Ağustos günü Gelibolu gezisi Gezdikce gezmek isteği Gelibolu Ege'ye süzülüyor. Memleketimin haritası ağlıyor Gözyaşları deniz olup çağlıyor Boğazın serin suları eşlik ediyor Kelimeler havalanıyor yüreğimden 'Hey koca Gelibolu onca yiğit Hakk'a Yürümüşken senden'. Neden sakinsin Neden şahlanmıyorsun Neden kanatlanmıyorsun
İkiyüzellibin can ikiyüzellibin can Yankılanıyor Gelibolu Haykırıyor Gelibolu Ağlıyor Gelibolu ağlıyor Yaşlı Dede anlatıyor Dalgın ve üzgün Anlattıkça açılıyor Coşuyor coştukca anlatıyor
'Zaman fırtınalara tutulduğumuz zaman Rüzgarların yelelerimizi dağıttığı zaman
Kara ağızlar ferman keser Kefen biçer Kara eller Mezar kazar Çanakkale'den Istanbul'a varalım Hançerimizi tam göğsünden vuralım Ve korkunç zırhlılarla hareket edilir Havalar iyi giderse İKİ hafta içinde Boğaz'a demirleyecekler.
Kara haber tez yayılır Azınlıklar muzaffer haçlıları Karşılama telaşında: Ana ağlar Yar ağlar Yol ağlar Bel ağlar Gelibolu ağlar. Yemen Kafkasya Çanakkale Galiçya Her yuvadan bir yiğit Yetmez İki Dört,beş Ne kadar varsa o kadar Yiğit yağız Git sen de git Vatan için Bayrak İçin Ezan için Namus için Can için Kimse kalmasın eli silah tutan Gitsin gitsin Kınalı kuzular
Kınalı Murat'lar gitsin Son yongalar uğurlanır Analar ağlar Bacılar ağlar Yavuklular ağlar Körpe yavrular koklanır Saçlarından bir tutam kesilir Hatıra olarak saklanır Makaslar ağlar Mendiller ağlar
Nice genç kızların muradı Dizilir Çanakkale yollarına Nişanlılar veda eder Kınalar ağlar Çeyizler ağlar Destanlar ağlar Şiirler ağlar Gelibolu ağlar Ve yurdun Dört bir yanından Gazi şehit adayları Düşmanın alnına değecek yalın pala Göğsüne inecek bir süngü gibi Ev bark çoluk çocuk ana yar Hepsinin hayali dökülür Oluk oluk kan olur Ya şehit ya gazi 'Çanakkale geçilmez Geçilmez Çanakkale...
Ege farklı tonda artık Dalgalar kıyıları döver hazin hazin Gri renkli ölüm makinaları görünür Ufuklar ağlar Afaklar ağlar Göz ağlar Gönül ağlar Seherler ağlar Mehmetcik hayıflanır Mehmetcik kederlenir Mehmetcik şahlanır Mehmetcik kanatlanır Gömülür boğazın sularına birer birer Gelibolu Sarpkayalarına çarpmayan gemiler Mehmetciğin gögsüne çarpar paralanır Bogazın azgın sularından kurtulanlar Boğulur şehitlerin al kanlarında üçer beşer
Ve bir bahar sabahı Mecidiye tabyası darmadağın edilir Onaltı yiğit şehit olur Koca Seyit Ağa ağlar 'La Havle Ve La Kuvvete'deyip Mermileri sırtlar Okkalar ağlar hasedinden Tarihler Onsekiz Martı yazarken Çanakkale'nin geçit vermeyeceği anlaşılır Aylar ağlar
