NEDEN İSTANBUL Ben İstanbul, İstanbul dedikçe beni anlamayan dostlar; Neden İstanbul bir başka aşağıdaki linke tılayın izleyin görün. GERÇEKTEN HARİKA! Bu filmde kamera kullanılmadan 10.000 adet fotoğrafın birleştirilmesiyle, 'Dört Mevsim İstanbul' filmi ortaya çıkmış. Gözlerinizi alamayacaksınız. İyi seyirler.
Bu kadar kirleniyor ve kirletiliyorken sevmek neye yarar seni Aşkım İstanbul.Çirkin ve hoyrat eller hala bir yerlerinden para kazanma sevdasında,oysa sen direniyor ve katlanıyor,soyluluğunu yitirmiyorsun. Sevmek seni neye yarar İstanbul'um.Sevdalıların kovulmaktalar yüzyıllardır. Sevmek seni neye yarar.Sinekten yağ çıkarırcasına her köşeni,her güzelliğini sömürüyorlarken. Ama ben yine de sevdalıyım sana bu çirkinlikler karşısında başını dik tutan,soyluluğunu hiç yitirmeyen bir kraliçe olabildiğin için...
Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar; Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar. İçimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim; O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim. Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur; Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur. Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale, Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.
İstanbul benim canım; Vatanım da vatanım… İstanbul, İstanbul…
Tarihin gözleri var, surlarda delik delik; Servi, endamlı servi, ahirete perdelik… Bulutta şaha kalkmış Fatih'ten kalma kır at; Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat… Şahadet parmağıdır göğe doğru minare; Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare? .. Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet; Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet…
O manayı bul da bul! İlle İstanbul'da bul! İstanbul, İstanbul…
Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği; Çamlıca'da, yerdedir göklerin derinliği. Oynak sular yalının alt katına misafir; Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir. Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar, Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar… Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi? Cumbalı odalarda inletir 'Katibim'i…
Kadını keskin bıçak, Taze kan gibi sıcak. İstanbul, İstanbul…
Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler! Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler… Eyüp öksüz, Kadıkoy süslü, Moda kurumlu, Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu. Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından. Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar; Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar…
Gecesi sünbül kokan Türkçesi bülbül kokan, İstanbul, İstanbul…
sen benim için vazgeçilmezsn istanbul..sana geldiğim yada sana hissettiğim duygularn en başındaki kahramanın etkisi çok olsada sana doyamıyorum..sadece seni izlemek istiyorum sen olunca sanki hayatımda eksik hiç bişey yok gibi benide al istanbul hayatımda ne yaşarsam seninde imzan olsun istiyorum istanbul şahidim olsun istiyorum! ! ! ! ! !
beni bıraktın ankaralara -büyük- şehir dediler kandırdılar beni senin kadar büyük değil istanbul.. hani benim her geçişimde uçmayı hayal ettiğim köprü hani her binişimde yüzmeyi hayal ettiğim vapur hani her takılışımda kendime vakit bulduğum trafik hani sıkılışımda çıkıp ensantane yağmuruna yakalanıp hüzünlendiğim sokak... hani kapısından girerken kendimi muzaffer bir komutan gibi hissettiren mevlanakapı nerdesin 'aziz' istanbul fatihim ben fatihin gibi emrimde askerlerim yok ama seni çok özledim ey aziz istanbul bir kez tependen kamburlarından birtanesinden nasip olacak mı bakmak silüetine... ey aziz istanbul
beni bıraktın ankaralara -büyük- şehir dediler kandırdılar beni senin kadar büyük değil istanbul.. hani benim her geçişimde uçmayı hayal ettiğim köprü hani her binişimde yüzmeyi hayal ettiğim vapur hani her takılışımda kendime vakit bulduğum trafik hani sıkılışımda çıkıp ensantane yağmuruna yakalanıp hüzünlendiğim sokak... hani kapısından girerken kendimi muzaffer bir komutan gibi hissettiren mevlanakapı nerdesin 'aziz' istanbul fatihim ben fatihin gibi emrimde askerlerim yok ama seni çok özledim ey aziz istanbul bir kez tependen kamburlarından birtanesinden nasip olacak mı bakmak silüetine... ey aziz istanbul
bazen kan bazen tükrük intikam nedir bilmez misin sen sen ki koca şehir ve yanında takındığın bu masum tavır beklediğin muştu kimde neyin hasreti çektiğin..
dünyada bir sehir,sehirki ne sehir londra,paris,roma bu cok farklı bir maya ne doguda ne batıda ben asyadayken sen avrupada bırakıp gitmemi isteme benden,istesem de gidemem sevdim bir kere! yasamaya devam istanbul, istanbul-neler oldu istanbul, istanbul-neler gordu heryerden, herseyden,herkesten bir parca istanbul, istanbul hersey ortada dünyanın incisi istanbul-sehirinde,bir sahil kahvesinde oturdum,bir bardak cay icmeye insanlar heryerde, heryerde, heryerde,yalnızdım heryerde sevdiklerim kaldı geride cenk taner
eeyy şehri yarim bahtsız yarim... ibrahim gibi gülden ateşlere düşürdün canımı yunus gibi denize attın geceye bıraktın balığın karnına soktun nefsimi.. bir isa nefesi gibi dürttün kalbimi uykulardan.. yusuf gibi kuyulardan topladım hücrelerimi.. yakup gibi gömleğinin kokusu ile açtım gözlerimi..
