Tomurcuk goncaya güldü. Her doğum yaşanacak ölümdü.
Aşk, doğum sabahında yeni açmış bir güldü. Özenle bakılsa bile, her gül bir gün nazından ölürdü! Önce açar açılır,yaydığı en hoş kokularla herkesi büyüler, Sonra boynunu büker, bükülürdü. Aşkın gülmelerinde ağlamasını bilenler; eğilir bükülen gülü alır,kurutur,sonra da bir ömür saklardı.
Aşk, gül kokulu defterler arasında Gül, kurutulmuş aşklar ortasında kalır, Naz,sonbahar rüzgarının solduran nefesinde soluklanırdı.
Doğumla ölüm arasında yaşam, Aşkla gülün arasında naz vardı. Gül nasıl kurumaya mahkumsa, Aşk da öyle unutulmaya mahkumdu.
Ah ey yaşanan bahar mevsiminin iç üşütmeyen rüzgarlarıyla defterimin arasına düşüp gelen Ah,ey kurutulmuş gül Senin gibi defterler arasında kalıp tükenmek,unutulmak bize ait değildi. Yalnızlık insana ait değildi.
'Gülün yapraklarını bir bir koparsan da, o yine gülmeyi bırakmaz,yapraklarının da rengi solmaz. Gül sana der ki; 'dikenle beraber bulunduğum için,neden gama düşeyim? Kendimi Kedere salayım? Zaten gülmeyi o kötü huylu dikenin arkadaşlığına katlandığım için kazandım,onun yüzünden elde ettim' Mevlana
Papatyalar gunese Gul bulbule asikmis. Gunes her aksam batar Papatya yuregine tas basarmis. Her gece terk edilir,karanlikta aglar, Yapraklarini buzup aklinca gunese kusermis. Gunes Her sabah yeniden dogup papatyaya gulunce, Garibim hemen kanar,sonuna dek acip ciceklerini Gunese kucak acarmis Bulbulse biraz uzaklassa gulden Gul hemen yapraklarini islatir,boynunu bukuverirmis Uzaklarda geçen her gunde biraz daha kaybedermis bulbul gulu Gul ise caresiz beklermis bulbulu Sevse de soyleyemese,isteyip gulemese de Dikenini batiramaz ki sevdigine Kastedermis guzel yuzune,bulbul geri dondugunde bulamazmis belki ayni yerinde Iste o andan sonra geri donusu yetmezmis bulbulun,gulu geri dondurmeye Degil sevgisiyle sulasa,kanini akitsa koklerine Gunlerce sakiyip basucunda gecelerce yas tutsa Gul geri donmezmis bir daha
Gülü tarife ne hacet; gül Sevda-yı Muhammedî'dir. Gülün sevdası kalbimizin hâfi tepelerinde, ahfâ zirvelerinde sancak açmıştır.
Ve bizler, gönlü gülşen olan insanlara meftun oluruz, Kainatın Solmayan Gülü'nün aşkıyla...
Gün gelir, gözyaşıyla gül sularız. Bir gül için bin dikene su veririz. Ve biliriz ki, güllerin içinde diken yoktur, dikenler içinde gül vardır.
O, aşkımızın mihrabındaki gül... O, alemlere rahmet olarak gönderilen bir rasûl... O, çöl sıcağındaki bir kevser şelâlesi...
O, teşrifiyle kainatı aydınlatan ve ışık bahşeden sonsuz bir nur şulesi...
Gündüzleri dünyayı ışıtan güneş ve geceleri gökyüzünde çiçek çiçek açan yıldızlar, O'nun sönmeyen ışığının en mütevazi kandilleri... Sera da, süreyya da O'nun nuruyla aydınlanır...
O'nun sîreti bir amaç, O'nun sünneti bir hidayet, O'nun sureti gönüllere ülfet ve nimet veren bir âb-ı hayat...
Ruhumuz O'na aşık... O, gül mushaflı sevdamızın sembolü... O, onsekiz bin alemin emsali olmayan gülü...
Gül Divan Edebiyatında cok zengin ve derin anlamlara sahiptir. 1) ALLAH'ın nurunun simgesi 2) Peygamber efendimizin temsili 3) Bülbül ve gül hikayesi Ben bülbül ve gül hikayesi üzerinde durmak istiyorum.Bu konu hakkında cesitli rivayetler vardır.Bence en etkileyicisi bülbülün kavusmak için güle sarıldığı andır.Gülün dikenleri bülbüle batar ve bülbül kanlar içinde kalır.Aslında beyaz olan gül bülbülün kanıyla kırmızıya bulanır. BÜLBÜL VE GÜL İKİSİ DE AŞIKTIRLAR ASLINDA AMA BİRİ ASKINDAN HANDAN,DİĞERİ GİRYAN.....
