Osmanlı padişahı açısından 'vatan' diye bir kavram olamaz,bu durumda Vahdettin 'vatan haini 'bile değildir,çünkü 'vatan'ı,içselleştirmiş bir siyasal birlik olarak cumhuriyet,padişahı içermez.
Egemen askeri zümrenin kendi halklarına en yabancılaşmış güç olduğu çok eskilerden beri varolan birgerçekliliktir.Romalı bir yüzbaşının Hz:isa'ya 'Ben de emir kuluğum 'diyerek ona yardımı reddetmesi sözü edilen yabancılaşmanın küçük bir örneğiir.
kendi davasına sahip çıkmayanlar,başkasının kılıcını kuşananlar bir gün o kılıç darbeleriyle yok olurlar.Kendi davasına ihanet edenler,kendi halkını satanlar bunun bedelini daha ağır öderler.
Beyaz Türkler,hiçbir konuda kendi içinden çıktığı halkının sorunlarını kendine dert etmeyen,bazıları kent-soylu,(Eski İstanbullu olanlar ve onların nesli,kimi savaş zengini ve deYeni kurulan Cumhuriyetin kaymağını yiyen Şişli,Osmanbey,Harbiye’de ikamet edenler) Büyük çoğunluğu ise,yoksullukta gelme,sonradan görme,kendini burjuva sınıfına sokma gayreti içinde olan,Varoşlardan (Macar Derebeylerinin Orta çağda görkemli şatolarının dışında kalan halkın yaşadığı derme çatma yapılar.) uzaklarda korunaklı/ korumalı modern lüks şatolarında yaşamını sürdürenlerdir.
Sakarya Savaşında 100.000 Yunan askerine karşılık,90.000 Türk askeri bulunuyordu Sakarya savaşı sırasında 31.000 kişi,yani ordunun üçte biri cepheden kaçtı Fevzi Paşa mecliste üniformalara yapılan harcamayı savunurken “Efendiler,biz orduyu değil milleti giyindiriyoruz.Elbiseyi alan iç gün sonra firar ediyor” M.Kemal, Sakarya Savaşı’nı şöyle tarif eder “Efendiler,bu bir yedek zabit(subay) harbi olmuştur” yedek subayların çoğu aydınlardan oluşuyordu.
Saddam Hüseyin’in yaşamı boyunca belki de doğru olan bir sözü vardır 1979 yılında Baas Partisi Kongresinde şöyle demişti:”Allah,Arapların zor günlerinde ilk defa gökyüzünden seslendi.Bu sesle birleştik,güçlendik.Yine zor günlerimizde bize ikinci kez yeraltından seslendi,petrol zengini olduk.Ama petrol bir gün bitecektir ve bir daha Allah’ın bize nerden sesleneceği belli değildir.”
Osmanlı padişahı açısından 'vatan' diye bir kavram olamaz,bu durumda Vahdettin 'vatan haini 'bile değildir,çünkü 'vatan'ı,içselleştirmiş bir siyasal birlik olarak cumhuriyet,padişahı içermez.
Egemen askeri zümrenin kendi halklarına en yabancılaşmış güç olduğu çok eskilerden beri varolan birgerçekliliktir.Romalı bir yüzbaşının Hz:isa'ya 'Ben de emir kuluğum 'diyerek ona yardımı reddetmesi sözü edilen yabancılaşmanın küçük bir örneğiir.
İsimler,gerçekliğin öğesi neyse yalnızca onu gösterirler.
Bölünmeyen tüm değişmde aynı kalan şey
Wıttgenstein
Bir millet için en büyük felaket tarihinin düşmanlarınca yazılması,her landa bölünmüş ezilmiş halkların değişmez kaderidir.
Arnold Tonybee
kendi davasına sahip çıkmayanlar,başkasının kılıcını kuşananlar bir gün o kılıç darbeleriyle yok olurlar.Kendi davasına ihanet edenler,kendi halkını satanlar bunun bedelini daha ağır öderler.
Başkasının sana verdiği değer,senin kendine verdiğin değere bağlıdır.
Beyaz Türkler,hiçbir konuda kendi içinden çıktığı halkının sorunlarını kendine dert etmeyen,bazıları kent-soylu,(Eski İstanbullu olanlar ve onların nesli,kimi savaş zengini ve deYeni kurulan Cumhuriyetin kaymağını yiyen Şişli,Osmanbey,Harbiye’de ikamet edenler) Büyük çoğunluğu ise,yoksullukta gelme,sonradan görme,kendini burjuva sınıfına sokma gayreti içinde olan,Varoşlardan (Macar Derebeylerinin Orta çağda görkemli şatolarının dışında kalan halkın yaşadığı derme çatma yapılar.) uzaklarda korunaklı/ korumalı modern lüks şatolarında yaşamını sürdürenlerdir.
Sakarya Savaşında 100.000 Yunan askerine karşılık,90.000 Türk askeri bulunuyordu Sakarya savaşı sırasında 31.000 kişi,yani ordunun üçte biri cepheden kaçtı
Fevzi Paşa mecliste üniformalara yapılan harcamayı savunurken “Efendiler,biz orduyu değil milleti giyindiriyoruz.Elbiseyi alan iç gün sonra firar ediyor” M.Kemal, Sakarya Savaşı’nı şöyle tarif eder “Efendiler,bu bir yedek zabit(subay) harbi olmuştur” yedek subayların çoğu aydınlardan oluşuyordu.
Saddam Hüseyin’in yaşamı boyunca belki de doğru olan bir sözü vardır 1979 yılında Baas Partisi Kongresinde şöyle demişti:”Allah,Arapların zor günlerinde ilk defa gökyüzünden seslendi.Bu sesle birleştik,güçlendik.Yine zor günlerimizde bize ikinci kez yeraltından seslendi,petrol zengini olduk.Ama petrol bir gün bitecektir ve bir daha Allah’ın bize nerden sesleneceği belli değildir.”
Türkçede olmayan bir ata sözünün yorumunun da yapılmaması gerekir.