Allahim! Sen 'Bana dua edin duaniza karsilik vereyim' buyurdun,sen asla vadinden dönmezsin. Allahim! Beni Islam`a ilettigin gibi,Müslüman kalmayi ve Müslüman olarak ölmeyi nasip eyle...
Allah'ım(cc) sana bu kadar yakınken ayırma beni senden..sana muhtaç bu kulun sevgiliye kavuşacak günleri bitirme peşinde....ne olur Rabbim bizi affet bilirim sen çok affedici ve rahmeti sonsuzsun..rahmetine ulaşmak isteyen kullarınada kapını aç...sen bağışlayansın....
Rabbimiz! Nankörlük ve azgınlık çukuruna düştüğümüzde,kuru bir balçıktan,bayağı bir sudan yaratıldığımızı hatırlatarak sana tevbe etme haline tevdi et...
Bu kapı, DUA ve ZİKİR kapısıdır! .. Gönlünden Rabbine açılan kapıdır! .
Rabbine yöneliş ve HACET kapısıdır! .
Gökte ve ötende sandığın TANRInı terket; sonsuz - sınırsız ALLAHa yönel; Onun, her noktada ve zerrede mevcût olduğunu farket; ve Onu
GÖNLÜNDE bulmaya çalış! .
Sonra iste Ondan, ne istersen! .. Eşini, işini, aşını; ister mevlânı, ister şifânı! .
Bil ki, seni, her isteğine ve her arzuna kavuşturacak tek şey DUA ve ZİKİRdir.
* * *
Bil ki dostum; her zerrede tüm özellikleriyle mevcûd olan ve kendinden gayrının varlığı aslâ sözkonusu olmayan ALLAH, SENDEN SANA İCABET EDECEKTİR! .
SEN, bilesin ki, yeryüzünde 'HALIFE'sin! .. HALİFE olarak sana, gönlüne, BEYNİNE bahşedilmiş yüce güçlerden haberin var mı? ...
DUA ile ZİKİR ile, o muhteşem BEYNİN ile, kendindeki mekanizmayı harekete geçirebileceğinden haberin var mı? ...
'EN GÜÇLÜ SİLAH' olarak sana bağışlanmış DUA mekânizmasını biliyor musun? ...
Fakîr, garîb, nîce kişiler DUA ve ZİKİR ile nîce ZALİM SULTANLARI helâk ettiler! .
Nîce yoksullar, büyük zenginliklere hep DUA ve ZİKİR ile eriştiler! ..
Nîce, dertli, sıkıntılı, hastalıklı, ezâ, çile çekenler, hep kurtuluşu, selâmeti DUA ve ZİKİRde buldular! ..
Bil ki dostum...
SENDE, dünyanın en güçlü silâhı olan DUA ve ZİKİR cihâzı mevcûttur.
BEYNİNDEKİ, GÖNLÜNDEKİ bu en güçlü silâhı kullanmasını öğrenerek; bu yaşadığın dünyanın ve ölümötesi yaşamın tüm güzelliklerine erişebilirsin! ..
Ya da, DUA ve ZİKİR mekânizmasını kullanmaz, paslandırıp, bir kenara terkedersin, ki bunun cezasını da sonsuza dek çekersin! ..
Sana, karşılıksız, bedava verilmiş bir mekânizmadır bu! .. Hîbedir! ..
DUA ve ZİKİR için kimseye muhtaç değilsin ve kimseyi aracı koymak zorunda da değilsin! ..
İster, bu kitaptan yararlan; ister gönlünden geldiği gibi yönel! .. Ama kesinlikle, kendindeki, bu dünyanın en kıymetli cihâzı olan DUA ve ZİKİR cihâzını kullanmasını öğren.
Göreceksin dünyan nasıl güzelleşecek.
