Bu Kahramanmaraş olayı değil, Kahramanmaraş katliamıdır.
Kahramanmaraş katliamı.... 1973 de Maraş ' kahraman' ünvanını aldıktan sadece 5 yıl sonra Kahramanmaraş halkı kışkırtılmış alevi sunni ayrımı yaptırılmış, kardeşi kardeşe kırdırmışlardır. 19 aralık da sağ görüşlü kesim tarafından sinemaya atılan bomba 19 aralık bomba atıldıktan sonra CHP il merkezi, PTT ve Öğretmenler birleşme ve dayanışma derneği binalarına saldırı. 20 aralık sol görüşlü 2 öğretmenin silahlı saldırı sorucu öldürülmesi 21 aralık öldürülen öğretmenlerin cenazesinde sağ görüşlü kesimin cenazeyi sabote edip, halka taş ve sopalarla saldırması. 23 aralık sunni ve aleviler arasında karşılıklı çatışmanın başlaması 24 aralık polis ile halk arasında çatışmayı önlemek amacıyla tüm polislerin görev dışı bırakılması. 24 aralık sağ görüşlülerin alevilere aiit olan ve önceden 3 hilalle işaretledikleri dükkanları yakıp yakıp yağmalaları. 24 aralık alevilerin olduğu mahallerinin basılması ve katliamın başlangıcı 25 aralık katliamın devamı 26 aralık katliamın devamı 26 aralık öğleden sonra olaylara askerin müdahale etmesi sonuç: resmi rakamlara göre 117 ölü (genç, yaşlı, kadın, çoçuk, bebek denilmeden katledilmesi) resmi olmayan rakamlara göre bu sayı daha da fazla. sinemaya ilk bombayı atıp olayların fitilini ateşleyen Ökkeş Kenger (katliamdan sonra soyadını değiştirerek ŞENDİLLER yapmıştır.) yargılanamamış ve ilk seçimlerde milletvekili seçilmiştir. Mehmet Ali Birand'ın dediği gibi' Kahramanmaraş'ta 3 gün boyunca devlet yoktu.' Bu olay tarihimize kara sayfa olarak geçti.
Olaylar sonrasında bir çok öğretmen protesto amaçlı olarak derslere girmemiş ve bu yüzden öğretmenlikten atılmışlar. Birçoğunun sicilindeki tek suçta budur.
ben olayi bizzat yasadim sadece vahsetti. ama mutlaka allahlarindan er yada gec bulacaklardir bunlari yapanlar insan olamaz ama hayvanda olamazlar.dahasi birer yaratiktirlar hepsini siddetle kiniyorum.ama er yada gec allahtan belalarini bulurlar insallah.
vatandaş diyorki ayrımcılığa yer yok arkadaş......biz hepimiz kardeşiz.
Sam ile Sergeinin yazdığı senaryoyu sahneye koyanlar bilsinler ki Sam prosunu tüttürüyor Sergei votkasını yudumluyor... ve hala ikinci perdeyi bekliyorlar...
İşçi sınıfının hâkim olduğu kentlerde tüm çabasına rağmen tutunamayan MHP’nin örgütlenmesini, sermayenin tekelleşmesi karşısında tükenen küçük-burjuvazinin hâkim olduğu Anadolu kent ve kasabalarına kaydırması tesadüf değildir. Bunun altında, kapitalist gelişmenin sıçramalı temposu daha geri olan bu bölgeleri sarsması ve sermayenin tekelleşmesi ve mali-sermayenin her sektörü ahtapot gibi sarması karşısında küçük-burjuva kentli ve köylü sınıfların yıkıma uğrayarak umutsuzluğa kapılması yatıyordu. Tekelci sermaye karşısında tükenen ve yükselen devrimci mücadele ile huzuru kaçan küçük-burjuva yığınlar, devletin sıcak kollarına kendilerini bırakıp kredi imkânlarından yararlanarak düzen ve istikrar içinde yaşamayı arzulamaktaydılar. Unutmamak gerekiyor ki, “düzen” küçük-burjuvazinin amentüsüdür! İstikrarsızlık ve “düzensizlik” küçük-burjuva yığınlar için küçük mülklerini hepten kaybederek tükenebilecekleri korkulu süreçlerdir.
