Pek çok kişinin gönlündeki 'Son' olduğu anlaşılıyor.Tarihi ve kronolojisini çarpıtmadan,kabul etmek gerekir ki Osmanlı İmparatorluğu'nda son şeyhülislam Medeni Mehmet Nuri Efendi'dir.
Google'dan arandığında hep 'Son' Şeyhülislam olarak adı geçen şahıs.Osmanlı İmparatorluğu'nun 'Son' Şeyhülislamı kısaca Medeni Mehmed'tir, yani Es-Seyyid İstanbullu Mehmet Nuri Medeni Efendi'dir.
Bütün isim ve lakablarıyla Tarsusizade es-Seyyid el-Hac Osman Kamil Efendi(İstanbullu) , son Osmanlı Şeyhülislamı es-Seyyid İstanbullu Mehmet Nuri Medeni Efendi'nin babasıdır.
1820 'de İstanbul'da doğup, 22 Mart 1896'da İstanbul'da vefat etmiştir.
Büyük dedesi Tarsus ulemasından Osman Efendi olup, babası, 1847 yılında İstanbul'da vefat eden,Fatih dersiamlarından, müderris Tarsuslu el-Hac Mehmet Raşit Efendi, Sultan II.Mahmud'un Huzur Dersleri muhatablarındandı.
Osman Kamil Efendi,1820 yılında Fatih civarında Emir Buhari yakınında Hoca Hayrettin mahallesindeki mescidin bitişiğindeki evde doğmuştur. Sübyan mektebinde ilk eğitimine başlamış,Fatih Camiinde o zamanın tanınmış değerli dersiamlarından yıllarca eğitim görerek üç adet icazetname almıştır.
Sermüneccim,Tarsusizade es-Seyyid el-Hac Osman Kamil Efendi (İstanbullu) , Meclis-i Tetkikat-ı Şer'iyye ve İntihab-ı Hükkam-ı Şer' Meclisleri Reisi iken vefat etmiştir.
Eşi Fındıkzade Şerife Hatice Hanım'dan üç çocuğu, es-Seyyid Hakkı Efendi, Şerife Hayriye Hanım ve es-Seyyid Mehmet Nuri Medeni Efendi doğmuştur.
Osman Kamil Efendi'yi çok seven ve 1905'te vefat eden damadı Anadolu Kazaskeri es-Seyyid Hüseyin Nurettin Efendi ile birlikte,İstanbul,Beşiktaş,Yıldız'daki Yahya Efendi Dergahı giriş kısmı sağ taraftaki mezarlık başında parmaklıklarla çevrili bir kabirde yan yana yatmaktadırlar. Soyu,Hakkı Efendi ve Şeyhülislam Mehmet Nuri Medeni Efendi üzerinden devam etmekte olup, çocuğu olmayan kızı Hayriye Hanım'dan devam etmemiş,evlat edindikleri Faik ve Fehmi Beyleri büyütmüşlerdir.
Eşi Fındıkzade Şerife Hatice Hanım'ın soyunun 1453'te Fatih Sultan Mehmet ile, veya beraberinde gelmiş olduğu(hatta henüz kesin değil ama divanında bulunmuş) bir şahısa dayandığı bilinmekle beraber kitaplara geçmiş ilk kayda göre aile silsilesi şöyledir:
- 1664'te ölen es-Seyyid Mehmet Efendi. ( Ayasofya Vaizi.) Büyük oğlu: - 1689'da ölen es-Seyyid Fındık Mustafa Efendi. (Filibe Mevleviyetinden.- ve Nuru'l-Fetava yazarı.) Küçük oğlu: - 1749'da ölen Fındıkzade es-Seyyid el-Hac İbrahim Halil Efendi.( Medine-i Münevvere Mevliyetinden.) - Büyük kızı? Büyük kızı: - Esma Hanım ve eşi Yahya Sa'di Efendi. (Mısır Valisi Yahya Paşa'nın imam mevaliden) . - Büyük Kızı? - Fındıkzade hafidi es-Seyyid el-Hac İbrahim Halil Efendi.(1760 - 1855) (Delailü-l Hayrat ve Hizbu'l-Azam musahhih ve mütercimi, Reisu'l Ulema) . Büyük kızı: - Fındıkzade Şerife Hatice Hanım : Tarsusizade es-Seyyid el-Hac Osman Kamil Efendi'nin eşi ve son Şeyhülislam İstanbullu Mehmet Nuri Medeni Efendi'nin annesidir. Diğer yandan Şubat 2005'te basılan, gazeteci yazar Önay Yılmaz'ın 'Nazilerle Beş Yıl' kitabında hayatının bir kısmını anlattığı Maden Mühendisi Gürbüz Fındıkgil'in de büyük halası olmaktadır.
