Ruhun eğilimi sevgiyse, insan zorunluluğu seyre daldıkça, onun tenini, sertliğini ve metalik soğukluğunu, daha da kendine yaklaştırır, dünyanın güzelliğine daha da çok yaklaşır, Eyübün yaşadığı budur, onun ızdırap içinde bu kadar dürüst olması bundan dolayıdır, çünkü o hakikatini saptırabilecek hiçbir düşünceyi kabul etmez, Tanrı dünyanın güzelliğini ifade etmek için ona yöneldi.
Gerçeklik, birinin kendi içinde dolaysızca bulduğu türde deneyim odağı oluşturmak üzere birbiriyle etkileşen, sayısız anlık deneyim odağından meydana gelir, bu odaklarda kalıcı olanlar Mutlak¹ta toplanır ve bu da evrenin tek büyük çığır açıcı anı olarak ortaya çıkar, her kendinde an kendini bir bütün olarak duyumsar, deneyim kendini bilen belirli bir tür birliktir, insan gibi yüksek düzey deneyim odaklarında anlık deneyim odağı olmak açısından bir süreklililk bulunur, insan bu sürekliliği bilinç akışı olarak yaşar, tüm anlık odakları Mutlak¹ta ebedi olarak yer alır, bireyselliği olan bir şey de kendindelik demek her anda kendini bir bütün olarak duyumsayan tekil bir deneyim odağı olmak demektir, eğer bilinç her şeyde bulunuyorsa, o zaman fiziksel yapıların davranışlarında nedensel bir etki olarak görülebilir, numenal gerçekliğin doğasını anlamak için ipucudur, düşünülebilir bir somut edimsellik türü bulunmaz, ama, duyumsama bilinci olan bir türü bulunur.
Timothy Lauro Squire SPRİGGE, İngiliz İdealist Filozof, 2007, Edinburgh University.
Uyanır ya baharla, deli kandır bu, yağmalar iştahla dünyayı candır bu, bütün çağlar işte bir ana, toplanmış, yüzbinlerce yıldızla yüklü andır bu.
Hiçbir şeye sahip olmayanın elindeki alınacak. - Matta, İNCİL.
Kaderlerini gayretlerine bıraktık. - KURAN.
Ulaşma zorluğu, - Maddi, Manevi - , bir açığı yamamak, ama, kapamak değil.
Aramaz, bulur, sözcüklerin en soylusunu. - PİCASSO
Yeteri kadarsa çoktur, herşeyin gereğinden fazlası zarar.
Sonsuzun eskimeyen yenilenmesi
Ancak sahicilik yaşar ve yaşatır, o da emek ister.
Ruhun eğilimi sevgiyse, insan zorunluluğu seyre daldıkça, onun tenini, sertliğini ve metalik soğukluğunu, daha da
kendine yaklaştırır, dünyanın güzelliğine daha da çok yaklaşır, Eyübün yaşadığı budur, onun ızdırap içinde bu kadar dürüst olması bundan dolayıdır, çünkü o hakikatini saptırabilecek hiçbir düşünceyi kabul etmez, Tanrı dünyanın güzelliğini ifade etmek için ona yöneldi.
Simone WEİL, Fransız Mistik Filozof, 1943
Gerçeklik, birinin kendi içinde dolaysızca bulduğu türde deneyim odağı oluşturmak üzere birbiriyle etkileşen, sayısız anlık deneyim odağından meydana gelir, bu odaklarda kalıcı olanlar Mutlak¹ta toplanır ve bu da evrenin
tek büyük çığır açıcı anı olarak ortaya çıkar, her kendinde an kendini bir bütün olarak duyumsar, deneyim kendini bilen belirli bir tür birliktir, insan gibi yüksek düzey deneyim odaklarında anlık deneyim odağı olmak açısından bir süreklililk bulunur, insan bu sürekliliği bilinç akışı olarak yaşar, tüm anlık odakları Mutlak¹ta ebedi olarak yer alır, bireyselliği olan bir şey de kendindelik demek her anda kendini bir bütün olarak duyumsayan tekil bir deneyim odağı olmak demektir, eğer bilinç her şeyde bulunuyorsa, o zaman fiziksel yapıların davranışlarında nedensel bir etki olarak görülebilir, numenal gerçekliğin doğasını anlamak için ipucudur, düşünülebilir bir somut edimsellik türü bulunmaz, ama, duyumsama bilinci olan bir türü bulunur.
Timothy Lauro Squire SPRİGGE, İngiliz İdealist Filozof, 2007, Edinburgh University.
Uyanır ya baharla, deli kandır bu, yağmalar iştahla dünyayı
candır bu, bütün çağlar işte bir ana, toplanmış, yüzbinlerce
yıldızla yüklü andır bu.
TURAN, MİSTİK.
Kimseye bir şey öğretilemez, kendi talep edip, uygulayan dışında, kalanı tarihin öğreticisine tabiidir,
Eğer iyi felsefe bilmezsek, bu büyük kitabı hakkıyla anlayamayız. - Nurettin TOPÇU, Türk İslam Düşünürürü, 1975