Aynaya sordular güzel miyim diye Dedi bırak yüzünü bak şu gözlere Eğer parıltı varsa yüreğin çarpıyorsa Bu dünyada senden güzel mi var Bu dünyada her şey güzel bi bak
Aynayı kırdılar güzel göstermiyor diye Bölündü parçalar çoğaldılar Parıltı kalmadıysa yüreğin çarpmıyorsa Dünyadan ala cehennem mi var Dünyada hala cehennem mi var
iki yüzlülügümüzün tek kanitlayan şey! bak ve seyret bir sure bakalim ne göreceksin, kaldir başini korkma yemez, o senin gördügün varya................................. :))) noktalardaki cumletyi tamamlayan şey nedir? ? ?
bulanlar bir boy mayolu resmiyle pk 2342 avpim istye yollasin :)))
bizden sana gül bahcesi vaad etmedimki kitabini alsin :))
'...opsidien taşı olarak bilinen tarihin ilk aynaları genellikle dini törenlerde kullanılırdı...çatalhöyük te bulunan opsidienlerin ise dini bir araç olmasından ziyade bir süs eşyası olarak kullanıldığı olduğu ortaya çıktı...' evet bu benim sanat tarihi notlarımdan... :)
Aynalar, bakmayın yüzüme dik dik; İşte yakalandık, kelepçelendik! Çıktınız umulmaz anda karşıma, Başımın tokmağı indi başıma. Suratımda her suç bir ayrı imza, Benmişim kendime en büyük ceza! Ey dipsiz berraklık, ulvi mahkeme! Acı, hapsettiğin sefil gölgeme! Nur topu günlerin kanına girdim. Kutsi emaneti yedim, bitirdim. Doğmaz güneşlere bağlandı vade; Dişlerinde, köpek nefsin, irade. Günah, günah, hasad yerinde demet; Merhamet, suçumdan aşkın merhamet! Olur mu, dünyaya indirsem kepenk: Gözyaşı döksem, Nuh tufanına denk?
Çıkamam, aynalar, aynalar zindan. Bakamam, aynada, aynada vicdan; Beni beklemeyin, o bir hevesti; Gelemem, aynalar yolumu kesti.
Görüntünün suda yansımasıdır. Pardon arkası civa kaplı cam üzerinde görüntüdür. Şimdilerde flotal olanları var kusurları gösermiyor, kontrastı daha yüksek bence daha güzel.
Kadın, bir erkeğe, bir erkeğin avuç içindeki küçüçük paralara baktı….. Erkek, 'Sana krep ısmarlayayım mı? ” diye sordu. “evet” dedi genç kadın. Bin defa evet…….. senden gelecek her şeye bin defa “evet” o kadar iştahlıydı ki, adama karşı, onunla olduğu zamanlar karnı doyuyor, gözleri kapanıyor, yüreği kocamanlaşıyordu. Genç erkek daha sakindi, biliyordu sanki kadının içinde yaşadığı hezeyanın nedenini. Biliyordu kendisinde olanın onda nasıl çoğaldığını…….. başka bir hayata aitti kadın. Şık bir paketin içinde yaşıyordu. Kurdelesi çözüldüğünde, kendiside çözülecek kadar “ait olmadığı” bir paketin içinde…….
Peki ama neydi içini kemiren kadının “Neydi” diye soramadı adama. Sadece baktı …öylece baktı… Adam kadının yüzünü avuçlarının içine aldı ve “sen bendeki seni keşfettin” dedi. “sen kendi bedenin dışında başka bir bedendeki senle buluşmanın mutluluğunu yaşıyorsun, hepimiz şu atmosferde kendimizi arıyoruz, benim de sende bulduğum bu. Benden çok farklı gözüksen de o kadar bana aitsin ki; budur işte bizi bir araya getiren, binlerce kişinin olduğu o koca sergide budur işte… Bizi var kılan sana şunu vermek istiyorum diye sürdürdü sözlerini adam ve cebinden bir ayna çıkardı, kadına uzattı; “al aşkım al ve beni özlediğinde kendi gözlerine bak, çünkü beni göreceksin.” dedi. İşte o gün bugün… başka bir şehirde bir kadın hep kendiyle göz göze geliyor..