Aynı zamanda,Tarsusizade es-Seyyid el-Hac İstanbullu Osman Kamil Efendi ve Fındıkzade Şerife Hatice Hanım, onaltı yaşındaki sevgili oğlum Melik Demirel' in de anne tarafından altı göbek büyükleri olmaktalar.
Hiçbir tarikatla,hiçbir dini veya sivil kuruluşla,hiçbir siyasi partiyle ilgisi ve bağıntısı olmadan tam laik ama dini inançları yerinde,çağdaş,modern,eğitimli sade bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak uzun bir Osmanlı ulema şeceresine sahip olmak hem büyük onur hem de insana sorumluluk yükleyen bir tarih bilinci veriyor.
İnternet ortamında dolaşan yanlışlıkları önleme açısından böyle uzun bilgi dökümleri yapmak ta ister istemez aile fertlerine düşüyor.
Özel bilgiler dışında önemli ölçüde alıntı ve derleme yapılan kaynaklar :
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür İşleri Daire Başkanlığı Yayınları No.40 'Son Devir Osmanlı Uleması' - Sadık Albayrak Cilt 3 sayfa 265 - 267 Cilt 4 sayfa 175 - 176 1996 Bu kitaplarda verilen bilgi dayanakları: Sicil Defteri c.2,sh.97,sicil dosyası nu:768 ve Dosya: 1155 olarak belirtilmiştir.
Es-Seyyid İstanbullu Mehmet Nuri Medeni Efendi Osmanlı İmparatorluğu'nun son Şeyhülislamı'dır. 19 Kasım 1859 - 29 Temmuz 1927 tarihleri arasında İstanbul'da yaşamıştır. 27 Eylül 1920 - 4 Kasım 1922 tarihleri arasında görev yapmıştır.Son hükümetin istifasıyla da görevinden ayrılmış olup İstanbul'da yaşamına devam etmiştir.
Babası 1820 - 1896 yılları arasında yaşamış,İstanbul Müderrisi,Askeri Kassam, Haremeyn-i Muhteremeyn,Anadolu ve Rumeli Kazaskeri olan ve Meclis-i Tetkikat-ı Şer'iyye Reisi iken vefat eden Sermüneccim Tarsusizade es-Seyyid el-Hac Osman Kamil Efendi(İstanbullu) dur. Annesi Şerife Hatice Hanım Fındıkzade'lerden(Fındıkgil) olup, soyunun Fatih Sultan Mehmet 'in yanında ya da birlikte 1453'te İstanbul'a gelen bir şahıstan olduğu bilinmekle birlikte bir kitaba göre ismi bilinen kayıtlı en eski şahıs 1664'te vefat eden Ayasofya vaizi Mehmet Efendi'dir. (Bakınız: Osman Kamil Efendi) . Mehmet Nuri Medeni Efendi İstanbul Üsküdar'da Sultantepesi'ndeki Hace Hasna Hatun mahallesinde doğmuş,Vefa semtinde büyümüş,Şeyh Ebu'l Vefa 'daki 'Vefa Sultan' Konağı,kısmen de Üsküdar İhsaniye, Yalı Boyu Sokağı No.29 ' daki eski 'Hatice Sultan' Yalısı'nda yaşamıştır. (İç ve tavan süslemeleri çok güzel olan bu tarihi yalı,içinde ikinci kızı, üçüncü kızı ve ailesi ile kiracıları oturuyorken Şubat 1964'te yanmıştır)
İlk eğitimine Vefa'da Atıf Efendi Kütüphanesi sebil bitişiğindeki okulda başlayıp, babasından Emsile okumayı öğrenerek ve eve gelen hocalarla devam etmiştir. O zamanların eğitiminin gereklerine göre çeşitli camiilerin isim yapmış değerli hocalarından, yani Şehzade Camii ve Fatih Camii 'dersiam'larından ve ulemadan senelerce dersler alarak Celali, Kaside-i Bürie ve Delail-i Hayrat icazetnameleri almıştır.Ayrıca Mekteb-i Nüvvab'a girerek imtihanla niyabet şehadetnamesi almıştır.
Okumuş olduğu ilimler,o zamanların diliyle: Kelam, tefsir, usul-i fıkıh ve hadis, feraiz ve hesap, fıkıh, belagat, sarf ve nahiv, vaz', aruz, adab, mantık, hikmet, sakk-ı şer'i, sakk-ı nizami, kitabet-i arabiye ve kitabet-i Türkiye'dir.
