BİR BİLEN - öyle olur işte oh olsun :) sen ihtişamı görebilen muhteşem bakışlara sahipsin ama sıradan bir 'D' yİ göremeyecek kadar da körsün :) sıradanlığıma sağlık:P BEN -sohbet edilenin cahil olup olmadığının kıstasları ne? bizim cahil dediğimize kendisi / bir başkası pekala alleme-i cihan diyebilir.. ayrıca o'na göre belki de en cahil bizizdir değil mi :))) BİR BİLEN- e yuhh..ben dedim işte dedim ben... sen enaniyetin el kitabısın ama nasıl bir el kitabıysa 300.000 sayfa... kütük resmen, yerinden kalkmıyor :) vaktimi senin buralarda olup iki aklı başında laf edeceğiz diye beklerken harcıyorum. ömrümü çürüttün...ömür törpüm heeyyy :)) BEN- e işte..eziyetsiz sefa olmaz.. törpüleye törpüleye şekil veriyorum sana.. anlam kazandırıyorum :)))
Memleketi keneler sardı,Kırım Kongo kanamalı ateşinden ölen ölene...Sağlık bakanımız''pantolon paçalarını çoraba sokun''dedi.:) yaratıcı!
''Nükleer santral patlarsa ne olacak''diye sordular,asrın liderimiz ''ha nükleer santral kurmuşsun,ha evinde mutfak tüpü patlatmışsın ,risk aynı''dedi.Enerji bakanı daha şık izah etti.''ABD'de yapılan araştırmaya göre,bekarların ölüm oranı nükleer santral kazalarında ölenlerden daha yüksek,bekarlık nükleer santralden daha tehlikeli''dedi.
İlkokullarda süt dağıttılar. Onbinlerce çocuk hastanelik oldu,milli eğitim bakanı''zehirlenme değil,süte karşı hassasiyet''dedi,Bülent Arınç ''çocuklar aşırı dozdan rahatsızlanmış olabilir''dedi,Diyarbakır valisi ''sütten değil psikolojik''dedi,Sivas valisi''zehirlenme değil,süt biraz bozuk''dedi,Konya valisi ''zehirlenmediler etkilendiler''dedi,Edirne valisi''açlıktan mideleri bulanmıştır''dedi.
'-Büyüynce gemi olucam' diyen çocuğun sevincinden istiyorum. - Ben büyüyünce şey olucam.. ımmm.? -Yuh dahada mı büyüyecen. biz büyümeyelim o zaman. Bize yer kalmaz.
Bir adam polisi aramış: “Karım alışverişe gitti. Dönmedi. 8 saat oldu. Ne olur onu bulun! ” demiş. Görevli polis sormuş: “Karınızı tarif eder misiniz? ” Adam anlamamış “Nasıl yani? ” Polis: “Boyu ne kadar? ” Adam: “Ne bileyim, bazen yüksek topuk giyer beni geçer, evde yalınayak benden kısa.” Polis: “Göz rengi? ”Adam: “Bilemem, bazen yeşil bazen mavi lens takar, aslında galiba ela…” Polis: “Saçı ne renk? ”Adam: “En zor soru. Her hafta başka bir renk desem? ” Polis: “Üzerine ne giymiştir? ” Adam: “Hiç dikkat etmedim valla…” Polis: “Peki arabayla mı gitmişti alışverişe? ” Adam: “Evet! ! ! Siyah Audi R8, süperşarj 3.5 litre V6 silindirli motor, 290 beygir. İçi geyik derisi taba renginde, LED farları var, sağ kapıda görünür görünmez hafif bir çizik var.” Polis: “Tamam efendim, arabanızı bulacağız.! ! .
-bana bir bardak çay getiri misin -tamam -gelirken gözlüklerimi de getir -tamam abla ya -Ha bir de kulaklığımı da getirsen sana zahmet -Seni oraya götürsem,daha karlı olmaz mı? :)) - :))))
........ -Bu konuda kitap okuman lazım. -Kitap okumayı sevmiyorum -Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu? Burcu -Tabii ki olmaz,ama ben ne yapayım Erdem abi kötü ama sevmiyorum çok sıkıcı. -Tamam Burcu -Kızma ama - (((((:
-silgim olmadığı için kaç defa vazgeçtim yazmaktan biliyormusun? çok aradım evde karıştırdım çekmeceleri ama yoktu işte.uygun bir zamanda bir iki kalmle silgi alacağım.defterim var.zaten hangi defterimi sonuna kadar kullandım ki.hep yarım hep boş kaldı sayfalar.biliyrsun ya huyum.ben sigarayı bile çoğu kez yarısında söndürürüm.tamamlamadn bırakırım başladıklarımı.ama şimdi önümde tamamlamam gereken bir ömür ve bir defter var.o yüzden işte yarın kalemler ve silgi alacağım kendime...
