ateist; beyninin sadece bir bölümünü çalıştıran,herşeyi inanmak istediği gibi inanan,zıt insandır.bazı ateistlere laf anlatılamaz ne kadar anlatsanda birşeyleri kalpleri mühürlü olduğu için anlayamayan insandır.ateist,kalbi sevgiden,merhametten,iyilikten muaf olan insandır.ama kalbinde zerre kadarda olsa sevgi,iyilik,merhamet,varsa muhakkak ölmeden önce Rabbimin imanla şerefleyeciği insan...BU SÖZÜMÜN DOĞRULUĞU İÇİN LÜTFEN HALİL ERTUĞRUL a ait KENDİNİ ARAYAN ADAM isimli kitaba bir göz atın. o gerçek bir ateistin hayatıdır.ama bazı gerçeklerle yüzleşmeye korkan bir ateist varmı aranızda bilemem....
Atesitlik şeytanın garip bir oyunudur.Dinin emirleri ruhuna ve nefsine ağır gelen,ve yerine getiremeyen insanların duyduğu ızdırap ve her ne kadar inkar da etseler,hesaba çekilme korkusu,ateistliğin çıkış noktasıdır.İnsanın yapısı inanmaya ve inanca göre programlanmıştır.Alt beyin asla ALLAHı inkar edemez.Böyle yaratılmışız.İşte bu yüzdendir ki,inanmayan fıtratıyla çelişir.Fıtratla mücadele edilmez.Kainatın ne tarafına baksan herşey ALLAHın varlığının delilidir.Bütün dinlerde,bir inanç sistemi vardır.ALLAHın varlığı bir tabu değidir.Ateistlik tabu yıkmaya yönelik basit bir reddiyetçiliktir.Ve dünyada da hiç bir zaman itibar görmemiş bir akımdır.Bu hrısitiyanlıkta da,yahudilikte de,İslamiyet'te de böyledir.Kainatı bir kitap gibi okuyan,düzenini inceleyen,bu mükemmlliği gören her akıl,bunun bir yaratıcısı olduğunu düşünür.Kainatta ki intizam,buna bir nizam vereni gösterir.Bir kitap nasıl bir katibin\yazarın varlığını gösterirse,mükemmel olarak dizlmiş kainat kitabı da bunun bir yaratıcısı olduğunu gösterir.Düşün ki dünya güneşe, yörüngesini 0.5 cm. şaşırarak yaklaşsa yanacak, 0.5 cm uzaklaşsa donacak,her iki türlü de hayat bitecek.Bunu buraya mutlaka intizamlı bir şeklide yerleştiren birisinin olduğunu mu tartışıyorsunuz? ? ? ....ALLAHı sevmek ve kendini onun kulu hissetmek,ruhun en büyük saadetidir.Yoksa ey atesitler,ölümün acısından,yok olmanın karşısında titremekten kurtulamazsınız.Günahlar kalbinizi karatırsa,günahın verdiği ızdıraptan günahın varlığını,sonra da ALLAHın varlığını inkara yönelirsiniz.Onun için her günahta,ALLAHı inkara giden,bir yol vardır.Ayrıca benim tanıdığım ateistelr de çoğunun kompleksli,antisosyal,uyumsuz kişilikler oldukalrını gördüm.ALLAH vardır ve kendini inkar edenleri (haşa) hiç umursamıyor.
Hem öte yandan,inkarın ispatı zordur.Birşeye yoktur demek için,tüm kainatı gezip,o şeyin,yok olduğunu isbat etmek gerekir.Varlığın isbatı ise kolaydır.Birşeye iki delil göstermek varlığın isabtı için yeterlidir.ALLAHın varlığı da heryerde ve herşey de delildir.
İnsanın yaşadığı dünya hakkında araştırmalar yapan kişi. Bu araştırmaları öznel ve somut kanıtlara oturtmuş kişi. Aklını da bu yönde kullanan kişi. Bir takım efsanelere; (Yalanlara) yani insanın kendisinin uydurduğu yalanlara inanmayan ve inanmadığını da belli ölçütlere göre (gerçekliğini) kanıtlayan kişi. İnsanların illaha da bir varlığa gereksinim duymayacağını anlata anlata dilinde tüy bitmiş yine de anlatmaya devam eden ve bunları da gökten indiği sanılan bir takım şeylere dayandırmayan ve olabildiğince açık olan kişi (düşünsel anlamda) .Kısacası Tabuları (insanların önüne çekilmiş set) yıkmaya çalışan kişi.
ateistler neden sadece metafizik kavramlara düşman kesilirler. yani ateizm sadece salt inkarcılık mı. hep aynı kavramlar ölüm cennet cehennem... ilginç bir şey. var olanı ve vicdanlarında duyduklarını sınırsızca inkar etme psikolojisinin kökeni nedir. ateistlerin hayatlarında başka bir şey yok mudur. deve kuşlarına hep acımışımdır. o küçücük beyinlerini kumun altına sokmayı kurtuluş olarak görüyorlar... bazı devekuşları kaçar yakalanmamak için yine bir ümitleri var kurtulabilirler ama kuma sokup öylece bekleyenler....
Ateist aklını kullanma sanatı. Kendini dine ve bağnazlığa teslim etmemiş düşünen insanlardır. Akıl ve bilimle doğru yolu aramaktır. Din ile kendi aklı yerine başkalarının söylemleriyle geçinmek değildir. İnsanların hayatı sorgulamasıdır. Efsanelere inanmamaktır. DÜŞÜNen İNSANlar için öğüt vardır.
Ateist tüm dinlerde (3 büyük din diğerlerini bilmiyorum) Tanrı inancını ya da Allah inancını kabul etmeyen bir düşünce veya inanış şeklidir diyebilirim.
Ateistlik insanların tabuları yıkmaya cesaret edebildikleri zamanlardan beri var olan bir düşünce akımıdır. Ateistlik kabullenme değil doğruyu araştırma ve arayıştır. Herhangi bir fikre körü körüne bağlanmak yerine, kitaplarda yazanlarla, bilimle kanıtlananlarla birlikte hayatı anlama çabasıdır. Ve hayatı sorgularken aklından geçen soruları korkusuzca ve sınırsız bir şekilde sorabilme ve yanıtının peşine düşebilme düşüncesidir. Bu ateistliğin indirgenmiş tanımıdır. Eğer gerçek anlamının öğrenmek istiyorsanız sağdan soldan duyduklarınıza yada belli görüşe itimat eden yazarların kitaplarına değilde çeşitli yazar ve kaynaklara başvurun. VE kulaktan dılma haberlere inanmayın kanıt arayın..
