Yitirmiş öpücükleri Payı yok, apansız inen akşamdan, Bir kadeh bir cigara dalıp gidene, Seni, anlatabilsem seni Yokluğun cehennemin öbür adıdır Üşüyorum kapama gözlerini Ahmed Arif
'bebeğim, neremde saklayım seni? ...' dizesinden de anlayacağınız üzere iyi şiir yazan,yüreğin telini oynatan,sesi dünyaya kalanlardan... lakin o delikanlı şiirleri hakkıyla okumadığına inandığım prangalı bey amca... 'vurgu ve tonlama' kavramları onun sanat döneminde henüz emeklemekte miydi acaba:p
Utanırım, Utanırım fıkaralıktan, Ele, güne karşı çıplak... Üşür fidelerim, Harmanım kesat. Kardeşliğin, çalışmanın, Beraberliğin, Atom güllerinin katmer açtığı, Şairlerin, bilginlerin dünyalarında, Kalmışım bir başıma, Bir başıma ve uzak. Biliyor musun?
Binlerce yıl sağılmışım, Korkunç atlılarıyla parçalamışlar Nazlı, seher-sabah uykularımı Hükümdarlar, saldırganlar, haydutlar, Haraç salmışlar üstüme. Ne İskender takmışım, Ne şah ne sultan Göçüp gitmişler, gölgesiz! Selam etmişim dostuma Ve dayatmışım... Görüyor musun?
Nasıl severim bir bilsen. Köroğlu'yu, Karayılanı, Meçhul Askeri... Sonra Pir Sultanı ve Bedrettini. Sonra kalem yazmaz, Bir nice sevda... Bir bilsen, Onlar beni nasıl severdi. Bir bilsen, Urfa'da kurşun atanı Minareden, barikattan, Selvi dalından, Ölüme nasıl gülerdi. Bilmeni mutlak isterim, Duyuyor musun?
Öyle yıkma kendini, Öyle mahzun, öyle garip... Nerede olursan ol, İçerde, dışarda, derste, sırada, Yürü üstüne - üstüne, Tükür yüzüne celladın, Fırsatçının, fesatçının, hayının... Dayan kitap ile Dayan iş ile. Tırnak ile, diş ile, Umut ile, sevda ile, düş ile Dayan rüsva etme beni.
Gör, nasıl yeniden yaratılırım, Namuslu, genç ellerinle. Kızlarım, Oğullarım var gelecekte, Herbiri vazgeçilmez cihan parçası. Kaç bin yıllık hasretimin koncası, Gözlerinden, Gözlerinden öperim, Bir umudum sende, Anlıyor musun?
anadolu insanını yalansız mertçe anlatan usta.hasretinden prangalar eskittim,anadolu ve daha nicelerini okuduğumda kalbimde bir sevgi ve umut çiçeği açıverir...
ALLAH Rahmet Eylesin. Mekanın Cennet Ola. Seni Anlatabilmek Seni Nice Yarınlara Seni.
1927 yilinda Diyarbakir’da dogdu, 2 Haziran 1991 tarihinde Ankara’da öldü. Ortaögrenimini Diyarbakir Lisesi’nde tamamladi. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Cografya Fakültesi Felsefe Bölümü ögrencisi iken 1950’de Türk Ceza Yasasi’nin 141. maddesine aykiri davranmak saviyla, 1952’de gizli örgüt kurma saviyla iki kez tutuklandi, yargilandi ve 2 yil hüküm giydi. Cezaevi günleri sona erince Ankara’daki gazeteler ve dergilerde teknik islerle ugrasarak yasamini kazandi. Toplumcu gerçekçi siirimizin ustalarindandir. Yasadigi cografyanin duyarliligi ve halk kaynagindaki sesini hiç yitirmeden, lirik, epik ve koçaklama tarzini kusursuz bir kurguyla kullanarak, özgün, tutkulu, müthis ezgili çagdas siirler yazdi
HASRETİNDEN PRANGALAR ESKİTTİM
Seni, anlatabilmek seni İyi çocuklara, kahramanlara. Seni anlatabilmek seni Namussuza, halden bilmeze Kahpe yalana.
Art arda kaç zemheri Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu. Dışarda gürül gürül akan bir dünya... Bir ben uyumadım Kaç leylim bahar Hasretinden prangalar eskittim. Saçlarına kan gülleri takayım Bir o yana Bir bu yana...