-seni ben gibi kim anlayabilirki.ben senin yazdığın maddi lafızların kelimelerin,işaret ettiklerini rmuzlarını,manevi anlamıyla biliyorum.kalem diyorsun.kalem hayattır yaşamaktır.kalemle yazar gibi hayatla yaşarsın.yazdıklarını karalamak unutmak anlamına gelir,silmek hatıralar anlamına.bu yüzden istiyorsun silgiyi,unutmak istemiyorsun....
Birebir şahit olduğum bir olay...Alıntı çalıntı, ondan bundan duyma değil :) ualnız isimleri ve yerlerini değiştirdim o kadar.
Ayşe:merhaba..çalışıyor musunuz? Nigar: evet...İzmit Büyükşehir Belediyesinde..Halkla İlişkilerde Ayşe: aaa benim kardeşim karısı da orda açlışıyor...Nil...tanır mısın? Nigar: Hayır tanıyamadım...o nerede çalışıyor? Ayşe: Gebze Belediyesinde...halkla ilişkiler o da... Nigar: işte o yüzden..farklı yer..tanımıyorum. :) Ayşe: hani şöyle hafif kilolu,sarışın...çok iyi biridir Nigar: Tamam da farklı yerlerde çalışıyoruz..tanımıyorum Ayşe: tanırsın ya...Bursa'da okudu...İki çocuğu var...Yeğenlerim :) Nigar:..... Ayşe: İşe gittiğinde selamımı söyle :) de ki Ayşe'nin selamı var de :))) Nigar:...... Ayşe: Bekliyorum beraber gelin bana...kardeşimin karısıdır o...hatırladın mı şimdi? Nigar: hayır, çünkü tanımıyorum... Ayşe: hadi ben içeri gidiyorum,selam söylemeyi unutma!
Tarih: haziran 2009... Yer: İstanbul Müge anlı'nın programında konuklar tartışıyor... Kadın: kocam (Ümit) eve bakmıyor, eve ekmek almıyor, beni parasız bırakıyor. Koca: (çok sinirlenmiş bir şekilde elini kaldırarak) Nasıl böyle konuşursun...Sen nerden biliyorsun seni parasız bıraktığımı?
BENİM YARİM....*** diye söze başladı kör izzetin oğlu.. suya yazı yazsamda okur. ahandayazdım bak gör dedi.. biraz zaman geçmişti ki. elmas gelin seslendi...
herifff dört ayağını uzatıp geviş getireceğine tarlaya gel......
hani böyle kabarık tüylü ilginç bi köpekler varya=) çin aslanı diolar=) minik bir kız çocuğu ve annesi olan hatun kişiyle parkta vakit geçirmektedir o köpeklerden 2 tanesini gezmeye çıkarmış er kişi ailenin yanından geçer ve küçük kız annesine dönüp anne bu kaplanmı koyun mu? :Dder annesi kızım kaplanın parkda ne işi var diyincee haaa koyun dimii ooo evett=) çok şeker dimi anne der=) hahah hala gülerim bak buna
Bir hrıstiyan Ahmet Vefik Paşa'ya; - Camilerinizde niçin kokuu yaı yakmıyorsunuz diye sorar. Ahmet Vefik Paşa cvap verir: - Bizimkiler abdestlidir, yellenmezler onun için yakı yakmayız
BİR BİLEN - öyle olur işte oh olsun :)
sen ihtişamı görebilen muhteşem bakışlara sahipsin
ama sıradan bir 'D' yİ göremeyecek kadar da körsün :)
sıradanlığıma sağlık:P
BEN -sohbet edilenin cahil olup olmadığının kıstasları ne?
bizim cahil dediğimize kendisi / bir başkası pekala alleme-i cihan diyebilir..
ayrıca o'na göre belki de en cahil bizizdir değil mi :)))
BİR BİLEN- e yuhh..ben dedim işte dedim ben...
sen enaniyetin el kitabısın ama nasıl bir el kitabıysa 300.000 sayfa...
kütük resmen, yerinden kalkmıyor :)
vaktimi senin buralarda olup iki aklı başında laf edeceğiz diye beklerken harcıyorum.
ömrümü çürüttün...ömür törpüm heeyyy :))
BEN- e işte..eziyetsiz sefa olmaz..
törpüleye törpüleye şekil veriyorum sana.. anlam kazandırıyorum :)))
Benimde hayattaki şansım bu işte dedi...
Dediki ;
O kadar güzel gülerim ki
Ağladığımı anlayamazsın
* niye bu kadar çok içiyorsun?
- normal davranabilmek için...
- Çok dostum var benim Anne.
+ Biliyorum Yavrum, sırtındaki izlerden belli...
