İslami hoşgörünün en çarpıcı örneklerinden biri, Kudüs'ün fethinde yaşanmıştı. Kentteki Kutsal Mezar Kilisesi'nin patriği, Müslümanların kiliseyi yıkmasından korkuyordu. Hz. Ömer, kiliseye nezaket ziyaretinde bulundu, hiçbir endişeye gerek olmadığını söyledi. Namaz vakti geldiğinde ise, patrikten izin isteyerek kiliseden ayrıldı ve biraz uzakta namazını kıldı. El-Aksa Cami, Hz. Ömer'in Kudüs'teki ilk namazını kıldığı bu noktada inşa edildi. Dahası Müslümanlar Kudüs'e dünyanın en görkemli mimari eserlerinden birini kazandırdılar. Kubbet-üs Sahra, Hz. Muhammed (sav) 'in miraca yükseldiği nokta olduğuna inanılan büyük taşın üzerine yapılmıştı.
Eşsiz motifleri ve altın kubbesiyle Kubbet-üs Sahra, İslam'ın sanat ve medeniyet anlayışının da ifadesiydi.
Bu hoşgörü ortamında, gayrimüslimlere gördükleri hataları ifade edebilecekleri demokratik bir eleştiri hakkı dahi veriliyordu. Emevi Halifeleri döneminde, Şam'da pek çok Hıristiyan, devlet idaresinde önemli mevkilerde görev almış, inançlarının gereğini diledikleri gibi yerine getirmiş ve bazıları rahatlıkla yanlışlıkları eleştiren eserler kaleme almışlardı.
kimi? ne kadar? hoşgöreceğimizi bilmeliyiz... şimdiki diyalogcuların yaptığı gibi kafirleri sonuna kadar hoşgörürsek; bu hoşgörü değil hoş-körü olur! ! !
İslamiyette hoşgörü vardır, laiklikte ise hoşgörüde zorlama yoktur. Dinsel baskıların, yaptırımların, beni koruyucu kanunların önüne geçerse laiklik hiçte hoş görmez. Mesela; Moon Tarikatı, Muhammed'i satanist olarak yorumlayabilir ama laiklik sayesinde baskı uygulayamaz.
Hoşgörü nedir? Hoşgörü insanlığın bir parçasıdır. Hepimizin hataları ve eksikleri var; gelin karşılıklı olarak birbirimizin hata ve eksiklerini bağışlayalım, çünkü, hoşgörü doğanın ilk yasasıdır.
Dinimiz nefsimize karşı işlenen suçlarda bizi serbest bırakır.Hakkımızı alabileceğimiz gibi,hoşgörülü davranıp davacı olmayabiliriz de..Bu hususta hoşgörü emredilmemiş,tavsiye edilmiştir.Ancak Allah'a,Peygamber'e,din ve imana karşı işlenen suçları ve suçluları hoş görmeye kimse hak sahibi değildir.Kur'an-ı Kerim bu tür suçlar için; ölüm cezası dahil,pek çok ağır cezalar vaz' etmiştir(el-maide / 33) Hoşgörü korkaklığın sığınağı olamaz.Mukaddesat düşmanlarına hak vermek ise hiç düşünülemez!
Hoşgörü; birşeyi anlayışla karşılayarak hoş görme durumu,tolerans, müsamaha demektir.Hoşgörü bir insanın sahip olabileceği insani deger lerin en güzelleriden biridir.
iansanların kalplerine giden yol demek. insanın kalbini kazanmak vede sürekli üzerinizde hoşgörü elbisesini taşıdığınız müddetçe hayatta herzaman kazanmak demek. Mevlana diyor ki 'Yükselmek istedim onu alçakgönüllülükte buldum' diyor ne kadar da doğru değil mi ayrıca 'toplumda yükseklik hissine kapılarak insanlara tepeden bakan kişiyi cenabı ALLAH alçaltırmış' herkesin herkese hüşgörülü olması dileğiyle....
hoşgörü olması gereken.bu noktada katılıyorum...hoşgörmek eleştirmemek anlamına gelmez...hoşgörmek saygı duymak anlamına da gelmez...saygı duymak mecburiyetinde değiliz ama hoşgörebiliriz.hoşgörünün olmadığı bir sosyal ortam düşünülmediği gibi; eleştirinin olmadığı sosyal ortam da düşünülemez...eleştiri demek de yermek manasına da gelmez...eleştiri iki yönlüdür...bir şeyin beğenilip takdir edilmesi de eleştiri; beğenilmeyip yerilmesi de eleştiridir.hoşgörü ve eleştiri olması gereken ve bir arada yapılabilen unsurlardır...karıştırmayalım...
insanın kimligi, kişiligi.kürtler kakkında yazılan yazılardan cıkardıgım sonuc; insanların birbirlerini ikna etmek için kullandıkları yöntem birbirlerine hakaret.hani nerde hoşgörü...
Gün geçtikçe yok olan.....
Dinde emri varsa İslamda Hoşgörü var demektir. Uygulama İslamı bağlamaz...
