Kültür Sanat Edebiyat Şiir

sabahattin ali sizce ne demek, sabahattin ali size neyi çağrıştırıyor?

sabahattin ali terimi Seu Kuyt tarafından tarihinde eklendi

  • Selin Pamuk
    Selin Pamuk

    kuyucaklı yusuf...

  • Şenay Özkan
    Şenay Özkan

    Başım dağ saçlarım kardır
    Deli rüzgarlarım vardır
    Ovalar bana çok dardır
    Benim meskenim dağlardır dağlar
    Dağlardır dağlar, dağlardır dağlar...

    Şehirler bana bir tuzak
    İnsan sohbetleri yasak
    Uzak olun benden uzak
    Benim meskenim dağlardır dağlar
    Dağlardır dağlar, dağlardır dağlar...

    Kalbime benzer taşları
    Heybetli öter kuşları
    Göğe yakındır başları
    Benim meskenim dağlardır dağlar
    Dağlardır dağlar, dağlardır dağlar...

    Yarimi ellere verin
    Sevdamı yellere verin
    Yelleri bana gönderin
    Benim meskenim dağlardır dağlar
    Dağlardır dağlar, dağlardır dağlar...

    Bir gün kadrim bilinirse
    İsmim ağza alınırsa
    Yerim soran bulunursa
    Benim meskenim dağlardır dağlar
    Dağlardır dağlar, dağlardır dağlar...

    Sabahattin ALİ yi öldüren kişi birde alkış istemiş o zamanlar
    ne denirki

  • Kaya Kaya
    Kaya Kaya

    özellikle öyküleri çok hoşuma gitmiştir.
    kağnı, ses, esirler...
    duvar adlı öyküsünde çok hoşuma giden bir bölüm vardı:
    'bir mahpusu dünya ile hiç alakası olmayan bir zindana kapamak ona en büyük iyiliği yapmaktır. onu en çok yere vuran şey, hürriyetin elle tutulacak kadar yakında bulunmak, aynı zamanda ondan ne kadar uzak olduğunu bilmektir. on adım ötede en büyük hürriyetlere götüren denizi dinlemek ve sonra aradaki kalın kale duvarlarına gözlerini dikerek bakmaya, denizi yalnız muhayyilede görmeye mecbur kalmak az azap mıdır? '

    sanırım sinop hapishanesi böyle bir vaziyetteymiş.

  • Deniz Yılmaz
    Deniz Yılmaz

    orhan pamuk,ayşe kulin ve benzeri kalemtıraşları yazar diye okuyanlara tavsiye edilir.gözünüz,beyniniz vb. uzuvlarınız yerli yazar görsün.KÜRK MANTOLU MADONNA,KUYUCAKLI YUSUF...

  • Seu Kuyt
    Seu Kuyt

    'ruhunu ekmek parası için satanlar' Sabahattin Ali

  • Fatma Sena Gündüz
    Fatma Sena Gündüz

    herşey yolunda giderken durduk yerde ortadan kaybolmuş.
    hasan boğuldu sunu severim

