Türkiye Eskişehir Kırkada dünyanın en büyük rezervinin (%63) bulunduğu bir maden, ilaç, tarım, detarjan, asit, porselen ve cam sanayinde aktif olarak kullanılmasına rağmen dünya payının sadece %11 Türkiye'nin elinde...
Tarihi yapıları, köklü geçmişi ile bugünlere gelen Anadolu Medeniyetleri Müzesi 19 Nisan 1997 tarihinde İsviçre'nin Lozan kentinde 68 Müze arasında birinci seçilerek 'Yılın Müzesi' ünvanını elde etmiştir.
Farsça asıllı olduğu kabul edilen cevşen kelimesi sözlükte, 'zırh, savaş elbisesi' anlamına gelmektedir. Terim olarak Şii kaynaklarında Ehl-i beyt tarikiyle Hz. Peygambere isnat edilip, Cevşen-i Kebir ve Cevşen-i Sağır denilen iki duanın ortak adıdır.
Cevşen-i Kebir: Anlatıldığına göre Asr-i saadette cereyan eden savaşların birinde (bir rivayette Uhud’da) muharebenin kızıştığı ve üzerindeki zırhın kendisini fazlasıyla sıktığı bir sırada, Hz.Peygamber ellerini açarak Allah’a dua etmiş, bunun üzerine gök kapıları açılarak Cebrail gelmiş ve, 'Ya Resulullah, Rabbin sana selam ediyor ve üzerindeki zırhı çıkarıp bu duayı okumanı istiyor. Bu dua hem sana hem de ümmetine zırhtan daha sağlam bir emniyet sağlayacaktır' demiştir.
Olayla ilgili Şii kaynaklarına göre Allah Cevşen-i Kebiri dünyayı yaratmadan 50 bin yıl önce arşa yazmıştır. Bu duayı okuyan veya yazılı olarak üzerinde bulunduran kimse, dünyada her türlü beladan, afet, hastalık, yangın ve soygundan korunduğu gibi Allah ile kendisi arasında perde kalmaz ve bütün istekleri yerine getirilir. Cevşen-i Kebir ile Allah’a münacatta bulunan kimseye, Bedir şehidleri derecesinde 900 bin şehid sevabı verilir. Bu duayı kefeninin üzerine yazan mümin ise azap görmez.
Onu okuyan kimse, dört semavi kitabı okumuş gibi olur, her harfi için kendine Cennette iki ev ile iki zevce verilir, ayrıca insan ve cinlerden olan bütün müminlerinki kadar sevap kazanır, asla Cehenneme girmez. Cebrail, Hz.Peygamberden duayı kâfirlere öğretmemesini, sadece mümin ve takva sahibi kişilere tâlim etmesini istemiştir. Kefenlere de yazılmış, Cevşen-i Kebir özellikle Şii dünyasında oldukça rağbet görmüş, gerek müstakil olarak gerekse çeşitli dua mecmuaları içinde birçok defa basılmıştır Cevşenin Şii dünyasında bu derece rağbet görmesinde, Ehl-i beyt tarikiyle rivâyet edilmiş olmasının yanında, faziletleriyle ilgili haberlerin de büyük etkisi olmuştur. Dua, Şia bölgelerinde özel matbaalarca kefen üzerine yazılmakta ve cenazenin kefenlenmesinde kullanılmaktadır.
Cevşen-i Kebir Türkiye’deki bazı Sünni müslümanlar arasında da ilgiyle karşılanmıştır. Duayı, A. Z. Gümüşhanevi, tarikatla ilgili Mecmuatül-ahzab adlı eserinde nakletmiş, daha sonra özellikle Risale-i Nur cemaati tarafından müstakil olarak birçok defa basılmış ve Türkçe’ye de tercümeleri yapılmıştır. Ayrıca Şii kaynaklarında zikredilen metinle bu eserlerdeki metin arasında bazı eksiklik veya fazlalıklar göze çarpmaktadır. Cevşen-i Kebir diye bilinen ve Musa el-Kazımdan itibaren imamlar yoluyla Hz. Peygambere nispet edilmiş bir hadis olarak rivayet edilen, yaklaşık 15 sayfalık metnin sahih olması mümkün görünmemektedir. Zira bu metin, bilinen bir olayı, bir kıssayı veya tarihi bir vakayı anlatan, hafızada tutulması kolay metinlerden farklı olarak, her kelime ve cümlesinin büyük bir titizlikle raptedilip tekrarlanması, Hz. Peygamberden alınıp rivayet edilmesi imkansız denecek kadar güçtür.