Çıkarma yapmaya karar verilir İlk çıkarma Ertuğrul Koyuna Ezineli Yahya Çavuş gürler 'Vatanımın toprakları namusun kadar kutsaldır Düşman ayak basmamalıdır Altmışüç neferle akşama kadar Üçbin düşman öldürülür
Mehtap deresinden bir orduya bedel Teğmen Mehmet Selim geçer Talihsiz bir kurşun benzin bidonuna isabet eder Selim Teğmen tutuşur Cesedini karartamaz ateşler Işıl ışıl ışıldar Gün ağlar Güneş ağlar Yğitler birer birer değil Bölük bölük alay alay Şehit düşer
Üçün'cü taburda kınalı er, Sabri Beyin dikkatini çeker Yozgatlı Murat mahcup olur Boyun büker Hemen annesine yazar 'Kardeşlerimin başına kına yakmayasın Mahcup oldum Zabit Efendi sorduğunda Cevap bekler 'Ey oğlum gözümün nuru Murad'ım Selam söyle Zabit Efendiye Koçları kınalar kurban ederiz. Kınalı Murat anne mektubunu alamadan Kurban olur Bıçaklar ağlar
Bir savaş ki Çanakkale içinde Herşey ağlar Şehitler sevinçten Gaziler teessürden Seddü'l bahir düşman ayağı değdi diye Boğaz ağlar Mehmet Çavuş Yahya Çavuş Koca Seyit Mülazım Mehmet Selim Kınalı Murat ağlar
Ağla Çanakkalem ağla Ağla Gelibolum ağla En çok ağlamayı sen hakettin Geçilmez Çanakkale asla Dede sözünü tamamlar Ağlar,ak sakallarından akar yaşlar Yorgun bitkin,ağlamaklı Yolculuğa ara verilir
Necmiye Sarpkaya
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Değerli araştırmacı,yazar ve şair Sayın Ekrem Şamanın bir şiirini aşağıya alıyorum.
Necmiye Sarpkaya
Çanakkale'de Merhamet Dersi
Çanakkale’de savaşan Fransız bir general, Hatırasında ne yazıyor, bak da ibret al. Soranlara der ki: “Yaşlıdır hala gözlerim, İnsanlık dersi için okunmalı sözlerim. Çok kanlı bir boğuşmadan sonra dolaşırken, Bir Türk askerine gözüm takıldı aniden. Bana tuhaf görünen hareketleri vardı, Ona doğru yöneldim, beni bir merak sardı. Bir de baktım ki, ağır yaralı bir Fransız’ın Yarasını sarıyordu, hiç aldırmaksızın. Kendi elbisesini kesip, yaralı ere, Tampon yapıyordu, kanın fışkırdığı yere. Durdurmuştu can düşmanının akan kanını, O da ağır yaralıydı, akıyordu kanı. Kendi yarasına basmıştı bir avuç toprak, Düşmanına bakıyordu, merhamet duyarak. Rüyadaydım sanki olanları görüyordum, Koşarak yanına kadar gidip şunu sordum: -O sana düşman değil mi, yarasını sardın, Ne yapmak istiyorsun, söyle nedir maksadın? O Türk askeri yarı baygın zor cevap verdi; -Bu asker yaşlıca bir kadın resmi gösterdi, Anladım ki anasına gitmek arzusudur, Belki anasının bir tanecik kuzusudur. Kendim şehit olacağım, bunu biliyorum, O anasına kavuşsun, budur benim arzum. Akan gözyaşlarımı silmeye çalışırken, Son nefeslerini vermişti ikisi birden. Gözlerimin önünden hiç gitmez bu manzara, Türk’e hayran olarak gideceğim mezara.”
