Metamorfoz demenin ne olduğunu anlamak bile bir metamorfoza sebeb olur. Hayatında geçen olayların ruh çizginde yaptığı kalıcı tesirlerde metamorfoza bir örnek olabilir.
Bazi canlilar yasamlarinin farkli dönemlerinde, bulunduklari ortamin sartlarina uyum göstermelerini saglayacak fiziksel degisimler geçirirler. Bu farklilasma sürecine biyolojide metamorfoz (BASKALASIM) adi verilir. Bu süreç, biyoloji ve evrimin iddialari konusunda fazla bilgi sahibi olmayan çevreler tarafindan zaman zaman evrim teorisine delil gibi gösterilmeye çalisilir. Metamorfozu 'evrim örnegi' gibi gösteren kaynaklar, konu hakkinda bilgisiz kesimleri yaniltmaya yönelik dar kapsamli, yüzeysel propaganda kitaplaridir. Evrim konusunda otorite sayilan, dolayisiyla evrimin temel açmazlari ve çeliskileri konusunda ayrintili bilgi sahibi olan bilim adamlari ise bu tür iddialari gündeme getirmekten çekinirler. Ne kadar temelsiz bir iddia oldugunu konusunda hemfikirlerdir çünki. Kelebek, sinek, ari gibi canlilar metamorfoz geçiren canlilardan bazilaridir. Hayati suda baslayan daha sonra karada devam eden kurbagalar da metamorfoza bir örnektir. Bu farklilasmanin evrimle hiçbir ilgisi yoktur. Çünkü evrim teorisi canliliktaki farklilasmalari tesadüflerle gerçeklesen mutasyonlarla açiklamaya çalisir. Oysa metamorfoz evrimin bu temel iddiasi ile hiçbir benzerlik tasimayan, tesadüfle, mutasyonla ilgisi olmayan, önceden planlanmis bir süreçtir. Metamorfozu gerçeklestiren etken tesadüf degil, o canlida daha dogdugu andan itibaren bulunan genetik bilgidir. Örnegin kurbagada, bu canli henüz sudaki hayatini devam ettirirken, daha sonra karada sürecek yasamiyla ilgili bilgi, genetik yapisinda mevcuttur. Sivrisinegin de pupa ve eriskin hallerindeki yapisi ve fonksiyonlari daha larva asamasindayken genetik sifresinde bulunmaktadir. Bu durum metamorfoz geçiren tüm canlilar için geçerlidir.Metamorfoz bir yaratilis delilidir.Son yillarda metamorfoz hakkinda yapilan bilimsel arastirmalar, metamorfozun farkli genler tarafindan kontrol edilen kompleks bir süreç oldugunu göstermistir. Örnegin kurbaganin baskalasiminda sadece kuyruk ile ilgili islemler 'bir düzineden fazla gen' tarafindan kontrol edilmektedir. Bunun anlami bu sürecin, birçok parçanin birbiriyle uyumu sayesinde gerçeklesebildigidir. Bu özelligiyle metamorfoz yaratilisin delili olan 'indirgenemez komplekslik' özelligi tasiyan biyolojik bir süreçtir. 'Indirgenemez komplekslik', evrim teorisinin geçersizligini gösteren çalismalariyla ünlenen biyokimyaci Prof. Dr. Michael Behe tarafindan bilim literatürüne kazandirilan bir kavramdir. Anlami, kompleks biyolojik organ ve sistemlerin kendilerini meydana getiren parçalarin her birinin katilimi ve uyumuyla isleyebildigi ve içlerinden en küçük bir parçanin çikmasiyla dahi söz konusu sistem ya da organin is görememesidir. Buradan çikan sonuç, bu tip kompleks yapilarin evrimin iddia ettigi gibi tesadüfler neticesinde yasanan kademeli küçük degisimlerle meydana gelmesinin mümkün olmadigidir. Metamorfozda yasanan da budur. Metamorfoz süreci, farkli genlerin etkiledigi hormonlarin son derece hassas ölçü ve zamanlamalariyla gerçeklesir. Olusabilecek en küçük hata ise canlinin yasamiyla ödenecektir. Bu derece kompleks bir sürecin tesadüfle ve kademeli olarak olustugunu iddia etmek ise mümkün degildir. Küçücük bir hatanin bile o canlinin hayatina mal oldugu gerçegi ortadayken, evrim teorisinin öne sürdügü dogal seleksiyonla 'deneme yanilma' mekanizmasindan bahsedilemez. Canli milyonlarca sene diger eksik parçalarinin 'tesadüflerle' olusmasini bekleyemez.Bu gerçek dikkate alindiginda ise metamorfoz geçiren canlilarin konu hakkinda yeterince bilgisi olmayan bazilarinin zannettigi gibi evrime delil olusturmalarinin söz konusu olmadigi görülür. Kaldıki mikro evrimlede doğrudan veya uzaktan yakından bır ılgısı yoktur.Tam aksine, metamorfoz geçiren canlilar, bu sürecin ve süreci kontrol eden sistemlerinin kompleksligi düsünüldügünde, kusursuz bir yaratilisin delilidirler. Filozoflar, her seyi olusum nedenini açiklayabilecek bir ana maddenin var olmasi gerektigini düsünerek, Thales bunu su, Anaximenes hava, Heraklitos ates olarak kabul ettiler.Kisaca heraklitosunda evrimle bir ilgisi yoktur.canlilarin var olma sebebplerinin bir nedene bagli oldugu felsefesinden yola çikmis ve bunu atese baglamistir sadece.kisaca evrim ile ilgili bir destekleyici bir durum söz konusu degildir.Empedokles, tek ana maddeyle yola çikarak seylerin ve