Yaratılışın 'günleri' zaman dilimlerini simgeler. Kuran'a göre zaman göreli bir boyuttur
'hac-47. O azabı çabuk getirmen için sana meydan okuyorlar. ALLAH sözünü bozmaz. Rabbinin katında bir gün, onların hesabıyla bin sene gibidir.. secde-5.Gökten yere kadar bütün işleri O kontrol eder. Sonra sizin saydığınızdan bin yıla eşit bir gün içinde kendisine yükselirler'
Yeryüzünün yaratılışı iki birim zaman alırken, içindeki yaratıklar için gerekli tüm besinlerin ve koşulların düzenlenmesi ise dört birim zaman almıştır. Bu oranlama, yeryüzündeki ekolojik sistemin önemini vurgular
kaf-38. Gökleri, yeri ve aralarındakileri altı günde yarattık. Hiç bir yorgunluk da duymadık
bing bang teorisi ile açıklanır genelde.. ilk başta büyük bir kütle halinde olan kainat korkunç bir patlama ile hızla genişlemeye başlamıştır..şu anda da hala genişlemektedir -hızı yavaşlayarak- olası kıyamet senaryolarından biri de bu genişlemenin gittikçe yavaşlayarak en sonunda tersine dönmesi ve hızlı bir çekimle bütün kainatın tekrar bir alev topuna dönüşmesidir -tabi bunun için milyonlarca yıl gerekli ;)
zariyat suresi 47 Biz göğü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz biz, (onu) genişletici olanlarız.
yani: Bu büyük kainatı biz sadece bir kere yaratıp bırakmadık, aksine o kainatta sürekli genişletme yapıyoruz. Ve her an o kainat içinde yaratmamızın yepyeni, dehşete düşüren gelişmeleri olmaktadır. Böyle güçlü ve muazzam yaratıcının şahsını, yeniden yaratma konusunda siz nasıl aciz sanabilirsiniz?
evli ve bekarlarda farklı uygulanıyor bekar olanlara bilmem kaç değnek iken evli olanlara ise toprağa gömüp taşla öldürülmesi cezası var
caydırıcı olması için böyleolsa gerektir..
bu şekilde bakınca çok şiddetli bir ceza gibi görülebilir, fakat:
Nur Suresi '4- Namuslu kadınlara zina isnadında bulunup, sonra (bunu ispat için) dört şahit getiremeyenlere seksener sopa vurun ve artık onların şahitliğini hiçbir zaman kabul etmeyin. Onlar tamamen günahkardırlar 5- Ancak bundan sonra tevbe edip ıslah olanlar müstesnadır. Çünkü Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir. 6- Eşlerine zina isnadında bulunup da kendilerinden başka şahitleri olmayanlara gelince, onların her birinin şahitliği kendisinin doğru söyleyenlerden olduğuna dair dört defa Allah adına yemin ederek şahitlik etmesidir. 7- Beşinci defa da, eğer yalan söyleyenlerden ise, Allah'ın lanetinin kendi üzerine olmasını dilemesidir. 8- Kadının, kocasının yalan söyleyenlerden olduğuna dair dört defa Allah adına yemin ve şahitlik etmesi, 9- Beşinci defa da, eğer (kocası) doğru söyleyenlerden ise, Allah'ın gazabının kendi üzerine olmasını dilemesi kendisinden cezayı kaldırır.'
yani basit bir ihbar ya da asılsız bir iddia ile bu ceza uygulanamamaktadır.. evli ve bekar kadın ve erkeklerdeki ceza farkını mesnevi şarihlerinden Tahirü'l Mevlevi şuna benzetiyor: nasıl ki korunmasız ve silhsız kaldığında asker kalesini teslim eder, bekar olan kişinin zinaya düşmesi böyledir..ama kişinin kendi rızasıyla makamını düşmana vermesi tabi ki hiyanettir diyor ve sanırım bu yüzden de evlilik hep tavsiye ediliyor
'Nikah benim sünnetimdendir. Kim benim sünnetimle amel etmezse benden değildir. Evleniniz! Zira ben, diğer ümmetlere karşı siz(in çokluğunuz) ile iftihar edeceğim. Kimin maddi imkanı varsa hemen evlensin. Kim maddi imkan bulamazsa (nafile) oruç tutsun. Çünkü oruç, onun için şehveti kırıcıdır.'
İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: 'Sevişenler için nikah kadar sevgiyi artırıcı bir şey görmedik veya görülmedi.'
aziz nesin aziz nesin adını duyuyordum hiç bir şey bilmiyordum solcu adam falan diyorlardı elime bir kitabı geçti ismi bir sürgünün anıları olması gerek aldım okudum bir dava adamının neler yazabileceğini merak ederek.. ne yazık dil kötü anlatılan kötü bir sürgünün anıları olmasından çok sokaktaki beş parasız herhangi bir adamın laflarına benziyordu..
evet haksız eleştirileri sevmem kesinlikle ama bu kitap olukça kötü bir etki yaptı hakkında/umarım daha güzel olanları çıkar karşıma
bir de anlatılıyordu geçen gün bir yerde divan şiirlerinde hani hep içki içerken şişenin döndürülmesi falan geçer ya.. içki içme adabı bile farklıymış herkes önce daire şeklinde sıralanırmış ortada büyük bir şişe içinde içki ağızlığı kocaman işte en baş sıradan herkes içmeye başlarmış ve ağzı yavaş yavaş döndürülerek halkadaki bütün kişiler içkiden tadarmış..
yanlız sarhoş olmak yasak :) öyle bizdeki gibi nara atmak edepsizce hareketler yapmak ise meclisten atılmaya sebep oluyormuş..bu da yüz kızartıcı bir şey olmalı...daha sonra kuytu köşelerde pis yerleden içki içebiliyormuş insan ancak..
huruç dergah şeyh galib çok çok..
Yaratılışın 'günleri' zaman dilimlerini simgeler. Kuran'a göre zaman göreli bir boyuttur
'hac-47. O azabı çabuk getirmen için sana meydan okuyorlar. ALLAH sözünü bozmaz. Rabbinin katında bir gün, onların hesabıyla bin sene gibidir..
secde-5.Gökten yere kadar bütün işleri O kontrol eder. Sonra sizin saydığınızdan bin yıla eşit bir gün içinde kendisine yükselirler'
Yeryüzünün yaratılışı iki birim zaman alırken, içindeki yaratıklar için gerekli tüm besinlerin ve koşulların düzenlenmesi ise dört birim zaman almıştır. Bu oranlama, yeryüzündeki ekolojik sistemin önemini vurgular
kaf-38. Gökleri, yeri ve aralarındakileri altı günde yarattık. Hiç bir yorgunluk da duymadık
kaynak:www.enfal.de
bing bang teorisi ile açıklanır genelde.. ilk başta büyük bir kütle halinde olan kainat korkunç bir patlama ile hızla genişlemeye başlamıştır..şu anda da hala genişlemektedir -hızı yavaşlayarak- olası kıyamet senaryolarından biri de bu genişlemenin gittikçe yavaşlayarak en sonunda tersine dönmesi ve hızlı bir çekimle bütün kainatın tekrar bir alev topuna dönüşmesidir -tabi bunun için milyonlarca yıl gerekli ;)
zariyat suresi
47 Biz göğü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz biz, (onu) genişletici olanlarız.
yani: Bu büyük kainatı biz sadece bir kere yaratıp bırakmadık, aksine o kainatta sürekli genişletme yapıyoruz. Ve her an o kainat içinde yaratmamızın yepyeni, dehşete düşüren gelişmeleri olmaktadır. Böyle güçlü ve muazzam yaratıcının şahsını, yeniden yaratma konusunda siz nasıl aciz sanabilirsiniz?
aysel okuldai bir arkadaşımı hatırlatıyor hemen.
esmer
bir de sesi çok güzeldi :)
recm islamiyette zinaya verilen cezadır
evli ve bekarlarda farklı uygulanıyor
bekar olanlara bilmem kaç değnek iken
evli olanlara ise toprağa gömüp taşla öldürülmesi cezası var
caydırıcı olması için böyleolsa gerektir..
bu şekilde bakınca çok şiddetli bir ceza gibi görülebilir, fakat:
Nur Suresi
'4- Namuslu kadınlara zina isnadında bulunup, sonra (bunu ispat için) dört şahit getiremeyenlere seksener sopa vurun ve artık onların şahitliğini hiçbir zaman kabul etmeyin. Onlar tamamen günahkardırlar
5- Ancak bundan sonra tevbe edip ıslah olanlar müstesnadır. Çünkü Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir.