Es Seyyid Ahmed HULÛSİ
DUA ve ZİKİR kitabını ücretsiz okumak ve indirmek için www.ahmedhulusi.com
Yalnızlığın pusu kurduğu karanlıklarda yön çiziyorum. Uzak sesler yakınlaştıkça düşlerimi erteliyorum. Hıçkırıklar düğümleniyor boğazımda, içimden çığlık atıyorum geçenin en zor ânına. Yoksa ben, yitirilmiş bir zaman mıyım? 'Pişman oldum! ' deyişim, gecenin üçünü gösteriyor yine... Her şey yabancı.. yıldızlar ağlıyor hâlime, kayıyor ay buğusu gözlerime. Şimşekler çakıyor ansızın, ardından rahmet sarıyor bütün bedenimi. Alıp getiriyor beni, bir rahmet damlacığı Sen'in gazabını geçmiş merhamet okyanusuna. Yudum yudum içerken, kayboluyorum rahmetinin enginliğinde. Gönül bigâneliklerle doldu taştı. Ya fânî sevgisiydi kapkara gönlümün sebebi, yahut Sen'i unutuşumun cezası günahlarım... Ve gün ışığını beklerken yöneldim kapına, dilimde tül tül dualarla... Affını mazhar eyle! Kıtmir edalı, boynu tasmalı ama Sana sevdalı kuluna.... Ya Rab! Affını ihsan eyle nur sızmamış her hâlimize. Ağırlığından ezildiğimiz günah defterlerimize. Günbatımlarının kuşattığı aciz sözlerimize, dile getiremediğimiz tövbe yüklü cümlelerimize... Ört üzerlerini Settar isminle çirkinliklerimizin... Ya Rab! Esirgeme 'sevgi' dediğin, o anlaşılmaz kalb anahtarını... Mühürleme tahtını kurduğun şu kalbi sensizlikle. Bizi bize bırakıp, yapayalnız koyma karanlıklarda. Ya Rab! N'olur günyüzü göster bize, güneşi avuçlayalım sımsıkı. Tüllensin yeniden sevgimiz... Ya Rab! Ümit bahşet! .. Ümit olsun yeni doğan sabahlarımızın adı... Bir güvercin kanadında, yahut mor menekşe akşamlarda... Buz kesilmiş hayâllerimizin yamacında beklerken, ümit yeşertsin dualarımız. Rüzgârın hâyhûyuna takılıp sararan ömrümüze bir çiğ düşsün ümitten yana. N'olur hiç solmasın ümidin yedi rengi içimizde... Ya Rab! Unutturma kendini.. unuttur Sen'den gayri her şeyi. Beyhude geçen günlerimizin alaca karanlığında takılıp kaldığımız 'mecâzî sevdaları.' Şu ritmi bozuk kalb atışlarımıza şifâ sun.. acı veren isyan günlerimize, diz üstü çöktüğümüz kara gecelerimize. Yağmuruna hasret bıraktığınız gönül mevsimlerine... Yalvarıyorum! Rahmetini lûtfet günün birinde. Ya Rab! Barış lûtfet, sekîneler indir meleklerin nurdan kanatlarıyla, taştan da katı yüreklere... Ve silâh gölgesinde gözyaşı döken masum çocuklara, güzel günler lûtfeyle... Ya Rab! Dindir içimizdeki acıları. Bembeyaz tebessümler nakşeyle dudaklarımıza.. ölümü değil, umudu bekleyenlere, bugünü değil, yarını arayanlara, güller sunalım ışık süvarilerimizle... Yaşayan değil, yaşatan olalım... Dalgalı denizlerde alabora olanları, tanımadığı sularda yitip gidenleri, sâhil-i selâmete ulaştır. Günyüzü göster bize, güller açsın solgun ve yorgun şehirlerimizde. Rahmetinin serinliğini indir toprağımıza... Ya Rab! Zaman ve mekânları aşkın bir surette gidelim Peygamber-i Zîşân'ın şefkât iklimine. İklimi sarsın bizi tül tül ve biz gönül kadehlerimizde sunalım dostluğumuzu... Katık edelim gözyaşlarımızı, 'vuslat'ı yaşayalım. Dillerimiz yana yakıla, feryat ederek diyelim Niyâzî-i Mısrî gibi: 'Bir ticaret yapmadım, nakd-i ömür oldu hebâ, Yola geldim; lâkin göçmüş cümle kervan bîhaber... Ağlayıp, nâlân edip, düştüm yola tenhâ, garib; Dîde giryan, sîne biryan, akıl hayran bîhaber...'
