Bir şehir var düşlerimde. İnsanları dost, ağaçları kardeş... ...
Ey en güzel kızlarını sevdiğim şehir! En mutlu yıllarımı verdiğim, En iyi dostlarımı bıraktığım yer...
Şimdi bensiz esen rüzgarların okşamıyor yüzümü, Islatmıyor beni yağmurların, üşütmüyor soğuğun. Ve kaldırımlarında yok artık ayak izim...
Balıkçılarınla konuşmuyorum, Ben yokken açılmıyorlar ya denize!
Sen yokken; Çocuklar kaybolmuyor ormanlarda. Fırınlardan taze ekmek kokuları gelmiyor. Şair artık sigarasının dumanını üfürmüyor gemilerin ardından, Sevgililer el ele gezmiyorlar...
Sen yokken; Sevda yüklü sandallar açılmıyor maviliklere. Ki balıklara inat, Dalgalar küsmüşler sahillere...
İstanbul'dan bir gemi kalkar. Yokum ben yolcular arasında. Gönlümün derinliklerinden sevdiğim, O ŞEHRE GİDEMİYORUM. Ama O şehri; Bilinmezcesine seviyorum... Temel ALTUNTAŞ temelaltuntas@hotmail.com
Kanımda hamsi yüzer, mertlik kokar toprağım. TRABZON'da yeşermiş, burda solmuş yaprağım. Ben tanımam başka mekan,sisli dağlar ararım. Sensiz geçen günlerime yanar yanar ağlarım... Temel ALTUNTAŞ
Yöneticilik, hüner gerektiren meşakkatli bir iştir. Çünkü insanları memnun etmek, doğru yönlendirmek, verimli çalışmalarını sağlamak sanıldığı kadar kolay bir şey değildir. Bu sadece okumakla, yani eğitimle gerçekleştirilemez. Kişinin şahsiyeti ve olaylara yaklaşımı çok önemlidir. Sert mizaçlı olmak her zaman otoriteyi sağlamaya yetmez. Hatta çok kere iticiliğe zemin hazırlar. Hoşgörünün fazlası da gevşekliğe yol açar. Bu hususta dengeyi sağlamak gerekir. İnsanlara ufuklarının genişliği hesaba katılarak yaklaşılmalıdır.
Ülkemizde yaşanan krizlerin çoğu idarecilerin yerinde ve zamanında doğru tavır ve davranış gösterememesinden kaynaklanmaktadır. Türkiye’nin idareci profili aslında başarısız değildir. Bu konuda sürekli serzenişlerde bulunuruz; fakat çok olumlu idareci örneklerini de görmek gerekir. Ülkemizde örnek idarecilerin sayısı görmezlikten gelinemeyecek kadar çoktur. Fakat bizler nedense daha çok olumsuz örnekleri dilimize pelesenk ederiz.
Merkezde bulunan genel idarenin taşradaki uzantıları vardır. Bunların başında valiler gelir. Bilindiği gibi iller Türkiye’de merkezi idarenin en büyük taşra teşkilatıdır. Cumhuriyetin kuruluşunun ilk yıllarında 47 olan il sayısı, 1933’te 57’ye; günümüzde ise 81’e ulaşmıştır. İl idaresinin başı olan vali, devlet tüzel kişiliğinin, hükümetin ve ayrı ayrı her bakanlığın temsilcisidir. Vali İçişleri Bakanı’nın önerisi, Bakanlar Kurulu kararı ve Cumhurbaşkanı’nın onaması ile atanır. Valinin ildeki tüm merkezi idare kurumlarının ve personelinin başı olması nedeniyle oldukça geniş bir alana nüfuzu vardır. Bununla beraber adli ve askeri kurumlar valinin yönetim ve denetimi altında değildir.
İllerin en büyük mülki idare amiri olan valilerin yetkileri çok olduğu gibi sorumlulukları da çoktur. İşlerin düz gitti zamanlarda göze batmazlar. Bir de işler aksamaya görsün en büyük hedef tahtası olurlar. Bunun en bariz örneğini Trabzon’da gördük. Güvenlik zaafı gerekçesiyle Trabzon valisi Hüseyin Yavuzdemir makamından oldu. O şimdi merkez valisi olarak Ankara’da görev yapacak. Aslında o da iyi niyetle çalıştı ve bu şehre hizmet etti. Fakat işler bir anda çığırından çıkınca yerinden oldu. Trabzonlular ona hizmetlerinden dolayı teşekkür ediyor. Ona yeni görevinde başarılar diliyoruz.
