Alıpbaşını uzaklara gitmek isteyenler kulübü ;) sizce ne demek, Alıpbaşını uzaklara gitmek isteyenler kulübü ;) size neyi çağrıştırıyor?
Alıpbaşını uzaklara gitmek isteyenler kulübü ;) terimi Elif Key tarafından tarihinde eklendi
Alıpbaşını uzaklara gitmek isteyenler kulübü ;) terimi Elif Key tarafından tarihinde eklendi
Günaydınlar :)
Hani olur da, birden aklına düşersem
Gecenin hangi saati olursa olsun
Sesini esirgeme benden olur mu?
Ya da olur da, hasretim düşerse yüreğine ansızın
Hiç durma, hatta bana bile sorma
En hızlı adımlarla koş bana
Sarıl uzun uzun, bırakma
Çünkü. hasretim her daim hasretini
Bastırdığı yerde bekliyor olacağım...
----------( <3 )
Aynı yalınlıkla ölmek isterim
Kırda bir çiçek gibi, sakin, gösterişsiz.
Mum yerine yıldızlar parlasın üstümde
Yeryüzü uzansın altımda sessiz.
Ben aydınlık ve özgürlük delisiyim
Varsın hainleri gizlesinler, soğuk bir taş altında
Dürüstçe yaşadım ben, karşılığında
Yüzüm, doğan güneşe dönük öleceğim.
Jose Marti
________ ILIMLI _______
Sen de, kendi payından bir hatıra seç
Ve o, ben olayım,
Beni unutma...
Bir dağ başı bulup yalnız takılanları...
Bana, şöyle bir bak, diyorsun
Yaşama sevincini sana ben veriyormuşum gibi
Sevgilin olmasam da, sevgilinmişim gibi bak..
Kumsalda bırakılan ayak izi
Kanadın üzerine değen bulut gibi..
Kayalıklara sürüklenen bir gemiye
Yanıp sönen deniz feneri gibi bak bana..
Çünkü, unutmamanın eşiğidir
Ve anımsamanın kapısıdır bakmak..
Sevgili İrem
Bunun için bile kibrit çakılabilir ;
Okyanusun kıyısında
Karanlıkta
Bir kedi gözü gibi
Pençeleriyle dolaşırken aşk...
Akgün Akova
...
Şımartılmamış aşkın, sessizliğe yakın
Kimbilir, kaç yüz yıldır sarılmamış kolların...
Sisliydi kirpiklerin ve gözlerin yağmurlu
Yorulmuşsun, hakkını almış yılların....
Sarıldım. < 3
Yanıma bir kişiyi almadan hiç bir uzağa gitmeye isteğim de yok niyetim de.
Zaten deliyim, huni takmaya gerek yok :-P
Elifim <3
Güzel dostum...
Ne zaman sana dönse bakışlarım,
Uzaklaşıyor günün son ışıkları,
Kaçırıyorum saatleri,
Anıları,
Gökyüzü çekiyor perdelerini,
Çaresizliğin ateşiyle çalıyorum kapını,
Öyle bilmiyorum ki ne yapacağımı,
Başımı döndürüyor ayın yalnızlığı,
Yıldızlar bir bir düşüyor ayaklarıma,
Toplamasam yazık olacak,
Toplasam heder... /aln
.
Sana önceden yazdığım dizeler yalan söylüyordu;
Seni bundan daha çok sevemem, diyenler hani,
Ama o zamanlar aklım bir türlü almıyordu,
İçimdeki alevin daha da parlak yanabileceğini.
Oysa zaman, kralların fermanını bile değiştirir,
Yeminler arasına girer, milyonlarca oyunuyla,
Kutsal güzelliği karartır, sivri niyetleri köreltir;
Nice dik başları, değişimin çarkına uydurur sonunda;
Heyhat! Ben de zaman denen zorbanın korkusuyla,
'En çok şimdi seviyorum seni,' diyemez miyim?
Aşkımdan kuşku duymadığım, en emin olduğumda,
Geleceği unutup, o güne taç giydiremez miyim.
Aşk bir bebek olduğuna göre,
Hayır, bunu diyemem,
Büyümesini sürdüren şeyi,
Büyümüş gibi göremem....
William Shakespeare
Kaç aynaya baktıysam, bembeyaz yüzümle
Hepsinde seni gördüm..
İçine daldığım aynalarda
Bulduğum kaçıncı çıkmaz sokaktayım
NERDESİN?
Yaşamak içimde bir çocuk,
Sürekli hareket ediyor,
Hareket ettiriyor
Hareketin verdiği hevesle
Yılmak nedir bilmeden
Daha çok koşuyorum
- bir buhranın içindeyim!
Hiç ait olmadığım dünyanın,
Yerlisiyim ben.
Yaşamayı bilmeyen, zamana yetişemeyen, cühela bir kethüda
Manasını bilmediği bir hayatın kölesi. .. /aln.