Her insan bir şeylere inanmak, bağlanmak ve ondan güç almak ister. Âdemoğlunun iç dünyasında var olan bir ihtiyaçtır bu; giderilmezse ruhsal rahatsızlıklara zemin hazırlar. Çağımızın manevî hastalıklarından birisi de inançsızlıktır. Bilindiği üzere Tanrı’nın varlığını inkâr eden öğretiye “ateizm” diyoruz. Türkçede “tanrıtanımazlık” kavramıyla karşılanmaktadır. Bunlara “kâfir, müşrik, zındık” ve özellikle “mülhit” de denmektedir. Ateistler Allah’a inanmayı ve ona sığınmayı bir acizlik olarak görürler. Kulluk onların gururuna dokunur. İnsanın acizliğini kabul etmezler. Oysa ne kadar da acizdirler, bir bilseler! ... Ateizm bugün fikri dayanaklarını kaybetmiştir. Ateistlerin fikir babaları olan Darvin’in evrim teorisi geçerliliğini tamamen yitirmiştir. Bu durum ateistlere büyük bir darbe vurmuştur. Önemli bir kaleleri düşmüştür. Fakat hâlâ akılları başlarına gelmemiştir. Bir adım önünü görmekten acizdirler; aynı bataklıkta debelenmektedirler. Gözleri kör, kulakları sağırdır. Hakikatlerden kaçıp durmaktadırlar. Zor zamanlarda sığınılacak bir gücün varlığına inanmak büyük bir rahatlık sağlar insana. Ona dayanır ve ondan kuvvet alırsınız. Bu durum, teşebbüs gücünüzü artırır. Hayata daha sıkı tutunmanızı sağlar. Tesadüflerin kör kavşağında bocalamazsınız. Her adımınızı bilerek atarsınız. Nereden geldiğinizi ve nereye gideceğinizi bilir, ona göre yol alırsınız. Bunların yanında öteki dünya inancı bize huzur verir, ebedîliğin hazzını yaşarız. Geçmişten bugüne kadar ateistlerin samimiyetinden hep şüphe etmişimdir. Çünkü akıllı bir insanın Allah’ı bilememesi ve bulamamsı için ya kör ya da ahmak olması gerekir. Kişi en basitinden aynaya baksa, yaratılışındaki harika nizama akıl erdirse gerisi gelecektir. Özellikle bazı bilim adamlarının ateist olmasını hiç anlayamıyorum. Çünkü pozitif bilim, yaratılışın eninde sonunda Allah’a dayandığını ortaya koyuyor. Adına ne derseniz deyin bu kusursuz kâinatı yaratan bir güç var. Hiçbir şey kör tesadüfün eseri değildir. Bu âlemde tesadüfe tesadüf etmek mümkün değildir. Ateizmin mantıksızlığı güneş gibi aşikârdır. İnsanın bir yeri acısa ya anne, ya Allah der… Ondan aldığı güvenle kendini toparlar. İçimizin huzura ermesi için kâinatın yaratıcısına inanmak zorundayız. Aksi hâlde içimizdeki şüphe ve vehimlerin gölgesi altında eziliriz. Allah’a inanmak ve her şeyin ondan geldiğini bilmek, meselelerimizin çözümü için şarttır. Böyle olmasa, dünyanın kurşundan ağır dertlerini sırtında taşıyan bir binek hayvanından farkımız olmaz. Fakat nedense ateistler rahatlamaktan ve huzurdan yana değildirler. Daima bir keşmekeş ortamı içerisinde yaşarlar; hatta böyle bir ortamın oluşması için çalışırlar. İnsanların iç huzurunu dinamitlerler. Bu açıdan baktığımızda ateizmin ruhî bir hastalık olduğunu da söyleyebiliriz. Zira bu hastalığa müptelâ olanların hem dünya huzuru, hem de ahiret selâmeti kalmaz. Bu cinnetten tez elden kurtulmak lâzım… Ateistler, pozitivizme inanmış ve dayanmışlardır. Pozitivizmde sadece fiziksel veya maddî dünyanın gerçeklerine dayanan bilim anlayışı vardır. Her şey deneye dayanır, bunun dışındaki veriler ve anlayışlar kabul görmez. Oysa iç dünyamızla ilgili her konuda deneysel veriler elde etmek mümkün değildir. Bazen veriler de kişiyi yanılgıya götürür. İslâmî inanç her şeyin ötesinde bir değerdir. Bilimin izah edemediği şeyler de vardır. Hem düşünüp hem de gülmeniz için bununla ilgili anlatılan bir fıkrayı sizlerle paylaşmak istiyorum: “Bilim adamı Temel, laboratuarda, beyaz tezgâh başında oturmaktadır. Önünde bir kavanoz, sivri uçlu minik bir makas ve cımbız vardır. Kavanozun içinde bir miktar pire; yan tarafta bir defter, kalem….Cımbızla kavanozdan bir pire çıkarır, tezgahın üzerine koyar. ‘Sıçra! ’ diye haykırır; pire sıçrar. Temel deftere bir şeyler yazar. Bir pire daha alır, itinayla tutar ve bacaklarını keser. Tezgâhın üzerine koyar. ‘Sıçra! ’ der. Pirede yok bir hareket! Yine defterine döner ve yazar: “Pirelerin bacakları kesildiğinde kulakları duymaz.” Ateistler dogmalara karşıdır. Dogma, belli bir konuda ileri sürülen bir görüşün sorgulanamaz, tartışılamaz gerçek olarak kabul edilmesidir. Ateist bu konuda da özgürlüğünü yanlış şekilde kullanır. Onlara göre sorgulamak, yüzleşmek özgürlüktür. Hiçbir konuyu dogmatik olarak kabulden yana değildirler. Onlara göre din bir dogmadır. Çünkü sorgulamadan kabul edilmektedir. Bunun için de uyuşturucu niteliğindedir. Kimseye fayda getirmez; özgürlüğü kısıtlar. Hatta daha da ileri giderek Marks’ın “Din afyondur” sözünü de benimserler; ilâhî kaynaklara var güçleriyle savaş açarlar. Tanrı’nın varlığıyla ve âhiret hayatıyla ilgili olarak ileri sürdükleri itirazları, Peygamberlerle ilgili tenkitleri bitmek bilmez. Bu konularda yeterli bilgiye de sahip değillerdir; hisleriyle hareket ederler. İşlerine gelince bilimsel yola başvururlar, bilimden şamar yiyince de hakikatleri saptırırlar. Bilindiği gibi mümin olabilmek için Allah’ı kabul etmek yeterli değildir. İmanın diğer şartlarını da yerine getirmek gerekir. Onun için bazılarının yarım yamalak inanmaları Hakk katında geçerli değildir. Tevhidin gereği neyse öyle inanılmalı ve amel edilmelidir. Ateistlere kızmaktan öte acıyorum. Bir an evvel hakikatleri görüp, sapık yoldan uzaklaşmalarını Rabbimden diliyorum. Yüce İslâm dini onları kucaklamaya hazırdır. Mevlâna’nın deyimiyle ‘tövbelerini bin kere bozmuş olsalar bile bu kapı onlara ardına kadar açıktır.’ Ne diyelim… Allah hidayet nasip eylesin.
