Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? sizce ne demek, Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? size neyi çağrıştırıyor?
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? terimi Aslı Birer tarafından tarihinde eklendi
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? terimi Aslı Birer tarafından tarihinde eklendi
Seni kabuğundan çıkardım içindeki taze ekilmemiş kindar ekinlere rağmen. Bile isteye.
Aslı Birer
Kim ki ben oldum diyorsa aklı başında değildir kibirden duvarlarında. Olmak için ölmek gerekir, ölmek için ise önce insan sevmeyi değil, kainatı sevmek gerekir ki ölmeden ölesiye ölmenin hazzına varsın ve böylece olmak’ın mertebesine ulaşır, ulaşan ise ben oldum diyemez.
Yüreğini sevdiğim:)
?si=Udb81bAVoDUNMsIt
Can babanın güne gelen şiirinden de sayfaya birkaç satır bırakalım:)
Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın,
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..
İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak,
Otuz Yaş
Şair: Murathan Mungan’ ın güzel bir şiirini de iliştireyim sayfaya. :)
daha vakit var diye
yazmadığımız
şiirlerdi
kaldılar
yüzümüzden gelip geçti
ilk gençliğin fener alayları
yeniyetme arkadaş çetesi dağıldı artık
büyümenin konaklama yerlerinde
nice ihanete uğradık
ayrıldı yollar
ömrümüzü koyduğumuz şeylerdi ki
dört yöne dağıldılar
daha vakit var diye
dönüp de bir gün
kaldığımız yerden,hepsini birden
yaşarız sandık
oysa emanetmiş bizim sandıklarımız
içlerinde kilitli kalmış onca şeyle
günü geldi
aldılar
nasıl kullanılacağı bilinmeyen anlardı
sonuna dek yaşamaktan korkup da kaçtığımız
yerini ve anlamını bulmayı beklerken
çürüdü gitti içimizde
saklı duygularımız
şimdi yabancı bakışlara bir şey söylemeyen
karalama defterleri,bulanık anılar
rüzgara,ateşe,suya yazılmış
gençliğin solgun güncesi
biz ne zaman büyüdük
onlar ne zaman yetim kaldılar
tutulan güneşlerin altında
yollar geçildi
dönüş yok artık o duyarlığa
yaşarken ve yazarken
yarım kalmış şiirler
yarım kaldılar
Şunu belirtmek ihtiyacı hissettim çünkü burada çok fazla paranoid hezeyanlar farkettim. Hatta birkaç defa da bu sağanağa maruz kaldım. Yazdığım yazıları ve sözleri tamamiyle farkındalık ve bilgilendirme adına yapıyorum.
Özeleştiri yapmak kişiyi pozitif yönde geliştirir. Özeleştiri; her Zaman kusurlarını görmek değildir. Size yapılan kusurları da görmektir.
Her zaman suçu kendinde arama, bazı kişiler kalplerinde size karşı besledikleri çeşitli sebeplerden dolayı sakladıkları olumsuz duygularını ustalıkla sizin hatalarınız gibi gösterebilirler.
İnsanları analiz etmek zorunda değilsiniz çünkü herbiriniz birer uzman doktor değilsiniz. Sadece sizi aşağıya çekip çekmediğini bilmeniz yeterli.
Bakınız Neşet Ertaş ne demiş; Şahsınıza karşı haddi aşan, hududu geçen, küstahlaşanları, altın olsa kesenizde, bal olsa kâsenizde tutmayın...
Aslı Birer
Sentiment ve imgelerden akıp gelen dünyanın,
felsefeyle taçlandırılmasıyla açarsa çiçekler, baharın toprağa düştüğü gibi sayfalara düşer.
Aslı Birer
Kalbiniz de değil, aklınızda bulunsun herkes zeytinin dalını göremez… içindeki kurt yüzünden!
Aslı Birer
Zaman zaman içinden çekilirsin vakitlerin dışında kalır seyredersin, tıpkı gökyüzü gibi… dost, dost mu diye.
Aslı Birer
Günaydın,
Bugün de nereden başlayacağım? Sorusuna cevap arayalım.
İnsan kendini kandırışlarıyla kendisine zaman kaybettirir. Bunların başında da nereden başlamalıyım kararsızlığı gelir. Oysaki cevabı çok açık! Elbette ki
“En başından” çünkü her şeye en başından başlanır. Vazgeçiller ise;
“artık çok geç “ düşüncesinden kaynaklanır. Gerçek hiç de öyle değildir. Uzak diyarlardan örnek vereyim size;
“Obama 55 yaşında emekli olurken, Trump 70 yaşında görevine başladı.” Herkesin zamanı farklıdır. Bazılarının erken yaşta yaşadıklarını, bazı insanlar daha ileriki yaşlarda yaşıyorlar.
