11 eylül 1980 tarihli günlük basında çıkan şu iki haber ilgi çekiciydi:'Terör dünde 17 can aldı' ve 'türkiye işverenler sendikaları konfederasyonu başkanı halit narin,DGMler kurulmadan üretim artmaz dedi.'Bu iki haber sanki bir gün sonraki darbenin işlevinide özetliyordu.
12 eylül faşist bir darbeydi. O günden başlayan ve sovyetler birliğinin dağılmasıyla doruğa ulaşan bir yenilgiye uğradık. Bu doğru. Ama bu demek değildir ki bu hep böyle devam edecek. Bunun rövanşını mutlaka alacağız. Hiç tereddütünüz olmasın....
Türk-İslam davasının 22 yaşında ilk şehidi olan Ruhi Kılıçkıran’ın yetim olduğunu biliyor muydunuz? ... Ya 4 Ocak 1968’de Ankara Site Yurdu Kantininde iftarını açtıktan hemen sonra şehid edildiğini…
KOMÜNİST KATLİAMI 17 Mart 1978 tarihinde Ömer Bayraklar, Salih Uluğ, Bahri Bilgin, Cevat Koca, Sinan Koca isimli 5 ülkücü işçinin aynı anda, Dev-Yol militanları tarafından hunharca katledildiğini biliyor musunuz? Ümraniye de oturan bu ülkücülerin hepsinin de Giresunlu olduklarını, Sinan ile Cevat’ın kardeş olduğunu... Sinan Koca’nın henüz 10 günlük bebeği olduğunu Biliyor Muydunuz?
6 ÖĞRETMEN AYNI ANDA 18 Eylül 1979 tarihinde, Adana’da 6 ülkücü öğretmenin, arkalarından ateş açılmak suretiyle şehid edildiğini biliyor muydunuz? Ahmet Güleç, Davut Korkmaz, Müslüm Teke, Yılmaz Kızılay, Mustafa Karaca ve Özcan Doruk isimli öğretmenleri hunharca katleden komünist militanlardan çoğunun yakalanmadığını biliyor musunuz?
36 SAATTİR YEMEMİŞTİ 8 Haziran 1970 tarihinde İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Bahçesi’nde şehit edilen Yusuf İmamoğlu’nun yapılan otopsi sonucu 36 saattir yemek yemediği biliyor muydunuz? Şehit edilmeden önce okulun arka bahçesinde bulunan ağaçların altında son namazını kılan İmamoğlu’nun, cebinden sadece 35 kuruş çıktığını Biliyor Musunuz?
ÖNKUZU HEY, ÖNKUZU 23 Kasım 1970 yılında ülkücü şehid Ertuğrul Dursun ÖNKUZU’nun komünist militanlar tarafından ağır işkencelere sonucu şehit düştüğünü... Önkuzu’nun kırılmadık kemiği, patlamadık yerinin kalmadığını ve ağzından ciğerlerine bisiklet pompasıyla hava verilerek ciğerleri de patlatıldıktan sonra okulun 3. katının penceresinden aşağıya atıldığını biliyor muydunuz? BİL VE UNUTMA!
İKİ EVLİYA 12 Eylül idaresi tarafından haklarında verilen idam hükmünün uygulanması sırasında yanlarında bulunan görevli imamın Selçuk Duracık ve Halil Esendağ için; “Hiç evliya gördünüz mü? diyenlere evet… Halil ile Selçuk’u gördüm diyeceğim” dediğini biliyor musunuz? Peki ya, idama gitmeden evvel Halil Esendağ’ın arkadaşlarından gelinlik istediğini... Ve bu gelinliğin kefen olduğunu biliyor musunuz?
ALLAH DAVASI ÖLMEZ 12 Eylül idaresi tarafından idam edilen Mustafa Pehlivanoğlu’nun son mektubunda “Şunu hiç bir zaman unutmasınlar ki, Mustafa'lar ölür, Allah davası ölmez, milliyetçilik yaşar. Kellemi verdiğim bu yolun zaferi yakındır. Zafer her zaman Allah'a inananlarındır” dediğini Biliyor Musunuz? Bil, Unutma, Unutturma!
Tıkanan sistemin kendini uluslararası sermayeye tesim ettiği sürecin en pis ve duyarsız günüdür,ne yazıkki bu gün hala ülkemizde cumhuriyet ve atatürk adına bir çok etkinlik yapılmakta,devletin yapısı tamamen mafyasal bir konum olarak organize edilmiş olup her pisliğe bulaşan her kademeden birey bulunmaktadır.Uyuşturucu baronlarının palazlandığı günümüze intikal eden her türlü pisliğin yasal olarakta onay aldığı gündür..