Tamamen metaryalist düşüncelere sahip olan dokunamadıkları göremedikleri nesnelere inanmayan dolayısı ile yaradana herşeyin sahibi ve hakimi olana inanmayan bireyler.Ne kadar büyük bir yanılgı içersinde olduğunuzu farketmek için belkide zamanınız kalmadı.Çok geç olmadan yaratıcımıza yoktan varedene vardan yok edene dönün.Sizce bu fani dünyaya geliş amacınız yani amacımız nedir? Sadece bir doğa olayı mı dersiniz? Aslında yaradanı her saniye her an yarattıklarından dolayı görüyoruz.Sadece bunu farkedebilseniz! Gerçekten sizler için çok üzülüyor ve sizlere çok acıyorum.Umarım hak yolunu bulabilirsiniz.Yine de ALLAH yardımcınız olsun Onun doğru yolunu bulmanızda
darwin insan maymun dan gelmiştir derken bir sorumluluğu sırtından atmayı planladı... çünkü darwin korkuyordu... çünkü darwin düşünüyor çıkış yolu bulamıyordu... bugun ateizm i savunan herkes korkaktır çünkü onlar Allah ın yokluğuna kendilerini inandırıp dünyayı istedikleri ölçüde rahat yaşamak istiyorlar :) eger Allah olursa bedenleri bu durumdan rahatsız olacaktır... ;) bedenleri için nefislerine bende oluyorlar... :) Allah var mış nasıl olur? eger olursa planları bozulur :))))))))) bir de utanmadan dine laf söylüyorlar... kuran a dini eserlere çatıyorlar kıt kanaat akıllarıyla... alıntılar felan yapıyorlar :) aldıkları konularsa ayık kaldıkları sürenin 4/3 nde akıllarındaki mesele :))) anlayan anladı bakmayın öğle sağa sola :) kimse görmek istemeyen kadar kör değildir... deseniz ki bu güneş işte karşında olur mu der sen sihir büyü yapıyorsun ne güneşi saat gece 2 bu saatte güneş mi olur bazısı da cidden buna kendini inandırmış bakıma ihtiyacı var şiddetle hemde aslında anlatsanız anlayacak öyle inanmış...ya da inandırmışlar... bir de bazısı uhss işte onu gerçek ateistler bile öte yanda ele alacak... sadece prim yapmak sadece ilgi çekmek sadece marjinal görünmek için ateizmin savunucusu gözüküyor... gece elektrikler kesilip şimşek çakıp yağmur yağınca korkularıyla yüzleşiyor birden molla kesiliyorlar... ateist misiniz? bari bu mesleği hakkıyla yapın gönülden inanmayın şekil yapmayın kardeeşiimm? :P sonra patronunuza söylerim bak primlerinizi keser :)))))))))))
Her insan bir şeylere inanmak, bağlanmak ve ondan güç almak ister. Âdemoğlunun iç dünyasında var olan bir ihtiyaçtır bu; giderilmezse ruhsal rahatsızlıklara zemin hazırlar. Çağımızın manevî hastalıklarından birisi de inançsızlıktır. Bilindiği üzere Tanrı’nın varlığını inkâr eden öğretiye “ateizm” diyoruz. Türkçede “tanrıtanımazlık” kavramıyla karşılanmaktadır. Bunlara “kâfir, müşrik, zındık” ve özellikle “mülhit” de denmektedir. Ateistler Allah’a inanmayı ve ona sığınmayı bir acizlik olarak görürler. Kulluk onların gururuna dokunur. İnsanın acizliğini kabul etmezler. Oysa ne kadar da acizdirler, bir bilseler! ... Ateizm bugün fikri dayanaklarını kaybetmiştir. Ateistlerin fikir babaları olan Darvin’in evrim teorisi geçerliliğini tamamen yitirmiştir. Bu durum ateistlere büyük bir darbe vurmuştur. Önemli bir kaleleri düşmüştür. Fakat hâlâ akılları başlarına gelmemiştir. Bir adım önünü görmekten acizdirler; aynı bataklıkta debelenmektedirler. Gözleri kör, kulakları sağırdır. Hakikatlerden kaçıp durmaktadırlar. Zor zamanlarda sığınılacak bir gücün varlığına inanmak büyük bir rahatlık sağlar insana. Ona dayanır ve ondan kuvvet alırsınız. Bu durum, teşebbüs gücünüzü artırır. Hayata daha sıkı tutunmanızı sağlar. Tesadüflerin kör kavşağında bocalamazsınız. Her adımınızı bilerek atarsınız. Nereden geldiğinizi ve nereye gideceğinizi bilir, ona göre yol alırsınız. Bunların yanında öteki dünya inancı bize huzur verir, ebedîliğin hazzını yaşarız. Geçmişten bugüne kadar ateistlerin samimiyetinden hep şüphe etmişimdir. Çünkü akıllı bir insanın Allah’ı bilememesi ve bulamamsı için ya kör ya da ahmak olması gerekir. Kişi en basitinden aynaya baksa, yaratılışındaki harika nizama akıl erdirse gerisi gelecektir. Özellikle bazı bilim adamlarının ateist olmasını hiç anlayamıyorum. Çünkü pozitif bilim, yaratılışın eninde sonunda Allah’a dayandığını ortaya koyuyor. Adına ne derseniz deyin bu kusursuz kâinatı yaratan bir güç var. Hiçbir şey kör tesadüfün eseri değildir. Bu âlemde tesadüfe tesadüf etmek mümkün değildir. Ateizmin mantıksızlığı güneş gibi aşikârdır. İnsanın bir yeri acısa ya anne, ya Allah der… Ondan aldığı güvenle kendini toparlar. İçimizin huzura ermesi için kâinatın yaratıcısına inanmak zorundayız. Aksi hâlde içimizdeki şüphe ve vehimlerin gölgesi altında eziliriz. Allah’a inanmak ve her şeyin ondan geldiğini bilmek, meselelerimizin çözümü için şarttır. Böyle olmasa, dünyanın kurşundan ağır dertlerini sırtında taşıyan bir binek hayvanından farkımız olmaz. Fakat nedense ateistler rahatlamaktan ve huzurdan yana değildirler. Daima bir keşmekeş ortamı içerisinde yaşarlar; hatta böyle bir ortamın oluşması için çalışırlar. İnsanların iç huzurunu dinamitlerler. Bu açıdan baktığımızda ateizmin ruhî bir hastalık olduğunu da söyleyebiliriz. Zira bu hastalığa müptelâ olanların hem dünya huzuru, hem de ahiret selâmeti kalmaz. Bu cinnetten tez elden kurtulmak lâzım… Ateistler, pozitivizme inanmış ve dayanmışlardır. Pozitivizmde sadece fiziksel veya maddî dünyanın gerçeklerine dayanan bilim anlayışı vardır. Her şey deneye dayanır, bunun dışındaki veriler ve anlayışlar kabul görmez. Oysa iç dünyamızla ilgili her konuda deneysel veriler elde etmek mümkün değildir. Bazen veriler de kişiyi yanılgıya götürür. İslâmî inanç her şeyin ötesinde bir değerdir. Bilimin izah edemediği şeyler de vardır. Hem düşünüp hem de gülmeniz için bununla ilgili anlatılan bir fıkrayı sizlerle paylaşmak istiyorum: “Bilim adamı Temel, laboratuarda, beyaz tezgâh başında oturmaktadır. Önünde bir kavanoz, sivri uçlu minik bir makas ve cımbız vardır. Kavanozun içinde bir miktar pire; yan tarafta bir defter, kalem….Cımbızla kavanozdan bir pire çıkarır, tezgahın üzerine koyar. ‘Sıçra! ’ diye haykırır; pire sıçrar. Temel deftere bir şeyler yazar. Bir pire daha alır, itinayla tutar ve bacaklarını keser. Tezgâhın üzerine koyar. ‘Sıçra! ’ der. Pirede yok bir hareket! Yine defterine döner ve yazar: “Pirelerin bacakları kesildiğinde kulakları duymaz.” Ateistler dogmalara karşıdır. Dogma, belli bir konuda ileri sürülen bir görüşün sorgulanamaz, tartışılamaz gerçek olarak kabul edilmesidir. Ateist bu konuda da özgürlüğünü yanlış şekilde kullanır. Onlara göre sorgulamak, yüzleşmek özgürlüktür. Hiçbir konuyu dogmatik olarak kabulden yana değildirler. Onlara göre din bir dogmadır. Çünkü sorgulamadan kabul edilmektedir. Bunun için de uyuşturucu niteliğindedir. Kimseye fayda getirmez; özgürlüğü kısıtlar. Hatta daha da ileri giderek Marks’ın “Din afyondur” sözünü de benimserler; ilâhî kaynaklara var güçleriyle savaş açarlar. Tanrı’nın varlığıyla ve âhiret hayatıyla ilgili olarak ileri sürdükleri itirazları, Peygamberlerle ilgili tenkitleri bitmek bilmez. Bu konularda yeterli bilgiye de sahip değillerdir; hisleriyle hareket ederler. İşlerine gelince bilimsel yola başvururlar, bilimden şamar yiyince de hakikatleri saptırırlar. Bilindiği gibi mümin olabilmek için Allah’ı kabul etmek yeterli değildir. İmanın diğer şartlarını da yerine getirmek gerekir. Onun için bazılarının yarım yamalak inanmaları Hakk katında geçerli değildir. Tevhidin gereği neyse öyle inanılmalı ve amel edilmelidir. Ateistlere kızmaktan öte acıyorum. Bir an evvel hakikatleri görüp, sapık yoldan uzaklaşmalarını Rabbimden diliyorum. Yüce İslâm dini onları kucaklamaya hazırdır. Mevlâna’nın deyimiyle ‘tövbelerini bin kere bozmuş olsalar bile bu kapı onlara ardına kadar açıktır.’ Ne diyelim… Allah hidayet nasip eylesin.