Bu günlerin mastır ve doktorası mahiyetinde yazdığı eserler: Türkçe : Salat-ı Misafir (İlm-i fıkıhtan) Tenzib-i Kavaidi'l Münasıha (İlm-i feraizden bahseder) Yarı Türkçe yarı Arapça : Ahkam-ı Şuheda Arapça : Ta'yir-i Endelusi (Nukul olarak ve ilm-i aruzdan)
Çalışma hayatına yirmiiki yaşında başlamış olup,yaptığı muavinlikler sırasıyla:
Sahip olduğu İstanbul Müderrisi payesinde gittikçe yükselerek Mahreç payesi almıştır
1912 yılına kadar yükselerek :
Edirne Merkez niyabeti kadısı, Evkaf Humayun Müsteşarı, Emval-i Eytam Müdürü, Kassam-ı Umumi, Mahkeme-i Evkaf Kadısı olmuştur.
1912 yılında tayinle Mısır Kadısı olmuş, Mart 1912 - Ağustos 1915 tarihleri arasında Mısır'da yaşamıştır.
Daha sonra Adana vilayeti merkez kadılığına tayin edilmişse de bir ay sonra istifa etmiştir.
10 Mayıs 1920'de Anadolu Kazaskeri payesini almış ve bilfiil kazasker olmuştur.
27 Eylül 1920'de Şeyhülislam olmuş,kabine istifa edince 3 Kasım'da ayrılmış 4 Kasım 1920'de kurulan yeni hükümetle yeniden Şeyhülislamlık Makamına getirilmiştir. Aynı tarihlerden,12.6.1921'e kadar Evkaf-ı Hümayun Nezareti Vekaletinde de bulunmuştur.
Ayakta kalmaya çalışan bir İmparatorluğun o çok sıkıntılı, ızdıraplı ve son olduğu henüz iyi bilinmeyen günlerinde görevini yapmaya çalışmış, içinde Sadrazam Ahmet Tevfik Paşa ile Nazır Ahmet İzzet (Furgaç) Paşa^nın da olduğu, işlevsiz kalan Damat Ferit Paşa Hükümeti, sonunda istifa edince görevinden ayrılmıştır.
Daha sonra kendisine görev verilmeyip maaşa bağlanmamış,1925'te ise, Yüzelliliklerden olmadığı ama Damat Ferit Paşa Hükümetinde bulunduğu için, kızlarından birinin talep etmiş olduğu emekli maaşı bağlanmamıştır. Yüzellilikler de bir müddet sonra affedilip yurda dönmüşlerdir.
Eşi,Mısır Mollası Süleyman Şefik Efendi'nin kızı olan Şerife Hatice Fehime Hanım 'dan, hayatta kalan üç kızından sonra bir oğlu olmuştur.İkinci kızları Şerife Feriha Hanım ile oğlu es-Seyyid Kamil Bey'in çocukları yaşamamış ve soyları devam etmemiştir. Hali hazırda soyu, İstanbul,Fransa ve Almanya'da merhumeler büyük kızı Şerife Seniha Oskay ve Şerife Kamile Firdevs Yüksel'in çocukları ve torunları üzerinden Danışman, Hiçsönmez,Yüksel,Tömek,Demirel,Yeşiltepe vs.soyadları ile devam etmektedir.
Özel bilgiler dışında önemli ölçüde alıntı ve derleme yapılan kaynaklar :
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür İşleri Daire Başkanlığı Yayınları No.40 'Son Devir Osmanlı Uleması' - Sadık Albayrak Cilt 3 sayfa 265 - 267 Cilt 4 sayfa 175-176 1996
Bu bilgilerin dayandırıldığı kaynaklar ise,Sicil defteri,c.2,sh.97,sicil dosyası no.768 ve Dosya: 1155 olarak verilmiştir.