EY Merhametlilerin en merhametlisi sen bizden razi oluncaya kadar bizi bu dünyadan cikarma. Ömrümüzün en hayirli kismi sonu olsun amellerimizin en hayirlisi sonunculari olsun ve en hayirli günümüzü sana ulastigimiz gün kil ya rabbi! ! Bence bir susutur ve ayni anda haykiris....
Loise Redden isimli, cok fakir giyimli bir kadin, yuzunde bir huzunle, manava girer. Dukkan sahibine mahcup bir sekilde yaklasir.
Kocasinin cok hasta oldugunu, calisamaz duruma dustugunu ve yedi cocugu ile birlikte ac kaldiklarini ve yiyecege ihtiyaclari oldugunu soyler.
John Longhouse isimli manav ona ters bir sekilde bakarak derhal dukkanini terketmesini ister. Kadin ailesinin ihtiyaclarini dusunerek -'Lutfen efendim' der,'paramiz olur olmaz getirip borcumu odeyecegim.'
John kendisine bir kredi acamiyacagini cunku onun eski musterisi olmadigini, kendisinde bir hesabinin bulunmadigini soyler.
O sirada dukkanin disinda bekleyen bir musteri ikisinin arasinda devam eden bu konusmayi dinlemektedir. Icere girerek Johna yaklasir ve
'Ben o kadinin almak istediklerine kefilim' der. 'Ailesinin ihtiyaci olan seyleri ona ver.'
Bunun uzerine manav cok isteksiz bir sekilde kadina doner ve
'Bir alis-veris listen var miydi' diye sorar. Louise 'Evet efendim' der.
'Tamam' der manav. 'Simdi onu terazinin su kefesine koy, onun agirliginca diger kefeye istediklerinden koyacagim! '
Louise bir an duraksak, sonra basini onune eger ve cantasini acarak uzerine bir seyler karalanmis bir kagit parcasini cikartir ve manavin kendisine gosterdigi kefeye ozenle birakirken basi hala one egiktir.
Manavin ve diger musterinin gozleri terazinin kefesine dikilirken hayretle buyumustur.
Manav musteriye donerek, kisik bir sesle, 'Inanamiyorum.' der..
inanilacak gibi degildir. Musteri, manava gulerken manav coktan diger kefeye eline geceni doldurmaya baslamistir ama nafile, digerkefeyi yerinden bile kipirdatamamistir.
Terazinin kefesi artik uzerindekileri almayacak kadar doldurdugunda caresiz hepsini bir torbaya doldurarak kadina verir.
Saskinlikla uzerinde bir seyler ciziktirilmis kagidi eline alir ve okur.
Bir de bakar ki orda bir alis veris listesi yoktur.
Sadece bir dua yazilidir.
'Tanrim neye ihtiyacim oldugunu sen bilirsin, kendimi senin ellerine teslim ediyorum.' Manav tas gibi bir sessizlige burunmustur.
Loise kendisine tesekkur ederek dukkandan ayrilir. Musteri, John'un eline bir elli dolarlik tutustururken, 'Her kurusuna degdi' der.
Daha sonra John Longhouse terazisinin kefelerinin kirilmis oldugunu gorur.
Bu nedenle duanin ne kadar agir cektigini sadece Tanri bilir.