Faşizm, küçük-burjuva ve işsiz-güçsüz lümpen kitlelere yaşadıklarının sorumlusunun “komünizm” (yani yükselen devrimci işçi hareketi) olduğunu söyleyerek düzen ve istikrar vaat etmekteydi. Bir taraftan da tıpkı Maraş’ta olduğu gibi mezhepsel farklıkları kaşıyarak Alevilere ve devrimcilere karşı gerici kitleleri; “komünistler camiyi yaktı”, “Aleviler camiye bomba attı”, “komünistler ve Aleviler silahlanıyorlar” yalanlarıyla galeyana getirerek harekete geçiriyordu. 3 Eylül 1978’de Sivas’ta başlayan katliam ve yağmada gerici kitlenin, “dinsizleri yok edersek malları bize kalacak” sözleri, faşist hareketin nasıl bir zemine oynadığını çarpıcı biçimde ortaya koymaktadır.
Maraş olayları, faşist karşı-devrimci hareketin en kanlı girişimlerinden biri değildi sadece, aynı zamanda 1980 darbesine giden sürecin önemli bir basamağıydı da. O güne kadar faşist hareketin durmaksızın tekrarladığı “sıkıyönetim ilan edilmeli ve askerler sokağa çıkarak devlete sahip çıkmalı” söylemi böylece bir gerçeğe dönüşüyordu. Devam eden günlerde CHP hükümeti ve onun başındaki “Karaoğlan” Ecevit, 13 ilde sıkıyönetim ilan edecek ve bilahare sıkıyönetim tüm Türkiye ölçeğine yayılarak ‘80 faşist darbesiyle pekişecekti.
Bundan tam 20 yıl önce 1978 Aralığının son günlerine gelinirken Maraş'da MHP'li faşist milislerin gerçekleştirdiği katliamda 111 kişi ölmüş, yüzlerce kişi yaralanmış ve yüzlerce ev, işyeri yakılmış, yıkılmıştır. Olaylar, ne bir rastlantı, ne de 'halkın galeyana gelmesi' sonucu olmuştur. Olaylar aylar öncesinden planlanmış ve alanlar belirlenmiştir. Yer Malatya'dır, Erzincan'dır, Çorum' dur, Maraş'tır. Amaç, kitlelerin hızla politize olduğu bir ortamda gelişen devrimci mücadeleyi durdurmaktır. 19 Aralık 1978 günü Maraş'ta faşistlerin propaganda aracı haline gelen Cüneyt Arkın' ın 'Güneş Ne Zaman Doğacak' filminin gösterildiği Çiçek Sinemasının, Ökkeş Kenger ve birkaç faşist tarafından bombalanmasıyla olaylar gelişmeye başlamıştır. Kendi attıkları bombaya 'misilleme' olarak 21 Aralık günü iki öğretmeni öldüren faşistler, 22 Aralık günü öğretmenlerin cenaze törenine saldırdılar. Bir gün sonra 'Allah adına savaş'a (cihat) çağrılan Maraş köylerinden gelenlerin katılımıyla Maraş katliamı başlatı..Maraş’ta 19 Aralık 1978’de başlayan kanlı saldırılar günlerce sürmüş ve kelimenin gerçek anlamıyla karşı-devrimci güruhun katliam ve yağmasına dönüşmüştü. MHP’nin başını çektiği muhafazakâr, mutaassıp küçük-burjuva ve lümpen kitleler “bugün cihat günüdür, Alevileri öldüren cennete gider”, “komünistleri bırakmayın” sloganları eşliğinde saldırılarını günlerce sürdürmüşlerdi. Saldırılar sonucunda 111 kişi ölmüş, Alevilerin ve solcuların evleri ve işyerleri yakılıp yıkılmış, Alevi nüfusun yüzde 80’i Maraş’ı terk etmişti.