Şeyhülislam, Osmanlı İmparatorluğu'nda laiklik diye bir kavram olmadığı için dine dayanan ve yüzyılların birikimiyle yerleşmiş önemli bir hukuk sistemi ve teşkilatının başıdır.Bu teşkilatın her kurumunda çalışıp uzun yıllar içinde kademe kademe yükselerek bu makama hak kazanır. Diğer her türlü dini ve hukuki iş ve sorumluluğunun yanısıra padişaha ve çevresine ait karar ve uygulamaların,mecburen dini olan hukuka uygun olup olmadığı hakkında 'fetva' verir. Genelde baba mesleğini seçip kendini bu eğitime adamış ve ulema sınıfını oluşturmuşların arasından çıkmıştır.Çok uzun,derin bir eğitim ve iş tecrübesi gerektirip tekke şeyhliğiyle karıştırmamak gerekir. Sınavlarla hak kazanılan İstanbul Müderrisliği'nden sonra, çeşitli 'mevleviyet'lerin zabtı,bölge müfettişlikleri,bölge kadılıkları, kazaskerlik payeleri,önemli kadılıklar,nişanlar,yazılan eserlerden sonra ancak uygun görülürse bu makama ulaşılır. Türkiye Cumhuriyeti'nin hukuki sistemi laik olup,din ve hukuk birbirinden ayrı iki kurum olunca,Şeyhülislamlık ta son bulmuş oldu. Cumhuriyet'ten beri hala sağlıklı çalışan ve yerine tam oturmuş bir hukuk sistemine sahip olamazken, Osmanlı İmparatorluğu'na has bu büyük kurumun yeniden tesisi kesinlikle mümkün olamayacağına göre,bundan sonra kendine 'şeyhülislam' diyen veya diyeceklerin en fazla müftülükten ileri gidemeyecekleri aşikar. Anneannem merhume Şerife Kamile Firdevs Yüksel'in babası olan son şeyhülislamın,onun değerli babasının ve ailenin diğer ulema soyunun torun çocuğu olmak ta çok onur veriyor. Aldıkları payeler ve geldikleri makamların ötesinde, almış oldukları eğitimler ve kişilikleri ile biz torunları için, saygı dolu hayranlık duyduğumuz ve önümüzde ulaşması öyle kolay olmayan örnekler teşkil ediyorlar.
Burada yazılan güzel sözlerin ötesinde beni en çok mezarlığı ilgilendiriyor.Bu mekanda terkedilmiş halde pek çok tarihi kişilik,sultan eşleri ve çocukları vs.yatıyor.Pek çoğu yüz-yüzelli yılık,her biri arkeolojik eser mahiyetinde değerli.Geç olmadan bunların korunması,üzerlerindeki yazıların okunup deşifre edilmesi gerekirken çoğu bakımsız halde.Hele kırılıp dökülmelere aldırmadan girişe yakın yerlere dikilmiş kalaslara ne demeli?
Yıllar önce ben de,bir sürü sınavdan sonra,Fransa'ya Paris üzerinden Clermont-Ferrand'da staj yapmaya gittiğimde fazla kimseyle tanışmayacağımı sanırken kendimi ummadığım canlı,bol seyahatli ve gezmeli,eğlenceli bir sosyal hayatın içinde bulmuştum.Fransız, Belçikalı,İtalyan pek çok ta iyi arkadaşlarım oldu.Bir tek,Fransızların 'eli çabukları' fotoğraf makinemi kapınca elimde o günlere ait hiç bir anı fotoğrafı kalmamış oldu.
1960-1970'li, belki 80'li yıllarda da, Notre Dame de Sion Fransız Kız Lisesi'nde Türk Müdiremiz olan ve Yurttaşlık Bilgisi dersimizin öğretmeni,yeni vefat eden Meliha Tecer'in de eşi olur.1950'li yıllarda bir ara Paris'te galiba eğitim ataşeliği de yapmış.
Bağlarbaşı J(C) imnastik Salonu'nu çağrıştırıyor.Türkiyenin çıkarabileceği çok yetekli artistik ya da ritmik cimnastikçileri küçücük çocukların nasıl fena halde yeteneksiz hale getirilebileceklerini hatırlatıyor.Yine de Derviş, Ergun ve Mustafa Bilge Hocalar'ın haklarını yememek lazım.
Düzeltme: Son araştırmalara göre Tarsusizade Osman Kamil Efendi'nin doğum ve ölüm tarihlerinin doğruları şöyledir :
Doğum: M/1 Nisan 1821 - H/27 Cemazeyilahir 1236
Vefat : M/3 Nisan 1896 - H/19 Şevval 1313
Pek çok kişinin gönlündeki 'Son' olduğu anlaşılıyor.Tarihi ve kronolojisini çarpıtmadan,kabul etmek gerekir ki Osmanlı İmparatorluğu'nda son şeyhülislam Medeni Mehmet Nuri Efendi'dir.
Google'dan arandığında hep 'Son' Şeyhülislam olarak adı geçen şahıs.Osmanlı İmparatorluğu'nun 'Son' Şeyhülislamı kısaca Medeni Mehmed'tir, yani Es-Seyyid İstanbullu Mehmet Nuri Medeni Efendi'dir.
Bütün isim ve lakablarıyla Tarsusizade es-Seyyid el-Hac Osman Kamil Efendi(İstanbullu) ,
son Osmanlı Şeyhülislamı es-Seyyid İstanbullu Mehmet Nuri Medeni Efendi'nin babasıdır.
1820 'de İstanbul'da doğup, 22 Mart 1896'da İstanbul'da vefat etmiştir.
