son birkaç gündür okuduklarımda tevafuken rastladığım hep aynı ifadeler.farklı yerlerde farklı insanlar aynı şeyleri söylüyorlar.şöyle: havanın tutucu özelliği biliniyor ve sözlediğimiz sözler de yok olmuyor.hava tutuyor. bir misal: bediüzzaman iki avucundaki pirinçlerden sağ avucundakine iyi sözler söylemiş bir süre,sol avucundakilere kötü sözlerle hitab etmiş. belli bir süre sonunda sağ avucundaki pirinçlerden misler gibi kokular gelirken diğer avucundaki pirinçlerin kokusunda ve renginde bozulma görülmüş.
buna benzer bir başka araştırma da japonyadan..suyu kelimelerle değiştirebildiğimizi 10bin deneyle ispatlamış bir insan var.müzik ve çeşitli sözler sarfederek suyu -4 derecede donduran bu japon sosnrada mikroskobuyla fotoğraflamış. bir başka suya da sürekli 'beni hasta ediyorsun' sözünü söyleyerek bunu da fotoğraflamış ve gördüğü şey ilginç: kötü söz söylediği sudaki yapı kanserli hücrelerin yapısına çok benzemekte.
'seni seviyorum' dediği suda ise oldukça ahenkli ve hoş bir kristalizasyonun söz konusu olduğunu görüntülüyor.
Uhud savaşı öncesi yapılan istişarede peygamber efendimiz (s.a.v) şehirde kalıp savunma yapma fikrindedir. Fakat bazı gençler heyecanla ve ısrarla savaşmak istemektedirler. Efendimizde bunu onaylar ve zırhını giyer. Fakat ona muhalefet ettiklerinden dolayı pişmanlık duyan bu gençler tekrar peygamberimizin yanına gelerek özür beyan etmiş ve bu savaşın Efendimizin dilediği şekilde olması yönünde görüş beyan etmişlerdir. İşte bu söz o anda söylenmiş bir sözdür. bugün öğrendim ve etkilendim. paylaşmak istedim...
Ben şimdi düşlemimde bir odağa dalmışım, gözlerim durgun bir delinin gözleri gibi gizemli bir korku içinde göremez olmuş, kıpırdamaz olmuş, açılıp kapanmayı unutmuştur. Yanılmayasınız, bunlar birilerine ilişkin söyleyerek duymasını istemediğimiz sözlerden değildir, yok, bunlar bir şey değil, buna benzer söz çoktur, çok da değersizdir, herkesin böyle sözleri olur, birilerine, bir seslenilene söylenecek sözlerden söz ediyoruz biz, ondan başkasına söylenemeyecek, ondan başkasına söylenememesi gereken, bununla birlikte onunda duymaması gereken sözler, yüce, güzel tatlı sözler bunlardır, seslenilenin bile namahrem olduğu sözler!
Bu nasıl söz? Bu nasıl seslenilen? Bulunmadıklarında bulunduklarından daha çok 'var olan' kimseler! Yer yer duymamaları gereken sözlerin seslenileni olan kimseler bunlardır işte, kendileriyle hep konuşur durumda olduğunuz kimseler bunlardır, güzel sözlerimizi de bunlara söyleriz hep, duymalarını istemediğimiz sözleri, hep yazıp ta göndermediğimiz mektupları da bunlara yazarız. Özgün sözler, 'duyulmak' için söylenen sözler değildir, 'söylenmek' için söylenen sözlerdir. Özgün yazılar 'okunmak' için yazılan yazılar değildir, 'yazılmak' için yazılan yazılardır. ooo yıne sapmısım konudan be..
doğru söze ne hacet... dilin kemiği yok işte... yada her düşüncenin dile gelmesi... yakar bir şekilde....
Dikkat etmek gerekiyor... Her yönü ile bağlayıcıdır...Çünkü düşünmeden istediğini söyleyen, zamanı gelince istemediğini işitir...
Söz ola baş kesile...
Söz ola savaş kesile...
Mevlana...
Kimi söz vardır söylenmiştir ve değiştirmiştir çağını; kimi söz vardır, derinden etkilemiştir insanları, insanlığı.
'Söz ola kese savaşı,
Söz ola bitire işi,
Söz ola ağılı aşı,
Bal ile yağ ede bir söz.'
der Yunus Emre de.. ;)
sözde sihir vardır diyor alemlerin peygamberi..
son birkaç gündür okuduklarımda tevafuken rastladığım hep aynı ifadeler.farklı yerlerde farklı insanlar aynı şeyleri söylüyorlar.şöyle:
havanın tutucu özelliği biliniyor ve sözlediğimiz sözler de yok olmuyor.hava tutuyor. bir misal:
bediüzzaman iki avucundaki pirinçlerden sağ avucundakine iyi sözler söylemiş bir süre,sol avucundakilere kötü sözlerle hitab etmiş. belli bir süre sonunda sağ avucundaki pirinçlerden misler gibi kokular gelirken diğer avucundaki pirinçlerin kokusunda ve renginde bozulma görülmüş.
buna benzer bir başka araştırma da japonyadan..suyu kelimelerle değiştirebildiğimizi 10bin deneyle ispatlamış bir insan var.müzik ve çeşitli sözler sarfederek suyu -4 derecede donduran bu japon sosnrada mikroskobuyla fotoğraflamış. bir başka suya da sürekli 'beni hasta ediyorsun' sözünü söyleyerek bunu da fotoğraflamış ve gördüğü şey ilginç:
kötü söz söylediği sudaki yapı kanserli hücrelerin yapısına çok benzemekte.