12 eylül; üniversite imkanlarının bugünkü kadar olmamasına rağmen gençliğin okumaya, kendini geliştirmeye çalıştığı bir ülkede düşünmek suçu ile mükemmel bir gençliğin çoğunluğunun yok edilmesi...
yoldaşın gardaşın köylünün işçinin emekçinin hakkının ezildiği onları yok sayarcasına birçok devrimcinin bitirildiği gün ama asla ve asla bu ülkede devrimcilerin sonu gelmeyecek ne demiş büyük üstad esaretin bağlarında gül olmaktansa özgürlük dağlarında diken olurum
11 eylülden sonraki gün efendim. tabi bazıları için daha derin ve acı anlamları olabilir ama sadece takvimde bir gün işte, her sene bir kez düzenli olarak yaşanır...
12 Eylül başka 12 Eylüllerin yaşanmaması için bize ders olması gerekirken bize elimizden alınanları yasını tutup duruyoruz.İnsanlar Tarihten ders çıkarmayı öğrendiklerinde bir daha geçmişe bakıp keşke demiycekler.12 Eylül çatışma bitti
68 ilerleyemeyecek bir ülkenin belki son çırpınışları belki uçamayacak bir kuşun kanadındaki son tüydü.herkesin gözünde bir ufuk belirmişti. herkes belki olur umuduyla sarıldı kitaplarına belki olur dedi hep bir ağızdan bu millet yürekler onların yanındaydı bu ülke için çok çaba vardı bu gençler ama yok kardeşim yok geri kalmışlıga mahkum bırakıldı bu millet susturuldu bu insanlar 12 eylüldü tarih yıkılmış bir milletin son çırpınışları söndürüldü aydınlığı göremeyen türkiye bir kez daha karanlığa gömüldü.ışıklar birbir söndürüldü dışarısı askerlerle doldu hava ağırmı ağır gözler sağır mı sağır olmustu adeta günler birbirinden umutsuz ve farksızdı adeta gözleri yarının korkusu kaplamıştı.bugun 12 eylül bir güneşin doğması beklendiği bu memleket karanlıga bürünmüştü adeta tıpkı şuan penceremden baktığımda gördüğüm manzara gibi.
bir milletin 20 yıl ileri gidebilecekken 20 yıl geri gitmesi ve hale bunun yaralarını saramamış olması demekki bu durumdan şu çıkarılır diktadör olacaksan Türkiyede olacaksın peh
Kıtmeti bilinmeyen özgürlük 12 Eylül bana bunu hatılatıyor.Her Türlü hakka sayip bir Toplum hakları doğru kullanamadı ve kaybeti.'Bu anayasa bizim Millete bol geldi'.O günün gençliği haklarını iyi kullanmadı kaybeti bu günün gençliğide o günün gençliğinin hatalarının bedelini ödüyor.12 Eylül Bize özgürlük ve haklar adına büyük bir ders oldu ama bazıları bu gün bile bu dersi anlamış değil
Katmak üzre önüne...Türk ordusu Yunan’ı... Bir bir düşerken hepsi, bu tepe tek kalanı...
KARTALTEPE Yunan’da...bir tek o kalmış onda... KARTALTEPE düşerse...düşer, Rum da Yunan da...
Her tepe bir bir düşmüş...bir bura direniyor... Eylül’12...ATA! ..son emrini veriyor... (**) 3. Alay ki o...bir Piyade Alay’ı... Tepeleyip Yunan’ı...hep alacak burayı...
Kumandan Büyükbabam...Sağır Hüsnü de derler, Top seslerinden çoğu duymayı kaybederler...
Rütbesi Binbaşı da...Alay kumandanıdır... Bu bana tâ babamın...babasından anı’dır...
Rumelihisarlıdır, bu Hüseyin Hüsnü Bey... (***) Emri alır! bir kalkış, bir silkinme ki...he- heeey!
Bir süngü hücumuyla...Türk, her tepeyi alır... Hüsnü Bey saldırır da...Kartaltepe mi kalır! ..
Çok zaman geçmemiştir, emir yerine varır... Atılıp Askerleri...Kartaltepe’yi alır...
Düşmanın son eri de gerisin geri kaçar... KARTALTEPE Afyon’a...tâ İzmir’e yol açar... (****)
Askere şükran duyup hamd ederken Allah’a... Bir el gördü omzunda...acep bu da kim ola? ..
“-Aşk olsun Hüsnü bey! ” der, omzuna vurup duran, Bir de döner görür ki...”O”dur! ..yurdu kurtaran... (*****)
ATA tâltif ediyor...hattâ ki yüceltiyor... Aslında besbelli ki “Soy Adını” veriyor...