(istanbul:13.08.2004)
Ekrem Şama
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Çanakkele ile ilgili değerli araştırmaları ve gerçeklerin gün ışığına çıkmasına sebep olacak değerli bir şair ve yazarımızı tanıtmak istiyorum. Ekrem Şama Kitap isimleri: 'Hilelerle Çanakkale' 'Şu Boğaz Harbi Dedikleri' Ben okudun çok beğendim arkadaşlarıma tavsiye ederim. Saygılarımla Necmiye Sarpkaya
Savaşcı,mücadeleci,dostuna dost,düşmanına düşman,onu sevmeyen bir insan düşünemiyorum,inançlarına ve prensipleğine son derece bağlı,akılcı,din adamı ve bilim adamı kadar bilgili vefalı ve fedakar bir insan Necmiye Sarpkaya
(11.ARALAIK 1994 Çeçen Topraklarına büyük bir kuvvetle büyük bir güçle Rus Ordusu girer ve işgal eder 11.12.2004 10.Yıl Dönümü sebebiyle kaleme alımmışt
Kafkaslardan bir esinti Bir özlem bir hüzün bir sıkıntı Islandı yine geceler geceler Gurbette gönüller aşk heceler
Kafkaslardan bir ateş düşer Bir alev bir kor bir köz düşer İman dolu yüreklere özlere Bir feryat bir figan düşer
Pavel Graçev birkaç günde çökertecek Grozni'yi geçirecekti hain planla ele Hayaller ıslak düşler yorgun yine Diller suskun gönüller küskün yine Muhabbet yağar yine tüllenmiş gecelere
Zırhlı Birlikle saldıran Moskof bozgun yine Bitkin çaresiz öfkeli yenik şaşkın yine Kafkaslardan bir esinti usul usul Dilden dile dolaşan bir efsane asıl asıl Bir bağımsızlık bir iman bir ihlas özlenen Bir Fatiha okunan bir Salavat uzun uzun
Topçular Karakuvvetleri katleder haince 27 BİN canı kardeş dost can bizce bizce Bombalar yağar sağnak sağnak Islandı yine geceler Kirlendi yine geceler Sokaklar ıslak rüyalar ıslak Gözler ıslak gönüller ıslak
Hasavyurt anlaşması kalır sözde İşte Moskof geliyor ellerde koz Topla tüfekle dolu dizgin namert Kudurmuş gözü dönmüş azgın
Dayan dost çeçen dayan Şehirde kasabada tepede dayan Sevan gölünde yıkanır kefenler Dayan mert ana dayan bacı dayan Elbruz Kazbet Doruklarından eser Kurtuluş diriliş özleyiş yelleri eser Dayan çerkez çeçen kabardey dayan Yola çıktı atalar dedeler ecdad dayan Yola çıktı hatimler Yasin-i Şerifler Ulaşır sana ulaşır sabah ezanlarıyla Üşür düşler üşür cesametler üşür Düşman üşüşür oğul vermiş arılar gibi üşüşür
Kafkas Dağlarından bir esinti Bir özlem bir hüzün bir sıkıntı Islandı yine uzun geceler Gönüller sırılsıklam sıla da aşk heceler Kafkasdlardan bir ateş düşer Bir alev bir kor bir köz düşer Yüreklere iman dolu özlere
Islanır Alpin çayır çimenleri Kanla barutla gözyaşlarıyla ıslanır Yas tutar Kafkas Geyikleri Ormangülkeçisi pars ayı kurt yas tutar Yas tutar ihanete baskıya Zülme Kararan gecelere Solan fidanlara Devrilen çınarlara Kaybolan yıllara Heba olan emeklere Boşa geçen yıllara Yas tutar gazilere Yas tutar Şehitlere Meşeler dişbudak kayın Kestane çam ıhlamur ağlar Günler geceler boyu Dualar yükseltir Arş-ı Ala'ya
Dayan kardeş dayan Dile kolay ele kolay Top tüfek gölgesinde Bacım kapılar ardında Anam yatak döşek Abim babam gideli beri Düşman çizmesi altında Zalim elinde zülum görmede 10 yıl 10 yıl dayan Abaza-Çerkez Dayan Kumuk Şapsığ Lezgi dayan Islandı yine uzun geceler Islandı yine gamlı yaslı gönüller Döküldü güller sümbüller
Bir esinti bir kuvvet bir kudret Bir derman bir ferman göklerden Dayan dost dayan 250 Bin evlat 250 Bin kardeş 250 Bin Baba eş 250 Bin kan can Feda olsun vatan İman Kuran Uğruna Feda olsunnnn Dayan kardeş dayan Doğacak elbet Hak'ın vaddettiği günler Yarından da yakın yakın
Necmiye Sarpkaya
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Şiir Hakkında 'şiirinizi okudum ve çok etkilendim yüreğinize sağlık milli duygular ancak bu kadar lisan edilir terikler' Rumuz: Ali Rıza Ünal
Şiir hakkında yazılmış 14 adet yorumu okumak için tıklayınız..