olaylarin çesitliligini açiklamakta güçlügünden kurtulmak amaciyla, bircilikten ilk olarak çogulculuga geçen kisi oldu ve toprak, su, ates ve hava olmak üzere dört ana eleman kabul etti.Anaxagoras sonsuz derecede küçük tohumlardan bahsederek, olusum mekanizmasinin temelinde bunlarin oldugunu ortaya atarak, modern atom bilimine bir yaklasim yaratmistir. Sonradan Leukippos ve Demokritos maddenin sadece dolgunluktan degil bosluktan ve bos uzaydan da olustugu fikrini ortaya atarak atomist filozoflar olarak kabul edilmislerdir.Platon atomist bir felsefeci degildi, Demokritos`a öylesine karsiydi ki tüm kitaplarinin yakilmasini bile istedigi söylenir. Fakat düsünceleri, Pitagoras okulunun ögretileri için temel olusturmustur. Bu ögretideki, enteresan nokta din ile matematik arasinda dikkate deger bir iliski kurulmasi olmustur. Matematiksel biçimlendirme gücü ile, temelinde yatan o yaratici kuvvet arasindaki iliski, o zamandan bu yana insan düsünü üzerinde en güçlü etki yapan bir iliski oluvermistir. Sanıldıgının aksine hiç bir islam alimide ne makro nede mikro evrimi destekler bir eser bırakmamışlardır Kurbağalar önce su içinde doğar, bir süre burada yaşar; daha sonra ise 'metamorfoz' adı verilen değişimle birlikte karaya çıkarlar. Bazı insanlar ise, metamorfozu 'evrim'in bir delili ya da örneği sanır. Oysa, gerçekte metamorfozun evrimle hiçbir ilgisi yoktur.
Evrim teorisinin öne sürdüğü tek gelişme mekanizması, mutasyonlardır. Metamorfoz ise, mutasyon gibi tesadüfi etkilerle gerçekleşmez. Aksine bu değişim, kurbağanın genetik bilgilerinde en baştan kayıtlıdır. Yani bir kurbağa ilk doğduğunda, onun bir süre sonra değişim geçirip karada yaşamaya uygun bir vücuda sahip olacağı bellidir. Son yıllarda yapılan araştırmalar, metamorfoz sürecinin farklı genler tarafından kontrol edilen çok kompleks bir işlem olduğunu göstermektedir. Örneğin bu dönüşüm sırasında sırf kuyruğun kaybolması işlemi, Science News dergisindeki ifadeyle 'bir düzineden fazla gen' tarafından yönetilmektedir.
Evrimcilerin 'sudan karaya geçiş' iddiası ise, tamamen suda yaşamak için yaratılmış bir genetik bilgiye sahip olan balıkların, rastgele mutasyonlar sonucunda, tesadüfen kara canlılarına dönüştüğü şeklindedir. Bu nedenle metamorfoz gerçekte evrimi destekleyen değil, çürüten bir delildir. Çünkü metamorfoz sürecine en ufak bir hata karışsa, canlı ölür ya da sakat kalır. Dolayısıyla rastgele bir değişim söz konusu olamaz. Metamorfozun mutlaka kusursuz olarak tamamlanması şarttır. Bu denli kompleks ve hataya izin vermeyen bir sürecin, evrimin iddia ettiği gibi rastgele mutasyonlarla ortaya çıkması ise imkansızdır. (04.01.2008 00:50)
neredeyse herkesin kafka uzmanı kesildiği bir zamanın gebe olması düşünülen değişim ve dönüşüm sürecinin, yok öyle bişeyciliğin önderlerinden samuel beckett de ki hiç gelmeyenlere ve hiç olmayacaklara adanmış 'godot yu beklerken' le yanıt bulduğu, şimdilik türkiye için ab süreci ve dayatmasıdır. politikacılarımız ve işporta sevgililer ve kendilerine bişey olan anneannelerimizle artık bizi hiç şaşırtamayan, bütün duygularımızı önüne katan el nino mu desem olumlu tek anlamının hayvan üremelerine, sembolistlerin şiirleri ve de sezen aksunun çatı diplerine saklandığı hızlı başkalaşımın ismidir
Bazi canlilar yasamlarinin farkli dönemlerinde, bulunduklari ortamin sartlarina uyum göstermelerini saglayacak fiziksel degisimler geçirirler. Bu farklilasma sürecine biyolojide metamorfoz (BASKALASIM) adi verilir. Bu süreç, biyoloji ve evrimin iddialari konusunda fazla bilgi sahibi olmayan çevreler tarafindan zaman zaman evrim teorisine delil gibi gösterilmeye çalisilir. Metamorfozu 'evrim örnegi' gibi gösteren kaynaklar, konu hakkinda bilgisiz kesimleri yaniltmaya yönelik dar kapsamli, yüzeysel propaganda kitaplaridir. Evrim konusunda otorite sayilan, dolayisiyla evrimin temel açmazlari ve çeliskileri konusunda ayrintili bilgi sahibi olan bilim adamlari ise bu tür iddialari gündeme getirmekten çekinirler. Ne kadar temelsiz bir iddia oldugunu konusunda hemfikirlerdir çünki. Kelebek, sinek, ari gibi canlilar metamorfoz geçiren canlilardan bazilaridir. Hayati suda baslayan daha sonra karada devam eden kurbagalar da metamorfoza bir örnektir. Bu farklilasmanin evrimle hiçbir ilgisi yoktur. Çünkü evrim teorisi canliliktaki farklilasmalari tesadüflerle gerçeklesen mutasyonlarla açiklamaya çalisir. Oysa metamorfoz evrimin bu temel iddiasi ile hiçbir benzerlik tasimayan, tesadüfle, mutasyonla