Büyük dedesi Tarsus ulemasından Osman Efendi olup,
babası, 1847 yılında İstanbul'da vefat eden,Fatih dersiamlarından, müderris Tarsuslu el-Hac
Mehmet Raşit Efendi, Sultan II.Mahmud'un Huzur Dersleri muhatablarındandı.
Osman Kamil Efendi,1820 yılında Fatih civarında Emir Buhari yakınında Hoca Hayrettin
mahallesindeki mescidin bitişiğindeki evde doğmuştur. Sübyan mektebinde ilk eğitimine
başlamış,Fatih Camiinde o zamanın tanınmış değerli dersiamlarından yıllarca eğitim
görerek üç adet icazetname almıştır.
O zamanların deyişleriyle aldığı eğitimler:
Ali ve alet ilimleri, ilm-i tefsir, Buhari, usul-i hadis, Şifay-ı Şerif, ilm-i feraiz, Farsça,
ilm-i aruz, ilm-i hesap, hey'et, ilm-i mikat, nucum.
Sırasıyla ilerleyerek yaptığı görev ve aldığı payeler:
1836 - İbtida-i Hariç İstanbul Müderrisi (Zaman içinde yükselerek 1870'de Haremeyn-i Muhteremeyn)
1842 - Ruus maaşıyla işe başlama
1864 - Gebze niyabeti
1866 - Gemlik niyabeti
1867 - Makam-ı Meşihat Arzuhalciliği memuru
1869 - Haleb Mevleviyetinin bir yıl zabtı
1870 - Haremeyn-i Muhteremeyn
1871 - Makam-ı Meşihat Arzuhalciliği memurluğundan ayrılma.
1873 - Hüdavendigar vilayeti Merkez niyabeti
1876 - Evkaf-ı Humayun Nezareti Müfettişi
1877 - Meclis-i Tetkikat-ı Şer'iyye azası
1879 - İstanbul Kadılığı Müşaviri
1879 - İstanbul Kazaskeri (Kadıaskeri) payesi
1881 - Sermüneccim (Müneccimbaşı)
1881 - Askeri Kassam
1882 - Anadolu Kazaskeri payesi
1883 - Meclis-i Tetkikat-ı Şer'iyye Reisi
1891 - Rumeli Kazaskeri payesi
Yazdığı eserler:
- Birgivi Tercemesi (Usul-i hadisten)
- Zübde-i Kütübi'l Kavim (Arapça. İlm-i belagattan. Henüz basılmadığı sıralarda Sultan
II.Mahmud'a takdim etmiştir)
Aldığı nişanlar:
1870 - 3ncü rütbeden Mecidi
1878 - 2nci rütbeden Mecidi
1882 - 1nci rütbeden Mecidi
1884 - 2nci rütbeden Osmanlı
Sermüneccim,Tarsusizade es-Seyyid el-Hac Osman Kamil Efendi (İstanbullu) , Meclis-i Tetkikat-ı
Şer'iyye ve İntihab-ı Hükkam-ı Şer' Meclisleri Reisi iken vefat etmiştir.
Eşi Fındıkzade Şerife Hatice Hanım'dan üç çocuğu, es-Seyyid Hakkı Efendi, Şerife Hayriye
Hanım ve es-Seyyid Mehmet Nuri Medeni Efendi doğmuştur.
Osman Kamil Efendi'yi çok seven ve 1905'te vefat eden damadı Anadolu Kazaskeri es-Seyyid
Hüseyin Nurettin Efendi ile birlikte,İstanbul,Beşiktaş,Yıldız'daki Yahya Efendi Dergahı giriş
kısmı sağ taraftaki mezarlık başında parmaklıklarla çevrili bir kabirde yan yana yatmaktadırlar.
Soyu,Hakkı Efendi ve Şeyhülislam Mehmet Nuri Medeni Efendi üzerinden devam etmekte olup,
çocuğu olmayan kızı Hayriye Hanım'dan devam etmemiş,evlat edindikleri Faik ve Fehmi Beyleri
büyütmüşlerdir.
Eşi Fındıkzade Şerife Hatice Hanım'ın soyunun 1453'te Fatih Sultan Mehmet ile, veya
beraberinde gelmiş olduğu(hatta henüz kesin değil ama divanında bulunmuş) bir şahısa
dayandığı bilinmekle beraber kitaplara geçmiş ilk kayda göre aile silsilesi şöyledir:
- 1664'te ölen es-Seyyid Mehmet Efendi. ( Ayasofya Vaizi.) Büyük oğlu:
- 1689'da ölen es-Seyyid Fındık Mustafa Efendi. (Filibe Mevleviyetinden.- ve Nuru'l-Fetava yazarı.) Küçük oğlu:
- 1749'da ölen Fındıkzade es-Seyyid el-Hac İbrahim Halil Efendi.( Medine-i Münevvere Mevliyetinden.)
