O söz, başlarına geldiği zaman, onlara yerden bir Dabbe çıkarırız; o da, insanların bizim ayetlerimize kesin bir bilgiyle inanmadıklarını onlara söyler. (Neml Suresi, 82)
Kuran'da 'dabbe'den bahsedilen Neml Suresi'nin 82. ayetinde 'o sözün insanların başına geldiği' bir döneme işaret edilmektedir. Bu ayeti ve dabbe kelimesi ile neyin kastedildiğini tam olarak anlayabilmek için 'o söz' kelimesinin Kuran'da ne şekilde kullanıldığının üzerinde düşünmek gerekmektedir.
'O söz' kelimesinin Arapçadaki karşılığı 'kavl'dir ve Kuran'da 'anlaşma ve söz' anlamlarında kullanılmaktadır. Bu iki anlamın dışında aynı kelimenin 'görüş, inanç, düşünce ve akide' gibi anlamları da bulunmaktadır.
Kavl kelimesi bazı ayetlerde müminlerin güzel ve maruf sözleri, insanlara yaptıkları tebliğ ve konuşmalar anlamında kullanılmaktadır. Örneğin Allah müminlere 'Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden eziyet gelen bir sadakadan daha hayırlıdır...' (Bakara Suresi, 263) şeklinde buyurmaktadır. Bir diğer ayette ise yetimlere ve yoksullara '...güzel (maruf) söz...' (Nisa Suresi, 8) söylenilmesini emretmektedir.
Bu anlamının yanı sıra, 'kavl' kelimesi ayetlerde doğrudan Kuran anlamında da kullanılmaktadır. Allah'ın Hz. Muhammed aracılığıyla insanlara indirdiği hikmetli sözleri birçok ayette 'söz' kelimesiyle ifade edilmektedir. Bu ayetlerden bazıları şu şekildedir:
Şüphesiz o (Kur'an) , ayırdeden bir sözdür. (Tarık Suresi, 13)
Şüphesiz o (Kur'an) , üstün onur sahibi bir elçinin gerçekten (Allah'tan getirdiği) sözüdür. (Tekvir Suresi, 19)
O (Kur'an) da kovulmuş şeytanın sözü değildir. (Tekvir Suresi, 25)
Onlar, yine de o sözü (Kur'an'ı) gereği gibi düşünmediler mi, yoksa onlara, geçmişteki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi? (Müminun Suresi, 68)
Hiç şüphesiz o (Kur'an) , şerefli bir elçinin kesin sözüdür. O, bir şairin sözü değildir. Ne az inanıyorsunuz? Bir kahinin de sözü değildir. Ne az öğüt alıp-düşünüyorsunuz? (Hakka Suresi, 40-42)
Yukarıdaki ayetlerde de görüldüğü gibi 'kavl' kelimesi bazı ayetlerde Kuran'ı -Allah'ın sözünü- tanımlamak için kullanılmaktadır.
'Kavl' kelimesi Secde Suresi'nin 13. ayetinde Allah'ın sözünün -vaadinin- gerçekleşmesi olarak kullanılmaktadır:
Eğer biz dilemiş olsaydık, her bir nefse kendi hidayetini verirdik. Fakat Benden çıkan şu söz gerçekleşecektir: 'Andolsun, cehennemi cinlerden ve insanlardan (İnkar edenlerle) tamamıyla dolduracağım.' (Secde Suresi, 13)
Saffat Suresi'nin 31. ayetinde ise söz kelimesi Allah'ın yıkımı ve azabı olarak ifade edilmiştir:
“Böylece Rabbimizin sözü (yıkım ve azab va'di) üzerimize hak oldu. Şüphesiz, (azabı) tadıcılarız.” (Saffat Suresi, 31)
Yukarıdaki ayetlerde de görüldüğü gibi Allah'ın vaat ettiği sözü, cehennemin inkar eden insan ve cinlerle tamamen doldurulması, azabın insanlar üzerine hak olmasıdır. 'O söz' gerçekleştiğinde inkar edenler sonsuz cehennem azabıyla karşılaşacaklardır. 'Söz' kelimesinin vaat anlamında kullanıldığı diğer ayetler ise şu şekildedir:
Biz, bir ülkeyi helak etmek istediğimiz zaman, onun 'varlık ve güç sahibi önde gelenlerine' emrederiz, böylelikle onlar onda bozgunculuk çıkarırlar. Artık onun üzerine söz hak olur da, onu kökünden darmadağın ederiz. (İsra Suresi, 16)
Böylelikle biz ona: 'Gözetimimiz altında ve vahyimizle gemi yap. Nitekim bizim emrimiz gelip de tandır kızışınca, onun içine her (tür hayvandan) ikişer çift ile, içlerinden aleyhlerine söz geçmiş (azab gerekmiş) onlar dışında olan aileni de alıp koy; zulmedenler konusunda Bana muhatap olma, çünkü onlar boğulacaklardır' diye vahyettik. (Müminun Suresi, 27)
Üzerlerine (azab) sözü hak olanlar derler ki: 'Rabbimiz, işte bizim azdırıp-saptırdıklarımız bunlar; kendimiz azıp saptığımız gibi, onları da azdırıp saptırdık... (Kasas Suresi, 63)
Andolsun, onların çoğu üzerine o söz hak olmuştur; artık inanmazlar. (Yasin Suresi, 7)
(Kur'an,) Diri olanları uyarıp korkutmak ve kafirlerin üzerine sözün hak olması için (indirilmiştir) . (Yasin Suresi, 70)
... Cinlerden ve insanlardan kendilerinden önce gelip-geçmiş ümmetlerde (yürürlükte tutulan azab) sözü onların üzerine hak oldu. Çünkü onlar, hüsrana uğrayan kimselerdi. (Fussilet Suresi, 25)
İşte bunlar, cinlerden ve insanlardan kendilerinden evvel gelip-geçmiş ümmetler içinde (azab) sözü üzerlerine hak olmuş kimselerdir. Gerçekten onlar, ziyana uğrayanlardır. (Ahkaf Suresi, 18)
Zulmetmelerine karşılık, söz, kendi aleyhlerine gelmiş bulunmaktadır, artık konuşmazlar. (Neml Suresi, 85)
Ayetlerde de görüldüğü Allah'ın sözü tüm inkar edenler için 'büyük bir helak ve sonsuz bir azap'tır. Üzerine 'söz hak olmuş' olan kimseler için bir kurtuluş, çıkış ya da kaçış yolu yoktur. Onlar hem dünyada hem de ahirette büyük bir azaba uğrayacak, bu azaptan hiçbir şekilde uzaklaşamayacaklardır. Çünkü bu, Allah'ın vaadidir ve Allah vaadinden dönmez.