de gülüm! De ki: ela bir günde geleceğim istanbul darmadağın olacak, saçlarım darmadağın. Hepsi, darmadağın! üzülme gülüm! Toparlanacağız, birlikte, ayağa da kalkacağız, yürüyeceğiz de gülüm hem de çelikten toprağını dele dele hayatın!
de gülüm! De ki: bitmiştir umut, bitmiştir sevgi, bitmiştir güven! güven bana gülüm! sana bitmemişligi ögretecek, tattıracaktır hasretten-hakikaten-ten değiştiren yüzüm!
göreceksin gülüm! Bekle! hırslarımız, acılarımız gitgide ihanetlere hainlere, ezilmelere alışacak.. göreceksin-sevinçten ağlayacaksin gülüm-ki işte o vakit bana-dogrudur! - şair olmak, seni sevmek pek çok yakışacak!
bak! şiirler var, mektuplar var, çocuklar var, sokaklar var, kediler! inan bana gülüm, ölüm yok bir tek! ölüm yok bize! ölüm inananlar için sessizce kara kaplı kitaplardan çıkartılacak.. göreceksin gülüm! Bekle! Göreceksin! artık hiçbir insan, hiçbir kavga ve hiçbirimiz bu dünyada, yapayalnız, umarsız kalmayacak!
Yaşamımız boyunca dikenler mutlaka hepimizin yüreğine batmıştır. Önceleri çok acıtmış, hatta kanatmış, gözyaşlarımıza karışmıştır. Zaman her şeyin ilacı olur derler ya... Evet, çok doğru, zamanla kanayan yaralar artık kanamaz olur ama acılar bitmez, sadece ince bir sızıya dönüşür. Hani bazı yağmurlu havalarda kırılan bir kolunuz veya bacağınız nasıl sızlarsa, kırılan kalpler de işte bazı zamanlarda öyle sızlar. Öyle zamanlarda ne kadar Gülü sevdiğimiz için dikenine de katlanırız desek te bir ahhhhhhh çekmeden de duramayız ve hiç bir zaman Gülü sevmekten vazgeçmeyiz. Hayatınızda her zaman gülünüzün olması ama yüreğinize batmaması, yüreğinizde yediveren güller gibi daima açması, dikeninin ise sadece elinize batması dileğiyle.........
hepsine bir anlam yüklenmiş.. kırmızı sevgi, sarı ayrılık, beyaz mutluluk, pembe hayaller, ve siyah güller...çok nadir açmış,ama hep geceyi anlatmış..umutsuzlukmuş adı..
Bayanları kızdırdığınız zaman gül göndermeniz gerekiyor. O yüzdende mutlaka bir nöbetçi çiçekçiniz olmalı... :))) Yoksa bu ayazda dışarıda kalırsınız... Sonrada arkadaşlarınızdan ne yapayım diye akıl almaya kalkarsınız... hahaha
mavi gül olur mu? demeyin sakın, oluyor çünkü. tabi bir hile ile kırmızı güller nizami boyutta kesilir ve mavi boya ile karıştırılmış su dolu bir kovaya konulur. vee bir süre sonra kırmızı güller oldu size masmavi...
Gül ki sevgilim gül ki gözlerin solmasın sakın aşk çiceğim
Gel biraz bana gel biraz daha arşa çıksın nağmalerim
ALLAH'IN ESMASI....
GÜL: CEMALİ
DİKEN: CELALİ
Tomurcuk, gonca, gül
Doğum, yaşam, ölüm
Tomurcuk goncaya güldü.
Her doğum yaşanacak ölümdü.
Aşk, doğum sabahında yeni açmış bir güldü.
Özenle bakılsa bile, her gül bir gün nazından ölürdü!
Önce açar açılır,yaydığı en hoş kokularla herkesi büyüler,
Sonra boynunu büker, bükülürdü.
Aşkın gülmelerinde ağlamasını bilenler; eğilir bükülen gülü alır,kurutur,sonra da bir ömür saklardı.
Aşk, gül kokulu defterler arasında
Gül, kurutulmuş aşklar ortasında kalır,
Naz,sonbahar rüzgarının solduran nefesinde soluklanırdı.
Doğumla ölüm arasında yaşam,
Aşkla gülün arasında naz vardı.
Gül nasıl kurumaya mahkumsa,
Aşk da öyle unutulmaya mahkumdu.
Ah ey yaşanan bahar mevsiminin iç üşütmeyen rüzgarlarıyla defterimin arasına düşüp gelen
Ah,ey kurutulmuş gül
Senin gibi defterler arasında kalıp tükenmek,unutulmak bize ait değildi.
