anlattiginiz seyleri kacinci kere dinlediginin hesabini tutmayan, sacmalamaniz halinde bile hosgoruyle yaklasan, acil durumlarda numarasi bilincdisi cevrilen kisi.
sevdicek bir kenara dursun, insanın canını bile emanet edebileceğini bildiği, karşısında savunmasız kalabildiği, rahat davranabildiği, güvenebileceğinden emin olduğu insandır dost. kötü bir şey olduğunda yanınızda olacağını bildiğiniz insandır. sizi tanıyan, hangi olaya nasıl tepki verebileceğinizi tahmin eden ve en önemlisi tepkilerinizi önemseyen insandır. hayatı paylaştığınız ve bir şekilde hayatını daha iyi yapmaya çalıştığınız, beceremeseniz de iyi dileklerle -siz de zerresi kalmamış olsa da- ümit aşılamaya çalıştığınız kişidir. her durumda arkasında olmaktan gurur duyduğunuz ve asla yakınmadığınız, verilenlerin kıymetini bilecek ve sömürmeye kalkışmayacak oluşumdur. az bulunan*, bulunduğunda da kıymeti bilinmesi gereken bir kavramdır.
DOst bir insandır bilmem belki hayvanların da dostu wardır öyle olmadığım için bilemiyorum amma bazı dostsuz simalar dostsuz olup asıl dost kitaptır ya da çiçektir diyerekten kendilerini avutmaya çalışsalar da dost insandırr. 21. yy da yoktur pek herkes düşmüş kendi dertine dost mu warrr aaaaaaa benim warr olmayanlara da olsun diye diliyorum dostsun ben değil biz deiyendir hatta gererkirse sen de derrrrrrr olmadı nazikçe siz bile diyebilirrr onlar demezzz bir de ben demezzz öyle ya fantastik bir kişidirrr warsa mucizedir.dost yoktur olsada bigünbiyerde bitmeye mahkumdur..
bilinirki, dost acı der ama doğruyu der... birinden bir olumsuzluk duyarsın hakkında hani...hani yanar yıkılırsın.kızarsın..bin türlü tilki dolaşır kafanın içinde..şeytan ha babam dürtükler durur..hani hemen yüzleştirme yoluna gidersin doğrumu diye..işte öyle zamanlarda kendiyle savaşa girmeli insan.... savaşı eğer kararlı kararlar verdirebilirse insana,o kişi hakkında garantiliyse ve savaşı kendi içinde kazanmışsa işte o zaman sormalı NEDEN diye.. ve alınacak vevap zaten bilinendir.. dost bilinen de hala dosttur...
belki de birçoğunuzun bildiği bir alıntıyı buraya eklemek istiyorum:
Terentius, 'Onunla her şeyi paylaşmak zevkinden mahrum kalınca, hiçbir zevki tatmamaya karar verdim' demiş, yitirdiği bir dostunun ardından. Nasıl bir insandan bahseder Terentius? Karşısında zavallı gibi görünmekten korkmadığımız, bizi değiştirmeye değil zenginleştirmeye çalışan, yargılayan değil, kendimizi sorgulamamıza yardımcı olan biri midir yitirilen? Sabahın 3'ünde çaldığımız kapısını açtığında, tek kelime etmeden kollarına atılıp ağlayabileceğimiz bir insan mıdır? Terentius'un acısını bu şekilde dillendiren? Nedenlerini merak etse de, göz yaşlarımızın dinmesini bekleyecek kadar anlayışlı, titrek sesimiz ve telaşlı cümlelerimizi sükunetle dinleyecek kadar sabırlı, acımızın bir kısmını kendine yük edinecek kadar cömert ve yürekli insanlar mıdır dost diye seçtiklerimiz? Sadece sohbeti değil, sessizliği de sıkıcı olmayan; yalnızlığımızı unutmak için varlığı, eksikliğini hissetmemiz için yokluğu kafi gelen insanlara mı dostum deriz? Başımıza gelen güzel bir şeyin coşkusu yüreğimize sığmadığında, saate aldırmayıp telefona sarıldığımız ve karşımızdaki uykulu sese 