Sir ünvanlı, gerilim ve korku türlerinin en büyük ustası sayılan İngiliz yönetmen. Mizahi tatlar kattığı gerilim filmleri olağanüstü ilgi görmüş, Hitchcock adı ortalama izleyici için bir yıldızın adı kadar büyük önem kazanmıştır. Kendisi, eğlendirmenin ötesinde bir amaç taşımadığını ısrarla belirtmesine karşın, eleştirmenler filmlerinde derin felsefi boyutlar bulmuş, onu sinema sanatının büyük ustaları arasına sokmuşlardır.
'Ben seyircilere iyi,sağlıklı,zihinsel şoklar sağlıyorum...Uygarlık o kadar perdeleyici ve koruyucu oldu ki,birinci elden yeterince heyecan yaşayamıyoruz artık...Bu yüzden de,uyuşuk ve peltemsi bir hale gelmemizi önlemek için yapay heyecanlar yaşamamız gerekiyor...'
yönettiği filmlerinde mutlaka görünür. tek kişilk ve okyanusta bir sandalda çevrilse bile; Gazete makalesinde...Bir resimde Ha birde alacakaranlık kuşağı azmı bekledik cumaları
Purosunun ucuna kuş konmuş profilden bize gülen bir resimi hatırlıyorum. Birde küvetin deliğinden insanın gözüne geçiş.. İşte o sahne beni çok etkilemişti ve o günden beri korku filmi delisi oldum.
The Pleasure Gardon' (1925- ilk) , 'The Lodger' (26) , 'The Ring' (27) , 'Blackmail- Şantaj' (29) , 'Murder- Cinayet' (30) , 'Number Seventeen- 17 Numara' (32) , 'The Man who Knew Too Much- Çok Bilen Adam' (34) , 'The Thirty-Nine Steps- Otuzdokuz Basamak' (35) , 'The Lady Vanishes- Bir Kadın Kayboldu' (38) , 'Rebecca' (40) , 'Suspicion- Şüphe' (41) , 'Saboteur- Sabatör' (42) , 'Shadow of A Doubt- Şüphenin Gölgesinde' (34) , 'Spellbound- Öldüren Hatıralar'- (45) , 'Notorious- Aşktan da Üstün' (46) , 'Rope- Ölüm Kararı' (48) , 'Stage Fright- Sahne Korkusu' (50) , 'Strangers on A Train- Trendeki Yabancılar' (51) , 'Dial M for Murder- Cinayet Var' (54) , 'Rear Window- Arka Pencere' (54) , 'The Man who Knew Too Much' (56) , 'Vertigo- Ölüm Korkusu' (58) , 'North by Northwest- Gizli Teşkilat' (59) , 'Psycho- Sapık' (60) , 'The Birds- Kuşlar' (63) , 'Topaz' (69) , 'Frenzy- Cinnet' (72) .
Son zamanlarda zehirli çıyan gibi zehrini hafif hafif akıtan vekilleri,
Kızılay'daki YKM tepesine son model uzun menzilli tüfeğimle çıkıp, tek tek hayvan avlar gibi (sadece vekillerin dönüşüne izin verilen yerde) her ters U dönüşü yapanı vurma projeme uygun filmleri çekmiş siyah-beyaz döneminin usta bir yönetmeni.
'ben bu sahnede eğlenceli bir şey yaptım. sessiz filmlere veda gibi bir şey. sessiz filmlerde kötü adamlar genellikle bıyıklı olurdu. oysa benim kötü adamım sinekkaydı traşlıydı. ama ressamın stüdyosundaki demirden yapılmış avize,ressamın tam üst dudağının üzerinde bir gölge oluşturuyordu. tıpkı azgın ve kötü niyetli bir bıyık gibi! ' der...
Her filminde kadrajın kıyısından köşesinden geçmesi ile ünlü bir yönetmendir Hitchcock, ama ufak bir şaka olarak başlattığı bu gelenek sonradan bir soruna dönüşmüştür. Cünkü bir süre sonra filmi izlemeye başlayan seyirciler Hitchcock'un nerede görüneceğini yakalama hevesiyle filmi adamakıllı izleyemez hale gelmişlerdir. Ne yardan ne serden vazgecemez Hitchcock ve bu soruna çözüm olarak bir süre sonra filmlerinin hep başlarında bir yerlerde, seyircinin kaçırmayacağı bir şekilde gözükmeye özen göstermiştir.
Eskiden 'Alfred Hitchcock Sunar' diye, kısa metrajlı, gerilim filmlerinin sunulduğu, bir TV programı vardı....
Bizim şişman Hiçyok, parmaklarının arasında bir puro, siyah beyaz bir çekimde, çoğunlukla bir sandelyeye ile sunduğu, kısa filmler baya damardandı. Alacakaranlık Kuşağı bundan mı etkilendi yoksa Hiçkokla alakları yok mu bilemiyeceğim ama ikiside aşmış dizilerdi...
