Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? sizce ne demek, Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? size neyi çağrıştırıyor?
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? terimi Aslı Birer tarafından tarihinde eklendi
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? terimi Aslı Birer tarafından tarihinde eklendi
Rica ederim sizin gibi üstadın şiirlerini paylaşmaktan mutluluk duyarım. İzin verdiğiniz için de ayrıca teşekkür ederim.
Hoş geldiniz her daim saygımla…
Forumlara girmem pek,
Zaman sorun öncelikle
Alışkanlık bir de...
"Günlerden Mayıs" şiirim ve daha önce "Korkuyorum Sana Yarım Kalmaktan" şiirimden bir bölümün paylaşılması elbette hoşuma gitti,
Elif Key ve Ata Kızı rumuzlu Hanımefendiye paylaşımları nedeniyle çok teşekkür ederim...
Saygılarımla...
GÜNLERDEN MAYIS
Ben bu buğday otlarını
Daha önce de görmüş, seyretmiştim,İnce, narin ve her mayısta başağa yüklü gibi
Bir başları vardı
Ne var ki tohumları
Ancak kendilerine benzer bir otu
Yeniden var edebilmekten öte
Bir işe yaramazlardı!Tahminen karıncaları yanıltırlardı en çok
Bilmeden özden yoksun taneleri yüklenirler
Taşırlardı yaz boyu
Belki de ondandı sıcak geçen güzlerde
Sıkça yuvalarından dışarı çıkıp
Kışa kadar yiyecek aramaları.Bugün günlerden mayıs
Buğday otları tam istim üstünde
Hafiften sararmış başakları
O ince belleri hala esnek
Hala yeşil yaprakları.Kuzeyli rüzgârın önünde
Güneyli eğilim açıları hiç değişmeden
Birbirlerinin ters istikametine gitmeden
Salınıp, dans ediyorlar.Öyle bir manzara ki
Tahminen üç, dört adım karşılarında
Dolgun başaklarıyla gerçek buğday deryası
Tarlalar dolusu!Rüzgâra aldırdıkları bile yok
Yaslanmışlar birbirlerine
Ne yandan eserse essin
Kucaklaşıyorlar!Başakların kimi kuzeye, kimi güneye
Kimi de doğuya ya da batıya eğimli
Anladım ki fırtınalarda bile
Sarılıp birbirlerine
Düşmüyorlar
Eğilmiyorlar öne!Bugün günlerden mayıs,
Günlerden hıdrellez
Günlerden Deniz!Bir yanımda buğday otları
O ince, o narin o her duruma
Eğimli duruşları(!)
Bir yanım dalga dalga
Gök yeleli buğday ordusu!Çığ gibi iç içe, yüz yüze
Biri kuzeye, diğeri güneye
Biri doğuya, diğeri batıya
Nereden çıkarsa çıksın fırtına
Dirençleri yerinde, güçlüHer biri dik başlı bir/er Türk sanki!
06.05.2022 Mustafa Bay
Kaleminiz hiç susmasın.
Hayata fikirlerinizi d/okumaktan korkmayın…
Ata kızı
korkma! kendin olmaktan, gözlere gerçekten bakmaktan, ruhundaki prangaları kırmaktan korkma! insanca yaşamaktan, kırık küpün içini görmekten, rüzgârın yaprağı savurup atmasından korkma! sen olmaktan, acıdan, tatlıdan, hayata dair ne varsa senin için hepsi de sakın korkma! yaşamak sanattır aslında, yaşamak sanattır şiir gibi işlemek havaya nefesini. dokumak zanaat ustası gibi ilmek ilmek hayatın içine fikirlerini, örmekten korkma! seni sen yapan yüreğinden sakın korkma.
Ata kızı :)
Non avere paura dei tuoi sentimenti Se sei un essere umano La tua anima è piena di musica Sei delicato come un fiore, in realtà non avere paura Dovresti fiorire in primavera Le tue foglie dovrebbero bagnarsi sotto la pioggia Non aver paura se il terreno diventa fangoso Il sole splenderà su di te e ogni goccia di rugiada cadrà quando sorridi, non avere paura.
