ve aşk.... bugün kandilmiş, dualar kabul olurmuş.... _peki ya son bi kaç senedir kabul olmuyorsa dualarım? ** Allah hayırsız olduğu için kabul etmiyordur duanı...vermiyordur sana... _ Ama ben öyle dua etmiyorum ki ' Allam hayırsız olsa bile verrr (!) ' diyorum... belki de yine aynısını diyorum, bu soruyu kendime sormaktan korkuyorum....korkmayanlarsa seni bilen bir kaç dost sadece...
her gözde onu görebildiğinde, her şarkıda onu hissedebildiğinde,her seste ondan gelen sesleniş olduğunda aşk aşktır.Katledenler olsada aşk su içmek gibi bi ihtiyaç.her aşk insanı 10 yaş gençleştirir.
DEDIM:Cok yanlizim DEDIN:Benki sana cok yakinim DEDIM:Evet biliyorum sen bana yakinsin ama ben senden uzagim keske bende sana yakin olabilseydim DEDIN:Rabbini sabah aksam,yüksek olmayan bir sesle,kendi kendine, ürpertiyle, yalvara yalvara, icin icin zikret et.
DEDIM: Bu da senin yardimini ister DEDIN: Allahin sizi bagislamasini istemezmiziniz? DEDIM:Tabikii ki, beni affetmeni cok isterim.
DEDIN:öyleyse) Rabbinizden bagislanma dileyin sonra O´na Tövbe edin.Gercekten benim Rabbim esirgeyendir,sevendir. DEDIM: Cok Günahkarim, bu kadar günahla ben ne yaparim? DEDIN:Allahin kullarinin tövbesini kabul edecegini... ve Allah´in tövbeyi cok kabul eden ve pek esirgeyen oldugunu hala bilmezlermi? DEDIM: Defalarca tevbe edip tövbemi bozdum, artik yüzüm kalmadi. DEDIN:: Allah Aziz ve bilendir, günahlari bagislayan ve kullarinin tövbesini kabul edendir. DEDIM: Bunca günahim var hangisinini tövbesini yapayim? DEDIN:Allah bütün günahlari bagisliyandir. DEDIM:Yine gelsem yine beni bagislarmisin? DEDIN:Allah baska günahlari bagislayan yoktur. DEDIM:Ne kadar güzelsin Allahim! Bilmiyorum bu sözlrin karsisinda nicin böylesine icim icime sigmiyor ve erimeye basliyorum, Seni cok seviyorum. DEDIN:Süphesiz ki Allah Tövbe edenleri sever BIRDEN:: 'Ilahim ve Rabbim benim Sen´den baska kimim var' dedim.
SEN DE:':'Allah kuluna yetmezmi? ' DEDIM: Senki beni bu kadar cok seviyorsun ve bana karsi bu kadar iyiysin ben ne yapabilirim?
DEDIN:Ey inananlar! Allahi cokca zikredin.Ve O´nu sabah-aksam tesbih edin. Sizi karanliklardan aydinliga cikarmak icin üzerinize rahmetini gönderen O´dur. Melekleride size istigfar eder. Allah müminlere karsi cok merhametlidir.
aşk, taneyi mücevher yapan, faniyi baki yapan.. bir kainatı aşk ile dolduran Rabb'e aşk... olmazları olduran, kabımızı güllerle dolduran Rabb'e aşk... bir zerreye bile akla sığmaz kanunları sığdıran, nice fabrikalar işletip en güzel suretiyle bize sunan Suyu Rahmet, Gülü Muhabbet eyleyen Rabb'e aşk...
Ancak aşk ile dönebilir bu dünya, Aşk olmazsa bir elektron dahi yörüngesinde duramaz.. Su molekülleri biraraya gelemez.. Yağmur yağamaz, Güneş doğamaz o ilahi Aşk olmasa..
Halık-ı Kerim'in 'ol' emri olmasa.. Ne alem olur, ne zerre, ne katre, ne güller, ne gülistanlar ve ne biz insanlar..
Ama 'Ol' dedi Rabbim.. 'Gel' dedi dünyaya.. Ve bizleri bu fani misafirhaneye misafir eyledi, Tüm cihazatları verdi Rabbim.. Görmeye, Bilmeye, inanmaya, itaate, Sevgiye, Aşka ve Teslimiyete dair, Tüm cihazlarla donattı bizi... Halk eyledi, Rahmeyledi, nur eyledi..
