Mağaralarında ateş yakan çirkin hayvanlar, Senin ki gölgen uzanmış yerlere, tarihten evvelki müddet,
Varlıktan başka konuşuyor demiştik, ve Tanrı bütün bir geçmişi ve bütün bir geleceği şimdi olarak düşünür - Spinoza demiştik, Neadertallerden alın, bugüne gelen insanlara, neden çirkin, kötü ağırlıklı ve sürülmüş, bilgisi de kıt, neden öyle yaratmış oyunun gereği o, son mısrada - bitmez tükenmez çiçeklerin diyor - işte o da yapman gereken, tarihten önceki zamanlardan itibaren misyonun, bir çeşit tarihçi gibi açıklıyor, tıpkı Kuranda And ve diğer kavimlerden bahsetmesi gibi, bugün arkeolojik kazılarda bile bulman güç, milyonlarca yıl geçmiş bir tarih belki de, - senin ki gölgen düşmüş üstüne, senin ki bütün günlerin duyar - dediği, herşeyi bilenin gözü önünde oynanıyor, bütün günlerinin haberi var davranışlarından, yani içinde yaşadığın zamanın - Tanrı zamandır. - Kuran - ama özgürsün de yapmakta, sonradan dökmek üzere, eğer bitmez tükenmez çiçeklerine değil de, kötü güdülerine hizmet ediyorsan, yani çirkin hayvan olarak, öyle kalırsın, insan olma hedefin, kendini kabul ettirebilmen gerçekleşmemiş, ondan yeni kabul de yok, son şansın mağmaya transfer, yani dünyanın ve senin misyonun - bitmez tükenmez çiçekler, mavi şafaklar - kısaca güzel davranışlar olmak zorunda, nerde cehennem ortamında, - tarih -anlaşıldı mı misyonun güçlüğü. Ama, bilinen başka bir varoluş da yok sonsuzlukta, işine gelirse. Burda hakkını doğru kullanabilirsen var, ufo falan diyen varsa, o zaman biner gider gemilerine, öylesini de görmedik, hurafeler dışında.
Maria adlı sekiz yaşında bir kız 1875'te İspanya'nın Altamira civarında babasıyla gezerken kaybolur.ve kendini bir mağarada bulur.15.000 yil evvelin tanığı olur.Dünya'nın M.Ö 4004 yılında yaratıldığına inananlar daha Darwin'nin şokunu atlatamayanlar (1859) şimdi de ilkel insanların kalıntılarının yerine usta ressamları eserlerıyle karşılaşmışdı
Mağara, yüzeyle bağlantısı olan en az bir insanın sürünerek girebilmesine olanak verecek genişlik ve yüksekliğe sahip olan yeraltı boşluklarıdır. Bazı mağaralar lavların soğuması sırasında içlerinde bulunan boşluklardan da meydana gelebilir; fakat bu mağaralarda zehirli gaz çıkışları olması ihtimali nedeniyle girilmesi tehlikelidir. Buz içinde oluşan mağaralar da vardır.
Kireçtaşı, dolomit, mermer, jips, tuz, kalsit çimentolu konglomera ve kumtaşı gibi erimeye uygun karbonatlı ve sülfatlı kayaların, yeraltı suları tarafından eritilerek aşındırılmasıyla meydana gelen mağaralara karstik mağaralar denir. Bu tür mağaralar oluşum açısından en zengin mağaralardır.
bizim atalarımız medeniyetin sefasını sürerken avrupalı öküzlerin konakladıkları mekanlar demek hatta bir rivayete göre ayılarlada in savaşı veriyorlarmıs hahahahaha :)))))))
acep kaç dönem uyuduğu bilinmeyen yedi uyuyanlarla (gerçek sayısı ALLAHU ALEM) hicret eden mağara arkadaşlarının soluduğu hava aynımıdır.mağara bir peygamberin olgunluk süreci gibi gelir bana... insan evinde huzur ve rahat bulur mağarada doğal evler gibi gelir....sukutu simgeler bence.....hangimiz kafa dinlemeyi istemez şimdilerde tatil köyleri var ama çok acayip kafa dinlemek isteyen bir sürü insan ama ortada birşey eksik geliş sebebimiz yok sessizlik......dağın doruklarında bir yer... bir kaç dilim ekmek ve bir yerlerden kaynayıp gelen su.