DUA, BIZIM ICIN HICBIR BEDELI, MASRAFI VE KARSILIGI OLMAYAN,
Allah'ım içimdeki ateşimi hiçbir zaman söndürmesin inşallah... bana,doğru yolda gerektiği gibi yürümeyi ve de yorulmadan savaşmayı nasip etsin... imanla yaşayıp imanla ölmek nasip etsin tüm insanlara...
Allah'ım aczimi sana şikayet ediyorum...
Hicligin itiraf edilis ani!
Allahim! Sen 'Bana dua edin duaniza karsilik vereyim' buyurdun,sen asla vadinden dönmezsin.
Allahim! Beni Islam`a ilettigin gibi,Müslüman kalmayi ve Müslüman olarak ölmeyi nasip eyle...
Allah'ım(cc) sana bu kadar yakınken ayırma beni senden..sana muhtaç bu kulun sevgiliye kavuşacak günleri bitirme peşinde....ne olur Rabbim bizi affet bilirim sen çok affedici ve rahmeti sonsuzsun..rahmetine ulaşmak isteyen kullarınada kapını aç...sen bağışlayansın....
Rabbimiz! Nankörlük ve azgınlık çukuruna düştüğümüzde,kuru bir balçıktan,bayağı bir sudan yaratıldığımızı hatırlatarak sana tevbe etme haline tevdi et...
ben kuluma kafi değil miyim ' diyen Allahım...başka ne isterim..fakat zayıfım,mecalsizim,tahammülsüzüm...lutfet beni sevindir...
Allah(cc) 'ım hakkımızda hayırlı olanı gönlümüze razı et...
Ey vermekle kendisinden birşey eksilmeyen!
Bizi çoğalt eksiltme,bizi kıymetlendir hakir eyleme,bize lutfet,bizi mahrum eyleme...
Allah'ım,bize öyle bir yardımda bulun ki başka hiç kimsenin yardımına muhtaç olmayalım...
Bana da edin.Dualar müşterek.
Beni bana birakma! !
'' Rabbimiz! İman ehline karşı kalbimizde kin bırakma ''
(Haşr Suresi-10)
Rabbimiz, hidayete erdikten sonra kalplerimizi kaydırma ve katından bize rahmet bağışla. çünkü sen lütufkarsın.(al-i imran 8)
İsteklerin gerçekleşmesi için yoğun transa girip, gerçekleştirme olanağı olası bir varlığı düşünüp yalvarma hali.
Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır. ayaklarımızı sabit kıl (bakara 201)
de ki: duanız olmasa rabbim sizi neylesin? (furkan 77)
'DUA' MÜMİNİN SİLÂHIDIR. (Hadis)
İnsanı, gerçeği görmekten alakoyan en büyük engel, ÖNYARGILI yaklaşımıdır. A. Hulûsi
Bak dostum;
Bil ki, bu kitab, sana hayatında verilen en değerli şeylerden biridir! ..
Bu kitap, sana Rabbinin seslenişi; sana açtığı özel kapıdır! .. Kim, olursan ol; işin, meşgalen ne olursa olsun; hangi dinden olursan ol; bil ki...
Rabbin seni beklemektedir ve kapısı sana açıktır! ..
Sorma, Rabbimin kapısı nerede diye; sende 'O' kapı; gönlünde! .
Senden sana açılan bir kapının ardında! ..
Bu kapı, DUA ve ZİKİR kapısıdır! .. Gönlünden Rabbine açılan kapıdır! .
Rabbine yöneliş ve HACET kapısıdır! .
Gökte ve ötende sandığın TANRInı terket; sonsuz - sınırsız ALLAHa yönel; Onun, her noktada ve zerrede mevcût olduğunu farket; ve Onu
GÖNLÜNDE bulmaya çalış! .
Sonra iste Ondan, ne istersen! .. Eşini, işini, aşını; ister mevlânı, ister şifânı! .