…ve ummandır insan, birkaç kulaç attığında kıyısına varamazsın. Yıllarca o deryada mihr ü mah ile boğulmak gerek.
Bulmak yakışır sevene, sevdiğinin rengini yakamozlarda, leb i deryaysa insan çözmek için balık olmayı göze almak gerekir aşkla.
Ata kızı
Kadırga
Senelerce, senelerce evveldi;
Bir deniz ülkesinde… ve belki de
birbirine aktardığım defterlerin hepsinde
bu şiir vardı:
Senelerce, senelerce evveldi;
Biz seninle orada, o deniz ülkesinde tanıştık
uzak denizler, uzak yakınlıklar içinde
bir Kadırgada iki korsan
tarih, yarın, ütopya dolu sandıklar arasında
birbirimizi yaralarından tanıdık
dışı korsan, içi iç denizlerde yaşayan çocuklardık
Murathan Mungan
Baharlarda dolaşan tüm yağmurların amacı papatyalar olsa gerek. Bir de kiraz ağaçları. :)
Görebildin mi masum gözlerinde dile gelmeyen çığlıklarını?
ne kaldı ki; ülkenin bir köşesinde ölen adalet, diğer köşesindeki çocuğun boynunu büktürmesin.
Ata kızı
"Herhangi bir yerdeki adaletsizlik her yerdeki adalete tehdittir."
- Martin Luther
Aşağıdaki yazıyı okuyan herkese özellikle de dini bir partiye endeksleyen kimselere;. Din hiçbir partinin tekelinde değildir. Din kişilerin özgür iradesi, vicdanı ve Allah arasında olan ahlak yasasıdır. Siyaset dünyevi istekleri, kazançları, olan yönetim biçimleridir. Din ise uhrevidir. Kimse kimseyi dinsiz diye ayrıştıramaz buna hakkı da yoktur. Bu yüzden de laik yönetim biçimi uygun görülmüştür. Totalitarizm, hiçbir devlete şimdiye kadar fayda getirmediği gibi çok zarar vermiştir.
İster dindar olalım, ister inançsız devletler için ilerleme gösterecek tek yöntem demokratik yönetim biçimidir.. Halklar için demokrasi ve akıl yürütme şeklidir.
Der Ata kızı
Cehennemi Satın Alan Adam: Martin Luther.
(1483 / 1546) Cehennem benimdir...
Bildiğiniz üzere Dini kullananların elinde oyuncak olduğu 1500'lü yıllarda kiliseler cennetten topraklar satıyor. Cahil halk ise, “ölünce cennette yerimiz hazır olsun” diye bu oyuna alet oluyordu, böylece papazlar ve kilise zenginleşiyordu..
Ancak herkes öyle değildi. Bunun bir kandırmaca olduğunu, cennetten toprak satın alınamayacağını söyleyen Martin Luther mahkemeye çıkarılmıştı. Yargı, o zamanlar da dini kullananların elinde oyuncaktı. Duruşma sırasında Martin yargıçlara seslendi;
“Milleti cehennemle korkutup, cenneti para karşılığı satıyorsunuz. Sıkıysa cehennemi satsanız ya?” der..
Yargıçlardan biri sordu:
“Cehennemi kim alır ki?”
Martin Luther “ben alıyorum, neyse parasını veriyorum” der. Bir araya gelen yargıçlar cehennemi Martin’e bedava verirler..
Duruşma sonunda Martin kapının önüne çıkar ve duruşma sonucunu merak eden binlerce kişiye seslenir :
“Cehennemi satın aldım, benimdir. Bundan sonra oraya kimseyi almayacağım, korkmayın, der..
Cehennem korkusu kaybolan halk böylece kilise baskısından kurtulmuştur. Bundan sonra halk özgür beyinlere sahip olmaya başladı ve Almanya aydınlanması 500 yıl önce böylece sıradan ve çok akıllı bir olayla başlamış oldu.."
Turhan aga bunu senin mekandan arakladım:))
Kardeşim,
sana bu mektubu
Ankara'da Kuyulu kahvede yazıyorum.
Hep aynı Anadolu havalarını
çalıyor gramofon
kocaman bir boru çiçeğine
benzeyen ağzıyla.
