En Sıkı Şair: Cemalettin Süreyya Seber / Ece Ayhan
Evet Cemal Süreya gerçekten de en sıkı şairlerdendi. Sivil, cins, özgün vs. Nazım Hikmet'le yan yana ve eşit düşünülürdü. (1984'te, kendime pay çıkarıyorum! Yazko'nun Somut Gazetesinde bana 'kaymakam' - 'Kafka' da dendiğini yazmıştı.) Haydarparşa Lisesi'nde parasız yatılı okuyordur. Herkes evine gidiyor ama annesi, babası ve barkı olmadığı için tek başına bütün yaz tatillerinde okulda kalıyor. Osmanlıların son zamanlarında Kadıköy'de Göztepe'de köşklerinde oturan hekimler için tıbbiye olarak yapılan amfili binada uzun koridorlarda büyük yalnızlığını yaşamaktadır. Ortaokulda parasız yatılı olarak okurken orta ikideyken yoksulluktan bir karikatüre otuzbir çekmek zorunda kalmıştır... İşte bu yüzden iyi arkadaşlarına hangi elle otuzbir çektiğini sorardı. Orhan Veli'nin 'Sol Elim' şiirini düşünerek. Sol elin yanındaydı. Sol...
okuduğum mesajların içinde sevmeyenlerin de olduğunu gördüm,muhakkak ki doğaldır ancak şiirlerinin tıpkı kendisi gibi nev-i şahsına münhasır olduğunu düşünüyor ve aşkı çok güzel anlattığına inanıyorum...çalıntı dizelerinin olmuş olması konusu; tartışıldığı,bu yönde şüpheler sunulmaya çalışıldığı halde,ıspatlanamadığı için,nezdimde butlandır...netice itibari ile; bence,şiirleri gerçekten çok güzel....
Asıl adı Cemalettin Seber.1931 yılında Erzincan’da doğdu.Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdi (1954) , Maliye Bakanlığında müfettiş muavini ve müfettiş olarak çalıştı. 1965’te istifa ettiyse de 1972’de Ankara’da gene aynı işe döndü, bir ara İstanbul’da Darphane Müdürlüğü yaptı (1975-1976) , emekli oldu.İlk şiiri Mülkiye dergisinde (Ankara, 8 Ocak 1953) çıkan Cemal Süreya buluşları ve söyleyiş biçimiyle İkinci Yeni şiirinin karanlığını giderdi; gelenekten yenilik yarattı; zarif, parıltılı şiirler yazdı. Kendi adıyla, ya da Osman Mazlum imzasıyla, şiir üzerine yazıları, eleştirileri de aranan yazılar oldu.Aylık Papirüs dergisini üç kez çıkardı: 1- Dört sayı (1960-1961) , 2- Gene 1. sayıdan başlayarak 47 sayı (1966-1970) ve 3- Tekrar 1. sayıdan başlayarak (1980 Bahar) 2 sayı. Nisan 1977’de Ankara’da çıkmaya başlamış aylık edebiyat dergisi Türkiye Yazıları’nın yönetmeniydi, ama 3. sayıda dergiyle ilişkisini kesti. - 9.Ocak.1990
ESERLERİ
İlk kitabını (Üvercinka) 1958’de, ikinci kitabını (Göçebe) 1965’te, üçüncü kitabını (Beni Öp Sonra Doğur Beni) 1979’da yayımlandı. Bunları Güz Bittiği (1988) ve Sıcak Nal (1988) adlı şiir kitapları izledi. İlk üç kitabındaki şiirleri yeni ilâvelerle 1984’te yeniden yayımladı: Sevda Sözleri (Toplu Şiirler, Uçurumla Açan adlı yeni bölümle) . Şapkam Dolu Çiçekle (1976) , Günübirlik (1982) bir takım denemeleri toplayan eserleridir. Üvercinka ile Yeditepe Şiir Armağanı’nı, Göçebe ile Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü’nü, son iki kitabıyla da Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazandı.