- Büyük kızı? Büyük kızı:
- Esma Hanım ve eşi Yahya Sa'di Efendi. (Mısır Valisi Yahya Paşa'nın imam mevaliden) .
- Büyük Kızı?
- Fındıkzade hafidi es-Seyyid el-Hac İbrahim Halil Efendi.(1760 - 1855) (Delailü-l Hayrat ve Hizbu'l-Azam
musahhih ve mütercimi, Reisu'l Ulema) . Büyük kızı:
- Fındıkzade Şerife Hatice Hanım :
Tarsusizade es-Seyyid el-Hac Osman Kamil Efendi'nin eşi ve son Şeyhülislam İstanbullu
Mehmet Nuri Medeni Efendi'nin annesidir. Diğer yandan Şubat 2005'te basılan, gazeteci yazar
Önay Yılmaz'ın 'Nazilerle Beş Yıl' kitabında hayatının bir kısmını anlattığı Maden Mühendisi
Gürbüz Fındıkgil'in de büyük halası olmaktadır.
Aynı zamanda,Tarsusizade es-Seyyid el-Hac İstanbullu Osman Kamil Efendi ve Fındıkzade
Şerife Hatice Hanım, onaltı yaşındaki sevgili oğlum Melik Demirel' in de anne tarafından
altı göbek büyükleri olmaktalar.
Hiçbir tarikatla,hiçbir dini veya sivil kuruluşla,hiçbir siyasi partiyle ilgisi ve bağıntısı olmadan
tam laik ama dini inançları yerinde,çağdaş,modern,eğitimli sade bir Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşı olarak uzun bir Osmanlı ulema şeceresine sahip olmak hem büyük onur hem
de insana sorumluluk yükleyen bir tarih bilinci veriyor.
İnternet ortamında dolaşan yanlışlıkları önleme açısından böyle uzun bilgi dökümleri yapmak
ta ister istemez aile fertlerine düşüyor.
Özel bilgiler dışında önemli ölçüde alıntı ve derleme yapılan kaynaklar :
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür İşleri Daire Başkanlığı Yayınları No.40
'Son Devir Osmanlı Uleması' - Sadık Albayrak
Cilt 3 sayfa 265 - 267
Cilt 4 sayfa 175 - 176
1996
Bu kitaplarda verilen bilgi dayanakları:
Sicil Defteri c.2,sh.97,sicil dosyası nu:768 ve Dosya: 1155 olarak belirtilmiştir.
Es-Seyyid İstanbullu Mehmet Nuri Medeni Efendi Osmanlı İmparatorluğu'nun
son Şeyhülislamı'dır. 19 Kasım 1859 - 29 Temmuz 1927 tarihleri arasında
İstanbul'da yaşamıştır. 27 Eylül 1920 - 4 Kasım 1922 tarihleri arasında görev
yapmıştır.Son hükümetin istifasıyla da görevinden ayrılmış olup İstanbul'da
yaşamına devam etmiştir.
Babası 1820 - 1896 yılları arasında yaşamış,İstanbul Müderrisi,Askeri Kassam,
Haremeyn-i Muhteremeyn,Anadolu ve Rumeli Kazaskeri olan ve Meclis-i Tetkikat-ı
Şer'iyye Reisi iken vefat eden Sermüneccim Tarsusizade es-Seyyid el-Hac
Osman Kamil Efendi(İstanbullu) dur.
Annesi Şerife Hatice Hanım Fındıkzade'lerden(Fındıkgil) olup, soyunun Fatih Sultan
Mehmet 'in yanında ya da birlikte 1453'te İstanbul'a gelen bir şahıstan olduğu
bilinmekle birlikte bir kitaba göre ismi bilinen kayıtlı en eski şahıs 1664'te vefat
eden Ayasofya vaizi Mehmet Efendi'dir.
(Bakınız: Osman Kamil Efendi) .
Mehmet Nuri Medeni Efendi İstanbul Üsküdar'da Sultantepesi'ndeki Hace Hasna
Hatun mahallesinde doğmuş,Vefa semtinde büyümüş,Şeyh Ebu'l Vefa 'daki
'Vefa Sultan' Konağı,kısmen de Üsküdar İhsaniye, Yalı Boyu Sokağı No.29 ' daki
eski 'Hatice Sultan' Yalısı'nda yaşamıştır. (İç ve tavan süslemeleri çok güzel olan
bu tarihi yalı,içinde ikinci kızı, üçüncü kızı ve ailesi ile kiracıları oturuyorken Şubat
1964'te yanmıştır)
İlk eğitimine Vefa'da Atıf Efendi Kütüphanesi sebil bitişiğindeki okulda başlayıp,
babasından Emsile okumayı öğrenerek ve eve gelen hocalarla devam etmiştir.