- - -
Aradan yıllar geçer soy adı almak gerek... Var ya bir “KARTALTEPE”...alır onu severek... (******)
Şimdi KARTALTEPE’ler...İstanbul’da – İzmir’de... Ve de Amerika’da...yaşarlar kimisi de...
Yanık Ömer gibi hep övünmeden yaşarlar... Gerçeği öğrenenler...şaşırırlar! şaşarlar! ..
“Atakan Kartaltepe Çankırı Tuz İşletme Müdürlüğü P.K. 9 ÇANKIRI
1 -... 2 – Genelkurmay ATASE Başkanlığı Arşiv’inde Başkanlık Arşiv Uzmanınca 3. Alay’ın tarihçesi üzerinde yapılan inceleme “Sakarya Harbinde Alayın İsim- lerini Gösterir Cetvel” tesbit edilmiştir. Cetvelde, Binbaşı rütbesindeki 3 ncü Alay Komutanının isminin Hüseyin Hüsnü olduğu kayıtlıdır. Baba adının Şük- rü, memleketinin Rumelihisarı olduğu cetvelde olan diğer bilgilerdir. Cetve- lin açıklama bölümünde Binbaşı Hüseyin Hüsnü’nün 30 Temmuz 1337 (1921) tarihinden Sakarya Harbi’nin sonuna kadar 3 ncü Alay Komutanı olduğu be- lirtilmiştir. Bilgilerinizi rica ederim. GENELKURMAY ATASE BAŞKANLIĞI NAMINA İmza Hüseyin GÖRÜR Öğr.Kd.Alb. Gnkur.ATASE Bşk.lığı Arşiv Müdürü
(**) Cephe emri 43 (12 eylül 1921) ’Telgrafla’ Dipnot:“Aslı Prof.Dr. Zeki Arıkan’dadır. (“Atatürk’ün Bütün Eserleri” / Cilt 11 (1921) Kaynak Yayınları - sahife 379) 1- Ordunun maksadı ricat etmekte olan düşmanı Sakarya’dan geçerken hezimete uğratmaktır. Bunun için aşağıdaki gibi hareket olunacaktır. 2- Mürettep Kolordu bilhassa Kartaltepe’yi işgâl etmek ve Beylikköprü’ye hâkim olmak üzere taarruz edecektir.Bu vazife için 23. Fırka dahi Kolordu emrine verilmiştir.
(ve emrin diğer 9 maddesi...)
İmza Başkumandan M.kemâl
(***) Danîşment Şükrü’den olma Sabire’den doğma (1877) İstanbul Rumelihisarlı Mürettep Kolordu 1.Tümen 3. Alay Kumandanı Binbaşı Hüseyin Hüsnü Bey
(****) 1 -Güneş batarken binlerce Türk süngüsü Kartaltepe üzerinde parlıyor ve Yunan hayalleri batıya doğru uzanarak sönüyordu. (Millî Mücadele / 1919-1922 Org. Kâzım Özalp - Türk Tarih Kurumu Basımevi - 1985 Cilt l / sahife 211) 2 -12 Eylül’de Sakarya’ya hâkim Duatepe, Kartaltepe ve Beştepe’ler zapt edilerek düşman kâmilen perişan bir halde Sakarya garbına atıldı. (Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu / Atatürk Araştırma Merkezi - Cilt 8 - Kasım 1998 Sayı 22 / Sahife 224)
(*****) Atatürk’ün cephede omzuna vurarak “Aşk olsun Hüsnü bey! ” taltifi halen Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşamakta olan en küçük amcam Armağan Kartaltepe’den naklen öğrenilmiştir.
