sen hele sen berbatların en berbatı olan! içten pazarlıklı,kıskanç,saygı anlayışı sifir olan.çoğu nedircinin (senin gibilerin) korkunç bir çınayete kurban gittiğini duymuşmuydun....?
elimde olsa beni dinleyeceğini bilseydim seninle arkadaşlık yapmamasini isterdim.. böyle düşüdüğümü çok iyi biliyor... içimden geçeni söylemekten hiç çekinmem... ama sen kendini o konumda görmek istiyorsan gör senin tercihindir saygı duyarım......! yere düşeni kaldır deseydim sen yine başka şeyleri kaldiracaktin.
Hüznün resmi olmayacak,aynaya bakinca gördügüm.Gözümü kapatmaya zorlamak yerine büyük bir istekle yumacagim,gözümde tüterken “sen”! Sanki kendimi bildim bileli yalniz sana uyudum da yine uyanisim sana oldu her sabah.Sanki göz yaslarim sadece,ayaz vurunca yüzüme,döküldü istemeden.Gülmeler ve sevmeler sanki sadece “sen” le yasandi.Ince belli bardakta alti sekerle içtigim çayim degil,yudumlamaya doyamadigim “SEN”din.Seni bugün yasiyorum ama dedim ya; sanki dünümdün de…Di’li geçmis zamani kullanisim bundan.Evvel,bütün renklerimi zifir yutuyordu.Alabildigine en büyük tutkum denizlerim siyah; ruhumun,aydinligina eslik ettigi semâlar siyah,bildiklerim ve gördüklerim siyahti.Belki sözlerim,hatta gözlerim ve saçlarim misâli.Ama simdi siyah olanlar; yalnizca olmasi gerekenler.Aralarina; yillarin habersizce serpistirdigi aklara ragmen saçlarim,gözlügümün siper aldigi gözlerim ve zorla bulabildigim minicik ayakkabilarim.Hepsi bu.Hatiri sayilir sözlerim ebrûli,baktiklarim ve yasadiklarim ebrûli.Dileklerim,sinirlarim ve ellerim de tabi.Bir de seni satirlarima tasiyan kalemim.Kursun kalemim; adres olarak satirlara yönelir,bana hiç dokunmadan.Bana tek dokunan,sensiz uzayip giden,tutamadigim saatlerim.Ama olsun.Ayaküstü siirler yazarken adina,ben her anima sükür secdesindeyim… 24.03.2005 Persembe 09.24
beni de orada severler biraz gastritim olsa azmaz, o kadarlar bu omzumu çok silktim akşamdan beni orada hatırlarlar biraz
sen olsan sarsılırdın ben de sarsıldım beni orada bir karanlıklarla bırakırlar yaprakların ordan kara boyalarla bir yağmur beni tentelere alıştırırlar sevinçli, kuru üzümlere ve beklemeklere.
bir g3 piyade tüfek kadar soğukum biraz soğuk çok severim bilirsin, belki tek onu. konuşmak çok üzdükçe ağzımda uyuyan oku.
26. kattan bir çarşafın katıl katıl katladığı bulaşıksı kısık o tırmık rüzgârla dudağımı kestiğimi unutturur bıyık bot boyamdan silinirken bu buz.
en önde gidenin takılmaya fırsatı yoktur böğürtülere sanılır belki, piçotlarına. sonra yine o yağmurdan başlar bir tane o kanser filmler süzülür yarıklardan yağmur derim, yağmur, yağmur,
yağmuru komuturum arka odamdan. o konutları komut komut komuturum oysa komutan da kötü oturumu üstlenmek de. kalan sadece stratejisizlik biraz biraz atresimleri ve buruşukluk ağaçlara sığamamak biraz. bir şeyi biraz çok sevmek ve gömmek ellerini toprağa batırarak.