ilgisi olmayan, önceden planlanmis bir süreçtir. Metamorfozu gerçeklestiren etken tesadüf degil, o canlida daha dogdugu andan itibaren bulunan genetik bilgidir. Örnegin kurbagada, bu canli henüz sudaki hayatini devam ettirirken, daha sonra karada sürecek yasamiyla ilgili bilgi, genetik yapisinda mevcuttur. Sivrisinegin de pupa ve eriskin hallerindeki yapisi ve fonksiyonlari daha larva asamasindayken genetik sifresinde bulunmaktadir. Bu durum metamorfoz geçiren tüm canlilar için geçerlidir.Metamorfoz bir yaratilis delilidir.Son yillarda metamorfoz hakkinda yapilan bilimsel arastirmalar, metamorfozun farkli genler tarafindan kontrol edilen kompleks bir süreç oldugunu göstermistir. Örnegin kurbaganin baskalasiminda sadece kuyruk ile ilgili islemler 'bir düzineden fazla gen' tarafindan kontrol edilmektedir. Bunun anlami bu sürecin, birçok parçanin birbiriyle uyumu sayesinde gerçeklesebildigidir. Bu özelligiyle metamorfoz yaratilisin delili olan 'indirgenemez komplekslik' özelligi tasiyan biyolojik bir süreçtir. 'Indirgenemez komplekslik', evrim teorisinin geçersizligini gösteren çalismalariyla ünlenen biyokimyaci Prof. Dr. Michael Behe tarafindan bilim literatürüne kazandirilan bir kavramdir. Anlami, kompleks biyolojik organ ve sistemlerin kendilerini meydana getiren parçalarin her birinin katilimi ve uyumuyla isleyebildigi ve içlerinden en küçük bir parçanin çikmasiyla dahi söz konusu sistem ya da organin is görememesidir. Buradan çikan sonuç, bu tip kompleks yapilarin evrimin iddia ettigi gibi tesadüfler neticesinde yasanan kademeli küçük degisimlerle meydana gelmesinin mümkün olmadigidir. Metamorfozda yasanan da budur. Metamorfoz süreci, farkli genlerin etkiledigi hormonlarin son derece hassas ölçü ve zamanlamalariyla gerçeklesir. Olusabilecek en küçük hata ise canlinin yasamiyla ödenecektir. Bu derece kompleks bir sürecin tesadüfle ve kademeli olarak olustugunu iddia etmek ise mümkün degildir. Küçücük bir hatanin bile o canlinin hayatina mal oldugu gerçegi ortadayken, evrim teorisinin öne sürdügü dogal seleksiyonla 'deneme yanilma' mekanizmasindan bahsedilemez. Canli milyonlarca sene diger eksik parçalarinin 'tesadüflerle' olusmasini bekleyemez.Bu gerçek dikkate alindiginda ise metamorfoz geçiren canlilarin konu hakkinda yeterince bilgisi olmayan bazilarinin zannettigi gibi evrime delil olusturmalarinin söz konusu olmadigi görülür. Kaldıki mikro evrimlede doğrudan veya uzaktan yakından bır ılgısı yoktur.Tam aksine, metamorfoz geçiren canlilar, bu sürecin ve süreci kontrol eden sistemlerinin kompleksligi düsünüldügünde, kusursuz bir yaratilisin delilidirler. Filozoflar, her seyi olusum nedenini açiklayabilecek bir ana maddenin var olmasi gerektigini düsünerek, Thales bunu su, Anaximenes hava, Heraklitos ates olarak kabul ettiler.Kisaca heraklitosunda evrimle bir ilgisi yoktur.canlilarin var olma sebebplerinin bir nedene bagli oldugu felsefesinden yola çikmis ve bunu atese baglamistir sadece.kisaca evrim ile ilgili bir destekleyici bir durum söz konusu degildir.Empedokles, tek ana maddeyle yola çikarak seylerin ve olaylarin çesitliligini açiklamakta güçlügünden kurtulmak amaciyla, bircilikten ilk olarak çogulculuga geçen kisi oldu ve toprak, su, ates ve hava olmak üzere dört ana eleman kabul etti.Anaxagoras sonsuz derecede küçük tohumlardan bahsederek, olusum mekanizmasinin temelinde bunlarin oldugunu ortaya atarak, modern atom bilimine bir yaklasim yaratmistir. Sonradan Leukippos ve Demokritos maddenin sadece dolgunluktan degil bosluktan ve bos uzaydan da olustugu fikrini ortaya atarak atomist filozoflar olarak kabul edilmislerdir.Platon atomist bir felsefeci degildi, Demokritos`a öylesine karsiydi ki tüm kitaplarinin yakilmasini bile istedigi söylenir. Fakat düsünceleri, Pitagoras okulunun ögretileri için temel olusturmustur. Bu ögretideki, enteresan nokta din ile matematik arasinda dikkate deger bir iliski kurulmasi olmustur. Matematiksel biçimlendirme gücü ile, temelinde yatan o yaratici kuvvet arasindaki iliski, o zamandan bu yana insan düsünü üzerinde en güçlü etki yapan bir iliski oluvermistir. Sanıldıgının aksine hiç bir islam alimide ne makro nede mikro evrimi destekler bir eser bırakmamışlardır
Kurbağalar önce su içinde doğar, bir süre burada yaşar; daha sonra ise 'metamorfoz' adı verilen değişimle birlikte karaya çıkarlar. Bazı insanlar ise, metamorfozu 'evrim'in bir delili ya da örneği sanır. Oysa, gerçekte metamorfozun evrimle hiçbir ilgisi yoktur.