Bil ki, seni, her isteğine ve her arzuna kavuşturacak tek şey DUA ve ZİKİRdir.
* * *
Bil ki dostum; her zerrede tüm özellikleriyle mevcûd olan ve kendinden gayrının varlığı aslâ sözkonusu olmayan ALLAH, SENDEN SANA İCABET EDECEKTİR! .
SEN, bilesin ki, yeryüzünde 'HALIFE'sin! .. HALİFE olarak sana, gönlüne, BEYNİNE bahşedilmiş yüce güçlerden haberin var mı? ...
DUA ile ZİKİR ile, o muhteşem BEYNİN ile, kendindeki mekanizmayı harekete geçirebileceğinden haberin var mı? ...
'EN GÜÇLÜ SİLAH' olarak sana bağışlanmış DUA mekânizmasını biliyor musun? ...
Fakîr, garîb, nîce kişiler DUA ve ZİKİR ile nîce ZALİM SULTANLARI helâk ettiler! .
Nîce yoksullar, büyük zenginliklere hep DUA ve ZİKİR ile eriştiler! ..
Nîce, dertli, sıkıntılı, hastalıklı, ezâ, çile çekenler, hep kurtuluşu, selâmeti DUA ve ZİKİRde buldular! ..
Bil ki dostum...
SENDE, dünyanın en güçlü silâhı olan DUA ve ZİKİR cihâzı mevcûttur.
BEYNİNDEKİ, GÖNLÜNDEKİ bu en güçlü silâhı kullanmasını öğrenerek; bu yaşadığın dünyanın ve ölümötesi yaşamın tüm güzelliklerine erişebilirsin! ..
Ya da, DUA ve ZİKİR mekânizmasını kullanmaz, paslandırıp, bir kenara terkedersin, ki bunun cezasını da sonsuza dek çekersin! ..
Sana, karşılıksız, bedava verilmiş bir mekânizmadır bu! .. Hîbedir! ..
DUA ve ZİKİR için kimseye muhtaç değilsin ve kimseyi aracı koymak zorunda da değilsin! ..
İster, bu kitaptan yararlan; ister gönlünden geldiği gibi yönel! .. Ama kesinlikle, kendindeki, bu dünyanın en kıymetli cihâzı olan DUA ve ZİKİR cihâzını kullanmasını öğren.
Göreceksin dünyan nasıl güzelleşecek.
Es Seyyid
Ahmed HULÛSİ
DUA ve ZİKİR kitabını ücretsiz okumak ve indirmek için
www.ahmedhulusi.com
Ey insanlar! Duânız olmazsa ne ehemmiyetiniz var. (Furkan, 25/77)
Dua, bizim karanlikta Allah´i gördügümüz aynadir.
Günışığını Beklerken
Gökçen DİŞÇİ
Yalnızlığın pusu kurduğu karanlıklarda yön çiziyorum. Uzak sesler yakınlaştıkça düşlerimi erteliyorum. Hıçkırıklar düğümleniyor boğazımda, içimden çığlık atıyorum geçenin en zor ânına. Yoksa ben, yitirilmiş bir zaman mıyım? 'Pişman oldum! ' deyişim, gecenin üçünü gösteriyor yine... Her şey yabancı.. yıldızlar ağlıyor hâlime, kayıyor ay buğusu gözlerime. Şimşekler çakıyor ansızın, ardından rahmet sarıyor bütün bedenimi. Alıp getiriyor beni, bir rahmet damlacığı Sen'in gazabını geçmiş merhamet okyanusuna. Yudum yudum içerken, kayboluyorum rahmetinin enginliğinde.
Gönül bigâneliklerle doldu taştı. Ya fânî sevgisiydi kapkara gönlümün sebebi, yahut Sen'i unutuşumun cezası günahlarım... Ve gün ışığını beklerken yöneldim kapına, dilimde tül tül dualarla... Affını mazhar eyle! Kıtmir edalı, boynu tasmalı ama Sana sevdalı kuluna....