(...)
dinleme, bak, bakır bakır bak, On Dakika Ara'dan elimde bir bıçak, sırtımda bıçaklarla döndüm. makinist öldü, gençtim sahneye)
Seyislere sonunu getiren bir at Kapalı kamyonda sırtı dönük Otoban sesiyle büyüdü zız zız
Dişinde yeni çiçek, iyiniyet bir at bu Ama biraz katil, ben biliyorum Koşarsa biri yeniden adlandırılır Koşar o, atın biri değil çünkü. Yeni bir çiklet gibi sever denizi Çiğnedikçe yalnızlığını hatırlar, o suyu. Gök olup gürleyesinin gelmediği anlarda Bir katotoparkın akşamüstü kimsizliği olur. Deniz der tüyleri kabararak, çok büyük, Çok, beni boğup burnumdan getirirken suyunu.
Budur böyle At, dirilir, ki kim bilmez ki Böyle Atlar yorgun bir durumdur İyice eskir ki çatlasın karnı Bilir ki o karın bir gün yarılır Bir son yokuşa acıkır Böyle At Çıka çıka açık kalır karnı Kurtçuklar çıkar, ki çok küçüktür onlar Bu yüzden çukludurlar, ok çocuklu.
(...)
Yeter ki der ki o, terli terli der ki, Bağlantısız şeyleri kendimle hatırlarım, Kendimi yalıtmalıyım yayım Dayanıklı malıyım kanımın Dur dur ak dur dur ak arım Kendinden kurutul bir güneş ölüsünde Saçsızlaş da çarp kendini duvara Çarp bir atlet çenesini kendin yaparak.
Der, der o, der ki sonunda, Geminden boşalır her gemim. Gömdüğüm her bulut gibi öyle, Bahsetmemek isterdim Gösterenlerin gösteremeyeceği bir şey olarak.
Bir şey bir şey bir şeyler olarak Sondaj biter sonra hatasıyla. Seyis ölür At dirilir Bir kap idrar içer Atılır arar kamyonunu.
sen kendini dünyanin zirvesinde kusursuz ınsan sanmaya devam et, ohooo millet senle ne dalga geçiyor senin haberin yok.eleştiriye hiç gelemeyen kendini beğenmiş zavallı nedir (...) sen kendini bir odaya kapat,ve hayatinin gerikalan kısmını aynada oranı buranı seyrederek geçir..... (bir mantık yürütmek gerekirse burdan çıkacak sonuç herkes kötü ben iyi iyide dünya bundan mı ibaret..böyle bir mantık varmı varsa neden var yoksa neden yok yumurtamı tavuktan tavukmu yumurtadan polemıkeri sürüp gidecek ben merkezli düşünceler var olduğu müdet)
benmi ben horoz (!) polemiğe girmem işimi yaparim....!
Ne zaman bir yaşamak düşünsem Sus deyip adınla başlıyorum İçimsıra kımıldıyor gizli denizlerin Hayır başka türlü olmayacak Ben sana mecburum bilemezsin
Sen yokken kuyulara düşüyor düşlerim. Sen olmayınca sevda yetim, aşk öksüz, şefkat kimsesiz.sensiz hesaplarımın hepsi yarım kalıyor. Sensiz defterlerin hepsi açık duruyor.
Seni aramaktan yorgun düşmüş bedenimi karanlığın kucağına uzattım her gece. Bir an önce sabah olsun diye uykunun beni çekip almasını istedim. Olmadı. Kaç gece sabahı ettim gözlerimi kapamadan, kaç gece merdivendeki ayak seslerini dinledim gelen sensindir diye. Sen yoktun....