Kasenin dibinde kalan şekerin üstüne sıcak suyu damlatır ve ümitsizce:
*cayına koysana bunu, yazık olmasın
suratını asan ergen
+iyi aman öf koyarım ama kimseye söyleme
*vat
+bu bret pitin bim'e girmesi gibi, bahsetme işte
##
Bu gün düşündüm! yarını haketmiyorum...öyleyse,bu günü yaşayayım yarına göz kırpayım. (kar gibi sıcak toprak kadar soğuk bedenim.)
*Evde tek başınayı seyredelim tekrardan
+Heyooo
Anne mahsun ve kederli
@Ben ne zaman büyüyeceğim,büyüklerin izlediği flimleri izleyebileceğim.
Memleketi keneler sardı,Kırım Kongo kanamalı ateşinden ölen ölene...Sağlık bakanımız''pantolon paçalarını çoraba sokun''dedi.:) yaratıcı!
''Nükleer santral patlarsa ne olacak''diye sordular,asrın liderimiz ''ha nükleer santral kurmuşsun,ha evinde mutfak tüpü patlatmışsın ,risk aynı''dedi.Enerji bakanı daha şık izah etti.''ABD'de yapılan araştırmaya göre,bekarların ölüm oranı nükleer santral kazalarında ölenlerden daha yüksek,bekarlık nükleer santralden daha tehlikeli''dedi.
İlkokullarda süt dağıttılar. Onbinlerce çocuk hastanelik oldu,milli eğitim bakanı''zehirlenme değil,süte karşı hassasiyet''dedi,Bülent Arınç ''çocuklar aşırı dozdan rahatsızlanmış olabilir''dedi,Diyarbakır valisi ''sütten değil psikolojik''dedi,Sivas valisi''zehirlenme değil,süt biraz bozuk''dedi,Konya valisi ''zehirlenmediler etkilendiler''dedi,Edirne valisi''açlıktan mideleri bulanmıştır''dedi.
Bknz.Yılmaz Özdil
ilginç
'-işte şimdi aptallaşmaya başladın dedi dinleyicilerden biri sözümü keserek
- haklısın azizim kalp aptaldır..'
'-Büyüynce gemi olucam' diyen çocuğun sevincinden istiyorum.
- Ben büyüyünce şey olucam.. ımmm.?
-Yuh dahada mı büyüyecen. biz büyümeyelim o zaman. Bize yer kalmaz.
Bir adam polisi aramış:
“Karım alışverişe gitti. Dönmedi. 8 saat oldu. Ne olur onu bulun! ” demiş.
Görevli polis sormuş:
“Karınızı tarif eder misiniz? ”
Adam anlamamış “Nasıl yani? ”
Polis: “Boyu ne kadar? ”
Adam: “Ne bileyim, bazen yüksek topuk giyer beni geçer, evde yalınayak benden kısa.”
Polis: “Göz rengi? ”Adam: “Bilemem, bazen yeşil bazen mavi lens takar, aslında galiba ela…”
Polis: “Saçı ne renk? ”Adam: “En zor soru. Her hafta başka bir renk desem? ”
Polis: “Üzerine ne giymiştir? ”
Adam: “Hiç dikkat etmedim valla…”
Polis: “Peki arabayla mı gitmişti alışverişe? ”
Adam: “Evet! ! ! Siyah Audi R8, süperşarj 3.5 litre V6 silindirli motor, 290 beygir. İçi geyik derisi taba renginde, LED farları var, sağ kapıda görünür görünmez hafif bir çizik var.”
Polis: “Tamam efendim, arabanızı bulacağız.! ! .
Sanırım, birbiriyle ilgisi olmayan şeylerin, karşılıklı konuşulması. 'Ayrı telden çalmak ' gibi bir şey olsa gerek.
türler arası karşılıklı sessizlik çok enteresan bi diyalogdur mesela.
-bana bir bardak çay getiri misin
-tamam
-gelirken gözlüklerimi de getir
-tamam abla ya
-Ha bir de kulaklığımı da getirsen sana zahmet
-Seni oraya götürsem,daha karlı olmaz mı? :))
- :))))
Çocuk babasına; babacığım annem ile nasıl evlendin?
adam eşine dönüp; görüyor musun, çocuk bile anlam veremiyor! ! !
Facebook'da:
........
-Bu konuda kitap okuman lazım.
-Kitap okumayı sevmiyorum
-Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu? Burcu
-Tabii ki olmaz,ama ben ne yapayım Erdem abi kötü ama sevmiyorum çok sıkıcı.
-Tamam Burcu
-Kızma ama
- (((((:
-dün google earth'de dolaşırken çok duygulandım
karga: (kıs kıs gülmek ardından kusarcasına gülmek)
-ya afrika falan..hebele hübele....şöyle böyle....