eğer bi yaradan yoksa (bana göre var...) insanlık için büyük bir kayıptır bi hiç uğruna ölen binlerce çocuğun kadının velhasil insanın hakkı olacak herkesin ettiği yaptiği yanına karmı kalacak?
Ateist varolanla varolmayanı ayırt etme kapasitesine sahip olmayan,sahip olsada bunu kullanmayı bilmeyen gercekten cok aciz,inançsız kişilerdir.Kendilerince Ateist olduklarını kanıtlamak icin birkac teori üretmişlerdir bunlar bile boşa zaman kaybıdır,Ateistin o teoriyi bile üretmesi icin yardımına ihtiyaç duyduğu akıl ona Allah tarafından verilmiş en büyük insanı yetenektir.İnsan ölümüne yakın bir Meleğin onu çağırdığını görür ve o Melek insanın hayatına son verir peki O kimin Meleği hic düşündünüz mü? Yüce Allah'ın Meleği ve Allah'ın emirlerine uyarak insanların hayatlarına son verir.insan kendi kendine ölmez Ona hayatını veren de,hayatını sonlandıranda Allahtır.Camiye gidin ve Ezanı bir kere icten dinleyin lütfen o zmn ürperecek ve gözlerinizden istem dışı yaşlar akacak,ağlayacaksınız,o zmn siz de anlayacaksınız ki,coğunluğun inandığı doğrudur...Allah'ın varlığını kimse inkar edemez.
dostoyevskinin ateislerinde öyle bir iman var ki şaşıp kalıyorum. bu adamlara baktıkça kendi imanımdan şüphe etmekten kurtulamıyorum. ve dostoyevskiye göre bir ateist çoğunlukla bir müminden daha sağlam bir imana sahiptir. bu elbette dostonun ateistleri için geçerli.
ALLAH yardımcıları olsun...zor iş onların ki de...kendilerini bir şeye körükörüne baglarken,bakış açılarını sadece bir noktada toplama yeteneğine sahip insancıklar...
ateistlik bence allahın varlığını kabul etmemedir.(aşaa) inizçsız kişiler. rabbime inanmayan kişilerle olan arkadaşlığımı dostluğa çeviremiyorum. belkide allah'a inanmak yani ona kulluk etmek zor geliyo..ne acı.malesef ahirette onlar kaybedecek.hiç birşey için geç diğil arkadaşlar.rabbinizle tanışın inanın kazanan siz olacaksınız.ama şaşıyorum da dünyada bukadar mucize olurken sizce bunlar tesadüfen mi hayır. inşallah kazananlardan olurlar.inanın sonsuzluğu kaybedeceksiniz.hesap gününde ateistler için ne zor gündür...allahım sen ne büyüksün
Hiç görmuyorlarmı ALLAH ın bize ne kadar nimetler verdiğini saymaya kalksak sayamayız bu ne buyuk bi cömertlik ve lütuftur hepsi rengarenk ama ne canlı renkler hepsinin tadları kokuları başka başka,insan vucuduna vermiş olduğu faydalar ve şekileri ambalajları ve en önemlisi İNSAN..! bunların hepsi bi tesadufmü,tesadufü tesadüf yapan nedir..? tesadüfü tesadüf yapan yoksa cansız bi maddenin canlı bi maddeye dönüşmesimi..? tamam kabul ediyorm bu teorinizi cansız maddeler nasıl oldu bilmiyorum ama dediğiniz gibi tesadufen bu eşsiz varlığı yani İNSANI ortaya çıkardı pekala ilk oluşturduğu İNSAN erkek diyelim muhteşem özelliklere sahip bunu kabul ettik.. fakat bu erkeğin eşi yani dişi olanı nasıl ortaya çıktı cansız maddeler yine tesadufen bu seferde İNSANIN dişisinimi oluşturdu bu nasıl bi tez o madder cansız oldukları halde böyle iki tane muhteşem özelliklerde varlıklar oluşturdular siz bi canlı olarak neden bunlardan bi kaç tane daha geliştirmeyi düşünmüyorsunuz......... Madde asla canlı bi varlık oluşturamaz ona sekil suret yetenek ve akıl veremez ve bizler canlı varlıklarız bizlerin bile böyle bir varlık yaratmaya ne aklımız ne yeteneğimiz nede gücümüz yeter........ Yaratmak Alemlerin Rabbi Rahman ve Rahim olan ALLAH'A Mahsustur.........
ateist bence insanın kndi kndini red edişide olabilir_? neden deeseniz arkadaslar Allah'ı kabul etmeyenler bili düşünsenize war olduğunu bildikleri için kabullenemiorlar..ya bazen düşünüorumda ateistler mi akıllı yoksa biz mi yalnış yoldayız yaw deliriorum heralde ama sunuda düşünün ben kafaı yicemm bizi oluşturan bu yüce güç yani ALLAH nasıl oluştu..din hocaları deli diolar bana desinler deişemem:]
koskoca milyonlarca bilimsel yayin varken,tutupta bir tane kitaba bagli kalmayan,akli basinda sosyal yaratiklara denir....
akıllı düşünen.!
ateist; beyninin sadece bir bölümünü çalıştıran,herşeyi inanmak istediği gibi inanan,zıt insandır.bazı ateistlere laf anlatılamaz ne kadar anlatsanda birşeyleri kalpleri mühürlü olduğu için anlayamayan insandır.ateist,kalbi sevgiden,merhametten,iyilikten muaf olan insandır.ama kalbinde zerre kadarda olsa sevgi,iyilik,merhamet,varsa muhakkak ölmeden önce Rabbimin imanla şerefleyeciği insan...BU SÖZÜMÜN DOĞRULUĞU İÇİN LÜTFEN HALİL ERTUĞRUL a ait KENDİNİ ARAYAN ADAM isimli kitaba bir göz atın. o gerçek bir ateistin hayatıdır.ama bazı gerçeklerle yüzleşmeye korkan bir ateist varmı aranızda bilemem....
