Hey gençlik! Hey arkadaşlar! Evet,evet size sesleniyorum.Ölüm vaaaar! 'Eeee nolmuş? Bu yeni bişey değil ki! Biliyoruz; ölüm var! ' demeden önce lütfen durup bi düşünelim.Gerçekten biliyormuyuz? Bu bilinçle mi yaşıyoruz? Bence hayatın en önemli gerçeğini unuttuk yada unutturulduk! Ölüm var ölüm! İşte tam karşımızda; dimdik,apaçık duruyor...Bana,sana...hepimize..Üstelik öyleeesine yakın ki! Eğer 'Yoo yoo! Ben daha çok gencim' diyorsanız; en yakın kabristanı ziyaret etmenizi tavsiye ederim.O mezar taşları sanırım size aynı gerçeği haykıracak...
Sahi düşünür müsünüz hiç ölümü? Yoksa bir yerlerde ölümden konu açılınca ruhunuz mu daralıyor? Konuyu kapatmak yada oradan uzaklaşmak mı istiyorsunuz? Peki ya; alimlerin, büyük zatların ölüme bakışı nedir? Mesela bu yıl doğumunun 800.yılını kutlayacağımız Hz.Mevlana; ölümü 'Şeb-i Arus' olarak tanımlar...Yani arkadaşlar; 7 asırdır gönülleri aydınlatmaya devam eden Hz.Mevlana, ölümü 'düğün gecesi' olarak vasıflandırır.O'nun için ölüm sevgiliye kavuşmadır...Yeniden doğuş günüdür!
Diyelim ki; 1 haftalık ömrünüz kaldı...ve bunu biliyorsunuz! naparsınız? Bu soruyu sordunuz mu hiç kendinize? Düşündünüz mü hiç? Hadi gelin bi an böyle düşünelim! Nasıl değerlendiririz ömrümüzün son 1 haftasını? Bence bu sorunun iki seçenekli bi cevabı var...İlki şu: bu hayata dair yapabileceğimiz herşeyi ama herşeyi yapmaya çalışırız! Mesela uyuşturucu nası bişeymiş bi deneyebiliriz! Eee nasılsa ölücez! Karşı cinsle sınırsız vee hiç düşünmeden her türlü münasebete girebiliriz! Daha önce içmediğimiz kadar çok ve herçeşit içkiyi içebiliriz! Sonuçta bi daha gelmiycez yaaa şu hayata! Tüm arkadaşlarımızı,akrabalarımızı dilediğimiz gibi kandırabiliriz! Onları maddi manevi kullanabilriiz! Çok büyük yalanlar söyleyebiliriz! Borç para alabiliriz! Önemli sözler verebiliriz! Nasılsa o sözleri gerçekleştirmeye fırsatımız olmadan ve onlar farkedene kadar çoktaaan ölmüş olucaz! En gösterişli, en dekolte kıyafetlerimizle partilere katılabiliriz! İyi anlaşamadığımız ve sevmediğimiz insanlara iftira atabiliriz! Eee büyük ihtimalle anlaşılana kadar ölmüş oluruz! Gelelim ikinci seçeneğe: bu hayata dair herşeyi minimuma indirir; kalan süremizi ebedi hayata hazırlanmak için harcarız...(Çünkü artık bu dünyayla işimiz kalmadı.Bundan sonra olacağımız yer orası!) Gece-gündüz durmadan tövbe edebiliriz..Bilerek-bilmeyerek işlediğimiz küçük-büyük tüm günahlarımız için! Dünya hayatımızda ki her nimet için; bize tüm lütfedilenler için şükredebiliriz! Kaza namazlarımızı bitirmek için uğraşabiliriz..Yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'i hatmedebiliriz 1 haftada! Tek tek tüm tanıdıklarımızı dolaşıp helalleşebiliriz! Dilimizden tevhidi düşürmeyebiliriz..Mal varlığımızı hayra hasenata harcayabiliriz son kuruşuna kadar...Evet beyler bayanlar tercih bizim..Hangisi bize daha akıllıca gelirse; nasıl istersek