Evrim teorisinin öne sürdüğü tek gelişme mekanizması, mutasyonlardır. Metamorfoz ise, mutasyon gibi tesadüfi etkilerle gerçekleşmez. Aksine bu değişim, kurbağanın genetik bilgilerinde en baştan kayıtlıdır. Yani bir kurbağa ilk doğduğunda, onun bir süre sonra değişim geçirip karada yaşamaya uygun bir vücuda sahip olacağı bellidir. Son yıllarda yapılan araştırmalar, metamorfoz sürecinin farklı genler tarafından kontrol edilen çok kompleks bir işlem olduğunu göstermektedir. Örneğin bu dönüşüm sırasında sırf kuyruğun kaybolması işlemi, Science News dergisindeki ifadeyle 'bir düzineden fazla gen' tarafından yönetilmektedir.
Evrimcilerin 'sudan karaya geçiş' iddiası ise, tamamen suda yaşamak için yaratılmış bir genetik bilgiye sahip olan balıkların, rastgele mutasyonlar sonucunda, tesadüfen kara canlılarına dönüştüğü şeklindedir. Bu nedenle metamorfoz gerçekte evrimi destekleyen değil, çürüten bir delildir. Çünkü metamorfoz sürecine en ufak bir hata karışsa, canlı ölür ya da sakat kalır. Dolayısıyla rastgele bir değişim söz konusu olamaz. Metamorfozun mutlaka kusursuz olarak tamamlanması şarttır. Bu denli kompleks ve hataya izin vermeyen bir sürecin, evrimin iddia ettiği gibi rastgele mutasyonlarla ortaya çıkması ise imkansızdır.
metamorfoz ve şiir.. üzerinde durulmalı bu iki kavramın aralarındaki ilişkinin.. şiirin malzemesi duyguları, düşünceleri ifade eden kelimelerdir.. ne ki, kelimeler şiirde bilimdeki gibi, düz sözlük anlamıyla kullanılmazlar.. şiirin malzemesi olan kelime, çoğu zaman başkalaşmış anlamlar doğurmaklığıyla, metamorfoz kelimesinin düz anlamını benliğinde yaşatır hale gelir.. her imge, her simge, her benzetme böyledir şiirde vesselam..
Kimim ben? Sağırım... dilsizim... Buralarda yeniyim Hem konuşabilsem bile... Dilinizi de iyi konuşamıyorum üstelik. Ama gözlerim var, bakabilirim, gözlerinizi kırpana kadar. Elimi uzatıp tutabilirim elinizi Gerekirse omuz verebilirim. Çoktandır sahiplenilmese de boş duruyor hala yüreğim. Ve sanırım sevebilirim Ve o zaman, sanırım tekrar duymayı ve konuşmayı başarırım. Yardım ederseniz bir gün sizin dilinizi de konuşabilirim.
kelebek tırtılları oldukça detaylı bir metamorfoz süreci geçirir. Tırtıl öncelikle bir pupa olur, daha sonra pupa kelebeğe dönüşür. Bu değişim boyunca kanatlarda, duyargalarda, bacaklarda ve diğer organlarda küçük değişiklikler meydana gelir. Uçuş kasları, kanatlar gibi farklı merkezlerdeki hücrelerde değişimin her aşamasında kendilerini tekrar düzenler. Bundan başka bu değişimlerle birlikte vücuttaki hemen her sistem de -sindirim sistemi, boşaltım sistemi ve solunum sistemi- gibi-değişim geçirir.
atıl kurt tarkan'ın şarkılarından biriydi sanırım. albüm ismi de olabilir...
Metamorfoz demenin ne olduğunu anlamak bile bir metamorfoza sebeb olur. Hayatında geçen olayların ruh çizginde yaptığı kalıcı tesirlerde metamorfoza bir örnek olabilir.
...
kurbağa vb hayvanların geçirdiği evrim...
bir şeyden başka bir şeye dönüşme olayı...
maymundan insan(!) a dönüşme mesela...
kelime uyduracak olur isek 'başkalaşım'...
ancak metamorfoz geridönüşümsüz bir olaydır...bakıldığı zaman insanın maymunlaşması pekala imkan dahilindedir...
bknz:soyunu maymuna dayandırmak
Tarkan ın bir şarkısı :)
Başkalaşım (Metamorfoz)
Bazi canlilar yasamlarinin farkli dönemlerinde, bulunduklari ortamin sartlarina uyum göstermelerini saglayacak fiziksel degisimler geçirirler. Bu farklilasma sürecine biyolojide metamorfoz (BASKALASIM) adi verilir. Bu süreç, biyoloji ve evrimin iddialari konusunda fazla bilgi sahibi olmayan çevreler tarafindan zaman zaman evrim teorisine delil gibi gösterilmeye çalisilir. Metamorfozu 'evrim örnegi' gibi gösteren kaynaklar, konu hakkinda bilgisiz kesimleri yaniltmaya yönelik dar kapsamli, yüzeysel propaganda kitaplaridir. Evrim konusunda otorite sayilan, dolayisiyla evrimin temel açmazlari ve çeliskileri konusunda ayrintili bilgi sahibi olan bilim adamlari ise bu tür iddialari gündeme getirmekten çekinirler. Ne kadar temelsiz bir iddia oldugunu konusunda hemfikirlerdir çünki.