şeytanın oyununa geldikleri için, Allah'ın rahmetinden nasibi kesilen insanlar...:((
Atesitlik şeytanın garip bir oyunudur.Dinin emirleri ruhuna ve nefsine ağır gelen,ve yerine getiremeyen insanların duyduğu ızdırap ve her ne kadar inkar da etseler,hesaba çekilme korkusu,ateistliğin çıkış noktasıdır.İnsanın yapısı inanmaya ve inanca göre programlanmıştır.Alt beyin asla ALLAHı inkar edemez.Böyle yaratılmışız.İşte bu yüzdendir ki,inanmayan fıtratıyla çelişir.Fıtratla mücadele edilmez.Kainatın ne tarafına baksan herşey ALLAHın varlığının delilidir.Bütün dinlerde,bir inanç sistemi vardır.ALLAHın varlığı bir tabu değidir.Ateistlik tabu yıkmaya yönelik basit bir reddiyetçiliktir.Ve dünyada da hiç bir zaman itibar görmemiş bir akımdır.Bu hrısitiyanlıkta da,yahudilikte de,İslamiyet'te de böyledir.Kainatı bir kitap gibi okuyan,düzenini inceleyen,bu mükemmlliği gören her akıl,bunun bir yaratıcısı olduğunu düşünür.Kainatta ki intizam,buna bir nizam vereni gösterir.Bir kitap nasıl bir katibin\yazarın varlığını gösterirse,mükemmel olarak dizlmiş kainat kitabı da bunun bir yaratıcısı olduğunu gösterir.Düşün ki dünya güneşe, yörüngesini 0.5 cm. şaşırarak yaklaşsa yanacak, 0.5 cm uzaklaşsa donacak,her iki türlü de hayat bitecek.Bunu buraya mutlaka intizamlı bir şeklide yerleştiren birisinin olduğunu mu tartışıyorsunuz? ? ? ....ALLAHı sevmek ve kendini onun kulu hissetmek,ruhun en büyük saadetidir.Yoksa ey atesitler,ölümün acısından,yok olmanın karşısında titremekten kurtulamazsınız.Günahlar kalbinizi karatırsa,günahın verdiği ızdıraptan günahın varlığını,sonra da ALLAHın varlığını inkara yönelirsiniz.Onun için her günahta,ALLAHı inkara giden,bir yol vardır.Ayrıca benim tanıdığım ateistelr de çoğunun kompleksli,antisosyal,uyumsuz kişilikler oldukalrını gördüm.ALLAH vardır ve kendini inkar edenleri (haşa) hiç umursamıyor.
Hem öte yandan,inkarın ispatı zordur.Birşeye yoktur demek için,tüm kainatı gezip,o şeyin,yok olduğunu isbat etmek gerekir.Varlığın isbatı ise kolaydır.Birşeye iki delil göstermek varlığın isabtı için yeterlidir.ALLAHın varlığı da heryerde ve herşey de delildir.
İnsanın yaşadığı dünya hakkında araştırmalar yapan kişi. Bu araştırmaları öznel ve somut kanıtlara oturtmuş kişi. Aklını da bu yönde kullanan kişi. Bir takım efsanelere; (Yalanlara) yani insanın kendisinin uydurduğu yalanlara inanmayan ve inanmadığını da belli ölçütlere göre (gerçekliğini) kanıtlayan kişi. İnsanların illaha da bir varlığa gereksinim duymayacağını anlata anlata dilinde tüy bitmiş yine de anlatmaya devam eden ve bunları da gökten indiği sanılan bir takım şeylere dayandırmayan ve olabildiğince açık olan kişi (düşünsel anlamda) .Kısacası Tabuları (insanların önüne çekilmiş set) yıkmaya çalışan kişi.
ateistler neden sadece metafizik kavramlara düşman kesilirler. yani ateizm sadece salt inkarcılık mı. hep aynı kavramlar ölüm cennet cehennem... ilginç bir şey. var olanı ve vicdanlarında duyduklarını sınırsızca inkar etme psikolojisinin kökeni nedir. ateistlerin hayatlarında başka bir şey yok mudur. deve kuşlarına hep acımışımdır. o küçücük beyinlerini kumun altına sokmayı kurtuluş olarak görüyorlar... bazı devekuşları kaçar yakalanmamak için yine bir ümitleri var kurtulabilirler ama kuma sokup öylece bekleyenler....
Ateist aklını kullanma sanatı. Kendini dine ve bağnazlığa teslim etmemiş düşünen insanlardır. Akıl ve bilimle doğru yolu aramaktır. Din ile kendi aklı yerine başkalarının söylemleriyle geçinmek değildir. İnsanların hayatı sorgulamasıdır. Efsanelere inanmamaktır. DÜŞÜNen İNSANlar için öğüt vardır.
dünya da yüzde 4 sayıları vardır
Yoktur.
Ateist tüm dinlerde (3 büyük din diğerlerini bilmiyorum) Tanrı inancını ya da Allah inancını kabul etmeyen bir düşünce veya inanış şeklidir diyebilirim.
acıyorum size.
Ateistlik insanların tabuları yıkmaya cesaret edebildikleri zamanlardan beri var olan bir düşünce akımıdır. Ateistlik kabullenme değil doğruyu araştırma ve arayıştır. Herhangi bir fikre körü körüne bağlanmak yerine, kitaplarda yazanlarla, bilimle kanıtlananlarla birlikte hayatı anlama çabasıdır. Ve hayatı sorgularken aklından geçen soruları korkusuzca ve sınırsız bir şekilde sorabilme ve yanıtının peşine düşebilme düşüncesidir. Bu ateistliğin indirgenmiş tanımıdır. Eğer gerçek anlamının öğrenmek istiyorsanız sağdan soldan duyduklarınıza yada belli görüşe itimat eden yazarların kitaplarına değilde çeşitli yazar ve kaynaklara başvurun. VE kulaktan dılma haberlere inanmayın kanıt arayın..
ATEİZMİN MANTIKSIZLIĞI
M.NİHAT MALKOÇ
Her insan bir şeylere inanmak, bağlanmak ve ondan güç almak ister. Âdemoğlunun iç dünyasında var olan bir ihtiyaçtır bu; giderilmezse ruhsal rahatsızlıklara zemin hazırlar. Çağımızın manevî hastalıklarından birisi de inançsızlıktır. Bilindiği üzere Tanrı’nın varlığını inkâr eden öğretiye “ateizm” diyoruz. Türkçede “tanrıtanımazlık” kavramıyla karşılanmaktadır. Bunlara “kâfir, müşrik, zındık” ve özellikle “mülhit” de denmektedir. Ateistler Allah’a inanmayı ve ona sığınmayı bir acizlik olarak görürler. Kulluk onların gururuna dokunur. İnsanın acizliğini kabul etmezler. Oysa ne kadar da acizdirler, bir bilseler! ...