Buraya kadar incelediklerimizden Allah'ın sözünün sonsuz azabın başlayışına, dolayısıyla kıyamet gününe baktığı anlaşılmaktadır. O gün Allah'ın sözü inkar edenler üzerine hak olacak ve onlar büyük bir helak ile azaba uğrayacaklardır.
Kıyametin gelişi ise pek çok alametle anlaşılacaktır. İşte ahir zamanda meydana gelecek olan bu alametlerden biri de Neml Suresi'nde bildirilen 'dabbe'nin çıkışıdır
İnsanları öldürdüklerini, öldürdükleri insanların etlerini yediklerini, bahar günlerinde bütün yemişi yiyip bitirdiklerini ve ekin ve sebzeleri yediklerini söylemişlerdir. İşte Ye'cüc ve Me'cüc'ün bu hareketlerinden, bahsi geçen kavim bıkmış, usanmıştı. Karşılarında Zülkarneyn'i görünce ondan yardım istediler. Hatta 'Bize yardım edersen, sana vergi, yani para da veririz.'
Bütün mahlûkat, mevcudat fânîdir, Allah Celle Celâluhu'ndan başka. Fânî olan her şeyin takdir edilmiş vadesi, ömrü vardır. İnsandan hayvana, bitkilerden dağlara, taşlara, denizlere, göklere ve göklerde bulunanlara varıncaya kadar bildiğimiz ve bilmediğimiz bütün yaratıkların takdir edilmiş bir eceli bulunmaktadır. Bunun yanında içinde bulunduğumuz dünya ve dünyanın da içinde bulunduğu bu evrenin de bir eceli ömrü ve vadesi bulunmakta olup; bunun adı 'kıyamet'tir.
İnsanlık tarihinin başlangıcından bugüne kadar, 'dünyanın ömrünün sona ereceği bir gün'den sürekli bahsedile gelmiştir. Dünyanın sonunun gelmesinin yani kıyametin kopmasının sonrasında büyük bir hesap gününün varlığından bahsedilmekte, o güne hazırlık yapılması gerektiği anlatılmaktadır.
Kıyamet ile ilgili haberlerin en sağlamı hiç şüphesiz Kur'an–ı Kerîm'de geçmektedir. Kur'an–ı Kerîm'de birçok âyet–i kerîmede kıyametten bahsedilirken, sadece birkaç âyet, kıyamet kopmadan önce meydana gelecek alâmetlerden ve olaylardan bahsetmektedir.
Kur'an–ı Kerîmde bahsi geçen kıyametin söz konusu habercisi olaylar şunlardır:
1–Ye'cüc ve Me'cüc'ün ortaya çıkması,
2–Dabbetü'l–arz'ın çıkışı,
3–Duman'ın çıkışı,
3–İsa Aleyhisselâm'ın zuhuru.
Ye'cüc ve Me'cüc'ün ortaya çıkması:
Zülkarneyn Aleyhisselâm batıda yapacağı icraatı yaptıktan sonra doğuya hareket eder. Orada da birçok icraatlarda bulunur. Bize bunları Kur'an–ı Kerîm haber vermektedir. Netice itibariyle yerküre üzerinde birçok icraat yaptıktan sonra:
'Sonra yine bir yol tuttu.' (1) Ve öyle bir yere gelip dayandı ki:
'Nihayet iki dağ arasına ulaştığında onların önünde, hemen hiçbir sözü anlamayan bir kavim buldu.' (2)
Buranın neresi olduğu konusunda ciddî bir bilgi yoktur. Değişik onlarca yorum ve tahminler bulunmaktadır. Asya'nın en doğusu diyenler olmuş, Orta Asya diyenler olmuş, Türkistan diyenler olmuş, Sibirya diyenler olmuş, Kafkaslar diyenler olmuş; daha birçok değişik yer ismi verenler olmuştur. Her şeyin en doğrusunu Allah Celle Celâluhu bilir. Bu kavim karşılarında bir peygamber görünce:
'Dediler ki: Ey Zülkarneyn! Bu memlekette Ye'cüc ve Me'cüc bozgunculuk yapmaktadır. Bizimle onlar arasında bir sed yapman için sana bir vergi verelim mi? ' (3)
Bu kavmin şikayeti, Ye'cüc ve Me'cüc'ün bozgunculuk yapmasıydı. Nasıl bir bozgunculuk olduğuna gelince İslâm âlimleri bunda da değişik görüşler ortaya atmışlardır. Çoğunluk; onların insanları öldürdüklerini, öldürdükleri insanların etlerini yediklerini, bahar günlerinde bütün yemişi yiyip bitirdiklerini ve ekin ve sebzeleri yediklerini söylemişlerdir. İşte Ye'cüc ve Me'cüc'ün bu hareketlerinden, bahsi geçen kavim bıkmış, usanmıştı. Karşılarında Zülkarneyn'i görünce ondan yardım istediler. Hatta 'Bize yardım edersen, sana vergi (yani para) da veririz.' dediler.