Her beş on saniyede bir arabanın ön ve yan aynalarına bakmalısınız.” Sürücü kurslarında böyle öğretilir. Hemen ardından bir uyarı daha gelir: “Buna rağmen güvende olamazsınız, kör alana dikkat! ” Çünkü, yan aynalar arkaya doğru sadece 35 derece dolayında bir görüş alanı sağlıyor. Gerisi görüş dışında kalıyor. “Kritik durumlarda etrafınıza bakmak zorundasınız.”
Her bakışım bambaşka,binbir çeşit yüz,Maskeli kimlikler,Bakmaya tahammül edemedim,bazen dertleşmek için aradım.Gözyaşlarımı saydığım,kelimeleri sıraladığım,yüzüme hakaretler savurduğum,sivilce patlattığım,lensimi taktığım vs.aynalarım Bazen her duvarda olsun dedim,bazen varlığını kabul edemedim tek tek topladım (kendi varlığım) Kendimi yıllardır ilk kez gördüğümde oldu,bıkmışlığımda Yine de ayna olmalı diyorum,Onca insan arasında kendimize en yabancı yüz kendi yüzümüz Belki aynalar bir nebzede olsa hatırlatırda insan birazcıkta olsa ruhunu dinler,kendine dalar,sorgular.
Yuzunde bir maske Aynaya bakıyorsun Ayna yalan söyler mi hiç Göreceğin yine maskeli bir yüz Başka insanlara bakıyorsun Başka insanların aynalarına Görmek istediğini görüyorsun yine Başka insanların yüzünde ayni maske Gördüğün yine kendi yüzündeki maske Sen kaçıyorsun kendinden İnsanlar kaçıyor kendilerinden Kaçışını görmek istiyorsun Ayna söylüyor sana Yetmiyor korkunu dindirmeye Başka insanlara bakıyorsun İnsanların kaçışında görüyorsun kendini Korkun diniyor Sen de herkes gibisin Kaçış mi yaşanan Varsın kaçış olsun Korku mu var Varsın olsun Sen de herkes gibisin ne de olsa Yabancılığını korkan, Ve kaçan insanların benzerliğine gömüyorsun Korkun daha da diniyor Herkes senin gibi ne de olsa Çevrende kendini gördüğün insanlar Yüzünde maske gülümsüyorsun Aynaya gerek yok artık Her insan bir ayna Ve sen Sen herkes gibisin ….. Gassan
Adamın biri, ilk defa gittiği şehrin tarihi çarşısına uğradığında, bir dükkana girerek;
- Hatıra eşya almak istiyorum, demiş.Ne tavsiye edersiniz?
Dükkan sahibi yaşlı zat,adamı tepeden tırnağa süzüp:
- Buranın en meşhur malı, aynalardır evladım, demiş. Ama onları almaya güç ister.
Adam, hiç düşünmeden:
- Ben, yaşadığım şehrin en zengin insanıyım, diye atılmış. Benim için para önemli değil.
İhtiyar, dudak büküp:
- İnşaallah gücün yeter, demiş. Çünkü padişahlar bile alamadı onları.
Adam, ses tonunu iyice yükselterek:
- Benim elde edemeyeceğim şey yoktur! ..diye direnmiş. Fiyatları ne kadar?
İhtiyar adam:
- Seçeceğin aynaya bağlı, diye gülümsemiş. Günümüze ait aynaları normal fiyata alabilirsin. Fakat eski aynalar pahalıdır.Hele hele antikalara gücün yetmez. Ama geleceğin aynası bedavadır, fakat onu görsen pek beğenmezsin.
Adam, bu sözleri pek anlamamış. Ama merakından çatlayacak gibiymiş. Aynaları bir an önce görmek istediğinden, yaşlı adamın koluna girip,dükkanın arka bölümüne geçmiş.
Yaşlı adam, elindeki baston ile işaret ederek:
- Sana ilk önce günümüze ait aynayı göstereyim, demiş.Çerçevesi gümüştendir. Fiyatıysa sadece üç altındır.
Adam, duvarda asılı duran kristal aynayı kısa bir süre incelemiş. Ve ona bakarak saçlarını düzelttikten sonra:
- Bunun bir özelliğini görmedim, demiş. Evimde de bundan üç dört tane var.
Yaşlı adam, seke seke ilerleyerek:
- O halde bu aynaya bak! .. demiş. Çeyrek asır öncesine aittir. Çerçevesi bakırdandır. Fiyatı ise yüz kese altındır.
