBABA olmayı kabullenmiş, Türk Milletini ateşten bir kıyamete sürmeye hazırlanıyor.
MGK’da Suriye ile savaş şartları değerlendirilmiştir(!)
Hiç düşündünüz mü, o kirli savaşa kim sürülecek?
Türkiye’yi Küresel elit’in çıkarlarına fedai yapmayı mecburiyetleri nedeniyle kabul eden hükümet, kimleri ateşe sürecek?
Osmanlı döneminde azınlıklar, tarikat müritleri semirirken, Anadolu’nun fakir Türk çocukları savaş meydanlarına sürüldü. Saltanatın bütün nimetlerinden faydalanan kesimin çıkarlarına bekçi yapılan Türk gençleri; Afrika’dan Balkanlar’a, Kafkaslardan Arap çöllerine sürülerek adeta Türk soykırımına uğratıldı.
Saray efradı tarafından “Fehimsiz Türk” diyerek horlanan Türkler, fakir ve cahil bırakılmıştı. Bu küçümsemeyi Vahdettin’in Amerika’ya yazdığı utanç verici mektubunun içinde de bulabilirsiniz. Mektubunda ki o paragrafa bir bakalım:
“İslam Hilafetinin Osmanlı Saltanatı'ndan soyutlanması ve ayrılması ve Hilafetin tümüyle kaldırılması dini, kavmiyeti, vatanı belirsiz ve karışık askerlerden ve öteki sınıflardan oluşan küçük bir şer zümresinin kısmen zorla ve kısmen bilgisizlik ve gafletle yönlendirdiği beş-altı milyonluk Türk kavminin yetki alanı içinde değildir.”(1*)
Bu zulüm ve haksızlığı iyi bilen Atatürk, çileli ve mazlum Türk Milletini ayağa kaldırarak, özgüvenini geri kazandırmıştır.
Şimdi Türk Milleti üzerinde çok büyük bir oyun daha oynanıyor.
Diliyle oynandı, diniyle oynandı, ekmeğiyle oynandı. Yetmedi! ! . Şimdi yeni bir “Türk Soykırımı” planlanıyor ve bu sinsi planı maalesef kimse fark etmiyor, edemiyor.
BEDELLİ ASKERLİK BİR TUZAKTIR! ! . UYANIN! ! . UYANDIRIN! ! .
MÜSİAD, TÜSİAD, vekil çocukları, yeşil sermaye, tarikat-cemaat mensupları, Güneydoğu ağaları, şeyh, şıh çocukları, aşiret mensuplarının çocukları askere gitmeyecektir. Kim gidecek peki? Anadolu’nun fakir bırakılmış Türk Çocukları.
Ortadoğu kaynarken, Türkiye’yi savaşa sürme planı yapan AKP, böylesine kritik bir dönemde “bedelli askerlik” yasasını niye çıkardı sizce? Böylesine kritik bir süreçte bedelli askerlik çıkarılarak kimler kurtarıldı, kimler ateşe sürülüyor?
Osmanlının son yüzyılını hatırlayalım.
Ticaret, dolayısı ile para azınlıkların elindedir. Sanat ve zanaat da azınlıkların tekelindedir. Türkler ise savaştan savaşa sürülmektedir. İşte o süreçte Rusya, Fransa gibi ülkeler Ermenileri “Büyük Ermenistan” vaadi ile ayaklandırdı. Erkekleri savaş meydanlarına sürülmüş Türkler, Ermeni çapulcuların saldırısına uğradı. Toplu kıyımlar, tecavüzler yaşandı. Korunmasız, silahsız Türkler damlara, samanlıklara doldurulup yakıldı. Kuyulara atıldı.
Gelelim bu güne:
Anadolu gene fakir, gene savunmasızdır. Türk Halkı gene horlanıyor. Türk olmak suç haline geldi. Kanıyla, canıyla kurduğu, anasının ak sütü gibi helal olan vatanında ötekileştiriliyor. Devletinden adı bile çıkarılmaya çalışılıyor. Ülkeyi yönetenlerce katil, soykırımcı ilan ediliyor. Kurtuluşu için yaptığı savaş bile inkar ediliyor. Bu kadar horlanan, inkar edilen, zulmedilen, iftira edilen Türk Halkı emperyalizme yem edilecek.
Bu rezil plan “bedelli askerlik” yasasının içine gizlenmiştir.
Yasayı çıkaran ve destekleyenlerin çoğunun bu planı bildiğini sanmıyorum. Ülkemizde küresel çeteler adına toplum mühendisliği yapanlar ve yasayı telkin edenler kesinlikle bu planı biliyordur.
