Türkiye’de gerçekten bir burjuva devrimi 1908’de başladı.hiçbir otoriter rejim bu gerçeği hatırlamak istemez.Bizi 1908’de hiçbir şey olmadığına ikna etmek için yüzbinlerce kelimelik resmi tarih yazılan bu ülkede,Şişli’deki Özgürlük Anıtı’nın neyi temsil ettiğini okuyup anlayacağımız bir tabelanın olmamasının en önemli nedeni budur.
Genellikle tarihçiler,yalnızca güçlü,zengin ve bilgili kişilerle ilgilenirler i; ulusların ve çağların tarihini yazarken yalnızca ayrıcalıklı birkaç bin kişiyi ele alırlar ve büyük halk kitlelerini göz ederler.
İş dünyası ve ticaret yabancıların elindeydi.Bunların büyük bir çoğunluğu da ülkeden çıkarılmışlar,giderken de hünerlerini,bilgilerini,sermayelerini ve teşebbüslerini beraberlerinde götürmüşlerdi.Oysa,Türkiye’nin yeniden yapılanması için bunlara çok ihtiyaç vardı.Ayrıca,yeni devlet ilk yıllarında yanlış üstüne yanlış yaparak ülkenin zaten darboğazda olan ekonomisinin daha da batmasına sebep oldu.Ekonomi ve siyaset bilimi dalında bilgi deneme yanılma yöntemiyle elde edilmişti.(İmparatorluktan Cumhuriyete geçiş serüveni,A.J Toynbee)
Struma gemisi 1941 yılında Romanya’da,binlerce Yahudi’nin Naziler tarafından katledilmesinden sonra,oradan kaçan 800 kişiyi taşıyan gemidir.Sturma gemisinin motoru bozulunca gemi Türk sularına sığınır ve Sarayburnu’na çekilir.Gemide 300 çocuk vardır.Günlerce aç kalırlar.Sonunda,Amerikan Yahudi komitesinin gönderdiği parayla ihtiyaçları kısmen giderilir.Türk makamları gemiyi kendi sularından geri göndermeye kararlıdır.Ve sonunda tüm yardım çığlıklarına rağmen gemi Türk kara sularından çıkarılır.aç,susuz,ilaçsız yakıtsız günlerce Karadeniz’de bekler gemi. VE SONUNDA 24 Şubat 1942 günü,bir Sovyet deniz altısı tarafından batırılır.Bir kişi dışında kurtulan olmaz.
ABD'nin Vietnam savaşını destekleyen 1970 senesinde Nobel Edebiyat Ödülü sahibi 'Gulag Takımadaları' Rus yazar.
Türkiye’de gerçekten bir burjuva devrimi 1908’de başladı.hiçbir otoriter rejim bu gerçeği hatırlamak istemez.Bizi 1908’de hiçbir şey olmadığına ikna etmek için yüzbinlerce kelimelik resmi tarih yazılan bu ülkede,Şişli’deki Özgürlük Anıtı’nın neyi temsil ettiğini okuyup anlayacağımız bir tabelanın olmamasının en önemli nedeni budur.
Bir telvizyonun yayınladığı kent belgesellerinin Trabzon bölümünde Trabzon şehrini kuranların 'Trap Türkleri' olduğu rahatça söylenebilmektedir.
Genellikle tarihçiler,yalnızca güçlü,zengin ve bilgili kişilerle ilgilenirler i; ulusların ve çağların tarihini yazarken yalnızca ayrıcalıklı birkaç bin kişiyi ele alırlar ve büyük halk kitlelerini göz ederler.
Mecnunum Leyla'mı gördüm
Bir kerede baktı geçti
Ne sordum,ne de söyledi
Kaşlarını yıktı geçti.
'Türkiye'de sınıflar yok...Gelişmiş bir sanayi olmdığı için işçi sınıfı da yok...Ticaretimiz çok cılız,çünkü sermayemiz yok...
İş dünyası ve ticaret yabancıların elindeydi.Bunların büyük bir çoğunluğu da ülkeden çıkarılmışlar,giderken de hünerlerini,bilgilerini,sermayelerini ve teşebbüslerini beraberlerinde götürmüşlerdi.Oysa,Türkiye’nin yeniden yapılanması için bunlara çok ihtiyaç vardı.Ayrıca,yeni devlet ilk yıllarında yanlış üstüne yanlış yaparak ülkenin zaten darboğazda olan ekonomisinin daha da batmasına sebep oldu.Ekonomi ve siyaset bilimi dalında bilgi deneme yanılma yöntemiyle elde edilmişti.(İmparatorluktan Cumhuriyete geçiş serüveni,A.J Toynbee)
İnsancıklar
Avuç içi kadar yüreğiniz,
Türlü türlü işleriniz,
Şanımız,şerefimiz var,
Sizler bana,ben sizlere acıyorum insancıklar!
Hanınız,apartmanınız,kulunuz,uşaklarınız,
Ufacık tabutlarınız var,
Ben sizlere acıyorum insancıklar!
Fethi giray
GÜVERCİN
Güvercin
Pencerede kopan alkış.
Melih Cevdet Anday
Struma gemisi 1941 yılında Romanya’da,binlerce Yahudi’nin Naziler tarafından katledilmesinden sonra,oradan kaçan 800 kişiyi taşıyan gemidir.Sturma gemisinin motoru bozulunca gemi Türk sularına sığınır ve Sarayburnu’na çekilir.Gemide 300 çocuk vardır.Günlerce aç kalırlar.Sonunda,Amerikan Yahudi komitesinin gönderdiği parayla ihtiyaçları kısmen giderilir.Türk makamları gemiyi kendi sularından geri göndermeye kararlıdır.Ve sonunda tüm yardım çığlıklarına rağmen gemi Türk kara sularından çıkarılır.aç,susuz,ilaçsız yakıtsız günlerce Karadeniz’de bekler gemi. VE SONUNDA 24 Şubat 1942 günü,bir Sovyet deniz altısı tarafından batırılır.Bir kişi dışında kurtulan olmaz.