Esasında Maraş’ta başlayan katliam, Anadolu kentlerinde ve kasabalarında süren bir dizi saldırı ve yağmanın ardından gelmişti. 1978 yılı boyunca faşist hareket, Alevi ve Sünni kökenli nüfusun yoğun olarak yaşadığı kentlerde mezhep ayrılıklarını kışkırtan provokasyonlar düzenlemiş ve birçok yerde çatışmalar çıkmıştı. Türkeş’in 19 Aralık 1978’de İzmir’de Mussolini’den esinlenerek başlattığı “büyük yürüyüş” açıkça iç savaş ilanı anlamına geliyordu ve devam eden günlerde faşist saldırılar her yerde artacak ve kitlesel kıyımlara dönüşecekti
1978 YILINDA DEVLET DESTEKLİ FAŞİST MİLİSLERCE NÜFUS SAYIMI BAHANESİYLE KAPILARINA KONAN ÇARPILARLA BELİRLENEN EVLERDEKİ İNSANLARI HUNHARCA KATLEDİLMESİDİR.. ARAŞTIRILMASI GEREKEN TARİHSEL BİR KANIT.. DEVLETİ TANIMAK İÇİN ÇOK GÜZEL BİR FIRSAT.. ARAŞTIRIN ÖĞRENİN.. SAYGILARIMLA..
İnsanların birbirini öldürmesinin seyredildiği, 12 Eylüle zemin hazırlanan, derin devletin hortladığı olaylardır. Kürtlükle Sünnilikle Alevilikle veya Ülkücülükle ilgisi yoktur. Sağ sol olaylarının kullanılmasıdır.
maraş olayları 1978 yılında aralık ayında gerçekleşen,alevi -sünni adı altında ama aslında sağ sol çatışmasından ibaret olan bir olaydır.olayları vakti zamanında 1.ağızdan dinlemiştim; olayda sözü geçen 2 alevi öğretmenin tabutu aslında boşmuş vs... yani özetle bu olay kesinlikle alevi-sünni hele hele de kürt çatışması değildir(kahramanmaraş'ta kürt pek yoktur,en azından diyarbakır'göre falan yok denecek kadar az) olay sadece sağ-sol çatışmasıdır! ! !
bu olaylar hep alevi sunni diye bilinir ha bazılarıda kürt diye atlar olaya maksat devleti kürtlere baskı yapıyor gibi göstermek şu bir ben elbistanda yaşıyorum ki maraşın enmbüyük ilçesi olaylar sonrasında alevilerin çoğunu bu ilçeye göndermiştir devlet ilk söz kürtlere maraşta bunca senedir kürt görmedim tamam olabilir ve sayısı çok az yani olay kürtlerle alakalı olsa bu kadar büyümezdi ikincisi alevilere ben katılmıyorum bunun alevi sunni çatışması olduğuna bence sağ sol davasıydı bu ve aleviler solu desteklediklerinden ülkücüler onlara yüklendi ama artık bıkkınlık geldi kürtlerin heryerde manyakça yok devlet bizi eziyor yok bize yaşam hakkı tanınmıyor demesinden ve alakalı olmadıkları olaylara balıklama atlamalarından maraş olayları sol sağ kavgasıdır ve maraştaki solu aleviler temsil ettiği için alevi sunni davası denilmiştir ama düşünün o zaman sağ sol davasından ülke geçilmiyordu kısaca sağ sol davası
Bu Kahramanmaraş olayı değil, Kahramanmaraş katliamıdır.
Kahramanmaraş katliamı.... 1973 de Maraş ' kahraman' ünvanını aldıktan sadece 5 yıl sonra Kahramanmaraş halkı kışkırtılmış alevi sunni ayrımı yaptırılmış, kardeşi kardeşe kırdırmışlardır.
19 aralık da sağ görüşlü kesim tarafından sinemaya atılan bomba
19 aralık bomba atıldıktan sonra CHP il merkezi, PTT ve Öğretmenler birleşme ve dayanışma derneği binalarına saldırı.
20 aralık sol görüşlü 2 öğretmenin silahlı saldırı sorucu öldürülmesi
21 aralık öldürülen öğretmenlerin cenazesinde sağ görüşlü kesimin cenazeyi sabote edip, halka taş ve sopalarla saldırması.