Kelebek, sinek, ari gibi canlilar metamorfoz geçiren canlilardan bazilaridir. Hayati suda baslayan daha sonra karada devam eden kurbagalar da metamorfoza bir örnektir. Bu farklilasmanin evrimle hiçbir ilgisi yoktur. Çünkü evrim teorisi canliliktaki farklilasmalari tesadüflerle gerçeklesen mutasyonlarla açiklamaya çalisir. Oysa metamorfoz evrimin bu temel iddiasi ile hiçbir benzerlik tasimayan, tesadüfle, mutasyonla ilgisi olmayan, önceden planlanmis bir süreçtir. Metamorfozu gerçeklestiren etken tesadüf degil, o canlida daha dogdugu andan itibaren bulunan genetik bilgidir. Örnegin kurbagada, bu canli henüz sudaki hayatini devam ettirirken, daha sonra karada sürecek yasamiyla ilgili bilgi, genetik yapisinda mevcuttur. Sivrisinegin de pupa ve eriskin hallerindeki yapisi ve fonksiyonlari daha larva asamasindayken genetik sifresinde bulunmaktadir. Bu durum metamorfoz geçiren tüm canlilar için geçerlidir.Metamorfoz bir yaratilis delilidir.Son yillarda metamorfoz hakkinda yapilan bilimsel arastirmalar, metamorfozun farkli genler tarafindan kontrol edilen kompleks bir süreç oldugunu göstermistir. Örnegin kurbaganin baskalasiminda sadece kuyruk ile ilgili islemler 'bir düzineden fazla gen' tarafindan kontrol edilmektedir. Bunun anlami bu sürecin, birçok parçanin birbiriyle uyumu sayesinde gerçeklesebildigidir. Bu özelligiyle metamorfoz yaratilisin delili olan 'indirgenemez komplekslik' özelligi tasiyan biyolojik bir süreçtir. 'Indirgenemez komplekslik', evrim teorisinin geçersizligini gösteren çalismalariyla ünlenen biyokimyaci Prof. Dr. Michael Behe tarafindan bilim literatürüne kazandirilan bir kavramdir. Anlami, kompleks biyolojik organ ve sistemlerin kendilerini meydana getiren parçalarin her birinin katilimi ve uyumuyla isleyebildigi ve içlerinden en küçük bir parçanin çikmasiyla dahi söz konusu sistem ya da organin is görememesidir. Buradan çikan sonuç, bu tip kompleks yapilarin evrimin iddia ettigi gibi tesadüfler neticesinde yasanan kademeli küçük degisimlerle meydana gelmesinin mümkün olmadigidir. Metamorfozda yasanan da budur. Metamorfoz süreci, farkli genlerin etkiledigi hormonlarin son derece hassas ölçü ve zamanlamalariyla gerçeklesir. Olusabilecek en küçük hata ise canlinin yasamiyla ödenecektir. Bu derece kompleks bir sürecin tesadüfle ve kademeli olarak olustugunu iddia etmek ise mümkün degildir. Küçücük bir hatanin bile o canlinin hayatina mal oldugu gerçegi ortadayken, evrim teorisinin öne sürdügü dogal seleksiyonla 'deneme yanilma' mekanizmasindan bahsedilemez. Canli milyonlarca sene diger eksik parçalarinin 'tesadüflerle' olusmasini bekleyemez.Bu gerçek dikkate alindiginda ise metamorfoz geçiren canlilarin konu hakkinda yeterince bilgisi olmayan bazilarinin zannettigi gibi evrime delil olusturmalarinin söz konusu olmadigi görülür. Kaldıki mikro evrimlede doğrudan veya uzaktan yakından bır ılgısı yoktur.Tam aksine, metamorfoz geçiren canlilar, bu sürecin ve süreci kontrol eden sistemlerinin kompleksligi düsünüldügünde, kusursuz bir yaratilisin delilidirler.
Filozoflar, her seyi olusum nedenini açiklayabilecek bir ana maddenin var olmasi gerektigini düsünerek, Thales bunu su, Anaximenes hava, Heraklitos ates olarak kabul ettiler.Kisaca heraklitosunda evrimle bir ilgisi yoktur.canlilarin var olma sebebplerinin bir nedene bagli oldugu felsefesinden yola çikmis ve bunu atese baglamistir sadece.kisaca evrim ile ilgili bir destekleyici bir durum söz konusu degildir.Empedokles, tek ana maddeyle yola çikarak seylerin ve olaylarin çesitliligini açiklamakta güçlügünden kurtulmak amaciyla, bircilikten ilk olarak çogulculuga geçen kisi oldu ve toprak, su, ates ve hava olmak üzere dört ana eleman kabul etti.Anaxagoras sonsuz derecede küçük tohumlardan bahsederek, olusum mekanizmasinin temelinde bunlarin oldugunu ortaya atarak, modern atom bilimine bir yaklasim yaratmistir. Sonradan Leukippos ve Demokritos maddenin sadece dolgunluktan degil bosluktan ve bos uzaydan da olustugu fikrini ortaya atarak atomist filozoflar olarak kabul edilmislerdir.Platon atomist bir felsefeci degildi, Demokritos`a öylesine karsiydi ki tüm kitaplarinin yakilmasini bile istedigi söylenir. Fakat düsünceleri, Pitagoras okulunun ögretileri için temel olusturmustur. Bu ögretideki, enteresan nokta din ile matematik arasinda dikkate deger bir iliski kurulmasi olmustur. Matematiksel biçimlendirme gücü ile, temelinde yatan o yaratici kuvvet arasindaki iliski, o zamandan bu yana insan düsünü üzerinde en güçlü etki yapan bir iliski oluvermistir. Sanıldıgının aksine hiç bir islam alimide ne makro nede mikro evrimi destekler bir eser bırakmamışlardır Kurbağalar önce su içinde doğar, bir süre burada yaşar; daha sonra ise 'metamorfoz' adı verilen değişimle birlikte karaya çıkarlar. Bazı insanlar ise, metamorfozu 'evrim'in bir delili ya da örneği sanır. Oysa, gerçekte metamorfozun evrimle hiçbir ilgisi yoktur.