'Dedi ki: Rabbimin beni içinde bulundurduğu nimet ve kudret daha hayırlıdır. Siz bana kuvvetinizle destek olun da, sizinle onlar arasına aşılmaz bir engel yapayım.' (4)
27/NEML-82: Ve izâ vakaal kavlu aleyhim ahracnâ lehum dâbbeten minel ardı tukellimuhum ennen nâse kânû bi âyâtinâ lâ yûkınûn(yûkınûne) .
Ve onların üzerine (Allah’ın Kitap’ta söylediği) söz vuku bulunca, onlara arzdan dabbe çıkardık (çıkarırız) . İnsanların (Kitap’taki) âyetlerimize yakîn hasıl etmediklerini söyleyecek.
dabbe eskiden kayanın içinde olan şeydir.eskiden bir peygamberimizin devesinin yavrusuyla uzunca bir yola çıkmışlar.kaya birden açılmış devenin yavrusunu içine almış. o kayanın içinde dabbedir.kıyamet gününde o kaya açılacak.ve içinden dabbe çıkacak o kadar hızlı koşacak'ki önünden koşanları öldürecek.kıyamet gününde belki o size bir cümle veya bir kaç sözcük söyleyece siz ona inanıp sakın allah yolundan çıkmayın.sizi korkutan kalbinizi taş yapan o dabbeye sakın inanmayın.SİZLERİ ALLAHA EMANET EDİYORUM. SAKIN DABBEYE İNANMAYIN.SAĞLIKLA KALIN.HOŞÇA KALIN TEKRAR GÖRÜŞMEK DİLEĞİYLE BEN MELEK
dabbe tül arz ı açıklamaya çalışacağım ama ondan önce dabbe nedir onu açıklamak istiyorum dabbe benim arkadaşlarımla birlikte bağrış çağrış izlediğimiz bir korku filmidir(aslında bazı yerleri korkunç değildi ama bazı yerlerinde kapı falan cızırtadı oynaadı oondan korkuya dönüştü hıhı) dabbetül arzda kıyamet gününde çıkacak olan bir tür yaratıktır.(kuran-ı kerimde bildirlmektedir)
1-ve iza................ve olduğu zaman 2-vakaa...............vuku buldu 3-el kavlu............söz 4-aleyhim..........onların üzerine 5-ahracna.........çıkard 6-lehum...........onlar için,onlara 7-dabbeten.......dabbe 8-min el ardı....arzdan 9-tukellimu-hum..onlara söyleyecek(konuşacak) 10-enne.......olduğunu
Bu olay kıyamete yakın bir devredir.Allahü Teala duhandan,yani dünyayı saran fitneden bahsetmiştir.Dabbe uydudur.Bütün dünyaya Allah'ın ayetlerine yakin hasıl edemediklerini söylemektedir.Duhan suresi 10,11,12,13,14,15.ayetler de anılan Allah'ın Resulü 'Allah'a ulaşmayı dileyin yoksa cehenneme gidersiniz'.diyerek Allah'ın bu ayetteki sözünü söylemiş yani söz vuku bulmuştur.Allah'a ulaşmayı dilemeyenlerin dalalette olduğu,küfürde olduğu,hüsranda olduğu,amellerinin boşa gittiği,şirkte olduğu,takva sahibi olmadığı,ve ayrıca hidayetin ne olduğu,7 safha 4 teslimden oluşan Hz.İbrahim'in hanif dinininKuran'ın da,İncil'in de,Tevrat'ın da esasını teşkil ettiği hususlarına yakin hasıl etmedikleri dabbetül arz tarafından açıklanmış ve açıklanmaktadır.sonuçlarını Neml suresi 83 te anlatmaktadır.
MÜŞRİKLER VE MÜNKİRLER HAZRETİ SALİHİN HAMİLE OLAN DEVESİNİ KESTİKLERİNDE DOĞAN YAVRUDUR.. ORADA BULUNAN BİR KAYA ORTADAN İKİYE AYRILMIŞ VE YAVRU DEVE İÇERİ GİRİNCE AÇILAN KAYA KAPANMIŞTIR.... KIYAMETE ÇOK YAKIN Bİ ZAMANDA O KAYA TEKRAR AÇILACAK VE YAVRU DEVE ÇIKACAKTIR..
dabbe_tül-arz şuanki televizyon yani vizontele dedikleri olay...şuanda günümüzde televizyonda yayınlanan programlar şiddet içerikli filimler en çok gençlerin dikkatini çeken magazin programlari kısacasi televizyonun ta kendisi saten dabbe yanılmıyorsam ağ anlamına geliyor şuanda ağ gibi yayılan iki şey var biri internet biri televizyon bence her ikisi birbirine bağlı unsurlar biri diğerini tamamlıyor herkes evinden şu şeytani varlığı evinden çıkarmayı başarsa emin olunki hayat daha güzel olucak boşanma sayıları azalıcak insanlar birbirine daha çok zaman ayırıcak mutlu bir yaşam olucak kavgasız gürültüsüz sadece mutlu bir ortam oluşucak....mutlu ve huzurlu bir yaşam dileğiyle sevgiyle kalın......