Son Valiler Kararnamesiyle 12 ilimizin valisi değişti. Konya Valisi Arif Atilla Osmançelebioğlu ve Trabzon Valisi Hüseyin Yavuzdemir merkeze alındı. Vali Oğuz Kağan Köksal’ın Emniyet Genel Müdürlüğüne atanmasıyla boşalan İzmir Valiliğine Adana Valisi Mustafa Cahit Kıraç atandı. Kahramanmaraş Valisi İlhan Atış Adana Valiliğine, İçişleri Bakanlığı Hukuk Müşaviri Dr. Recep Kızılcık Batman Valiliğine, Batman Valisi Haluk İmga Afyon Valiliğine, Van Valisi Mehmet Niyazi Tanılır Kahramanmaraş Valiliğine, Sakarya Valisi Nuri Okutan Trabzon Valiliğine, Merkez Valisi Hüseyin Atak Sakarya Valiliğine, Sivil Savunma Genel Müdür Yardımcısı Özdemir Çakacak Van Valiliğine, Kütahya Valisi Osman Aydın Konya Valiliğine, Giresun Valisi Şükrü Kocatepe Kütahya Valiliğine, Mülkiye Başmüfettişi Mustafa Taşkesen Giresun Valiliğine, Mülkiye Başmüfettişi Mustafa Toprak ise Çorum Valiliğine getirildi. Valilerimize yeni görevlerinde başarılar diliyoruz.
Son kararnameyle bütün gözlerin üzerine çevrildiği Trabzon Valiliğine atanan Sakarya eski valisi Nuri Okutan’a “Trabzon’a hoş geldiniz” diyoruz. İlimizin yeni valisi Nuri Okutan’ı yıllardan beri icraatlarıyla takip ve takdir eden bir kişiyim. “Bir gün şehrimizin valisi olsa” diye hep içimden geçerdi. Özellikle Gümüşhane’nin Kelkit ilçesinin kaymakamı iken çok sınırlı imkânlarla ses getiren işler yapmıştı. İsminin kamuoyunun vitrinine çıkmasını sağlayan Kelkit kaymakamı iken yaptıklarıdır. Bu küçük Anadolu şehrini ayağa kaldırmıştı.
Trabzon’a genç ve başarılı bir vali olan Nuri Okutan’ın atanması bu şehre verilmiş en güzel hediyedir. Devletimiz Trabzon’u her zamanki gibi önemsemiş ve vali atarken titiz ve seçici davranmıştır. Çünkü yeni valimizin son derece başarılı ve ak bir sicili vardır. Ben onu yaptığı cesur ve sıra dışı atılımlarıyla merhum Vali Recep Yazıcıoğlu’na benzetiyorum. Henüz 45 yaşında olan ve gelecekte adından sıkça söz ettirecek olan Okutan’ın bugüne kadar yaptıkları, bundan sonra yapacaklarının teminatıdır bence.
Peki, nedir Okutan’ın ak sicili? Yani neler yapmıştır geçmişte? Nuri Okutan, valilik yaptığı Siirt’te okulöncesi okullaşma oranını yüzde 4’ten yüzde 64’e yükseltmiştir. Sakarya Valiliği sırasında da yüzde 7 olan okulöncesi okullaşma oranını yüzde 80’e çıkarmayı başarmıştır. Eğitime katkılarından dolayı “Vehbi Koç Ödülü”ne layık görülmüştür. 100 bin dolarlık bu ödülün bir kuruşuna bile dokunmamış, onu da eğitime harcamıştır. O, bu onurlu davranışıyla geçmişte Mehmet Akif’in İstiklal Marşı yarışmasında yaptığını yapmıştır.
