Ölüyü gömüleceği yere kadar taşımaya yarayan, muhtemelen içi dar ve kasvetli çeşitli ağaçlardan yapılan kutu formu verilmiş içine girmek istemeyeceğiniz bir nesnedir.
Hangi denize ciksam firtina kopar Insani olduran,erdiren sükut Bir gün ölecegini aklinda tut Rahat bir yer olmali ki su tabut Görmedim girmem diyen bir yigit
'ölümüm bile gösterişli olamalı' derim kendime sessiz! .. ve bir an o gösterişin son olacağı ve artık böceklere bile özlem duyacağı gelir aklıma kalbimin.. bir yılanın koynumda uyuma ihtimali şaşırtır beni, uyanırım ne kadar benziyor oysa iki mekan birbirine...koynumuzda beslediğimiz yılan hep aynı!
terkettin ve ölümüne ağıt yaktı hücrelerim son görev.. tabutunu kalpten damarlara salacağım ve bütün vücudu gezdireceğim her organıma emir vereceğim bu geçiş töreninde bütün askerler hazır bulundurulacak ve seni sevgiyle selamlayacak.. vasiyetin üzerine tekrar kalpte yakılıp küllerin gözyaşıyla yanaklara uğurlanacak..
Amerika'da, müebbet hapis cezasına çarptırılan bi adam, sabah akşam hapishaneden kaçmanın yollarını düşünüyomuş. Bi gün bahçede volta atarken gardiyanların bi tabutu cenaze arabasına yüklediğini görünce nihayet aylardır aradığı fikri oracıkta bulmuş. Burası büyük bi cezaevi olduğu için her hafta mutlaka 2-3 kişi Tanrı'nın rahmetine kavuşuyomuş. Mahkum, gardiyanlardan birine, cenaze olduğu bi gün tabuta konularak kaçırılması karşılığında epey yüklüce para teklif etmiş. Gardiyan korktuğundan başta biraz mızırdanmış ama sonra paranın cazibesine kapılıp kabul etmiş. Gardiyan adama, gece cenazelerin bekletildiği yerin anahtarından yaptırıp vermiş. İlk cenazede adam tabutun içine girecekmiş. Cenaze defnedildikten sonra da, gece gardiyan gelip adamı mezardan çıkaracakmış.
Plan aynen uygulamaya konmuş. Kaçma ateşiyle yanıp kavrulan mahkum ölüye aldırmadan sıkış tepiş tabutun içine girmiş. Sabah da gardiyanlar tabutu cenaze arabasına yüklemişler ve mezarlığa götürüp laf olsun diye yapılan bir dini törenle gömmüşler.
Mahkum tabutun içinde sabırsızlanarak gardiyanın gelip onu çıkarmasını bekliyomuş. Epey vakit geçtiği halde gelen giden olmayınca biraz biraz endişelenmeye başlamış. Bayağı bi zaman geçip de hala gelen olmayınca bizimki hafiften tırsmaya başlamış. 'Acaba kendim çıkabilir miyim? ' diyerek etrafı araştırmak istemiş. Cebinden zar zor çakmağını çıkarıp yakmış. Tabutun üstünü incelerken gözü bi an yanındaki ölüye takılmış. Ve o an donup kalmış! Yanındaki ceset anlaşmayı yaptığı gardiyanmış!
Ataol Behramoğlu; bir televizyon programında çocukluk anılarını anlatırken şiirle tanışmasının 10 yaşındayken Necip Fazıl Kısakürek'in 'Tabut' adlı şiirini okumasıyla olduğunu söylemiş.
` O an vücudumdan bir elektrik akımı geçti âdeta..`
Kendinizi tabutun içinde hissetmek istiyorsanız, içine girmeden, en yakın duyguyu herhalde, Alfred Hitchcock adapsiyonu olan, 'The Grave' (The Buried) isimli kısa filmi verebilir...