(******) Aldığı Nişanlar – Madalyalar: 1314’de Mülâzım-ı sâni iken Yunan Harp Madalyası 1322’de Mülâzım-ı evvel iken Gümüş Leyafet Madalyası 1331’de Binbaşı iken Harp Madalyası 1332’de Binbaşı iken 4.Osmanlı Nişanı 1333’de Binbaşı iken Gümüş Muharebe Leyafet madalyası 1334’de Binbaşı iken Alaman Demir Salip Nişanı Ve...............................................İstiklâl Madalyası
Görev Aldığı Muharebeler 1319 Zeznuve Müsademesi 1328 Balkan Karaca Ali Muharebesi 1328 Balkan Merhemli Dedeağaç Muharebesi 1332 Büyük Kanal Muharebesi 1332 Birinci Gazze Muharebesi 1332 İkinci “ “ 1333 Üçüncü “ “ 1333 Betercerer Muharebesi 1333 Benisimuil Muharebesi 1334 Roıtopil Muharebesi 1334 Kefermâlîk Muharebesi 1334 Ova Muharebesi 1337 İkinci İnönü Muharebesi 1337 Sakarya Meydan Muharebesi (Duatepe-Kartaltepe) 1338 Afyon Taarruzu
Cumhuriyet’den sonra 14 Kânunî sanî 1926 Tarih Harp Dairesi Harbiye Miralaylığı 20 Şubat 1926 Tarih Harp Dairesi Reis Vekâleti 28 Ağustos 1928 9. K. Divan-ı Harbiye Reisliği 23 Teşrin-i sanî 1927 Reislik üzerinde olmak kaydı ile Şark H.K.lığı
Bir adam vardı canı sıkılan sonra bi darbe yaptırdılar ona.. SONUÇ: tepkisiz toplum.. laik düzene büyük darbe.. maçtan başka bişey bilmeyen gençlik...(ne sağcı ne solcu futbolcu) .. kuşum aydın bağımlısı kadınlar... geleceğine sahip olmaktan çok uzak insanlar... heykellere tüküren belediye başkanları... işini bilen memurlar... falan filan... vs
NETEKİM Şimdi adam resim yapıyor Fotoğrafına bakarak Hande Ataizinin nü lerini yapıp Picassoyu falan küçümsüyor.. Kendisine verilen plaketleri denize atıyor... Bi de bunu marfetmiş gibi söylüyor... falan... filan.. vs...
Bu gün 12 Eylül. Benim doğum günüm.Ben o günleri yaşamadım ama,yaşayanlar da çevremdeki insanlar,'sen şansız bi günde doğdun' derler.Zaten hiç de şansım olmamıştır şimdiye kadar....Her zaman acaba kutlamak gerekir mi diye de düşünmüyor değilim.
o dönemde yasamadıgım için bi fikrim yok ama sadece askeri darbe olarak biliorum bide benim için önemli bi gün olan 13 eylül öncesi bi gün...:(ama o günleri çok ii anlatan çağan ırmağın filmi çok güseellll izleyin...
50 yıl geriye gtimek ve de 1 gün önce ssağ sol kavgası varken 1 gün sona birden hepsinin kardeş olmasıı: :))
Ne yaparsan onu bulursun
Hesap verme günü
Çok güzel bir gündü
11 eylül 1980 tarihli günlük basında çıkan şu iki haber ilgi çekiciydi:'Terör dünde 17 can aldı' ve 'türkiye işverenler sendikaları konfederasyonu başkanı halit narin,DGMler kurulmadan üretim artmaz dedi.'Bu iki haber sanki bir gün sonraki darbenin işlevinide özetliyordu.
12 eylül faşist bir darbeydi.
O günden başlayan ve sovyetler birliğinin dağılmasıyla doruğa ulaşan bir yenilgiye uğradık. Bu doğru.
Ama bu demek değildir ki bu hep böyle devam edecek.
Bunun rövanşını mutlaka alacağız.
Hiç tereddütünüz olmasın....
Bela arıyanlar belalarını buldu çok güzel bir gündü
Türk-İslam davasının 22 yaşında ilk şehidi olan Ruhi Kılıçkıran’ın
yetim olduğunu biliyor muydunuz? ... Ya 4 Ocak 1968’de Ankara Site
Yurdu Kantininde iftarını açtıktan hemen sonra şehid edildiğini…
KOMÜNİST KATLİAMI
17 Mart 1978 tarihinde Ömer Bayraklar, Salih Uluğ, Bahri Bilgin, Cevat
Koca, Sinan Koca isimli 5 ülkücü işçinin aynı anda, Dev-Yol militanları
tarafından hunharca katledildiğini biliyor musunuz? Ümraniye de oturan bu
ülkücülerin hepsinin de Giresunlu olduklarını, Sinan ile Cevat’ın
kardeş olduğunu... Sinan Koca’nın henüz 10 günlük bebeği olduğunu
Biliyor Muydunuz?
6 ÖĞRETMEN AYNI ANDA
18 Eylül 1979 tarihinde, Adana’da 6 ülkücü öğretmenin, arkalarından
ateş açılmak suretiyle şehid edildiğini biliyor muydunuz? Ahmet Güleç,
Davut Korkmaz, Müslüm Teke, Yılmaz Kızılay, Mustafa Karaca ve Özcan Doruk
isimli öğretmenleri hunharca katleden komünist militanlardan çoğunun
yakalanmadığını biliyor musunuz?
36 SAATTİR YEMEMİŞTİ
8 Haziran 1970 tarihinde İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
Bahçesi’nde şehit edilen Yusuf İmamoğlu’nun yapılan otopsi
sonucu 36 saattir yemek yemediği biliyor muydunuz? Şehit edilmeden önce
okulun arka bahçesinde bulunan ağaçların altında son namazını kılan
İmamoğlu’nun, cebinden sadece 35 kuruş çıktığını Biliyor Musunuz?
