Geceye yolculuklar yapılır Kendine bir adım atmak adına Her adımda daha da uzaklaştığını bilmeden Ruhun sessiz çığlıklarıdır sadece Yükselen gecenin içinde...
,, Asla olmaz” dediğin satırların içinden bir “acaba?” doğar bazen. Bir ihtimal ürperir sayfanın kenarında… Ve kalbinin tam ortasında, bir yer — inadına çiçek açar.
Çünkü hayat, ,,olmaz” sandığın yerden başlamayı sever. Tıpkı suskun bir baharın bir sabah kuş sesiyle yeniden konuşmayı öğrenmesi gibi…Huri Çalışkan
İnsanın omurgasını dik tutan şey, yalnızca dilinin söyledikleri veya fiziksel gücü değildir. Bu, karakter meselesidir. Karakter, bir insanın gerçek gücüdür ve hayatta kalmak için gereken en önemli unsurdur.
Bazı anlar vardır, kelimelere ihtiyaç duymaz. Bir yaprağın rüzgârla dansı, bir dalganın kıyıya dokunuşu, ya da bir bakışta saklanan binlerce duygu... Zaman, o anlarda fısıldar. Sesinde huzur vardır, kimi zaman da özlem.
Her nefeste, içinde bir dünya taşır insan. Bir koku, bir ezgi, bir dokunuş… Hepsi bir hatıranın kapısını aralar. Geçmişte kalmış gibi duran anılar aslında hep buradadır; tıpkı gün batımını izleyen gözler gibi, sessiz ve derin bir bekleyişle yanımızda dururlar.
Ve hayat, o fısıltıyı duyabilenler için daha anlamlıdır. Çünkü ne varsa yaşanmaya değer, hepsi o küçücük anların içinde saklıdır. Bir kalp atışı, bir gülümseme, bir "iyi ki"...
Hayat bazen karmaşık, bazen ise çok basit. Bazen bir tarçınlı çay, bir dost sohbeti ve birkaç güzel anı yeter. Tarçın kokusu, nostaljiyi ve huzuru hatırlatır.
Hayatın tatlı yanlarını birlikte keşfedeceğimiz insanların çoğalmasına niyet ile.!
Zaman, bakmayı bilenler için hep manzaralar sunar. Hayat, bir film gibidir ve en güzel sahneleri gözlerimizle gördüğümüz o anlarda gizlidir!
Zarafet, yalnızca dış görünüşte değil; hayata bakış açısındaki sade ve derin güzellikte saklıdır. Bir çocuğun neşeyle yükselen kahkahasında, bir çiçeğin yapraklarında titreşen o ince mucizede, eski bir köprüden geçerken duyulan o derin ve huzurlu sessizlikte… Hayat, fark edilmeyi bekleyen ayrıntılarda saklıdır ve her biri bir tablonun incelikle boyanmış detayları gibidir.
Asla başkalarının ışıklarına bakıp kendi yıldızlarını küçümseme. Senin yolunu yalnızca senin ışığın aydınlatabilir!
Her gün, fark etsek de etmesek de, bizi gülümseten, umut veren ya da derin bir nefes aldıran anlarla dolu. Sabahın ilk ışıklarıyla uyanmak, kuşların şarkısını duymak, sevdiğimiz birinin sesiyle ısınmak… Bunlar, hayatın sunduğu armağanlar.
Belki bugün, bu küçük ama anlamlı mucizelere biraz daha dikkatle bakarız. Belki bir fincan çayın sıcağında, bir kitabın içinde, ya da bir dostun gülüşünde huzuru buluruz. Çünkü mutluluk, genelde büyük şeylerde değil, o küçük detayların farkında olmaktadır.
Bugün, hayata yeniden teşekkür etme günü olsun ?? ??
Hayat, Yaradan’ın bizim için hazırladığı öyle bir yolculuk ki içinde çeşit çeşit duygu, olay ve deneyim var. Sevinçler kadar sınavlar, üzüntüler kadar başarılar... Pes etmeyi de öğreniyoruz, bırakmayı da... Ama bir şey hep baki kalıyor: Yaşam yolculuğuna serpiştirilmiş güzelliklerin farkında olmak ve onlara şükretmek.