  • Nihat Malkoç
    Nihat Malkoç

    SABAHATTİN ALİ
    M.NİHAT MALKOÇ

    Kısa bir ömür sürmesine rağmen adından çok söz edildi Sabahattin Ali’nin…Çünkü dolu dolu yaşadı.Sözünü hiç sakınmadı.Dobra dobra konuştu.
    Sabahattin Ali,25 Şubat 1907 yılında Gümülcine’nin Eğridere Köyü’nde dünyaya geldi.Babası, bir subay olan Cihangirli Ali Selâhattin Bey’di.Annesi Hüsniye Hanım’dı. Sabahattin Ali,önce Edremit İlkokulu’nu bitirdi.O vakit savaş yıllarıydı.Bir süre Balıkesir Öğretmen Okulu’nda okuduktan sonra İstanbul Erkek Öğretmen Okulu’na geçti.Buradan 1927’de mezun oldu.Okulu bitirdikten sonra Yozgat Cumhuriyet İlkokulu’na atandı.Buradaki görevi uzun sürmedi.Girdiği imtihanı kazanarak Almanya’ya gitti.Yurda döndükten sonra Aydın ve Konya ortaokullarında görev yaptı.Aydın’da çalıştığı yıllarda bölücülük yaptığı gerekçesiyle üç ay tutuklu kaldı.Konya’da öğretmenlik yaptığı sırada,okuduğu bir şiirde hakaret unsurları bulundu.Konya ve Sinop hapishanelerinde yattı.
    Hayatının önemli bir kısmı dört duvar arasında geçti.1934 yılında M.E.B. Neşriyat Mümeyyizliği’ne getirildi.Bunca sıkıntıdan sonra evliliğe sıra gelmişti.1935 senesinde Aliye Hanım’la dünya evine girdi.! 937’de kızları Filiz doğdu.Devlet Konservatuvarı’nda Almanca öğretmenliği yaptı.Savaş yüzünden tekrar askere alındı.Ömrünün son yıllarında M.E.B. Tercüme Bürosu’nda çevirmenlik ve editörlük yaptı.
    Sabahattin Ali,Cumhuriyet sonrası Türk hikâyeciliğinin önemli bir ismiydi.O da pek çok sanatçı gibi,edebiyat deryasına şiirle girmiştir.Şiirlerinde millî veznimiz olan heceyi kullanmıştır.Bu türdeki eserlerinde Halk edebiyatının şekil ve muhteva hususiyetlerini bulmak mümkündür.İlk gençlik ürünlerini Çağlayan,Servet-i Fünûn,Meşale,Hayat,Güneş gibi dergilerde yayınlamıştır.Şiirlerini “Dağlar ve Rüzgâr” adlı eserde bir araya getirmiştir.
    O,asıl ününü hikâyeleriyle elde etmiştir.İlk hikâyesi olan “Bir Orman Hikâyesi” 30 Eylül 1930 yılında Resimli Ay Dergisi’nde yayınlanmıştır.Hikâyelerinde daha çok Anadolu insanının hayatını anlatmıştır.Güçlü bir gözlemcidir.Tabiat tasvirlerinde başarılıdır.Hikâye kitapları şunlardır: “Değirmen(1935) ,Kağnı(1936) ,Ses(1937) ,Yeni Dünya(1943) ,Sırça Köşk(1947) ”
    O,hikâyenin dışında romanlar da yazmıştır: “Kuyucaklı Yusuf(1937) ,İçimizdeki Şeytan(1940) ,Kürk Mantolu Madonna(1943) ” Bunların yanında “Esirler” adlı bir de oyunu vardır.Daha sonra eserleri,külliyat hâlinde yayınlanmıştır.
    Büyük ülkücü şâir ve yazar Nihal Atsız’la Sabahattin Ali’nin fikrî sürtüşmeleri meşhurdur.1946 yılında bir grup arkadaşıyla “Marko Paşa” adlı mizah dergisini çıkaran Sabahattin Ali, bu yüzden de hapse atılmıştır.41 yıllık bu çileli ömür,yurt dışına kaçmak amacıyla gittiği Bulgaristan sınırında,garip kılıklı,niyeti meçhûl bir kâtilin kör kurşunlarıyla son bulmuştur.Onun,vaktiyle kaleme aldığı şu satırlar bugün bile güncel ve enteresandır:
    “Namuslu olmak ne zor şeymiş meğer.Bir gün Almanlar’ın pabucunu yalayan,ertesi gün İngilizler’e takla atan,daha ertesi gün de Amerika’ya kavuk sallayan soysuzlar gibi olmak istemedik…Kanunlu,kanunsuz baskılar altında ezile ezile pestile döndük.Bugünün itibarlı kişileri gibi,kese doldurmadık,makam peşinde koşmadık.İç ve dış bankalara para yatırmadık.Han,apartman sahibi olmak,sağdan soldan vurmak ve milleti kasıp kavurmak emellerine kapılmadık.Milletin derdine derman olacak yolları araştırmak istedik.Bu ne affedilmez suçmuş meğer! ...”

    e-mektup: [email protected]

  • Seu Kuyt
    Seu Kuyt

    şu meb in bebelr(ogrencilr) icin belirledigi 100 kitap icine kuyucakli yusuf u ile girmis...
    gercekten de cok guzel bir romandir

  • Cem Kor
    Cem Kor

    Türk edebiyatındaki en önemli aşk romanlarından biri olan 'Kürk Mantolu Madonna' nın yazarı..

