Tarih övgü yada sövgü kitabı değildir.Tarih sadece kahramanlar ve hainlerden ibaret değildir.Bizim gibi normal insanlar da vardır ve onlar soru sorarlar,cevabını ararlar,yanılırlar,doğruya ulaşırlar konuşarak.Kavga eder gibi değil ama.Birbirimizi dinlemeye,birbirimizin korkularını ve umutlarını anlamaya çalışmamız gerekiyor.
Çalışma önerisi sadece ticaret ve ibadet ile sınırlı olup,her türden sorgulamayı “günah” ilan ettiği için İslam Dünyası,başta Hezerfen(İbn’Rüşt,Farabi,Sühreverdi,vb olmak üzere,tüm sıra dışı unsurlarının sesini kısarak kendini koyu bir Ortaçağ karanlığına hapsetmiştir.
Orhan Pamuk’u seversiniz yada sevmezsiniz.Hatta nefret bile edebilirsiniz(Tıpkı Nazım Hikmet gibi) Arabesk takılmayı da edebiyata tercih edebilirsiniz. Ama tarihe kazınan ve muhtemelen gelecekte ders kitaplarında okutulacak olan Nobel Edebiyat Ödüllü bir Türk romancısı olarak onu yok sayamazsınız.
- Kazım Karabekir; Bir çok milletler istiklallerine kavuşurken asırlar doldurucu muazzam tarihi olan Türk milletini kurtaralım. - Mustafa Kemal Paşa,”Durum size hak verdiriyor.İyi olayım gelmeye çalışırım.(o sırada hasta idi.) - “Paşam o halde tek dağ başı mezar oluncaya kadar mücadele,şahsi ve milli namusumuzu ikmal için,”ya istiklal ya ölüm”! ahdında birleştik değil mi? dedim ve öpüşerek veda ile ayrıldım.
Bizim basın tarihinde,ünlü bir BabaTahir vardır. O dönemlerde,Terkos Gölü’ünden İstanbul’a su şebekesi kurmaya kalkan Bir Fransız şirketinden haraç istemiştir.Şirket haracı vermeyince de Baba Tahir’in gazetesinde şöyle bir haber çıkmıştır. -Terkos Gölü’nüde bir domuz leşine rastlandı.Gölden gelen mekrup olma ihtimali üzerine… Kendine abone bulmakta zorlanan Fransız şirketi,bu haber üzerine Baba Tahir’e vermiştir istediği haracı. Ve ertesi gün haber şöyle düzeltilmiştir:Gölde görülün cismin domuz leşi değil,bir ağaç kütüğü olduğu anlaşılmıştır. Sayın Çetin Altan’dan alıntı.
Resmi ideoloji,Cumhuriyet Gazetesi’nin sütunlarında dört başı bayındır işleniyor,beyinlereçakılıyordu. Yeryüzünde,insanlığın hizmetinde ne varsa,bunun “Türkler tarafından icat edildiği” bilmeyenler anlatılıyordu.Ateşi,tarım aletlerini,Türklerin icat ettiği,hayvanları yine Türkler tarafından evcilleştirildiği,bu gazete tarafında öğrenilmiş oldu.Öyle ki,bir ara “Kızılderililerin Türk olduğu” noktasına bile vardı komedinin boyutları.1930’larda “Hitler sempatisi”boy gösterdi.Buna karşın sosyalizm düşmanlığı daha da arttı.
Tarih övgü yada sövgü kitabı değildir.Tarih sadece kahramanlar ve hainlerden ibaret değildir.Bizim gibi normal insanlar da vardır ve onlar soru sorarlar,cevabını ararlar,yanılırlar,doğruya ulaşırlar konuşarak.Kavga eder gibi değil ama.Birbirimizi dinlemeye,birbirimizin korkularını ve umutlarını anlamaya çalışmamız gerekiyor.
Alışkanlık demirden gömlektir.(Çin Atasözü)
Çalışma önerisi sadece ticaret ve ibadet ile sınırlı olup,her türden sorgulamayı “günah” ilan ettiği için İslam Dünyası,başta Hezerfen(İbn’Rüşt,Farabi,Sühreverdi,vb olmak üzere,tüm sıra dışı unsurlarının sesini kısarak kendini koyu bir Ortaçağ karanlığına hapsetmiştir.
Orhan Pamuk’u seversiniz yada sevmezsiniz.Hatta nefret bile edebilirsiniz(Tıpkı Nazım Hikmet gibi) Arabesk takılmayı da edebiyata tercih edebilirsiniz. Ama tarihe kazınan ve muhtemelen gelecekte ders kitaplarında okutulacak olan Nobel Edebiyat Ödüllü bir Türk romancısı olarak onu yok sayamazsınız.
- Kazım Karabekir; Bir çok milletler istiklallerine kavuşurken asırlar doldurucu muazzam tarihi olan Türk milletini kurtaralım.
- Mustafa Kemal Paşa,”Durum size hak verdiriyor.İyi olayım gelmeye çalışırım.(o sırada hasta idi.)
- “Paşam o halde tek dağ başı mezar oluncaya kadar mücadele,şahsi ve milli namusumuzu ikmal için,”ya istiklal ya ölüm”! ahdında birleştik değil mi? dedim ve öpüşerek veda ile ayrıldım.
İnsan haklarıyla insandır.
Bizim basın tarihinde,ünlü bir BabaTahir vardır. O dönemlerde,Terkos Gölü’ünden İstanbul’a su şebekesi kurmaya kalkan Bir Fransız şirketinden haraç istemiştir.Şirket haracı vermeyince de Baba Tahir’in gazetesinde şöyle bir haber çıkmıştır.
-Terkos Gölü’nüde bir domuz leşine rastlandı.Gölden gelen mekrup olma ihtimali üzerine…
Kendine abone bulmakta zorlanan Fransız şirketi,bu haber üzerine Baba Tahir’e vermiştir istediği haracı.
Ve ertesi gün haber şöyle düzeltilmiştir:Gölde görülün cismin domuz leşi değil,bir ağaç kütüğü olduğu anlaşılmıştır.
Sayın Çetin Altan’dan alıntı.
Resmi ideoloji,Cumhuriyet Gazetesi’nin sütunlarında dört başı bayındır işleniyor,beyinlereçakılıyordu. Yeryüzünde,insanlığın hizmetinde ne varsa,bunun “Türkler tarafından icat edildiği” bilmeyenler anlatılıyordu.Ateşi,tarım aletlerini,Türklerin icat ettiği,hayvanları yine Türkler tarafından evcilleştirildiği,bu gazete tarafında öğrenilmiş oldu.Öyle ki,bir ara “Kızılderililerin Türk olduğu” noktasına bile vardı komedinin boyutları.1930’larda “Hitler sempatisi”boy gösterdi.Buna karşın sosyalizm düşmanlığı daha da arttı.
'Ağacın baş düşmanı balta dağil, yine ağacın kendisidir.Çünkü, baltanın sapı da ağaçtandır.'
Eninde sonunda her şey aslına rücü eder.