Yeni valimiz Okutan tam bir eğitim tutkunudur. Soyadına layık bir insan olduğunu her fırsatta göstermiştir. Özellikle Siirt Valisi iken kızların okuması için çok mücadele etmiş ve bunda da başarılı olmuştur. Emrindeki pahalı mercedesleri satarak elde ettiği kaynağı ilin kalkınmasına aktarmıştır. Resmi araçların özel işlerde kullanılmasına asla göz yummamıştır. Resmi kurum ve kuruluşlarda israfın ter türlüsüne savaş açmıştır. Öyle ki açılışlara çiçek göndermeyi bile yasaklamıştır. Eğitimi esas gündem maddesi olarak hep önde tutmuştur. İşini hakkıyla yapmayan idareci ve memurların korkulu rüyası olmuştur. İşini güzel yapan memurları da ödüllendirerek onlara şevk ve heyecan vermiştir.
Bana göre Trabzon aradığı valiyi buldu. Eğer kent olarak ona sahip çıkarsak Trabzon’da çok güzel işler yapacaktır. Kısa zamanda şehrin imajını ve çehresini değiştirecektir. Artık Trabzon menfi hadiselerle anılmayacaktır. Trabzonlular olarak yeni valimiz Nuri Okutan’ın emrine amadeyiz. Onu bağrımıza basmaya hazırız. Kıymetli valimize tekrar “Şehrimize hoş geldiniz” diyor bundan sonraki vazifesinde üstün muvaffakıyetler diliyoruz. Haydi, geleceğin aydınlık Trabzon’u için el ele, gönül gönüle verelim.
bu ülke ne çektiyse belli başlı şehirlerden çekti. bunlardan biriside ne yazıkki trabzon ve fikir arkadaşı rize. yıllardır ibretle izliyoruz atatürk düşmanlarını. yazık...
Samsun, Erzurum, Trabzon, Elazığ. Bu kare as'a dikkat ediniz. Bu 4 şehir, Türkiye'nin kalesi olan şehirlerdir. Türkiye'nin en Türk insanlarını çıkarırlar.
Herkes bilir ki Karadeniz insanı merttir, serttir, dürüsttür, tavizsizdir. Öyle sert göründüklerine bakmayın, onlar Yunus gibi sevgi dolu, Mevlana kadar hoşgörülüdürler. Karadeniz dalgaları gibi coşarlar. Bazen sert bir fırtınaya dönüşseler de içlerindeki sevgi ve hoşgörü hiçbir zaman eksik olmaz. Bu bölgenin insanı hıyanet etmez, edeni de sevmez, hiçbir zaman içinde de barındırmaz. Onları zehirli bir kusmuk misali dışarı atar.
Trabzon’un tarihi bazı kaynaklara göre M.Ö. 2000 yılına kadar gitmektedir. Bu şehir, tarihi süreç içerisinde pek çok medeniyete hoşgörüyle beşiklik etmiştir. Bu parlak geçmişe rağmen gazeteci Hrant Dink cinayetiyle bir kez daha gündeme gelen Trabzon, ulusal medyada adeta linç ediliyor. Son zamanlarda eline kalem ve kamera alan herkes Trabzon hakkında komplo teorileri üretmeye başlıyor. Ulusal televizyonlar tarafından Trabzon’da canlı programlar yapılıyor. Meydan boş bulununca bilen de konuşuyor bilmeyen de… ‘Vurun abalıya’ misali şehrin bin yıllık itibarı talan ediliyor. Oysa istatistikler gösteriyor ki 2006 yılında Trabzon’daki asayiş olaylarında ciddi azalmalar var. Bunu görmeden ahkâm kesenlerin ve bu şehri karalayanların niyetlerinin iyi olduğunu düşünmek doğrusu saflık olur. Onlar öküz altında buzağı arayan basiret körlüğüne tutulmuş kişilerdir.
Trabzonlular, milletini seven ve devleti için her halükârda kendisini feda edebilen bir karaktere sahiptir. Kim ne derse desin, tarih bu şehir insanının asaletine şahittir. Bilindiği gibi büyük Atatürk, Trabzonlular için şu güzel sözleri söylemiştir: “Arkadaşlar! ...Beş sene evvel ilk defa Samsun’a ayak bastığım zaman bana kuvvet-i kalp veren arkadaşlarımın ilk safında kahraman Trabzonluların bulunduklarını asla unutmayacağım. Sakarya Melhame-i Kübrasına üçüncü fıkra ile yetişen Trabzon evlatlarının Meydan-ı Muharebe’de gösterdikleri fedakârlıkların kıymetli hatırası daima dimağımda menkuş kalacaktır.”