ÖNKUZU HEY, ÖNKUZU
23 Kasım 1970 yılında ülkücü şehid Ertuğrul Dursun ÖNKUZU’nun
komünist militanlar tarafından ağır işkencelere sonucu şehit düştüğünü...
Önkuzu’nun kırılmadık kemiği, patlamadık yerinin kalmadığını ve
ağzından ciğerlerine bisiklet pompasıyla hava verilerek ciğerleri de
patlatıldıktan sonra okulun 3. katının penceresinden aşağıya atıldığını
biliyor muydunuz? BİL VE UNUTMA!
İKİ EVLİYA
12 Eylül idaresi tarafından haklarında verilen idam hükmünün uygulanması
sırasında yanlarında bulunan görevli imamın Selçuk Duracık ve Halil
Esendağ için; “Hiç evliya gördünüz mü? diyenlere evet… Halil
ile Selçuk’u gördüm diyeceğim” dediğini biliyor musunuz? Peki
ya, idama gitmeden evvel Halil Esendağ’ın arkadaşlarından gelinlik
istediğini... Ve bu gelinliğin kefen olduğunu biliyor musunuz?
ALLAH DAVASI ÖLMEZ
12 Eylül idaresi tarafından idam edilen Mustafa Pehlivanoğlu’nun son
mektubunda “Şunu hiç bir zaman unutmasınlar ki, Mustafa'lar ölür,
Allah davası ölmez, milliyetçilik yaşar. Kellemi verdiğim bu yolun zaferi
yakındır. Zafer her zaman Allah'a inananlarındır” dediğini Biliyor
Musunuz? Bil, Unutma, Unutturma!
Tıkanan sistemin kendini uluslararası sermayeye tesim ettiği sürecin en pis ve duyarsız günüdür,ne yazıkki bu gün hala ülkemizde cumhuriyet ve atatürk adına bir çok etkinlik yapılmakta,devletin yapısı tamamen mafyasal bir konum olarak organize edilmiş olup her pisliğe bulaşan her kademeden birey bulunmaktadır.Uyuşturucu baronlarının palazlandığı günümüze intikal eden her türlü pisliğin yasal olarakta onay aldığı gündür..
Darbenin bilançosu
TBMM kapatıldı, anayasa ortadan kaldırıldı, siyasi partilerin kapısına kilit vuruldu ve mallarına el konuldu.
* 650 bin kişi gözaltına alındı.
**1 milyon 683 bin kişi fişlendi.
**Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı.
**7 bin kişi için idam cezası istendi.
**517 kişiye idam cezası verildi.
**Haklarında idam cezası verilenlerden 50'si asıldı (18 sol görüşlü, 8 sağ görüşlü, 23 adli suçlu, 1'i Asala militanı) .
**İdamları istenen 259 kişinin dosyası Meclis'e gönderildi.
**71 bin kişi TCK'nin 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılandı.
**98 bin 404 kişi 'örgüt üyesi olmak' suçundan yargılandı.
**388 bin kişiye pasaport verilmedi.
**30 bin kişi 'sakıncalı' olduğu için işten atıldı.
**14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı.
**30 bin kişi 'siyasi mülteci' olarak yurtdışına gitti.
**300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.
**171 kişinin 'işkenceden öldüğü' belgelendi.
**937 film 'sakıncalı' bulunduğu için yasaklandı.
**23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu.
**3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hâkimin işine son verildi.
**400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi.
**Gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
**31 gazeteci cezaevine girdi.
**300 gazeteci saldırıya uğradı.
**3 gazeteci silahla öldürüldü.
**Gazeteler 300 gün yayın yapamadı.
**13 büyük gazete için 303 dava açıldı.
**39 ton gazete ve dergi imha edildi.
**Cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi.
**144 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.
**14 kişi açlık grevinde öldü.
**16 kişi 'kaçarken' vuruldu.
**95 kişi 'çatışmada' öldü.
**73 kişiye 'doğal ölüm raporu' verildi.
**43 kişinin 'intihar ettiği' bildirildi.
bir sevdaydı urganlara takılan
12 eylül; üniversite imkanlarının bugünkü kadar olmamasına rağmen gençliğin okumaya, kendini geliştirmeye çalıştığı bir ülkede düşünmek suçu ile mükemmel bir gençliğin çoğunluğunun yok edilmesi...