Burada, bu anın içinde olmayı seviyorum. İçimi sızlatan hatıralar ve gözlerimin gördüğü her türlü acıya rağmen... Yine de seviyorum pencere pervazına oturup gökyüzünü izlemeyi. Başımın üzerinden süzülen kuşların kanatlarında, bana taşınan bir nevi huzur var. Martılar dans ederken, ellerimde bir kupa sıcak içeceğin tarçın kokusuyla mest oluyorum. Gökyüzü şovunu sunarken, ruhumun derinliklerinde hissettiğim o sakin mutluluk, tarifsiz.
Bu dünyanın içine serpiştirdiğin her şey için şükürler olsun Allah’ım. Tarçın kokusundan kuşların gölgesine, gökyüzünün mavisinden içtiğimiz çayın sıcaklığına... Her biri birer hediye. Ama en çok da sevdiklerimiz bir hediye. Ve işte o yokluklarına denk geldiğimizde kalplerimiz burkuluyor. Hüznümüzü, yalnızlığımızı Senin verdiğin sevgiyle teselli et. Zira sevgi de Senin armağanın. Kalplerimiz Seninle sakinleşsin, Seninle şükretsin.
Yaşam yolculuğumuzun havuzuna atılmış her bir damla su, bizi biz yapıyor. Tarçın kokusuyla sarılmış bir fincan çay gibi sıcacık bir hayat diliyorum herkes için. Sevgiyle dolu, hüzünleriyle bile kıymetli...
***** SAYIN ÇALIŞKAN ***** . Yaşamsal devinimde, her yeni bir başlangıç, yeni bir meşakat demektir. Beraberinde yeni zorluklar, yeni olaylar, yeni insanlar ve yeni sorumluluklar getirir...Mücadele alanı içerisinde kendi doğrularından asla vazgeçmeden, meselelerin üzerine inadına ve ısrarla yürümelisiniz. Hayat yolunda başarı anahtarının her zaman kendinde olduğunu unutma. Şiir-Makale-Kitap yazarlığı ve meslek-i başarılarınızın yarınlara irşat olması dileğiyle, Bahtınız açık, Ömrünüz uzun ve yolunuz hurişan olsun...SELAMETLE -----OZAN ÇAKIROĞLU------
Özel bir tarih olan 10.02.2025’te, Avluda Yürüyen Gölgeler kitabımın devamı olan ikinci kitabımı sizlerle buluşturacağım. Bu tarih, eserin ilham kaynağı İla için büyük anlam taşıyor. Onun anısına yazılmış olan bu serinin ikinci kitabında, İla’nın içsel yolculuğuna ve avludaki gölgelerin ardında saklı hikayelere daha derin bir bakış sunacağım.
Üçüncü kitabımda, Elizabeth ve Darcy’nin büyüleyici aşk hikayesiyle sizleri unutulmaz bir yolculuğa davet ediyorum! Bu klasik karakterlerin tutkulu aşkı, zorlu engelleri ve sadakatleri, modern bir anlatımla yeniden hayat bulacak. Elizabeth'in özgür ruhu ve Darcy'nin derin tutkuları arasında, hem kalbinizi ısıtacak hem de heyecanla çevireceğiniz sayfalar sizleri bekliyor. Bu hikaye, sadece bir aşkın değil, aynı zamanda kişisel büyümenin, bağlılığın ve hayatın zorluklarına karşı birlikte mücadele etmenin simgesi olarak sizlerle buluşacak.
Ayrıca, üzerinde titizlikle çalıştığım şiir kitabımla da sizlere ulaşacağım. Aşk, doğa ve yaşamın en saf duygularını yansıttığım bu dizelerde, kalbimin en derin hislerini sizlerle paylaşacağım.
"Ben heyecan doluyum, bu heyecanın sizlere de akmasını diliyorum.
Teşekkür ederim, destekleriniz için minnettarım. Şükürler Olsun, Huri Çalışkan .
Güzele güzellik katan güzelliğin sarsılmaz gücü ile yürümek,yol ne güzel. O yolda yürümeyi bilmek daha da güzel… De ki : Güzelliğin içinde iyilik,iyiliğin içinde iyi niyet yoksa,o güzellik bir hiçtir…
"Ekim’in son günü... gökyüzü İstanbul'da harikulade bir güzelliğe bürünmüş, içimizi ısıtan bir huzur var havada. Ve… yarın, Kasım’ın heyecanı başlıyor. Yeni bir aya, umutla, tazelikle merhaba demek için, avuçlarımızda tarçınlı saleplere merhaba!"