öyle yaşarız son bir haftamızı! Ve elbette tüm hayatımızı! İnsanın nefsi şöyle bişeyde fısıldayabilir elbet...'Ben dilediğim gibi yaşayım ölmeye yakın af dilenirim! İkinci seçenekte saydığın herşeyi de yaparım! ' O zaman bu yazıyı; Rabbimizin 'Habibim' dediği gönüller sultanının sözleriyle noktalamak isterim.Efendimiz(s.a.v) buyuruyor ki; 'Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz; nasıl ölürseniz öyle haşrolursunuz'
bir gün bütün canlılar ölecek bunu herkes bilmeli günü geldiğinde hepimiz öleceğiz burdan herkese duyuruyorum herkes bilsin zamanı gelince mezara gireceğiz o kadar
ölüm küçücükken daha dünyanın insafsızlıgından habersizken başınıza gelebilecek en büyük acıdır.ben bu acıyı tattım annemsiz kaldım buda benım ıcın buyuk bır kayıp oldu.ama olsun onun ıcınde ölüm erken kurtulus yoluydu.suanda bende yasayan bır ölüyüm
Artık demir almak günü gelmişse zamandan Meçhule giden bir gemi kalkar bu bu limandan Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol
Rıhtımda kalanlar bu seyehatten elemli Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli Biçare gönüller ne giden son gemidir bu Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler Bilmezki giden sevgililer dönmeyecekler Bir çok gidenin herbiri memnun ki yerinden Bir çok seneler geçti dönen yok seferinden Yahya Kemal Beyatlı Allah hayırlı ölüm versin! Amin
ölüm ağır gelir insana yaşamak varken buz tutar insan adı bile geçince bir konuşmada bu tutu verirsin gölgesinde bile ey ölüm korkum senden değil senin sonundandır ya sonunda cehennemlikse sonummm gel be gayri istemem seni gül kokulu cennet değilse sonun ama? '! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! cennettese sonum şuan gel bir bayram havası gibi bekliyorum seni
ölüm; yeniden doğuştur.
kimilerine göre yok oluş kimilerine göre yeniden doğuş.
Hey gençlik! Hey arkadaşlar! Evet,evet size sesleniyorum.Ölüm vaaaar! 'Eeee nolmuş? Bu yeni bişey değil ki! Biliyoruz; ölüm var! ' demeden önce lütfen durup bi düşünelim.Gerçekten biliyormuyuz? Bu bilinçle mi yaşıyoruz? Bence hayatın en önemli gerçeğini unuttuk yada unutturulduk! Ölüm var ölüm! İşte tam karşımızda; dimdik,apaçık duruyor...Bana,sana...hepimize..Üstelik öyleeesine yakın ki! Eğer 'Yoo yoo! Ben daha çok gencim' diyorsanız; en yakın kabristanı ziyaret etmenizi tavsiye ederim.O mezar taşları sanırım size aynı gerçeği haykıracak...
Sahi düşünür müsünüz hiç ölümü? Yoksa bir yerlerde ölümden konu açılınca ruhunuz mu daralıyor? Konuyu kapatmak yada oradan uzaklaşmak mı istiyorsunuz? Peki ya; alimlerin, büyük zatların ölüme bakışı nedir? Mesela bu yıl doğumunun 800.yılını kutlayacağımız Hz.Mevlana; ölümü 'Şeb-i Arus' olarak tanımlar...Yani arkadaşlar; 7 asırdır gönülleri aydınlatmaya devam eden Hz.Mevlana, ölümü 'düğün gecesi' olarak vasıflandırır.O'nun için ölüm sevgiliye kavuşmadır...Yeniden doğuş günüdür!