Duanın Sünni hadis mecmualarında yer almaması, ayrıca Şii hadis külliyatının ana kaynağı durumundaki Kütüb-i erbeada da bulunmaması, sadece dua mecmuaları gibi ikinci derecede kitaplarda mevcut olması da bu görüşü desteklemektedir.
Cevşen sahih değildir Cevşenin faziletleriyle ilgili olarak nakledilenlere gelince, Allah’ın insana verdiği imkan ve yetenekler, ona tanıdığı haklar ve yüklediği görevler karşısında kişinin bir duayı okumakla dünya ve ahiretin bütün kötülüklerinden korunup mutluluğa erişmesi, İslamiyet açısından, hatta bütün semavi dinler bakımından mümkün değildir. Ayrıca her bölümünde tevhidi vurgulayan ve yoğun kudsi duygularla örülmüş bulunan bir duanın iman etmeyenler tarafından okunmasının ne anlamı var ki, Cebrail bu konuda Hz. Peygamberi uyarmış olsun. Kaldı ki bu dua, herkesin vakıf olabileceği bir açıklıkla literatüre geçtiğine göre, gizli tutulması da fiilen imkansızdır. (Cevşen maddesi s.462-464)
Diyanet Ansiklopedisi’ndeki bu bilgiye göre, Cevşen duasının Ehl-i sünnet kaynaklarında bulunmaması ve fazileti ile ilgili rivayetlerin İslamiyet inançlarına aykırı bulunması, Şiilerce muteber kabul edilen Kütüb-i erbeada bulunmaması da, bunun sahih olmadığını göstermektedir.
Bu duayı üstünde taşıyanın asla Cehenneme girmemesi de, ilim ile bağdaşmayan bir ifadedir. Çünkü hepsinden kıymetli olan Mushaf’ı [Kur’an-ı kerimi] bile üstünde taşıyan kâfir, Cehennemden kurtulamaz.
Kefene mübarek isimlerin, yazıların yazılmasını, irin, kan gibi necasetin içine bulaşacağı için, Ehl-i sünnet âlimleri uygun bulmamıştır.
Şiiler, Cevşeni savaşlarda kullanmışlarsa da, bir faydasını görmemişlerdir. Mesela Irak-İran harbinde ölen Iraklı Şii askerlerle, İranlı Şii askerlerin üstlerinde cevşen duası bulunmuştur. Ayrıca üzerinde cevşen olduğu halde kaza geçiren çok kimse görülmüştür. (www.dinibilgiler.org)
Taoizmin başlıca öğretisi,ebedi, mistik bir üstün varlıkla ilgilidir. Taoizm’e göre bu alem mevcut olan (yang) la mevcut olmayan (ying) in birleşmesinden meydana gelmiştir. Bazı kaynaklara göre Tao, Tanrı’ nın sembolleştirilmiş varlığı olarak anılmaktadır.
Taoizmin temeli mistik panteizmdir. Tao,dünyayı yöneten sebeptir. O görülmeye,işitilmeyen, kavranılması mümkün olmayan bir yaratıcı prensip olarak algılanmaktadır. Bir başka açıdan Tao göğün ve yerin kaynağı, yaratıcı ve yaşatıcı kavramdır. Hiçbir şeye muhtaç değildir.
Taoizme göre insan ancak manevi yönüyle insandır. Bunun için Tao rehber olarak kabul edilmelidir. Taoizmin temel prensibi iyilere karşı iyilik yapmak, iyilik yapmayanlara karşı yine iyilik yapmak, böylece her şeyin iyi olmasını sağlamak olarak özetlenebilir. Taoizmde dini inancın büyüklüğü mutlak sükunet ve rahatlık içinde dünyaya sırt çeviren bir hayat tarzıyla mümkündür...
-Basit bir hayat yaşayarak tutumlu olmak -Mütevazi olmak,nefsini gurur ve kibirden uzaklaştırmak -Bütün canlılara karşı merhametli olmak.
Taoizm de bu ahlaki ilkelerin gerçekleşmesi için gösterişten uzak olmak,başkalarını düşünmek, yumuşak huylu olmalıdır. Dinin taraftar sayısı yaklaşık 95 milyon.
® kuran'da, numarasız besmeleler dahil 6346(19x334) ayet vardır. bu sayının rakamları 6+3+4+6= 19 'dur.
® ilk vahyedilen 96. sure sondan 19. suredir.
® besmele, 9. surenin başında bulunmaz; fakat bu kayıp besmele 19 sure sonra, iki besmele'ye sahip 27. surenin 30. ayetinde tamamlanır. böylece kuran'daki besmele tekrarları 114 (19x6) olmaktadır.
® besmele'deki her kelimenin kuran boyunca tekrarlanma sayıları hep 19'un katlarıdır:
isim 19 kere 19 x 1
allah 2698 kere 19 x 142
rahman 57 kere 19 x 3
rahim 114 kere 19 x 6
dikkat ederseniz çarpım faktörlerinin toplamı olan 152 sayısı da 19x8 dir.