Dehşet bir tabut sahnesiydi, eminim Tarantino da Hitchcock'un bu tabut sahnesinden etkilendi: 'acaba o kadın, o tabuttan, nasıl kurturalabilir...' gibilerinden kendine sorarak, 'Kill Bill 2' filminde ki tabut sahnesi yaptı... İlginçtir, iki filmde de kadın kahraman tabuta konluyor, bence tesadüf değil :)
bilahare denem sansim pek olmadi; ama insanlarin kendi kuyularini kazdiklari seklinde soylelegelen bir cumle vardir. Bir terzinin kendi sokugunu dikemedigi de soylenir; acaba bir tabutcu kendi tabutunu yapabilir mi? tabut binilmesi gerekn gemidir bilinmezlige acilan koprudeki taslardan biridir tabut insan gibi curumeye mahkum bir varliktir vs
Ölüyü gömüleceği yere kadar taşımaya yarayan, muhtemelen içi dar ve kasvetli çeşitli ağaçlardan yapılan kutu formu verilmiş içine girmek istemeyeceğiniz bir nesnedir.
Tahtadan yapılmış bir uzun kutu;
Baş tarafı geniş, ayak ucu dar.
Çakanlar bilir ki, bu boş tabutu,
Yarın kendileri dolduracaklar.
Her yandan küçülen bir oda gibi,
Duvarlar yanaşmış, tavan alçalmış.
Sanki bir taş bebek kutuda gibi,
Hayalim, içinde uzanmış kalmış.
Cılız vücuduma tam görünse de,
İçim, bu dar yere sığılmaz diyor.
Geride kalanlar hep dövünse de,
İnsan birer birer yine giriyor.
Ölenler yeniden doğarmış; gerçek!
Tabut değildir bu, bir tahta kundak.
Bu ağır hediye kime gidecek,
Çakılır çakılmaz üstüne kapak?
Necip Fazıl Kısakürek - Tabut
İmamın kayığı,Yahya Kemal'in sessiz gemisi.Ahiret Hava Yollarına ait tek yönlü uçak.
Hangi denize ciksam firtina kopar
Insani olduran,erdiren sükut
Bir gün ölecegini aklinda tut
Rahat bir yer olmali ki su tabut
Görmedim girmem diyen bir yigit
ölünün kabir yolundaki mahfazası...
'ölümüm bile gösterişli olamalı' derim kendime sessiz! ..
ve bir an o gösterişin son olacağı ve artık böceklere bile özlem duyacağı gelir aklıma kalbimin..
bir yılanın koynumda uyuma ihtimali şaşırtır beni, uyanırım ne kadar benziyor oysa iki mekan birbirine...koynumuzda beslediğimiz yılan hep aynı!
Rabbe kavuşulan yolda dünyadan ayrılırken binilecek son vasıta...
İnsanların yolculukta kullandığı ilk araç, büyük ihtimal son yolculuğunun aracı da o olacaktır. Selamlar.
ölüm için bir kişilik yer
.. gemi.
terkettin
ve ölümüne ağıt yaktı hücrelerim
son görev..
tabutunu kalpten damarlara salacağım
ve bütün vücudu gezdireceğim
her organıma
emir vereceğim
bu geçiş töreninde bütün askerler hazır bulundurulacak
ve seni
sevgiyle selamlayacak..
vasiyetin üzerine
tekrar kalpte yakılıp
küllerin gözyaşıyla yanaklara uğurlanacak..
Sultan olmak istersen tacı, sorgucu unut;
Zafer arabandır senin gıcırtılı bir TABUT...
bir gün bende içine gireceğim
Amerika'da, müebbet hapis cezasına çarptırılan bi adam, sabah akşam hapishaneden kaçmanın yollarını düşünüyomuş. Bi gün bahçede volta atarken gardiyanların bi tabutu cenaze arabasına yüklediğini görünce nihayet aylardır aradığı fikri oracıkta bulmuş. Burası büyük bi cezaevi olduğu için her hafta mutlaka 2-3 kişi Tanrı'nın rahmetine kavuşuyomuş. Mahkum, gardiyanlardan birine, cenaze olduğu bi gün tabuta konularak kaçırılması karşılığında epey yüklüce para teklif etmiş. Gardiyan korktuğundan başta biraz mızırdanmış ama sonra paranın cazibesine kapılıp kabul etmiş.