Trabzonlular vatanlarına, bayraklarına, atalarına ve dinlerine derinden bağlı insanlardır. Bu özellikler adeta onların kanlarına işlemiştir. Bölücüler zaman zaman bu şehre dadansa da halktan destek bulamamışlardır. Hatta infiallere neden olmuşlardır. Son zamanlarda yaşananlar açıkça gösteriyor ki durumdan vazife çıkarmayı kendilerine görev edinenler, böylesine menfur bir cinayetten siyasi getirim sağlamanın peşine düşmüşlerdir. Bu durum ölen kişinin hatırasına saygısızlık olduğu gibi, bir şehre topyekûn yapılan haksızlıktır.
Trabzon son yıllarda sürekli göç verse de genel nüfusu yine de bir milyona yaklaşmaktadır. İşsizlik ise resmi makamların belirttiğine göre yüzde 15 civarındadır. Oysa bu rakamın çok üstünde işsiz insan bu şehrin sokaklarını her gün arşınlamaktadır. Kişi başına 1.600 dolar düşmektedir. İhracatın bir milyar dolar olduğu Trabzon’da turizm geliri yüz milyon dolar kadardır. Bu durum şehir ekonomisinin sağlıklı olmadığını gösteriyor. Bir işte çalışıp eve ekmek getiremeyenler(özellikle gençler) anne babalarının üzerine yük olmaktadırlar. Bütün bu sıkıntılara rağmen Trabzon’da çok belirgin bir asayiş meselesi yoktur. Her şehirde olabilen sorunlar burada da vardır. Bu şehirde iki büyük hadise yaşanmıştır. Son yıllarda Trabzon’un yaygın olarak gündeme gelmesi, olayların çokluğundan değil, öldürülen kişilerin uluslar arası düzeyde önemli kişiler olmasından kaynaklanıyor.
Hrant Dink’in öldürülmesi en çok Trabzonluları üzmüştür. Çünkü hem ülkemiz bir aydınını kaybetmiştir, hem de bu olayda Trabzon büyük yaralar almıştır. Masa başında oturup habercilik yapanlar tarafından cinayete dair iddialar ortaya atılmış, katilin Cuma namazına gittikten sonra cinayeti işlediği vurgulanmış, böylelikle cinayet inançlı insanların üzerine yıkılmaya çalışılmıştır. Fakat bu eski oyun, beklenen tesiri göstermemiştir.
Bazılarının iddia ettiği gibi Trabzon cahil ve hoşgörüsüz insanların yaşadığı bir şehir değildir. Bu şehir ülkemizin gözbebeğidir. Burası dört bin yıllık kültür, sanat, edebiyat, turizm ve spor kentidir. Trabzon Yavuz Sultan Selim’in valilik yaptığı, Kanuni Sultan Süleyman’ın doğduğu, Fatih Sultan Mehmet’in fethettiği ikinci İstanbul’dur. Onların manevi tasarrufu hâlâ şehrin kimliğine tesir etmektedir. Kim ne derse desin bizler bu şehirde her dem huzur buluyoruz. Bazılarının iddia ettiği gibi Trabzon ikinci bir Teksas değildir. İki hadiseyi bahane edip Trabzon’un tertemiz tarihi ve bugünü üzerine leke atanlar, sizler de önyargılarınızdan arının ve Trabzon’u karalamaktan vazgeçin. Unutmayınız ki Trabzon her şeyiyle Türkiye’dir. Bütün hain niyetlere ve emellere rağmen sonsuza dek öylece kalacaktır.
Türkiye’miz doğusuyla, batısıyla; kuzeyi ve güneyiyle bir bütündür. Bu cennet vatanı bölüp parsellemeye kalkanlar her devirde olmuş, bugün de vardır, yarın da olacaktır. Fakat vatanını canından aziz bilen milletimiz, şer odaklarına fırsat vermeyecektir. Bu millet normal vakitlerde dağınık görünse de, zor zamanlarda bir ve beraber olmasını çok iyi becerir. Tarihimiz bunun güzel örnekleriyle doludur.