“Önemi olan ne zaman başladığınız değil, nasıl başlayacağınızı bilmektir. Ve zaman; içinde bulunduğunuz andan ibarettir. Dün geçmiş, yarın ise meçhuldür. Doğru yolda yürürken son durak ne zaman diye düşünmek yerine ardında bıraktıklarını düşünerek mutlu olmayı hak ediyorsun. Ve son olarak da okuyan kişi. Dünyanın bize verdiği değil, bizim ona kattıklarımızdır yaşamak.
Aslı Birer
Seni içlendikçe yükseldi yürek kırgınlığımdan dağlar
Haykırdıkça gönlüme adını, parçalandım bölündüm kıtalara
Fersah fersah gamzelerin kokarken deniz
Gem vurulmaz hasretin sancıları tufanlaşıyor gözlerimde
Ey kalbimin sessiz ritmi
Sen; gönlümden damlayan hüzün ve güz
Ben sensiz kendime yas matem ve sis
Pencere ardı hislere tutsak gülüşlerim kaldı dudak kıvrımlarında
Adın sükût, sabır ve sıla...
Sağır, kör, dilsiz dünyanın, kulağı, göz’ü diliyim.
Yaşamın bir amacı varsa şayet dünya içinde…
(İnsan)
'' İki kelimede bir tekrara düşüyorum gözlerini ''…
Varsa öğrendiğim bir şeyler şu hayatta, baki olan gökkubbede bir zerrecik dünyayım.
Aslı Birer
Sübyan çağı sevinçlerin saltanatında sobelendi göğsüm sualsiz bir bakışına
Gözyaşlarıma soyulunca kirpiklerin, hasret yosunları sıvandı içimin okyanus siyahına sızarken aşk ruhumdan ruhunun alabildiğince gönlüm t’adı sen…
Kanlı isyanların sağduyusunda safderun dualarım sadakatinde süzüldü aşktan kan sızılarım
Sahramlığına sütliman sahillerim tufanlarla dağlandı, sakallarımda birikti avuçların hüzün kınası
Sapmadı menzilim, sevdan hasret çıkmazında ismin parça parça sadakana s’aklandı
Sakınınca seni ırgat kelebeklerin ömründen
Kambur düştü lisanıma, fesleğen ağıtlarında dur durak bilmeyen yangınımsın sen
İlmek ilmek sökülmüş umutlarımın asumanına ilikleyince nefesini
Tabaka tabaka her renkten sen açıldı gökkuşağı, seyrine dalınca sürgün gülüşlerimden kâküllerinin tellerini
Tuz ve kül merhametine bırakıldı sızın sargılı yaralarım
Soldukça göz sızlamalarımdan neşteri aşktı adın yaralarıma…
Boşluğa şiirler okuyan bakışlarımda tebessümlerin vuslata dair muştu
Madalyonun öteki yüzü safi firak
Ele veriyor beni alnımdaki çatlaklar
Ben sana sevdana ve hasretine asırlık tutsak
Ne gün devşiriyor hasretimi ne mehtap yangınımı harlıyor
Bağrımda öyle bir yangınsın ki sen özünü tutuşturmaya talip olamayan ben sönmemeye yeminli
İçimi eriyor güz güzelliğin kor ateşte eritilen madenler gibi
Ey beni bana yaban eden özüm
Esirgeme artık hislerinin yağmurlarını
Gözyaşlarına değil sevincim
Dudaklarına değdi ya ismim
Artık gözlerin sağ cesedime makber…
Güzel bakmasını bilen insanların her zaman birbirlerine öğretecek bir şeyleri vardır. Yeterki alçakgönüllü olup öğrenmeğe açık olalım. Okuyan ve yorumlayan o güzel yüreğine sağlık.
Hazine aklın ta kendisidir ve kullanmasını bilen herkese saygım sonsuz. Teşekkür ederim.
Sen hep yaz Aslıcım Zira başkalarını okudukça dahada kıymetleniyorsun. Kalemde mahir olmayan biri olarak Ben seni vakit buldukça okuyorum. Hazineler paylaştıkça çoğalır. sende büyük bir hazinesin bizde senden payımızı alıyoruz. Kalemin daim olsun.