O zamanların eğitiminin gereklerine göre çeşitli camiilerin isim yapmış değerli
hocalarından, yani Şehzade Camii ve Fatih Camii 'dersiam'larından ve ulemadan
senelerce dersler alarak Celali, Kaside-i Bürie ve Delail-i Hayrat icazetnameleri
almıştır.Ayrıca Mekteb-i Nüvvab'a girerek imtihanla niyabet şehadetnamesi almıştır.
Okumuş olduğu ilimler,o zamanların diliyle:
Kelam, tefsir, usul-i fıkıh ve hadis, feraiz ve hesap, fıkıh, belagat, sarf ve nahiv, vaz',
aruz, adab, mantık, hikmet, sakk-ı şer'i, sakk-ı nizami, kitabet-i arabiye ve kitabet-i
Türkiye'dir.
Bu günlerin mastır ve doktorası mahiyetinde yazdığı eserler:
Türkçe : Salat-ı Misafir (İlm-i fıkıhtan)
Tenzib-i Kavaidi'l Münasıha (İlm-i feraizden bahseder)
Yarı Türkçe yarı Arapça : Ahkam-ı Şuheda
Arapça : Ta'yir-i Endelusi (Nukul olarak ve ilm-i aruzdan)
Çalışma hayatına yirmiiki yaşında başlamış olup,yaptığı muavinlikler sırasıyla:
Rumeli Kazaskerliği (Kadıaskerliği) vakayi-i şer'iyye katipliği,
Mahfel-i Şer'iyyat
Kassam-ı Askeri
Evkaf-ı Humayun Müsteşarlığı.
Sahip olduğu İstanbul Müderrisi payesinde gittikçe yükselerek Mahreç payesi almıştır
1912 yılına kadar yükselerek :
Edirne Merkez niyabeti kadısı,
Evkaf Humayun Müsteşarı,
Emval-i Eytam Müdürü,
Kassam-ı Umumi,
Mahkeme-i Evkaf Kadısı olmuştur.
1912 yılında tayinle Mısır Kadısı olmuş, Mart 1912 - Ağustos 1915 tarihleri arasında
Mısır'da yaşamıştır.
Daha sonra Adana vilayeti merkez kadılığına tayin edilmişse de bir ay sonra istifa etmiştir.
10 Mayıs 1920'de Anadolu Kazaskeri payesini almış ve bilfiil kazasker olmuştur.
27 Eylül 1920'de Şeyhülislam olmuş,kabine istifa edince 3 Kasım'da ayrılmış 4 Kasım 1920'de
kurulan yeni hükümetle yeniden Şeyhülislamlık Makamına getirilmiştir.
Aynı tarihlerden,12.6.1921'e kadar Evkaf-ı Hümayun Nezareti Vekaletinde de bulunmuştur.
Ayakta kalmaya çalışan bir İmparatorluğun o çok sıkıntılı, ızdıraplı ve son olduğu henüz iyi
bilinmeyen günlerinde görevini yapmaya çalışmış, içinde Sadrazam Ahmet Tevfik Paşa ile
Nazır Ahmet İzzet (Furgaç) Paşa^nın da olduğu, işlevsiz kalan Damat Ferit Paşa Hükümeti,
sonunda istifa edince görevinden ayrılmıştır.
Daha sonra kendisine görev verilmeyip maaşa bağlanmamış,1925'te ise, Yüzelliliklerden
olmadığı ama Damat Ferit Paşa Hükümetinde bulunduğu için, kızlarından birinin talep etmiş olduğu
emekli maaşı bağlanmamıştır. Yüzellilikler de bir müddet sonra affedilip yurda dönmüşlerdir.
Eşi,Mısır Mollası Süleyman Şefik Efendi'nin kızı olan Şerife Hatice Fehime Hanım 'dan,
hayatta kalan üç kızından sonra bir oğlu olmuştur.İkinci kızları Şerife Feriha Hanım ile
oğlu es-Seyyid Kamil Bey'in çocukları yaşamamış ve soyları devam etmemiştir.
Hali hazırda soyu, İstanbul,Fransa ve Almanya'da merhumeler büyük kızı Şerife Seniha
Oskay ve Şerife Kamile Firdevs Yüksel'in çocukları ve torunları üzerinden Danışman,
Hiçsönmez,Yüksel,Tömek,Demirel,Yeşiltepe vs.soyadları ile devam etmektedir.