Son zamanlarda gündemi meşgul eden Hrant Dink cinayetiyle yatıp kalkıyoruz. Bir haftayı aşkın bir zamandan beri televizyonlar ve gazeteler o menfur cinayetten bahsediyor. İçimiz dışımız bu haberle karardı. Çocuklarımızın ruh sağlığı bozuldu. Üstüne üstlük Trabzon şehri bu cinayetle adeta yargısız infaza muhatap oldu. Bütün Trabzonlular neredeyse potansiyel suçlu ilan edildi. Hadiseler abartıldıkça abartıldı. Trabzon’da yaşayan biri olarak yaşadığım şehirle medyada tasvir edilen şehir arasında hiçbir şekilde bağlantı kuramaz oldum.
Öncelikle şunu söyleyeyim ki adı, sanı ne olursa olsun insanların öldürülmesine hiçbir şekilde taraftar değilim. Hele fikrinden dolayı insanların kör kurşunlarla infaz edilmesini bu çağda çok ilkel buluyorum. Vatana kast etmedikten sonra herkes inandığını söylesin. İnsanlar düşüncelerinden dolayı ötekileştirilmesin. Açık açığa konuşan insandan kimseye zarar gelmez. Düşünceler muhakkak hak ettiği şekilde karşılık görür, mecrasını bulur.
Bazı çevreler Hrant Dink’in katil zanlısı Trabzonlu diye bu şehre biriktirdikleri kin ve nefretlerini kusuyorlar. Çözümde görev almayanlar maalesef problemin bir parçası oluyorlar. Trabzon Türkiye’nin vatansever ve fedakâr insanlarının yaşadığı en sağlam yerlerden biridir. Trabzon’un Türkiye’ye maddi ve manevi katkısı sayılamayacak kadar çoktur. Trabzon Türkiye’nin siyasetçi ve bürokrat yatağıdır. Cevdet Sunay, Recep Yazıcıoğlu, Adnan Kahveci gibi isimler bu şehrin yüz akıdır. Niçin bunları görmezden gelip münferit hadiseleri tek ölçü kabul ediyorsunuz? Bu şehirden gafil çıksa da, hain çıkmaz. Bunun böyle bilinmesi gerekir.
Şiddet sadece Trabzon’un değil, bütün Türkiye’nin sorunudur. Trabzon’da geçen yıl Santaro isimli papaz öldürüldü, bu yıl Trabzon nüfusuna kayıtlı bir kişi, Hrant Dink’i katletti. Bunlar hepimizi derinden üzdü. Bu olaylardan sonra Trabzon’u öyle anlatıyorlar ki Teksas da neymiş dersiniz! ... Oysa bu şehirde şiddet Türkiye genelinin çok altındadır. 36 senedir bu şehirde yaşıyorum, en küçük bir kavga ve çekişmeye dâhil olmadım. Burada insanlar huzur içinde yaşıyor. Kimse kimsenin tavuğuna ‘kışı’ demiyor. Medyada anlatılanlara bakıyorum da ‘acaba bunlar benim yaşadığım Trabzon’dan mı yoksa başka bir şehirden mi bahsediyorlar’ diye tereddüt içinde kalıyorum. Bu şehirde belirgin bir asayiş sıkıntısı yok. Şehrin valisi ve emniyet müdürü vazifelerinin başında… İkisi de işlerinde çok başarılı kişiler… Trabzon dışında gerçekleşen bir vaka yüzünden bu insanları karalamak tek kelimeyle haksızlıktır.
Yirmi üç seneden beri Trabzonspor’un şampiyonluğunu engellemeye çalışanlar, şimdi de Trabzon’u bir kalemde silmenin hesabını yapıyorlar. Kim ne derse desin iki üç tane münferit hadise Trabzonlulara mal edilemez, edilmemelidir. Allah’tan korkun, biraz akıllı ve insaflı olun. Bu şehrin insanına kıymayın. Birşey biliyorsanız Trabzon’a yatırım yapılmasına zemin hazırlayın. Trabzon’un en büyük meselesi asayiş değil, işsizliktir. Şayet gençler bu gibi çirkefliklere alet oluyorsa bunun birinci sebebi işsizliktir. Trabzon gençliği yarınından ümitsizdir. Bu şehirde sanayinin ‘S’sinden bahsedilemez. Gençler fabrikalarda çalışacak yerde, internet kafelerde ve kahvehanelerde zaman öldürüyorlar. Trabzon gibi küçük sayılabilecek bir şehirde 275 internet kafenin bulunması sanırım işsizliğin boyutunu gözler önüne sermede yeterli bir delil olur. Gelin biraz da bu noktaya değinin.
