anlamadın degılmı,nasılda sevmiştim senı,yuregını,nefesını...baskalarına degıldı sanaydı bu dertten yanıslarım...kalmak ısterdım,sadece senın yanında olene dek curuyene dek ama bak olmadı.fısler cekıldı perdeler kapandı.olmadı...olmadı....
Seni sevmek, bir sadakati değil, sadık bir ihaneti sevmektir. Kaybetmeyi ve her seferinde yeniden başlamayı sevmektir, seni sevmek. Seni sevmek, ayrılığı daha ilk dakikadan kabullenmektir. Ayrılık çöplüğünde aşk aramaktır seni sevmek. Cevapsız bir soru, sorusuz bir cevaptır aşkın. Kaç bilinmeyeni olduğunu bile sayamadığın bir denklemi çözmeye çalışmaktır, seni sevmek. Seni sevmek, 'olmayacak bir nedeni, gelmeyecek bir gideni' beklemektir.
Seni sevmek, kafandaki hayali aşkı değil, hiçbir norma uymayan bir deliliği sevmektir. Seni sevmek, sonsuz bir denize dalmak, çıkışı olmayan bir tünele isteyerek girmektir. Cehennemde yanmaya koşa koşa gitmektir, seni sevmek. Günahın çekiciliğine kapılmak, şeytanın yap dediğini yapmak ve ateşi güneş sanmaktır, seni sevmek. Bitmeyen bir filmi sürekli yeni baştan seyretmektir seni sevmek. Seni sevmek, rüzgara kapılmak, havalanmak, uçmak ve her seferinde binlerce metreden yere çakılmaktır. Yaralanmış yüzünle, kanlarını temizlerken yine uçmaya çalışmak da, sadece seni severken yapılacak bir deliliktir.
Seni sevmek, hiçbir şeye sahip değilken, dünyalar sana aitmiş gibi mutlu olmaktır. Seni sevmek, en basit haliyle yalandır, her seferinde yeniden kanılan, bir kez daha kanmak için aylarca beklenen, bir yalandır. Seni sevmek, herkesin aklına meydan okumaktır, tüm doğru şıkları reddedip, bile bile bir yanlışı seçmektir, seni sevmek, akılla kalbin bitmeyen kavgasını başlatmaktır. Seni sevmek, kimselere açıklanamayan, kendine bile anlatılamayan, lanetli bir hastalık gibi saklanan, tuhaf bir hikayedir. Seni sevmek, bir hikayede hayat bulmaktır. Hayatını bir hikayenin peşinden sürüklemek, bir roman karakteri olmak, romanın diğer karakterlerince acınarak bakılmaktır. Seni sevmek, kimsenin göze alamayacağı bir kavgaya girmek ve sonunda kahramanca ölmektir. Seni sevmek, her seferinde yenilmektir, daha güzel yenilmek için yeniden başlamaktır.
Seni sevmek, dünyanın en güzelini sevmektir. Kendi sevgine bile aşık olmaktır seni sevmek. Hiç kimsenin başaramayacağını, başarmaktır seni sevmek. Dünyada en az bir kez mutlaka yaşanması gereken bir duygudur seni sevmek. Aşkını bu kadar çok olumsuz öğe ile tarif ettikten sonra, Yazının sonunda, bir kez daha sana aşık olmaktır, seni sevmek....
Sevdiğin şehirde olmak gibiydi,onun yanında olmak...Orada doğmamış bile olsan orada yaşamayı ve orada ölmeyi istediğin şehirde gezmek gibiydi...En güzel sokaklar onundu,rn sevimli dükkanlar,en parlak ışıklar,hepsi o şehirdeydi; başka hiçbir yerde gün batımı insanı öyle büyüleyemezdi.