Gönlümün uğultusunda süzülür hasretin hisli kuşları gözlerim yıldız dağlarından
Yüreğimin tuzlu ırmaklarından nemlenince bulutlar bereketi kaçar bahar yağmurlarının
Kirpiklerinin duasında inziva yerleşkesi yüreğim sensiz esaret makamı
Damağımda hasretin geçmeyen yamalı izleri
Yutkundukça hasretini kırpılır ciğerlerim
Bilmiyorum hüsran yanım kim bitirecek yüreğimi kırıntılara bölen bu elemi…
Yazmak, akıl, yürek ve kalem arasında gerçekleşen bir eylem ancak, kağıda döküldükten sonra okura aittir. Ve takdir edersiniz ki okunması da yazarın motivasyonunu geliştirir ve onu daha çok yazması için kamçılar. beğeninize sunduğum yazıların da ilgi gördüğünü bilmek ziyadesiyle mutlu ediyor. Çoğumuz çeşitli sebeplerden dolayı bunu göstermese de istatistiklerde gördüğüm kadarıyla beklentileri tam anlamıyla karşılamasa da memnun edici. Dileğim daha fazla akla ve yüreğe ulaşmak ve elbette ki fayda sağlamaktır. Pozitif bir etki yaratmak için kalemim daima yazacak. Şunu da söyleyebilirim,” yazmak kesinlikle gönül işi” ve ben bu işi çok seviyorum.
Hala aynaya bakıp, seni çok seviyorum demedin mi?
Sen bu tablonun yegane sanatçısı,
Birkaç damlacık düştüyse de yaprağına yine de coşkuyla bekle gökkuşağını.
Aslı Birer
Vuslat yoluna döşendi ahraz bırakan lal sancılar
Tuhaf aşk ritüelleri sonrası kilitlenecek kalbin kalbime ve sonrası pişmanlık makamı
Ey sancısını sancım bildiğim
Ahraz bakışlarını ekme bu bahar yüreğime
"Elem'e beş kala
Figanın baş gösterdi
Cılgasında boğuldum bir tutam gülüşünü
Gözlerim dona kaldı yokluğun ikliminde
Ey aklıma yıldız düşüren
Değişmedi halen yörüngem
Ayak seslerinden hareketleniyor yelkenliler
Nevri döndü pusulamın nefesini takip etmekten"...
Ve unutma bir hırsız polis için suçluyken, doktor için, hırsız olduğu gerçeği değişmese de tedavi edilmesi gereken hastadır.
Aslı Birer
Ve o büyük sanatçı sensin…her doğan güne nefesini en iyi bildiğin güzelliklerle işle.
Yaşamak hakkı tek kullanımlıktır, her yiten güneş ömründen giderken tablona en güzel rengini çiz ve bir gün, sadece tek bir gün için tamamla onu. İşte o gün geldiğinde son defa süreceksin günü kirpiklerine… ve hayat sahnesine bir tablo daha eklenecek. Değerli parçaların o tabloda, yani tablonun değerini artırmak senin elinde. diyeceğim o ki; sahneden yarım kalmadan huzurla inmek paha biçilmez.
…ve yaşam sanatsal bir faaliyettir.
Aslı Birer
Bu güne de en bilindik rengimle günaydın diyebilmenin güzelliğiyle…
Seni düşünmek güzel şey,
ümitli şey,
dünyanın en güzel sesinden
en güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey...
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
ben artık şarkı dinlemek değil,
şarkı söylemek istiyorum...
Nazım Hikmet
Bu gün yine hatırladım seni
Yeni, yıl. İşte hepsi bu...
Saat onikiyi bir geçe anlayacağız, ne acı
Hiç birşeyin değişmediğini
Ertesi gün göreceğiz, ne tuhaf demi
Nelerin elimizden gittiğini
Ölecekmiyiz mesela yine biryerlerde
Kimimiz enkaz altında
Kimimiz görevi başında
Kimimiz kundağında
Yada Oyun oynarken parkta
Kimimiz sevdiğimizin yanında
Kimimiz sevdiğimizin ellerinden
Yine ölecekmiyiz ?
Ne getirebilir ki bize yeni bir gün işte
Kaç havai fişek patlatsak
Ne kadar ışıklı gösteriler yapsak
Bir dakika önce doğar mı güneş
Doğarmı bir tek çocuk günahsız bu dünyaya ?
Biter mi nefreti insanoğlunun birbirine
Bomba düşen topraklara sevgiler ekilir mi
Hasadı gözyaşı olan toprak yeniden yeşerir mi
Temennimiz sağlık huzur mutluluk demekle
Armut pişerde ağzımıza düşer mi ?
Yeni yıl iyi bir başlangıç olsun. Yarından tezi yok! Elektrik, su, doğalgaz bir de spor salonları bedava olsun. Ulaşım ücretleri ucuzlasın özellikle uçak biletleri. Tiyatrolar, konserler, ondan sonra… amaan işte konforumuz artsın baba bizi de görsün azıcık millet oh desin bir de tam bilet bana çıksın.
Aydee herkese iyi seneler:)) olur mu olur. :)))