Cinayeti işleyen Trabzonlu diye Trabzon’a yüklenmek son derece yanlıştır. Üstelik cinayet zanlısının anne babasının öz oğullarını polise ihbar etmesi ayakta alkışlanacak bir harekettir. Nedense kimse bu örnek hareketi ön plana çıkarmadı. İşte Trabzonlu budur, suçlu kişi öz oğlu da olsa haklıya haklı, haksıza haksız demesini bilir. Sizleri insafa davet ediyorum.
Karadeniz'in güzel bir şehridir...Son yıllarda bombalama olayları, papaz cinayeti ve Hrant Dink cinayeti ile gündemden düşmüyor... Bu yüzden hemen damgalandı...' KARANLIK ŞEHİR '..... Bunları Trabzon'a mal etmek haksızlık...Yapanların isimlerini zikretmek, daha doğru gibi...Dün gece, o şehirde oturanlarla bu olayları konu alan röportajlar vardı...Doğal olarak Mutsuz ve Rahatsızdılar...Çünkü, Trabzonluyuz deyince hemen, 'sizin şehirden de neler çıkıyor böyle' diye sözlerle karşılaşıyoruz diyorlar...Her yerden, her türlü davranış şekli ve söz çıkabilir... Bu sorun, hepimizin sorunu...Ülke sorunu...Haydi TÜRKİYE..BİRLİK OLMAYA.......
TRABZON HEDEF ŞEHİR YAPILDI! Trabzon ismi artık ekmeği, tereyağı, hamsisi, Temel fıkraları ve Trabzonspor'u ile değil şiddet olayları ve çarpıcı cinayetlerle ön plana çıkmaya başladı.
Trabzon güzel ülkemizin şirin şehirlerinin başında gelmektedir. Binlerce yıllık bir yerleşim yeri olan Trabzon, nice medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Şehri gezenler bunun kalıcı izlerini her adım başında göreceklerdir. Bu kalıntılar vefalı ellerle geleceğe taşınacaktır.
Trabzon’da kültür, sanat, edebiyat ve spor çok mühim bir yer teşkil etmektedir. Bu şehirde spor bir yaşam tarzı oluvermiştir. Sporun da özellikle futbol dalına aşırı bir ilgi ve rağbet vardır. Bunun en büyük nedeni Trabzonspor’un yakın tarih içindeki başarılarıdır.
Geçenlerde Trabzon’umuz çok önemli bir uluslararası organizasyonu düzenleme hakkı kazandı. 2011 yılındaki Avrupa Gençlik Olimpiyatları Trabzon’da düzenlenecek. Çok değil, dört yıl sonra 48 ülkeden 5 bin kişinin katılacağı olimpiyatlarda dünyanın gözü, kulağı Trabzon’da olacak. Bu, Türkiye’nin ve Trabzon’un tanıtımına büyük fayda sağlayacak. Trabzon bu vesileyle yeni tesislere kavuşacak. Organizasyonun Trabzon’a alınmasında emeği geçenleri kutluyoruz.
Bunun yanında futbolla yatıp kalkan Trabzon’da bu yıl uluslararası bir spor organizasyonu gerçekleştirilecektir. Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerden gelecek sporcularla değişik dallarda yarışmalar düzenlenecektir. “Karadeniz Spor Oyunları” adı altında ilk kez düzenlenecek olan bu uluslararası organizasyonun ilki Türkiye’de, Trabzon, Giresun ve Rize şehirlerinde gerçekleştirilecektir. Fakat oyunların merkezi Trabzon olacaktır. Organizasyon 2-8 Temmuz 2007 tarihleri arasında düzenlenecektir.