Gerilim filmlerinin ustası Alfred Hitchcock, 1899 yılında Londra'da doğdu. Genç yaşta papaz okuluna gitti. Daha sonra mekanik, akustik, navigasyon, eğitimi gördü ve Londra Üniversitesi'nin sanat kurslarına katıldı. 1920'de Paramount stüdyolarının Londra şubesinde çalışmaya başladı. Yönetmen yardımcılığı, sanat yönetmenliği ve senaryo yazarlığı yaptı. 1922 yılında ilk filmini yönetti. 10 yıl içinde 20'den fazla film yönetti. Kısa bir sürede İngiltere'nin en önemli yönetmenleri arasına girdi. İlk sesli filmi olan 'Blackmail'i 1929 yılında çevirdi. 1930'da 'Murder'ı, 1934 yılında da renkli olarak çektiği 'The Man Who Knew Too Much' gibi filmlerle kendine özgü bir stil oluşturdu. Bu filmlerle uluslararası alanda da tanındı. Sıradan insanların günlük hayatlarını sürdürürken karşılaştıkları olağanüstü olayları anlatan filmleriyle gerilim türünün en büyük ustası olduğunu 1950-60 yılları arasında çektiği filmlerle kanıtladı. Bu yıllar arasında 'The Stranger's on a Train' (1951) , 'Rear Window' (1954) , 'Vertigo' (1958) , 'Psycho' (1960) gibi filmler vardır. Çektiği 60'dan fazla filmin yanı sıra televizyon programları da hazırlamıştır, Usta yönetmen 1980'de öldü
Sir ünvanlı, gerilim ve korku türlerinin en büyük ustası sayılan İngiliz yönetmen. Mizahi tatlar kattığı gerilim filmleri olağanüstü ilgi görmüş, Hitchcock adı ortalama izleyici için bir yıldızın adı kadar büyük önem kazanmıştır. Kendisi, eğlendirmenin ötesinde bir amaç taşımadığını ısrarla belirtmesine karşın, eleştirmenler filmlerinde derin felsefi boyutlar bulmuş, onu sinema sanatının büyük ustaları arasına sokmuşlardır.
Tüm zamanların en iyi yönetmenlerinden olan muhafazakar İngiliz.
Korku ve gerilim deyince bence Hitchcock...
'Ben seyircilere iyi,sağlıklı,zihinsel şoklar sağlıyorum...Uygarlık o kadar perdeleyici ve koruyucu oldu ki,birinci elden yeterince heyecan yaşayamıyoruz artık...Bu yüzden de,uyuşuk ve peltemsi bir hale gelmemizi önlemek için yapay heyecanlar yaşamamız gerekiyor...'
her flim bir oyundur.
oyunda kalmalıdır.
yönettiği filmlerinde mutlaka görünür. tek kişilk ve okyanusta bir sandalda çevrilse bile; Gazete makalesinde...Bir resimde
Ha birde alacakaranlık kuşağı azmı bekledik cumaları
çocukluğum ve sabırsızlıkla beklenen tek kanal cuma geceleri
yönettiği filmlerinin bir yerlerinde bir sahnesinde mutlak görünmeyi seven, gerilim ve korkunun en büyük yönetmeni (bana göre) .....- ;)) .Pp
alfred hiçkorkmaz...
psikolojik gerilim filmlerinin tartışmasız en iyi yönetmeni.
Çocukluğumda filmlerini zevkle seyrettiğim yönetmen. Bana göre gerilim filmlerinde hala onu yakalamış bir yönetmen yok maalesef..
Purosunun ucuna kuş konmuş profilden bize gülen bir resimi hatırlıyorum. Birde küvetin deliğinden insanın gözüne geçiş.. İşte o sahne beni çok etkilemişti ve o günden beri korku filmi delisi oldum.
The Pleasure Gardon' (1925- ilk) , 'The Lodger' (26) , 'The Ring' (27) , 'Blackmail- Şantaj' (29) , 'Murder- Cinayet' (30) , 'Number Seventeen- 17 Numara' (32) , 'The Man who Knew Too Much- Çok Bilen Adam' (34) , 'The Thirty-Nine Steps- Otuzdokuz Basamak' (35) , 'The Lady Vanishes- Bir Kadın Kayboldu' (38) , 'Rebecca' (40) , 'Suspicion- Şüphe' (41) , 'Saboteur- Sabatör' (42) , 'Shadow of A Doubt- Şüphenin Gölgesinde' (34) , 'Spellbound- Öldüren Hatıralar'- (45) , 'Notorious- Aşktan da Üstün' (46) , 'Rope- Ölüm Kararı' (48) , 'Stage Fright- Sahne Korkusu' (50) , 'Strangers on A Train- Trendeki Yabancılar' (51) , 'Dial M for Murder- Cinayet Var' (54) , 'Rear Window- Arka Pencere' (54) , 'The Man who Knew Too Much' (56) , 'Vertigo- Ölüm Korkusu' (58) , 'North by Northwest- Gizli Teşkilat' (59) , 'Psycho- Sapık' (60) , 'The Birds- Kuşlar' (63) , 'Topaz' (69) , 'Frenzy- Cinnet' (72) .