'Kulaklarına inanamayacaksın! ' diye bağırdığımızda, 'Sabahı bekleyemez miydin? ' demeyen biri midir gerçek bir dost? Güzel bir film izlediğimizde, keşke O da olsaydı dediğimiz, okuduğumuz bir kitaptan bahsedebildiğimiz ve en mahrem sırlarımızı anlattıktan sonra rahatça uykuya dalabildiğimiz bir sırdaş mıdır yoksa? Konuşurken gözlerimizi kaçırmadığımız, kendimizi saklamadığımız ve yüzümüze en acı gerçekleri haykırırken bile darılmadığımız yalnızlığımız mıdır dost dediğimiz insanlar? Ne bileyim, aynı fikirde olmasak da uzlaşabildiğimiz, köprüleri atmadan da tartışabildiğimiz, her savaştan birlikte ve biraz daha güçlenmiş bağlarla çıktığımız insanlar mıdır dost payesi verdiklerimiz? Tanıdığımızı sanırken, daha keşfedilmeyi bekleyen nice el değmemiş duygular ve düşünceler taşıdığını gördüğümüz; sürekli bizi şaşırtan kendimiz midir onlarda sevdiğimiz? Aristo haklı mıdır; 'Dostluk bir ruhun iki ayrı bedende yaşamasıdır' derken ve Terentius, başka bir bedende toprağa verdiği ruhunun yaşını mı tutmaktadır? Paylaştığı her şeye ölüm de mi dahildir? Acaba, neyi kaybedeceğini, dostu ölmeden önce fark etmiş midir? Ya biz; her şeyi paylaşmanın, iddialı ve gerçek dışı geldiği günümüzde, sahip miyiz gerçek bir dosta? Ya da adımızın önüne dost sıfatı koyan insanlar var mıdır hayatımızda? Yoksa kendimizi sevmeyi başaramadığımızdan, şaşırıyor muyuz bizi sevdiğini söyleyen birinin varlığına, inanamıyor muyuz yanımızda kalmasına ve uzaklaştırıyor muyuz içten içe bizi sevmesini istediğimiz insanı kendimizden? Ve bir gün, bir el daha kayıp gittiğinde avuçlarımızdan, kendi mezarımızın başında ağlayacağımızı biliyor muyuz? İş işten geçmeden önce teşekkür edebiliyor muyuz sevdiğimize, hiç değilse bizi sevdiği için...
'Hadi bir gönüldeşten gıda ver gönlüne; yürü devleti devlet sahibinden ara.'....................................................................................(*)
dostluk birlikte ağlamaksa, yürğindeki acıyı paylaşmaksa, üzüldüğünde sıcacık bir kucaksa, dostum için ateşe atlamaksa, dünya durana dek dostumsun..................
Alışverişte, seyahatte, olaylar karşısındaki tutumunda ve bizler yokken takındığı tutumu ile belli eder kendini...Veee empati yaparsak biz de kendimizi...
genellikle, 'karşılık beklemeksizin bağrına basan insan' olarak tanımlanır.(dı) lâkin zamanla, iyi gün dostu diye bilinen bir türü daha ortaya çıkmıştır ki, 'karşılık beklemeksizin' tanımlaması resmen şapa oturmuştur..
Size Allah'tan baska ne bir dost var, ne de bir yardimci! (Ankubat 22)
Yoksa onlar Allah'tan başka dostlar mı edindiler? Oysa asıl Dost Allah'tır. (Şura 9)
Allah'tan başka dost edinenlerin durumu, kendine yuva yapan örümceğin durumu gibidir. Halbuki, evlerin en çürüğü şüphesiz örümcek yuvasıdır. Keşke bilselerdi. (Ankubat 41)
Hayvannlar için POST neyse,İnsanlar içinde DOST odur diyoryum.
DOST
Kısaca benim için vuslat
CEREN GİZEM FURKAN HAMDİ TUĞÇE ERKAM ERDOĞAN
İNSANA KENDİNDEN DAHA YAKIN OLANLAR ^^
bir insanın dostu olabileceğine inanmıyorum çünkü insanoğlu çiğ süt emmiş kimseye güven olmaz hele ki bu zamanda..
dost:
iyi ve kötü günde hep yanında olan; iyi günde yanından ayrılabilen,kötü günündeyse kovan bile yanından gitmeyendir.