Aşk, kendi patikasını bırakıp karşındaki insanın patikasından yürümektir.. Eritmektir benliğini karşısındakinin benliğinde.. Aşk üç günlük düştür ardından yıllar süren yangınları sürükleyen..
İslam hem kadına hem erkeğe aşkın gerçek anlamını öğreten tek dindir...batı kafasına göre aşk kavramı -birbirine karıştırmayasınız sakın-şehvetten başka bir şey değildir...oysa aşk saltfizikseli aşan birşeydir..aşk yetenektir,davranışlar kavramıdır,tutumdur,düşünceler silsilesidir,sevilen ya da iğrenilen tüm şeyleri içeren birşeydir...bütün bu saydıklarım güzel bir kadın,güzel bir zevce çıkarır ortaya. sonsuza kadar solmayacak olan güzellikte bu güzellikdr zaten..sizin batı medeniyetinizdeki bu anlayışa bakılırsa adamın karısının bedensel güzelliği solduktan sonra kadın tüm çekiciliğini yitirmiştir artık..ama İslam kadının iç evrenine bakmayı öğretir insana ve kadına da erkeğin iç evrenine bakmasını öğretir...M.X
AŞK bence insanın yaşama iksiri ALLAH insanı yarattıktan sonra ruhuna duygu olarak ilk aşkı vermiştir taş misali çatlayıp ölmesinler herhangi birşeye aşkı hissetsinler diye en kutsal duygudur nice türkülerimiz yakılmıştır bu alk için; sadece birisi, aşık dediğin mecnun misali kör! ! !
hayattır YAŞAM dır.belki de karşılık beklemeden her türlü fedekarlığı yapmaktır.ama en önemlisi kişinin kendi içindedir herkesin bildiği ama kimseye anlatamadığı.....
AŞK KENDİ BAŞINA ÇOK İYİ BİR DUYGUDUR. ACI AŞK,DERTLİ AŞK,İYİ AŞK GİBİ SÖYLEMLER İNSANLARIN AŞKI YAŞARKEN DÜŞTÜĞÜ DURUMLARDAN KAYNAKLANAN BİR OLAYDIR. AŞK TATLIDIR,AŞK SEVGİDİR. ONU İYİ YAŞARSAK ANLAMINI DAHA İYİ ANLARIZ.
Ulaşamayacağın ciğeri almaya çalışırkenki duygu durumudur aşk.Aşk acıdır.Ulaşamayacağını bile bile ulaşmaya çalışmak ise aşka başka bir acı katar. İşin tuhaf yanı ise bu acıyı bi kez tattıktan sonra yine aşık olmayı istemektir ki bunu istemeyecek bir kul yoktur. Huzuru aşkta aramak saçma. Huzur sevgide. Olmadı son tercih toprakta. Bitse de gitsek...
bence aşk; sediğim için herşeyi yapmak sevdiğimin uğruna ölümü değil yaşamı göze almak sevdiğin için ne kadar mutsuz olursan ol mutlu gibi olmak sedviğin için herşeyi göze almak sevdiğin kişiyi en özel hissettirmek yeri geldiğinde onun yalnız bırakmak yeri geldiğinde ise yanından ayrılmamak aşk her zaman güseldir sevgiline bu güzelliklei hissettirmektir. aşk sadakattir sevdiğin kişiye sadık olmaktır aşk her zaman bitanedir... kalbini yalnızca tek kişiye ayırmaktır. eğer aşk içinde bunlar varsa bence zaten gherçekten aşık olmuşuzdur.ve eğer biz bu kişiyi bulduğumuz zaman asla kaybetmemeyi bilmektir..eğer o kişi gittiyse zaten kendi salaklığıdır :) benden bu kadar....inşallah beğenmişsinizdir..