2006’dan beri PKK iç savaşa hazırlanıyor, büyük şehirlerde silahlanarak iç savaşa hazırlık yapıyor diye yazmıştım. O dönem paranoyak olmakla suçlandım. PKK-MİT görüşmesinde MİT Müsteşarı Hanım bu iddiamı doğruluyor, görüştükleri PKK’lıya; “şehirleri silahla doldurdunuz” diyordu.
Türk Ordusu Suriye’ye girerse ne olur?
Dün Ermenileri kışkırtan emperyalist devletler bu sefer PKK’yı bütün ülkede harekete geçirerek kan döktürecektir. Savaşa sürülen Türk çocukları soykırıma uğrayacak, işbirlikçi ve mandacıların çocukları AB-D ve sayfiyelerde ceplerini şişirmeye devam edecektir.
Hesaplanan iç ve dış savaş sonucunda Türk nüfusu kırılacak, Anadolu boşaltılacaktır. Böylece Haçlı güruhun bin yıllık Anadolu’yu Türklerden geri alma planı gerçekleşecektir.
Bu plan onların planıdır. Bizler kendi planımızı henüz söylemedik.
Dün işbirlikçilerini ellerine verip geldikleri yere yolladıklarımız akıllanmamış olmalı ki, aynı oyunu gene sahneye koyuyor.
Biz gene işbirlikçilerini de ellerine verip, geldikleri yere geri yollayacağız.
Biz bu vatana canımızla, kanımızla bedel ödeyerek sahip olduk.
2. Türk soykırımına müsaade etmeyeceğiz.
Küresel elit’in Boğaz müdavimleri, mütareke basınının Ali Kemalleri istedi diye Suriye ile savaşmayacağız! ..
Kendilerini “bedelli askerlik” tezgahıyla sağlama aldığını düşünen işbirlikçiler Türkleri Müslümanlar üzerine sürerek Türk soykırımı yapamayacaktır.
UYANIN ve bu aşağılık planı Haçlı ittifak’ın suratında parçalayın! ! ..
Uyanın, uyandırın! !
TÜRKE YAPILAN SOYKIRIM BANA GELEN MAİLDEN ALINTIDIR
belli kurum,kurulus ve kisilerin belirli etnik kokene sahip toplulugu yok etmesi.. (insan kiyimi)
9 Aralık 1948 tarihli B.M'nin, 'Soykırım suçunun önlenmesi ve cezalandırılmasına dair sözleşme Madde 2:
* Gruba mensup olanların öldürülmesi
* Grubun mensuplarına ciddi surette bedensel veya zihinsel zarar verilmesi
* Grup içinde doğumları engellemek amacıyla tedbirler almak
* Grubun bütünüyle veya kısmen,fiziksel varlığını ortadan kaldıracağı hesaplanarak,yaşam şartlarını kasten değiştirmek.
'Soykırımdan asla sağ çıkılmaz.Fiziki olarak kurtulabilirsiniz, ama zihniniz ve ruhunuz sonsuza dek işkence çeker'
BİZE SOYKIRIM YAPTILAR DİYEN FRANSIZLARIN YAPTIĞI SOYKIRIM: Cezayir Soykırımı:
Cezayir Soykırımı Fransız yönetimi altında 1,5 milyon kişi hayatını kaybetmiş (Scotsman, 17 Nisan 2006) , çok sayıda kişi de işkence ve kötü muameleden geçmiştir. Cezayirliler bu olayları 'Cezayir Soykırımı' olarak adlandırırlar.
Fransa, soykırım bir yana, olaylardaki sorumluluğunu dahi kabul etmiş değildir. Paris hükümetine göre tüm bu olaylar tarihçilere bırakılmalıdır.
Cezayir devlet başkanı Abdülaziz Bouteflika ise Fransa'nın Cezayir'de sadece insanlara karşı değil, insanların kimlikleri ve kültürlerine karşı da bir soykırım uyguladığını iddia etmiştir.
Cezayirli üst düzey bir idareci olan ve Mayıs 1945 Vakfı'nın Başkanı Muhammed El Korso 'Fransızlar ve uluslararası kamuoyu bilmelidir ki FransaCezayir devlet başkanı Abdülaziz Bouteflika da 'Cezayir sömürgecilik ve bağımsızlık savaşı dönemlerinde işlenen tüm bu suçların Fransa tarafından kabul edilmesini beklemeyi hiçbir zaman bırakmamıştır' demiştir. [1] Mayıs 1945'de gerçek bir soykırım işlemiştir' demiştir
Birleşmiş Milletler'in önleyici yönde sözleşmesi olmasına rağmen, modern çağda da sayısız soykırım olayı görülmüştür.