Adam:
- Herhalde şaka yapıyorsunuz, diye gülümsemiş.Böyle basit bir ayna,on altın bile etmez.
İhtiyar adam:
- Ben sana söylemiştim! .. diye kızmış. İsterseniz vazgeçin.
Adam, iş olsun diye aynaya baktığında, bağırmamakiçin kendini zor zaptetmiş. Gözlerini ovuşturarak baktığı aynadaki görüntü, onun yirmibeş yıl önceki haline aitmiş. Ne başının büyük bölümünü saran beyaz saçlar varmış bu görüntüde, ne de yüzünü kırış kırış eden derin çizgiler.
Adamın aynaya takılan gözleri, biraz sonra fal tşı gibi açılmış. Çünkü aynadaki gençlik görüntüsünün hemen arkasından,sevdikleri geçiyormuş birer birer.
Büyük bir dehşet içinde:
- Aman Allah'ım! .. diye bağırmış.Bu geçen,kız kardeşim değil miydi? Hem de henüz kanser olmadan önce.
Daha sonra, en sevdiği teyzesi ve dayısı da geçmişler, adamın görüntüsü ardından. Her ikisi de, çeyrek asır önceki halleriyle.
Adam, dayanamayıp başını çevirmiş aynadan. İhtiyar, ona sokulup:
- Bu işten vazgeç! . demiş.Zaten bir çok insan da öyle yaptı.
- Hayır! . diye itiraz etmiş adam. Kardeşimi özlemiştim, dayımla teyzemi de.
- Peki! . demiş ihtiyar. Şu gördüğün bir antika aynadır. Çerçevesi ahşaptır. Değeriyse bin kese altın eder.
Adam,oraya doğru ilerlerken,korkusundan vazgeçmiş. Ama merakını yenemeyip aynaya baktığında, küçük bir çocuk gibi çığlık atmış. Yedi sekiz yaşlarında bir çocuk duruyormuş karşısında. Soluk yüzlü, incecik, dişleri dökük ve saçları dağınık bir çocuk.
- Aman Allah'ım! .. diye bağırmış. Bu benim çocukluğum. Cebimdeki sapan bile duruyor.
Adam, biraz sonra sendeleyerek duvara tutunmak zorunda kalmış. Bu sefer, 30-35 yaşlarındaki halleriyle annesi ve babası geçiyormuş geriden. Daha sonra da, nur yüzlü dedesi. Annesi, her gün defalarca yaptığı gibi, öpüvermiş onu yanağından. Babası ise, er zamanki şakacılığıyla, ensesine bir şaplak atmış yavrusunun.
Adam, kaçarcasına uzaklaşmış oradan. İhtiyarın yanına yığılmış ağlayarak.
Yaşlı adam:
- Gerçek aynalar böyledir evladım! .. demiş. Bu yüzden de ulaşılmaz onlara.
Adam, biraz olsun kendine geldiğinde, dükkandan atmak istemiş kendini. Fakat tam çıkacakken:
- Bedava aynalardan söz etmiştiniz, demiş. Onu da merak ettim.
İhtiyar adam:
- Ona hiçbakma evlat! . diye atılmış. Bu gün çok fazla yoruldun, kalbin dayanmaz.
- Mutlaka bakmalıyım! . diye ısrar etmiş adam. Gördüğüm şeylere artık alıştım.
Yaşlı adam, çaresiz kabul etmiş ve duvarlara asılanlardan farklı olarak, dükkanın döşemesi üzerine indirilen bir aynayı gösterip:
- İşte bu da geleceğin aynası! . demiş. Çerçevesi altından olup bedavadır. Ama onu hiç kimse almadı.
Adam:
- Geleceğin aynası ha! .demiş.Üstelik de altından ve bedava...
İhtiyar, hiç sesini çıkartmamış. Adam ise, emin adımlarla aynaya doğru ilerlemiş ve bakmak için yere eğildiğindei oracığa yığılıp kalıvermiş.
Yaşlı adam:
Geleceğin aynasında ne göreceğini tahmin etmen ve ona göre hazırlıklı olman gerekirdi evladım, demiş. Senin de gücün yetmedi demek ki...
İhtiyar adam, müşterisinin cansız vücudunu kucaklarken, onun ayndaki görüntüsüne bakmış.