Işıkların,aydınlıkların söndürüldüğü gün.
kahpece vurup kahpece kaçtı parkalılar
yoldaşın gardaşın köylünün işçinin emekçinin hakkının ezildiği onları yok sayarcasına birçok devrimcinin bitirildiği gün ama asla ve asla bu ülkede devrimcilerin sonu gelmeyecek ne demiş büyük üstad esaretin bağlarında gül olmaktansa özgürlük dağlarında diken olurum
11 eylülden sonraki gün efendim. tabi bazıları için daha derin ve acı anlamları olabilir ama sadece takvimde bir gün işte, her sene bir kez düzenli olarak yaşanır...
12 Eylül başka 12 Eylüllerin yaşanmaması için bize ders olması gerekirken bize elimizden alınanları yasını tutup duruyoruz.İnsanlar Tarihten ders çıkarmayı öğrendiklerinde bir daha geçmişe bakıp keşke demiycekler.12 Eylül çatışma bitti
68 ilerleyemeyecek bir ülkenin belki son çırpınışları belki uçamayacak bir kuşun kanadındaki son tüydü.herkesin gözünde bir ufuk belirmişti. herkes belki olur umuduyla sarıldı kitaplarına belki olur dedi hep bir ağızdan bu millet yürekler onların yanındaydı bu ülke için çok çaba vardı bu gençler ama yok kardeşim yok geri kalmışlıga mahkum bırakıldı bu millet susturuldu bu insanlar 12 eylüldü tarih yıkılmış bir milletin son çırpınışları söndürüldü aydınlığı göremeyen türkiye bir kez daha karanlığa gömüldü.ışıklar birbir söndürüldü dışarısı askerlerle doldu hava ağırmı ağır gözler sağır mı sağır olmustu adeta günler birbirinden umutsuz ve farksızdı adeta gözleri yarının korkusu kaplamıştı.bugun 12 eylül bir güneşin doğması beklendiği bu memleket karanlıga bürünmüştü adeta tıpkı şuan penceremden baktığımda gördüğüm manzara gibi.
bir milletin 20 yıl ileri gidebilecekken 20 yıl geri gitmesi ve hale bunun yaralarını saramamış olması demekki bu durumdan şu çıkarılır diktadör olacaksan Türkiyede olacaksın peh
türkiyenin 11 eylülü
Kıtmeti bilinmeyen özgürlük 12 Eylül bana bunu hatılatıyor.Her Türlü hakka sayip bir Toplum hakları doğru kullanamadı ve kaybeti.'Bu anayasa bizim Millete bol geldi'.O günün gençliği haklarını iyi kullanmadı kaybeti bu günün gençliğide o günün gençliğinin hatalarının bedelini ödüyor.12 Eylül Bize özgürlük ve haklar adına büyük bir ders oldu ama bazıları bu gün bile bu dersi anlamış değil
(Bugün 12.Eylül.2006...85 Sene önce 12.Eylül.1921’de
Sakarya Meydan Muharebesinde, “Kartaltepe”deyiz...)
Bir “Osmanlı Subayı! ”...dövüşmüş cephelerde...
Bir gençlik geçmiş gitmiiiş, orda - burda, siperde...
Galiçya’da Ata’yla...Yemende esir düşmüş...
Bütün cephelerde o, savaşmış ve dövüşmüş...
Ne zaman ki Samsun’dan...Ankara’dan çağrılır,
Her Vatansever gibi...varır, orda yer alır! ..
O! benim “büyükbabam” Hüseyin Hüsnü bey’dir! (*)
Bunca şiir içinde...bu şiir O’na! ..yeğ’dir...
- - -
Bindokuzyüzyirmibir...Sakarya meydanında...
Bir tepe var orada...Çal dağının yanında...
Çal dağı... Mangal dağı...tepeler daha mühim...
Demiş ki büyükbabam, ”Mangal”...benim yüreğim! ..
Bir tepe ki duruyor...o tepe “KARTALTEPE! “
Tüm Yunanla doluyor...tepe ki...çevre - çepe...
KARTALTEPE, orada! .. Duatepe sağında...
KARTALTEPE, orada! ..Beştepe’ler solunda...
Katmak üzre önüne...Türk ordusu Yunan’ı...
Bir bir düşerken hepsi, bu tepe tek kalanı...
KARTALTEPE Yunan’da...bir tek o kalmış onda...
KARTALTEPE düşerse...düşer, Rum da Yunan da...
Her tepe bir bir düşmüş...bir bura direniyor...
Eylül’12...ATA! ..son emrini veriyor... (**)
3. Alay ki o...bir Piyade Alay’ı...
Tepeleyip Yunan’ı...hep alacak burayı...
Kumandan Büyükbabam...Sağır Hüsnü de derler,
Top seslerinden çoğu duymayı kaybederler...
Rütbesi Binbaşı da...Alay kumandanıdır...
Bu bana tâ babamın...babasından anı’dır...