Ateizm bugün fikri dayanaklarını kaybetmiştir. Ateistlerin fikir babaları olan Darvin’in evrim teorisi geçerliliğini tamamen yitirmiştir. Bu durum ateistlere büyük bir darbe vurmuştur. Önemli bir kaleleri düşmüştür. Fakat hâlâ akılları başlarına gelmemiştir. Bir adım önünü görmekten acizdirler; aynı bataklıkta debelenmektedirler. Gözleri kör, kulakları sağırdır. Hakikatlerden kaçıp durmaktadırlar.
Zor zamanlarda sığınılacak bir gücün varlığına inanmak büyük bir rahatlık sağlar insana. Ona dayanır ve ondan kuvvet alırsınız. Bu durum, teşebbüs gücünüzü artırır. Hayata daha sıkı tutunmanızı sağlar. Tesadüflerin kör kavşağında bocalamazsınız. Her adımınızı bilerek atarsınız. Nereden geldiğinizi ve nereye gideceğinizi bilir, ona göre yol alırsınız. Bunların yanında öteki dünya inancı bize huzur verir, ebedîliğin hazzını yaşarız.
Geçmişten bugüne kadar ateistlerin samimiyetinden hep şüphe etmişimdir. Çünkü akıllı bir insanın Allah’ı bilememesi ve bulamamsı için ya kör ya da ahmak olması gerekir. Kişi en basitinden aynaya baksa, yaratılışındaki harika nizama akıl erdirse gerisi gelecektir. Özellikle bazı bilim adamlarının ateist olmasını hiç anlayamıyorum. Çünkü pozitif bilim, yaratılışın eninde sonunda Allah’a dayandığını ortaya koyuyor. Adına ne derseniz deyin bu kusursuz kâinatı yaratan bir güç var. Hiçbir şey kör tesadüfün eseri değildir. Bu âlemde tesadüfe tesadüf etmek mümkün değildir. Ateizmin mantıksızlığı güneş gibi aşikârdır.
İnsanın bir yeri acısa ya anne, ya Allah der… Ondan aldığı güvenle kendini toparlar. İçimizin huzura ermesi için kâinatın yaratıcısına inanmak zorundayız. Aksi hâlde içimizdeki şüphe ve vehimlerin gölgesi altında eziliriz. Allah’a inanmak ve her şeyin ondan geldiğini bilmek, meselelerimizin çözümü için şarttır. Böyle olmasa, dünyanın kurşundan ağır dertlerini sırtında taşıyan bir binek hayvanından farkımız olmaz. Fakat nedense ateistler rahatlamaktan ve huzurdan yana değildirler. Daima bir keşmekeş ortamı içerisinde yaşarlar; hatta böyle bir ortamın oluşması için çalışırlar. İnsanların iç huzurunu dinamitlerler. Bu açıdan baktığımızda ateizmin ruhî bir hastalık olduğunu da söyleyebiliriz. Zira bu hastalığa müptelâ olanların hem dünya huzuru, hem de ahiret selâmeti kalmaz. Bu cinnetten tez elden kurtulmak lâzım…
Ateistler, pozitivizme inanmış ve dayanmışlardır. Pozitivizmde sadece fiziksel veya maddî dünyanın gerçeklerine dayanan bilim anlayışı vardır. Her şey deneye dayanır, bunun dışındaki veriler ve anlayışlar kabul görmez. Oysa iç dünyamızla ilgili her konuda deneysel veriler elde etmek mümkün değildir. Bazen veriler de kişiyi yanılgıya götürür. İslâmî inanç her şeyin ötesinde bir değerdir. Bilimin izah edemediği şeyler de vardır. Hem düşünüp hem de gülmeniz için bununla ilgili anlatılan bir fıkrayı sizlerle paylaşmak istiyorum:
“Bilim adamı Temel, laboratuarda, beyaz tezgâh başında oturmaktadır. Önünde bir kavanoz, sivri uçlu minik bir makas ve cımbız vardır. Kavanozun içinde bir miktar pire; yan tarafta bir defter, kalem….Cımbızla kavanozdan bir pire çıkarır, tezgahın üzerine koyar. ‘Sıçra! ’ diye haykırır; pire sıçrar. Temel deftere bir şeyler yazar. Bir pire daha alır, itinayla tutar ve bacaklarını keser. Tezgâhın üzerine koyar. ‘Sıçra! ’ der. Pirede yok bir hareket! Yine defterine döner ve yazar: “Pirelerin bacakları kesildiğinde kulakları duymaz.”
Ateistler dogmalara karşıdır. Dogma, belli bir konuda ileri sürülen bir görüşün sorgulanamaz, tartışılamaz gerçek olarak kabul edilmesidir. Ateist bu konuda da özgürlüğünü yanlış şekilde kullanır. Onlara göre sorgulamak, yüzleşmek özgürlüktür. Hiçbir konuyu dogmatik olarak kabulden yana değildirler. Onlara göre din bir dogmadır. Çünkü sorgulamadan kabul edilmektedir. Bunun için de uyuşturucu niteliğindedir. Kimseye fayda getirmez; özgürlüğü kısıtlar. Hatta daha da ileri giderek Marks’ın “Din afyondur” sözünü de benimserler; ilâhî kaynaklara var güçleriyle savaş açarlar. Tanrı’nın varlığıyla ve âhiret hayatıyla ilgili olarak ileri sürdükleri itirazları, Peygamberlerle ilgili tenkitleri bitmek bilmez. Bu konularda yeterli bilgiye de sahip değillerdir; hisleriyle hareket ederler. İşlerine gelince bilimsel yola başvururlar, bilimden şamar yiyince de hakikatleri saptırırlar.
Bilindiği gibi mümin olabilmek için Allah’ı kabul etmek yeterli değildir. İmanın diğer şartlarını da yerine getirmek gerekir. Onun için bazılarının yarım yamalak inanmaları Hakk katında geçerli değildir. Tevhidin gereği neyse öyle inanılmalı ve amel edilmelidir.
Ateistlere kızmaktan öte acıyorum. Bir an evvel hakikatleri görüp, sapık yoldan uzaklaşmalarını Rabbimden diliyorum. Yüce İslâm dini onları kucaklamaya hazırdır. Mevlâna’nın deyimiyle ‘tövbelerini bin kere bozmuş olsalar bile bu kapı onlara ardına kadar açıktır.’ Ne diyelim… Allah hidayet nasip eylesin.