Aşk insanları alıp kendi kurduğu diyara götüren ve orada onlarla oyun oynayıp sonra verdiği güzel hazları geri alıp insanı gerçek dünyaya fırlatan acımasız kuruntu bir duygudur.Ama bazen bunları yaşamak gerektiğini idda eden insanlarada bir şey diyemem çünkü bu öyle bir oyunki kimilerinin canını almış kimilerininde ruhunu.Hele bi de sevdiğine kavuşamayanlar allah onlara yardım etsin.Onların derdi çok derin sonu kötü biter karşılıksız aşkların yakar insanı.Ama varolduğuna göre aşkta yaşanılması gerektiğini düşünüyorun ne kadar da insanlarla oynasa aşk aşktır
aşığım utanmadan herkese söylüyorum masumca duyguların etkisindeyim şu an çok insancıl davrandığımı düşünüyorum HAZALIM seni çok seviyorum HAZALın kim olduğunuda söylilyeyim.Ekol dersanesinde benim sınıfımın yanındaki sınıfta bulunan gönül hırsızı o belki benim varlığımdan haberi yok ama onu ço çok seviyorum.duy beni vicdansız kurtar beni bu dertten
SEVMEK insan sevgiyle yaşar.. sevgiyle mutlu olur ve sevgiyle çevresini mutlu eder. İnsanlık sözlüğünde sevgi bizim canımızdır; biz birbirimizi onunla hisseder, onunla duyarız. Allah, insanları birbirine bağlama konusunda sevgiden daha güçlü bir irtibat unsuru, bir zincir yaratmamıştır. Binbir kötülüğün kol gezdiği şu kirlenmiş dünyada, her zaman temiz kalabilmiş bir şey varsa o sevgi, onca sararıp solan gülendam şeylerin yanında hiç renk atmadan güzellik ve cazibesini koruyabilmiş bir dilber varsa o da yine sevgidir.
Eğer Hakk'ın yaratma sevgisi olmasaydı, ne aylar, ne güneşler ne de yıldızlar meydana gelirdi. Kâinatlar birer sevgi şiiri, yerküre de bu şiirin kâfiyesidir.. Sevgi, en saf altınla bile tartılsa ondan ağır gelir. Zaten, dünyada hiçbir değerin, sevgiye karşı koyması ve onunla rekabet etmesi de mümkün değildir. Evet, maddenin patronları, onca gürültü, patırtı, şov ya da ihtişama rağmen gün gelmiş sermayeleri bitmiş, pazarları sona ermiş, ocakları sönmüştür ama, sevginin ateşi her zaman yanmış ve ışık olup bütün gönüllere, ruhlara akmıştır.
Muhabbet rahlesi önünde diz çöküp ömrünü sevgi meşk etmeye adamış talihliler, hiçbir zaman sözlüklerinde, kine, nefrete, gayza, yer vermemiş ve ölümleri pahasına da olsa düşmanlığa başvurmamışlardır; vurmazlar da. Onların muhabbetle iki büklüm olmuş boyunları her zaman sevgiye selam durmuş ve sevgiden başkasına kıyam etmemiştir. Bugüne kadar şeytanın en tehlikeli oyunlarını boşa çıkaran bir büyü varsa o da sevgidir. Nebiler; firavunların, nemrutların, gayız ve öfke ateşlerini sevgi kevserleriyle söndürmüşlerdir. Bütün hak dostları, şuraya-buraya saçılmış disiplinsiz ve âsi ruhları sevgiyle biraraya getirmiş ve insanî münasebetler alış verişinde buluşturmuşlardır. İnsanın insanları sevip çevresine ilgi duyması, hattâ bütün varlığı şefkatle kucaklayabilmesi, biraz da kendini bulup bilmesine, kendi özünü keşfedip Yaratıcısıyla olan münasebetini duymasına bağlıdır. O, kendi derinliklerini, kendi özündeki cevherleri duyup hissedebildiği ölçüde, aynı hususların başkalarında da bulunduğunu düşünür, hem Yaradanın hatırına hem de özünde ki cevherlere karşı kadirşinas davranma hissiyle her varlığı daha bir farklı görür daha bir farklı duyar ve daha bir faklı değerlendirir.. Mevlânâ gibi: 'Gel, gel aramıza katıl; biz Hakk'a gönül vermiş aşk insanlarıyız! Gel gel bize katıl da sevgi kapısından içeriye giriver, giriver ve evimizde bizimle beraber otur... Gel birbirimizle içten konuşalım.. (gönüllerimizle sarmaş-dolaş olalım da) kulaklardan, gözlerden gizli konuşalım.. Güller gibi dudaksız ve sessiz gülüşelim.. Tıpkı düşünce gibi dudaksız-dilsiz görüşelim.. Mademki hepimiz biriz, birbirimize dilsiz-dudaksız gönülden seslenelim.. Mademki ellerimiz kenetli, gel bu halden bahisler açalım; El-ayak, gönül hareketlerini daha iyi anlar, öyle ise gel dilimizi tutalım, titreyen gönüllerimizle konuşalım..' der ve gönül dilinden bize aşk destanlar sunar
Aşk aynı cümlede nokta ile virgül olabilmektir...
aşk düello değil düettir...