Rumelihisarlıdır, bu Hüseyin Hüsnü Bey... (***)
Emri alır! bir kalkış, bir silkinme ki...he- heeey!
Bir süngü hücumuyla...Türk, her tepeyi alır...
Hüsnü Bey saldırır da...Kartaltepe mi kalır! ..
Çok zaman geçmemiştir, emir yerine varır...
Atılıp Askerleri...Kartaltepe’yi alır...
Düşmanın son eri de gerisin geri kaçar...
KARTALTEPE Afyon’a...tâ İzmir’e yol açar... (****)
Askere şükran duyup hamd ederken Allah’a...
Bir el gördü omzunda...acep bu da kim ola? ..
“-Aşk olsun Hüsnü bey! ” der, omzuna vurup duran,
Bir de döner görür ki...”O”dur! ..yurdu kurtaran... (*****)
ATA tâltif ediyor...hattâ ki yüceltiyor...
Aslında besbelli ki “Soy Adını” veriyor...
- - -
Aradan yıllar geçer soy adı almak gerek...
Var ya bir “KARTALTEPE”...alır onu severek... (******)
Şimdi KARTALTEPE’ler...İstanbul’da – İzmir’de...
Ve de Amerika’da...yaşarlar kimisi de...
Yanık Ömer gibi hep övünmeden yaşarlar...
Gerçeği öğrenenler...şaşırırlar! şaşarlar! ..
30.08.2006/23.50
(*) “Sakarya Meydan Muharebesinde Mürettep kolordu 1.Tümen 3. Alay Kumandanı”
(T.C. Genelkurmay Başkanlığ 19.08.1994 tarih ATASE: 3214-42-94/ yazısı...)
“Atakan Kartaltepe
Çankırı Tuz İşletme Müdürlüğü P.K. 9 ÇANKIRI
1 -...
2 – Genelkurmay ATASE Başkanlığı Arşiv’inde Başkanlık Arşiv Uzmanınca 3.
Alay’ın tarihçesi üzerinde yapılan inceleme “Sakarya Harbinde Alayın İsim-
lerini Gösterir Cetvel” tesbit edilmiştir. Cetvelde, Binbaşı rütbesindeki 3 ncü
Alay Komutanının isminin Hüseyin Hüsnü olduğu kayıtlıdır. Baba adının Şük-
rü, memleketinin Rumelihisarı olduğu cetvelde olan diğer bilgilerdir. Cetve-
lin açıklama bölümünde Binbaşı Hüseyin Hüsnü’nün 30 Temmuz 1337 (1921)
tarihinden Sakarya Harbi’nin sonuna kadar 3 ncü Alay Komutanı olduğu be-
lirtilmiştir. Bilgilerinizi rica ederim.
GENELKURMAY ATASE BAŞKANLIĞI NAMINA
İmza
Hüseyin GÖRÜR
Öğr.Kd.Alb.
Gnkur.ATASE Bşk.lığı
Arşiv Müdürü
“Şiir sahibinin notu: Mürettep Kolordu Kumandanı: Kâzım (Özalp)
1. Fırka Kumandanı: Abdurrahman (Nafiz)
3. Alay Kumandanı: Hüseyin Hüsnü (Kartaltepe)
(**) Cephe emri 43 (12 eylül 1921) ’Telgrafla’ Dipnot:“Aslı Prof.Dr. Zeki Arıkan’dadır.
(“Atatürk’ün Bütün Eserleri” / Cilt 11 (1921) Kaynak Yayınları - sahife 379)
1- Ordunun maksadı ricat etmekte olan düşmanı Sakarya’dan geçerken hezimete
uğratmaktır. Bunun için aşağıdaki gibi hareket olunacaktır.
2- Mürettep Kolordu bilhassa Kartaltepe’yi işgâl etmek ve Beylikköprü’ye
hâkim olmak üzere taarruz edecektir.Bu vazife için 23. Fırka dahi Kolordu
emrine verilmiştir.
(ve emrin diğer 9 maddesi...)
İmza
Başkumandan
M.kemâl
(***) Danîşment Şükrü’den olma Sabire’den doğma (1877) İstanbul Rumelihisarlı
Mürettep Kolordu 1.Tümen 3. Alay Kumandanı Binbaşı Hüseyin Hüsnü Bey
(****) 1 -Güneş batarken binlerce Türk süngüsü Kartaltepe üzerinde parlıyor ve Yunan
hayalleri batıya doğru uzanarak sönüyordu. (Millî Mücadele / 1919-1922 Org.