6- Eşlerine zina isnadında bulunup da kendilerinden başka şahitleri olmayanlara gelince, onların her birinin şahitliği kendisinin doğru söyleyenlerden olduğuna dair dört defa Allah adına yemin ederek şahitlik etmesidir.
7- Beşinci defa da, eğer yalan söyleyenlerden ise, Allah'ın lanetinin kendi üzerine olmasını dilemesidir.
8- Kadının, kocasının yalan söyleyenlerden olduğuna dair dört defa Allah adına yemin ve şahitlik etmesi,
9- Beşinci defa da, eğer (kocası) doğru söyleyenlerden ise, Allah'ın gazabının kendi üzerine olmasını dilemesi kendisinden cezayı kaldırır.'
yani basit bir ihbar ya da asılsız bir iddia ile bu ceza uygulanamamaktadır..
evli ve bekar kadın ve erkeklerdeki ceza farkını mesnevi şarihlerinden Tahirü'l Mevlevi şuna benzetiyor:
nasıl ki korunmasız ve silhsız kaldığında asker kalesini teslim eder, bekar olan kişinin zinaya düşmesi böyledir..ama kişinin kendi rızasıyla makamını düşmana vermesi tabi ki hiyanettir diyor ve sanırım bu yüzden de evlilik hep tavsiye ediliyor
'Nikah benim sünnetimdendir. Kim benim sünnetimle amel etmezse benden değildir. Evleniniz! Zira ben, diğer ümmetlere karşı siz(in çokluğunuz) ile iftihar edeceğim. Kimin maddi imkanı varsa hemen evlensin. Kim maddi imkan bulamazsa (nafile) oruç tutsun. Çünkü oruç, onun için şehveti kırıcıdır.'
İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: 'Sevişenler için nikah kadar sevgiyi artırıcı bir şey görmedik veya görülmedi.'
allahın ismini-sevgisini kalbe nakşetmek..
halvet, çile yokmuş, sessiz zikir yapılır
tek veyahut toplu olarak...
ülkemizde bi hayli yaygın
'niçe
enerji
ey don kişot
tanrı öldü diye bağrıyor ve bizi uçurumun kıyısına getiriyordun..' n.kazancakis
aziz nesin aziz nesin adını duyuyordum hiç bir şey bilmiyordum
solcu adam falan diyorlardı
elime bir kitabı geçti ismi bir sürgünün anıları olması gerek
aldım okudum bir dava adamının neler yazabileceğini merak ederek..
ne yazık dil kötü anlatılan kötü
bir sürgünün anıları olmasından çok sokaktaki beş parasız herhangi bir adamın laflarına benziyordu..
evet haksız eleştirileri sevmem kesinlikle ama bu kitap olukça kötü bir etki yaptı hakkında/umarım daha güzel olanları çıkar karşıma
ab
ab-ı hayat
bir de anlatılıyordu geçen gün bir yerde
divan şiirlerinde hani hep içki içerken
şişenin döndürülmesi falan geçer ya..
içki içme adabı bile farklıymış
herkes önce daire şeklinde sıralanırmış ortada büyük bir şişe
içinde içki ağızlığı kocaman
işte en baş sıradan herkes içmeye başlarmış ve ağzı yavaş yavaş döndürülerek halkadaki bütün kişiler içkiden tadarmış..
yanlız sarhoş olmak yasak :) öyle bizdeki gibi nara atmak edepsizce hareketler yapmak ise meclisten atılmaya sebep oluyormuş..bu da yüz kızartıcı bir şey olmalı...daha sonra kuytu köşelerde pis yerleden içki içebiliyormuş insan ancak..
pek ilginç geldi..