Yürü hala ne diye oyunda oynaştasın Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaşdasın.... be ben oluyorum:D
-silgim olmadığı için kaç defa vazgeçtim yazmaktan biliyormusun? çok aradım evde karıştırdım çekmeceleri ama yoktu işte.uygun bir zamanda bir iki kalmle silgi alacağım.defterim var.zaten hangi defterimi sonuna kadar kullandım ki.hep yarım hep boş kaldı sayfalar.biliyrsun ya huyum.ben sigarayı bile çoğu kez yarısında söndürürüm.tamamlamadn bırakırım başladıklarımı.ama şimdi önümde tamamlamam gereken bir ömür ve bir defter var.o yüzden işte yarın kalemler ve silgi alacağım kendime...
-seni ben gibi kim anlayabilirki.ben senin yazdığın maddi lafızların kelimelerin,işaret ettiklerini rmuzlarını,manevi anlamıyla biliyorum.kalem diyorsun.kalem hayattır yaşamaktır.kalemle yazar gibi hayatla yaşarsın.yazdıklarını karalamak unutmak anlamına gelir,silmek hatıralar anlamına.bu yüzden istiyorsun silgiyi,unutmak istemiyorsun....
Birebir şahit olduğum bir olay...Alıntı çalıntı, ondan bundan duyma değil :) ualnız isimleri ve yerlerini değiştirdim o kadar.
Ayşe:merhaba..çalışıyor musunuz?
Nigar: evet...İzmit Büyükşehir Belediyesinde..Halkla İlişkilerde
Ayşe: aaa benim kardeşim karısı da orda açlışıyor...Nil...tanır mısın?
Nigar: Hayır tanıyamadım...o nerede çalışıyor?
Ayşe: Gebze Belediyesinde...halkla ilişkiler o da...
Nigar: işte o yüzden..farklı yer..tanımıyorum. :)
Ayşe: hani şöyle hafif kilolu,sarışın...çok iyi biridir
Nigar: Tamam da farklı yerlerde çalışıyoruz..tanımıyorum
Ayşe: tanırsın ya...Bursa'da okudu...İki çocuğu var...Yeğenlerim :)
Nigar:.....
Ayşe: İşe gittiğinde selamımı söyle :) de ki Ayşe'nin selamı var de :)))
Nigar:......
Ayşe: Bekliyorum beraber gelin bana...kardeşimin karısıdır o...hatırladın mı şimdi?
Nigar: hayır, çünkü tanımıyorum...
Ayşe: hadi ben içeri gidiyorum,selam söylemeyi unutma!
Tarih: haziran 2009...
Yer: İstanbul
Müge anlı'nın programında konuklar tartışıyor...
Kadın: kocam (Ümit) eve bakmıyor, eve ekmek almıyor, beni parasız bırakıyor.
Koca: (çok sinirlenmiş bir şekilde elini kaldırarak) Nasıl böyle konuşursun...Sen nerden biliyorsun seni parasız bıraktığımı?
Tv notlarımdan... :)
BENİM YARİM....*** diye söze başladı kör izzetin oğlu..
suya yazı yazsamda okur.
ahandayazdım bak gör dedi..
biraz zaman geçmişti ki.
elmas gelin seslendi...
herifff dört ayağını uzatıp geviş getireceğine tarlaya gel......
hani böyle kabarık tüylü ilginç bi köpekler varya=) çin aslanı diolar=) minik bir kız çocuğu ve annesi olan hatun kişiyle parkta vakit geçirmektedir o köpeklerden 2 tanesini gezmeye çıkarmış er kişi ailenin yanından geçer ve küçük kız annesine dönüp anne bu kaplanmı koyun mu? :Dder annesi kızım kaplanın parkda ne işi var diyincee haaa koyun dimii ooo evett=) çok şeker dimi anne der=) hahah hala gülerim bak buna
Bir hrıstiyan Ahmet Vefik Paşa'ya;
- Camilerinizde niçin kokuu yaı yakmıyorsunuz diye sorar.
Ahmet Vefik Paşa cvap verir:
- Bizimkiler abdestlidir, yellenmezler onun için yakı yakmayız
Sokrat ölüme mahkum edilir.
Eşi:
- Haksız yere öldürülüyorsun der.
Sokrat:
- Ne yani birde haklı yeremi öldürülseydim der.
Bomba imha ekibinden 2 görevli titiz bir çalışma içindedir.
1. Görevli: Kırmızı kablo olduğuna eminmisin?
2. Görevli: Tabi olum hep böyle olur.
20 saniye sonra...
Azrail: Vay kimleri görüyorum,
beyler hoşgeldizzzzz
İki arkadaş içkili halde meyhaneden çıkarlar:
Adnan: Araba nerde?
Sabri : Caminin önünde.
20 dakika 35 saniye sonra...
Adnan: Cami yok!
Sabri : vay..ına koyduklarım camiyi çalımışlar!