Osmanlı'nın tek bir insanı fakir değilken, Osmanlı'nın sahiplendiği insanların ailesi mağarada yaşamış. Yıl 2005 aç telefonu, en bilindik olanı İbrahim Tatlıses'e sor. Diyecek ki sana benim ailemin gönlü zengindi. Zenginlik nedir bilmiyorduk ki, sokak başlarına bırakılan altını alıp ne edecektik?
Ah, yalnızlığın şekle bürünen cenâzesi Ah, ruhumun hastalık taşıyan ferâcesi Her akşam hançeriyle bani kalpten yaralar İçime karanlığı dolduran mağaralar
Mağaralarında ateş yakan çirkin hayvanlar,
Senin ki gölgen uzanmış yerlere, tarihten evvelki
müddet,
Varlıktan başka konuşuyor demiştik, ve Tanrı bütün bir geçmişi ve bütün bir geleceği şimdi olarak düşünür - Spinoza demiştik,
Neadertallerden alın, bugüne gelen insanlara, neden çirkin, kötü ağırlıklı ve sürülmüş, bilgisi de kıt, neden öyle yaratmış oyunun gereği o, son mısrada - bitmez tükenmez çiçeklerin diyor - işte o da yapman gereken, tarihten önceki zamanlardan itibaren misyonun, bir çeşit tarihçi gibi açıklıyor, tıpkı Kuranda And ve diğer kavimlerden bahsetmesi gibi, bugün arkeolojik kazılarda bile bulman güç, milyonlarca yıl geçmiş bir tarih belki de, - senin ki gölgen düşmüş üstüne, senin ki bütün günlerin duyar - dediği, herşeyi bilenin gözü önünde oynanıyor, bütün günlerinin haberi var davranışlarından, yani içinde yaşadığın zamanın - Tanrı zamandır. - Kuran - ama özgürsün de yapmakta, sonradan dökmek üzere, eğer bitmez tükenmez çiçeklerine değil de, kötü güdülerine hizmet ediyorsan, yani çirkin hayvan olarak, öyle kalırsın, insan olma hedefin, kendini kabul ettirebilmen gerçekleşmemiş, ondan yeni kabul de yok, son şansın mağmaya transfer, yani dünyanın ve senin misyonun - bitmez tükenmez çiçekler, mavi şafaklar - kısaca güzel davranışlar olmak zorunda, nerde cehennem ortamında, - tarih -anlaşıldı mı misyonun güçlüğü. Ama, bilinen başka bir varoluş da yok sonsuzlukta, işine gelirse. Burda hakkını doğru kullanabilirsen var, ufo falan diyen varsa, o zaman biner gider gemilerine, öylesini de görmedik, hurafeler dışında.
'' Mağaranın dışını görebilen insan,
bunu mağaradakilere anlattığında,
'anlaşılmamak' ile imtihan olacaktır.. ''
Beynim bir mağaraya benziyor,
ağzımda binyılların kalıntısı,
konuşma benimle,ısırırım..
İN..
inebildiğin kadar İN,
korkma; orda yaşam daha bir saf ve sade,
ve daha da çok mutluluk var...DENE...
içimizdeki adam...
magaraya benzeyen bır evde 45 gun kaldım bütün derdımı o evden aldım allah kımseyı deyıl magara ona benzeyen yere bıle dusurmesın
Maria adlı sekiz yaşında bir kız 1875'te İspanya'nın Altamira civarında babasıyla gezerken kaybolur.ve kendini bir mağarada bulur.15.000 yil evvelin tanığı olur.Dünya'nın M.Ö 4004 yılında yaratıldığına inananlar daha Darwin'nin şokunu atlatamayanlar (1859) şimdi de ilkel insanların kalıntılarının yerine usta ressamları eserlerıyle karşılaşmışdı
Mağaraları süsleyen yüzlerce duvar resimlerinde insanları savaşırken,birbirini avlarken,öldürürken gösteren bir tek resim bile yok.
in...seni hatırlatan bir kelime daha...