Evrim teorisinin öne sürdüğü tek gelişme mekanizması, mutasyonlardır. Metamorfoz ise, mutasyon gibi tesadüfi etkilerle gerçekleşmez. Aksine bu değişim, kurbağanın genetik bilgilerinde en baştan kayıtlıdır. Yani bir kurbağa ilk doğduğunda, onun bir süre sonra değişim geçirip karada yaşamaya uygun bir vücuda sahip olacağı bellidir. Son yıllarda yapılan araştırmalar, metamorfoz sürecinin farklı genler tarafından kontrol edilen çok kompleks bir işlem olduğunu göstermektedir. Örneğin bu dönüşüm sırasında sırf kuyruğun kaybolması işlemi, Science News dergisindeki ifadeyle 'bir düzineden fazla gen' tarafından yönetilmektedir.
Evrimcilerin 'sudan karaya geçiş' iddiası ise, tamamen suda yaşamak için yaratılmış bir genetik bilgiye sahip olan balıkların, rastgele mutasyonlar sonucunda, tesadüfen kara canlılarına dönüştüğü şeklindedir. Bu nedenle metamorfoz gerçekte evrimi destekleyen değil, çürüten bir delildir. Çünkü metamorfoz sürecine en ufak bir hata karışsa, canlı ölür ya da sakat kalır. Dolayısıyla rastgele bir değişim söz konusu olamaz. Metamorfozun mutlaka kusursuz olarak tamamlanması şarttır. Bu denli kompleks ve hataya izin vermeyen bir sürecin, evrimin iddia ettiği gibi rastgele mutasyonlarla ortaya çıkması ise imkansızdır. (04.01.2008 00:50)
metamorfoz bir hayvanın veya canlının başkalaşım şeklidir
metamorfoz bir hayvanın veya bir canlının başkalaşım şeklidir hayvanlarda yılanda görülür
Değişim demekmiş..Keşke değişmeseydin be Tarkan..
neredeyse herkesin kafka uzmanı kesildiği bir zamanın gebe olması düşünülen değişim ve dönüşüm sürecinin, yok öyle bişeyciliğin önderlerinden samuel beckett de ki hiç gelmeyenlere ve hiç olmayacaklara adanmış 'godot yu beklerken' le yanıt bulduğu, şimdilik türkiye için ab süreci ve dayatmasıdır. politikacılarımız ve işporta sevgililer ve kendilerine bişey olan anneannelerimizle artık bizi hiç şaşırtamayan, bütün duygularımızı önüne katan el nino mu desem olumlu tek anlamının hayvan üremelerine, sembolistlerin şiirleri ve de sezen aksunun çatı diplerine saklandığı hızlı başkalaşımın ismidir
değişim anlamına gelio insanın değişime ugraması mutasyon gibi bişi :) :) :) :)
kafka, sevilesi :)
daha hiç dinlemediğim ve pek de umrumda olmayan tarkan kasedi...kelime anlamı da değişim demekmiş..oh ne iyi öğrenmiş oldum :)
Şu ara,aklıma ilk gelen,Tarkan'ın çıkarılması, asrın hatası olan, AMA MAALESEF ÇIKARDIĞI son albümünün adı.O ne,o ne,o ne....
bence metamorfoz ayrımı ve başkalaşımı çağrıştırıyor yalnız derin manalar yüklersem bu insanların fikirlerin değişimini de vurgulayabilir bence
kafka'nın muhteşem kitabının adı. modern toplumun böcekleştirdiği gregor samsa ve modern toplumun böcekleştiremediğini sandığımız bizler...
başkalaşım anlamına geldiği gibi Tarkan'ın son kasedinin adı..
bu arada kaset çok kötü..
Başkalaşım (Metamorfoz)
Bazi canlilar yasamlarinin farkli dönemlerinde, bulunduklari ortamin sartlarina uyum göstermelerini saglayacak fiziksel degisimler geçirirler. Bu farklilasma sürecine biyolojide metamorfoz (BASKALASIM) adi verilir. Bu süreç, biyoloji ve evrimin iddialari konusunda fazla bilgi sahibi olmayan çevreler tarafindan zaman zaman evrim teorisine delil gibi gösterilmeye çalisilir. Metamorfozu 'evrim örnegi' gibi gösteren kaynaklar, konu hakkinda bilgisiz kesimleri yaniltmaya yönelik dar kapsamli, yüzeysel propaganda kitaplaridir. Evrim konusunda otorite sayilan, dolayisiyla evrimin temel açmazlari ve çeliskileri konusunda ayrintili bilgi sahibi olan bilim adamlari ise bu tür iddialari gündeme getirmekten çekinirler. Ne kadar temelsiz bir iddia oldugunu konusunda hemfikirlerdir çünki.