Son zamanlarda zehirli çıyan gibi zehrini hafif hafif akıtan vekilleri,
Kızılay'daki YKM tepesine son model uzun menzilli tüfeğimle çıkıp, tek tek hayvan avlar gibi (sadece vekillerin dönüşüne izin verilen yerde) her ters U dönüşü yapanı vurma projeme uygun filmleri çekmiş siyah-beyaz döneminin usta bir yönetmeni.
Nerdeyse tüm fim arşivine sahibim. VHS ve DVD olarak... He is the incredible one...
'ben bu sahnede eğlenceli bir şey yaptım. sessiz filmlere veda gibi bir şey. sessiz filmlerde kötü adamlar genellikle bıyıklı olurdu. oysa benim kötü adamım sinekkaydı traşlıydı. ama ressamın stüdyosundaki demirden yapılmış avize,ressamın tam üst dudağının üzerinde bir gölge oluşturuyordu. tıpkı azgın ve kötü niyetli bir bıyık gibi! ' der...
Ayrica ` Zehrin kalorisi yoktur ` isimli Alfred Hitchcock tarafından seçilmiş 11 polisiye öyküden oluşan 128 sayfalık bir kitap vardir.
Her filminde kadrajın kıyısından köşesinden geçmesi ile ünlü bir yönetmendir Hitchcock, ama ufak bir şaka olarak başlattığı bu gelenek sonradan bir soruna dönüşmüştür. Cünkü bir süre sonra filmi izlemeye başlayan seyirciler Hitchcock'un nerede görüneceğini yakalama hevesiyle filmi adamakıllı izleyemez hale gelmişlerdir. Ne yardan ne serden vazgecemez Hitchcock ve bu soruna çözüm olarak bir süre sonra filmlerinin hep başlarında bir yerlerde, seyircinin kaçırmayacağı bir şekilde gözükmeye özen göstermiştir.
Eskiden 'Alfred Hitchcock Sunar' diye, kısa metrajlı, gerilim filmlerinin sunulduğu, bir TV programı vardı....
Bizim şişman Hiçyok, parmaklarının arasında bir puro, siyah beyaz bir çekimde, çoğunlukla bir sandelyeye ile sunduğu, kısa filmler baya damardandı. Alacakaranlık Kuşağı bundan mı etkilendi yoksa Hiçkokla alakları yok mu bilemiyeceğim ama ikiside aşmış dizilerdi...
Alfred Hitchcock
Gerilim filmlerinin ustası Alfred Hitchcock, 1899 yılında Londra'da doğdu. Genç yaşta papaz okuluna gitti. Daha sonra mekanik, akustik, navigasyon, eğitimi gördü ve Londra Üniversitesi'nin sanat kurslarına katıldı. 1920'de Paramount stüdyolarının Londra şubesinde çalışmaya başladı. Yönetmen yardımcılığı, sanat yönetmenliği ve senaryo yazarlığı yaptı.
1922 yılında ilk filmini yönetti. 10 yıl içinde 20'den fazla film yönetti. Kısa bir sürede İngiltere'nin en önemli yönetmenleri arasına girdi.
İlk sesli filmi olan 'Blackmail'i 1929 yılında çevirdi. 1930'da 'Murder'ı, 1934 yılında da renkli olarak çektiği 'The Man Who Knew Too Much' gibi filmlerle kendine özgü bir stil oluşturdu. Bu filmlerle uluslararası alanda da tanındı.
Sıradan insanların günlük hayatlarını sürdürürken karşılaştıkları olağanüstü olayları anlatan filmleriyle gerilim türünün en büyük ustası olduğunu 1950-60 yılları arasında çektiği filmlerle kanıtladı. Bu yıllar arasında 'The Stranger's on a Train' (1951) , 'Rear Window' (1954) , 'Vertigo' (1958) , 'Psycho' (1960) gibi filmler vardır.
Çektiği 60'dan fazla filmin yanı sıra televizyon programları da hazırlamıştır, Usta yönetmen 1980'de öldü
trt alacakaranlık kusagi ve tabiki the phsico
korku ve gerilim filmlerini ondan izlenir...
korku filmlerinin ustası..küçükken müptelası olduklarımın..
evet o tabutlu kısa filmi çok zekice bir senaryo; Hitchcock deyince benimde o film aklıma geliyor.
şaşırtıcı, inanılmaz zekice yapılmış filmlerin pek değerli yönetmeni...
Kuşlar...