Kâzım Özalp - Türk Tarih Kurumu Basımevi - 1985 Cilt l / sahife 211)
2 -12 Eylül’de Sakarya’ya hâkim Duatepe, Kartaltepe ve Beştepe’ler zapt edilerek
düşman kâmilen perişan bir halde Sakarya garbına atıldı. (Atatürk Kültür, Dil
ve Tarih Yüksek Kurumu / Atatürk Araştırma Merkezi - Cilt 8 - Kasım 1998
Sayı 22 / Sahife 224)
(*****) Atatürk’ün cephede omzuna vurarak “Aşk olsun Hüsnü bey! ” taltifi halen
Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşamakta olan en küçük amcam Armağan
Kartaltepe’den naklen öğrenilmiştir.
(******) Aldığı Nişanlar – Madalyalar:
1314’de Mülâzım-ı sâni iken Yunan Harp Madalyası
1322’de Mülâzım-ı evvel iken Gümüş Leyafet Madalyası
1331’de Binbaşı iken Harp Madalyası
1332’de Binbaşı iken 4.Osmanlı Nişanı
1333’de Binbaşı iken Gümüş Muharebe Leyafet madalyası
1334’de Binbaşı iken Alaman Demir Salip Nişanı
Ve...............................................İstiklâl Madalyası
Görev Aldığı Muharebeler 1319 Zeznuve Müsademesi
1328 Balkan Karaca Ali Muharebesi
1328 Balkan Merhemli Dedeağaç Muharebesi
1332 Büyük Kanal Muharebesi
1332 Birinci Gazze Muharebesi
1332 İkinci “ “
1333 Üçüncü “ “
1333 Betercerer Muharebesi
1333 Benisimuil Muharebesi
1334 Roıtopil Muharebesi
1334 Kefermâlîk Muharebesi
1334 Ova Muharebesi
1337 İkinci İnönü Muharebesi
1337 Sakarya Meydan Muharebesi (Duatepe-Kartaltepe)
1338 Afyon Taarruzu
Cumhuriyet’den sonra 14 Kânunî sanî 1926 Tarih Harp Dairesi Harbiye Miralaylığı
20 Şubat 1926 Tarih Harp Dairesi Reis Vekâleti
28 Ağustos 1928 9. K. Divan-ı Harbiye Reisliği
23 Teşrin-i sanî 1927 Reislik üzerinde olmak kaydı ile Şark H.K.lığı
Demokraside çare tükenmez..))
bgn eylem vardı..ödp nin..
sonuç: doğru; yazık oldu..
ama
soru:içsavaşa yolalan gidişata başka çözüm...
ben bilmem kafam ermez fazla küçüküm :)
Bir adam vardı canı sıkılan
sonra bi darbe yaptırdılar ona..
SONUÇ: tepkisiz toplum.. laik düzene büyük darbe.. maçtan başka bişey bilmeyen gençlik...(ne sağcı ne solcu futbolcu) .. kuşum aydın bağımlısı kadınlar... geleceğine sahip olmaktan çok uzak insanlar... heykellere tüküren belediye başkanları... işini bilen memurlar... falan filan... vs
NETEKİM
Şimdi adam resim yapıyor Fotoğrafına bakarak Hande Ataizinin nü lerini yapıp Picassoyu falan küçümsüyor.. Kendisine verilen plaketleri denize atıyor... Bi de bunu marfetmiş gibi söylüyor... falan... filan.. vs...
Bu gün 12 Eylül.
Benim doğum günüm.Ben o günleri yaşamadım ama,yaşayanlar da çevremdeki insanlar,'sen şansız bi günde doğdun' derler.Zaten hiç de şansım olmamıştır şimdiye kadar....Her zaman acaba kutlamak gerekir mi diye de düşünmüyor değilim.
mor ve ötesi şarkısı:
...
evreni gördüm
sıkı olaydı
binlerce insan
ölürken “netekim”
bir şey yapmazdı
sadece bakardı
bu kadar kaos
bize fazlaydı ki
bir darbe
geldi başıma
bir darbe
erdal’ı gördüm
darağacında
onaltı yaşında
ölürken “netekim”
bir şey yapmazdı
sadece bakardı
sonrası serbest
sonrası pazar
bir darbe
geldi başıma
bir darbe
ben gitmeden
divan-ı harbe
sen gitmeden
bir darbe
sakla kendini
sağlam bir rövanş için
asmayalım da besleyelim mi?
o dönemde yasamadıgım için bi fikrim yok ama sadece askeri darbe olarak biliorum bide benim için önemli bi gün olan 13 eylül öncesi bi gün...:(ama o günleri çok ii anlatan çağan ırmağın filmi çok güseellll izleyin...
Yaşayanlara sormak gerekir. Onlardan biri de: Osman Akınhay. 12 yıl hapis yatmış. Romanı: Gün Ağarmasa. Önerilir.