Kelebek, sinek, ari gibi canlilar metamorfoz geçiren canlilardan bazilaridir. Hayati suda baslayan daha sonra karada devam eden kurbagalar da metamorfoza bir örnektir. Bu farklilasmanin evrimle hiçbir ilgisi yoktur. Çünkü evrim teorisi canliliktaki farklilasmalari tesadüflerle gerçeklesen mutasyonlarla açiklamaya çalisir. Oysa metamorfoz evrimin bu temel iddiasi ile hiçbir benzerlik tasimayan, tesadüfle, mutasyonla ilgisi olmayan, önceden planlanmis bir süreçtir. Metamorfozu gerçeklestiren etken tesadüf degil, o canlida daha dogdugu andan itibaren bulunan genetik bilgidir. Örnegin kurbagada, bu canli henüz sudaki hayatini devam ettirirken, daha sonra karada sürecek yasamiyla ilgili bilgi, genetik yapisinda mevcuttur. Sivrisinegin de pupa ve eriskin hallerindeki yapisi ve fonksiyonlari daha larva asamasindayken genetik sifresinde bulunmaktadir. Bu durum metamorfoz geçiren tüm canlilar için geçerlidir.Metamorfoz bir yaratilis delilidir.Son yillarda metamorfoz hakkinda yapilan bilimsel arastirmalar, metamorfozun farkli genler tarafindan kontrol edilen kompleks bir süreç oldugunu göstermistir. Örnegin kurbaganin baskalasiminda sadece kuyruk ile ilgili islemler 'bir düzineden fazla gen' tarafindan kontrol edilmektedir. Bunun anlami bu sürecin, birçok parçanin birbiriyle uyumu sayesinde gerçeklesebildigidir. Bu özelligiyle metamorfoz yaratilisin delili olan 'indirgenemez komplekslik' özelligi tasiyan biyolojik bir süreçtir. 'Indirgenemez komplekslik', evrim teorisinin geçersizligini gösteren çalismalariyla ünlenen biyokimyaci Prof. Dr. Michael Behe tarafindan bilim literatürüne kazandirilan bir kavramdir. Anlami, kompleks biyolojik organ ve sistemlerin kendilerini meydana getiren parçalarin her birinin katilimi ve uyumuyla isleyebildigi ve içlerinden en küçük bir parçanin çikmasiyla dahi söz konusu sistem ya da organin is görememesidir. Buradan çikan sonuç, bu tip kompleks yapilarin evrimin iddia ettigi gibi tesadüfler neticesinde yasanan kademeli küçük degisimlerle meydana gelmesinin mümkün olmadigidir. Metamorfozda yasanan da budur. Metamorfoz süreci, farkli genlerin etkiledigi hormonlarin son derece hassas ölçü ve zamanlamalariyla gerçeklesir. Olusabilecek en küçük hata ise canlinin yasamiyla ödenecektir. Bu derece kompleks bir sürecin tesadüfle ve kademeli olarak olustugunu iddia etmek ise mümkün degildir. Küçücük bir hatanin bile o canlinin hayatina mal oldugu gerçegi ortadayken, evrim teorisinin öne sürdügü dogal seleksiyonla 'deneme yanilma' mekanizmasindan bahsedilemez. Canli milyonlarca sene diger eksik parçalarinin 'tesadüflerle' olusmasini bekleyemez.Bu gerçek dikkate alindiginda ise metamorfoz geçiren canlilarin konu hakkinda yeterince bilgisi olmayan bazilarinin zannettigi gibi evrime delil olusturmalarinin söz konusu olmadigi görülür. Kaldıki mikro evrimlede doğrudan veya uzaktan yakından bır ılgısı yoktur.Tam aksine, metamorfoz geçiren canlilar, bu sürecin ve süreci kontrol eden sistemlerinin kompleksligi düsünüldügünde, kusursuz bir yaratilisin delilidirler.
Filozoflar, her seyi olusum nedenini açiklayabilecek bir ana maddenin var olmasi gerektigini düsünerek, Thales bunu su, Anaximenes hava, Heraklitos ates olarak kabul ettiler.Kisaca heraklitosunda evrimle bir ilgisi yoktur.canlilarin var olma sebebplerinin bir nedene bagli oldugu felsefesinden yola çikmis ve bunu atese baglamistir sadece.kisaca evrim ile ilgili bir destekleyici bir durum söz konusu degildir.Empedokles, tek ana maddeyle yola çikarak seylerin ve olaylarin çesitliligini açiklamakta güçlügünden kurtulmak amaciyla, bircilikten ilk olarak çogulculuga geçen kisi oldu ve toprak, su, ates ve hava olmak üzere dört ana eleman kabul etti.Anaxagoras sonsuz derecede küçük tohumlardan bahsederek, olusum mekanizmasinin temelinde bunlarin oldugunu ortaya atarak, modern atom bilimine bir yaklasim yaratmistir. Sonradan Leukippos ve Demokritos maddenin sadece dolgunluktan degil bosluktan ve bos uzaydan da olustugu fikrini ortaya atarak atomist filozoflar olarak kabul edilmislerdir.Platon atomist bir felsefeci degildi, Demokritos`a öylesine karsiydi ki tüm kitaplarinin yakilmasini bile istedigi söylenir. Fakat düsünceleri, Pitagoras okulunun ögretileri için temel olusturmustur. Bu ögretideki, enteresan nokta din ile matematik arasinda dikkate deger bir iliski kurulmasi olmustur. Matematiksel biçimlendirme gücü ile, temelinde yatan o yaratici kuvvet arasindaki iliski, o zamandan bu yana insan düsünü üzerinde en güçlü etki yapan bir iliski oluvermistir. Sanıldıgının aksine hiç bir islam alimide ne makro nede mikro evrimi destekler bir eser bırakmamışlardır
Kurbağalar önce su içinde doğar, bir süre burada yaşar; daha sonra ise 'metamorfoz' adı verilen değişimle birlikte karaya çıkarlar. Bazı insanlar ise, metamorfozu 'evrim'in bir delili ya da örneği sanır. Oysa, gerçekte metamorfozun evrimle hiçbir ilgisi yoktur.
