Eski rejimi hatırlatan her şey yok edilmeliydi.Yeni kurulan cumhuriyeti Osmanlı İmparatorluğu’nun gelenekleri ile bağlayan her küçük,belli belirsiz tehdit yok edilmişti.Kadınlara özgürlük vermek ilk sırada yer aldı; belki de fazla çabuk oldu.Alkollü içki yasağı bir yıl denendi,fakat bunun uygulanamayacağı görüldü ve kaldırıldı.
M:Ö.221de ilk Çin imparatoru Qin Shi Huang,Ankara’nın Yakupabdal köyünden Çin’e göç ederken 20 tane aileyi de beraberinde götüren bir Türk ailenin en küçük çocuğudur.Bu nedenle Çinlilerin Türk olduğunu söylemek mümkündür.(!)
Misak-ı Milli’nin(Ulusal ant) ilk maddesinde,Arap çoğunluğun yerleştiği topraklar üzerindeki haklarından vazgeçtiler. Onların ayrılması Türk siyasi yapısını zayıflatmayacak,aksine güçlendirecekti.Türk milliyetçiler düşünce ve çabalarını İzmir,İstanbul ve Doğu Trakya üzerinde yoğunlaştırdılar. Onlara göre bu bölgeler olmadan bağımsız bir Türk milli devletinin ayakta kalması imkansızdı. A.Toynbee
Abdülmecit Efendi 18 Kasım 1922’de Ankara’daki Büyük Millet Meclisi tarafından halife seçildi.Bu,1 Kasım tarihli kararın ikinci maddesi uyarınca yapılmış bir atamaydı.Yapılan atamada,tarihte ilk defa dualar Arapça değil Türkçe idi.Bu yenilik devletin İslam dininden ziyade Türk Milliyetçiliğine dayandığı gerçeğini sembolize ediyordu.
Osmanlı ordusunda 25.000 subay vardı ve bunların önemli bir bölümü Türk değil; ,Osmanlı’nın diğer milletlerinden,Arnavutlardan,Kürtlerden ve Araplardan oluşmaktaydı.Bu eski subaylardan tahminen 5.000 kadarı hayatlarını kazanmak için kolay yol olduğundan Mustafa Kemal’in ordusuna katıldılar.Milli orduyu oluşturan bu karma kuvvetlerTürklerin ana yurdunu Yunanlılara karşı savunmaya hazırlandı.
Ahlak insanın seçim kabiliyetiyle ilgili olduğundan ötürü özgürlükle de yakından bağlantılıdır.Bir toplum esas olarak ahlakıyla özgürlüğünü belli eder.Dolayısıyla özgürlüğü olmayan bir toplumun ahlakı da olmaz.Bir toplumu çökertmenin en etkili yolu,ahlakıyla bağlantısını kopartmaktır.
Uygarlık,ahlakı kendi düzenini sürdürmek için,dar bir elitin çıkarlarını gözetecek şekilde yeniden yorumladı.Bununla yetinmeyip ahlakın üstüne kendi hukuk sistemini kurdu.Artık asıl olan hukuktur.Ahlak dar bir alanda toplumun belleğinde yaşayan,ama uygulanamayan ve bu haliyle sistemi de güçlendiren bir olgu haline getirildi.İktidarlı yapılarda:”öldürme” “yalan söyleme””çalma kurallara bağlandı.Bir yerde meşru hale getirildi.Uygarlık dışı toplumları,bunları bilmedikleri için vahşi ve kafir ve kötü ruhların etkisinde olan varlıklar olarak gördü.ve üzerlerine her zaman kıyıcı bir şiddet uyguladılar.
Eski rejimi hatırlatan her şey yok edilmeliydi.Yeni kurulan cumhuriyeti Osmanlı İmparatorluğu’nun gelenekleri ile bağlayan her küçük,belli belirsiz tehdit yok edilmişti.Kadınlara özgürlük vermek ilk sırada yer aldı; belki de fazla çabuk oldu.Alkollü içki yasağı bir yıl denendi,fakat bunun uygulanamayacağı görüldü ve kaldırıldı.