Sen bana sen desen de demesen de olur.Ben sana daima SEN diyeceğim düşün dur.
güvendiğin ve güvenildiğin kişidir....sevgi ile güven bütün güzellikleride peşinden getirir zaten....
aradagım kişi
anlattiginiz seyleri kacinci kere dinlediginin hesabini tutmayan, sacmalamaniz halinde bile hosgoruyle yaklasan, acil durumlarda numarasi bilincdisi cevrilen kisi.
sevdicek bir kenara dursun, insanın canını bile emanet edebileceğini bildiği, karşısında savunmasız kalabildiği, rahat davranabildiği, güvenebileceğinden emin olduğu insandır dost. kötü bir şey olduğunda yanınızda olacağını bildiğiniz insandır. sizi tanıyan, hangi olaya nasıl tepki verebileceğinizi tahmin eden ve en önemlisi tepkilerinizi önemseyen insandır. hayatı paylaştığınız ve bir şekilde hayatını daha iyi yapmaya çalıştığınız, beceremeseniz de iyi dileklerle -siz de zerresi kalmamış olsa da- ümit aşılamaya çalıştığınız kişidir. her durumda arkasında olmaktan gurur duyduğunuz ve asla yakınmadığınız, verilenlerin kıymetini bilecek ve sömürmeye kalkışmayacak oluşumdur. az bulunan*, bulunduğunda da kıymeti bilinmesi gereken bir kavramdır.
DOst bir insandır bilmem belki hayvanların da dostu wardır öyle olmadığım için bilemiyorum amma bazı dostsuz simalar dostsuz olup asıl dost kitaptır ya da çiçektir diyerekten kendilerini avutmaya çalışsalar da dost insandırr. 21. yy da yoktur pek herkes düşmüş kendi dertine dost mu warrr aaaaaaa benim warr olmayanlara da olsun diye diliyorum dostsun ben değil biz deiyendir hatta gererkirse sen de derrrrrrr olmadı nazikçe siz bile diyebilirrr onlar demezzz bir de ben demezzz öyle ya fantastik bir kişidirrr warsa mucizedir.dost yoktur olsada bigünbiyerde bitmeye mahkumdur..
canımızı yakan yaralarımıza basılmış tuzu, yaralarımızdan arındırandır.
genişlikte süs ve ziynet darlıkta yedek sermayedir.
DOST,SEVGİ.BARŞ.KARDEŞLİK.SIRDAŞLIK VE VAROLMAKTIR:
dost bin olmaz birdir o
dost olursam dosttur o...
....
hayatın içinde herşeyin karşılığı vardır
bilinirki, dost acı der ama doğruyu der...
birinden bir olumsuzluk duyarsın hakkında hani...hani yanar yıkılırsın.kızarsın..bin türlü tilki dolaşır kafanın içinde..şeytan ha babam dürtükler durur..hani hemen yüzleştirme yoluna gidersin doğrumu diye..işte öyle zamanlarda kendiyle savaşa girmeli insan....
savaşı eğer kararlı kararlar verdirebilirse insana,o kişi hakkında garantiliyse ve savaşı kendi içinde kazanmışsa işte o zaman sormalı NEDEN diye..
ve alınacak vevap zaten bilinendir.. dost bilinen de hala dosttur...
.'ALLAH'ım Sen Beni Dostumun Şerrinden Koru Ben Düşmanımla Başa Çıkarım! '
bulunması çok zor arıyorum bulan varsa tıklasın
dost dilinden tatlı bal bulamadım
..
güven arkadaşlık samimiyet
..um Efendim..
Dost kime derler..?
belki de birçoğunuzun bildiği bir alıntıyı buraya eklemek istiyorum:
Terentius, 'Onunla her şeyi paylaşmak zevkinden mahrum kalınca, hiçbir zevki tatmamaya karar verdim' demiş, yitirdiği bir dostunun ardından.
Nasıl bir insandan bahseder Terentius?
Karşısında zavallı gibi görünmekten korkmadığımız, bizi değiştirmeye değil zenginleştirmeye çalışan, yargılayan değil, kendimizi sorgulamamıza yardımcı olan biri midir yitirilen? Sabahın 3'ünde çaldığımız kapısını açtığında, tek kelime etmeden kollarına atılıp ağlayabileceğimiz bir insan mıdır? Terentius'un acısını bu şekilde dillendiren?
Nedenlerini merak etse de, göz yaşlarımızın dinmesini bekleyecek kadar anlayışlı, titrek sesimiz ve telaşlı cümlelerimizi sükunetle dinleyecek kadar sabırlı, acımızın bir kısmını kendine yük edinecek kadar cömert ve yürekli insanlar mıdır dost diye seçtiklerimiz?