Örneğin, bizzat olayın kahramanı 2 emekli Fransız generalin Le Monde’da yayınlanan itiraflarına göre; Fransızlar 1954-1962 yılları arasında Cezayir’de en az 1 milyon Cezayirliyi katletmiş, 1965-1966 yıllarında Endonezya ordusu bir milyon komünisti ve ailelerini öldürmüş, 1975-1979 yılları arasında Kamboçya'da Kızıl Kmerler 1.7 milyon Kamboçyalı'yı katletmiş, 1994'de Ruanda'da 500.000 Tutsi, Hutular tarafından öldürülmüş ve nihayet 1991'den sonra Bosna-Hersek ile Kosova'da binlerce Müslüman Sırp vahşetine maruz kalmıştır.
Soykırım suçu, gerçek anlamda bu olaylarda işlenmiştir. Ermeni iddialarının ve yalanlarının aksine, 1915 yılında Doğu Anadolu bölgesindeki Ermenilerin daha güvenli topraklara göç ettirilmesi uygulaması, Ermenilerin ve cephelerin güvenliğini sağlamaya yönelik bir harekettir ve soykırımla hiç bir ilgisi yoktur. Ermenilerin Doğu Anadolu'da savaş ve göç sırasında kayıplar verdikleri doğrudur. Ancak bu kayıplar, Doğu Anadolu'da yaşanan savaş ve isyanlar nedeniyle asayişin sağlıklı olarak sağlanamaması, araç, yakıt, gıda, ilaç yetersizliği, ağır iklim koşulları ile tifüs gibi salgın hastalıklar nedeniyle meydana gelmiştir. Hiçbir şekilde kasıtlı ve planlı bir katliam söz konusu değildir.
Aslında Ermeniler, geçmişte hakimiyeti altında yaşadıkları devletlere ihanetlerinden dolayı bir çok kez buna benzer göç hareketlerine tabi tutulmuşlardır. Sasaniler 379'larda 70.000 Ermeni’yi İran'a, Bizanslılar 1025'lerde Doğu Anadolu'daki 40.000 Ermeni'yi Sivas ve Kayseri'ye, Memluklar 1250'lerde 10.000 kadar Ermeni'yi Mısır'a, 1743'de İranlılar 24.000 Ermeni'yi İran içlerine ve 1777'de Kırım'ı işgal eden Ruslar bölgedeki binlerce Ermeni'yi steplere sürmüştür.
Tarih boyunca sayısız göç ve sürgün olayına maruz kalan Ermeniler, bunların hiç birini gündeme getirmeden, sadece 1915'te Osmanlı devleti tarafından son derece haklı gerekçelerle yer değiştirmeye tabi tutulmalarını sözde soykırım adı ile sorun haline getirmeye çalışmaktadırlar. Bu tavır, maksatlı ve Türkiye'nin bütünlüğünü bozmaya yönelik politikaların bir ürünüdür. Bazı ülkelerin, Afrika ve Balkanlarda yaşanmakta olan gerçek anlamdaki soykırım hareketlerine seyirci kalarak, sözde Ermeni soykırımı iddialarına ve yalanlarına destek vermeleri de bunun en açık göstergesidir.
soykırım; “ırk, milliyet, etnik ve din farklılıkları nedeniyle insan gruplarının yok edilmesi”dir. Bu suç, direkt olarak bir hükümet tarafından veya onun rıza göstermesi ile işlenebilir. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, dünyada soykırım suçunu önlemek ve cezalandırmak için 1948'de 'Soykırım Sözleşmesi”ni kabul etmiş ve Türkiye de bu sözleşmeye 1950 yılında taraf olmuştur.
Soykırım dendiği zaman Nazilerin, Yahudilere ve diğer etnik gruplara karşı giriştikleri kitlesel kıyım akla gelir. 1939-1945 yılları arasında 5-6 milyon Yahudi, 3 milyondan fazla Sovyet savaş tutsağı, birer milyondan fazla Polonya ve Yugoslavya sivil halkı, 200.000 civarında Çingene ve 70.000 özürlü insanın canına kıyılmıştır. İşte soykırım budur.
Bunun bir de 'sozde'si var...