AŞK karşılıklı oturup birbirinin gözünün içine bakmak değil,el ele verip ileride aynı noktaya bakmak ve gene el ele o noktaya doğru ilerlemektir.
AŞK,yanındakinin bir şeyler yapma hakkını teslim etmektir,saygıdır.
AŞK zaaflarımızın olduğunu ortaya çıkarır,kabullenmektir.
AŞK korumaktır, sorumluluktur.
AŞK sizi kucaklayan kolların gittikçe daha çok sarılmasıdır,mutluluktur.
AŞK İKİ CESUR ÇİÇEĞİN KOSKOCA ÇÖL YANGINLARINDA MİNİÇİK BEDENLERİ İLE KAFA TUTMASIDIR.....
ve aşk....
bugün kandilmiş, dualar kabul olurmuş....
_peki ya son bi kaç senedir kabul olmuyorsa dualarım?
** Allah hayırsız olduğu için kabul etmiyordur duanı...vermiyordur sana...
_ Ama ben öyle dua etmiyorum ki ' Allam hayırsız olsa bile verrr (!) ' diyorum...
belki de yine aynısını diyorum, bu soruyu kendime sormaktan korkuyorum....korkmayanlarsa seni bilen bir kaç dost sadece...
her gözde onu görebildiğinde, her şarkıda onu hissedebildiğinde,her seste ondan gelen sesleniş olduğunda aşk aşktır.Katledenler olsada aşk su içmek gibi bi ihtiyaç.her aşk insanı 10 yaş gençleştirir.
kocaman bir soru işareti, ne olduğu belli ne olmadığı.... Karman çorman bir duygu, kapılanda onun gibi oluyor, karman çorman:D....
bin`de bir
askin dogdugu yer belli fakat:
'Anam babam sana feda olsun ya Rasulallah(s.a.v.) '
Ugrarsa sana iceri almamazlik etme
-Beni alet etme...
(Şimdiki aşklarda böyle olunuyormuş)
gerçek aşk ALLAH aşkıdır
DEDIM:Cok yanlizim
DEDIN:Benki sana cok yakinim
DEDIM:Evet biliyorum sen bana yakinsin ama ben senden uzagim keske bende sana yakin olabilseydim
DEDIN:Rabbini sabah aksam,yüksek olmayan bir sesle,kendi kendine, ürpertiyle,
yalvara yalvara, icin icin zikret et.
DEDIM: Bu da senin yardimini ister
DEDIN: Allahin sizi bagislamasini istemezmiziniz?
DEDIM:Tabikii ki, beni affetmeni cok isterim.
DEDIN:öyleyse) Rabbinizden bagislanma dileyin sonra O´na Tövbe edin.Gercekten benim Rabbim esirgeyendir,sevendir.
DEDIM: Cok Günahkarim, bu kadar günahla ben ne yaparim?
DEDIN:Allahin kullarinin tövbesini kabul edecegini... ve Allah´in tövbeyi cok kabul eden ve pek esirgeyen oldugunu hala bilmezlermi?
DEDIM: Defalarca tevbe edip tövbemi bozdum, artik yüzüm kalmadi.
DEDIN:: Allah Aziz ve bilendir, günahlari bagislayan ve kullarinin tövbesini kabul edendir.
DEDIM: Bunca günahim var hangisinini tövbesini yapayim?
DEDIN:Allah bütün günahlari bagisliyandir.
DEDIM:Yine gelsem yine beni bagislarmisin?
DEDIN:Allah baska günahlari bagislayan yoktur.
DEDIM:Ne kadar güzelsin Allahim! Bilmiyorum bu sözlrin karsisinda nicin böylesine icim icime sigmiyor ve erimeye basliyorum, Seni cok seviyorum.
DEDIN:Süphesiz ki Allah Tövbe edenleri sever
BIRDEN:: 'Ilahim ve Rabbim benim Sen´den baska kimim var' dedim.
SEN DE:':'Allah kuluna yetmezmi? '
DEDIM: Senki beni bu kadar cok seviyorsun ve bana karsi bu kadar iyiysin
ben ne yapabilirim?