Ben öyle sevmek istedim ki seni… Ellerimle yüzünü avuçlarımın içine alıp…tam gözlerinin içine bakmalıydım…gözlerini gözlerimden kaçırmana izin vermeden…sıcacık gülümsememi ve sevgiyle dolu yüreğimi gözlerimin kahverengi ebruli aynasına yansıtıp…
^^Seni seviyorum…hep sevdim…..sonsuza kadar da seveceğim… Beni severken yorulmayacaksın…senden karşılık beklemeyeceğim…sadece sınırsız ve beklentisiz....ve sonsuza kadar….Seni seveceğim….^^ demeliydim…
Ve önce tek tek gözlerine ve sonra yanaklarına birer öpücük kondurup sözlerimi gözyaşlarımla mühürlemeliydim… Buydu sadece tek arzum ve emelim….buydu kelimelerin kifayetsiz kaldığı…ve anlatamadığım…
Çıkarsız ve masum…hatta küsmelerle bezenmiş… biraz çocukça ve şımarıkça….ilgi arsızı…sevgi bağımlısı…şevkat vurgunu….ama her haliyle tertemiz ve bembeyaz bir sevda masalıydı anlattığım ve dinlemediğin…ellerinle ağzımı her kapatışında sana sarılmak geçerdi içimden…kollarını açıp beni bekleme ihtimalini severdim ben sun-i teneffüs saatlerinde.…
Yılmaz Erdoğan’ın dediği gibi…
^^Ben seninle birgün.. Van'daki bir kahvaltı salonunda... Ben seninle (sadece bilmek zorunda kalanların bildiği) bir yol üstü lokantasında... Ben seninle, Ağrı dağına mistik ve demli bir çay kıvamında bakan Doğubeyazıt'ın herhangi bir toprak damında..
Ben seninle herhangi bir insan evinin terli coğrafyasında olma ihtimalini sevdim.. Ben senin, beni sevebilme ihtimalini sevdim! ^^
Seni sevmek; bir sadakati değil, sadık bir ihaneti sevmektir. Kaybetmeyi ve her seferinde yeniden başlamayı sevmektir, seni sevmek.
Seni sevmek; aramaktır, ayrılığı daha ilk dakikadan kabullenmektir. Ayrılık çöplüğünde aşktır, seni sevmek...
Cevapsız bir soru, sorusuz bir cevaptır aşkın... Kaç bilinmeyeni olduğunu bile sayamadığın bir denklemi çözmeye çalışmaktır, seni sevmek...
Seni sevmek; “olmayacak bir nedeni, gelmeyecek bir gideni” beklemektir.
Seni sevmek; kafandaki hayali aşkı değil, hiçbir norma uymayan bir deliliği sevmektir!
Seni sevmek; sonsuz bir denize dalmak, çıkışı olmayan bir tünele isteyerek girmektir. Cehennemde yanmaya koşa koşa gitmektir, seni sevmek...
Günahın çekiciliğine kapılmak, şeytanın ‘yap’ dediğini yapmak ve ateşi güneş sanmaktır, seni sevmek...
Bitmeyen bir filmi sürekli yeni baştan seyretmektir seni sevmek...
Seni sevmek; rüzgara kapılmak, havalanmak, uçmak ve her seferinde binlerce metreden yere çakılmaktır. Yaralanmış yüzünle, kanlarını temizlerken,yine uçmaya çalışmak da sadece seni severken yapılacak bir deliliktir.
Seni sevmek; hiçbir şeye sahip değilken, dünyalar sana aitmiş gibi mutlu olmaktır.
Seni sevmek; en basit haliyle yalandır, her seferinde yeniden kanılan, bir kez daha kanmak için aylarca beklenen, bir yalandır!
Seni sevmek; herkesin aklına meydan okumaktır, tüm doğru şıkları reddedip, bile bile bir yanlışı seçmektir! Seni sevmek; akılla kalbin bitmeyen kavgasını başlatmaktır!
Seni sevmek; kimselere açıklanamayan, kendine bile anlatılamayan, lanetli bir hastalık gibi saklanan, tuhaf bir hikayedir.
Seni sevmek; bir hikayede hayat bulmaktır. Hayatını bir hikayenin peşinden sürüklemek, bir roman karakteri olmak, romanın diğer karakterlerince acınarak bakılmaktır.