Bir katliyama soykırım denimesi için o katliyamın devlet politikası,sürekli olarak gerçekleşmesi ve tüm ülkede geçerli olması gerekir.Yani soykırım için faşizm şarttır.Birleşleşmiş Milletlere göre 3 soykırım mevcuttur dünyada:Ruanda Almanya ve Yugoslavya soykırımları.Dolayısıyla bugün ülkemiz yöneltilen suçlamalar Birleşmiş Milletler tanımına, uluslararası tanımlara asla uymazlar.Bu açıkça görülebilİr.
Soykırım; Irk, milliyet, etnik ve din farklılıkları nedeniyle insan gruplarının yok edilmesi’dir. Bu suç, direkt olarak bir hükümet tarafından veya onun rıza göstermesi ile işlenebilir. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, dünyada soykırım suçunu önlemek ve cezalandırmak için 1948'de “Soykırım Sözleşmesi”ni kabul etmiş ve Türkiye de bu sözleşmeye 1950 yılında taraf olmuştur.
Al sana soykırım
Dünyada nüfusunun üçte biri 'yok edilen' bir kent var mı acaba? .. Genç yaşlı, kadın erkek, beşikteki bebek demeden.
Kimi kurşunlanarak.
Kimi süngülenerek.
Kimi aç, susuz bırakılarak.
Dr. Asım Güzel bey 'evet var' dedi:
-Benim kentim... Gaziantep.
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Asım Güzel bey 'Gaziantep savunmasını' anlattı.
Sonra 'işgal günlerini.'
Yıllar boyu Gaziantep'te Türklerle iç içe yaşayan Ermenilerin nasıl 'Fransız üniforması' giydiğini.
Ve Fransızlarla birlikte masum halkı nasıl katlettiğini.
'O dönemde' Gaziantep'in nüfusu 24 bin.
Fransız-Ermeni zulmünde 'kayıp' ise 8 bin.
Her 3 kişiden biri 'yok olmuş.'
Fransızlar 'Kilis istikametinden' saldırıya geçerler.
Antep '11 ay 10 gün direnir.'
Halk ekmeksiz, susuz kalır.
Kadınlar 'zerdali çekirdeğinden' ekmek yaparlar.
Antep savunmasının simgesi olan Şahin Bey eli silah tutanları örgütler.
Düşman 'Elmalı köprüsünde' durdurulur.
Ve sonunda Şahin Bey, Fransızlar tarafından süngülenerek öldürülür.
Gaziantep 'düşer.'
Dr. Asım Güzel bey:
-Fransızlar dışardan, Ermeniler içerden saldırdılar... Ermeniler yıllar yılı birlikte yaşadıkları arkadaşlarını, komşularını acımadan öldürdüler... Oluk oluk kan aktı.
Antep'e TBMM kararıyla 'gazilik' verilmesi bu yüzden.
Şanlı ve çok kanlı direnişten dolayı.
Şahin beyin 'direnişi' sürerken, Antepli çocuklar cepheye erzak taşımışlar.
Yaşları 9 ile 14 arasında.
14 çocuk, akşam saatlerinde cepheye varabilmişler.
Erzakı bırakıp dönecekleri sırada hava kararmış.
Bir değirmene gizlenmişler.
'Dokurcum' değirmenine.
Gece Fransızlar değirmeni basmışlar.
14 çocuğu yakalamışlar.
Ellerini bağlamışlar.
Önce kurşuna dizmişler.
Sonra da süngüyle delik deşik etmişler.
Dokurcum değirmeni, Şahin beyin şehit edildiği ve şimdi anıtının bulunduğu yere '50 metre mesafede.'
Gaziantep Büyükşehir Belediyesi 1 yıl önce buraya, 14 çocuğun anısına bir anıt dikme kararı almış.
'Dışişleri'ne' bilgi vermiş.
Ve 'Yüksek Anıtlar Kurulu'na' başvurulmuş. Kuruldan 'olur' çıkmış.
Şimdi sıra 'anıt dikmeye' gelmiş.
Gaziantep Belediyesi'nin anıt dikecek parası var.
Ama anıt 'belediyenin parasıyla' yapılmayacak.
Sivil toplum örgütleri 'anıtı biz dikelim' diyor.
Dr. Asım Güzel bey’in onlara yanıtı 'hayır.'
Öyleyse 'bu iş' nasıl olacak?
Anıtı 'halk' dikecek.
Bankada hesap açıldı.
Anıt 'halkın parasıyla' dikilecek.
İsteyen bankaya (Gaziantep-Vakıfbank Merkez Şubesi-205 00 94 numaralı hesap) 1 ile 5 lira arasında para yatıracak.