23 aralık sunni ve aleviler arasında karşılıklı çatışmanın başlaması
24 aralık polis ile halk arasında çatışmayı önlemek amacıyla tüm polislerin görev dışı bırakılması.
24 aralık sağ görüşlülerin alevilere aiit olan ve önceden 3 hilalle işaretledikleri dükkanları yakıp yakıp yağmalaları.
24 aralık alevilerin olduğu mahallerinin basılması ve katliamın başlangıcı
25 aralık katliamın devamı
26 aralık katliamın devamı
26 aralık öğleden sonra olaylara askerin müdahale etmesi
sonuç: resmi rakamlara göre 117 ölü (genç, yaşlı, kadın, çoçuk, bebek denilmeden katledilmesi) resmi olmayan rakamlara göre bu sayı daha da fazla. sinemaya ilk bombayı atıp olayların fitilini ateşleyen Ökkeş Kenger (katliamdan sonra soyadını değiştirerek ŞENDİLLER yapmıştır.) yargılanamamış ve ilk seçimlerde milletvekili seçilmiştir. Mehmet Ali Birand'ın dediği gibi' Kahramanmaraş'ta 3 gün boyunca devlet yoktu.' Bu olay tarihimize kara sayfa olarak geçti.
maraslıyım cocuk yasta sayılırdım olaylar oldugunda buyuklerımızın dedıgı bı sey var fasıst solcu dıncı v.s kardes kardesı vurdu sol goruslu arkadaslar abartıyor 111 kısının oldugu dogru ama bunların 60 tanesı sag goruslu vatandas 360 yaralı var 138 tanesı agır agır yaralıların 110 tanesı sag goruslu onun ıcın yarayı kasıyıp provoke etmeyelım mıllet ulkuculerı marastan atmaya calıstıgınızı sırf ulkucu oldukları ıcın genc yaslı sıyası hıc bır ortamda adı gecmeyen sadece vatan severlıgı geregı ulkuculugu benımsemıs ınsanlara saldırıp arkalarını tahrık ettıgınızı unutmayın maalesefkı bunlar gunumuzdede yasanmakta olup temelınde dıs gucler bulunmakta dusmeyın bu tuzaklara kımse onaylamaz bole olayları bır daha yasanması ıcın caba harcamayın arkadaslar gıdısatın sonu zaten kotu yangına korukle gıtmeyın gozunuzu sevıım 2008 genclıgı olarak bız akıllı olalım barı saygılarımla allaha emanet olun.
Olaylar sonrasında bir çok öğretmen protesto amaçlı olarak derslere girmemiş ve bu yüzden öğretmenlikten atılmışlar. Birçoğunun sicilindeki tek suçta budur.
ben olayi bizzat yasadim sadece vahsetti. ama mutlaka allahlarindan er yada gec bulacaklardir bunlari yapanlar insan olamaz ama hayvanda olamazlar.dahasi birer yaratiktirlar hepsini siddetle kiniyorum.ama er yada gec allahtan belalarini bulurlar insallah.
vatandaş diyorki
ayrımcılığa yer yok arkadaş......biz hepimiz kardeşiz.
Sam ile Sergeinin yazdığı senaryoyu sahneye koyanlar bilsinler ki
Sam prosunu tüttürüyor Sergei votkasını yudumluyor...
ve hala ikinci perdeyi bekliyorlar...
İşçi sınıfının hâkim olduğu kentlerde tüm çabasına rağmen tutunamayan MHP’nin örgütlenmesini, sermayenin tekelleşmesi karşısında tükenen küçük-burjuvazinin hâkim olduğu Anadolu kent ve kasabalarına kaydırması tesadüf değildir. Bunun altında, kapitalist gelişmenin sıçramalı temposu daha geri olan bu bölgeleri sarsması ve sermayenin tekelleşmesi ve mali-sermayenin her sektörü ahtapot gibi sarması karşısında küçük-burjuva kentli ve köylü sınıfların yıkıma uğrayarak umutsuzluğa kapılması yatıyordu. Tekelci sermaye karşısında tükenen ve yükselen devrimci mücadele ile huzuru kaçan küçük-burjuva yığınlar, devletin sıcak kollarına kendilerini bırakıp kredi imkânlarından yararlanarak düzen ve istikrar içinde yaşamayı arzulamaktaydılar. Unutmamak gerekiyor ki, “düzen” küçük-burjuvazinin amentüsüdür! İstikrarsızlık ve “düzensizlik” küçük-burjuva yığınlar için küçük mülklerini hepten kaybederek tükenebilecekleri korkulu süreçlerdir.