Seni bağırabilsem seni Dipsiz kuyulara Akan yıldıza Bir kibrit çöpüne varana Okyanusun en ıssız dalgasına Düşmüş bir kibrit çöpüne.
Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin Yitirmiş öpücükleri Payı yok, apansız inen akşamlardan Bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene Seni anlatabilsem seni... Yokluğun, cehennemin öbür adıdır Üşüyorum, kapama gözlerini...
Nerede bir can ölse oralı olur yüreğim.
Olmalı zaten.
Olmazsa "İNSAN" olmaz yüreğim...
.
(Ahmet Arif)
Yitirmiş öpücükleri
Payı yok, apansız inen akşamdan,
Bir kadeh bir cigara dalıp gidene,
Seni, anlatabilsem seni
Yokluğun cehennemin öbür adıdır
Üşüyorum kapama gözlerini
Ahmed Arif
'Deli kadınlar iyidir... Onları çok severim. Çünkü ne kahkahaları tutsak, ne gözyaşları sınırlı, ne arzuları mahpus, ne öfkeleri prangalıdır...'
Dışarda gürül gürül akan bir dünya..
hasretinden prangalar eskittik ahmet abi.
Yokluğun Cehennemin Öbür Adıdır
Üşüyorum Kapama Gözlerini...
Acar kan kirmizi yedi verenler
ve kar yagar bir yandan
savrulur karacadan
bak...
Bir yani yikik, bir yani isyan,
bir yani kacakci, bir yani mahkum
ve siyasi
ve insan
...
en leylim gecede ölesim tuttu...etme gel... ay karanlık...
Seni anlatabilsem seni... Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır. Üşüyorum, kapama gözlerini...
[Ahmed Arif]
nerede olursan ol içerde, dışarda, derste, sırada, yürü üstüne üstüne tükür yüzüne celladın fırsatçının, fesatçının, hayının...AHMET ARİF..!
33 Kurşunu ve Diyarbekiri anlatan büyük insan...
dağlardan şehirlere akan bir ezgidir ahmed arif
'bebeğim, neremde saklayım seni? ...'
dizesinden de anlayacağınız üzere iyi şiir
yazan,yüreğin telini oynatan,sesi dünyaya kalanlardan...
lakin o delikanlı şiirleri hakkıyla okumadığına inandığım
prangalı bey amca...
'vurgu ve tonlama' kavramları onun sanat döneminde henüz emeklemekte
miydi acaba:p
'kaç leylim bahar hasretinden prangalar eskittim...'
arif olan bir sözle anlatır tüm düşüncesini. bu değerli şair de arif olan ahmetlerden.
En sevdiğim şairlerden biridir.
Ahmed Arif
Toprağımın ParLayan Yıldızından Biri:=) uY Havarrrrrrrrrrr
şair
dağlarına bahar gelmiş memleketimin......
Ahmed Arif hasretinden kaç pranga eskitti,
be vafasız çektirdiklerin yetmez mi?
demli şiir içen tonton amca...
Anadolu
Beşikler vermişim Nuh'a
Salıncaklar, hamaklar,
Havva Ana'n dünkü çocuk sayılır,
Anadoluyum ben,
Tanıyor musun?
Utanırım,
Utanırım fıkaralıktan,
Ele, güne karşı çıplak...
Üşür fidelerim,
Harmanım kesat.
Kardeşliğin, çalışmanın,
Beraberliğin,
Atom güllerinin katmer açtığı,
Şairlerin, bilginlerin dünyalarında,
Kalmışım bir başıma,
Bir başıma ve uzak.
Biliyor musun?
Binlerce yıl sağılmışım,
Korkunç atlılarıyla parçalamışlar
Nazlı, seher-sabah uykularımı
Hükümdarlar, saldırganlar, haydutlar,
Haraç salmışlar üstüme.
Ne İskender takmışım,
Ne şah ne sultan
Göçüp gitmişler, gölgesiz!
Selam etmişim dostuma
Ve dayatmışım...
Görüyor musun?
Nasıl severim bir bilsen.
Köroğlu'yu,
Karayılanı,
Meçhul Askeri...
Sonra Pir Sultanı ve Bedrettini.