Bu şiir ile ilgili düşüncenizi diğer şiirseverler ile paylaşmak ister misiniz? Bu kutuyu bir daha görmemek için tıklayın
Ah ah durdurabilse zaman çarkları Kanatlanılabilse uçulabilse varılabilse Enver Paşanın mağrur kulaklarına Fısıldanılabilse al paşa al emri dense Ne olur salma civanlarımı dense Dağlar dağlar ölümlü dağlar
Çileli dondurucu dağlar Yıl 13 ARALIK 1913 Yarbaylıktan Albaylığa Arkasından paşalık Başkumandan vekilliği Henüz 32 yaşında mağrur kumandan
25 ARALIK Mehmetçik çıkar yollara Marş marş istikamet Sarıkamış Kışlık parke içlik postal yok Ayaklarda çarıklar Yemenden yolculuklar Açlık yorgunluk yokluk Ağaç üzerinde geceler Mehmedim donmuş Mübarek bedenler Dökülür teker teker
Hırsın bürüdüğü Dengelerin öldüğü Liyakatın yok olduğu Tecrübelerin kovulduğu Yalancı şöhretin sardığı Beyinler ah o beyinler
Beyaz hüzün yürekleri dağlar Kara haber tez ulaşır Kalbleri yaralar vicdanları paralar Ah dağlar ah yürükleri dağlar mübarek 90 bin can 90 bin Mehmetim Beyaz kefenlerde Ruhlar havalanır ak güvercinler sonsuzluğu saran dağlar Cepheye çarıkla Cepheye yelekle Yollanan Mehmetimin Askerimin türküsü yankılanır Dağlar dağlar başı dumanlı Başı çileli dağlar
Necmiye Sarpkaya
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Selam ve Saygılarımla Sarıkamış ile ilgili şiirimi buraya taşıdım antolojide kayıtlı...Necmiye Sarpkaya
Katliam,kan,gözyaşları,geç,yaşlı,çocuk,kadın,erkek pek çok insanın acımasızca zalimce katledilişi,vahşet,canavarlık ve barbarlık Fırat Nehrinin kana bulanması Dram acı göyaşları boynu bükük analar elsiz kolsuz babalar öksüz çocuklar 'Ölümlerden Ölüm Beğen Fellüce Bu konuda yazılmış İKİ adet şiirim antolojide kayıtlı 'Bahtı Kara Felluce'
Ağla Gelibolu Ağla! ! !
Ağustos günü Gelibolu gezisi
Gezdikce gezmek isteği
Gelibolu Ege'ye süzülüyor.
Memleketimin haritası ağlıyor
Gözyaşları deniz olup çağlıyor
Boğazın serin suları eşlik ediyor
Kelimeler havalanıyor yüreğimden
'Hey koca Gelibolu onca yiğit Hakk'a
Yürümüşken senden'.
Neden sakinsin
Neden şahlanmıyorsun
Neden kanatlanmıyorsun
İkiyüzellibin can ikiyüzellibin can
Yankılanıyor Gelibolu
Haykırıyor Gelibolu
Ağlıyor Gelibolu ağlıyor
Yaşlı Dede anlatıyor
Dalgın ve üzgün
Anlattıkça açılıyor
Coşuyor coştukca anlatıyor
'Zaman fırtınalara tutulduğumuz zaman
Rüzgarların yelelerimizi dağıttığı zaman
Kara ağızlar ferman keser
Kefen biçer
Kara eller
Mezar kazar
Çanakkale'den Istanbul'a varalım
Hançerimizi tam göğsünden vuralım
Ve korkunç zırhlılarla hareket edilir
Havalar iyi giderse İKİ hafta içinde
Boğaz'a demirleyecekler.