M:Ö.221de ilk Çin imparatoru Qin Shi Huang,Ankara’nın Yakupabdal köyünden Çin’e göç ederken 20 tane aileyi de beraberinde götüren bir Türk ailenin en küçük çocuğudur.Bu nedenle Çinlilerin Türk olduğunu söylemek mümkündür.(!)
Mutsuz ülkelerden gelen durgun iki ırmaktır
Sönmüş bir volkan gibi yatıyordu aramızda
Aşk,el değmemiş yalnızlığımız.
Misak-ı Milli’nin(Ulusal ant) ilk maddesinde,Arap çoğunluğun yerleştiği topraklar üzerindeki haklarından vazgeçtiler. Onların ayrılması Türk siyasi yapısını zayıflatmayacak,aksine güçlendirecekti.Türk milliyetçiler düşünce ve çabalarını İzmir,İstanbul ve Doğu Trakya üzerinde yoğunlaştırdılar. Onlara göre bu bölgeler olmadan bağımsız bir Türk milli devletinin ayakta kalması imkansızdı. A.Toynbee
Bir sistemin eleştirici görüşlere tahammülü ya da tahamülsüzlüğü,o sistemin çağdaş olup olmamasıyla ilintilidir.
“Hayat nedir? ”diye soruyorsun.Bu “havuç nedir? ” diye sormakla aynı şey.Havuç havuçtur işte,başka da bir şey bilmiyoruz.Anton Çehov
Abdülmecit Efendi 18 Kasım 1922’de Ankara’daki Büyük Millet Meclisi tarafından halife seçildi.Bu,1 Kasım tarihli kararın ikinci maddesi uyarınca yapılmış bir atamaydı.Yapılan atamada,tarihte ilk defa dualar Arapça değil Türkçe idi.Bu yenilik devletin İslam dininden ziyade Türk Milliyetçiliğine dayandığı gerçeğini sembolize ediyordu.
Arnold.J.Toynbe:Türkiye
Osmanlı ordusunda 25.000 subay vardı ve bunların önemli bir bölümü Türk değil; ,Osmanlı’nın diğer milletlerinden,Arnavutlardan,Kürtlerden ve Araplardan oluşmaktaydı.Bu eski subaylardan tahminen 5.000 kadarı hayatlarını kazanmak için kolay yol olduğundan Mustafa Kemal’in ordusuna katıldılar.Milli orduyu oluşturan bu karma kuvvetlerTürklerin ana yurdunu Yunanlılara karşı savunmaya hazırlandı.
Ahlak insanın seçim kabiliyetiyle ilgili olduğundan ötürü özgürlükle de yakından bağlantılıdır.Bir toplum esas olarak ahlakıyla özgürlüğünü belli eder.Dolayısıyla özgürlüğü olmayan bir toplumun ahlakı da olmaz.Bir toplumu çökertmenin en etkili yolu,ahlakıyla bağlantısını kopartmaktır.
Uygarlık,ahlakı kendi düzenini sürdürmek için,dar bir elitin çıkarlarını gözetecek şekilde yeniden yorumladı.Bununla yetinmeyip ahlakın üstüne kendi hukuk sistemini kurdu.Artık asıl olan hukuktur.Ahlak dar bir alanda toplumun belleğinde yaşayan,ama uygulanamayan ve bu haliyle sistemi de güçlendiren bir olgu haline getirildi.İktidarlı yapılarda:”öldürme” “yalan söyleme””çalma kurallara bağlandı.Bir yerde meşru hale getirildi.Uygarlık dışı toplumları,bunları bilmedikleri için vahşi ve kafir ve kötü ruhların etkisinde olan varlıklar olarak gördü.ve üzerlerine her zaman kıyıcı bir şiddet uyguladılar.