Kuru bir iskelet görünüyormuş... Kimi insan, yalnızca onun olan aynasına bakar: Başarısı, arabası, ondadır / oradadır. Parası, aşkları, tasaları da. Kimisi, ara sıra aynasına bakar: Başarısızlığı, yaşamışlığı o aynadadır. Parasızlığı, umudu, üzüntüsü... Kimi insan, aynasına bakacak kadar kahraman olamaz. Başkalarının aynalarına bakar. Kimisi, aynasıyla karşılaşacak kadar kahraman olsa da, bakmaktan kaçar. Başkaları aynasına baksın arzular. Aynasına bakacak kadar kahraman olmasa da kimisi, bir an olsun karşılaşmayı tasarlar. Kimi insan, aynası olduğunun farkına varamaz da, bir aynası olsun düşünü kurar daima. Kimisi, aynası olduğunu farkedemeyen insanlara hakikati sunar. Ya da sunmaz da, uyarmaz da. Bir gün nasılsa anlayacaklarını umar.
AYNA,MEÇHUL ŞARKICI,ERHAN GÜLERYÜZ Hayatım sizle geçti hep olacaksınız..AYNAlar size her zaman görmek istediklerinizi göstersin
görmek istediğimizi gösteren sihirli cam, sonsuzluğa yansımanın yolu... :)
Aynaya sordular güzel miyim diye
Dedi bırak yüzünü bak şu gözlere
Eğer parıltı varsa yüreğin çarpıyorsa
Bu dünyada senden güzel mi var
Bu dünyada her şey güzel bi bak
Aynayı kırdılar güzel göstermiyor diye
Bölündü parçalar çoğaldılar
Parıltı kalmadıysa yüreğin çarpmıyorsa
Dünyadan ala cehennem mi var
Dünyada hala cehennem mi var
(OGÜN SANLISOY..ÜÇ...)
hüsn aşkı aynada gördü.
Derinlik
ayna ayna söyle bana en güzel kim?
Gerçeği
iki yüzlülügümüzün tek kanitlayan şey!
bak ve seyret bir sure bakalim ne göreceksin, kaldir başini korkma yemez, o senin gördügün varya................................. :)))
noktalardaki cumletyi tamamlayan şey nedir? ? ?
bulanlar bir boy mayolu resmiyle
pk 2342 avpim istye yollasin :)))
bizden sana gül bahcesi vaad etmedimki kitabini alsin :))
saçlarımı uzunluktan arındırdım.yüzümü gözümü renklere boyadım…
niyetim belliydi elbet.
aynaya baktığımda farklı bir yüz ifadesi yakalamak…
ama bilmeliydim…
yalnızlığın yüzü değişmiyordu…
hüznün yüzü vuruyor aynama
yalnızlık=yalnızlık..
'...opsidien taşı olarak bilinen tarihin ilk aynaları genellikle dini törenlerde kullanılırdı...çatalhöyük te bulunan opsidienlerin ise dini bir araç olmasından ziyade bir süs eşyası olarak kullanıldığı olduğu ortaya çıktı...'
evet bu benim sanat tarihi notlarımdan... :)
19 cevherle sırlanmış üç ayna.
Ben mi içindeyim, yoksa o mu dışarıda. İki aleme açılan pencere, bakınca aklıma gelen şeyler...
Aynalar, bakmayın yüzüme dik dik;
İşte yakalandık, kelepçelendik!
Çıktınız umulmaz anda karşıma,
Başımın tokmağı indi başıma.
Suratımda her suç bir ayrı imza,
Benmişim kendime en büyük ceza!
Ey dipsiz berraklık, ulvi mahkeme!
Acı, hapsettiğin sefil gölgeme!
Nur topu günlerin kanına girdim.
Kutsi emaneti yedim, bitirdim.
Doğmaz güneşlere bağlandı vade;
Dişlerinde, köpek nefsin, irade.
Günah, günah, hasad yerinde demet;
Merhamet, suçumdan aşkın merhamet!
Olur mu, dünyaya indirsem kepenk:
Gözyaşı döksem, Nuh tufanına denk?
Çıkamam, aynalar, aynalar zindan.
Bakamam, aynada, aynada vicdan;
Beni beklemeyin, o bir hevesti;
Gelemem, aynalar yolumu kesti.
1956
Necip Fazıl Kısakürek
Bakabilirsen yüzünü, görebilirsen özünü...