,, bir insan gölgesiyiz ve ruhlarımızın renkleriyle dünyaya şekil veririz. Kim neyi seçmişse onun seçimidir; lakin insanlığın gölgesi geçtiği yerde renklerini bırakır. Öyle ki, buradan falanca kişi geçmiştir deriz... Keşke kaldırım taşlarına gül kokulu yollar döşenseydi; ne muazzam olurdu."
Aşk, ne veresiye alınan bir eşya ne de kredi ile ödenen bir borçtur. Aşk, iki insanın arasındaki titreşimlerin birbirine bağlanmasıdır. Günlük yaşamın getirdiği "acaba" sorularına ve maddi hesaplara maruz kalmamalıdır, çünkü aşkın özü, insanın ruhunda saklıdır. O, komşuda olmayan, sadece iki kişi arasında yaşanan derin bir enerjidir.
Aşk, hesaplarla, endişelerle değil, içtenlikle ve güvenle beslenir. İki insan, birbirine güvenip kalplerini açtıklarında, ortaya çıkan bağ ne zamanla ne de koşullarla sınırlıdır. Bu bağ, dışarıdan anlaşılmayacak kadar özeldir ve iki kişi arasında paylaşılan bir sır gibi saklı kalır.
Sevgi, maddi beklentilere bağlı değildir; aksine, kalpten gelen saf duygularla beslenir. Sorgulamalara değil, karşılıklı anlayışa, saygıya ve güvene dayanır. İşte bu yüzden, aşk en çok iki insanın paylaştığı o titreşimde var olur.
Aşk, karşılıklı fedakârlık ve derin bir bağlılıkla büyür. Ve bu bağı anlamanın yolu, maddi hesaplardan değil, kalbin derinliklerinden geçer.
bazı ruhlar dünyaya özel baharatlar gibidir.
az bulunur,
çok şey katar.
Ve...bir kez eksildi mi, tadı hep eksik kalır...
— Tarçın Kokulu Muhabbetler, Huri
Kimi zaman en büyük buluş, bir cümlenin içinde kendini bulmaktır.
Ne bir ses gerekir, ne bir kalabalık…
Sadece bir kelime yeter.! Anlaşıldım.
— Tarçın Kokulu Muhabbetler
Bazı hisler vardır…
Ne anlatılır birine, ne de geçer içinden.
Sadece taşınır sessizce,
bir gülümsemenin kıyısında… Huri Çalışkan
Bazen bir pencere kenarı yeter,
bir fincan çay,
ve susarak anlaştığın kendin.
Dünya çalkalanırken dışarıda,
bir derin nefes, bir tebessüm, bir “iyi ki” fısıltısı
yeniden kurar içimizdeki huzur evini.
Çünkü en çok huzurmuş meğer,
bir insanın kendi içinde
kendine rastlamak...
— Tarçın Kokulu Muhabbetler
Geceye yolculuklar yapılır
Kendine bir adım atmak adına
Her adımda daha da uzaklaştığını bilmeden
Ruhun sessiz çığlıklarıdır sadece
Yükselen gecenin içinde...
Bir kelimeyle başlayan geceler vardır…
Sırf bir harfi, birinin yüreğine ulaşsın diye yazılır.
Huri Ç.
,, Asla olmaz” dediğin satırların içinden
bir “acaba?” doğar bazen.
Bir ihtimal ürperir sayfanın kenarında…
Ve kalbinin tam ortasında,
bir yer — inadına çiçek açar.
Çünkü hayat,
,,olmaz” sandığın yerden
başlamayı sever.
Tıpkı suskun bir baharın
bir sabah kuş sesiyle
yeniden konuşmayı öğrenmesi gibi…Huri Çalışkan
Büyüyüp duran biri gerekir sana,
Çünkü senin ışığın kırıntı arayanları yakar.
Huri Çalışkan
Kalem susmaz, yürek dolu,
Bir kelime yeter solu solu.
Sevda, acı, insan hâli...