Ya Rab! Affını ihsan eyle nur sızmamış her hâlimize. Ağırlığından ezildiğimiz günah defterlerimize. Günbatımlarının kuşattığı aciz sözlerimize, dile getiremediğimiz tövbe yüklü cümlelerimize... Ört üzerlerini Settar isminle çirkinliklerimizin...
Ya Rab! Esirgeme 'sevgi' dediğin, o anlaşılmaz kalb anahtarını... Mühürleme tahtını kurduğun şu kalbi sensizlikle. Bizi bize bırakıp, yapayalnız koyma karanlıklarda.
Ya Rab! N'olur günyüzü göster bize, güneşi avuçlayalım sımsıkı. Tüllensin yeniden sevgimiz...
Ya Rab! Ümit bahşet! .. Ümit olsun yeni doğan sabahlarımızın adı... Bir güvercin kanadında, yahut mor menekşe akşamlarda... Buz kesilmiş hayâllerimizin yamacında beklerken, ümit yeşertsin dualarımız. Rüzgârın hâyhûyuna takılıp sararan ömrümüze bir çiğ düşsün ümitten yana. N'olur hiç solmasın ümidin yedi rengi içimizde...
Ya Rab! Unutturma kendini.. unuttur Sen'den gayri her şeyi. Beyhude geçen günlerimizin alaca karanlığında takılıp kaldığımız 'mecâzî sevdaları.' Şu ritmi bozuk kalb atışlarımıza şifâ sun.. acı veren isyan günlerimize, diz üstü çöktüğümüz kara gecelerimize. Yağmuruna hasret bıraktığınız gönül mevsimlerine... Yalvarıyorum! Rahmetini lûtfet günün birinde.
Ya Rab! Barış lûtfet, sekîneler indir meleklerin nurdan kanatlarıyla, taştan da katı yüreklere... Ve silâh gölgesinde gözyaşı döken masum çocuklara, güzel günler lûtfeyle...
Ya Rab! Dindir içimizdeki acıları. Bembeyaz tebessümler nakşeyle dudaklarımıza.. ölümü değil, umudu bekleyenlere, bugünü değil, yarını arayanlara, güller sunalım ışık süvarilerimizle... Yaşayan değil, yaşatan olalım... Dalgalı denizlerde alabora olanları, tanımadığı sularda yitip gidenleri, sâhil-i selâmete ulaştır. Günyüzü göster bize, güller açsın solgun ve yorgun şehirlerimizde. Rahmetinin serinliğini indir toprağımıza...
Ya Rab! Zaman ve mekânları aşkın bir surette gidelim Peygamber-i Zîşân'ın şefkât iklimine. İklimi sarsın bizi tül tül ve biz gönül kadehlerimizde sunalım dostluğumuzu... Katık edelim gözyaşlarımızı, 'vuslat'ı yaşayalım. Dillerimiz yana yakıla, feryat ederek diyelim Niyâzî-i Mısrî gibi:
'Bir ticaret yapmadım, nakd-i ömür oldu hebâ,
Yola geldim; lâkin göçmüş cümle kervan bîhaber...
Ağlayıp, nâlân edip, düştüm yola tenhâ, garib;
Dîde giryan, sîne biryan, akıl hayran bîhaber...'
güçtür...
isteğini pekiştirmektir...
ruhunu tatmindir...
sığınmaktır...
korunmaktır...
güçlenmektir....
güçtür...
işim olmaz
Dua ve İbadet Allah ile olmaktır..Allah ile olan kimse için ölüm de,ömür de hoştur..
Mevlana
EY Merhametlilerin en merhametlisi sen bizden razi oluncaya kadar bizi bu dünyadan cikarma. Ömrümüzün en hayirli kismi sonu olsun amellerimizin en hayirlisi sonunculari olsun ve en hayirli günümüzü sana ulastigimiz gün kil ya rabbi! !