Görüntünün suda yansımasıdır. Pardon arkası civa kaplı cam üzerinde görüntüdür. Şimdilerde flotal olanları var kusurları gösermiyor, kontrastı daha yüksek bence daha güzel.
Aynaya karşıdan baktığınız sürece göremezsiniz. Gördüğünüz herşey yansımadır.
^^Ayna ayna güzel ayna..
Kahretsin gene bugün çok güzelim...^^
Kadın, bir erkeğe, bir erkeğin avuç içindeki küçüçük paralara baktı…..
Erkek, 'Sana krep ısmarlayayım mı? ” diye sordu. “evet” dedi genç kadın. Bin defa evet…….. senden gelecek her şeye bin defa “evet” o kadar iştahlıydı ki, adama karşı, onunla olduğu zamanlar karnı doyuyor, gözleri kapanıyor, yüreği kocamanlaşıyordu.
Genç erkek daha sakindi, biliyordu sanki kadının içinde yaşadığı hezeyanın nedenini. Biliyordu kendisinde olanın onda nasıl çoğaldığını…….. başka bir hayata aitti kadın. Şık bir paketin içinde yaşıyordu. Kurdelesi çözüldüğünde, kendiside çözülecek kadar “ait olmadığı” bir paketin içinde…….
Peki ama neydi içini kemiren kadının “Neydi” diye soramadı adama. Sadece baktı …öylece baktı…
Adam kadının yüzünü avuçlarının içine aldı ve “sen bendeki seni keşfettin” dedi. “sen kendi bedenin dışında başka bir bedendeki senle buluşmanın mutluluğunu yaşıyorsun, hepimiz şu atmosferde kendimizi arıyoruz, benim de sende bulduğum bu. Benden çok farklı gözüksen de o kadar bana aitsin ki; budur işte bizi bir araya getiren, binlerce kişinin olduğu o koca sergide budur işte…
Bizi var kılan sana şunu vermek istiyorum diye sürdürdü sözlerini adam ve cebinden bir ayna çıkardı, kadına uzattı; “al aşkım al ve beni özlediğinde kendi gözlerine bak, çünkü beni göreceksin.” dedi.
İşte o gün bugün… başka bir şehirde bir kadın hep kendiyle göz göze geliyor..
verilebilecek en güzel hediye anlamını bilene...
İnsan insanın aynasıdır.
Gerçekleri kendi bedeninin de dışına çıkıp üçüncü bir kişi gözüyle görebilmektir.
Her beş on saniyede bir arabanın ön ve yan aynalarına bakmalısınız.” Sürücü kurslarında böyle öğretilir. Hemen ardından bir uyarı daha gelir: “Buna rağmen güvende olamazsınız, kör alana dikkat! ” Çünkü, yan aynalar arkaya doğru sadece 35 derece dolayında bir görüş alanı sağlıyor. Gerisi görüş dışında kalıyor. “Kritik durumlarda etrafınıza bakmak zorundasınız.”
Her bakışım bambaşka,binbir çeşit yüz,Maskeli kimlikler,Bakmaya tahammül edemedim,bazen dertleşmek için aradım.Gözyaşlarımı saydığım,kelimeleri sıraladığım,yüzüme hakaretler savurduğum,sivilce patlattığım,lensimi taktığım vs.aynalarım
Bazen her duvarda olsun dedim,bazen varlığını kabul edemedim tek tek topladım (kendi varlığım)
Kendimi yıllardır ilk kez gördüğümde oldu,bıkmışlığımda
Yine de ayna olmalı diyorum,Onca insan arasında kendimize en yabancı yüz kendi yüzümüz
Belki aynalar bir nebzede olsa hatırlatırda insan birazcıkta olsa ruhunu dinler,kendine dalar,sorgular.
Tekrar döndügünde kendime, bakabildigimde aynalara yeniden O efsunlu cümleyi okumamayi diliyorum gözlerimde...
'Zatıma mir'at edindim zatını
Bile yazdın adın ile adını'
Sevinçlerimiz de hüzünlerimiz de hep bir ayineden yansır yüreklerimize....
aynadaki suretime baktıkça midem bulanır çogu zaman...
'Suçlar insanların yüzünde görünseydi aynalar satın alınmazdı.'
P.Ustinov
Gençlerin aynada göremediklerini, yaşlılar bir tuğla parçasında görebilirler.