Hepsi şiirde bulur yolu.
Aydınlıklar altında karanlık büyütmeyin gövdenizi.
~Huri
İnsanın omurgasını dik tutan şey, yalnızca dilinin söyledikleri veya fiziksel gücü değildir. Bu, karakter meselesidir. Karakter, bir insanın gerçek gücüdür ve hayatta kalmak için gereken en önemli unsurdur.
Sevgi Gölgemiz Olsun, Huri.
Fısıldayan Zaman
Bazı anlar vardır, kelimelere ihtiyaç duymaz. Bir yaprağın rüzgârla dansı, bir dalganın kıyıya dokunuşu, ya da bir bakışta saklanan binlerce duygu... Zaman, o anlarda fısıldar. Sesinde huzur vardır, kimi zaman da özlem.
Her nefeste, içinde bir dünya taşır insan. Bir koku, bir ezgi, bir dokunuş… Hepsi bir hatıranın kapısını aralar. Geçmişte kalmış gibi duran anılar aslında hep buradadır; tıpkı gün batımını izleyen gözler gibi, sessiz ve derin bir bekleyişle yanımızda dururlar.
Ve hayat, o fısıltıyı duyabilenler için daha anlamlıdır. Çünkü ne varsa yaşanmaya değer, hepsi o küçücük anların içinde saklıdır. Bir kalp atışı, bir gülümseme, bir "iyi ki"...
Huri Çalışkan
Hayat bazen karmaşık, bazen ise çok basit. Bazen bir tarçınlı çay, bir dost sohbeti ve birkaç güzel anı yeter. Tarçın kokusu, nostaljiyi ve huzuru hatırlatır.
Hayatın tatlı yanlarını birlikte keşfedeceğimiz insanların çoğalmasına niyet ile.!
Huri Ç.
Zaman, bakmayı bilenler için hep manzaralar sunar. Hayat, bir film gibidir ve en güzel sahneleri gözlerimizle gördüğümüz o anlarda gizlidir!
Zarafet, yalnızca dış görünüşte değil; hayata bakış açısındaki sade ve derin güzellikte saklıdır. Bir çocuğun neşeyle yükselen kahkahasında, bir çiçeğin yapraklarında titreşen o ince mucizede, eski bir köprüden geçerken duyulan o derin ve huzurlu sessizlikte… Hayat, fark edilmeyi bekleyen ayrıntılarda saklıdır ve her biri bir tablonun incelikle boyanmış detayları gibidir.
Asla başkalarının ışıklarına bakıp kendi yıldızlarını küçümseme. Senin yolunu yalnızca senin ışığın aydınlatabilir!
~Huri Çalışkan
Her gün, fark etsek de etmesek de, bizi gülümseten, umut veren ya da derin bir nefes aldıran anlarla dolu. Sabahın ilk ışıklarıyla uyanmak, kuşların şarkısını duymak, sevdiğimiz birinin sesiyle ısınmak… Bunlar, hayatın sunduğu armağanlar.
Belki bugün, bu küçük ama anlamlı mucizelere biraz daha dikkatle bakarız. Belki bir fincan çayın sıcağında, bir kitabın içinde, ya da bir dostun gülüşünde huzuru buluruz. Çünkü mutluluk, genelde büyük şeylerde değil, o küçük detayların farkında olmaktadır.
Bugün, hayata yeniden teşekkür etme günü olsun ?? ??
Tarçın Kokulu Muhabbetler
Hayat, Yaradan’ın bizim için hazırladığı öyle bir yolculuk ki içinde çeşit çeşit duygu, olay ve deneyim var. Sevinçler kadar sınavlar, üzüntüler kadar başarılar... Pes etmeyi de öğreniyoruz, bırakmayı da... Ama bir şey hep baki kalıyor: Yaşam yolculuğuna serpiştirilmiş güzelliklerin farkında olmak ve onlara şükretmek.
Burada, bu anın içinde olmayı seviyorum. İçimi sızlatan hatıralar ve gözlerimin gördüğü her türlü acıya rağmen... Yine de seviyorum pencere pervazına oturup gökyüzünü izlemeyi. Başımın üzerinden süzülen kuşların kanatlarında, bana taşınan bir nevi huzur var. Martılar dans ederken, ellerimde bir kupa sıcak içeceğin tarçın kokusuyla mest oluyorum. Gökyüzü şovunu sunarken, ruhumun derinliklerinde hissettiğim o sakin mutluluk, tarifsiz.