® kuran'da, allah'ın yaklaşık 400 adet isim ve sıfatı bulunur. bunlardan sadece 4 tanesinin sayısal (ebced) değeri 19'un tam katıdır ve bunların hepsi besmele'deki kelimelerin tekrar sayılarına denk gelmektedir:
vahid (tek) 19
zulfadlil aziym (büyük lütuf sahibi) 2698
mecid (yüce) 57
cami (toplayan ve yayan) 114
® 'allah' kelimesinin geçtiği tüm ayetlerin numarasını tekrarsız olarak toplarsanız, toplam: 118123 (19x6217) .
® son kelimesi 'allah' olan biricik sure 82. sure olup 'allah' kelimesi 19. ayettedir. ve bu, sondan 19. 'allah' kelimesidir. (bu sure 19 ayete sahip ilk suredir.)
® başlangıç harfli ilk surenin 2:1 ayetiyle başlangıç harfli son sure, 68:1 arasında 5263 (19x277) ayet vardır.
® bu iki sure arasında yer alan grupta 38 adet başlangıç harfsiz sure mevcuttur.
® yine bu grupta başlangıç harfli ve başlangıç harfsiz surelerin 19 değişen grubu vardır.
® bu grupta, 'allah' sözcüğü 2641 (19x139) kez geçer.
® bu grubun dışında kalan surelerdeki 57 'allah' kelimesinin ayet ve sure numaraları tekrarsız olarak toplandığında 2432 (19x128) elde edilir.
® başlangıç harf kombinezonlarının 19 tanesi bağımsız birer ayettir.
® allah için kullanılan 'wahdehu' kelimesinin ayet ve sure numaralarını (7:70; 39:45; 40:12,84; 60:4) tekrarsız olarak toplarsanız sonuç 361 (19x19) dir.
® kuran'da geçen tüm tam sayıları tekrarsız olarak toplayınız. 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 19, 20, 30, 40, 50, 60, 70, 80, 99, 100, 200, 300, 1000, 2000, 3000, 5000, 50000, 100000. bu 30 tam sayının toplamı 162146 (19x8534) dir.
® kuran, bu 30 tam sayıya ek olarak 8 kesirli sayı içerir: 1/10, 1/8, 1/6, 1/5, 1/4, 1/3, 1/2, 2/3. demek ki, 30 tanesi tam sayı ve 8 tanesi kesirli sayı olmak üzere kuran'da 38 (19x2) adet sayı bulunur.
® her suredeki ayetlerin toplam sayısından sonra o suredeki ayetlerin numaralarını tek tek yanyana yazarak kuran boyunca bunu sürdürürsek elde edeceğimiz 12692 rakamlı uzun sayı 19'un tam katıdır. rakamların sayısı olan 12692 sayısı da 19'un tam katıdır.
® kuran'ın ilk suresi anahtar'ın yapısındaki matematiksel sisteme bir kaç örnek verelim. sure numarası olan 1 rakamından sonra ayetlerinin numarasını sırasıyla yanyana koyarak elde edeceğiniz 11234567 sayısı 19' un tam katıdır. ayet numaraları yerine bu ayetlerdeki harflerin sayısını yanyana koyduğunuzda oluşan 119171211191843 sayısı da 19'un tam katıdır. ayetlerin harf sayısından sonra ebced değerlerini yerleştirirseniz elde edeceğiniz 38 rakamlı 11978617581126181124119836181072436009 sayısı da 19'un katıdır. bu sayıya her ayetin numarasını da yerleştirirsek 111978621758131261841124151983661810727436009 sayısını elde ederiz ve bu da 19'un tam katıdır. anahtar suresinin numarasından sonra toplam ayet sayısını, toplam harf sayısını ve toplam ebced değerini yanyana yazdığınızda elde edeceğiniz 1713910143 sayısı da 19'un tam katıdır....
® 29 surenin başında 14 harften oluşan 14 değişik harf kombinezonu bulunur. 29+14+14 = 57 (19x3)
® q harfi ile başlayan iki sureõde q harflerini sayalım. 50. surede 57 ve 42. surede de 57 olmak üzere toplam 114 (19x6) q harfi vardır. 50. surenin 45 ayeti vardır. bunları toplarsanız sonuç 95 (19x5) tir. 42. surenin 53 ayeti vardır. bunları da toplarsanız sonuç 95 (19x5) tir. 50. surenin ilk ayetinde kuran için kullanılan 'mecid' isminin ebced değeri o sure içindeki q'ların sayısına eşit olup 57'dir. q suresindeki q'ların geçtiği ayetlerin numarasını topladığınızda toplam 798 (19x42) dir. 42 sayısı ise q harfi ile başlayan diğer surenin numarasıdır. kuran'da numarası 19 olan tüm ayetlerdeki q harflerinin toplam sayısı 76 (19x4) 'tür. kuran boyunca lut peygamberin halkının 'qavm-i lut' diye adlandırılması ve sadece bu surede bunun yerine, içinde 'q' harfi bulunmayan 'ihvani lut' şeklinde adlandırılması dikkat çekicidir (50:13) .