Evrim teorisinin öne sürdüğü tek gelişme mekanizması, mutasyonlardır. Metamorfoz ise, mutasyon gibi tesadüfi etkilerle gerçekleşmez. Aksine bu değişim, kurbağanın genetik bilgilerinde en baştan kayıtlıdır. Yani bir kurbağa ilk doğduğunda, onun bir süre sonra değişim geçirip karada yaşamaya uygun bir vücuda sahip olacağı bellidir. Son yıllarda yapılan araştırmalar, metamorfoz sürecinin farklı genler tarafından kontrol edilen çok kompleks bir işlem olduğunu göstermektedir. Örneğin bu dönüşüm sırasında sırf kuyruğun kaybolması işlemi, Science News dergisindeki ifadeyle 'bir düzineden fazla gen' tarafından yönetilmektedir.
Evrimcilerin 'sudan karaya geçiş' iddiası ise, tamamen suda yaşamak için yaratılmış bir genetik bilgiye sahip olan balıkların, rastgele mutasyonlar sonucunda, tesadüfen kara canlılarına dönüştüğü şeklindedir. Bu nedenle metamorfoz gerçekte evrimi destekleyen değil, çürüten bir delildir. Çünkü metamorfoz sürecine en ufak bir hata karışsa, canlı ölür ya da sakat kalır. Dolayısıyla rastgele bir değişim söz konusu olamaz. Metamorfozun mutlaka kusursuz olarak tamamlanması şarttır. Bu denli kompleks ve hataya izin vermeyen bir sürecin, evrimin iddia ettiği gibi rastgele mutasyonlarla ortaya çıkması ise imkansızdır.
metamorfoz ve şiir.. üzerinde durulmalı bu iki kavramın aralarındaki ilişkinin.. şiirin malzemesi duyguları, düşünceleri ifade eden kelimelerdir.. ne ki, kelimeler şiirde bilimdeki gibi, düz sözlük anlamıyla kullanılmazlar.. şiirin malzemesi olan kelime, çoğu zaman başkalaşmış anlamlar doğurmaklığıyla, metamorfoz kelimesinin düz anlamını benliğinde yaşatır hale gelir.. her imge, her simge, her benzetme böyledir şiirde vesselam..
tarkan'ın yeni albümünün adı...
umarım başkalaşım geçirebilmiştir...
tarkan dinlemeyi sevenler için....
metamorfoz...
http://rapidshare.com/files/79111346/Tarkan2007.rar
Metamorfoz
Kimim ben?
Sağırım... dilsizim...
Buralarda yeniyim
Hem konuşabilsem bile...
Dilinizi de iyi konuşamıyorum üstelik.
Ama gözlerim var, bakabilirim, gözlerinizi kırpana kadar.
Elimi uzatıp tutabilirim elinizi
Gerekirse omuz verebilirim.
Çoktandır sahiplenilmese de boş duruyor hala yüreğim.
Ve sanırım sevebilirim
Ve o zaman, sanırım tekrar duymayı ve konuşmayı başarırım.
Yardım ederseniz bir gün sizin dilinizi de konuşabilirim.
Gül Ozan
meta madde demektir.morfoz ise yapısal değişiklik anlamına gelmektedir
Atatürk ve devrimlerini anlatan belgesel tadında bir film. gayet güzeldi. oldukça açıklayıcı. özellikle anlamamakta ısrar eden dingiller için! ..
kurbağanın öyküsü
İnsanı tiksindirici kelimeleri kullanarak övgü cümlesi kurma...
doku veya organların, kendi işlevleri dışında başka işlevler de meydana getirmek üzere yapısal değişiklik geçirmeleri.
bitkilerde kök, gövde ve yapraklarda sık rastlanır. örneğin patates.
The Metamorphosis of Narcissus
Salvador Dali nin kusursuz tablosu..Üzerine bir kitap dahi yazılabilinir...
başka bir deyiş le gerçek yaşam...
her acıdan sonra bir evrim geçirir birşeyler öğrenir ve tecrübeler hanesine ekleriz...
metamorfoz insan ruhunun ta kendisi....
kelebek tırtılları oldukça detaylı bir metamorfoz süreci geçirir. Tırtıl öncelikle bir pupa olur, daha sonra pupa kelebeğe dönüşür. Bu değişim boyunca kanatlarda, duyargalarda, bacaklarda ve diğer organlarda küçük değişiklikler meydana gelir. Uçuş kasları, kanatlar gibi farklı merkezlerdeki hücrelerde değişimin her aşamasında kendilerini tekrar düzenler. Bundan başka bu değişimlerle birlikte vücuttaki hemen her sistem de -sindirim sistemi, boşaltım sistemi ve solunum sistemi- gibi-değişim geçirir.
larva-pupa-adulta geçiş süreci=metamorfoz...