Ölümünden sonra eşine yazdığı mektuplar On Üç Günün Mektupları (1990) , denemeleri 99 Yüz (İzdüşümler-Söz Senaryoları, 1990) , Folklor Şiire Düşman (1992) , Uzat Saçlarını Frigya (1992) , dergi ve gazete yazıları Paçal (1992) , ‘Oluşum’ da Cemal Süreya (1992) , Papirüs’ten Başyazılar (1992) , çocuklar için yazdığı yazıları ise Aritmetik İyi Kuşlar Pekiyi (1993) adlarıyla yayımlandı ve adına bir şiir ödülü konuldu.
tek bir kıta, bütün herşeyi içine alıyor, sevi'yi bu kadaar güzel dillendirebilecek bi anlatım zor bulunur herhalde; 'seni bi kere öpsem; ikinin hatırı kalır.iki kere öpsem; üçün boynu bükük...
kötü bir hırsız olduğunu biliyor muydunuz...batılı kaynaklarda...şiirlerinden(çalıntı-adam tercüme ederken aşırmış bi kaçtane..) bi kaçına rastlamıştım...hangisi diye sorarsanız..karıştırmam gerekecek...uzun iş..sevmem...
çalıntı derken...bütün bir şiiri kastetmiyorum..bir kaç satırmış aşırmışç..anlaşılmasın diye..(ama benden kaçıramadı.) .ay yoksa buna tevarüd mü diyorlardı....
hatırladığım kadarı ile fransız şairlerden olacak..okuyalı okadar uzun zamna olduki..bu kadar hatırlamam bile şaşırtıcı bence..bu kılıktaki biri için...
En Sıkı Şair: Cemalettin Süreyya Seber / Ece Ayhan
Evet Cemal Süreya gerçekten de en sıkı şairlerdendi. Sivil, cins, özgün vs. Nazım Hikmet'le yan yana ve eşit düşünülürdü. (1984'te, kendime pay çıkarıyorum! Yazko'nun Somut Gazetesinde bana 'kaymakam' - 'Kafka' da dendiğini yazmıştı.) Haydarparşa Lisesi'nde parasız yatılı okuyordur. Herkes evine gidiyor ama annesi, babası ve barkı olmadığı için tek başına bütün yaz tatillerinde okulda kalıyor. Osmanlıların son zamanlarında Kadıköy'de Göztepe'de köşklerinde oturan hekimler için tıbbiye olarak yapılan amfili binada uzun koridorlarda büyük yalnızlığını yaşamaktadır. Ortaokulda parasız yatılı olarak okurken orta ikideyken yoksulluktan bir karikatüre otuzbir çekmek zorunda kalmıştır... İşte bu yüzden iyi arkadaşlarına hangi elle otuzbir çektiğini sorardı. Orhan Veli'nin 'Sol Elim' şiirini düşünerek. Sol elin yanındaydı. Sol...
1998
'....bir dahaki sefere kadın olarak gelirsem hayata
kesin eşcinsel olurdum.''
cemal süreya
Güzelsin sevgilim,
Ama çok yakindan!
Bir gün seni birakiyorum ya
tütünü birakmak gibi bir sey olur bu
Evet, gün geliyor, bikiyorum senden,
ama istanbul'dan bikmak gibi bir sey olur bu
Ölüm geliyor aklıma birden ölüm
Bir ağacın gövdesine sarılıyorum.
Vay be! tam 15 yil olmus..
üstadin yarin ölüm yildönümü
'yoksuluz gecelerimiz çok kısa,dört nala sevişmek lazım'
okuduğum mesajların içinde sevmeyenlerin de olduğunu gördüm,muhakkak ki doğaldır ancak şiirlerinin tıpkı kendisi gibi nev-i şahsına münhasır olduğunu düşünüyor ve aşkı çok güzel anlattığına inanıyorum...çalıntı dizelerinin olmuş olması konusu; tartışıldığı,bu yönde şüpheler sunulmaya çalışıldığı halde,ıspatlanamadığı için,nezdimde butlandır...netice itibari ile; bence,şiirleri gerçekten çok güzel....