Seni her özlediğimde sevgilim, Gökyüzüne bakıyorum; Göğün mavisinde gözlerini görüyorum çünkü. Seni her özlediğimde bir tanem, Denizlere bakıyorum. Ufuğa bakınca mucizeni görüyorum çünkü. Seni her özlediğimde bir tanem, Kuşlara bakıyorum. O kanatlardaki özgürlüğünü görüyorum çünkü. Ve aşkım, seni her özlediğimde, Adında isyan ediyorum. Seni özlemek istemiyorum ben, Ben seni yaşamak istiyorum, Seni her özlediğimde sana bakmak istiyorum Ve seni sende görmek sadece
''Dağıtır saçlarını ve yalvarıp uzaktan Mavi bir iklim gibi çağırır beni sesin, Tertemiz göklerinde dal dal erguvan açan Rüyalarıma ışık ve özlem serpmektesin.''
Düşündüyünden de çok seviliyorsun
Bütün yollarım sana çıkıyor, bunu biliyorsun*
sen hele sen berbatların en berbatı olan! içten pazarlıklı,kıskanç,saygı anlayışı sifir olan.çoğu nedircinin (senin gibilerin) korkunç bir çınayete kurban gittiğini duymuşmuydun....?
elimde olsa beni dinleyeceğini bilseydim seninle arkadaşlık yapmamasini isterdim..
böyle düşüdüğümü çok iyi biliyor... içimden geçeni söylemekten hiç çekinmem...
ama sen kendini o konumda görmek istiyorsan gör senin tercihindir saygı duyarım......!
yere düşeni kaldır deseydim sen yine başka şeyleri kaldiracaktin.
Hüznün resmi olmayacak,aynaya bakinca gördügüm.Gözümü kapatmaya zorlamak yerine büyük bir istekle yumacagim,gözümde tüterken “sen”! Sanki kendimi bildim bileli yalniz sana uyudum da yine uyanisim sana oldu her sabah.Sanki göz yaslarim sadece,ayaz vurunca yüzüme,döküldü istemeden.Gülmeler ve sevmeler sanki sadece “sen” le yasandi.Ince belli bardakta alti sekerle içtigim çayim degil,yudumlamaya doyamadigim “SEN”din.Seni bugün yasiyorum ama dedim ya; sanki dünümdün de…Di’li geçmis zamani kullanisim bundan.Evvel,bütün renklerimi zifir yutuyordu.Alabildigine en büyük tutkum denizlerim siyah; ruhumun,aydinligina eslik ettigi semâlar siyah,bildiklerim ve gördüklerim siyahti.Belki sözlerim,hatta gözlerim ve saçlarim misâli.Ama simdi siyah olanlar; yalnizca olmasi gerekenler.Aralarina; yillarin habersizce serpistirdigi aklara ragmen saçlarim,gözlügümün siper aldigi gözlerim ve zorla bulabildigim minicik ayakkabilarim.Hepsi bu.Hatiri sayilir sözlerim ebrûli,baktiklarim ve yasadiklarim ebrûli.Dileklerim,sinirlarim ve ellerim de tabi.Bir de seni satirlarima tasiyan kalemim.Kursun kalemim; adres olarak satirlara yönelir,bana hiç dokunmadan.Bana tek dokunan,sensiz uzayip giden,tutamadigim saatlerim.Ama olsun.Ayaküstü siirler yazarken adina,ben her anima sükür secdesindeyim…
24.03.2005 Persembe 09.24
Bencilce tüketirken ademoğlu nefesini yek başına,ben ' sencillik' etmekte ısrarlıyım :)))
yine seni bekleyen yalnızlığa sürükleneceksin hercai bir boranın önünde
o düşünü kurduğun gecenin karanlığında sessizlikle başbaşa kalacaksın
tıpkı benim yalnızlığım gibiyok olacaksın varlığımda
ölümü isteyecek ama elde edemeyeceksin belkide
belkide kaçırıvereceksin son nefesinin hışmıyla hayatı
sonra boş gözlerle bakacaksın boşluğa ve bir beni arayacak gözlerin bu bomboşlukta
her taraf her yerde olacak
bulamayacaksın kaybedeceksin hürriyetini esaretin mahkumu olarak...