® n (nun) harfi sadece 68. surenin başında bulunur. bu suredeki n'lerin sayısı 133 (19x7) dir. n (nun) harfine sahip yunus peygamberin ismi, sadece bu surede 'n' harfine sahip olmayan 'sahibil hut' yani 'balık adamı' ifadesiyle geçer (68:48) . nitekim 21:87 ayeti yunus peygamberi 'zan-nun' yani 'n harfine sahip kişi' diye tanımlayarak, nun suresindeki farklı isimlendirilmesine dikkatimizi çekmektedir.
® ss (sad) harfi üç surenin başında bulunur. 7., 19. ve 38. surelerde ss harfi toplam 152 (19x3) kez tekrarlanır. bu matematiksel sistemle 7:69 ayetindeki 'bastatan' kelimesinin 'ss' (sad) harfiyle değil 's' (sin) harfiyle yazılması gerektiği ortaya çıktı. bir çok kuran nüshasında yanlış olarak yazılan bu kelimenin en eski kufi nüshalardan olan taşkent nüshasında, 'sin' harfiyle yazılmış olması, 19 kodlu matematiksel sistemi doğrular ve kuran'ın insanlar tarafından değil, matematiksel sistemle harfi harfine allah tarafından korunduğunu kesin şekilde kanıtlar (15:9) .
® 36. sure y ve s harfleriyle başlar ve bu iki harfin bu suredeki toplam tekrar sayısı 285'tir, yani 19x15.
® 'a.s.q. harflerinin toplam sayısı 209'dur, yani 19x11
® 19. sure beş harf ile başlar, yani k, h, y, a' ve ss. bu beş harfin bu suredeki toplamı 798'dir, yani 19x42.
® hh. m. harfleriyle başlayan 7 surede bu iki harfin toplam tekrar sayısı 2417 olup 19x113õtür.
® h, t.h, t.s ve t.s.m. başlangıçları, bir iç içe kilitlenme sistemiyle beş sureyi birbirine bağlamaktadır. bu sureler 19, 20, 26, 27 ve 28 noludur. bu harflerin beş suredeki toplam tekrarlanma sayısı 1767'dir, yani 19x93.
® 'bunlar, kuran'ın mucizeleridir' ifadesi sekiz surenin başında geçer ve hepsinde istisnasız başlangıç harflerinden sonra gelir.
® kuran'ın temel mesajı allah'ın birliğidir. nitekim allah'ın vahid (bir) isminin ebced değeri 19'dur
Rauf Orbay 1881 yılında İstanbul'da doğdu. Milli Mücadele'ye katılmak üzere Anadolu'ya geçtiğinde imparatorluğun hemen her yanına ün salmış milli kahramanlardan biriydi. Bahriye Mektebi'ni bitirmiş, Balkan Savaşı sırasındaki deniz savaşlarında büyük başarılar göstermiş ve bu nedenle 'Hamidiye Kahramanı' ünvanını kazanmıştı. İzzet Paşa kabinesinde Bahriye nazırlığı yaptı, bütün bu parlak başarıların sonunda Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş belgesi olan Mondros Mütarekesini imzalamak zorunda kaldı. Malta sürgününden dönen Rauf Orbay 1921'de Ankara'ya gittiğinde kendisine Nafia vekilliği verildi. Bakanlıktan ayrıldığı yıl Meclis ikinci başkanlığına seçildi, 1922-1923 arasında bir kaç ay Başbakanlık yaptı. 1924'te Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kurulduğunda Rauf Orbay, daha önce İkinci Grupta başlattığı muhalefetini bu toplulukta sürdürmeyi daha uygun buldu. 1942-1944 yılları arasında Türkiye'nin Londra büyükelçisi oldu. Rauf Orbay 1964 yılında öldü.
Türkiye Eskişehir Kırkada dünyanın en büyük rezervinin (%63) bulunduğu bir maden, ilaç, tarım, detarjan, asit, porselen ve cam sanayinde aktif olarak kullanılmasına rağmen dünya payının sadece %11 Türkiye'nin elinde...