Yalnızlık insana ait değildi.
Ah ey gül,
Benim naz makamım,
Gül; gülen veya tebessüm eden insanın ta kendisidir.
Bir gamlı hazânın seherinde,
Isrâra ne hâcet yine bülbül?
Bil, kalbimizin bahçelerinde,
Cân verdi senin söylediğin gül.
Savrulmada gül şimdi havada,
Gün doğmada bir başka ziyâda...
A.Haşim
ben sana gül derim gül seni kıskanmaya başlar ve sana benzemeye...
Gülü tarife ne hacet
Ne çiçektir, biliriz...
Sevgiliyi remz eder.
'Gülün yapraklarını bir bir koparsan da, o yine gülmeyi bırakmaz,yapraklarının da rengi solmaz.
Gül sana der ki; 'dikenle beraber bulunduğum için,neden gama düşeyim? Kendimi Kedere salayım? Zaten gülmeyi o kötü huylu dikenin arkadaşlığına katlandığım için kazandım,onun yüzünden elde ettim'
Mevlana
... elde etmek dileği ile dikene verilen su boşa gitmezmiş..
bir kıza verilerbilecek hem ucuz hemde etkili bir hediye türü
..sen Efendim..
hep gül..
'Senden bilirim yok bana bir faide ey gül
Gül yağını eller sürünür çatlasa bülbül..'
Ne güzel şarkıdır o..
Uzun zaman oldu dinlemeyeli..
Beyaz Gül Kırmızı Gül güller arasından gelir.
Gül aşkın sevdalısıdır
Gül kalbin meyvesidir
Gül cennetin aynasıdır
Gül Muhammed rayihasıdır
Gül hasretin kanlı yarasıdır
Gül ötelerin rüzgârıdır
Gül sevgilinin aynasıdır
Gül bülbüle,bülbül güle yar olmadı gitti.....
gittin şimdi sen yoksun yanımda birşey söylesem neye yarar........
Güle uyan sabahtır...Yüreğimiz yanıktır...
Papatyalar gunese
Gul bulbule asikmis.
Gunes her aksam batar
Papatya yuregine tas basarmis.
Her gece terk edilir,karanlikta aglar,
Yapraklarini buzup aklinca gunese kusermis.
Gunes Her sabah yeniden dogup papatyaya gulunce,
Garibim hemen kanar,sonuna dek acip ciceklerini
Gunese kucak acarmis
Bulbulse biraz uzaklassa gulden
Gul hemen yapraklarini islatir,boynunu bukuverirmis
Uzaklarda geçen her gunde biraz daha kaybedermis bulbul gulu
Gul ise caresiz beklermis bulbulu
Sevse de soyleyemese,isteyip gulemese de
Dikenini batiramaz ki sevdigine
Kastedermis guzel yuzune,bulbul geri dondugunde
bulamazmis belki ayni yerinde
Iste o andan sonra geri donusu yetmezmis bulbulun,gulu
geri dondurmeye
Degil sevgisiyle sulasa,kanini akitsa koklerine
Gunlerce sakiyip basucunda gecelerce yas tutsa
Gul geri donmezmis bir daha
Gülü tarife ne hacet; gül Sevda-yı Muhammedî'dir. Gülün sevdası kalbimizin hâfi tepelerinde, ahfâ zirvelerinde sancak açmıştır.
Ve bizler, gönlü gülşen olan insanlara meftun oluruz, Kainatın Solmayan Gülü'nün aşkıyla...
Gün gelir, gözyaşıyla gül sularız. Bir gül için bin dikene su veririz. Ve biliriz ki, güllerin içinde diken yoktur, dikenler içinde gül vardır.
O, aşkımızın mihrabındaki gül... O, alemlere rahmet olarak gönderilen bir rasûl... O, çöl sıcağındaki bir kevser şelâlesi...
O, teşrifiyle kainatı aydınlatan ve ışık bahşeden sonsuz bir nur şulesi...
Gündüzleri dünyayı ışıtan güneş ve geceleri gökyüzünde çiçek çiçek açan yıldızlar, O'nun sönmeyen ışığının en mütevazi kandilleri... Sera da, süreyya da O'nun nuruyla aydınlanır...
O'nun sîreti bir amaç, O'nun sünneti bir hidayet, O'nun sureti gönüllere ülfet ve nimet veren bir âb-ı hayat...
Ruhumuz O'na aşık... O, gül mushaflı sevdamızın sembolü... O, onsekiz bin alemin emsali olmayan gülü...
Alıntı
Sana gül veren elde her zaman biraz gülün kokusu kalır...
Gül Divan Edebiyatında cok zengin ve derin anlamlara sahiptir.