Gardiyan adama, gece cenazelerin bekletildiği yerin anahtarından yaptırıp vermiş. İlk cenazede adam tabutun içine girecekmiş. Cenaze defnedildikten sonra da, gece gardiyan gelip adamı mezardan çıkaracakmış.
Plan aynen uygulamaya konmuş. Kaçma ateşiyle yanıp kavrulan mahkum ölüye aldırmadan sıkış tepiş tabutun içine girmiş. Sabah da gardiyanlar tabutu cenaze arabasına yüklemişler ve mezarlığa götürüp laf olsun diye yapılan bir dini törenle gömmüşler.
Mahkum tabutun içinde sabırsızlanarak gardiyanın gelip onu çıkarmasını bekliyomuş. Epey vakit geçtiği halde gelen giden olmayınca biraz biraz endişelenmeye başlamış. Bayağı bi zaman geçip de hala gelen olmayınca bizimki hafiften tırsmaya başlamış. 'Acaba kendim çıkabilir miyim? ' diyerek etrafı araştırmak istemiş. Cebinden zar zor çakmağını çıkarıp yakmış. Tabutun üstünü incelerken gözü bi an yanındaki ölüye takılmış. Ve o an donup kalmış! Yanındaki ceset anlaşmayı yaptığı gardiyanmış!
Poposuna T almış...dokunulmazlığı olan şey...TABU! ..N'ooolur n'ooolmaz...siz de dokunmayın ya...
altından mı yaptırsam
zümrütten mi ¿
ıyyykk....beni battaniyeye sarıp yakın....küllerim de Datça ya....
yeni evin kapısı...bir kez kapandığında senin için artık açılışı olmayacak bir kapı..
benimki bazalı olsun...götürecek çok eşyam var da... :)
Bir gün sende yatacaksın.
turn sevdalılarının işkenceye maruz bırakılması
Ataol Behramoğlu; bir televizyon programında çocukluk anılarını anlatırken şiirle tanışmasının 10 yaşındayken Necip Fazıl Kısakürek'in 'Tabut' adlı şiirini okumasıyla olduğunu söylemiş.
` O an vücudumdan bir elektrik akımı geçti âdeta..`
Kendinizi tabutun içinde hissetmek istiyorsanız, içine girmeden, en yakın duyguyu herhalde, Alfred Hitchcock adapsiyonu olan, 'The Grave' (The Buried) isimli kısa filmi verebilir...
Dehşet bir tabut sahnesiydi, eminim Tarantino da Hitchcock'un bu tabut sahnesinden etkilendi: 'acaba o kadın, o tabuttan, nasıl kurturalabilir...' gibilerinden kendine sorarak, 'Kill Bill 2' filminde ki tabut sahnesi yaptı... İlginçtir, iki filmde de kadın kahraman tabuta konluyor, bence tesadüf değil :)
bilahare denem sansim pek olmadi; ama insanlarin kendi kuyularini kazdiklari seklinde soylelegelen bir cumle vardir.
Bir terzinin kendi sokugunu dikemedigi de soylenir; acaba bir tabutcu kendi tabutunu yapabilir mi?
tabut binilmesi gerekn gemidir
bilinmezlige acilan koprudeki taslardan biridir
tabut insan gibi curumeye mahkum bir varliktir
vs
ölüm evi...
tek kişilik,
ışıksız, sobasız, kapalı ve rahat(!) ...
geldiğimiz yere giderkenki aracımız...
çünkü aldığımız besinlerin tümü topraktan, ve
aldıklarımızın tümünü de geri verdiğimiz taşıt....