Diyelim ki; 1 haftalık ömrünüz kaldı...ve bunu biliyorsunuz! naparsınız? Bu soruyu sordunuz mu hiç kendinize? Düşündünüz mü hiç? Hadi gelin bi an böyle düşünelim! Nasıl değerlendiririz ömrümüzün son 1 haftasını? Bence bu sorunun iki seçenekli bi cevabı var...İlki şu: bu hayata dair yapabileceğimiz herşeyi ama herşeyi yapmaya çalışırız! Mesela uyuşturucu nası bişeymiş bi deneyebiliriz! Eee nasılsa ölücez! Karşı cinsle sınırsız vee hiç düşünmeden her türlü münasebete girebiliriz! Daha önce içmediğimiz kadar çok ve herçeşit içkiyi içebiliriz! Sonuçta bi daha gelmiycez yaaa şu hayata! Tüm arkadaşlarımızı,akrabalarımızı dilediğimiz gibi kandırabiliriz! Onları maddi manevi kullanabilriiz! Çok büyük yalanlar söyleyebiliriz! Borç para alabiliriz! Önemli sözler verebiliriz! Nasılsa o sözleri gerçekleştirmeye fırsatımız olmadan ve onlar farkedene kadar çoktaaan ölmüş olucaz! En gösterişli, en dekolte kıyafetlerimizle partilere katılabiliriz! İyi anlaşamadığımız ve sevmediğimiz insanlara iftira atabiliriz! Eee büyük ihtimalle anlaşılana kadar ölmüş oluruz! Gelelim ikinci seçeneğe: bu hayata dair herşeyi minimuma indirir; kalan süremizi ebedi hayata hazırlanmak için harcarız...(Çünkü artık bu dünyayla işimiz kalmadı.Bundan sonra olacağımız yer orası!) Gece-gündüz durmadan tövbe edebiliriz..Bilerek-bilmeyerek işlediğimiz küçük-büyük tüm günahlarımız için! Dünya hayatımızda ki her nimet için; bize tüm lütfedilenler için şükredebiliriz! Kaza namazlarımızı bitirmek için uğraşabiliriz..Yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'i hatmedebiliriz 1 haftada! Tek tek tüm tanıdıklarımızı dolaşıp helalleşebiliriz! Dilimizden tevhidi düşürmeyebiliriz..Mal varlığımızı hayra hasenata harcayabiliriz son kuruşuna kadar...Evet beyler bayanlar tercih bizim..Hangisi bize daha akıllıca gelirse; nasıl istersek öyle yaşarız son bir haftamızı! Ve elbette tüm hayatımızı! İnsanın nefsi şöyle bişeyde fısıldayabilir elbet...'Ben dilediğim gibi yaşayım ölmeye yakın af dilenirim! İkinci seçenekte saydığın herşeyi de yaparım! '
O zaman bu yazıyı; Rabbimizin 'Habibim' dediği gönüller sultanının sözleriyle noktalamak isterim.Efendimiz(s.a.v) buyuruyor ki;
'Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz; nasıl ölürseniz öyle haşrolursunuz'
ölüm çıplak gelir ve geldiğinde çıplak olmak gerekir arınmışlık....
geldim gördüm gidiyorum
Nereden Biliyorsun? (14) -(ÖLÜM-1)
...................................................
..-N e r e d e n..B i l i y o r s u n? ..
...................................................
.......................-14-.......................
...................................................
................Ö...L...Ü...M.................
........................(1) .......................
.
-'Sine yara! '-Vermez merhem çareyi...
-'Çaresiz dert', vermez 'Çare Vereni! '
-'Derdi çeken' dertsiz örter perdeyi(!)
(-Çokça boşsun; -Nereden biliyorsun?)
.
Rabbim bize 'boşa' akıl vermedi,
'Onu kullan' geri öyle 'dön' dedi;
-'Onun için göreceğiz Mahşeri! '
-Çokça boşsun; -Nereden biliyorsun?