Kara haber tez yayılır
Azınlıklar muzaffer haçlıları
Karşılama telaşında:
Ana ağlar
Yar ağlar
Yol ağlar
Bel ağlar
Gelibolu ağlar.
Yemen
Kafkasya
Çanakkale
Galiçya
Her yuvadan bir yiğit
Yetmez İki
Dört,beş
Ne kadar varsa o kadar
Yiğit yağız
Git sen de git
Vatan için
Bayrak İçin
Ezan için
Namus için
Can için
Kimse kalmasın eli silah tutan
Gitsin gitsin
Kınalı kuzular
Kınalı Murat'lar gitsin
Son yongalar uğurlanır
Analar ağlar
Bacılar ağlar
Yavuklular ağlar
Körpe yavrular koklanır
Saçlarından bir tutam kesilir
Hatıra olarak saklanır
Makaslar ağlar
Mendiller ağlar
Nice genç kızların muradı
Dizilir Çanakkale yollarına
Nişanlılar veda eder
Kınalar ağlar
Çeyizler ağlar
Destanlar ağlar
Şiirler ağlar
Gelibolu ağlar
Ve yurdun Dört bir yanından
Gazi şehit adayları
Düşmanın alnına değecek yalın pala
Göğsüne inecek bir süngü gibi
Ev bark çoluk çocuk ana yar
Hepsinin hayali dökülür
Oluk oluk kan olur
Ya şehit ya gazi
'Çanakkale geçilmez
Geçilmez Çanakkale...
Ege farklı tonda artık
Dalgalar kıyıları döver hazin hazin
Gri renkli ölüm makinaları görünür
Ufuklar ağlar
Afaklar ağlar
Göz ağlar
Gönül ağlar
Seherler ağlar
Mehmetcik hayıflanır
Mehmetcik kederlenir
Mehmetcik şahlanır
Mehmetcik kanatlanır
Gömülür boğazın sularına birer birer
Gelibolu Sarpkayalarına çarpmayan gemiler
Mehmetciğin gögsüne çarpar paralanır
Bogazın azgın sularından kurtulanlar
Boğulur şehitlerin al kanlarında üçer beşer
Ve bir bahar sabahı
Mecidiye tabyası darmadağın edilir
Onaltı yiğit şehit olur
Koca Seyit Ağa ağlar
'La Havle Ve La Kuvvete'deyip
Mermileri sırtlar
Okkalar ağlar hasedinden
Tarihler Onsekiz Martı yazarken
Çanakkale'nin geçit vermeyeceği anlaşılır
Aylar ağlar
Çıkarma yapmaya karar verilir
İlk çıkarma Ertuğrul Koyuna
Ezineli Yahya Çavuş gürler
'Vatanımın toprakları namusun kadar kutsaldır
Düşman ayak basmamalıdır
Altmışüç neferle akşama kadar
Üçbin düşman öldürülür
Mehtap deresinden bir orduya bedel
Teğmen Mehmet Selim geçer
Talihsiz bir kurşun benzin bidonuna isabet eder
Selim Teğmen tutuşur
Cesedini karartamaz ateşler
Işıl ışıl ışıldar
Gün ağlar
Güneş ağlar
Yğitler birer birer değil
Bölük bölük alay alay
Şehit düşer
Üçün'cü taburda kınalı er,
Sabri Beyin dikkatini çeker
Yozgatlı Murat mahcup olur
Boyun büker
Hemen annesine yazar
'Kardeşlerimin başına kına yakmayasın
Mahcup oldum Zabit Efendi sorduğunda
Cevap bekler
'Ey oğlum gözümün nuru Murad'ım
Selam söyle Zabit Efendiye
Koçları kınalar kurban ederiz.