Faşizm, küçük-burjuva ve işsiz-güçsüz lümpen kitlelere yaşadıklarının sorumlusunun “komünizm” (yani yükselen devrimci işçi hareketi) olduğunu söyleyerek düzen ve istikrar vaat etmekteydi. Bir taraftan da tıpkı Maraş’ta olduğu gibi mezhepsel farklıkları kaşıyarak Alevilere ve devrimcilere karşı gerici kitleleri; “komünistler camiyi yaktı”, “Aleviler camiye bomba attı”, “komünistler ve Aleviler silahlanıyorlar” yalanlarıyla galeyana getirerek harekete geçiriyordu. 3 Eylül 1978’de Sivas’ta başlayan katliam ve yağmada gerici kitlenin, “dinsizleri yok edersek malları bize kalacak” sözleri, faşist hareketin nasıl bir zemine oynadığını çarpıcı biçimde ortaya koymaktadır.
Maraş olayları, faşist karşı-devrimci hareketin en kanlı girişimlerinden biri değildi sadece, aynı zamanda 1980 darbesine giden sürecin önemli bir basamağıydı da. O güne kadar faşist hareketin durmaksızın tekrarladığı “sıkıyönetim ilan edilmeli ve askerler sokağa çıkarak devlete sahip çıkmalı” söylemi böylece bir gerçeğe dönüşüyordu. Devam eden günlerde CHP hükümeti ve onun başındaki “Karaoğlan” Ecevit, 13 ilde sıkıyönetim ilan edecek ve bilahare sıkıyönetim tüm Türkiye ölçeğine yayılarak ‘80 faşist darbesiyle pekişecekti.
Bundan tam 20 yıl önce 1978 Aralığının son günlerine gelinirken Maraş'da MHP'li faşist milislerin gerçekleştirdiği katliamda 111 kişi ölmüş, yüzlerce kişi yaralanmış ve yüzlerce ev, işyeri yakılmış, yıkılmıştır.
Olaylar, ne bir rastlantı, ne de 'halkın galeyana gelmesi' sonucu olmuştur. Olaylar aylar öncesinden planlanmış ve alanlar belirlenmiştir. Yer Malatya'dır, Erzincan'dır, Çorum' dur, Maraş'tır. Amaç, kitlelerin hızla politize olduğu bir ortamda gelişen devrimci mücadeleyi durdurmaktır.
19 Aralık 1978 günü Maraş'ta faşistlerin propaganda aracı haline gelen Cüneyt Arkın' ın 'Güneş Ne Zaman Doğacak' filminin gösterildiği Çiçek Sinemasının, Ökkeş Kenger ve birkaç faşist tarafından bombalanmasıyla olaylar gelişmeye başlamıştır.
Kendi attıkları bombaya 'misilleme' olarak 21 Aralık günü iki öğretmeni öldüren faşistler, 22 Aralık günü öğretmenlerin cenaze törenine saldırdılar. Bir gün sonra 'Allah adına savaş'a (cihat) çağrılan Maraş köylerinden gelenlerin katılımıyla Maraş katliamı başlatı..Maraş’ta 19 Aralık 1978’de başlayan kanlı saldırılar günlerce sürmüş ve kelimenin gerçek anlamıyla karşı-devrimci güruhun katliam ve yağmasına dönüşmüştü. MHP’nin başını çektiği muhafazakâr, mutaassıp küçük-burjuva ve lümpen kitleler “bugün cihat günüdür, Alevileri öldüren cennete gider”, “komünistleri bırakmayın” sloganları eşliğinde saldırılarını günlerce sürdürmüşlerdi. Saldırılar sonucunda 111 kişi ölmüş, Alevilerin ve solcuların evleri ve işyerleri yakılıp yıkılmış, Alevi nüfusun yüzde 80’i Maraş’ı terk etmişti.