Pek çok fani şu dünyayı sevmedi,
-Yoktu malı,'belki' borçtu kefeni;
İşte Rabbim 'ona' verdi 'ermeyi! '
-Çokça boşsun; -Nereden biliyorsun?
-'Kim istemez 'yüzü güleç' ölmeyi? '
Burda gülen 'zor' görermiş çok şeyi,
-ELE ALIP HEP SEVMELİ ÖLMEYİ!
-Çokça boşsun; -Nereden biliyorsun?
.
Nefes varsa 'öldüm' diyen ölmedi,
Ölüp giden doğup geri dönmedi(?)
Çok yaşayan 'bir gün bile' görmedi;
-Çokça boşsun; -Nereden biliyorsun?
...............................CAN'sızER
(Devamı var Efendim)
Ercan Kurt
ölüm doğduğum günü çağırıştırıyo
her solukta bir adım daha yaklaştığımız
ölümü duyunca nasıl bir ümmet nasıl bir kul olduğum sorusu geliyor.
ölüm bir başlangıç diye düşünüyorum...
nasıl gelecekse gelsin artık..yoruldum beklemekten.
bişey değil, beklerken umut veriyorlar...bu da karşılaştırmıyor haliyle..
hemen şuracıktayım.
ÖLÜM eski son,yeni başlangıç
bir gün bütün canlılar ölecek bunu herkes bilmeli günü geldiğinde hepimiz öleceğiz burdan herkese duyuruyorum herkes bilsin zamanı gelince mezara gireceğiz o kadar
ALLAH bir' demektense ecel teri dökerken,
Ölüversem, beklenmez bir anda 'ALLAH bir' derken.
Necip Fazıl Kısakürek
ölüm küçücükken daha dünyanın insafsızlıgından habersizken başınıza gelebilecek en büyük acıdır.ben bu acıyı tattım annemsiz kaldım buda benım ıcın buyuk bır kayıp oldu.ama olsun onun ıcınde ölüm erken kurtulus yoluydu.suanda bende yasayan bır ölüyüm
sevdamın yüreği
teslimiyetimiz
ölümün bizi nerde belklediği belli değil iyisimi biz onu her yerde bekleyelim
^^ Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız
Bizim mezarımız ariflerin gönüllerindedir ^^
der Hz. Mevlânâ'm
Artık demir almak günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu bu limandan
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol
Rıhtımda kalanlar bu seyehatten elemli
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli
Biçare gönüller ne giden son gemidir bu
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler
Bilmezki giden sevgililer dönmeyecekler
Bir çok gidenin herbiri memnun ki yerinden
Bir çok seneler geçti dönen yok seferinden
Yahya Kemal Beyatlı
Allah hayırlı ölüm versin! Amin
gidenlerin değil, kalanların cevapsız sorularının en tepesinde oturur...
imtihanın sonucunun açıklanacağı vaktin başlangıç saatidir.
Bize verdiği hayatı kemirmeye başlar ilk saatimiz.
vuslat gecesi
bilinmezliklerle dolu yaşamımıza adım atabilmemiz için kesilen bilet
beklemiş beklemiş birden gelmiş ölüm
sanki bin yıl beklemiş beni bulmuş ölüm
Ebedi hayata geçiş.Ruhun özgürlüğü.
ölüm ağır gelir insana yaşamak varken
buz tutar insan adı bile geçince bir konuşmada
bu tutu verirsin gölgesinde bile
ey ölüm korkum senden değil senin sonundandır
ya sonunda cehennemlikse sonummm gel be gayri istemem seni
gül kokulu cennet değilse sonun ama? '! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !
cennettese sonum şuan gel bir bayram havası gibi bekliyorum seni
ölüm var ölüm ölüm,
kalp kırma gülüm gülüm,
unutma bir gün ölüm var ölüm.
tabi ki 'yaşamayı'...