Kınalı Murat anne mektubunu alamadan
Kurban olur
Bıçaklar ağlar
Bir savaş ki Çanakkale içinde
Herşey ağlar
Şehitler sevinçten
Gaziler teessürden
Seddü'l bahir düşman ayağı değdi diye
Boğaz ağlar
Mehmet Çavuş
Yahya Çavuş
Koca Seyit
Mülazım Mehmet Selim
Kınalı Murat ağlar
Ağla Çanakkalem ağla
Ağla Gelibolum ağla
En çok ağlamayı sen hakettin
Geçilmez Çanakkale asla
Dede sözünü tamamlar
Ağlar,ak sakallarından akar yaşlar
Yorgun bitkin,ağlamaklı
Yolculuğa ara verilir
Necmiye Sarpkaya
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Değerli araştırmacı,yazar ve şair Sayın Ekrem Şamanın bir şiirini aşağıya alıyorum.
Necmiye Sarpkaya
Çanakkale'de Merhamet Dersi
Çanakkale’de savaşan Fransız bir general,
Hatırasında ne yazıyor, bak da ibret al.
Soranlara der ki: “Yaşlıdır hala gözlerim,
İnsanlık dersi için okunmalı sözlerim.
Çok kanlı bir boğuşmadan sonra dolaşırken,
Bir Türk askerine gözüm takıldı aniden.
Bana tuhaf görünen hareketleri vardı,
Ona doğru yöneldim, beni bir merak sardı.
Bir de baktım ki, ağır yaralı bir Fransız’ın
Yarasını sarıyordu, hiç aldırmaksızın.
Kendi elbisesini kesip, yaralı ere,
Tampon yapıyordu, kanın fışkırdığı yere.
Durdurmuştu can düşmanının akan kanını,
O da ağır yaralıydı, akıyordu kanı.
Kendi yarasına basmıştı bir avuç toprak,
Düşmanına bakıyordu, merhamet duyarak.
Rüyadaydım sanki olanları görüyordum,
Koşarak yanına kadar gidip şunu sordum:
-O sana düşman değil mi, yarasını sardın,
Ne yapmak istiyorsun, söyle nedir maksadın?
O Türk askeri yarı baygın zor cevap verdi;
-Bu asker yaşlıca bir kadın resmi gösterdi,
Anladım ki anasına gitmek arzusudur,
Belki anasının bir tanecik kuzusudur.
Kendim şehit olacağım, bunu biliyorum,
O anasına kavuşsun, budur benim arzum.
Akan gözyaşlarımı silmeye çalışırken,
Son nefeslerini vermişti ikisi birden.
Gözlerimin önünden hiç gitmez bu manzara,
Türk’e hayran olarak gideceğim mezara.”
(istanbul:13.08.2004)
Ekrem Şama
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Çanakkele ile ilgili değerli araştırmaları ve gerçeklerin gün ışığına çıkmasına sebep olacak değerli bir şair ve yazarımızı tanıtmak istiyorum.
Ekrem Şama
Kitap isimleri: 'Hilelerle Çanakkale'
'Şu Boğaz Harbi Dedikleri'
Ben okudun çok beğendim arkadaşlarıma tavsiye ederim.
Saygılarımla
Necmiye Sarpkaya
Çanakkale bir milletin dirilişi,kurtuluşu yeniden hayat buluşu,mücadele,
zafer azim ve şanlı bir tarih
Necmiye Sarpkaya
Savaşcı,mücadeleci,dostuna dost,düşmanına düşman,onu sevmeyen bir insan düşünemiyorum,inançlarına ve prensipleğine son derece bağlı,akılcı,din adamı ve bilim adamı kadar bilgili vefalı ve fedakar
bir insan
Necmiye Sarpkaya
Kafkaslar dan Bir Esinti! ! ! ! !