Bu dünyanın içine serpiştirdiğin her şey için şükürler olsun Allah’ım. Tarçın kokusundan kuşların gölgesine, gökyüzünün mavisinden içtiğimiz çayın sıcaklığına... Her biri birer hediye. Ama en çok da sevdiklerimiz bir hediye. Ve işte o yokluklarına denk geldiğimizde kalplerimiz burkuluyor. Hüznümüzü, yalnızlığımızı Senin verdiğin sevgiyle teselli et. Zira sevgi de Senin armağanın. Kalplerimiz Seninle sakinleşsin, Seninle şükretsin.
Yaşam yolculuğumuzun havuzuna atılmış her bir damla su, bizi biz yapıyor. Tarçın kokusuyla sarılmış bir fincan çay gibi sıcacık bir hayat diliyorum herkes için. Sevgiyle dolu, hüzünleriyle bile kıymetli...
Hayat bisiklete binmek gibidir, pedalı çevirmeye devam ettiğiniz sürece düşmezsiniz.
Hayat, bir testi gibi görünür. Ama gerçek doluluk, içine ne koyduğunla değil, içindekini nasıl paylaştığınla ilgilidir.
Bu yüzdendir ki;
Testinin ibriğinden akan, içinde saklı olanı gösterir: Şerbet mi, yoksa zehir mi?
Huri Ç.
teşekkür ederim, yolculuğuma eklediğiniz niyetlerinize, iyi düşünce ile ördüğümüz her şey iyiye dönüşecektir.
,, neyi seçersek onu çekeriz, seçimlerimiz belli, güzellikleri çekmeye niyet ile...'' şükürler olsun.
sevgilerimle,
***** SAYIN ÇALIŞKAN *****
.
Yaşamsal devinimde, her yeni bir başlangıç, yeni bir meşakat demektir. Beraberinde
yeni zorluklar, yeni olaylar, yeni insanlar ve yeni sorumluluklar getirir...Mücadele alanı
içerisinde kendi doğrularından asla vazgeçmeden, meselelerin üzerine inadına ve ısrarla
yürümelisiniz. Hayat yolunda başarı anahtarının her zaman kendinde olduğunu unutma.
Şiir-Makale-Kitap yazarlığı ve meslek-i başarılarınızın yarınlara irşat olması dileğiyle,
Bahtınız açık, Ömrünüz uzun ve yolunuz hurişan olsun...SELAMETLE
-----OZAN ÇAKIROĞLU------
Sevgili Arkadaşlarım;
Özel bir tarih olan 10.02.2025’te, Avluda Yürüyen Gölgeler kitabımın devamı olan ikinci kitabımı sizlerle buluşturacağım. Bu tarih, eserin ilham kaynağı İla için büyük anlam taşıyor. Onun anısına yazılmış olan bu serinin ikinci kitabında, İla’nın içsel yolculuğuna ve avludaki gölgelerin ardında saklı hikayelere daha derin bir bakış sunacağım.
Üçüncü kitabımda, Elizabeth ve Darcy’nin büyüleyici aşk hikayesiyle sizleri unutulmaz bir yolculuğa davet ediyorum! Bu klasik karakterlerin tutkulu aşkı, zorlu engelleri ve sadakatleri, modern bir anlatımla yeniden hayat bulacak. Elizabeth'in özgür ruhu ve Darcy'nin derin tutkuları arasında, hem kalbinizi ısıtacak hem de heyecanla çevireceğiniz sayfalar sizleri bekliyor. Bu hikaye, sadece bir aşkın değil, aynı zamanda kişisel büyümenin, bağlılığın ve hayatın zorluklarına karşı birlikte mücadele etmenin simgesi olarak sizlerle buluşacak.
Ayrıca, üzerinde titizlikle çalıştığım şiir kitabımla da sizlere ulaşacağım. Aşk, doğa ve yaşamın en saf duygularını yansıttığım bu dizelerde, kalbimin en derin hislerini sizlerle paylaşacağım.