  • Murat Dalgın
    Murat Dalgın

    Büyük yazar. Büyük insan.

  • Cay Keyfi
    Cay Keyfi

    Kaleminden çok fikriyatıyla tanınan iki güçlü yazar vardır ülkemizde, biri Sabahattin Ali, diğeri ise Üstad Necip FAZIL....
    Türk edebiyatı bu iki insanın kıymetini bilmeli edebi açıdan...
    Bana her zaman Kuyucaklı Yusuf'u hatırlatır...
    SABAHATTİN ALİ
    25 Şubat 1907'de Gümülcine / İğridere'de doğdu. İlköğrenimini Üsküdar, Çanakkale ve Edremit'te yaptı (1921) . Balıkesir Muallim Mektebi'ni bitirdi (1927) ve aynı yıl Yozgat Cumhuriyet İlkolulu'na öğretmen oldu. Milli Eğitim Bakanlığı bursuyla 1928'de Almanya'ya gitti, 1930 yılı Martında yurda döndü, Aydın ve Konya'da öğretmenliğini sürdürdü. Nazım Hikmet'le tanışarak, onun çalıştığı Resimli Ay'da öykülerini yayımlamaya başladı.

    Hey anavatandan ayrılmayanlar
    Bulanık dereler durulmuş mudur?
    Dinmiş mi olukla akan o kanlar?
    Büyük hedeflere varılmış mıdır?
    Asarlar mı hâlâ hakka tapanı?
    Mebus yaparlar mı her şaklabanı?
    Köylünün elinde var mı sabanı?
    Sıska öküzleri dirilmiş midir?
    Cümlesi belî der Enelhak dese,
    Hâlâ taparlar mı koca terese?
    İsmet girmedi mi hâlâ kodese?
    Kel Ali'nin boynu vurulmuş mudur?
    Koca teres kafayı bir çekince
    ....................
    İskendere bile dudak bükünce
    Hicabından yerler yarılmış mıdır?

    dizeleriyle Atatürk'e hakaret ettiği gerekçesiyle tutuklandı(1932) , bir yıla hüküm giydi, Konya ve Sinop Hapishanelerinde yattı, 1933'te memuriyet kaydı silindi. Cumhuriyet'in onuncu yıl dönümünde çıkarılan afla hapisten çıktı(29 Ekim 1933) . Yeniden memur olabilmesi için bağlılığını ispatlaması istendi ve bu amaçla 15 Ocak 1934 tarihli Varlık'ta (13. Sayı) 'Benim Aşkım' başlıklı,

    Sensin kalbim değildir, böyle göğsümde vuran,
    Sensin 'Ülkü' adıyla beynimde dimdik duran
    Sensin çeyrek asırlık günlerimi dolduran
    Seni çıkartsam ömrüm başlamadan bitiyor
    Hem bunları ne çıkar anlatsam bir düziye
    Hisler kambur oluyor dökülüyor yazıya
    Kısacası gönlümü verdim Ulu Gazi'ye
    Göğsümde şimdi yalnız onun aşkı yatıyor.