(Mevlana)
MASKE VE AYNA
Yuzunde bir maske
Aynaya bakıyorsun
Ayna yalan söyler mi hiç
Göreceğin yine maskeli bir yüz
Başka insanlara bakıyorsun
Başka insanların aynalarına
Görmek istediğini görüyorsun yine
Başka insanların yüzünde ayni maske
Gördüğün yine kendi yüzündeki maske
Sen kaçıyorsun kendinden
İnsanlar kaçıyor kendilerinden
Kaçışını görmek istiyorsun
Ayna söylüyor sana
Yetmiyor korkunu dindirmeye
Başka insanlara bakıyorsun
İnsanların kaçışında görüyorsun kendini
Korkun diniyor
Sen de herkes gibisin
Kaçış mi yaşanan
Varsın kaçış olsun
Korku mu var
Varsın olsun
Sen de herkes gibisin ne de olsa
Yabancılığını korkan,
Ve kaçan insanların benzerliğine gömüyorsun
Korkun daha da diniyor
Herkes senin gibi ne de olsa
Çevrende kendini gördüğün insanlar
Yüzünde maske gülümsüyorsun
Aynaya gerek yok artık
Her insan bir ayna
Ve sen
Sen herkes gibisin …..
Gassan
Adamın biri, ilk defa gittiği şehrin tarihi çarşısına uğradığında, bir dükkana girerek;
- Hatıra eşya almak istiyorum, demiş.Ne tavsiye edersiniz?
Dükkan sahibi yaşlı zat,adamı tepeden tırnağa süzüp:
- Buranın en meşhur malı, aynalardır evladım, demiş. Ama onları almaya güç ister.
Adam, hiç düşünmeden:
- Ben, yaşadığım şehrin en zengin insanıyım, diye atılmış. Benim için para önemli değil.
İhtiyar, dudak büküp:
- İnşaallah gücün yeter, demiş. Çünkü padişahlar bile alamadı onları.
Adam, ses tonunu iyice yükselterek:
- Benim elde edemeyeceğim şey yoktur! ..diye direnmiş. Fiyatları ne kadar?
İhtiyar adam:
- Seçeceğin aynaya bağlı, diye gülümsemiş. Günümüze ait aynaları normal fiyata alabilirsin. Fakat eski aynalar pahalıdır.Hele hele antikalara gücün yetmez. Ama geleceğin aynası bedavadır, fakat onu görsen pek beğenmezsin.
Adam, bu sözleri pek anlamamış. Ama merakından çatlayacak gibiymiş. Aynaları bir an önce görmek istediğinden, yaşlı adamın koluna girip,dükkanın arka bölümüne geçmiş.
Yaşlı adam, elindeki baston ile işaret ederek:
- Sana ilk önce günümüze ait aynayı göstereyim, demiş.Çerçevesi gümüştendir. Fiyatıysa sadece üç altındır.
Adam, duvarda asılı duran kristal aynayı kısa bir süre incelemiş. Ve ona bakarak saçlarını düzelttikten sonra:
- Bunun bir özelliğini görmedim, demiş. Evimde de bundan üç dört tane var.
Yaşlı adam, seke seke ilerleyerek:
- O halde bu aynaya bak! .. demiş. Çeyrek asır öncesine aittir. Çerçevesi bakırdandır. Fiyatı ise yüz kese altındır.
Adam:
- Herhalde şaka yapıyorsunuz, diye gülümsemiş.Böyle basit bir ayna,on altın bile etmez.
İhtiyar adam:
- Ben sana söylemiştim! .. diye kızmış. İsterseniz vazgeçin.
Adam, iş olsun diye aynaya baktığında, bağırmamakiçin kendini zor zaptetmiş. Gözlerini ovuşturarak baktığı aynadaki görüntü, onun yirmibeş yıl önceki haline aitmiş. Ne başının büyük bölümünü saran beyaz saçlar varmış bu görüntüde, ne de yüzünü kırış kırış eden derin çizgiler.
Adamın aynaya takılan gözleri, biraz sonra fal tşı gibi açılmış. Çünkü aynadaki gençlik görüntüsünün hemen arkasından,sevdikleri geçiyormuş birer birer.
Büyük bir dehşet içinde:
- Aman Allah'ım! .. diye bağırmış.Bu geçen,kız kardeşim değil miydi? Hem de henüz kanser olmadan önce.