"Ben heyecan doluyum, bu heyecanın sizlere de akmasını diliyorum.
Teşekkür ederim, destekleriniz için minnettarım. Şükürler Olsun, Huri Çalışkan .
,, En basit şeyler, en büyük lükstür. Güzellik, sevgi, ve huzur da tıpkı bir fincan sıcak çay gibi: en sade halinde en değerli olan."
sevgiyle,
Güzele güzellik katan güzelliğin sarsılmaz gücü ile yürümek,yol ne güzel. O yolda yürümeyi bilmek daha da güzel… De ki : Güzelliğin içinde iyilik,iyiliğin içinde iyi niyet yoksa,o güzellik bir hiçtir…
Gönülden gönüle,sevginin muhabbeti ile… .))
,, Şıklık, sesini yükseltmeden de etkili olabilmektir. Duruşumuz, dünyaya bıraktığımız en güçlü izdir. "
Rengim çoktur kendimde, tahammülüm önce kendime.
Sevgiler.
,, Zarafetin gücü ve düşüncenin derinliği, her ayrıntıya anlam katar. Bazen en sade anlar, en güçlü hikayeleri anlatır."
Sevgiler.
"Ekim’in son günü... gökyüzü İstanbul'da harikulade bir güzelliğe bürünmüş, içimizi ısıtan bir huzur var havada.
Ve…
yarın, Kasım’ın heyecanı başlıyor. Yeni bir aya, umutla, tazelikle merhaba demek için, avuçlarımızda tarçınlı saleplere merhaba!"
günaydın Umut.! günaydın Yaşamak.!
teşekkürler Allah'ım.
sevgi gölgemiz olsun.
kendi hikayemizi anlatırken farklı notalarla yazıyoruz. Keman, bu hikayenin sesidir; her akor, ruhumuza hitap eden bir çağrıdır.
sevgilerimle,
,, bir insan gölgesiyiz ve ruhlarımızın renkleriyle dünyaya şekil veririz. Kim neyi seçmişse onun seçimidir; lakin insanlığın gölgesi geçtiği yerde renklerini bırakır. Öyle ki, buradan falanca kişi geçmiştir deriz... Keşke kaldırım taşlarına gül kokulu yollar döşenseydi; ne muazzam olurdu."
"Rabbim, sen hepimizi çok sev."
kalben sevgileirmle.
Aşk, ne veresiye alınan bir eşya ne de kredi ile ödenen bir borçtur. Aşk, iki insanın arasındaki titreşimlerin birbirine bağlanmasıdır. Günlük yaşamın getirdiği "acaba" sorularına ve maddi hesaplara maruz kalmamalıdır, çünkü aşkın özü, insanın ruhunda saklıdır. O, komşuda olmayan, sadece iki kişi arasında yaşanan derin bir enerjidir.
Aşk, hesaplarla, endişelerle değil, içtenlikle ve güvenle beslenir. İki insan, birbirine güvenip kalplerini açtıklarında, ortaya çıkan bağ ne zamanla ne de koşullarla sınırlıdır. Bu bağ, dışarıdan anlaşılmayacak kadar özeldir ve iki kişi arasında paylaşılan bir sır gibi saklı kalır.
Sevgi, maddi beklentilere bağlı değildir; aksine, kalpten gelen saf duygularla beslenir. Sorgulamalara değil, karşılıklı anlayışa, saygıya ve güvene dayanır. İşte bu yüzden, aşk en çok iki insanın paylaştığı o titreşimde var olur.
Aşk, karşılıklı fedakârlık ve derin bir bağlılıkla büyür. Ve bu bağı anlamanın yolu, maddi hesaplardan değil, kalbin derinliklerinden geçer.
Sevgiyle kalın,
sadece varoluşunuz, sizi siz olduğunuz için bile, iç dünyanızı sevecek, hayatınızı büyütecek insanlar vardır.
bu insanlar sahip olduğunuz güzelliklerin üzerine, toprağın tohumları gibi yaşam yolculuğunuzu büyütecek daha verimli olmanıza katkı olacaklardır.
olurda bu çağın içinde böyle, SOYLU RUHLARA denk gelirseniz, kalbinizle sevin bedeninizle sarılın, hissedin, bu yolculuğu onurlandırın.
sevgiler.