1) ALLAH'ın nurunun simgesi
2) Peygamber efendimizin temsili
3) Bülbül ve gül hikayesi
Ben bülbül ve gül hikayesi üzerinde durmak istiyorum.Bu konu hakkında cesitli rivayetler vardır.Bence en etkileyicisi bülbülün kavusmak için güle sarıldığı andır.Gülün dikenleri bülbüle batar ve bülbül kanlar içinde kalır.Aslında beyaz olan gül bülbülün kanıyla kırmızıya bulanır.
BÜLBÜL VE GÜL İKİSİ DE AŞIKTIRLAR ASLINDA
AMA BİRİ ASKINDAN HANDAN,DİĞERİ GİRYAN.....
de gülüm! De ki: ela bir günde geleceğim
istanbul darmadağın olacak, saçlarım
darmadağın. Hepsi, darmadağın!
üzülme gülüm! Toparlanacağız, birlikte,
ayağa da kalkacağız, yürüyeceğiz de gülüm
hem de çelikten toprağını dele dele hayatın!
de gülüm! De ki: bitmiştir umut, bitmiştir
sevgi, bitmiştir güven!
güven bana gülüm!
sana bitmemişligi ögretecek, tattıracaktır
hasretten-hakikaten-ten değiştiren yüzüm!
göreceksin gülüm! Bekle!
hırslarımız, acılarımız gitgide ihanetlere
hainlere, ezilmelere alışacak..
göreceksin-sevinçten ağlayacaksin gülüm-ki
işte o vakit bana-dogrudur! -
şair olmak, seni sevmek pek çok yakışacak!
bak! şiirler var, mektuplar var, çocuklar var,
sokaklar var, kediler!
inan bana gülüm, ölüm yok bir tek! ölüm yok bize!
ölüm inananlar için sessizce
kara kaplı kitaplardan çıkartılacak..
göreceksin gülüm! Bekle! Göreceksin!
artık hiçbir insan, hiçbir kavga ve hiçbirimiz
bu dünyada, yapayalnız, umarsız kalmayacak!
k.i.
Yaşamımız boyunca dikenler mutlaka hepimizin yüreğine batmıştır. Önceleri çok acıtmış, hatta kanatmış, gözyaşlarımıza karışmıştır. Zaman her şeyin ilacı olur derler ya... Evet, çok doğru, zamanla kanayan yaralar artık kanamaz olur ama acılar bitmez, sadece ince bir sızıya dönüşür. Hani bazı yağmurlu havalarda kırılan bir kolunuz veya bacağınız nasıl sızlarsa, kırılan kalpler de işte bazı zamanlarda öyle sızlar. Öyle zamanlarda ne kadar Gülü sevdiğimiz için dikenine de katlanırız desek te bir ahhhhhhh çekmeden de duramayız ve hiç bir zaman Gülü sevmekten vazgeçmeyiz. Hayatınızda her zaman gülünüzün olması ama yüreğinize batmaması, yüreğinizde yediveren güller gibi daima açması, dikeninin ise sadece elinize batması dileğiyle.........
hepsine bir anlam yüklenmiş..
kırmızı sevgi,
sarı ayrılık,
beyaz mutluluk,
pembe hayaller,
ve siyah güller...çok nadir açmış,ama hep geceyi anlatmış..umutsuzlukmuş adı..
gül dalında bulunsun isterdim parmak izim
nedense güllerin önünden hep mahçup geçtim
Bayanları kızdırdığınız zaman gül göndermeniz gerekiyor.
O yüzdende mutlaka bir nöbetçi çiçekçiniz olmalı... :)))
Yoksa bu ayazda dışarıda kalırsınız...
Sonrada arkadaşlarınızdan ne yapayım diye akıl almaya kalkarsınız...
hahaha
gül benim ablamın ismi canım benim yaaaaaa hayatımda en değer verdiğim insanlardan biri ayrıca da ekononomik gücümün de kaynağı kendisi
mavi gül olur mu?
demeyin sakın,
oluyor çünkü.
tabi bir hile ile
kırmızı güller nizami boyutta kesilir
ve mavi boya ile karıştırılmış su dolu bir kovaya
konulur.
vee
bir süre sonra
kırmızı güller
oldu size masmavi...
Gülom beni terk edecek
Hasretiyle öldürecek
Ben gülomdan ayrılırsam
Kim kalbimi güldürecek
Hele gülom oy oy gülom
Küçüksün sen toy gülom
Hasretinden ölüyorum
Gel beni kabre koy gülom
Gülom gitti yetim kaldım
Hasretiyle öldüm kaldım
Tabib doktor neylesin ki
Ben bu derdi ondan aldım
.
ey kupkuru çölleri cennete çeviren gül; gel o bayıltan renklerinle gönlüme dökül! .