Safsata kıyametin habercisiymiş diğer kıyamet alametleri gibi safsata Allahu teala peygamberimize bile bildirmedi.Kopana kadar da kıyameti kimse bilemeyecek bilmemeli de zaten kıyamet kopmaya yakın dabbe tül arz çıkacak ta kıyamet ben geliyorum mu diyecek.Mantıklı mı yani bu durum.
uzakta aramamak lazım dabbe-t'ül-arz'ı. belki önce içimize sonra kentlerin,metropollerin ortasına diktiğimiz koca binalar, anne ve babalarımızdan bizi koparan cep telefonları, msn adresleri, söylediğimiz büyük yalanlar, gerçekleştirdiğimiz iğrenç cinayetler, sattığımız değer yargılarımızdır. neydi dabbe? kıyamet alameti. o halde dengesini bozduğumuz ekolojik sistem, küresel ısınma, nesli tükenen canlı türleri vs. vs. bunlar hepsi bir alamet yani birer dabbe değil mi? bazen günde bilmem kaç defa aynada gördüğümüz nergisus dabbe'den ipucu vermiyor mu bize? tiranlaşan egolarımız, yaşarmayan kirpiklerimiz, hissetmeyen kalplerimiz dabbe olmasın? kısacası istikametten ayrılan her insan dabbetül arzdır. vesselam.
selam çümleden dabbe:HZ salih peygamberin devesinin yavrusudur salih as.devesini kestikleri zaman kendisinin ve annesinin çıktığı kaya yarıldı ve o bu kayanın içine ğirdi kıyametden önce bu kayadan çıkacakdır.bu dabbe okadar süratli koşacaktırki kovaladıgını mutlaka yakalayacaktır önünde kaçan kurtulamayaktır herkes dabbetül ard kendi karşisinda ğörecektir müminin alnına (mü'min) diya yazacak ve okişinin yüzü piril pıril parlayacaktir kafir olanın alnınada (kafir) diye yazacak ve onun yüzü simsiyah olacak ve kararacaktir
kıyamet habercisi diye birşey yoktur efendim...tamamen insani kurgular, kıyamet rabbi tarafından bilinir, zamanı gelince kopar...dabbe arapçada canlı demek...yer altında ve yer üstünde bir ton canlı var...bana açıkçası bu durumun başka birşeye işaret ettiğini söylüyor...en doğrusunu allah bilir
Kıyametin alametlerinden olan; Yecüc ve Mecüc toplulukların helaka uğrayacağı bir hastalık,mikrop (bazı alimlere göre insanın tepesinden vücuda inecek bir böcek,dabbe) .
'O söz, başlarına geldiği zaman, onlara yerden bir Dabbe çıkarırız; o da, insanların bizim ayetlerimize kesin bir bilgiyle inanmadıklarını onlara söyler.' (Neml Suresi, 82)
dabbe Kuran ı Kerim de tek bir yerde geçer ve insani sıfatlar söz konusu değildir bu ayette de...
'....onlara yerden bir Dabbe çıkarırız...'
Fosiller: Ahir zamanda gelişen teknolojiyle yapılan kazılar sonrası gün yüzüne çıkmışlar ve insanın evrim geçirmediğinin en büyük delili olmuşlardır. Bu da bir yaradanın varlığına delalet eder...
'.......o da, insanların bizim ayetlerimize kesin bir bilgiyle inanmadıklarını onlara söyler......'
hala dünyanın büyük bir bölümü bir yaratıcımızın olmadığına bizim evrimle gelişerek bu gunku halimizi aldığımızı düşünüyor...
Bu konu hakkında islam alimlerinin kıyasları varken bizim herhangi bir söz söylememiz öncelikle edebe aykırıdır. Hadis ve ayetleri yorumlamak için müçtehid olmak lazım her kafadan bir ses çıkıyor diye islam bu kadar yozlaşıyor. Lütfen her işi ehline bırakalım.
' Kıyamet alameti olan Dabbe müteşabih bir kavramdır.Dilde, hafifçe de olsa hareket eden herşeye hatta tren,otomobil gibi cansız şeylere de denebilir.Fakat esas itibariyle canlılar hakkında kullanılır.Konuşma sıfatından dolayı çıkarılıcak dabbenin insan olacagı söylenmiştir.Bu konudaki hadis-i şeriflerden birinin meali:'Dabbetü'l-arz Musa'nın asası,Süleyman'ın mührü yanında olarak çıkıcak,mühür ile müminin yüzünü parlatacak, asa ile kafirin burnunu kıracak,insanlar sofraya toplanacak,mümin ve kafir tanınacak'
bunların hepsi yalan doan tek gerçek kıyametin alametidir i.g
bunlara gerenk yokk.. 122 17
O söz, başlarına geldiği zaman, onlara yerden bir Dabbe çıkarırız; o da, insanların bizim ayetlerimize kesin bir bilgiyle inanmadıklarını onlara söyler. (Neml Suresi, 82)
Kuran'da 'dabbe'den bahsedilen Neml Suresi'nin 82. ayetinde 'o sözün insanların başına geldiği' bir döneme işaret edilmektedir. Bu ayeti ve dabbe kelimesi ile neyin kastedildiğini tam olarak anlayabilmek için 'o söz' kelimesinin Kuran'da ne şekilde kullanıldığının üzerinde düşünmek gerekmektedir.