Seni sevmek; kimsenin göze alamayacağı bir kavgaya girmek ve sonunda kahramanca ölmektir.
Seni sevmek; her seferinde yenilmektir, daha güzel yenilmek için yeniden başlamaktır.
Seni sevmek; dünyanın en güzelini sevmektir. Kendi sevgine bile aşık olmaktır seni sevmek...
Hiç kimsenin başaramayacağını, başarmaktır seni sevmek...
Dünyada en az bir kez mutlaka yaşanması gereken bir duygudur seni sevmek...
Aşkını bu kadar çok olumsuz öğe ile tarif ettikten sonra, yazının sonunda, bir kez daha sana aşık olmaktır, seni sevmek...
seni sevmek yangınlara düşmek seni sevmek acılara göğüs germek seni sevmek yudumlamaktır hüznü seni seveli müptelası oldum her çilenin . . . . . . . . artık dönmeyeğim yangınlara artık acılara göğüs germeyeceğim artık hüznü yudumlamayacağım uğruna H.İ Döne
İkimiz de biliyoruz, sevgilim, öğrettiler: aç kalmayı, üşümeyi, yorgunluğu ölesiye ve birbirimizden ayrı düşmeyi. Henüz öldürmek zorunda bırakılmadık ve öldürülmek işi geçmedi başımızdan.
İkimiz de biliyoruz, sevgilim, öğretebiliriz: dövüşmeyi insanlarımız için ve her gün biraz daha candan biraz daha iyi sevmeyi...
Seni sevmek güzel şey...ümitli şey... Dünyanın en güzel sesinden en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey. Fakat artık ümit yetmiyor bana, Ben artık şarkı dinlemek değil Şarkı söylemek istiyorum...
anlamadın degılmı,nasılda sevmiştim senı,yuregını,nefesını...baskalarına degıldı sanaydı bu dertten yanıslarım...kalmak ısterdım,sadece senın yanında olene dek curuyene dek ama bak olmadı.fısler cekıldı perdeler kapandı.olmadı...olmadı....
seni seviyorum.bazen bu yetiyor.
senin dalgın gözlerine bakmak,suskunluğunun nedenini düşünmek,
etinin sıcaklığına karışmak,
bazen yetiyor....k.i
imkansız olduğunu bile bile
uzakta ve hayalinle yaşamaktır seni sevmek.............
seni sevmek kırk katırmı kırk satırmı sorusuna cevap aramak gibin bişiy..demektir.
Seni sevmek, bir sadakati değil, sadık bir ihaneti sevmektir.
Kaybetmeyi ve her seferinde yeniden başlamayı sevmektir, seni sevmek.
Seni sevmek, ayrılığı daha ilk dakikadan kabullenmektir.
Ayrılık çöplüğünde aşk aramaktır seni sevmek.
Cevapsız bir soru, sorusuz bir cevaptır aşkın.
Kaç bilinmeyeni olduğunu bile sayamadığın bir denklemi çözmeye çalışmaktır, seni sevmek.
Seni sevmek, 'olmayacak bir nedeni, gelmeyecek bir gideni' beklemektir.
Seni sevmek, kafandaki hayali aşkı değil, hiçbir norma uymayan bir deliliği sevmektir.
Seni sevmek, sonsuz bir denize dalmak, çıkışı olmayan bir tünele isteyerek girmektir.
Cehennemde yanmaya koşa koşa gitmektir, seni sevmek.
Günahın çekiciliğine kapılmak,
şeytanın yap dediğini yapmak ve ateşi güneş sanmaktır, seni sevmek.
Bitmeyen bir filmi sürekli yeni baştan seyretmektir seni sevmek.
Seni sevmek, rüzgara kapılmak, havalanmak,
uçmak ve her seferinde binlerce metreden yere çakılmaktır.
Yaralanmış yüzünle, kanlarını temizlerken yine uçmaya çalışmak da,
sadece seni severken yapılacak bir deliliktir.