aşklarda hep bu hata yapılıyor sanırım, ağdalı eski türkçe ile konuşuduğu ve dile gelindiği vakit aşkımız yücelmiyor bir özneye, nesneye, kente....aşk aşktır, herkes bir şekilde hitap etmiş ama hepsi de bir iktibas olmuş...
istanbul; insanın tenine bulaştığı vakit ruhunu saracak kadar güzel bir kent
İstanbul binlerce aşığı olan bir kızdır...Ama O kimselere yüz vermez,kimselerin olmaz sonsuza kadar...O na ilk Byzas aşık oldu,sonra Constantin sonra Fatih...Hatta boynuna elmas bir gerdanlık bile taktı...Sonra tüm Avrupa bu kızı elimizden almak için yarım milyon askerini feda etti...Ah Istanbul'um; senin için yapılan bunca savaştan sonra kazanan hep sen olmuştun.lakin şimdi gelgör ki ne çarpık yapılar,ne hilekar bir dünya kuruldu üstüne...
Özledim.....
İzmirliler'in anlayamayacağı duygulardan yalnız bir tanesi.
;)
NEDEN İSTANBUL
Ben İstanbul, İstanbul dedikçe beni anlamayan dostlar;
Neden İstanbul bir başka aşağıdaki linke tılayın izleyin görün.
GERÇEKTEN HARİKA!
Bu filmde kamera kullanılmadan
10.000 adet fotoğrafın birleştirilmesiyle, 'Dört Mevsim İstanbul' filmi ortaya çıkmış. Gözlerinizi alamayacaksınız. İyi seyirler.
http://www.ersineser.us/
Boğazın derin ve serin sularında kulaç atarken, yüreğim sadece İSTANBUL AŞK ını yaşar.
Bu kadar kirleniyor ve kirletiliyorken sevmek neye yarar seni Aşkım İstanbul.Çirkin ve hoyrat eller hala bir yerlerinden para kazanma sevdasında,oysa sen direniyor ve katlanıyor,soyluluğunu yitirmiyorsun.
Sevmek seni neye yarar İstanbul'um.Sevdalıların kovulmaktalar yüzyıllardır.
Sevmek seni neye yarar.Sinekten yağ çıkarırcasına her köşeni,her güzelliğini sömürüyorlarken.
Ama ben yine de sevdalıyım sana bu çirkinlikler karşısında başını dik tutan,soyluluğunu hiç yitirmeyen bir kraliçe olabildiğin için...
http://www.azizistanbul.com/hakkinda.asp
istaNbul hakkinda herSey..
iStee bu ben bu youtube resmen haStayim.. (:
Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.
İstanbul benim canım;
Vatanım da vatanım…
İstanbul,
İstanbul…
Tarihin gözleri var, surlarda delik delik;
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik…
Bulutta şaha kalkmış Fatih'ten kalma kır at;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat…
Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare? ..
Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet;
Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet…
O manayı bul da bul!
İlle İstanbul'da bul!
İstanbul,
İstanbul…
Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;
Çamlıca'da, yerdedir göklerin derinliği.
Oynak sular yalının alt katına misafir;
Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.
Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar…
Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi?
Cumbalı odalarda inletir 'Katibim'i…
Kadını keskin bıçak,
Taze kan gibi sıcak.
İstanbul,
İstanbul…
Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler!
Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler…
Eyüp öksüz, Kadıkoy süslü, Moda kurumlu,
Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu.
Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından.
Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar…
Gecesi sünbül kokan
Türkçesi bülbül kokan,
İstanbul,
İstanbul…
o kenti güzel yapan...
tarihi mistiği kalabalığı büyüklüğü..
denizi boğazı anlamam ben pehh..
o kenti güzel yapan...
ee güzellik anlayışımız farklı..
sen benim için vazgeçilmezsn istanbul..sana geldiğim yada sana hissettiğim duygularn en başındaki kahramanın etkisi çok olsada sana doyamıyorum..sadece seni izlemek istiyorum sen olunca sanki hayatımda eksik hiç bişey yok gibi benide al istanbul hayatımda ne yaşarsam seninde imzan olsun istiyorum istanbul şahidim olsun istiyorum! ! ! ! ! !
beni bıraktın ankaralara
-büyük- şehir dediler kandırdılar beni
senin kadar büyük değil istanbul..
hani benim
her geçişimde uçmayı hayal ettiğim köprü
hani her binişimde yüzmeyi hayal ettiğim vapur
hani her takılışımda kendime vakit bulduğum trafik
hani sıkılışımda çıkıp ensantane yağmuruna yakalanıp hüzünlendiğim sokak...