'O söz' kelimesinin Arapçadaki karşılığı 'kavl'dir ve Kuran'da 'anlaşma ve söz' anlamlarında kullanılmaktadır. Bu iki anlamın dışında aynı kelimenin 'görüş, inanç, düşünce ve akide' gibi anlamları da bulunmaktadır.
Kavl kelimesi bazı ayetlerde müminlerin güzel ve maruf sözleri, insanlara yaptıkları tebliğ ve konuşmalar anlamında kullanılmaktadır. Örneğin Allah müminlere 'Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden eziyet gelen bir sadakadan daha hayırlıdır...' (Bakara Suresi, 263) şeklinde buyurmaktadır. Bir diğer ayette ise yetimlere ve yoksullara '...güzel (maruf) söz...' (Nisa Suresi, 8) söylenilmesini emretmektedir.
Bu anlamının yanı sıra, 'kavl' kelimesi ayetlerde doğrudan Kuran anlamında da kullanılmaktadır. Allah'ın Hz. Muhammed aracılığıyla insanlara indirdiği hikmetli sözleri birçok ayette 'söz' kelimesiyle ifade edilmektedir. Bu ayetlerden bazıları şu şekildedir:
Şüphesiz o (Kur'an) , ayırdeden bir sözdür. (Tarık Suresi, 13)
Şüphesiz o (Kur'an) , üstün onur sahibi bir elçinin gerçekten (Allah'tan getirdiği) sözüdür. (Tekvir Suresi, 19)
O (Kur'an) da kovulmuş şeytanın sözü değildir. (Tekvir Suresi, 25)
Onlar, yine de o sözü (Kur'an'ı) gereği gibi düşünmediler mi, yoksa onlara, geçmişteki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi? (Müminun Suresi, 68)
Hiç şüphesiz o (Kur'an) , şerefli bir elçinin kesin sözüdür. O, bir şairin sözü değildir. Ne az inanıyorsunuz? Bir kahinin de sözü değildir. Ne az öğüt alıp-düşünüyorsunuz? (Hakka Suresi, 40-42)
Yukarıdaki ayetlerde de görüldüğü gibi 'kavl' kelimesi bazı ayetlerde Kuran'ı -Allah'ın sözünü- tanımlamak için kullanılmaktadır.
'Kavl' kelimesi Secde Suresi'nin 13. ayetinde Allah'ın sözünün -vaadinin- gerçekleşmesi olarak kullanılmaktadır:
Eğer biz dilemiş olsaydık, her bir nefse kendi hidayetini verirdik. Fakat Benden çıkan şu söz gerçekleşecektir: 'Andolsun, cehennemi cinlerden ve insanlardan (İnkar edenlerle) tamamıyla dolduracağım.' (Secde Suresi, 13)
Saffat Suresi'nin 31. ayetinde ise söz kelimesi Allah'ın yıkımı ve azabı olarak ifade edilmiştir:
“Böylece Rabbimizin sözü (yıkım ve azab va'di) üzerimize hak oldu. Şüphesiz, (azabı) tadıcılarız.” (Saffat Suresi, 31)
Yukarıdaki ayetlerde de görüldüğü gibi Allah'ın vaat ettiği sözü, cehennemin inkar eden insan ve cinlerle tamamen doldurulması, azabın insanlar üzerine hak olmasıdır. 'O söz' gerçekleştiğinde inkar edenler sonsuz cehennem azabıyla karşılaşacaklardır. 'Söz' kelimesinin vaat anlamında kullanıldığı diğer ayetler ise şu şekildedir:
Biz, bir ülkeyi helak etmek istediğimiz zaman, onun 'varlık ve güç sahibi önde gelenlerine' emrederiz, böylelikle onlar onda bozgunculuk çıkarırlar. Artık onun üzerine söz hak olur da, onu kökünden darmadağın ederiz. (İsra Suresi, 16)
Böylelikle biz ona: 'Gözetimimiz altında ve vahyimizle gemi yap. Nitekim bizim emrimiz gelip de tandır kızışınca, onun içine her (tür hayvandan) ikişer çift ile, içlerinden aleyhlerine söz geçmiş (azab gerekmiş) onlar dışında olan aileni de alıp koy; zulmedenler konusunda Bana muhatap olma, çünkü onlar boğulacaklardır' diye vahyettik. (Müminun Suresi, 27)
Üzerlerine (azab) sözü hak olanlar derler ki: 'Rabbimiz, işte bizim azdırıp-saptırdıklarımız bunlar; kendimiz azıp saptığımız gibi, onları da azdırıp saptırdık... (Kasas Suresi, 63)
Andolsun, onların çoğu üzerine o söz hak olmuştur; artık inanmazlar. (Yasin Suresi, 7)
(Kur'an,) Diri olanları uyarıp korkutmak ve kafirlerin üzerine sözün hak olması için (indirilmiştir) . (Yasin Suresi, 70)
... Cinlerden ve insanlardan kendilerinden önce gelip-geçmiş ümmetlerde (yürürlükte tutulan azab) sözü onların üzerine hak oldu. Çünkü onlar, hüsrana uğrayan kimselerdi. (Fussilet Suresi, 25)
İşte bunlar, cinlerden ve insanlardan kendilerinden evvel gelip-geçmiş ümmetler içinde (azab) sözü üzerlerine hak olmuş kimselerdir. Gerçekten onlar, ziyana uğrayanlardır. (Ahkaf Suresi, 18)
Zulmetmelerine karşılık, söz, kendi aleyhlerine gelmiş bulunmaktadır, artık konuşmazlar. (Neml Suresi, 85)
Ayetlerde de görüldüğü Allah'ın sözü tüm inkar edenler için 'büyük bir helak ve sonsuz bir azap'tır. Üzerine 'söz hak olmuş' olan kimseler için bir kurtuluş, çıkış ya da kaçış yolu yoktur. Onlar hem dünyada hem de ahirette büyük bir azaba uğrayacak, bu azaptan hiçbir şekilde uzaklaşamayacaklardır. Çünkü bu, Allah'ın vaadidir ve Allah vaadinden dönmez.