Seni sevmek, hiçbir şeye sahip değilken, dünyalar sana aitmiş gibi mutlu olmaktır.
Seni sevmek, en basit haliyle yalandır, her seferinde yeniden kanılan,
bir kez daha kanmak için aylarca beklenen, bir yalandır.
Seni sevmek, herkesin aklına meydan okumaktır,
tüm doğru şıkları reddedip, bile bile bir yanlışı seçmektir, seni sevmek,
akılla kalbin bitmeyen kavgasını başlatmaktır.
Seni sevmek, kimselere açıklanamayan, kendine bile anlatılamayan,
lanetli bir hastalık gibi saklanan, tuhaf bir hikayedir.
Seni sevmek, bir hikayede hayat bulmaktır.
Hayatını bir hikayenin peşinden sürüklemek, bir roman karakteri olmak,
romanın diğer karakterlerince acınarak bakılmaktır.
Seni sevmek, kimsenin göze alamayacağı bir kavgaya girmek
ve sonunda kahramanca ölmektir.
Seni sevmek, her seferinde yenilmektir,
daha güzel yenilmek için yeniden başlamaktır.
Seni sevmek, dünyanın en güzelini sevmektir.
Kendi sevgine bile aşık olmaktır seni sevmek.
Hiç kimsenin başaramayacağını, başarmaktır seni sevmek.
Dünyada en az bir kez mutlaka yaşanması gereken bir duygudur seni sevmek.
Aşkını bu kadar çok olumsuz öğe ile tarif ettikten sonra,
Yazının sonunda, bir kez daha sana aşık olmaktır, seni sevmek....
Sevdiğin şehirde olmak gibiydi,onun yanında olmak...Orada doğmamış bile olsan orada yaşamayı ve orada ölmeyi istediğin şehirde gezmek gibiydi...En güzel sokaklar onundu,rn sevimli dükkanlar,en parlak ışıklar,hepsi o şehirdeydi; başka hiçbir yerde gün batımı insanı öyle büyüleyemezdi.
seni sevmek her şeye deger..
Yaptığım en doğru şeydi seni sevmek, Ama sen yanlış anladın.....
seni sevmek tamir edilemeyecek hasarlar bıraksa da pişmanlık duymadığım bir duygu
Ben seni hiç sevmedimki...
Yorgun akşamlarda söylediğimiz şarkıları sevdim
Bir çiçeğe gülmeni Bir güle benzemeni sevdim
Birde yıldızları sevdim
Eylül akşamlarında gelip gözlerinde durdular
Ben seni Hiç sevmedimki...
Beni yola koduğunda ayrılmayı sevdim
Kurşunları sevdim beni vyrduğunda
Ağlamayı sevdim unuttuğunda
Yalnız olduğumu anladığımda ayakta kalmayı sevdim
Yıkılmamı sevdim seni her hatırladığımda
Ekmeği sever gibi sevdim sensizliği
Su gibi özledim Temmuz güneşinde sesini
İkindide yağmur gibi geceleyin rüzgar gibi sevdim seni sevdiğimi
Ben seni hiç sevmedimki...
Kuşlara şarkılar öğretmeni sevdim
Menekşeyle konuşmanı, Nisanı hatırlatmanı
Baharın bir adınında yalnızlık olmalığını
Düştüğüm zaman kanayan yanlarımı
Ve tuhaflığımı üzüldüğüm zaman
Sakız satan çocukları, yeni çıkan şarkıları
Her kaybettiğinde kazanan yanlarını sevdim
Denize düşmüş gül gibi düştüm ateşe
Ben yangını sevdim yandığım zaman böyle işte
Ben seni hiç sevmedimki...
Bir gece bir ceylan indi dağdan kalbine
Bir bir şiir gibi kibrit alevinde
Alemin ortasında kimsesizliğin sesinde
Buğusunda sabahın acımasızlığında bir ağın
Ağlayan yüzünde İSA'nın
Ferahlatan gücüyle duanın korkutan yanıyla narın
İncirin, Zeytinin ve kalbin üstüne
Gülün üstüne
Tutunduğum umudun üstüne
Korkunun üstüne
Hep senin üstüne, Hep senin üstüne
Ben seni hiç sevmedimki...