Müzede Milattan önce 8000 den kalma (yontma taş, cilalı taş..) aletlerin yanı sıra Frigler, Urartular, Hitilere ait kalıntılar da yer alır.
Tarihi yapıları, köklü geçmişi ile bugünlere gelen Anadolu Medeniyetleri Müzesi 19 Nisan 1997 tarihinde İsviçre'nin Lozan kentinde 68 Müze arasında birinci seçilerek 'Yılın Müzesi' ünvanını elde etmiştir.
Diyanet Ansiklopedisinin Cevşen maddesinde özetle diyor ki:
Farsça asıllı olduğu kabul edilen cevşen kelimesi sözlükte, 'zırh, savaş elbisesi' anlamına gelmektedir. Terim olarak Şii kaynaklarında Ehl-i beyt tarikiyle Hz. Peygambere isnat edilip, Cevşen-i Kebir ve Cevşen-i Sağır denilen iki duanın ortak adıdır.
Cevşen-i Kebir:
Anlatıldığına göre Asr-i saadette cereyan eden savaşların birinde (bir rivayette Uhud’da) muharebenin kızıştığı ve üzerindeki zırhın kendisini fazlasıyla sıktığı bir sırada, Hz.Peygamber ellerini açarak Allah’a dua etmiş, bunun üzerine gök kapıları açılarak Cebrail gelmiş ve, 'Ya Resulullah, Rabbin sana selam ediyor ve üzerindeki zırhı çıkarıp bu duayı okumanı istiyor. Bu dua hem sana hem de ümmetine zırhtan daha sağlam bir emniyet sağlayacaktır' demiştir.
Olayla ilgili Şii kaynaklarına göre Allah Cevşen-i Kebiri dünyayı yaratmadan 50 bin yıl önce arşa yazmıştır. Bu duayı okuyan veya yazılı olarak üzerinde bulunduran kimse, dünyada her türlü beladan, afet, hastalık, yangın ve soygundan korunduğu gibi Allah ile kendisi arasında perde kalmaz ve bütün istekleri yerine getirilir. Cevşen-i Kebir ile Allah’a münacatta bulunan kimseye, Bedir şehidleri derecesinde 900 bin şehid sevabı verilir. Bu duayı kefeninin üzerine yazan mümin ise azap görmez.
Onu okuyan kimse, dört semavi kitabı okumuş gibi olur, her harfi için kendine Cennette iki ev ile iki zevce verilir, ayrıca insan ve cinlerden olan bütün müminlerinki kadar sevap kazanır, asla Cehenneme girmez. Cebrail, Hz.Peygamberden duayı kâfirlere öğretmemesini, sadece mümin ve takva sahibi kişilere tâlim etmesini istemiştir. Kefenlere de yazılmış, Cevşen-i Kebir özellikle Şii dünyasında oldukça rağbet görmüş, gerek müstakil olarak gerekse çeşitli dua mecmuaları içinde birçok defa basılmıştır Cevşenin Şii dünyasında bu derece rağbet görmesinde, Ehl-i beyt tarikiyle rivâyet edilmiş olmasının yanında, faziletleriyle ilgili haberlerin de büyük etkisi olmuştur. Dua, Şia bölgelerinde özel matbaalarca kefen üzerine yazılmakta ve cenazenin kefenlenmesinde kullanılmaktadır.
Cevşen-i Kebir Türkiye’deki bazı Sünni müslümanlar arasında da ilgiyle karşılanmıştır. Duayı, A. Z. Gümüşhanevi, tarikatla ilgili Mecmuatül-ahzab adlı eserinde nakletmiş, daha sonra özellikle Risale-i Nur cemaati tarafından müstakil olarak birçok defa basılmış ve Türkçe’ye de tercümeleri yapılmıştır. Ayrıca Şii kaynaklarında zikredilen metinle bu eserlerdeki metin arasında bazı eksiklik veya fazlalıklar göze çarpmaktadır. Cevşen-i Kebir diye bilinen ve Musa el-Kazımdan itibaren imamlar yoluyla Hz. Peygambere nispet edilmiş bir hadis olarak rivayet edilen, yaklaşık 15 sayfalık metnin sahih olması mümkün görünmemektedir. Zira bu metin, bilinen bir olayı, bir kıssayı veya tarihi bir vakayı anlatan, hafızada tutulması kolay metinlerden farklı olarak, her kelime ve cümlesinin büyük bir titizlikle raptedilip tekrarlanması, Hz. Peygamberden alınıp rivayet edilmesi imkansız denecek kadar güçtür.
Duanın Sünni hadis mecmualarında yer almaması, ayrıca Şii hadis külliyatının ana kaynağı durumundaki Kütüb-i erbeada da bulunmaması, sadece dua mecmuaları gibi ikinci derecede kitaplarda mevcut olması da bu görüşü desteklemektedir.