hani kapısından girerken kendimi muzaffer bir komutan gibi hissettiren mevlanakapı
nerdesin 'aziz' istanbul
fatihim ben
fatihin gibi emrimde askerlerim yok
ama seni çok özledim
ey aziz istanbul
bir kez tependen kamburlarından birtanesinden
nasip olacak mı bakmak
silüetine...
ey aziz istanbul
benim aşkım demek.. ama en önemlisi: beyazıt, çemberlitaş, eminönü, gülhane aşkı demek..
beni bıraktın ankaralara
-büyük- şehir dediler kandırdılar beni
senin kadar büyük değil istanbul..
hani benim
her geçişimde uçmayı hayal ettiğim köprü
hani her binişimde yüzmeyi hayal ettiğim vapur
hani her takılışımda kendime vakit bulduğum trafik
hani sıkılışımda çıkıp ensantane yağmuruna yakalanıp hüzünlendiğim sokak...
hani kapısından girerken kendimi muzaffer bir komutan gibi hissettiren mevlanakapı
nerdesin 'aziz' istanbul
fatihim ben
fatihin gibi emrimde askerlerim yok
ama seni çok özledim
ey aziz istanbul
bir kez tependen kamburlarından birtanesinden
nasip olacak mı bakmak
silüetine...
ey aziz istanbul
bazen kan bazen tükrük
intikam nedir bilmez misin sen
sen ki koca şehir
ve yanında takındığın bu masum tavır
beklediğin muştu kimde
neyin hasreti çektiğin..
son günlerde depreşen, rüzgarına bile hasret duyulan şehrin hücrelere yoğun baskısı...
istanbul istanbul:
dünyada bir sehir,sehirki ne sehir
londra,paris,roma
bu cok farklı bir maya
ne doguda ne batıda
ben asyadayken sen avrupada
bırakıp gitmemi isteme benden,istesem de gidemem
sevdim bir kere! yasamaya devam
istanbul, istanbul-neler oldu
istanbul, istanbul-neler gordu
heryerden, herseyden,herkesten bir parca
istanbul, istanbul hersey ortada
dünyanın incisi istanbul-sehirinde,bir sahil kahvesinde
oturdum,bir bardak cay icmeye
insanlar heryerde, heryerde, heryerde,yalnızdım heryerde
sevdiklerim kaldı geride
cenk taner
eeyy şehri yarim bahtsız yarim...
ibrahim gibi gülden ateşlere düşürdün canımı
yunus gibi denize attın geceye bıraktın balığın karnına soktun nefsimi..
bir isa nefesi gibi dürttün kalbimi uykulardan..
yusuf gibi kuyulardan topladım hücrelerimi..
yakup gibi gömleğinin kokusu ile açtım gözlerimi..
kıskanılır
aşklarda hep bu hata yapılıyor sanırım, ağdalı eski türkçe ile konuşuduğu ve dile gelindiği vakit aşkımız yücelmiyor bir özneye, nesneye, kente....aşk aşktır, herkes bir şekilde hitap etmiş ama hepsi de bir iktibas olmuş...
istanbul; insanın tenine bulaştığı vakit ruhunu saracak kadar güzel bir kent
Zülfün görenlerin hep bahtı kara olurmuş
Bir tek zülfün göreydim bahtım kara olaydı
mutluluk her zaman yakınımızdadır,yakalamak için çoğu zaman elimizi uzatmak yeter..............
Insan aşksiz da kalamaz, aşkin kalmadigi bir yerde de...
GÜLENİ ŞÖYLE DURSUN AĞLAYANI BAHTİYAR OLAN, GÜZELLİKLER DİYARI ŞEHR-İ İSTANBUL! HASRETİN DEPREŞTİ YİNE. YOLLAR VARMIYOR BİR TÜRLÜ SANA. BÜTÜN YOLLAR ÇIKMAZ SOKAK... HASRETİMİ TURNALARIN KANADINA ASIP GÖNLÜNE YOLLUYORUM. DUY ARTIK FİGANIMI. DUYDA ÇAĞIR BENİ. ÇAĞIRKİ YOLLARIM SANA VARSIN GAYRI. ALIVER MEFTUNUNU GÖNLÜNE. ALIVER ALIVER....
İstanbul binlerce aşığı olan bir kızdır...Ama O kimselere yüz vermez,kimselerin olmaz sonsuza kadar...O na ilk Byzas aşık oldu,sonra Constantin sonra Fatih...Hatta boynuna elmas bir gerdanlık bile taktı...Sonra tüm Avrupa bu kızı elimizden almak için yarım milyon askerini feda etti...Ah Istanbul'um; senin için yapılan bunca savaştan sonra kazanan hep sen olmuştun.lakin şimdi gelgör ki ne çarpık yapılar,ne hilekar bir dünya kuruldu üstüne...