Sadece sohbeti değil, sessizliği de sıkıcı olmayan; yalnızlığımızı unutmak için varlığı, eksikliğini hissetmemiz için yokluğu kafi gelen insanlara mı dostum deriz?
Başımıza gelen güzel bir şeyin coşkusu yüreğimize sığmadığında, saate aldırmayıp telefona sarıldığımız ve karşımızdaki uykulu sese 'Kulaklarına inanamayacaksın! ' diye bağırdığımızda, 'Sabahı bekleyemez miydin? ' demeyen biri midir gerçek bir dost?
Güzel bir film izlediğimizde, keşke O da olsaydı dediğimiz, okuduğumuz bir kitaptan bahsedebildiğimiz ve en mahrem sırlarımızı anlattıktan sonra rahatça uykuya dalabildiğimiz bir sırdaş mıdır yoksa?
Konuşurken gözlerimizi kaçırmadığımız, kendimizi saklamadığımız ve yüzümüze en acı gerçekleri haykırırken bile darılmadığımız yalnızlığımız mıdır dost dediğimiz insanlar?
Ne bileyim, aynı fikirde olmasak da uzlaşabildiğimiz, köprüleri atmadan da tartışabildiğimiz, her savaştan birlikte ve biraz daha güçlenmiş bağlarla çıktığımız insanlar mıdır dost payesi verdiklerimiz?
Tanıdığımızı sanırken, daha keşfedilmeyi bekleyen nice el değmemiş duygular ve düşünceler taşıdığını gördüğümüz; sürekli bizi şaşırtan kendimiz midir onlarda sevdiğimiz?
Aristo haklı mıdır; 'Dostluk bir ruhun iki ayrı bedende yaşamasıdır' derken ve Terentius, başka bir bedende toprağa verdiği ruhunun yaşını mı tutmaktadır?
Paylaştığı her şeye ölüm de mi dahildir?
Acaba, neyi kaybedeceğini, dostu ölmeden önce fark etmiş midir?
Ya biz; her şeyi paylaşmanın, iddialı ve gerçek dışı geldiği günümüzde, sahip miyiz gerçek bir dosta?
Ya da adımızın önüne dost sıfatı koyan insanlar var mıdır hayatımızda?
Yoksa kendimizi sevmeyi başaramadığımızdan, şaşırıyor muyuz bizi sevdiğini söyleyen birinin varlığına, inanamıyor muyuz yanımızda kalmasına ve uzaklaştırıyor muyuz içten içe bizi sevmesini istediğimiz insanı kendimizden?
Ve bir gün, bir el daha kayıp gittiğinde avuçlarımızdan, kendi mezarımızın başında ağlayacağımızı biliyor muyuz?
İş işten geçmeden önce teşekkür edebiliyor muyuz sevdiğimize, hiç değilse bizi sevdiği için...
'Hadi bir gönüldeşten gıda ver gönlüne; yürü devleti devlet sahibinden ara.'....................................................................................(*)
dostluk birlikte ağlamaksa, yürğindeki acıyı paylaşmaksa, üzüldüğünde sıcacık bir kucaksa, dostum için ateşe atlamaksa, dünya durana dek dostumsun..................
3 tane var bende :) yıllardır hiç kopmadık..umarım kopmayız da...
Biz dostlarımızı bir sarmısak tarlasına satmayız...
Alışverişte, seyahatte, olaylar karşısındaki tutumunda ve bizler yokken takındığı tutumu ile belli eder kendini...Veee empati yaparsak biz de kendimizi...
genellikle, 'karşılık beklemeksizin bağrına basan insan' olarak tanımlanır.(dı)
lâkin zamanla,
iyi gün dostu diye bilinen bir türü daha ortaya çıkmıştır ki,
'karşılık beklemeksizin' tanımlaması resmen şapa oturmuştur..
gül yüzlü, gül dostum..
Size Allah'tan baska ne bir dost var, ne de bir yardimci! (Ankubat 22)
Yoksa onlar Allah'tan başka dostlar mı edindiler? Oysa asıl Dost Allah'tır. (Şura 9)
Allah'tan başka dost edinenlerin durumu, kendine yuva yapan örümceğin durumu gibidir. Halbuki, evlerin en çürüğü şüphesiz örümcek yuvasıdır. Keşke bilselerdi. (Ankubat 41)