'seni seviyorum' dediği suda ise oldukça ahenkli ve hoş bir kristalizasyonun söz konusu olduğunu görüntülüyor.
ezcümle:
sözde sihir vardır.
Sözünü bilde konuş- derler.
Diyenlerin vardır bir bildiği... :)
Söyleyecek sözü olmayanların,
bu dünyada yaşamaya hakları yoktur!
biraz radikal oldu ama; yinede oldu.
'Önce söz vardı'
incil bu cümleyle başlar.
Önce Söz Vardı..
Önce;
kelimeler anlamlara adanmadan önce
Söz vardı..
Verdiğim ve söylediğim her sözün ölüme kadar arkasındayım.
bir kapıyı açmak için önce kapının kapalı olması lazım..
açık kapıları zorlayanlara
duyurulur..
ağızdan bir kere çıkar ama her söz sen farkında olmasanda döner dolaşır seni bulur..........
Bir peygamber giydiği zırhı bir daha çıkartmaz!
Hz. Muhammed
söz budur..
Uhud savaşı öncesi yapılan istişarede
peygamber efendimiz (s.a.v)
şehirde kalıp savunma yapma fikrindedir. Fakat bazı gençler
heyecanla ve ısrarla savaşmak istemektedirler.
Efendimizde bunu onaylar ve zırhını giyer.
Fakat ona muhalefet ettiklerinden dolayı pişmanlık duyan bu gençler tekrar
peygamberimizin yanına gelerek
özür beyan etmiş ve bu savaşın Efendimizin dilediği şekilde
olması yönünde görüş beyan etmişlerdir.
İşte bu söz
o anda söylenmiş bir sözdür.
bugün öğrendim
ve etkilendim.
paylaşmak istedim...
kem söz sahibini bağlar
beyaz giyme söz olur..
siyah giyme toz olur..
gel beraber gezelim..
muradımız tez olur...
salına da salına da gel
hadi yavrum
dön dolaş
yine bana gel
kağıtta durduğu gibi durmuyor
masum ufak tefek üç harfli bir şey
-değil-
zalim iriyarı ve çok cümleli bir şey de olabiliyor bazen...
“Sana söyleyeceğim en güzel söz henüz sana söylemediğimdir.”
Nazım Hikmet
''söz gümüşse, sükut altındır'..........
sözünü hep beraber hatırladık galiba..................... :)))
söz olur keser başı....
söz olur keser savaşı...
Mâi 'nin sözleri var..
Kelâm urbası giydiremediği henüz...
ancak kalpten kalbe de yol var sözden de öte gördüğümüz..
..verme! , al! 'entry'si...('entry' kelimesi, bana bi şey hatırlattı ya neyyyyseeeee) ..........- ;)) ..:Pp
Ben şimdi düşlemimde bir odağa dalmışım, gözlerim durgun bir delinin gözleri gibi gizemli bir korku içinde göremez olmuş, kıpırdamaz olmuş, açılıp kapanmayı unutmuştur.
Yanılmayasınız, bunlar birilerine ilişkin söyleyerek duymasını istemediğimiz sözlerden değildir, yok, bunlar bir şey değil, buna benzer söz çoktur, çok da değersizdir, herkesin böyle sözleri olur, birilerine, bir seslenilene söylenecek sözlerden söz ediyoruz biz, ondan başkasına söylenemeyecek, ondan başkasına söylenememesi gereken, bununla birlikte onunda
duymaması gereken sözler, yüce, güzel tatlı sözler bunlardır, seslenilenin bile namahrem olduğu sözler!
Bu nasıl söz? Bu nasıl seslenilen?
Bulunmadıklarında bulunduklarından daha çok 'var olan' kimseler! Yer yer duymamaları gereken sözlerin seslenileni olan kimseler bunlardır işte, kendileriyle hep konuşur durumda olduğunuz kimseler bunlardır, güzel sözlerimizi de bunlara söyleriz hep, duymalarını istemediğimiz sözleri, hep yazıp ta göndermediğimiz mektupları da bunlara yazarız.
Özgün sözler, 'duyulmak' için söylenen sözler değildir, 'söylenmek' için söylenen sözlerdir. Özgün yazılar 'okunmak' için yazılan yazılar değildir, 'yazılmak' için yazılan yazılardır. ooo yıne sapmısım konudan be..
....
kapalı bir avuçtur sözcük
neden açıp da sormak ister insan?
sorup da dönenimiz yok.
....
M.C.Anday
pişmişin halinden ne anlar hâm?
sözü burda kesmek gerek vesselâm...
* gözlere verilen eziyetten ötürü bîzarız..
pişmişin halinden anlamaz madem ham..
sözü burada kesmek gerek vesselâm..
söz benim için şereftir..ağızdan bi kere çıkar ve ne olursa olsun yerine getirilir tarafımdan...aynısınıda beklerim doğal olarak......
'söz ustası' da demişti...
sanatsa sukut altındır.....kullanmaya bağlı.........
İslam geleneğinde söz; kelam kaftanıyla dolaşır...