Cemal Süreya
Asıl adı Cemalettin Seber.1931 yılında Erzincan’da doğdu.Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdi (1954) , Maliye Bakanlığında müfettiş muavini ve müfettiş olarak çalıştı. 1965’te istifa ettiyse de 1972’de Ankara’da gene aynı işe döndü, bir ara İstanbul’da Darphane Müdürlüğü yaptı (1975-1976) , emekli oldu.İlk şiiri Mülkiye dergisinde (Ankara, 8 Ocak 1953) çıkan Cemal Süreya buluşları ve söyleyiş biçimiyle İkinci Yeni şiirinin karanlığını giderdi; gelenekten yenilik yarattı; zarif, parıltılı şiirler yazdı. Kendi adıyla, ya da Osman Mazlum imzasıyla, şiir üzerine yazıları, eleştirileri de aranan yazılar oldu.Aylık Papirüs dergisini üç kez çıkardı: 1- Dört sayı (1960-1961) , 2- Gene 1. sayıdan başlayarak 47 sayı (1966-1970) ve 3- Tekrar 1. sayıdan başlayarak (1980 Bahar) 2 sayı. Nisan 1977’de Ankara’da çıkmaya başlamış aylık edebiyat dergisi Türkiye Yazıları’nın yönetmeniydi, ama 3. sayıda dergiyle ilişkisini kesti. - 9.Ocak.1990
ESERLERİ
İlk kitabını (Üvercinka) 1958’de, ikinci kitabını (Göçebe) 1965’te, üçüncü kitabını (Beni Öp Sonra Doğur Beni) 1979’da yayımlandı. Bunları Güz Bittiği (1988) ve Sıcak Nal (1988) adlı şiir kitapları izledi. İlk üç kitabındaki şiirleri yeni ilâvelerle 1984’te yeniden yayımladı: Sevda Sözleri (Toplu Şiirler, Uçurumla Açan adlı yeni bölümle) . Şapkam Dolu Çiçekle (1976) ,
Günübirlik (1982) bir takım denemeleri toplayan eserleridir. Üvercinka ile Yeditepe Şiir Armağanı’nı, Göçebe ile Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü’nü, son iki
kitabıyla da Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazandı.
Ölümünden sonra eşine yazdığı mektuplar On Üç Günün Mektupları (1990) , denemeleri 99 Yüz (İzdüşümler-Söz Senaryoları, 1990) , Folklor Şiire Düşman (1992) , Uzat Saçlarını Frigya (1992) , dergi ve gazete yazıları Paçal (1992) , ‘Oluşum’ da Cemal Süreya (1992) , Papirüs’ten Başyazılar (1992) , çocuklar için yazdığı yazıları ise Aritmetik İyi Kuşlar Pekiyi (1993) adlarıyla yayımlandı ve adına bir şiir ödülü konuldu.
ben nerde bir çift göz gördümse
aldım onu güzelce sana tamamladım
sen binlerce yaşayasın diye yaptım bunu
bir bunun için yaptım
Ölüm
Ölüm geliyor aklıma birden ölüm
Bir ağacın gölgesine sarılıyorum
cemal süreya şairlerin babasıdır..çatlayan çatlayabilir..bugün yazdığı şiirlerin tek dizesini yazacak bi şair tanımıyorum..
Böyle de güzel siir yazilmazki.
sanatsız papağan..(necibimden aşırdım)
İki kelimeyi birbirine bağlayanın şair olarak okunduğu bir zamanda Cemal Süreyya'ya da şair denmesi ziyadesiyle normal.
tek bir kıta, bütün herşeyi içine alıyor, sevi'yi bu kadaar güzel dillendirebilecek bi anlatım zor bulunur herhalde; 'seni bi kere öpsem; ikinin hatırı kalır.iki kere öpsem; üçün boynu bükük...
kötü bir hırsız olduğunu biliyor muydunuz...batılı kaynaklarda...şiirlerinden(çalıntı-adam tercüme ederken aşırmış bi kaçtane..) bi kaçına rastlamıştım...hangisi diye sorarsanız..karıştırmam gerekecek...uzun iş..sevmem...
çalıntı derken...bütün bir şiiri kastetmiyorum..bir kaç satırmış aşırmışç..anlaşılmasın diye..(ama benden kaçıramadı.) .ay yoksa buna tevarüd mü diyorlardı....
hatırladığım kadarı ile fransız şairlerden olacak..okuyalı okadar uzun zamna olduki..bu kadar hatırlamam bile şaşırtıcı bence..bu kılıktaki biri için...
bu adamlarda şair diye telakki edilmiyor mu..gel de çatlama...