Daha sonra, en sevdiği teyzesi ve dayısı da geçmişler, adamın görüntüsü ardından. Her ikisi de, çeyrek asır önceki halleriyle.
Adam, dayanamayıp başını çevirmiş aynadan. İhtiyar, ona sokulup:
- Bu işten vazgeç! . demiş.Zaten bir çok insan da öyle yaptı.
- Hayır! . diye itiraz etmiş adam. Kardeşimi özlemiştim, dayımla teyzemi de.
- Peki! . demiş ihtiyar. Şu gördüğün bir antika aynadır. Çerçevesi ahşaptır. Değeriyse bin kese altın eder.
Adam,oraya doğru ilerlerken,korkusundan vazgeçmiş. Ama merakını yenemeyip aynaya baktığında, küçük bir çocuk gibi çığlık atmış. Yedi sekiz yaşlarında bir çocuk duruyormuş karşısında. Soluk yüzlü, incecik, dişleri dökük ve saçları dağınık bir çocuk.
- Aman Allah'ım! .. diye bağırmış. Bu benim çocukluğum. Cebimdeki sapan bile duruyor.
Adam, biraz sonra sendeleyerek duvara tutunmak zorunda kalmış. Bu sefer, 30-35 yaşlarındaki halleriyle annesi ve babası geçiyormuş geriden. Daha sonra da, nur yüzlü dedesi. Annesi, her gün defalarca yaptığı gibi, öpüvermiş onu yanağından. Babası ise, er zamanki şakacılığıyla, ensesine bir şaplak atmış yavrusunun.
Adam, kaçarcasına uzaklaşmış oradan. İhtiyarın yanına yığılmış ağlayarak.
Yaşlı adam:
- Gerçek aynalar böyledir evladım! .. demiş. Bu yüzden de ulaşılmaz onlara.
Adam, biraz olsun kendine geldiğinde, dükkandan atmak istemiş kendini. Fakat tam çıkacakken:
- Bedava aynalardan söz etmiştiniz, demiş. Onu da merak ettim.
İhtiyar adam:
- Ona hiçbakma evlat! . diye atılmış. Bu gün çok fazla yoruldun, kalbin dayanmaz.
- Mutlaka bakmalıyım! . diye ısrar etmiş adam. Gördüğüm şeylere artık alıştım.
Yaşlı adam, çaresiz kabul etmiş ve duvarlara asılanlardan farklı olarak, dükkanın döşemesi üzerine indirilen bir aynayı gösterip:
- İşte bu da geleceğin aynası! . demiş. Çerçevesi altından olup bedavadır. Ama onu hiç kimse almadı.
Adam:
- Geleceğin aynası ha! .demiş.Üstelik de altından ve bedava...
İhtiyar, hiç sesini çıkartmamış. Adam ise, emin adımlarla aynaya doğru ilerlemiş ve bakmak için yere eğildiğindei oracığa yığılıp kalıvermiş.
Yaşlı adam:
Geleceğin aynasında ne göreceğini tahmin etmen ve ona göre hazırlıklı olman gerekirdi evladım, demiş. Senin de gücün yetmedi demek ki...
İhtiyar adam, müşterisinin cansız vücudunu kucaklarken, onun ayndaki görüntüsüne bakmış.
Kuru bir iskelet görünüyormuş...
Kimi insan, yalnızca onun olan aynasına bakar: Başarısı, arabası, ondadır / oradadır. Parası, aşkları, tasaları da.
Kimisi, ara sıra aynasına bakar: Başarısızlığı, yaşamışlığı o aynadadır. Parasızlığı, umudu, üzüntüsü...
Kimi insan, aynasına bakacak kadar kahraman olamaz. Başkalarının aynalarına bakar.
Kimisi, aynasıyla karşılaşacak kadar kahraman olsa da, bakmaktan kaçar. Başkaları aynasına baksın arzular.
Aynasına bakacak kadar kahraman olmasa da kimisi, bir an olsun karşılaşmayı tasarlar.
Kimi insan, aynası olduğunun farkına varamaz da, bir aynası olsun düşünü kurar daima.
Kimisi, aynası olduğunu farkedemeyen insanlara hakikati sunar.
Ya da sunmaz da, uyarmaz da. Bir gün nasılsa anlayacaklarını umar.