yanlış yazılmış galiba
ateşist olmasın bu
Tamamen metaryalist düşüncelere sahip olan dokunamadıkları göremedikleri nesnelere inanmayan dolayısı ile yaradana herşeyin sahibi ve hakimi olana inanmayan bireyler.Ne kadar büyük bir yanılgı içersinde olduğunuzu farketmek için belkide zamanınız kalmadı.Çok geç olmadan yaratıcımıza yoktan varedene vardan yok edene dönün.Sizce bu fani dünyaya geliş amacınız yani amacımız nedir? Sadece bir doğa olayı mı dersiniz? Aslında yaradanı her saniye her an yarattıklarından dolayı görüyoruz.Sadece bunu farkedebilseniz! Gerçekten sizler için çok üzülüyor ve sizlere çok acıyorum.Umarım hak yolunu bulabilirsiniz.Yine de ALLAH yardımcınız olsun Onun doğru yolunu bulmanızda
Tanrı tanımaz
Boş
darwin insan maymun dan gelmiştir derken bir sorumluluğu sırtından atmayı planladı... çünkü darwin korkuyordu... çünkü darwin düşünüyor çıkış yolu bulamıyordu... bugun ateizm i savunan herkes korkaktır çünkü onlar Allah ın yokluğuna kendilerini inandırıp dünyayı istedikleri ölçüde rahat yaşamak istiyorlar :) eger Allah olursa bedenleri bu durumdan rahatsız olacaktır... ;) bedenleri için nefislerine bende oluyorlar... :) Allah var mış nasıl olur? eger olursa planları bozulur :)))))))))
bir de utanmadan dine laf söylüyorlar... kuran a dini eserlere çatıyorlar kıt kanaat akıllarıyla... alıntılar felan yapıyorlar :) aldıkları konularsa ayık kaldıkları sürenin 4/3 nde akıllarındaki mesele :))) anlayan anladı bakmayın öğle sağa sola :) kimse görmek istemeyen kadar kör değildir... deseniz ki bu güneş işte karşında olur mu der sen sihir büyü yapıyorsun ne güneşi saat gece 2 bu saatte güneş mi olur bazısı da cidden buna kendini inandırmış bakıma ihtiyacı var şiddetle hemde aslında anlatsanız anlayacak öyle inanmış...ya da inandırmışlar... bir de bazısı uhss işte onu gerçek ateistler bile öte yanda ele alacak... sadece prim yapmak sadece ilgi çekmek sadece marjinal görünmek için ateizmin savunucusu gözüküyor... gece elektrikler kesilip şimşek çakıp yağmur yağınca korkularıyla yüzleşiyor birden molla kesiliyorlar...
ateist misiniz? bari bu mesleği hakkıyla yapın gönülden inanmayın şekil yapmayın kardeeşiimm? :P sonra patronunuza söylerim bak primlerinizi keser :)))))))))))
önemli olan şudur.
ateizm de bir TEİZM dir..
ahlak ve en önemlisi de erdemli olmak...
ATEİZMİN MANTIKSIZLIĞI
M.NİHAT MALKOÇ
Her insan bir şeylere inanmak, bağlanmak ve ondan güç almak ister. Âdemoğlunun iç dünyasında var olan bir ihtiyaçtır bu; giderilmezse ruhsal rahatsızlıklara zemin hazırlar. Çağımızın manevî hastalıklarından birisi de inançsızlıktır. Bilindiği üzere Tanrı’nın varlığını inkâr eden öğretiye “ateizm” diyoruz. Türkçede “tanrıtanımazlık” kavramıyla karşılanmaktadır. Bunlara “kâfir, müşrik, zındık” ve özellikle “mülhit” de denmektedir. Ateistler Allah’a inanmayı ve ona sığınmayı bir acizlik olarak görürler. Kulluk onların gururuna dokunur. İnsanın acizliğini kabul etmezler. Oysa ne kadar da acizdirler, bir bilseler! ...
Ateizm bugün fikri dayanaklarını kaybetmiştir. Ateistlerin fikir babaları olan Darvin’in evrim teorisi geçerliliğini tamamen yitirmiştir. Bu durum ateistlere büyük bir darbe vurmuştur. Önemli bir kaleleri düşmüştür. Fakat hâlâ akılları başlarına gelmemiştir. Bir adım önünü görmekten acizdirler; aynı bataklıkta debelenmektedirler. Gözleri kör, kulakları sağırdır. Hakikatlerden kaçıp durmaktadırlar.
Zor zamanlarda sığınılacak bir gücün varlığına inanmak büyük bir rahatlık sağlar insana. Ona dayanır ve ondan kuvvet alırsınız. Bu durum, teşebbüs gücünüzü artırır. Hayata daha sıkı tutunmanızı sağlar. Tesadüflerin kör kavşağında bocalamazsınız. Her adımınızı bilerek atarsınız. Nereden geldiğinizi ve nereye gideceğinizi bilir, ona göre yol alırsınız. Bunların yanında öteki dünya inancı bize huzur verir, ebedîliğin hazzını yaşarız.
Geçmişten bugüne kadar ateistlerin samimiyetinden hep şüphe etmişimdir. Çünkü akıllı bir insanın Allah’ı bilememesi ve bulamamsı için ya kör ya da ahmak olması gerekir. Kişi en basitinden aynaya baksa, yaratılışındaki harika nizama akıl erdirse gerisi gelecektir. Özellikle bazı bilim adamlarının ateist olmasını hiç anlayamıyorum. Çünkü pozitif bilim, yaratılışın eninde sonunda Allah’a dayandığını ortaya koyuyor. Adına ne derseniz deyin bu kusursuz kâinatı yaratan bir güç var. Hiçbir şey kör tesadüfün eseri değildir. Bu âlemde tesadüfe tesadüf etmek mümkün değildir. Ateizmin mantıksızlığı güneş gibi aşikârdır.
İnsanın bir yeri acısa ya anne, ya Allah der… Ondan aldığı güvenle kendini toparlar. İçimizin huzura ermesi için kâinatın yaratıcısına inanmak zorundayız. Aksi hâlde içimizdeki şüphe ve vehimlerin gölgesi altında eziliriz. Allah’a inanmak ve her şeyin ondan geldiğini bilmek, meselelerimizin çözümü için şarttır. Böyle olmasa, dünyanın kurşundan ağır dertlerini sırtında taşıyan bir binek hayvanından farkımız olmaz. Fakat nedense ateistler rahatlamaktan ve huzurdan yana değildirler. Daima bir keşmekeş ortamı içerisinde yaşarlar; hatta böyle bir ortamın oluşması için çalışırlar. İnsanların iç huzurunu dinamitlerler. Bu açıdan baktığımızda ateizmin ruhî bir hastalık olduğunu da söyleyebiliriz. Zira bu hastalığa müptelâ olanların hem dünya huzuru, hem de ahiret selâmeti kalmaz. Bu cinnetten tez elden kurtulmak lâzım…
Ateistler, pozitivizme inanmış ve dayanmışlardır. Pozitivizmde sadece fiziksel veya maddî dünyanın gerçeklerine dayanan bilim anlayışı vardır. Her şey deneye dayanır, bunun dışındaki veriler ve anlayışlar kabul görmez. Oysa iç dünyamızla ilgili her konuda deneysel veriler elde etmek mümkün değildir. Bazen veriler de kişiyi yanılgıya götürür. İslâmî inanç her şeyin ötesinde bir değerdir. Bilimin izah edemediği şeyler de vardır. Hem düşünüp hem de gülmeniz için bununla ilgili anlatılan bir fıkrayı sizlerle paylaşmak istiyorum:
“Bilim adamı Temel, laboratuarda, beyaz tezgâh başında oturmaktadır. Önünde bir kavanoz, sivri uçlu minik bir makas ve cımbız vardır. Kavanozun içinde bir miktar pire; yan tarafta bir defter, kalem….Cımbızla kavanozdan bir pire çıkarır, tezgahın üzerine koyar. ‘Sıçra! ’ diye haykırır; pire sıçrar. Temel deftere bir şeyler yazar. Bir pire daha alır, itinayla tutar ve bacaklarını keser. Tezgâhın üzerine koyar. ‘Sıçra! ’ der. Pirede yok bir hareket! Yine defterine döner ve yazar: “Pirelerin bacakları kesildiğinde kulakları duymaz.”