Esasında Maraş’ta başlayan katliam, Anadolu kentlerinde ve kasabalarında süren bir dizi saldırı ve yağmanın ardından gelmişti. 1978 yılı boyunca faşist hareket, Alevi ve Sünni kökenli nüfusun yoğun olarak yaşadığı kentlerde mezhep ayrılıklarını kışkırtan provokasyonlar düzenlemiş ve birçok yerde çatışmalar çıkmıştı. Türkeş’in 19 Aralık 1978’de İzmir’de Mussolini’den esinlenerek başlattığı “büyük yürüyüş” açıkça iç savaş ilanı anlamına geliyordu ve devam eden günlerde faşist saldırılar her yerde artacak ve kitlesel kıyımlara dönüşecekti
evrim teorisine olan inancımı zayıflattı....yeryüzünde bu katiller kadar vahşi bir hayvan türü olduğuna inanamam....
1978 YILINDA DEVLET DESTEKLİ FAŞİST MİLİSLERCE NÜFUS SAYIMI BAHANESİYLE KAPILARINA KONAN ÇARPILARLA BELİRLENEN EVLERDEKİ İNSANLARI HUNHARCA KATLEDİLMESİDİR..
ARAŞTIRILMASI GEREKEN TARİHSEL BİR KANIT..
DEVLETİ TANIMAK İÇİN ÇOK GÜZEL BİR FIRSAT..
ARAŞTIRIN ÖĞRENİN..
SAYGILARIMLA..
gözü dönmüş insan olmaya aday olamayacak şeylerin yaptığı katliam
İnsanların birbirini öldürmesinin seyredildiği, 12 Eylüle zemin hazırlanan, derin devletin hortladığı olaylardır. Kürtlükle Sünnilikle Alevilikle veya Ülkücülükle ilgisi yoktur. Sağ sol olaylarının kullanılmasıdır.
kendini milliyetçi sanan ama MİLLİYETİNİ UNUTAN bir gürühun kendi ırkına yaptığı çirkinlik.
faşizm ne demekse o...
maraş olayları 1978 yılında aralık ayında gerçekleşen,alevi -sünni adı altında ama aslında sağ sol çatışmasından ibaret olan bir olaydır.olayları vakti zamanında 1.ağızdan dinlemiştim; olayda sözü geçen 2 alevi öğretmenin tabutu aslında boşmuş vs... yani özetle bu olay kesinlikle alevi-sünni hele hele de kürt çatışması değildir(kahramanmaraş'ta kürt pek yoktur,en azından diyarbakır'göre falan yok denecek kadar az) olay sadece sağ-sol çatışmasıdır! ! !
aralık 1978.120 insan alevi solcu olduğu için katledildi.hamile kadınlar,bebekler,yaşlılar...maraşı faşizmin kalesi yapmak için insanlar katledildi.
bu olaylar hep alevi sunni diye bilinir ha bazılarıda kürt diye atlar olaya maksat devleti kürtlere baskı yapıyor gibi göstermek şu bir ben elbistanda yaşıyorum ki maraşın enmbüyük ilçesi olaylar sonrasında alevilerin çoğunu bu ilçeye göndermiştir devlet ilk söz kürtlere maraşta bunca senedir kürt görmedim tamam olabilir ve sayısı çok az yani olay kürtlerle alakalı olsa bu kadar büyümezdi
ikincisi alevilere ben katılmıyorum bunun alevi sunni çatışması olduğuna bence sağ sol davasıydı bu ve aleviler solu desteklediklerinden ülkücüler onlara yüklendi ama artık bıkkınlık geldi kürtlerin heryerde manyakça yok devlet bizi eziyor yok bize yaşam hakkı tanınmıyor demesinden ve alakalı olmadıkları olaylara balıklama atlamalarından
maraş olayları sol sağ kavgasıdır ve maraştaki solu aleviler temsil ettiği için alevi sunni davası denilmiştir ama düşünün o zaman sağ sol davasından ülke geçilmiyordu
kısaca sağ sol davası
SÜTÇÜ İMAM VARSA SORUN YOK