yani ben ;)
Sen benim yeryüzü cennetim'din, sen lanetli yaşama sunulmuş armağandın. Sen varya hem dert, hem derman olandın!
beni de orada severler biraz
gastritim olsa azmaz, o kadarlar
bu omzumu çok silktim akşamdan
beni orada hatırlarlar biraz
sen olsan sarsılırdın ben de sarsıldım
beni orada bir karanlıklarla bırakırlar
yaprakların ordan kara boyalarla bir yağmur
beni tentelere alıştırırlar sevinçli,
kuru üzümlere ve beklemeklere.
bir g3 piyade tüfek kadar soğukum biraz
soğuk çok severim bilirsin, belki tek onu.
konuşmak çok üzdükçe ağzımda uyuyan oku.
26. kattan bir çarşafın katıl katıl katladığı
bulaşıksı kısık o tırmık rüzgârla
dudağımı kestiğimi unutturur bıyık
bot boyamdan silinirken bu buz.
en önde gidenin takılmaya fırsatı yoktur
böğürtülere sanılır belki, piçotlarına.
sonra yine o yağmurdan başlar bir tane
o kanser filmler süzülür yarıklardan
yağmur derim, yağmur, yağmur,
yağmuru komuturum arka odamdan.
o konutları komut komut komuturum
oysa komutan da kötü
oturumu üstlenmek de.
kalan sadece stratejisizlik biraz
biraz atresimleri ve buruşukluk
ağaçlara sığamamak biraz.
bir şeyi biraz çok sevmek ve gömmek
ellerini toprağa batırarak.
(...)
dinleme, bak, bakır bakır bak,
On Dakika Ara'dan elimde bir bıçak,
sırtımda bıçaklarla döndüm.
makinist öldü, gençtim sahneye)
Seyislere sonunu getiren bir at
Kapalı kamyonda sırtı dönük
Otoban sesiyle büyüdü zız zız
Dişinde yeni çiçek, iyiniyet bir at bu
Ama biraz katil, ben biliyorum
Koşarsa biri yeniden adlandırılır
Koşar o, atın biri değil çünkü.
Yeni bir çiklet gibi sever denizi
Çiğnedikçe yalnızlığını hatırlar, o suyu.
Gök olup gürleyesinin gelmediği anlarda
Bir katotoparkın akşamüstü kimsizliği olur.
Deniz der tüyleri kabararak, çok büyük,
Çok, beni boğup burnumdan getirirken suyunu.
Budur böyle At, dirilir, ki kim bilmez ki
Böyle Atlar yorgun bir durumdur
İyice eskir ki çatlasın karnı
Bilir ki o karın bir gün yarılır
Bir son yokuşa acıkır Böyle At
Çıka çıka açık kalır karnı
Kurtçuklar çıkar, ki çok küçüktür onlar
Bu yüzden çukludurlar, ok çocuklu.
(...)
Yeter ki der ki o, terli terli der ki,
Bağlantısız şeyleri kendimle hatırlarım,
Kendimi yalıtmalıyım yayım
Dayanıklı malıyım kanımın
Dur dur ak dur dur ak arım
Kendinden kurutul bir güneş ölüsünde
Saçsızlaş da çarp kendini duvara
Çarp bir atlet çenesini kendin yaparak.
Der, der o, der ki sonunda,
Geminden boşalır her gemim.
Gömdüğüm her bulut gibi öyle,
Bahsetmemek isterdim
Gösterenlerin gösteremeyeceği bir şey olarak.
Bir şey bir şey bir şeyler olarak
Sondaj biter sonra hatasıyla.
Seyis ölür At dirilir
Bir kap idrar içer
Atılır arar kamyonunu.
sen kendini dünyanin zirvesinde kusursuz ınsan sanmaya devam et,
ohooo millet senle ne dalga geçiyor senin haberin yok.eleştiriye hiç gelemeyen kendini beğenmiş zavallı nedir (...)
sen kendini bir odaya kapat,ve hayatinin gerikalan kısmını aynada oranı buranı seyrederek geçir.....