Dışarda yağmur...
Mektepten istifa ettim.
Cepheye gidiyorum ihtiyat zabitliğiyle.
Çocuklarımıza Türkçe okutmak,
öğretmek, sevdirmek onlara
dünyanın en diri,
en taze dillerinden birini,
kendi dillerini,
güzel şey,
büyük şey.
Fakat bu dilin insanları için
çakmak çalmak cehpede
daha büyük,
daha güzel."
(NAZIM HİKMET RAN'ın "Kuva-yi Milliye Destanı" şiiri, Dördüncü Bap'tan)
“-Paşa, Paşa!
Diye duyuldu nidası Vahdettin'in
Dedi:
Şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin!
Asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden daha önemli .
Paşa, Paşa...Devleti kurtarabilirsin!...
O vahdettin ki yaptıklarından pişman mıydı
"Aldatıldığını mı anlamıştı"
Diye düşündü,
Sıyrıldı bu düşüncelerden Mustafa
Teşekkür etti vahdettin' e ayrıldı oradan
Çünkü onu bekleyen "Türk milleti" vardı
On sekiz kişiyle çıktı yola on altı mayısta
Ayrıldı galata rıhtımından vatana aşkla
Vardı samsuna vapurun adı, "bandırma"
şehirlerde İngiliz işgal kuvvetleri
manzara hiçte hoş değildi
19mayıs 1919 da başladı mücadele
Kurtuluşun başlangıcıydı mücadelenin adı
O' vizyonu çok büyük adamdı
Hep ileriyi görür hep ileri bakardı
Ve bugün de ümitle gençliğe armağandı
Atatürk “Gençler!
"Benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirmeyi üstlenen gençler!
Bir gün bu memleketi sizin gibi beni anlamış bir gençliğe bırakacağımdan dolayı çok memnun ve mesudum"
Ve
“Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir.
Benim fikirlerimi benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu kâfidir”
Bugün 19Mayıs 1919
Ne mutlu Türküm Diyene
ATA KIZI
Emin misiniz? :))
Hamsi tavada
Başladı oynamaya
çırpınma boşa
Cücük dedi bak
Koskoca bakan aman
Tarlada soğan
ahaha çok eğlenceli
Günümüze bir atıf haiku:)
Paha biçme çok
Öküz sığdı tartıya
Sığmaz cüzdana
Dal bastı kiraz
Yerdik ya senle biraz
Eğilseydi az
Japon şiir örneği haiku uzun zamandır yazmıyordum.5-7-5 hece ölçüsü birimi :)
Biraz kafam dağılsın hep toplu mu duracak şiştimm:)))
volkan babayı dinleyelim biraz
Peki frontal lob olmasa insan medeni olur muydu? Tabii ki hayır. sadece hayvanlar gibi yemek yer hayati ihtiyaçlarımızı giderebilirdik. akıl yürütemezdik. Ahlak aslında sadece yasalarla yönetilemez. Bir kişi suç işlediğinde yasalar önünde ceza alır. Ama yalan söylediğinde almaz. :)
Normlar hukuki ve ahlaki olmalı değil mi? her şeyi Yasalarla çözemeyiz.
Bu konu çok uzun dediğin gibi:)
İnsanlar neyi bulup çıkarabildi ki?.?? Daha doğru düzgün işleyen Ana yasaları yok. ne yapalım çöpe mi atalım hepsini efemm..?
İnsanlar neyi bulup çıkarabildiki. Daha doğru düzgün işleyen Ana yasaları yok. ne yapalım çöpe mi atalım hepsini efemm.
İnsanların dünyaya neden geldik sorunsalına cevaben; Dinlere tutunmaları gereklidir. Bunun nesi kötü? ahlaki açıdan insana vazifeler verir ve geliştirir. Niçin ikisi bir arada olmasın. Anlatılan din ile yaşanması gereken dinin farkına varıp doğru düzgün hayata geçirildiğinde zarar değil fayda sağlayacak bir inancı İyileştirmek yerine neden yıkalım..?
Ben dünyaya bedelim:)))) sordum sadece; neden gerçek olmasın? :)
Bırak ben de biraz kullanayım bazı sözleri:))