Gittiğin zaman gitmeni sevdim
Evreni sevdim geldiğin zaman
Kalmanı sevmedim korkuyordum sana alışmaktan
Yinede sevdim gülümsemeyi
Mendilimi sallarken seni götüren trenin arkasından
Kırlara ilk kar düştüğü zaman
Ölümünün ne güzel olduğunu sevdim
Seni içimde öldürdüğüm zaman
BEN SENİ HİÇ SEVMEDİM Kİ! ...
BEN SEVDİMMİ ADAM GİBİ SEVERİM! ! !
Ben öyle sevmek istedim ki seni…
Ellerimle yüzünü avuçlarımın içine alıp…tam gözlerinin içine bakmalıydım…gözlerini gözlerimden kaçırmana izin vermeden…sıcacık gülümsememi ve sevgiyle dolu yüreğimi gözlerimin kahverengi ebruli aynasına yansıtıp…
^^Seni seviyorum…hep sevdim…..sonsuza kadar da seveceğim…
Beni severken yorulmayacaksın…senden karşılık beklemeyeceğim…sadece sınırsız ve beklentisiz....ve sonsuza kadar….Seni seveceğim….^^ demeliydim…
Ve önce tek tek gözlerine ve sonra yanaklarına birer öpücük kondurup sözlerimi gözyaşlarımla mühürlemeliydim…
Buydu sadece tek arzum ve emelim….buydu kelimelerin kifayetsiz kaldığı…ve anlatamadığım…
Çıkarsız ve masum…hatta küsmelerle bezenmiş… biraz çocukça ve şımarıkça….ilgi arsızı…sevgi bağımlısı…şevkat vurgunu….ama her haliyle tertemiz ve bembeyaz bir sevda masalıydı anlattığım ve dinlemediğin…ellerinle ağzımı her kapatışında sana sarılmak geçerdi içimden…kollarını açıp beni bekleme ihtimalini severdim ben sun-i teneffüs saatlerinde.…
Yılmaz Erdoğan’ın dediği gibi…
^^Ben seninle birgün..
Van'daki bir kahvaltı salonunda...
Ben seninle (sadece bilmek zorunda kalanların bildiği) bir yol üstü lokantasında...
Ben seninle, Ağrı dağına mistik ve demli bir çay kıvamında bakan Doğubeyazıt'ın herhangi bir toprak damında..
Ben seninle herhangi bir insan evinin terli coğrafyasında olma ihtimalini sevdim..
Ben senin, beni sevebilme ihtimalini sevdim! ^^
Flame
SENİ SEVMEK
Seni sevmek; bir sadakati değil, sadık bir ihaneti sevmektir.
Kaybetmeyi ve her seferinde yeniden başlamayı sevmektir, seni sevmek.
Seni sevmek; aramaktır, ayrılığı daha ilk dakikadan kabullenmektir.
Ayrılık çöplüğünde aşktır, seni sevmek...
Cevapsız bir soru, sorusuz bir cevaptır aşkın...
Kaç bilinmeyeni olduğunu bile sayamadığın bir denklemi çözmeye çalışmaktır, seni sevmek...
Seni sevmek; “olmayacak bir nedeni, gelmeyecek bir gideni” beklemektir.
Seni sevmek; kafandaki hayali aşkı değil, hiçbir norma uymayan bir deliliği sevmektir!
Seni sevmek; sonsuz bir denize dalmak, çıkışı olmayan bir tünele isteyerek girmektir.
Cehennemde yanmaya koşa koşa gitmektir, seni sevmek...
Günahın çekiciliğine kapılmak, şeytanın ‘yap’ dediğini yapmak ve ateşi güneş sanmaktır, seni sevmek...
Bitmeyen bir filmi sürekli yeni baştan seyretmektir seni sevmek...