Buraya kadar incelediklerimizden Allah'ın sözünün sonsuz azabın başlayışına, dolayısıyla kıyamet gününe baktığı anlaşılmaktadır. O gün Allah'ın sözü inkar edenler üzerine hak olacak ve onlar büyük bir helak ile azaba uğrayacaklardır.
Kıyametin gelişi ise pek çok alametle anlaşılacaktır. İşte ahir zamanda meydana gelecek olan bu alametlerden biri de Neml Suresi'nde bildirilen 'dabbe'nin çıkışıdır
İnsanları öldürdüklerini, öldürdükleri insanların etlerini yediklerini, bahar günlerinde bütün yemişi yiyip bitirdiklerini ve ekin ve sebzeleri yediklerini söylemişlerdir. İşte Ye'cüc ve Me'cüc'ün bu hareketlerinden, bahsi geçen kavim bıkmış, usanmıştı. Karşılarında Zülkarneyn'i görünce ondan yardım istediler. Hatta 'Bize yardım edersen, sana vergi, yani para da veririz.'
Bütün mahlûkat, mevcudat fânîdir, Allah Celle Celâluhu'ndan başka. Fânî olan her şeyin takdir edilmiş vadesi, ömrü vardır. İnsandan hayvana, bitkilerden dağlara, taşlara, denizlere, göklere ve göklerde bulunanlara varıncaya kadar bildiğimiz ve bilmediğimiz bütün yaratıkların takdir edilmiş bir eceli bulunmaktadır. Bunun yanında içinde bulunduğumuz dünya ve dünyanın da içinde bulunduğu bu evrenin de bir eceli ömrü ve vadesi bulunmakta olup; bunun adı 'kıyamet'tir.
İnsanlık tarihinin başlangıcından bugüne kadar, 'dünyanın ömrünün sona ereceği bir gün'den sürekli bahsedile gelmiştir. Dünyanın sonunun gelmesinin yani kıyametin kopmasının sonrasında büyük bir hesap gününün varlığından bahsedilmekte, o güne hazırlık yapılması gerektiği anlatılmaktadır.
Kıyamet ile ilgili haberlerin en sağlamı hiç şüphesiz Kur'an–ı Kerîm'de geçmektedir. Kur'an–ı Kerîm'de birçok âyet–i kerîmede kıyametten bahsedilirken, sadece birkaç âyet, kıyamet kopmadan önce meydana gelecek alâmetlerden ve olaylardan bahsetmektedir.
Kur'an–ı Kerîmde bahsi geçen kıyametin söz konusu habercisi olaylar şunlardır:
1–Ye'cüc ve Me'cüc'ün ortaya çıkması,
2–Dabbetü'l–arz'ın çıkışı,
3–Duman'ın çıkışı,
3–İsa Aleyhisselâm'ın zuhuru.
Ye'cüc ve Me'cüc'ün ortaya çıkması:
Zülkarneyn Aleyhisselâm batıda yapacağı icraatı yaptıktan sonra doğuya hareket eder. Orada da birçok icraatlarda bulunur. Bize bunları Kur'an–ı Kerîm haber vermektedir. Netice itibariyle yerküre üzerinde birçok icraat yaptıktan sonra:
'Sonra yine bir yol tuttu.' (1) Ve öyle bir yere gelip dayandı ki:
'Nihayet iki dağ arasına ulaştığında onların önünde, hemen hiçbir sözü anlamayan bir kavim buldu.' (2)
Buranın neresi olduğu konusunda ciddî bir bilgi yoktur. Değişik onlarca yorum ve tahminler bulunmaktadır. Asya'nın en doğusu diyenler olmuş, Orta Asya diyenler olmuş, Türkistan diyenler olmuş, Sibirya diyenler olmuş, Kafkaslar diyenler olmuş; daha birçok değişik yer ismi verenler olmuştur. Her şeyin en doğrusunu Allah Celle Celâluhu bilir. Bu kavim karşılarında bir peygamber görünce:
'Dediler ki: Ey Zülkarneyn! Bu memlekette Ye'cüc ve Me'cüc bozgunculuk yapmaktadır. Bizimle onlar arasında bir sed yapman için sana bir vergi verelim mi? ' (3)
Bu kavmin şikayeti, Ye'cüc ve Me'cüc'ün bozgunculuk yapmasıydı. Nasıl bir bozgunculuk olduğuna gelince İslâm âlimleri bunda da değişik görüşler ortaya atmışlardır. Çoğunluk; onların insanları öldürdüklerini, öldürdükleri insanların etlerini yediklerini, bahar günlerinde bütün yemişi yiyip bitirdiklerini ve ekin ve sebzeleri yediklerini söylemişlerdir. İşte Ye'cüc ve Me'cüc'ün bu hareketlerinden, bahsi geçen kavim bıkmış, usanmıştı. Karşılarında Zülkarneyn'i görünce ondan yardım istediler. Hatta 'Bize yardım edersen, sana vergi (yani para) da veririz.' dediler.