    dörtlüklerini de içeren Atatürk'e övgü şiiri yayımladı ve karşılığında MEB Talim Terbiye Dairesi Mümeyyizliği'ne atanarak işsizlikten kurtuldu (30 Eylül 1934) . 1937'deki askerliğini takiben, önce Ankara Musiki Muallim Mektebi Türkçe öğretmenliğine, ardından çevirmen, öğretmen ve dramaturg olarak çalışacağı Devlet Konservatuarı'na atandı (1938) . 1945'de Yeni Dünya gazetesinin, 1946'da Marko Paşa'nın neşrine katıldı. Marko Paşa'daki yazıları yüzünden çeşitli kovuşturmalara uğradı, bunlardan birinden yedi aya hüküm giydi. 1948'de Zincirli Hürriyet'teki bir yazısından dolayı yine hakkında kovuşturma açılınca nakliyeciliğe başlayan Sabahattin Ali, 1 Nisan 1948 tarihinde yurt dışına kaçma girişimi sırasında öldürüldü, cesedi öldürülüşünden iki buçuk ay sonra (16 Haziran 1948) bulundu.

    ESERLERİ
    Hikaye Kitapları: Değirmen, Kağnı, Ses, Yeni Dünya, Sırça Köşk
    Romanları:Kuyucaklı Yusuf, İçimizdeki Şeytan, Kürk Mantolu Madonna.
    Şiir:Dağlar ve Rüzgar
    Oyun:Esirler

  • Seu Kuyt
    Seu Kuyt

    sayfa 163
    ...
    'Hayat ancak bir kere oynanan bir kumardır, ben onu kaybettim.'

  • Seu Kuyt
    Seu Kuyt

    sayfa 139
    ...
    ' 'Şimdi aramızda noksan olan şeyin ne olduğunu biliyorum! ' dedi.' Bu eksik sana değil, bana ait...Bende, inanmak noksanmış...Beni bu kadar çok sevdiğine bir türlü inanamadığım için, sana aşık olmadığımı zannediyormuşum...Bunu şimdi anlıyorum.Demek ki, insanlar benden inanmak kabiliyetini almışlar...Ama şimdi inanıyorum...Sen beni inandırdın...Seni seviyorum...Seni istiyorum...İçimde müthiş bir arzu var...Bir iyi olsam! ..Ne zaman iyi olacağım acaba? ...' '

  • Seu Kuyt
    Seu Kuyt

    sayfa 124
    ...
    'Ona hakikaten dargın değildim; asla kızmıyordum.Sadece müteessirdim.'Bunun böyle olmaması lazımdı' diyordum.Demek ki beni bir turlu sevemiyordu.Hakkı vardı.Beni hayatımda hiç, hiç kimse sevmemişti.Zaten kadınlar pek acayip mahluklardı.Bütün hatıralarımı toplayarak bir hüküm vermek istediğim zaman, kadınların hiçbir zaman sahiden sevemeyecekleri neticesine varıyordum.'

  • Seu Kuyt
    Seu Kuyt

    sayfa 111
    ...
    'Bu hareketsizliğin, korkuya dayanan bu tereddüdün daha zararlı olduğunu, insan münasebetlerinde bir noktada taş kesilmiş gibi kalınmayacağını, ileriye atılmayan her adımın insanı geriye götürdüğünü ve yaklaştırmayan anların muhakkak uzaklaştırdığını karanlık bir şekilde seziyor ve içimde sessizce yanan...'

  • Seu Kuyt
    Seu Kuyt

    Kürk Mantolu Madonna'dan
    (YKY,10.Baskı)
    ...
    sayfa 89
    ...
    'Bir ruh, ancak bir benzerini bulduğu zaman ve bize, bizim aklımıza, hesaplarımıza danışmaya lüzum bile görmeden, meydana çıkıyordu...'
    ...
    sayfa 96
    ...
    'Başkasına merhamet etmek, ondan daha kuvvetli olduğunu zannetmektir ki, ne kendimizi bu kadar büyük, ne de başkalrını bizden daha zavallı görmeye hakkımız yoktur...'

  • Seu Kuyt
    Seu Kuyt

    Yapı Kredi Yayınları Sabahattin Ali'ni eserlerini yayınladı:
    Bütün Hikayeleri 1 ve 2
    Kürk Mantolu Madonna
    İçimizdeki Şeytan
    Kuyucaklı Yusuf