Özel bilgiler dışında önemli ölçüde alıntı ve derleme yapılan kaynaklar :
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür İşleri Daire Başkanlığı Yayınları No.40
'Son Devir Osmanlı Uleması' - Sadık Albayrak
Cilt 3 sayfa 265 - 267
Cilt 4 sayfa 175-176
1996
Bu bilgilerin dayandırıldığı kaynaklar ise,Sicil defteri,c.2,sh.97,sicil dosyası no.768
ve Dosya: 1155 olarak verilmiştir.
Şeyhülislam, Osmanlı İmparatorluğu'nda laiklik diye bir kavram
olmadığı için dine dayanan ve yüzyılların birikimiyle yerleşmiş önemli
bir hukuk sistemi ve teşkilatının başıdır.Bu teşkilatın her kurumunda
çalışıp uzun yıllar içinde kademe kademe yükselerek bu makama
hak kazanır.
Diğer her türlü dini ve hukuki iş ve sorumluluğunun yanısıra
padişaha ve çevresine ait karar ve uygulamaların,mecburen dini olan
hukuka uygun olup olmadığı hakkında 'fetva' verir.
Genelde baba mesleğini seçip kendini bu eğitime adamış ve
ulema sınıfını oluşturmuşların arasından çıkmıştır.Çok uzun,derin
bir eğitim ve iş tecrübesi gerektirip tekke şeyhliğiyle karıştırmamak
gerekir.
Sınavlarla hak kazanılan İstanbul Müderrisliği'nden sonra,
çeşitli 'mevleviyet'lerin zabtı,bölge müfettişlikleri,bölge kadılıkları,
kazaskerlik payeleri,önemli kadılıklar,nişanlar,yazılan eserlerden
sonra ancak uygun görülürse bu makama ulaşılır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin hukuki sistemi laik olup,din ve hukuk
birbirinden ayrı iki kurum olunca,Şeyhülislamlık ta son bulmuş oldu.
Cumhuriyet'ten beri hala sağlıklı çalışan ve yerine tam oturmuş
bir hukuk sistemine sahip olamazken, Osmanlı İmparatorluğu'na has
bu büyük kurumun yeniden tesisi kesinlikle mümkün olamayacağına
göre,bundan sonra kendine 'şeyhülislam' diyen veya diyeceklerin en
fazla müftülükten ileri gidemeyecekleri aşikar.
Anneannem merhume Şerife Kamile Firdevs Yüksel'in babası
olan son şeyhülislamın,onun değerli babasının ve ailenin diğer ulema
soyunun torun çocuğu olmak ta çok onur veriyor. Aldıkları payeler ve
geldikleri makamların ötesinde, almış oldukları eğitimler ve kişilikleri
ile biz torunları için, saygı dolu hayranlık duyduğumuz ve önümüzde
ulaşması öyle kolay olmayan örnekler teşkil ediyorlar.
Burada yazılan güzel sözlerin ötesinde beni en çok mezarlığı ilgilendiriyor.Bu mekanda terkedilmiş halde pek çok tarihi kişilik,sultan eşleri ve çocukları vs.yatıyor.Pek çoğu yüz-yüzelli yılık,her biri arkeolojik
eser mahiyetinde değerli.Geç olmadan bunların korunması,üzerlerindeki yazıların okunup deşifre edilmesi gerekirken çoğu bakımsız halde.Hele kırılıp dökülmelere aldırmadan girişe yakın yerlere dikilmiş kalaslara ne demeli?
Yıllar önce ben de,bir sürü sınavdan sonra,Fransa'ya Paris üzerinden
Clermont-Ferrand'da staj yapmaya gittiğimde fazla kimseyle tanışmayacağımı sanırken kendimi ummadığım canlı,bol seyahatli ve gezmeli,eğlenceli bir sosyal hayatın içinde bulmuştum.Fransız,
Belçikalı,İtalyan pek çok ta iyi arkadaşlarım oldu.Bir tek,Fransızların
'eli çabukları' fotoğraf makinemi kapınca elimde o günlere ait hiç bir anı fotoğrafı kalmamış oldu.
1960-1970'li, belki 80'li yıllarda da, Notre Dame de Sion Fransız Kız Lisesi'nde Türk Müdiremiz olan ve Yurttaşlık Bilgisi dersimizin öğretmeni,yeni vefat eden Meliha Tecer'in de eşi olur.1950'li yıllarda bir ara Paris'te galiba eğitim ataşeliği de yapmış.
Bağlarbaşı J(C) imnastik Salonu'nu çağrıştırıyor.Türkiyenin çıkarabileceği çok yetekli artistik ya da ritmik cimnastikçileri küçücük çocukların nasıl fena halde yeteneksiz hale getirilebileceklerini hatırlatıyor.Yine de Derviş, Ergun ve Mustafa Bilge Hocalar'ın haklarını yememek lazım.