'Dedi ki: Rabbimin beni içinde bulundurduğu nimet ve kudret daha hayırlıdır. Siz bana kuvvetinizle destek olun da, sizinle onlar arasına aşılmaz bir engel yapayım.' (4)
die bir şeydir
27/NEML-82: Ve izâ vakaal kavlu aleyhim ahracnâ lehum dâbbeten minel ardı tukellimuhum ennen nâse kânû bi âyâtinâ lâ yûkınûn(yûkınûne) .
Ve onların üzerine (Allah’ın Kitap’ta söylediği) söz vuku bulunca, onlara arzdan dabbe çıkardık (çıkarırız) . İnsanların (Kitap’taki) âyetlerimize yakîn hasıl etmediklerini söyleyecek.
dabbe eskiden kayanın içinde olan şeydir.eskiden bir peygamberimizin devesinin yavrusuyla uzunca bir yola çıkmışlar.kaya birden açılmış devenin yavrusunu içine almış. o kayanın içinde dabbedir.kıyamet gününde o kaya açılacak.ve içinden dabbe çıkacak o kadar hızlı koşacak'ki önünden koşanları öldürecek.kıyamet gününde belki o size bir cümle veya bir kaç sözcük söyleyece siz ona inanıp sakın allah yolundan çıkmayın.sizi korkutan kalbinizi taş yapan o dabbeye sakın inanmayın.SİZLERİ ALLAHA EMANET EDİYORUM. SAKIN DABBEYE İNANMAYIN.SAĞLIKLA KALIN.HOŞÇA KALIN TEKRAR GÖRÜŞMEK DİLEĞİYLE BEN MELEK
çok korknç oldğu ksn
inşallah o gün gelmeden ölürüm :))
dabbe tül arz ı açıklamaya çalışacağım ama ondan önce dabbe nedir onu açıklamak istiyorum dabbe benim arkadaşlarımla birlikte bağrış çağrış izlediğimiz bir korku filmidir(aslında bazı yerleri korkunç değildi ama bazı yerlerinde kapı falan cızırtadı oynaadı oondan korkuya dönüştü hıhı) dabbetül arzda kıyamet gününde çıkacak olan bir tür yaratıktır.(kuran-ı kerimde bildirlmektedir)
11-enne.........olduğunu
12-kanü.........oldular
13-bi ayeti-na.....ayetlerimize
14-la yükınüne....yakin hasıl etmezler
NEML SURESİ 83 cü ayetin meali dir.
1-ve iza................ve olduğu zaman
2-vakaa...............vuku buldu
3-el kavlu............söz
4-aleyhim..........onların üzerine
5-ahracna.........çıkard
6-lehum...........onlar için,onlara
7-dabbeten.......dabbe
8-min el ardı....arzdan
9-tukellimu-hum..onlara söyleyecek(konuşacak)
10-enne.......olduğunu
Bu olay kıyamete yakın bir devredir.Allahü Teala duhandan,yani dünyayı saran fitneden bahsetmiştir.Dabbe uydudur.Bütün dünyaya Allah'ın ayetlerine yakin hasıl edemediklerini söylemektedir.Duhan suresi 10,11,12,13,14,15.ayetler de anılan Allah'ın Resulü 'Allah'a ulaşmayı dileyin yoksa cehenneme gidersiniz'.diyerek Allah'ın bu ayetteki sözünü söylemiş yani söz vuku bulmuştur.Allah'a ulaşmayı dilemeyenlerin dalalette olduğu,küfürde olduğu,hüsranda olduğu,amellerinin boşa gittiği,şirkte olduğu,takva sahibi olmadığı,ve ayrıca hidayetin ne olduğu,7 safha 4 teslimden oluşan Hz.İbrahim'in hanif dinininKuran'ın da,İncil'in de,Tevrat'ın da esasını teşkil ettiği hususlarına yakin hasıl etmedikleri dabbetül arz tarafından açıklanmış ve açıklanmaktadır.sonuçlarını Neml suresi 83 te anlatmaktadır.
MÜŞRİKLER VE MÜNKİRLER HAZRETİ SALİHİN HAMİLE OLAN DEVESİNİ KESTİKLERİNDE DOĞAN YAVRUDUR.. ORADA BULUNAN BİR KAYA ORTADAN İKİYE AYRILMIŞ VE YAVRU DEVE İÇERİ GİRİNCE AÇILAN KAYA KAPANMIŞTIR.... KIYAMETE ÇOK YAKIN Bİ ZAMANDA O KAYA TEKRAR AÇILACAK VE YAVRU DEVE ÇIKACAKTIR..
DABBETÜL-ARZ BUDUR
dabbe_tül-arz şuanki televizyon yani vizontele dedikleri olay...şuanda günümüzde televizyonda yayınlanan programlar şiddet içerikli filimler en çok gençlerin dikkatini çeken magazin programlari kısacasi televizyonun ta kendisi saten dabbe yanılmıyorsam ağ anlamına geliyor şuanda ağ gibi yayılan iki şey var biri internet biri televizyon bence her ikisi birbirine bağlı unsurlar biri diğerini tamamlıyor herkes evinden şu şeytani varlığı evinden çıkarmayı başarsa emin olunki hayat daha güzel olucak boşanma sayıları azalıcak insanlar birbirine daha çok zaman ayırıcak mutlu bir yaşam olucak kavgasız gürültüsüz sadece mutlu bir ortam oluşucak....mutlu ve huzurlu bir yaşam dileğiyle sevgiyle kalın......