Cevşen sahih değildir
Cevşenin faziletleriyle ilgili olarak nakledilenlere gelince, Allah’ın insana verdiği imkan ve yetenekler, ona tanıdığı haklar ve yüklediği görevler karşısında kişinin bir duayı okumakla dünya ve ahiretin bütün kötülüklerinden korunup mutluluğa erişmesi, İslamiyet açısından, hatta bütün semavi dinler bakımından mümkün değildir. Ayrıca her bölümünde tevhidi vurgulayan ve yoğun kudsi duygularla örülmüş bulunan bir duanın iman etmeyenler tarafından okunmasının ne anlamı var ki, Cebrail bu konuda Hz. Peygamberi uyarmış olsun. Kaldı ki bu dua, herkesin vakıf olabileceği bir açıklıkla literatüre geçtiğine göre, gizli tutulması da fiilen imkansızdır. (Cevşen maddesi s.462-464)
Diyanet Ansiklopedisi’ndeki bu bilgiye göre, Cevşen duasının Ehl-i sünnet kaynaklarında bulunmaması ve fazileti ile ilgili rivayetlerin İslamiyet inançlarına aykırı bulunması, Şiilerce muteber kabul edilen Kütüb-i erbeada bulunmaması da, bunun sahih olmadığını göstermektedir.
Bu duayı üstünde taşıyanın asla Cehenneme girmemesi de, ilim ile bağdaşmayan bir ifadedir. Çünkü hepsinden kıymetli olan Mushaf’ı [Kur’an-ı kerimi] bile üstünde taşıyan kâfir, Cehennemden kurtulamaz.
Kefene mübarek isimlerin, yazıların yazılmasını, irin, kan gibi necasetin içine bulaşacağı için, Ehl-i sünnet âlimleri uygun bulmamıştır.
Şiiler, Cevşeni savaşlarda kullanmışlarsa da, bir faydasını görmemişlerdir. Mesela Irak-İran harbinde ölen Iraklı Şii askerlerle, İranlı Şii askerlerin üstlerinde cevşen duası bulunmuştur. Ayrıca üzerinde cevşen olduğu halde kaza geçiren çok kimse görülmüştür.
(www.dinibilgiler.org)
Taoizmin başlıca öğretisi,ebedi, mistik bir üstün varlıkla ilgilidir. Taoizm’e göre bu alem mevcut olan (yang) la mevcut olmayan (ying) in birleşmesinden meydana gelmiştir. Bazı kaynaklara göre Tao, Tanrı’ nın sembolleştirilmiş varlığı olarak anılmaktadır.
Taoizmin temeli mistik panteizmdir. Tao,dünyayı yöneten sebeptir. O görülmeye,işitilmeyen, kavranılması mümkün olmayan bir yaratıcı prensip olarak algılanmaktadır. Bir başka açıdan Tao göğün ve yerin kaynağı, yaratıcı ve yaşatıcı kavramdır. Hiçbir şeye muhtaç değildir.
Taoizme göre insan ancak manevi yönüyle insandır. Bunun için Tao rehber olarak kabul edilmelidir. Taoizmin temel prensibi iyilere karşı iyilik yapmak, iyilik yapmayanlara karşı yine iyilik yapmak, böylece her şeyin iyi olmasını sağlamak olarak özetlenebilir. Taoizmde dini inancın büyüklüğü mutlak sükunet ve rahatlık içinde dünyaya sırt çeviren bir hayat tarzıyla mümkündür...
-Basit bir hayat yaşayarak tutumlu olmak
-Mütevazi olmak,nefsini gurur ve kibirden uzaklaştırmak
-Bütün canlılara karşı merhametli olmak.
Taoizm de bu ahlaki ilkelerin gerçekleşmesi için gösterişten uzak olmak,başkalarını düşünmek, yumuşak huylu olmalıdır.
Dinin taraftar sayısı yaklaşık 95 milyon.
Lao Tzu tarafindan temeli atılmış din.
kuran 114 (19x6) sureden oluşur.
® kuran'da, numarasız besmeleler dahil 6346(19x334) ayet vardır. bu sayının rakamları 6+3+4+6= 19 'dur.
® ilk vahyedilen 96. sure sondan 19. suredir.
® besmele, 9. surenin başında bulunmaz; fakat bu kayıp besmele 19 sure sonra, iki besmele'ye sahip 27. surenin 30. ayetinde tamamlanır. böylece kuran'daki besmele tekrarları 114 (19x6) olmaktadır.