Bence bir susutur ve ayni anda haykiris....
artık kendi çabasıyla birşey yapamayacağını anlayan zavallıların, ilahi bir güce inanıp ondan yardım istemesi.
Loise Redden isimli, cok fakir giyimli bir kadin, yuzunde bir huzunle, manava girer. Dukkan sahibine mahcup bir sekilde yaklasir.
Kocasinin cok hasta oldugunu, calisamaz duruma dustugunu ve yedi cocugu ile birlikte ac kaldiklarini ve yiyecege ihtiyaclari oldugunu soyler.
John Longhouse isimli manav ona ters bir sekilde bakarak derhal dukkanini terketmesini ister. Kadin ailesinin ihtiyaclarini dusunerek
-'Lutfen efendim' der,'paramiz olur olmaz getirip borcumu odeyecegim.'
John kendisine bir kredi acamiyacagini cunku onun eski musterisi olmadigini, kendisinde bir hesabinin bulunmadigini soyler.
O sirada dukkanin disinda bekleyen bir musteri ikisinin arasinda devam eden bu konusmayi dinlemektedir.
Icere girerek Johna yaklasir ve
'Ben o kadinin almak istediklerine kefilim' der. 'Ailesinin ihtiyaci olan seyleri ona ver.'
Bunun uzerine manav cok isteksiz bir sekilde kadina doner ve
'Bir alis-veris listen var miydi' diye sorar.
Louise 'Evet efendim' der.
'Tamam' der manav. 'Simdi onu terazinin su kefesine koy, onun agirliginca diger kefeye istediklerinden koyacagim! '
Louise bir an duraksak, sonra basini onune eger ve cantasini acarak uzerine bir seyler karalanmis bir kagit parcasini cikartir ve manavin kendisine gosterdigi kefeye ozenle birakirken basi hala one egiktir.
Manavin ve diger musterinin gozleri terazinin kefesine dikilirken hayretle buyumustur.
Manav musteriye donerek, kisik bir sesle, 'Inanamiyorum.' der..
inanilacak gibi degildir. Musteri, manava gulerken manav coktan diger kefeye eline geceni doldurmaya baslamistir ama nafile, digerkefeyi yerinden bile kipirdatamamistir.
Terazinin kefesi artik uzerindekileri almayacak kadar doldurdugunda caresiz hepsini bir torbaya doldurarak kadina verir.
Saskinlikla uzerinde bir seyler ciziktirilmis kagidi eline alir ve okur.
Bir de bakar ki orda bir alis veris listesi yoktur.
Sadece bir dua yazilidir.
'Tanrim neye ihtiyacim oldugunu sen bilirsin, kendimi senin ellerine teslim ediyorum.'
Manav tas gibi bir sessizlige burunmustur.
Loise kendisine tesekkur ederek dukkandan ayrilir. Musteri, John'un eline bir elli dolarlik tutustururken, 'Her kurusuna degdi' der.
Daha sonra John Longhouse terazisinin kefelerinin kirilmis oldugunu gorur.
Bu nedenle duanin ne kadar agir cektigini sadece Tanri bilir.
DUA, BIZIM ICIN HICBIR BEDELI, MASRAFI VE KARSILIGI OLMAYAN,
GUZEL BIR HEDIYEDIR...
Gucunu tahmin bile edemezsiniz! ..
Sükürde bir duadir unutmayin..
Allah'ım içimdeki ateşimi hiçbir zaman söndürmesin inşallah...
bana,doğru yolda gerektiği gibi yürümeyi ve de yorulmadan savaşmayı nasip etsin...
imanla yaşayıp imanla ölmek nasip etsin tüm insanlara...
allah bize
verdiği aklı fikri kullanmayı nasip etsin
zayıflık sığınma birilerinden isteme kendine guvensizlik kendin yap ya nedir dua etmek