Hanımefendi, ben asla kimseye hadsizlik etmedim, etmemde? Ben yazdığınız ucube deyiminizi eleştirdim. Her halde fikri hürriyetime gem vuracak değilsiniz? Ayrıca, sizin haritasız, adressiz, kuralsız ve sorumsuz arkadaşlarınız olabilir? Bu kimseyi alakadar etmez. Ancak toptancılık yaparsanız elbette ki tepki alırsınız???
Bu nasıl bir zihniyet, bu nasıl bir görüş, bu nasıl bir baset-i hülasa, Bu nasıl sorumsuzluk= Haritası olmayan kişilerin adresleri bilinmez? Kuralsız, sorumsuz insanlar bilimden uzak, basiretleri felç olmuş, hak-hakikat bilmez statik ve devinimsiz bireylerdir? Madem ki, haritasız, adressiz, kuralsız beynelmilel kadın arkadaşlarınız vardır, cümleyi ** BAZI KADINLAR ** diye kursaydınız?
Sen gidince... sustu pencere kenarındaki kuş, rüzgâr başka yerleri sevdi, çay demli kalmadı… gül erken soldu, ve ben... sana benzeyen cümlelerden kaçmayı öğrendim.
Bilmediğin bir şey var… Ben seni özlerken, dünya sessizleşir. Kalbimin adını bir söyleyişi vardır içten içe… Duymuyorsun belki, ama hissediyorsun. Biliyorum.
Birini sevmek; onu her an aramadan, ama her an yanında hissetmektir aslında.
yönünü kaybettiğinde HARİTA açma,
sessizleş.
çünkü içindeki pusula,
kimseye sormadan seni EVİNE götürür.
kalbimle,
Hayat da öyle değil mi?
Geçtiğimiz her sokak, hayatımıza bir renk bırakıyor.
Kiminin mavisi kalıyor üstümüzde,
kiminin yeşili…
Ve... arkadan usulca sesleniyor mu kelebekler?
“Rengim sana emanet...”
kalbimle,
kimse sormuyor artık,
hangi duygunun kökü hangi mevsime uzanıyor…
herkesin derdi çiçeğin vazosu.
koklamadan geçiliyor güzel kokuların yanından.
çünkü koklamak, durmayı gerektiriyor.
bizse geçerken bakmayı, hızlıca sevip unutuvermesini seçiyoruz.
aşk dediğin derinlik ister,
bizse sığ sevinçlerin kolay yolcusuyuz.
kalbimle.
bugün de yaşıyoruz çok şükür,
damarımda adın,
yeryüzünde ayakların.
balam, sen bir gülümse…
buralara leylaklar düşsün
insan büyümek için
önce soğuğu mu sevmeli anne,
yoksa açlığı mı öğrenmeli
ilk ninnisi sustuğunda?
Parkta oturan teyzenin;
"Kafam insan kaldırmıyor yavrum"
Dediği döneme, ben niye 30 yıl erken girdim..
ayak üstü geçirdiğim acılarım vardı, kalbimi yataklara düşüren.
sadece duş başlığımın ve Yaradan'ın bildiği....
öyle işte.....
seninle koklamadığım bir çiçek,
dans etmediğim bir gökyüzü,
ve...
yollar var yeryüzünde.!
öyle işte....
Hanımefendi, ben asla kimseye hadsizlik etmedim, etmemde?
Ben yazdığınız ucube deyiminizi eleştirdim. Her halde fikri hürriyetime
gem vuracak değilsiniz?
Ayrıca, sizin haritasız, adressiz, kuralsız ve sorumsuz arkadaşlarınız
olabilir? Bu kimseyi alakadar etmez. Ancak toptancılık yaparsanız
elbette ki tepki alırsınız???
cevap yazmayacağım, haddinizi bilin
Bu nasıl bir zihniyet, bu nasıl bir görüş, bu nasıl bir baset-i hülasa,
Bu nasıl sorumsuzluk=
Haritası olmayan kişilerin adresleri bilinmez? Kuralsız, sorumsuz
insanlar bilimden uzak, basiretleri felç olmuş, hak-hakikat bilmez
statik ve devinimsiz bireylerdir?
Madem ki, haritasız, adressiz, kuralsız beynelmilel kadın arkadaşlarınız
vardır, cümleyi ** BAZI KADINLAR ** diye kursaydınız?
kadınların haritası yoktur…
onlar kendi coğrafyalarını kendileri belirler.
kalbim hâlâ seninle konuşuyor…
oysa dudaklarım susalı çok oldu.
,, sessiz bir aşkın gürültüsüne ''
ruhunun içindeki kıvılcımın sesini duydum, renklerin alev almış yanıyordu kimsesizlikten
yürek kapatılmaz, anahtar sadece doğru kişiye açılır
bazen biri gitmez.
sadece seni suskunluğunda dinlemeye başlar.
Ve... sen sandığın kadar yalnız kalmazsın.
öyle çok özledim ki seni,
adını andığımda dilim yanıyor...
bir ad, bu kadar can yakar?
bu kadar iyileştirir mi?
Çiçeğini tanırsan, başka bahçelerde kaybolmazsın.
Aşk da böyle bir şey…
Tanıdığın bir kalpten başkasında yuva kuramazsın.
Öyle işte...
Aşk, ne bir harfe tutunur,
ne de bir isme değmek ister.
Söze gerek duymayan ruhlar buluştuğunda,
zaman susar, kalp konuşur.
Ne açıklamaya ihtiyaç duyar,
ne de tarif edilmeye...
Çünkü bazı duygular,
yalnızca hissedilir.
Huri Ç.
Gökyüzüne karışan solukların gölgeleri sokağa karışacak nitekim…
Gözlerinle değil,
kalbinle baktığında…
bir kadının rüzgârını duyarsın göz kapaklarında.
— Huri Çalışkan
Sen gidince...
sustu pencere kenarındaki kuş,
rüzgâr başka yerleri sevdi,
çay demli kalmadı…
gül erken soldu,
ve ben...
sana benzeyen cümlelerden kaçmayı öğrendim.
— Huri Çalışkan
Kuşlar bağırmıyor…
biz duymamayı seçiyoruz. Huri Çalışkan
Bilmediğin bir şey var…
Ben seni özlerken, dünya sessizleşir.
Kalbimin adını bir söyleyişi vardır içten içe…
Duymuyorsun belki, ama hissediyorsun. Biliyorum.
Birini sevmek;
onu her an aramadan,
ama her an yanında hissetmektir aslında.
Ve ben...
seni hep oradaymışsın gibi seviyorum.
Çünkü…
hep oradasın.
— Huri Çalışkan
Seninle konuşmadan da anlaştığım yerler var.
Bakışın bir cümle,
dokunuşun bir şiir gibi mesela...
Bazı sevgiler sessiz yaşanır.
Kalbin diliyle, gözlerin sabrıyla.
Ne çok şey söylenmiştir aslında,
hiçbir kelimeye gerek kalmadan.
— Huri Çalışkan
Aynı anda birbirini özleyen iki ruh varsa,
zaman orada durur....
Kimse duymadı
ben içimden geçerken,
bir şiirin gölgesinde
sessizce çoğaldığımı…
Olur da göğünden geçmişlerse diye,
Kuşlara el edip seni sorasım var!
Öyle işte...
yokluğun, Cehennemin öbür adıdır
üşüyorum, kapama gözlerini...üşüyorum.!
,, Ahmed ARİF ''