DEDIN:Ey inananlar! Allahi cokca zikredin.Ve O´nu sabah-aksam tesbih edin. Sizi karanliklardan aydinliga cikarmak icin üzerinize rahmetini gönderen O´dur.
Melekleride size istigfar eder. Allah müminlere karsi cok merhametlidir.
yürek de damla damla akar mı böyle..
gül kokusu, gül muhabbeti, yürekten damla damla süzülür mü böylesi..
aşk, taneyi mücevher yapan,
faniyi baki yapan..
bir kainatı aşk ile dolduran Rabb'e aşk...
olmazları olduran,
kabımızı güllerle dolduran Rabb'e aşk...
bir zerreye bile akla sığmaz kanunları sığdıran,
nice fabrikalar işletip en güzel suretiyle bize sunan
Suyu Rahmet, Gülü Muhabbet eyleyen Rabb'e aşk...
Ancak aşk ile dönebilir bu dünya,
Aşk olmazsa bir elektron dahi yörüngesinde duramaz..
Su molekülleri biraraya gelemez..
Yağmur yağamaz,
Güneş doğamaz o ilahi Aşk olmasa..
Halık-ı Kerim'in 'ol' emri olmasa..
Ne alem olur, ne zerre, ne katre, ne güller, ne gülistanlar
ve ne biz insanlar..
Ama 'Ol' dedi Rabbim..
'Gel' dedi dünyaya..
Ve bizleri bu fani misafirhaneye misafir eyledi,
Tüm cihazatları verdi Rabbim..
Görmeye, Bilmeye, inanmaya, itaate, Sevgiye, Aşka ve Teslimiyete dair,
Tüm cihazlarla donattı bizi...
Halk eyledi, Rahmeyledi, nur eyledi..
Alemi melekleriyle donattı, herbirini emrimize memurlar eyledi..
Hizmetkarlarıyla doldurdu dörtbir yanımızı,
ve 'en sevdiğini' gönderdi bizlere...
Nelerden nelerden nasipdar eyledi...
Mahbub-u Hakiki olan Rabbimiz, O aşk'a teveccüh ettirsin bizi
O'na sevk etsin bizi,
O'nunla eylesin bizi..
Amin....
Aşk, kendi patikasını bırakıp karşındaki insanın patikasından yürümektir..
Eritmektir benliğini karşısındakinin benliğinde..
Aşk üç günlük düştür ardından yıllar süren yangınları sürükleyen..
İslam hem kadına hem erkeğe aşkın gerçek anlamını öğreten tek dindir...batı kafasına göre aşk kavramı -birbirine karıştırmayasınız sakın-şehvetten başka bir şey değildir...oysa aşk saltfizikseli aşan birşeydir..aşk yetenektir,davranışlar kavramıdır,tutumdur,düşünceler silsilesidir,sevilen ya da iğrenilen tüm şeyleri içeren birşeydir...bütün bu saydıklarım güzel bir kadın,güzel bir zevce çıkarır ortaya. sonsuza kadar solmayacak olan güzellikte bu güzellikdr zaten..sizin batı medeniyetinizdeki bu anlayışa bakılırsa adamın karısının bedensel güzelliği solduktan sonra kadın tüm çekiciliğini yitirmiştir artık..ama İslam kadının iç evrenine bakmayı öğretir insana ve kadına da erkeğin iç evrenine bakmasını öğretir...M.X
AŞK bence insanın yaşama iksiri ALLAH insanı yarattıktan sonra ruhuna duygu olarak ilk aşkı vermiştir taş misali çatlayıp ölmesinler herhangi birşeye aşkı hissetsinler diye en kutsal duygudur nice türkülerimiz yakılmıştır bu alk için; sadece birisi, aşık dediğin mecnun misali kör! ! !
bu bir yoldu,adanmaktı
hiç olmazsa yanmaktı
çakırkeyf hal değil! ! !
ask: dogar, buyur, cogalir ve OLMEZ! !
hayattır YAŞAM dır.belki de karşılık beklemeden her türlü fedekarlığı yapmaktır.ama en önemlisi kişinin kendi içindedir herkesin bildiği ama kimseye anlatamadığı.....
aşk nedir? ?
aşk:mantığın başladığı yerde biten mantığın bittiği yerde başlayan dır.
sadece ask ariyorum..Sevisecek bir sevgili, konusacak bir dostda olsun istiyorum..ask...herkese lazim..))