İslami hoşgörünün en çarpıcı örneklerinden biri, Kudüs'ün fethinde yaşanmıştı. Kentteki Kutsal Mezar Kilisesi'nin patriği, Müslümanların kiliseyi yıkmasından korkuyordu. Hz. Ömer, kiliseye nezaket ziyaretinde bulundu, hiçbir endişeye gerek olmadığını söyledi. Namaz vakti geldiğinde ise, patrikten izin isteyerek kiliseden ayrıldı ve biraz uzakta namazını kıldı. El-Aksa Cami, Hz. Ömer'in Kudüs'teki ilk namazını kıldığı bu noktada inşa edildi. Dahası Müslümanlar Kudüs'e dünyanın en görkemli mimari eserlerinden birini kazandırdılar. Kubbet-üs Sahra, Hz. Muhammed (sav) 'in miraca yükseldiği nokta olduğuna inanılan büyük taşın üzerine yapılmıştı.
Eşsiz motifleri ve altın kubbesiyle Kubbet-üs Sahra, İslam'ın sanat ve medeniyet anlayışının da ifadesiydi.
Bu hoşgörü ortamında, gayrimüslimlere gördükleri hataları ifade edebilecekleri demokratik bir eleştiri hakkı dahi veriliyordu. Emevi Halifeleri döneminde, Şam'da pek çok Hıristiyan, devlet idaresinde önemli mevkilerde görev almış, inançlarının gereğini diledikleri gibi yerine getirmiş ve bazıları rahatlıkla yanlışlıkları eleştiren eserler kaleme almışlardı.
İyi bir şey ama onunda sınırları var zorlamamak lazım...
Sakin tabiatli olmak, Nefse hakim durumunda olmak, Daha net Yumusak huylu olmak.
haksızlığa uğrasanız da, tebesümle karşılıyabilmek....alınan kararlardan dolayı canınız yansa da, alınan karara saygılı olabilmek....bknz. ben - ;))
Kendini hoşgöremedikçe kimseye gösteremiyeceğin bişey... Kendinle barışmak ve sonra herkesle barışmak...
kimi? ne kadar? hoşgöreceğimizi bilmeliyiz...
şimdiki diyalogcuların yaptığı gibi kafirleri sonuna kadar hoşgörürsek; bu hoşgörü değil hoş-körü olur! ! !
İslamiyette hoşgörü vardır, laiklikte ise hoşgörüde zorlama yoktur. Dinsel baskıların, yaptırımların, beni koruyucu kanunların önüne geçerse laiklik hiçte hoş görmez.
Mesela;
Moon Tarikatı, Muhammed'i satanist olarak yorumlayabilir ama laiklik sayesinde baskı uygulayamaz.
Hoşgörü nedir?
Hoşgörü insanlığın bir parçasıdır.
Hepimizin hataları ve eksikleri var;
gelin karşılıklı olarak birbirimizin
hata ve eksiklerini bağışlayalım,
çünkü, hoşgörü doğanın ilk yasasıdır.
~ Voltaire ~
'' Dinimiz hoşgörü dinidir ''
Dinimiz nefsimize karşı işlenen suçlarda bizi serbest bırakır.Hakkımızı alabileceğimiz gibi,hoşgörülü davranıp davacı olmayabiliriz de..Bu hususta hoşgörü emredilmemiş,tavsiye edilmiştir.Ancak Allah'a,Peygamber'e,din ve imana karşı işlenen suçları ve suçluları hoş görmeye kimse hak sahibi değildir.Kur'an-ı Kerim bu tür suçlar için; ölüm cezası dahil,pek çok ağır cezalar vaz' etmiştir(el-maide / 33) Hoşgörü korkaklığın sığınağı olamaz.Mukaddesat düşmanlarına hak vermek ise hiç düşünülemez!
hiç görmedim hele ki bu saatte kiseden beklemem...
hımmm...tamam öyle olsun durumları... :)
Her müslümanda öncelikli olması gereken şey ama ne yazık ki çok zor...
Hoşgörü; birşeyi anlayışla karşılayarak hoş görme durumu,tolerans,
müsamaha demektir.Hoşgörü bir insanın sahip olabileceği insani deger
lerin en güzelleriden biridir.
iansanların kalplerine giden yol demek. insanın kalbini kazanmak vede sürekli üzerinizde hoşgörü elbisesini taşıdığınız müddetçe hayatta herzaman kazanmak demek. Mevlana diyor ki 'Yükselmek istedim onu alçakgönüllülükte buldum' diyor ne kadar da doğru değil mi ayrıca 'toplumda yükseklik hissine kapılarak insanlara tepeden bakan kişiyi cenabı ALLAH alçaltırmış' herkesin herkese hüşgörülü olması dileğiyle....
şu zamanda ihitiyaç duyulan en etkili ilaçlardan biri
kuranda anlatılan ama hiç bir yerde yaşanmayan islam dır, hoşgörünün ta kendisi.....
hoşgörü olması gereken.bu noktada katılıyorum...hoşgörmek eleştirmemek anlamına gelmez...hoşgörmek saygı duymak anlamına da gelmez...saygı duymak mecburiyetinde değiliz ama hoşgörebiliriz.hoşgörünün olmadığı bir sosyal ortam düşünülmediği gibi; eleştirinin olmadığı sosyal ortam da düşünülemez...eleştiri demek de yermek manasına da gelmez...eleştiri iki yönlüdür...bir şeyin beğenilip takdir edilmesi de eleştiri; beğenilmeyip yerilmesi de eleştiridir.hoşgörü ve eleştiri olması gereken ve bir arada yapılabilen unsurlardır...karıştırmayalım...
insanın kimligi, kişiligi.kürtler kakkında yazılan yazılardan cıkardıgım sonuc; insanların birbirlerini ikna etmek için kullandıkları yöntem birbirlerine hakaret.hani nerde hoşgörü...