.
Sevdalı kavağın dizinde asude ân
Muhabbet seyre değer
Zarif bir edası var bu yaprakların
Gönül gibi dalgalanıyor devamlı
Dalgalanıyor gönlüm de aynı
Bir his, önceye ait
Gelip gidiyor ruhumda zaman
Bir ürperme, bir âh
Kabustan uyanışı sezdiriyor gözümde kan
Avuçlarımı sıkmışım, açınca fark ediyorum
Dizlerim titriyor, tutuyorum
Kalbim çıkacak yerinden, tutamıyorum /aln
Tiz bir ses mırıldanıyor
Ân bu ân, kursağım boğum
Ey, muztarip kalbim!
Ey, uykusu derin!
Düşün
Eski bir şarkıydı olanlar..
.
Ben ona, sabah olamasam da
Dingin bir ikindi olayım istemişimdir
Herşeyin usul usul durulduğu saatlerde gelsin
Yüzünde uçuk bir gülümsemeyle
Yaslasın yorgunluğunu, gövdemin yaşlı çınarına
Serip üzerine, yapraklarımın ağırlıksız yorganını
Dinlendireyim istemiştim
Üşütmek istememiştim.
Ben ona ne istemişsem, bu yalnızlık aylarında
Gecikmiş... İnce... Güzel ve uzak...
Biraz da kendime istemiştim
Sevgi adına...
Şükrü Erbaş
Mevsimler değişip zamanın sevgisi unutulur Hayatın dört bir yanı , Çocukluk hepsi yitip gitti Tozlu dumanlı masal kitapları Bırakın yağsın güneş yeryüzünü ısıtsın Oyuncaklarımızın çığlıkları kalsın kalbimizde Hayat boşaldı bu sokaklarda Büyüdük yukarı ve bu yerlerden ayrıldı Sabır sadece kalplerimiz şarkı söylemek için kaldı..
yan yana iki ülke gibiyiz seninle,
ayın önünden geçen bulut
önce seni karanlıkta bırakır sonra beni
senden bana eser, yerine göre,
yerine göre benden sana
şakaklarımızı serinleten rüzgâr.
iki kıyı gibiyiz karşılıklı,
hem ayırır bizi, hem bağlar birbirimize
aramızda akan ırmak.
İki tarih sayfası gibiyiz art arda
birinde başlayan cümlenin sonu
ötekinde düğümlenir ancak.
geldiği vakit hasat günleri
iki ayrı ağızda aynı anda
beliren bir gülümseme gibiyiz seninle
ve iki ter damlası gibiyiz alnında
elbirliği ile üretilip
kardeşçe bölüşülen bir dünyanın.
Kemal Özer
Diyelim, sapına kadar şair bir herif çıkmış ortaya
Çakmak çakmak gözleri
Meydan ya Taksim ya Beyazıt meydanı
Herkes orda, sen de ordasın
Herif bizden söz ediyor, bu ülkenin çocuklarından
Yürüyelim arkadaşlar diyor yürüyelim
Özgürlüğe, mutluluğa doğru
Her işin başında sevgi, diyor
Gözlerin yağmurdan sonra yaprakların yeşili
Bi de başını çeviriyorsun ki
Yanında ben varım...
Can Yücel
90'lara gidemeyiz evet, ama onlar hep bizimle neyseki... Nostalji kokulu ezgiler...
Kan yasası bu insanın:
Üzümden şarap yapacaksın
Çakmak taşından ateş
Ve öpücüklerden insan!
Can yasası bu insanın:
Savaşlara yoksulluklara
Ve binbir belaya karşın
İlle de yaşayacaksın!
Us yasası bu insanın:
Suyu şavka döndürüp
Düşü gerçeğe çevirip
Düşmanı dost kılacaksın!
Anayasası bu insanın
Emekleyen çocuktan
Uzayda koşana dek
Yürürlükte her zaman...
Can Yücel
Bir serçe kuşuna ev sahiplik etti kalbim
Ne kapılarımı kapatıp hapsetmeye el verir yüreğim
Ne de bırakıp gitmesine hazır değil ellerim…
Azad Penaber
Bana yüreğini ver
Bitsin vatan hasretim
Boşa geçen kayıp zaman
Nerede doğdum, yaşadım, öldüm...
Bir bir bilinsin
Bana yüreğini ver
Gözlerini Mardin eyleyim
Dargeçit'te vurulmayasın ama
Nusaybin’de yıkılmayasın
Bana yüreğini ver
Seni göğüs kafesimde başkent eyleyim
Sur'da ayaklarından vurulmayasın
“Tahir” gibi yere yığılmayasın ha
Bana yüreğini ver
Van Gölü’nün maviliğinde özgürleşelim
Erciş’ten Edremit’e kadar
Sana yasak şiirler okuyayım akşamüstü
Ahlat’ta gün batana kadar
Azad Penaber