AŞK KENDİ BAŞINA ÇOK İYİ BİR DUYGUDUR. ACI AŞK,DERTLİ AŞK,İYİ AŞK GİBİ SÖYLEMLER İNSANLARIN AŞKI YAŞARKEN DÜŞTÜĞÜ DURUMLARDAN KAYNAKLANAN BİR OLAYDIR. AŞK TATLIDIR,AŞK SEVGİDİR. ONU İYİ YAŞARSAK ANLAMINI DAHA İYİ ANLARIZ.
Ulaşamayacağın ciğeri almaya çalışırkenki duygu durumudur aşk.Aşk acıdır.Ulaşamayacağını bile bile ulaşmaya çalışmak ise aşka başka bir acı katar.
İşin tuhaf yanı ise bu acıyı bi kez tattıktan sonra yine aşık olmayı istemektir ki bunu istemeyecek bir kul yoktur.
Huzuru aşkta aramak saçma.
Huzur sevgide.
Olmadı son tercih toprakta.
Bitse de gitsek...
bence aşk;
sediğim için herşeyi yapmak
sevdiğimin uğruna ölümü değil yaşamı göze almak
sevdiğin için ne kadar mutsuz olursan ol mutlu gibi olmak
sedviğin için herşeyi göze almak
sevdiğin kişiyi en özel hissettirmek
yeri geldiğinde onun yalnız bırakmak yeri geldiğinde ise yanından ayrılmamak
aşk her zaman güseldir sevgiline bu güzelliklei hissettirmektir.
aşk sadakattir sevdiğin kişiye sadık olmaktır
aşk her zaman bitanedir...
kalbini yalnızca tek kişiye ayırmaktır.
eğer aşk içinde bunlar varsa bence zaten gherçekten aşık olmuşuzdur.ve eğer biz bu kişiyi bulduğumuz zaman asla kaybetmemeyi bilmektir..eğer o kişi gittiyse zaten kendi salaklığıdır :)
benden bu kadar....inşallah beğenmişsinizdir..
kelimelerle ifadesinden ziyade manalarla varlığını derinlerde hissettiren duygu.
Aşk insanları alıp kendi kurduğu diyara götüren ve orada onlarla oyun oynayıp sonra verdiği güzel hazları geri alıp insanı gerçek dünyaya fırlatan acımasız kuruntu bir duygudur.Ama bazen bunları yaşamak gerektiğini idda eden insanlarada bir şey diyemem çünkü bu öyle bir oyunki kimilerinin canını almış kimilerininde ruhunu.Hele bi de sevdiğine kavuşamayanlar allah onlara yardım etsin.Onların derdi çok derin sonu kötü biter karşılıksız aşkların yakar insanı.Ama varolduğuna göre aşkta yaşanılması gerektiğini düşünüyorun ne kadar da insanlarla oynasa aşk aşktır
aşığım utanmadan herkese söylüyorum masumca duyguların etkisindeyim şu an çok insancıl davrandığımı düşünüyorum HAZALIM seni çok seviyorum HAZALın kim olduğunuda söylilyeyim.Ekol dersanesinde benim sınıfımın yanındaki sınıfta bulunan gönül hırsızı o belki benim varlığımdan haberi yok ama onu ço çok seviyorum.duy beni vicdansız kurtar beni bu dertten
Hiç düşünmedim ki aşk nedir diye
Ne olduğunu bilmeden aradım sadece...
Ahh ne zor bu yüreğin artık birine çarpması...Ahh ne zor artık birilerinden en azından hoşlanmak...Tek anladığım; kadim dostum yalnızlık....
Aramıyorum aşkı bu dünyaya bakan gözlerle, ben aşkla birlikte kendimi kaybedeli çok olmuş...
Hiç bir şiir hiç bir şarkı hiç bir hikaye benzeşemiyor artık aşkımla...Eskilerden çalan bir kaç şarkı,bir kaç şiir yetiyor beni ağlatmaya...
Ben bunun adına aşk! aşk! dedim, aşk ne acı ne karıştırdım...
Bundan sonra tanrı gönderse bile bana aşkı, tanıyamam ki...
Ya da başkasından istemem...Herkes değersiz gözümde,onlara yakışmaz aşk sözcüğü....Bana çok yakıştı sanki(!)