Seni sevmek; rüzgara kapılmak, havalanmak, uçmak ve her seferinde binlerce metreden yere çakılmaktır.
Yaralanmış yüzünle, kanlarını temizlerken,yine uçmaya çalışmak da sadece seni severken yapılacak bir deliliktir.
Seni sevmek; hiçbir şeye sahip değilken, dünyalar sana aitmiş gibi mutlu olmaktır.
Seni sevmek; en basit haliyle yalandır, her seferinde yeniden kanılan, bir kez daha kanmak için aylarca beklenen, bir yalandır!
Seni sevmek; herkesin aklına meydan okumaktır, tüm doğru şıkları reddedip, bile bile bir yanlışı seçmektir!
Seni sevmek; akılla kalbin bitmeyen kavgasını başlatmaktır!
Seni sevmek; kimselere açıklanamayan, kendine bile anlatılamayan, lanetli bir hastalık gibi saklanan, tuhaf bir hikayedir.
Seni sevmek; bir hikayede hayat bulmaktır.
Hayatını bir hikayenin peşinden sürüklemek, bir roman karakteri olmak, romanın diğer karakterlerince acınarak bakılmaktır.
Seni sevmek; kimsenin göze alamayacağı bir kavgaya girmek ve sonunda kahramanca ölmektir.
Seni sevmek; her seferinde yenilmektir, daha güzel yenilmek için yeniden başlamaktır.
Seni sevmek; dünyanın en güzelini sevmektir.
Kendi sevgine bile aşık olmaktır seni sevmek...
Hiç kimsenin başaramayacağını, başarmaktır seni sevmek...
Dünyada en az bir kez mutlaka yaşanması gereken bir duygudur seni sevmek...
Aşkını bu kadar çok olumsuz öğe ile tarif ettikten sonra, yazının sonunda, bir kez daha sana aşık olmaktır, seni sevmek...
Seni sevmek; başka hiç kimseyi sevememektir.
SENİ SEVMEK...
seni sevmek yangınlara düşmek
seni sevmek acılara göğüs germek
seni sevmek yudumlamaktır hüznü
seni seveli müptelası oldum her çilenin
.
.
.
.
.
.
.
.
artık dönmeyeğim yangınlara
artık acılara göğüs germeyeceğim
artık hüznü yudumlamayacağım uğruna
H.İ Döne
http://www.antoloji.com/halil_ibrahim_done
felaketim bunu sende biliyorsun...
Seni sevmek
Soluklanmaktı
Gökyüzünde bir martının kanatlarında
Seni sevmek
Bitimsiz bir düşe yatmaktı
Ve hiç uyanmamak....
bir insanı sevmekle başlayacak herşey........
katrana bulanmış bir ip üzerinde düş/le/meden yürüyebilmek.. sen ve ben.. yanlız öleceğiz hayatı..
beni sevmek
kötü kötü kötü kötü
sonrada vazgeçip gitmek
İkimiz de biliyoruz, sevgilim,
öğrettiler:
aç kalmayı, üşümeyi,
yorgunluğu ölesiye
ve birbirimizden ayrı düşmeyi.
Henüz öldürmek zorunda bırakılmadık
ve öldürülmek işi geçmedi başımızdan.
İkimiz de biliyoruz, sevgilim,
öğretebiliriz:
dövüşmeyi insanlarımız için
ve her gün biraz daha candan
biraz daha iyi
sevmeyi...
N. Hikmet
Seni sevmek güzel şey...ümitli şey...
Dünyanın en güzel sesinden en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey.
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
Ben artık şarkı dinlemek değil
Şarkı söylemek istiyorum...
her şeye değer...
iyi-kötü-güzel-çirkin
fakat artık ümit yetmiyor bana...
güzel şey... ümitli şey...
seni sevmek çok saçmaydı,bunu anlıyorum şimdi ve özür diliyorum kendimden.
Seni sevmek...sen yokken içimi yiyebilmek...
koşup koşup yorulup arkana baktığında hiç yol alamamış olmak
güçlü sinirler ister, bol umursamazlık.