(bir mantık yürütmek gerekirse burdan çıkacak sonuç herkes kötü ben iyi iyide dünya bundan mı ibaret..böyle bir mantık varmı varsa neden var yoksa neden yok yumurtamı tavuktan tavukmu yumurtadan polemıkeri sürüp gidecek ben merkezli düşünceler var olduğu müdet)
benmi ben horoz (!) polemiğe girmem işimi yaparim....!
benim olamayan
varsan ben varım
...............yokum
'kim o deme boşuna benim ben
bir ben ki kapına gelen baştan başa sen'
Ö.A.
seni kendime sakladım..
hepsini ben hesapladım..
Ne zaman bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum
İçimsıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin
sen yoksan herşey eksik
sen varsan herşey tamam
kadrimi kıymetimi
sana olan aşkımı
bilmedin bileceğin yok.
Sen yokken kuyulara düşüyor düşlerim. Sen olmayınca sevda yetim, aşk öksüz, şefkat kimsesiz.sensiz hesaplarımın hepsi yarım kalıyor. Sensiz defterlerin hepsi açık duruyor.
SeN....beklenen.....özlenensin......
Seni aramaktan yorgun düşmüş bedenimi karanlığın kucağına uzattım her gece. Bir an önce sabah olsun diye uykunun beni çekip almasını istedim.
Olmadı. Kaç gece sabahı ettim gözlerimi kapamadan, kaç gece merdivendeki ayak seslerini dinledim gelen sensindir diye.
Sen yoktun....
şeker
o kendini biliyor: :))
hiç yok bir öyküden geldin:P
varlığın ecel
yokluğun ölüm
düşünüyorum da
düşüncelerin engüzeli
senin beni
düşünüp
düşünmediğini
düşünürken
düşündüğünü
düşünmek
olsa gerek diye düşünüyorum
sen ne düşünüyorsun
bir de bendeki sen durumu vardır ki asıl 32 dişli organımızı kanalizasyona çeviren budur.
Odaların arkasına saklansan ne olur
Kendini hep suçlamaktan vazgeçsen ne olur
Bir sen vardın bu fani dünyada
Bir sen vardın şu fani dünyada.....
SENİ YAŞAMAK
Seni her özlediğimde sevgilim,
Gökyüzüne bakıyorum;
Göğün mavisinde gözlerini görüyorum çünkü.
Seni her özlediğimde bir tanem,
Denizlere bakıyorum.
Ufuğa bakınca mucizeni görüyorum çünkü.
Seni her özlediğimde bir tanem,
Kuşlara bakıyorum.
O kanatlardaki özgürlüğünü görüyorum çünkü.
Ve aşkım, seni her özlediğimde,
Adında isyan ediyorum.
Seni özlemek istemiyorum ben,
Ben seni yaşamak istiyorum,
Seni her özlediğimde sana bakmak istiyorum
Ve seni sende görmek sadece
BEHÇET NECATİGİL
Aslinda yoksun beLkide geLip gectin..AsLinda yokSun benSe artik bittimm
Yarin yokmus bana gec oLsada anLadim..Pisman oLdum yeter tövbeLere kaLdim..
dürüstLuk adikLikSe ben adi bir inSanim guLecLik KeFaLetSe ben simdi naparim?
guLmeLere küstüm 6 nisanda öLdum 3 nisansa haLbuki tekrar dogdugum gun…
Bir SEN vardın şu fani dünyada....
... ve kuşlar gözyaşının gözyaşına benzediği kadar benziyorsunuz...
Kim,ben mi?
''Dağıtır saçlarını ve yalvarıp uzaktan
Mavi bir iklim gibi çağırır beni sesin,
Tertemiz göklerinde dal dal erguvan açan
Rüyalarıma ışık ve özlem serpmektesin.''