Sonra kalem yazmaz,
Bir nice sevda...
Bir bilsen,
Onlar beni nasıl severdi.
Bir bilsen, Urfa'da kurşun atanı
Minareden, barikattan,
Selvi dalından,
Ölüme nasıl gülerdi.
Bilmeni mutlak isterim,
Duyuyor musun?
Öyle yıkma kendini,
Öyle mahzun, öyle garip...
Nerede olursan ol,
İçerde, dışarda, derste, sırada,
Yürü üstüne - üstüne,
Tükür yüzüne celladın,
Fırsatçının, fesatçının, hayının...
Dayan kitap ile
Dayan iş ile.
Tırnak ile, diş ile,
Umut ile, sevda ile, düş ile
Dayan rüsva etme beni.
Gör, nasıl yeniden yaratılırım,
Namuslu, genç ellerinle.
Kızlarım,
Oğullarım var gelecekte,
Herbiri vazgeçilmez cihan parçası.
Kaç bin yıllık hasretimin koncası,
Gözlerinden,
Gözlerinden öperim,
Bir umudum sende,
Anlıyor musun?
vurulmuşum
Dağların kuytuluk bir boğazında
canımı alırlar ecelsiz
Sığdıramam kitaplara
Düşüm geceden de kara
Vurulmuşum
Yatarım kanlı upuzun
Kirvem, hallarımı böyle yaz
Rivayet sayılır belki
Gül memeler değil bu
domdom kurşunu paramparça ağzımdaki
33 kurşun şiirinden
ahmed arif 't' ile değil 'd' ile yazılıyor
Belinde Diyarbekir kuşağı
Zulasında kimbilir hangi hınç, hangi mısra
Yürür namus bildiği yolda...
Yürür yine de yalınayak ve
ayakları yanarak.
ve bizi biz eden amansız sevda.sevmişem sen.
anadolu insanını yalansız mertçe anlatan usta.hasretinden prangalar eskittim,anadolu ve daha nicelerini okuduğumda kalbimde bir sevgi ve umut çiçeği açıverir...
ALLAH Rahmet Eylesin. Mekanın Cennet Ola.
Seni Anlatabilmek Seni Nice Yarınlara Seni.
1927 yilinda Diyarbakir’da dogdu, 2 Haziran 1991 tarihinde Ankara’da öldü. Ortaögrenimini Diyarbakir Lisesi’nde tamamladi. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Cografya Fakültesi Felsefe Bölümü ögrencisi iken 1950’de Türk Ceza Yasasi’nin 141. maddesine aykiri davranmak saviyla, 1952’de gizli örgüt kurma saviyla iki kez tutuklandi, yargilandi ve 2 yil hüküm giydi. Cezaevi günleri sona erince Ankara’daki gazeteler ve dergilerde teknik islerle ugrasarak yasamini kazandi. Toplumcu gerçekçi siirimizin ustalarindandir. Yasadigi cografyanin duyarliligi ve halk kaynagindaki sesini hiç yitirmeden, lirik, epik ve koçaklama tarzini kusursuz bir kurguyla kullanarak, özgün, tutkulu, müthis ezgili çagdas siirler yazdi
HASRETİNDEN
PRANGALAR ESKİTTİM
Seni, anlatabilmek seni
İyi çocuklara, kahramanlara.
Seni anlatabilmek seni
Namussuza, halden bilmeze
Kahpe yalana.
Art arda kaç zemheri
Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.
Dışarda gürül gürül akan bir dünya...
Bir ben uyumadım
Kaç leylim bahar
Hasretinden prangalar eskittim.
Saçlarına kan gülleri takayım
Bir o yana
Bir bu yana...
Seni bağırabilsem seni
Dipsiz kuyulara
Akan yıldıza
Bir kibrit çöpüne varana
Okyanusun en ıssız dalgasına
Düşmüş bir kibrit çöpüne.
Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin
Yitirmiş öpücükleri
Payı yok, apansız inen akşamlardan
Bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene
Seni anlatabilsem seni...
Yokluğun, cehennemin öbür adıdır
Üşüyorum, kapama gözlerini...
içtenlik ezilmişlik küskün
Ahmet Arif i Tanımak istiyorsan Onun Şiirlerini oku derim. Başka bişseyde demem