® kayıp besmele'yi tamamlayan besmele'nin sure ve ayet numaralarının toplamı 19'un katıdır. 27+30=57
® besmele'deki her kelimenin kuran boyunca tekrarlanma sayıları hep 19'un katlarıdır:
isim 19 kere 19 x 1
allah 2698 kere 19 x 142
rahman 57 kere 19 x 3
rahim 114 kere 19 x 6
dikkat ederseniz çarpım faktörlerinin toplamı olan 152 sayısı da 19x8 dir.
® kuran'da, allah'ın yaklaşık 400 adet isim ve sıfatı bulunur. bunlardan sadece 4 tanesinin sayısal (ebced) değeri 19'un tam katıdır ve bunların hepsi besmele'deki kelimelerin tekrar sayılarına denk gelmektedir:
vahid (tek) 19
zulfadlil aziym (büyük lütuf sahibi) 2698
mecid (yüce) 57
cami (toplayan ve yayan) 114
® 'allah' kelimesinin geçtiği tüm ayetlerin numarasını tekrarsız olarak toplarsanız, toplam: 118123 (19x6217) .
® son kelimesi 'allah' olan biricik sure 82. sure olup 'allah' kelimesi 19. ayettedir. ve bu, sondan 19. 'allah' kelimesidir. (bu sure 19 ayete sahip ilk suredir.)
® başlangıç harfli ilk surenin 2:1 ayetiyle başlangıç harfli son sure, 68:1 arasında 5263 (19x277) ayet vardır.
® bu iki sure arasında yer alan grupta 38 adet başlangıç harfsiz sure mevcuttur.
® yine bu grupta başlangıç harfli ve başlangıç harfsiz surelerin 19 değişen grubu vardır.
® bu grupta, 'allah' sözcüğü 2641 (19x139) kez geçer.
® bu grubun dışında kalan surelerdeki 57 'allah' kelimesinin ayet ve sure numaraları tekrarsız olarak toplandığında 2432 (19x128) elde edilir.
® başlangıç harf kombinezonlarının 19 tanesi bağımsız birer ayettir.
® allah için kullanılan 'wahdehu' kelimesinin ayet ve sure numaralarını (7:70; 39:45; 40:12,84; 60:4) tekrarsız olarak toplarsanız sonuç 361 (19x19) dir.
® kuran'da geçen tüm tam sayıları tekrarsız olarak toplayınız. 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 19, 20, 30, 40, 50, 60, 70, 80, 99, 100, 200, 300, 1000, 2000, 3000, 5000, 50000, 100000. bu 30 tam sayının toplamı 162146 (19x8534) dir.
® kuran, bu 30 tam sayıya ek olarak 8 kesirli sayı içerir: 1/10, 1/8, 1/6, 1/5, 1/4, 1/3, 1/2, 2/3. demek ki, 30 tanesi tam sayı ve 8 tanesi kesirli sayı olmak üzere kuran'da 38 (19x2) adet sayı bulunur.
® her suredeki ayetlerin toplam sayısından sonra o suredeki ayetlerin numaralarını tek tek yanyana yazarak kuran boyunca bunu sürdürürsek elde edeceğimiz 12692 rakamlı uzun sayı 19'un tam katıdır. rakamların sayısı olan 12692 sayısı da 19'un tam katıdır.
® kuran'ın ilk suresi anahtar'ın yapısındaki matematiksel sisteme bir kaç örnek verelim. sure numarası olan 1 rakamından sonra ayetlerinin numarasını sırasıyla yanyana koyarak elde edeceğiniz 11234567 sayısı 19' un tam katıdır. ayet numaraları yerine bu ayetlerdeki harflerin sayısını yanyana koyduğunuzda oluşan 119171211191843 sayısı da 19'un tam katıdır. ayetlerin harf sayısından sonra ebced değerlerini yerleştirirseniz elde edeceğiniz 38 rakamlı 11978617581126181124119836181072436009 sayısı da 19'un katıdır. bu sayıya her ayetin numarasını da yerleştirirsek 111978621758131261841124151983661810727436009 sayısını elde ederiz ve bu da 19'un tam katıdır. anahtar suresinin numarasından sonra toplam ayet sayısını, toplam harf sayısını ve toplam ebced değerini yanyana yazdığınızda elde edeceğiniz 1713910143 sayısı da 19'un tam katıdır....
