Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? sizce ne demek, Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? size neyi çağrıştırıyor?
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? terimi Aslı Birer tarafından tarihinde eklendi
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? terimi Aslı Birer tarafından tarihinde eklendi
Dünyanın en güzel yerleri neden deprem kuşakları olan bölgeler?
Ve insanlara yapılan en büyük kötülük de yaşam alanlarını bilimin ışığında kurmak yerine dedelerinin önerilerini uygulamaları için cahil bırakılmalarıydı bence.
Evet bu konuda size katılıyorum sevgili Nurgül, ama diyorum ya her iyilik iyilik olmadığı gibi her kötülük de kötülük olmayabilir. Evet halkın kendi istekleriyle yaptığı yardımları siyasi düşünceleri gölgelememeliydi burada hemfikiriz. Ama ben bu yardımları fakirleşen halktan toplamalarını da hoş görmüyorum ve onaylamıyorum. Çünkü biz görünürde bu tür afetler için fonlar ayıran bir devletiz. Bu fonları öncelikle kullanmak en son çare olarak da halkın yardımını istemek uygun olurdu. Farklı konulara hiç girmek istemiyorum çünkü konu dağılır.
Sonuç olarak ben de bu duruma çok üzüldüm ama keşke ölseydiler de demedim. Çok haklı bir serzenişti, bunu yapmamalıydık. Ama bir kesim de vardı ki ben de buradan onu hatırlatmak istiyorum. İzmir’de deprem olduğunda da hak ediyorlar GAVUR İZMİR diyenleri de bu vesileyle kınamak gerektiğini düşünüyorum. Bak buradan nasıl bir sonuç çıktı! Demek ki doğa olaylarının dindarlık ile hiçbir ilişkisi yokmuş. Allah hiçbir bölgeye ayrıcalık tanımıyor çünkü o dünyayı yaratırken en başından sistemi kurmuş dünyayı yaşanılır hale getirmek için depremlerin olması gerektiğinden( bunu bilim de söylüyor) öyle yaratmış. Daha sonra insanların buna göre yapılanması gerekirken gidip de fay hatları üzerinde yapılanmaları, dayanıksız evler yapmaları, tamamen kendi sorumlulukları olduğu da apaçık ortaya çıkmıştır. Öyleyse bundan böyle herkes bu gerçeği kabul edip bilime güvenmeli.
Aslında, iyilik de halkına bilimin ışığında yaşamayı öğretmek çıkıyor buradan. Ve bir devlet gerçekten kötülük yapmak istiyorsa… devleti oluşturan milletine hurafeleri çeşitli yollarla empoze edip köleleştirmek olur diyorum.
Bazen de kötü gibi gördüğümüz şeyler en büyük iyilikler olabilir.
Bizler toplumsal olarak iyilik bilmiyoruz kendi istediğimiz gibi sonuç almayınca elimizle verdiğimizi dilimizle ziyan ediyoruz 6 Şubat depreminde seçim sonrası Sosyal medyadan verdiklerini haram eden millet gibi eğer bilseydik vermezdik diyebilecek kadar alçalabiliyoruz. Oysaki bunun adı iyilik bile değil Sosyal sorumluluktur olması gerekendir. Hesap yapılmaması gereken bir durumdur. Bu kadar büyük felaket sonrası bile dilimizden bu sözler dökülebiliyorsa biz toplumsal anlamda hakikaten iyiliğin ne olduğunu bilmiyoruz. Keşke bir babanın elindeki bisküvi ile çocuğunu beklediği o görüntüleri izlemeseydik. varsın kime oyunu verirse versin. Yeterki enkazın üstünde çaresizce beklemesin. verdiğimiz bir battaniye mi örtecek bu acıları yüreği yanmış insanı öyle ısıtmak kolaymı? Bu insanlığa Yazık diyorum başka da bir şey demiyorum.
Ve bütün bunlar iyiliğin genel tanımları ve sonuçlarıdır. Önemli olan ise bencillikten sıyrılıp, ayırt etmek ve kaş yaparken göz çıkarmamaya dikkat etmektir. Çünkü iyilik ve kötülük görecelidir.
Mesela; iki yaşlı insanın yol kenarında beklediğini gördünüz ve yardım etmek istediniz. Birine yardım ettiğinizde gerçekten karşılığını bulur ve hakikaten iyilik yapmış olursunuz.
Diğer kişi sizi reddedebilir ona yaşlı muamelesi yaptığınızı düşünebilir bunu kendisine hakaret olarak algılayabilir.
Kendince haklıdır çünkü orada sizden bir talebi olmamıştır. Bu duruma maruz Kalan kişi o kişiye nankörlük yakıştırması yapar çünkü iyilik düşündüğü için kendini haklı görür. Oysaki gerçek hiç de öyle değildir.
Bu örnekten çok daha ağır sonuçlar doğuran iyiliklerden doğan mağduriyetler hiç de az değildir.
:)
Gelişmiş toplumların en önemli özelliklerinden biri özsaygı ve bu farkındalık toplulukları kötücüllükten uzaklaştıran iyinin hakim olduğu toplumlara dönüştürür.
İyilik, toplumun da gelişmişlik derecesinin göstergesidir.
Aslında iyiliğin temelinde “benlik” kavramı vardır.
Çünkü iyilik insanın kendini mutlu eder, içinde yüksek haz duygusu vardır.
İyiliğin, gerçekleştiren kişi için maddi manevi karşılığı yoktur.
Beklentisizdir, beklenti varsa zaten iyilik değildir.
İyi iyilik, kötülükten alıkoymaktır..?