Ahh benim şizofren aşkım....
SEVMEK
insan sevgiyle yaşar.. sevgiyle mutlu olur ve sevgiyle çevresini mutlu eder. İnsanlık sözlüğünde sevgi bizim canımızdır; biz birbirimizi onunla hisseder, onunla duyarız. Allah, insanları birbirine bağlama konusunda sevgiden daha güçlü bir irtibat unsuru, bir zincir yaratmamıştır.
Binbir kötülüğün kol gezdiği şu kirlenmiş dünyada, her zaman temiz kalabilmiş bir şey varsa o sevgi, onca sararıp solan gülendam şeylerin yanında hiç renk atmadan güzellik ve cazibesini koruyabilmiş bir dilber varsa o da yine sevgidir.
Eğer Hakk'ın yaratma sevgisi olmasaydı, ne aylar, ne güneşler ne de yıldızlar meydana gelirdi. Kâinatlar birer sevgi şiiri, yerküre de bu şiirin kâfiyesidir.. Sevgi, en saf altınla bile tartılsa ondan ağır gelir. Zaten, dünyada hiçbir değerin, sevgiye karşı koyması ve onunla rekabet etmesi de mümkün değildir. Evet, maddenin patronları, onca gürültü, patırtı, şov ya da ihtişama rağmen gün gelmiş sermayeleri bitmiş, pazarları sona ermiş, ocakları sönmüştür ama, sevginin ateşi her zaman yanmış ve ışık olup bütün gönüllere, ruhlara akmıştır.
Muhabbet rahlesi önünde diz çöküp ömrünü sevgi meşk etmeye adamış talihliler, hiçbir zaman sözlüklerinde, kine, nefrete, gayza, yer vermemiş ve ölümleri pahasına da olsa düşmanlığa başvurmamışlardır; vurmazlar da. Onların muhabbetle iki büklüm olmuş boyunları her zaman sevgiye selam durmuş ve sevgiden başkasına kıyam etmemiştir.
Bugüne kadar şeytanın en tehlikeli oyunlarını boşa çıkaran bir büyü varsa o da sevgidir. Nebiler; firavunların, nemrutların, gayız ve öfke ateşlerini sevgi kevserleriyle söndürmüşlerdir. Bütün hak dostları, şuraya-buraya saçılmış disiplinsiz ve âsi ruhları sevgiyle biraraya getirmiş ve insanî münasebetler alış verişinde buluşturmuşlardır.
İnsanın insanları sevip çevresine ilgi duyması, hattâ bütün varlığı şefkatle kucaklayabilmesi, biraz da kendini bulup bilmesine, kendi özünü keşfedip Yaratıcısıyla olan münasebetini duymasına bağlıdır. O, kendi derinliklerini, kendi özündeki cevherleri duyup hissedebildiği ölçüde, aynı hususların başkalarında da bulunduğunu düşünür, hem Yaradanın hatırına hem de özünde ki cevherlere karşı kadirşinas davranma hissiyle her varlığı daha bir farklı görür daha bir farklı duyar ve daha bir faklı değerlendirir.. Mevlânâ gibi: 'Gel, gel aramıza katıl; biz Hakk'a gönül vermiş aşk insanlarıyız! Gel gel bize katıl da sevgi kapısından içeriye giriver, giriver ve evimizde bizimle beraber otur... Gel birbirimizle içten konuşalım.. (gönüllerimizle sarmaş-dolaş olalım da) kulaklardan, gözlerden gizli konuşalım.. Güller gibi dudaksız ve sessiz gülüşelim.. Tıpkı düşünce gibi dudaksız-dilsiz görüşelim.. Mademki hepimiz biriz, birbirimize dilsiz-dudaksız gönülden seslenelim.. Mademki ellerimiz kenetli, gel bu halden bahisler açalım; El-ayak, gönül hareketlerini daha iyi anlar, öyle ise gel dilimizi tutalım, titreyen gönüllerimizle konuşalım..' der ve gönül dilinden bize aşk destanlar sunar
AŞK üç harfli insanı yerden yere vuran, kendinden eden, yalnızlığa atan, sefil baykuş gibi gezdiren bir kelime...........
Aşk her şeydir.Aşk her şeydir.Evet aşk olmak çom güzel ve çileli bi şeydir.[hele hele ilk aşkı anlatamıyom.