Ateistler dogmalara karşıdır. Dogma, belli bir konuda ileri sürülen bir görüşün sorgulanamaz, tartışılamaz gerçek olarak kabul edilmesidir. Ateist bu konuda da özgürlüğünü yanlış şekilde kullanır. Onlara göre sorgulamak, yüzleşmek özgürlüktür. Hiçbir konuyu dogmatik olarak kabulden yana değildirler. Onlara göre din bir dogmadır. Çünkü sorgulamadan kabul edilmektedir. Bunun için de uyuşturucu niteliğindedir. Kimseye fayda getirmez; özgürlüğü kısıtlar. Hatta daha da ileri giderek Marks’ın “Din afyondur” sözünü de benimserler; ilâhî kaynaklara var güçleriyle savaş açarlar. Tanrı’nın varlığıyla ve âhiret hayatıyla ilgili olarak ileri sürdükleri itirazları, Peygamberlerle ilgili tenkitleri bitmek bilmez. Bu konularda yeterli bilgiye de sahip değillerdir; hisleriyle hareket ederler. İşlerine gelince bilimsel yola başvururlar, bilimden şamar yiyince de hakikatleri saptırırlar.
Bilindiği gibi mümin olabilmek için Allah’ı kabul etmek yeterli değildir. İmanın diğer şartlarını da yerine getirmek gerekir. Onun için bazılarının yarım yamalak inanmaları Hakk katında geçerli değildir. Tevhidin gereği neyse öyle inanılmalı ve amel edilmelidir.
Ateistlere kızmaktan öte acıyorum. Bir an evvel hakikatleri görüp, sapık yoldan uzaklaşmalarını Rabbimden diliyorum. Yüce İslâm dini onları kucaklamaya hazırdır. Mevlâna’nın deyimiyle ‘tövbelerini bin kere bozmuş olsalar bile bu kapı onlara ardına kadar açıktır.’ Ne diyelim… Allah hidayet nasip eylesin.
eğer bi yaradan yoksa (bana göre var...) insanlık için büyük bir kayıptır bi hiç uğruna ölen binlerce çocuğun kadının velhasil insanın hakkı olacak herkesin ettiği yaptiği yanına karmı kalacak?
Ateist varolanla varolmayanı ayırt etme kapasitesine sahip olmayan,sahip olsada bunu kullanmayı bilmeyen gercekten cok aciz,inançsız kişilerdir.Kendilerince Ateist olduklarını kanıtlamak icin birkac teori üretmişlerdir bunlar bile boşa zaman kaybıdır,Ateistin o teoriyi bile üretmesi icin yardımına ihtiyaç duyduğu akıl ona Allah tarafından verilmiş en büyük insanı yetenektir.İnsan ölümüne yakın bir Meleğin onu çağırdığını görür ve o Melek insanın hayatına son verir peki O kimin Meleği hic düşündünüz mü? Yüce Allah'ın Meleği ve Allah'ın emirlerine uyarak insanların hayatlarına son verir.insan kendi kendine ölmez Ona hayatını veren de,hayatını sonlandıranda Allahtır.Camiye gidin ve Ezanı bir kere icten dinleyin lütfen o zmn ürperecek ve gözlerinizden istem dışı yaşlar akacak,ağlayacaksınız,o zmn siz de anlayacaksınız ki,coğunluğun inandığı doğrudur...Allah'ın varlığını kimse inkar edemez.
dostoyevskinin ateislerinde öyle bir iman var ki şaşıp kalıyorum. bu adamlara baktıkça kendi imanımdan şüphe etmekten kurtulamıyorum. ve dostoyevskiye göre bir ateist çoğunlukla bir müminden daha sağlam bir imana sahiptir. bu elbette dostonun ateistleri için geçerli.
ALLAH yardımcıları olsun...zor iş onların ki de...kendilerini bir şeye körükörüne baglarken,bakış açılarını sadece bir noktada toplama yeteneğine sahip insancıklar...
İnanmadıkları Allah'a nalları dikince inanacak insanlar.(keşke daha önce anlayabilseler) Ama yinede karışmamak lazım.
ateistlik bence allahın varlığını kabul etmemedir.(aşaa) inizçsız kişiler. rabbime inanmayan kişilerle olan arkadaşlığımı dostluğa çeviremiyorum.
belkide allah'a inanmak yani ona kulluk etmek zor geliyo..ne acı.malesef ahirette onlar kaybedecek.hiç birşey için geç diğil arkadaşlar.rabbinizle tanışın inanın kazanan siz olacaksınız.ama şaşıyorum da dünyada bukadar mucize olurken sizce bunlar tesadüfen mi hayır. inşallah kazananlardan olurlar.inanın sonsuzluğu kaybedeceksiniz.hesap gününde ateistler için ne zor gündür...allahım sen ne büyüksün
Hiç görmuyorlarmı ALLAH ın bize ne kadar nimetler verdiğini saymaya kalksak sayamayız bu ne buyuk bi cömertlik ve lütuftur hepsi rengarenk ama ne canlı renkler hepsinin tadları kokuları başka başka,insan vucuduna vermiş olduğu faydalar ve şekileri ambalajları ve en önemlisi İNSAN..! bunların hepsi bi tesadufmü,tesadufü tesadüf yapan nedir..? tesadüfü tesadüf yapan yoksa cansız bi maddenin canlı bi maddeye dönüşmesimi..? tamam kabul ediyorm bu teorinizi cansız maddeler nasıl oldu bilmiyorum ama dediğiniz gibi tesadufen bu eşsiz varlığı yani İNSANI ortaya çıkardı pekala ilk oluşturduğu İNSAN erkek diyelim muhteşem özelliklere sahip bunu kabul ettik.. fakat bu erkeğin eşi yani dişi olanı nasıl ortaya çıktı cansız maddeler yine tesadufen bu seferde İNSANIN dişisinimi oluşturdu bu nasıl bi tez o madder cansız oldukları halde böyle iki tane muhteşem özelliklerde varlıklar oluşturdular siz bi canlı olarak neden bunlardan bi kaç tane daha geliştirmeyi düşünmüyorsunuz......... Madde asla canlı bi varlık oluşturamaz ona sekil suret yetenek ve akıl veremez ve bizler canlı varlıklarız bizlerin bile böyle bir varlık yaratmaya ne aklımız ne yeteneğimiz nede gücümüz yeter........ Yaratmak Alemlerin Rabbi Rahman ve Rahim olan ALLAH'A Mahsustur.........
ateistlerin tek inancı bilimdir neye istiyorlarsa inansınlar kendilerinin bilecekleridir..
ateist bence insanın kndi kndini red edişide olabilir_? neden deeseniz arkadaslar Allah'ı kabul etmeyenler bili düşünsenize war olduğunu bildikleri için kabullenemiorlar..ya bazen düşünüorumda ateistler mi akıllı yoksa biz mi yalnış yoldayız yaw deliriorum heralde ama sunuda düşünün ben kafaı yicemm bizi oluşturan bu yüce güç yani ALLAH nasıl oluştu..din hocaları deli diolar bana desinler deişemem:]