:)
Genel olarak tanımlarsak;
İyilik, ahlaki açıdan değerli olan davranışlar bütünüdür.
Kötülük ise bunun tam tersi ahlaki açıdan değersiz davranışlar bütünüdür.
Burada hiçbir anlaşılmazlık yok. Genel kurallar. İyilik kime göre neye göre iyiliktir. İşte irdelenmesi gereken bu.
:
İyilik insanın ruhunu doyuran değeri en yüksek besindir. İyilikten beslenin, iyilikle besleyin ama çok çok beklentiye girmeyin. İyilik Ektikçe yeşerir Verdikçe çoğalır. Yeterki mevsim ihanet etmesin. Siz sadece mevsime fazla güvenmeyin.
"Kötülük aslında iyilikten doğmuştur
Bu yüzden kötülüğün panzehri iyiliktir"
(fkhyl)
“ Neden böyle olur bu insanlar? Sen ona iyilik edersin, o sana kötülük. ”
Burada insanın kötücül taraflarını sorguluyor usta. Ne yalan söyleyeyim bu sözü ben de farklı sorguladım.
Hep söylüyorum ya! İyilik ve kötülük kişiden kişiye değişir ve sizin iyilik yaptığınızı düşündüğünüz kişi bunu iyilik olarak görmeyebilir. Ya da ustanın dediği gibi bencil ve nankör de olabilir tabii.ama çoğunlukla bu kural şaşmaz. En güzeli saygı ve sevgiyle yaklaşmaktır, iyilik meraklısı da olmamak gerekir. Kötülük kadar iyilik de zarar verebilir.
Bugün paylaştığım
Cengiz Aytmatov beyaz gemi kitabından alıntılardır.
Paranın hüküm sürdüğü yerde, güzel söze ve güzelliğe yer kalmaz.
Der; Cengiz Aytmatov
Rica ederim Ömer bey
Sizin de cumanız mübarek olsun Aslı hanım..
teşekkür ederim
Dünya annelere emanet edilmeli…
?si=FrL3y00HybmejRrH
Sırtüstü uzanıp yatar, göğü seyrederdi onların arasında. Önce gözünü perdeleyen gözyaşlarından pek bir şey göremezdi. Sonra gözyaşları diner ve bulutları seyre dalardı. Neyi görmek istese gösterirdi bulutlar...
Cengiz Aytmatov
Bir başka tesellim daha var: İnsandaki çocuk vicdanı, tohumdaki öz gibidir. Ve öz olmadan tohum filizlenmez, gelişmez.
Cengiz Aytmatov
Çoktandır Cengiz Aytmatov paylaşmamıştım bugün yine okuduğum bir kitabını tavsiye etmek istedim.
“ Beyaz gemi” adlı kitabında bir çocuğun dünyasını çok güzel işlediği ve okuduğunuzda size çok güzel bir dünya daha açtığı güzel bir eserdir.
Ve mutluluk paylaştıkça büyüyen bir çiçektir dedim… herkes için güzel olsun dileklerimle bu cuma gününe.
Ömer bey ve melek hanım ve sinan bey selamlar herkese.
ve tanısı konulmamıştı sevda ağrılarının ...
"Mutluluk, elin erişebileceği çiçeklerden bir demet yapma sanatıdır."
B. Goddar
?si=7YGyxhldvF2UD8iF
Karanlığı söküp yüreklere aydınlığa sürükleyen şafağa,
İncire, zeytine, saf tutanlara ve nefes nefese koşan atlara yemin olsun ki…
Faydasız hüzünlerin kalp zayıflatan anılarında yer değiştikçe gözlerin
Durup durup seni soluklanacağım nefes aralarında
Sızın artıkça gönlüm yaralarında ertelenmiş kelimelerimi salacağım ardına
İsmin kelebekleri konduğunda dilimin burçlarına
Adanmışçasına gözlerine önce tebessüm edip sonra yaslanacağım
Gözlerim ile gözlerin arasına çektiğim ayrılık sürmesinde ömrüm boyu konaklayacağım…
Seslenir feryat figan tanrıya pür, meşe
Sincap Mağfur ama fit olmuş ceviz yerine kuzgun leşe
Hicri Mahcur zavallılar ne yapsın
Dört başı mamur insan denen müsvedde…
Aslı Birer
?si=o4ogQxyJ0qEzawnR
Gül gülüşlerinden uzak uçsuz bucaksız hazanım
Sükutun afaklarımda s'is
Kuşluk vakti katrelerim çiy tanesi
İniltili dualarımın ret edilmiş ismisin
Sen ki avuçlarıma aldığım hüznümün yüzü
Yüreğimin bitaplığı
Yüreğimin kördüğümüsün
Ben ise sana yabancı ...
Ne güzeldir insanın kendini bilmesi,
hep bu insanların işidir etrafını da bilmesi, ne güzeldir karıncayı bile sayıp sevmesi, ne güzeldir insanın kendinden başka güzellikleri de görebilmesi.
Aslı Birer
Empatinin üstün zekayla çok alakası var.
Bazen sebebini bilmediği
bir hüzün kaplar insanın yüreğini,
gözlerine oturur en sevdiğinin, en sevgili halleri…
Aslı Birer
Bakışlarımızla y'aktık ruhlarımızı
Fecirsiz akşamların mehtabında savrulduk usul usul
ve sonra dilsiz kar tanelerinde buluştu ellerimiz
D'okundukça yaralarımıza canlandı tenimiz
Sen gelincik çiçeğimin kokusu
Ben gül dikenin...