(11.ARALAIK 1994 Çeçen Topraklarına büyük bir kuvvetle büyük
bir güçle Rus Ordusu girer ve işgal eder 11.12.2004 10.Yıl Dönümü
sebebiyle kaleme alımmışt
Kafkaslardan bir esinti
Bir özlem bir hüzün bir sıkıntı
Islandı yine geceler geceler
Gurbette gönüller aşk heceler
Kafkaslardan bir ateş düşer
Bir alev bir kor bir köz düşer
İman dolu yüreklere özlere
Bir feryat bir figan düşer
Pavel Graçev birkaç günde çökertecek
Grozni'yi geçirecekti hain planla ele
Hayaller ıslak düşler yorgun yine
Diller suskun gönüller küskün yine
Muhabbet yağar yine tüllenmiş gecelere
Zırhlı Birlikle saldıran Moskof bozgun yine
Bitkin çaresiz öfkeli yenik şaşkın yine
Kafkaslardan bir esinti usul usul
Dilden dile dolaşan bir efsane asıl asıl
Bir bağımsızlık bir iman bir ihlas özlenen
Bir Fatiha okunan bir Salavat uzun uzun
Topçular Karakuvvetleri katleder haince
27 BİN canı kardeş dost can bizce bizce
Bombalar yağar sağnak sağnak
Islandı yine geceler
Kirlendi yine geceler
Sokaklar ıslak rüyalar ıslak
Gözler ıslak gönüller ıslak
Hasavyurt anlaşması kalır sözde
İşte Moskof geliyor ellerde koz
Topla tüfekle dolu dizgin namert
Kudurmuş gözü dönmüş azgın
Dayan dost çeçen dayan
Şehirde kasabada tepede dayan
Sevan gölünde yıkanır kefenler
Dayan mert ana dayan bacı dayan
Elbruz Kazbet Doruklarından eser
Kurtuluş diriliş özleyiş yelleri eser
Dayan çerkez çeçen kabardey dayan
Yola çıktı atalar dedeler ecdad dayan
Yola çıktı hatimler Yasin-i Şerifler
Ulaşır sana ulaşır sabah ezanlarıyla
Üşür düşler üşür cesametler üşür
Düşman üşüşür oğul vermiş arılar gibi üşüşür
Kafkas Dağlarından bir esinti
Bir özlem bir hüzün bir sıkıntı
Islandı yine uzun geceler
Gönüller sırılsıklam sıla da aşk heceler
Kafkasdlardan bir ateş düşer
Bir alev bir kor bir köz düşer
Yüreklere iman dolu özlere
Islanır Alpin çayır çimenleri
Kanla barutla gözyaşlarıyla ıslanır
Yas tutar Kafkas Geyikleri
Ormangülkeçisi pars ayı kurt yas tutar
Yas tutar ihanete
baskıya
Zülme
Kararan gecelere
Solan fidanlara
Devrilen çınarlara
Kaybolan yıllara
Heba olan emeklere
Boşa geçen yıllara
Yas tutar gazilere
Yas tutar Şehitlere
Meşeler dişbudak kayın
Kestane çam ıhlamur ağlar
Günler geceler boyu
Dualar yükseltir Arş-ı Ala'ya
Dayan kardeş dayan
Dile kolay ele kolay
Top tüfek gölgesinde
Bacım kapılar ardında
Anam yatak döşek
Abim babam gideli beri
Düşman çizmesi altında
Zalim elinde zülum görmede
10 yıl 10 yıl dayan Abaza-Çerkez
Dayan Kumuk Şapsığ Lezgi dayan
Islandı yine uzun geceler
Islandı yine gamlı yaslı gönüller
Döküldü güller sümbüller
Bir esinti bir kuvvet bir kudret
Bir derman bir ferman göklerden
Dayan dost dayan
250 Bin evlat
250 Bin kardeş
250 Bin Baba eş
250 Bin kan can
Feda olsun
vatan
İman Kuran
Uğruna
Feda olsunnnn
Dayan kardeş dayan
Doğacak elbet
Hak'ın vaddettiği günler
Yarından da yakın yakın
Necmiye Sarpkaya
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Şiir Hakkında
'şiirinizi okudum ve çok etkilendim yüreğinize sağlık milli duygular ancak bu kadar lisan edilir terikler'
Rumuz: Ali Rıza Ünal
Şiir hakkında yazılmış 14 adet yorumu okumak için tıklayınız..