® 29 surenin başında 14 harften oluşan 14 değişik harf kombinezonu bulunur. 29+14+14 = 57 (19x3)
® q harfi ile başlayan iki sureõde q harflerini sayalım. 50. surede 57 ve 42. surede de 57 olmak üzere toplam 114 (19x6) q harfi vardır. 50. surenin 45 ayeti vardır. bunları toplarsanız sonuç 95 (19x5) tir. 42. surenin 53 ayeti vardır. bunları da toplarsanız sonuç 95 (19x5) tir. 50. surenin ilk ayetinde kuran için kullanılan 'mecid' isminin ebced değeri o sure içindeki q'ların sayısına eşit olup 57'dir. q suresindeki q'ların geçtiği ayetlerin numarasını topladığınızda toplam 798 (19x42) dir. 42 sayısı ise q harfi ile başlayan diğer surenin numarasıdır. kuran'da numarası 19 olan tüm ayetlerdeki q harflerinin toplam sayısı 76 (19x4) 'tür. kuran boyunca lut peygamberin halkının 'qavm-i lut' diye adlandırılması ve sadece bu surede bunun yerine, içinde 'q' harfi bulunmayan 'ihvani lut' şeklinde adlandırılması dikkat çekicidir (50:13) .
® n (nun) harfi sadece 68. surenin başında bulunur. bu suredeki n'lerin sayısı 133 (19x7) dir. n (nun) harfine sahip yunus peygamberin ismi, sadece bu surede 'n' harfine sahip olmayan 'sahibil hut' yani 'balık adamı' ifadesiyle geçer (68:48) . nitekim 21:87 ayeti yunus peygamberi 'zan-nun' yani 'n harfine sahip kişi' diye tanımlayarak, nun suresindeki farklı isimlendirilmesine dikkatimizi çekmektedir.
® ss (sad) harfi üç surenin başında bulunur. 7., 19. ve 38. surelerde ss harfi toplam 152 (19x3) kez tekrarlanır. bu matematiksel sistemle 7:69 ayetindeki 'bastatan' kelimesinin 'ss' (sad) harfiyle değil 's' (sin) harfiyle yazılması gerektiği ortaya çıktı. bir çok kuran nüshasında yanlış olarak yazılan bu kelimenin en eski kufi nüshalardan olan taşkent nüshasında, 'sin' harfiyle yazılmış olması, 19 kodlu matematiksel sistemi doğrular ve kuran'ın insanlar tarafından değil, matematiksel sistemle harfi harfine allah tarafından korunduğunu kesin şekilde kanıtlar (15:9) .
® 36. sure y ve s harfleriyle başlar ve bu iki harfin bu suredeki toplam tekrar sayısı 285'tir, yani 19x15.
® 'a.s.q. harflerinin toplam sayısı 209'dur, yani 19x11
® 19. sure beş harf ile başlar, yani k, h, y, a' ve ss. bu beş harfin bu suredeki toplamı 798'dir, yani 19x42.
® hh. m. harfleriyle başlayan 7 surede bu iki harfin toplam tekrar sayısı 2417 olup 19x113õtür.
® h, t.h, t.s ve t.s.m. başlangıçları, bir iç içe kilitlenme sistemiyle beş sureyi birbirine bağlamaktadır. bu sureler 19, 20, 26, 27 ve 28 noludur. bu harflerin beş suredeki toplam tekrarlanma sayısı 1767'dir, yani 19x93.
® 'bunlar, kuran'ın mucizeleridir' ifadesi sekiz surenin başında geçer ve hepsinde istisnasız başlangıç harflerinden sonra gelir.
® kuran'ın temel mesajı allah'ın birliğidir. nitekim allah'ın vahid (bir) isminin ebced değeri 19'dur
sanırım, '...gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil! 'anlamına gelen cümle.
Fatiha suresinin son cümlesi.'Veleddalin amin' diye bitirilir...
Avrupa kupası kazanan İLK ve TEK Türk takımı.
Rauf Orbay 1881 yılında İstanbul'da doğdu. Milli Mücadele'ye katılmak üzere Anadolu'ya geçtiğinde imparatorluğun hemen her yanına ün salmış milli kahramanlardan biriydi. Bahriye Mektebi'ni bitirmiş, Balkan Savaşı sırasındaki deniz savaşlarında büyük başarılar göstermiş ve bu nedenle 'Hamidiye Kahramanı' ünvanını kazanmıştı. İzzet Paşa kabinesinde Bahriye nazırlığı yaptı, bütün bu parlak başarıların sonunda Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş belgesi olan Mondros Mütarekesini imzalamak zorunda kaldı. Malta sürgününden dönen Rauf Orbay 1921'de Ankara'ya gittiğinde kendisine Nafia vekilliği verildi. Bakanlıktan ayrıldığı yıl Meclis ikinci başkanlığına seçildi, 1922-1923 arasında bir kaç ay Başbakanlık yaptı. 1924'te Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kurulduğunda Rauf Orbay, daha önce İkinci Grupta başlattığı muhalefetini bu toplulukta sürdürmeyi daha uygun buldu. 1942-1944 yılları arasında Türkiye'nin Londra büyükelçisi oldu. Rauf Orbay 1964 yılında öldü.