Safsata kıyametin habercisiymiş diğer kıyamet alametleri gibi safsata Allahu teala peygamberimize bile bildirmedi.Kopana kadar da kıyameti kimse bilemeyecek bilmemeli de zaten kıyamet kopmaya yakın dabbe tül arz çıkacak ta kıyamet ben geliyorum mu diyecek.Mantıklı mı yani bu durum.
Usame Bin Laden...
uzakta aramamak lazım dabbe-t'ül-arz'ı. belki önce içimize sonra kentlerin,metropollerin ortasına diktiğimiz koca binalar, anne ve babalarımızdan bizi koparan cep telefonları, msn adresleri, söylediğimiz büyük yalanlar, gerçekleştirdiğimiz iğrenç cinayetler, sattığımız değer yargılarımızdır.
neydi dabbe? kıyamet alameti.
o halde dengesini bozduğumuz ekolojik sistem, küresel ısınma, nesli tükenen canlı türleri vs. vs. bunlar hepsi bir alamet yani birer dabbe değil mi?
bazen günde bilmem kaç defa aynada gördüğümüz nergisus dabbe'den ipucu vermiyor mu bize? tiranlaşan egolarımız, yaşarmayan kirpiklerimiz, hissetmeyen kalplerimiz dabbe olmasın?
kısacası istikametten ayrılan her insan dabbetül arzdır. vesselam.
selam çümleden dabbe:HZ salih peygamberin devesinin yavrusudur salih as.devesini kestikleri zaman kendisinin ve annesinin çıktığı kaya yarıldı ve o bu kayanın içine ğirdi kıyametden önce bu kayadan çıkacakdır.bu dabbe okadar süratli koşacaktırki kovaladıgını mutlaka yakalayacaktır önünde kaçan kurtulamayaktır herkes dabbetül ard kendi karşisinda ğörecektir müminin alnına (mü'min) diya yazacak ve okişinin yüzü piril pıril parlayacaktir kafir olanın alnınada (kafir) diye yazacak ve onun yüzü simsiyah olacak ve kararacaktir
DABBE
dabbe öldğümüz zaman karsımıza çıkacagı soylenen bişeydir
kuran-ı kerimde boyle gecer
dabbe tül arzı çok merak ediyorum
dapbe ınsanlıgın sonunun geldıgını ve kıyametın yaklastını soyluyo
TELEVIZYON VEYA AIDS VİRÜSÜ
AİDS VE DİĞER VİRÜSLER
kıyamet habercisi diye birşey yoktur efendim...tamamen insani kurgular, kıyamet rabbi tarafından bilinir, zamanı gelince kopar...dabbe arapçada canlı demek...yer altında ve yer üstünde bir ton canlı var...bana açıkçası bu durumun başka birşeye işaret ettiğini söylüyor...en doğrusunu allah bilir
Kıyametin alametlerinden olan;
Yecüc ve Mecüc toplulukların helaka uğrayacağı bir hastalık,mikrop (bazı alimlere göre insanın tepesinden vücuda inecek bir böcek,dabbe) .
'O söz, başlarına geldiği zaman, onlara yerden bir Dabbe çıkarırız; o da, insanların bizim ayetlerimize kesin bir bilgiyle inanmadıklarını onlara söyler.' (Neml Suresi, 82)
dabbe Kuran ı Kerim de tek bir yerde geçer ve insani sıfatlar söz konusu değildir bu ayette de...
'....onlara yerden bir Dabbe çıkarırız...'
Fosiller: Ahir zamanda gelişen teknolojiyle yapılan kazılar sonrası gün yüzüne çıkmışlar ve insanın evrim geçirmediğinin en büyük delili olmuşlardır. Bu da bir yaradanın varlığına delalet eder...
'.......o da, insanların bizim ayetlerimize kesin bir bilgiyle inanmadıklarını onlara söyler......'
hala dünyanın büyük bir bölümü bir yaratıcımızın olmadığına bizim evrimle gelişerek bu gunku halimizi aldığımızı düşünüyor...
Fosiller en büyük Dabbe adayıdır....
En doğrusunu Allah bilir...
DABBE: saçma bir film vardı sevmemiştim:(
TÜL: bildiğiniz tül işte pencerelere takılır
ARZ ederim efendim :)))
yha arkadaşlarım bnle hep dalga geçiyor zaten dabbetül die adım betül olduğu için
bence dabbetül arz insanın kemiğini boşaltan ve Kuran-ı Kerim'de öyle tarif edilen aids hastalığıdır. Sevgiyle kalın.
Bu konu hakkında islam alimlerinin kıyasları varken bizim herhangi bir söz söylememiz öncelikle edebe aykırıdır. Hadis ve ayetleri yorumlamak için müçtehid olmak lazım her kafadan bir ses çıkıyor diye islam bu kadar yozlaşıyor. Lütfen her işi ehline bırakalım.
' Kıyamet alameti olan Dabbe müteşabih bir kavramdır.Dilde, hafifçe de olsa hareket eden herşeye hatta tren,otomobil gibi cansız şeylere de denebilir.Fakat esas itibariyle canlılar hakkında kullanılır.Konuşma sıfatından dolayı çıkarılıcak dabbenin insan olacagı söylenmiştir.Bu konudaki hadis-i şeriflerden birinin meali:'Dabbetü'l-arz Musa'nın asası,Süleyman'ın mührü yanında olarak çıkıcak,mühür ile müminin yüzünü parlatacak, asa ile kafirin burnunu kıracak,insanlar sofraya toplanacak,mümin ve kafir tanınacak'