Bu şiir ile ilgili düşüncenizi diğer şiirseverler ile paylaşmak ister misiniz?
Bu kutuyu bir daha görmemek için tıklayın
Selamlarım ve saygılarımla....Necmiye Sarpkaya
Beyaz Hüzün (Beyaz Ölüm)
Ah ah durdurabilse zaman çarkları
Kanatlanılabilse uçulabilse varılabilse
Enver Paşanın mağrur kulaklarına
Fısıldanılabilse al paşa al emri dense
Ne olur salma civanlarımı dense
Dağlar dağlar ölümlü dağlar
Çileli dondurucu dağlar
Yıl 13 ARALIK 1913
Yarbaylıktan Albaylığa
Arkasından paşalık
Başkumandan vekilliği
Henüz 32 yaşında mağrur kumandan
25 ARALIK Mehmetçik çıkar yollara
Marş marş istikamet Sarıkamış
Kışlık parke içlik postal yok
Ayaklarda çarıklar
Yemenden yolculuklar
Açlık yorgunluk yokluk
Ağaç üzerinde geceler
Mehmedim donmuş
Mübarek bedenler
Dökülür teker teker
Hırsın bürüdüğü
Dengelerin öldüğü
Liyakatın yok olduğu
Tecrübelerin kovulduğu
Yalancı şöhretin sardığı
Beyinler ah o beyinler
Bize yanık türküler bırakır
Mazinin kucaklarında günahlar
Mazinin kucaklarında sevaplar
Karbeyazı elbiseler yiğitlerim
Yanık türküler sesleri keser
Bülbüller susar
Güller ağlar
Dağlar taşlar ağlar
Kurtlar kuşlar yas tutar
Kara buza keser
Beyaz hüzün yürekleri dağlar
Kara haber tez ulaşır
Kalbleri yaralar vicdanları paralar
Ah dağlar ah yürükleri dağlar
mübarek 90 bin can
90 bin Mehmetim
Beyaz kefenlerde
Ruhlar havalanır ak güvercinler
sonsuzluğu saran dağlar
Cepheye çarıkla
Cepheye yelekle
Yollanan Mehmetimin
Askerimin türküsü yankılanır
Dağlar dağlar başı dumanlı
Başı çileli dağlar
Necmiye Sarpkaya
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Selam ve Saygılarımla Sarıkamış ile ilgili şiirimi buraya taşıdım antolojide kayıtlı...Necmiye Sarpkaya
Katliam,kan,gözyaşları,geç,yaşlı,çocuk,kadın,erkek pek çok insanın acımasızca zalimce katledilişi,vahşet,canavarlık ve barbarlık
Fırat Nehrinin kana bulanması
Dram acı göyaşları
boynu bükük analar
elsiz kolsuz babalar
öksüz çocuklar 'Ölümlerden Ölüm Beğen Fellüce
Bu konuda yazılmış İKİ adet şiirim antolojide kayıtlı 'Bahtı Kara Felluce'
Kanlı Gözyaşları
Topraklarından sürülmüş,özgürlükleri yaşama hakları ellerinden alınmış
mazlum,masum ve mağrur insanlar v.s.
Necmiye Sarpkaya
Not.'Kanlı Gözyaşları' isimli bir şiir çalışmam var FİLİSTİN ile ilgili
Bir İki gün içerisinde siteme kaydedeceğim.