'Asım bey' dedik:
Anıtın açılışına Fransız ve Ermeni liderlerini de davet etseniz. :) :) :)
Fransa'nın Cezayir soykırımı.
http://seyret.wordpress.com/tag/belgesel..
Bazı ünlü soykırımlar:
-Naziler Polonya ve çevre ülkelerde 8 milyon civarında yahudi,bolşevik,çingene ve homoseksüel katletmiştir.
-Fransa başta Cezayir olmak üzere Benin,Tunus,Gana,Gine,Senegal ve Kamerun da toplam 10 milyona yakın insanı katletmiştir.
-Rusya Çeçenistanda 300.000 insanı katletmiştir.
-Sovyetler Birliği Orta Asya da Kırım da Ahıska da toplam 1 milyondan fazla insanı öldürmüştür.
-Belçika Ruanda ve Kongo da 9 milyon insana karşı soykırım yapmıştır.
-İtalya Yugoslavya,Arnavutluk,Somali,Eritre,Libya ve Etiyopya da 2 milyon insanı öldürmüştür.
-Japonya Çin de 500.000 den fazla direnişçiyi katletmiştir.
-Hollanda Surinam ve Guyana da ki bir medeniyet olan Arowakları tamamen ortadan kaldırmıştır.
-İspanya Endülüs de müslüman ve yahudilere karşı Kuzey ve Orta Amerika da ise İnka Aztek ve Maya lara karşı soykırımın babasını yapmıştır.(gayri resmi kaynaklara göre 100 milyona yakın insan katledilmiştir.)
ve gelelim Soykırım ustasına:
-İngiltere Hindistan Nepal Kenya Güney Afrika Kanada ABD Avusturalya Yeni Zelenda Filipinler İrlanda İskoçya gibi ülkelerde dünyaya soykırımı öğretmiştir.
Özellikle İspanya İngiltere ve ABD Amerika kıtasında sayıları 500 milyonun üstünde olan Kızılderili halkının kökünü kesmiştir.
Gerçekten bravo yani buda kolay birşey değildir kutlamak lazım.
Sonra da gelin Bizim ermeni soykırımımızla ilgili atıp tutun bakalım.
ada sakini ve tayfasına tez yapılası şey...
-ingilterenin gözleri silah görmemiş eli mızraklı kabilelere tüfekli adamlar gönderip 'vallaha savaştık kazandık onlar bizim sömürgemizdir' dediği her karış toprak
-almanların avrupanın göbeğinde 7 milyon yahudiyi sırf yahudi oldukları için çoluk çocuk gaz odalarına doldurması
-fransanın çıplak ve savaştan bi haber cezayire asker çıkartıp müslümanlara karşı etnik temizlik uygulaması
-ermenilerin güney doğuda devlet kurma hayalleriyle çetelerin bastığı türk köyleri ve kırdıkları halk
-ispanyanıın engizisyon adı altında dönemin büyük şeytanı papa hazretleriyle bir olup bi çok kadını cadı, (1 milyonun üzerinde olduğu tahmin ediliyor) 1 çok erkeğide şeytana tapıyor (eski inanışlara inanıyorlar diye) önce işkence yapıp sonrada yakarak öldürmeleri
-ABD nin, kurulduğu toprakların halkı olan Kızılderilileri nerdeyse soylarını tüketecek kadar vahşice ve kısa sürede (50-80 yıllık kısa bir sürede artık siz düşünün vahşetin boyutunu) çoluk çocuk demeden hepsini katletmesi.
gelelim türklerin soykırım yaptı dendiği konulara
-ermeni çeteleriyle işbirliği yaptığı ve onlara lojistik destek verdiği anlaşılan ermeni halkının suriyeye göç ettirilmesi
-1473 (tam hatırlamıyorum ama tarih bununa yakın) pontusdaki rumları fatih sultan mehmet tarafından ana yurtlarına (kendileri pontus bölgesinde istilacıydı asıl yurtları zamanın bizansıydı) göç ettirmesi...
bakmayın avrupalının masum gözüktüğüne canavarın alasıdırlar aslında genlerine işlenmiştir, güvenilmemelidir.
Yerli halklar, Yahudi, Ermeni vs...
Galiba yeryüzünde en çok İspanyolların yaptığı birşey. Yok ettikleri yeryüzünde kalmadığı için suçlayan kimse de yok.
Bir de Baltalı Mehmet Paşa, Katherina'yı dinlemeyip durmasaydı. Rus ırkının yok olması ile Osmanlı yapmış olacaktı.