Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • Godot'yu Beklerken29.12.2025 - 02:06

    1850 yılında İskoçya’da bir işçi çalıştığı fabrikadaki saatlerin sabahları ileri, akşamları ise geri alındığını yazmıştır bir mektubunda. İngiltere’deki bir işçi, mesai esnasında ustabaşına saati sormuştu. Ustabaşı da cevap vermiş, saatin kaç olduğunu kibarca söyleyivermişti. O an ustabaşının elindeki saat, iki müdür tarafından zorla elinden alınıvermişti. Bazı fabrikalarda ise sadece patronda saat olurdu. İşçilerin saat taşıması kesinlikle yasak olurdu. Saat taşıyanlar ağır şekilde cezalandırılırdı. Bazılarının maaşından kesilir, bazıları ise fazla mesaiye zorlanırdı. (Charles Dickens-Hayalet öyküleri)

  • Godot'yu Beklerken29.12.2025 - 01:44

    Kalabalıkların düşünme süreçlerini aktive edebilmek, ayağa kalkmalarını sağlamak için bazen onların menfi duygularını tetiklemek gerekebiliyor. Bunu yapmak da entelektüel kesime düşer. Entelektüelin olmadığı, kendine entelektüel diyenlerin fildişi kulelerine çekildiği topraklarda aydınlanma mümkün değildir.

  • Godot'yu Beklerken29.12.2025 - 01:32

    Her labirentin bir çıkışı vardır. Antik Yunan mitolojisinde Ariadne’nin ipi labirentten kurtulmasını sağlamıştır. Bugün de Minotaur ile yüzleşip kendi yolumuzu bulabilmek için bir rehbere ya da ipucuna ihtiyaç vardır. Bu bazen bir insan olur, bazen bir şarkı, bazen bir şiir, bazen bir kitap, bazen de sorudur. 

  • Godot'yu Beklerken19.12.2025 - 21:40

    Umut her şeyin yolunda gideceğine dair bir inanç değil, yaptığımız eylemin anlamlı olduğuna dair bir inançtır. Sonuç ne olursa olsun!

  • Godot'yu Beklerken19.12.2025 - 21:38

    Kafka’dan öğrendim ki kurtuluş diye bir şey var ama bizim için değil. Yani kurtulmakla artık ilgilenmediğimiz an ancak kurtuluşa ereriz. Hani bazen olur ya ne pahasına olursa olsun bir yere gitmek isteriz. Sonra yürürken, yaşarken o yer aklımızdan uçup gider. Biri bize vardığımızı haber verince de omzumuzu silkeriz sanki mesele ile tamamen alakasızmışız gibi. (Giorgio Agamben- Gördüklerim, duyduklarım, öğrendiklerim) 

  • Godot'yu Beklerken19.12.2025 - 21:31

    Ezilenleri mahveden, onları yabancılaştıran, ezenlerin bakış açısını içselleştirme çabalarıdır. (Frantz Fanon-Yeryüzünün lanetlileri)

  • Godot'yu Beklerken13.12.2025 - 01:55

    Her gün aynı elbise ile dışarı çıkmaktan utanan insanlar neden her gün aynı düşüncelerle sokağa çıkmaktan utanmazla ki? (Fahrian Berotti)

  • Godot'yu Beklerken12.12.2025 - 13:06

    Toplumsal ve ahlaki sınırlar ne kadar da kırılgandır. İnsanların koyduğu o yasaklar ve kurallar tebeşir tozu kadar uçucudur. Bir rüzgar esince ne kural kalır ne ahlak ne de etik! (Emile Durkheim)

  • Godot'yu Beklerken12.12.2025 - 12:57

    Harekete geçmeyi engelleyen irade eksikliğinden ziyade tetikleyici fazlalığıdır. İyi bir yaşam için davranış değişikliği şarttır. Davranış değişikliği için de birtakım basit önlemler gerekir. Günümüzde bu önlemlerin ilki sosyal medya bildirimlerini tümden kapatmaktır. (Marshall Goldsmith-Değişim Çarkı)

  • Godot'yu Beklerken12.12.2025 - 12:17

    Kant soruyor: ''Aklın görevi sınır çizmek midir yoksa sınırları ihlal eden iddiaları ciddiye alıp incelemek midir? Yani düşünür aslında metafizik varlıkların var olup olmadığından ziyade insanın geçmişte neden bu tür şeylere inanma eğiliminde olduklarını merak etmektedir. İnsanın rüya, halüsinasyon, serap, kehanet gibi durumlara hakiki imişçesine meyletmesinin nedenini sorgular. Belli ki pek çoklarını bu noktalara iten, algılanamayan ya da var olmayan ile temas kurmaya götüren belirsizlik, çaresizlik, korku ve umuttur.