Sükunet!
meymenetsiz bir toplumun lâyık olduğu barınak... ;) ...-ki bir çoğu halâ - haketiği şekilde- orada yaşıyor... ;)
ibonun evi :)
mutlak karanlık paylaşılırken kurulan arkadaşlık... kişi yanlızlığını paylaşabilen en ulvi jeolojik şekil.
aşk oydum mağaranın duvarına
aşk oydum
ağrıdı taşlar
ağladı mağara
Mağara, yüzeyle bağlantısı olan en az bir insanın sürünerek girebilmesine olanak verecek genişlik ve yüksekliğe sahip olan yeraltı boşluklarıdır. Bazı mağaralar lavların soğuması sırasında içlerinde bulunan boşluklardan da meydana gelebilir; fakat bu mağaralarda zehirli gaz çıkışları olması ihtimali nedeniyle girilmesi tehlikelidir. Buz içinde oluşan mağaralar da vardır.
Kireçtaşı, dolomit, mermer, jips, tuz, kalsit çimentolu konglomera ve kumtaşı gibi erimeye uygun karbonatlı ve sülfatlı kayaların, yeraltı suları tarafından eritilerek aşındırılmasıyla meydana gelen mağaralara karstik mağaralar denir. Bu tür mağaralar oluşum açısından en zengin mağaralardır.
bizim atalarımız medeniyetin sefasını sürerken avrupalı öküzlerin konakladıkları mekanlar demek hatta bir rivayete göre ayılarlada in savaşı veriyorlarmıs hahahahaha :)))))))
biraz korku................ yarasaların olabilme ihtimali.......:(
yerin altında karanlıkşla dolu bir boşluk..yarasaların kol ğezdiği bir korku tüneli.benim pskolojimi bozup atan bir yaratık
Hira..
tek sığınağı...
yalnızlığımın en büyük tanığı...
'ben inime çekiliyorum..orada hayal kırıklığına yer yok...'
acep kaç dönem uyuduğu bilinmeyen yedi uyuyanlarla (gerçek sayısı ALLAHU ALEM) hicret eden mağara arkadaşlarının soluduğu hava aynımıdır.mağara bir peygamberin olgunluk süreci gibi gelir bana...
insan evinde huzur ve rahat bulur mağarada doğal evler gibi gelir....sukutu simgeler bence.....hangimiz kafa dinlemeyi istemez şimdilerde tatil köyleri var ama çok acayip kafa dinlemek isteyen bir sürü insan ama ortada birşey eksik geliş sebebimiz yok sessizlik......dağın doruklarında bir yer... bir kaç dilim ekmek ve bir yerlerden kaynayıp gelen su.
pre-hıstorıık donemde ınsanları az saklamamıs.magaralarda yasarmıslar.ohhh kebab valla,gır yat.
toz alma,sılıpsupurme derdı yok,helekı ev kırası hıc yok.
pardon bısı sorcam burdan en yakın magaraya nasıl cıkabılırım acaba :-))
psikolojik testlerde 'mağara' kişinin hayatını simgeler..
sonunda ışık görmeyi tercih ederim..
ayı sonra da kastamonu :))
in, ayı, yosun :=))))
Haydi mağarana! Sen ininden çıkarsan yaşayamazsın**
Osmanlı'nın tek bir insanı fakir değilken, Osmanlı'nın sahiplendiği insanların ailesi mağarada yaşamış. Yıl 2005 aç telefonu, en bilindik olanı İbrahim Tatlıses'e sor. Diyecek ki sana benim ailemin gönlü zengindi. Zenginlik nedir bilmiyorduk ki, sokak başlarına bırakılan altını alıp ne edecektik?
Ah, yalnızlığın şekle bürünen cenâzesi
Ah, ruhumun hastalık taşıyan ferâcesi
Her akşam hançeriyle bani kalpten yaralar
İçime karanlığı dolduran mağaralar
n.g
odam mutfak WC ve banyo dörtgeni
Ğar-i Hira