Karadeniz Ekonomik İşbirliği ülkelerinin çeşitli alanlarda var olan birlikteliklerinin yanı sıra, spor alanında da bir işbirliğine giriş sürecinin Karadeniz Oyunları ile pekiştirilmesi hedefleniyor. Bu oyunlar vasıtasıyla Karadeniz Ekonomik İşbirliği ülkelerinin özellikle bölgesel bütünleşme, sosyal ve kültürel alanlardaki ilişkilerin gelişimi, Akdeniz, Amerikan, Asya spor oyunları gibi bölgesel bir aktivite ile ülkeler arası dostluğun geliştirilmesi amaçlanıyor.
Trabzon’un merkez olacağı oyunlar çerçevesinde sporcu, idareci, çalıştırıcı ve teknik ekip olmak üzere üç bin kişinin Trabzon’a gelmesi bekleniyor. Bu şehrimiz için çok mühim bir tanıtım fırsatı olacaktır. Organizasyona katılacak ülkelerin vatandaşları Trabzon şehrinin adını sık sık duyacaklardır. Hatta oyunlarla ilgili bilgiler ve neticeler bütün dünyaya haber olarak geçecektir. Bu son derece büyük bir tanıtım fırsatıdır; çok iyi değerlendirilmesi gerekir.
1. Karadeniz Spor Oyunları’nın daha popüler bir hale gelebilmesi ve daha çok sporcunun katılımının sağlanması amacıyla oyunlara Karadeniz Ekonomik İşbirliğine üye ülkelerin tümünün katılımı planlanmıştır. Bu çerçevede oyunlara Türkiye’nin yanı sıra Sırbistan, Moldova, Rusya, Romanya, Ermenistan, Yunanistan, Gürcistan, Arnavutluk, Ukrayna ve Azerbaycan katılacaktır. 3 Temmuz 2007 Salı günü açılış töreni, 8 Temmuz 2007 Pazar günü de kapanış törenleri yapılacaktır. Anlaşılan o ki bu yıl Trabzon temmuz sıcağında güzel bir heyecan yaşayacaktır.
Karadeniz Oyunları’nda merkez Trabzon olmak üzere Giresun ve Rize illerindeki tesisler organizasyon için kullanılacak. Trabzon’da Yorma, Sürmene, Araklı, Vakfıkebir, Of ve Akçaabat ilçelerindeki spor tesisleri organizasyon için şimdiden hazırlanıyor. Atletizm yarışmaları için Moloz’da yapılması düşünülen tesise Trabzon Belediyesi yer tahsisinde bulunurken, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü 1 milyon 500 bin YTL’yi bu tesisin yapımı için ayırdı bile. Tesis 2007 yılında hazır olacaktır. Karadeniz Teknik Üniversitesi de spor tesislerinin yanı sıra kampüste oyunlar köyünün hazırlıklarına başladı. Organizasyon boyunca KTÜ Oyunlar Köyü olarak kullanılacak. Yurtlar, yemekhaneler ve tesisler tamamen bu organizasyon için hazır olacak. Üniversite tüm imkânlarını bu organizasyona seferber edecek.
Şüphesiz ki Trabzon, Doğu Karadeniz bölgesinin en gelişmiş şehridir. Kara, deniz ve hava olmak üzere her türlü ulaşım imkânı mevcuttur. Şehrimizde biri beş yıldızlı olmak üzere pek çok yıldızlı otel vardır. Yani konaklama konusunda bir sıkıntı yaşanacağını sanmıyorum. Trabzon’un misafirperver halkı gelenlerden sevgi ve hoşgörüsünü esirgemeyecektir. Trabzon bu uluslararası organizasyondan alnının akıyla çıkacaktır. Şehirde bu kültürel altyapı mevcuttur.
Bu organizasyon 2011 yılında Trabzon’da yapılacak olan Dünya Gençlik Olimpiyatlarının bir çeşit provası olacaktır. Trabzon bunu başaracaktır. Yeter ki Trabzon sevgisinde, asgari müştereklerde birleşelim, kenetlenelim. Bu imtihanı başarıyla geçersek Trabzon’un vitrini daha da renklenecek, zenginleşecektir. Şehrimize yepyeni ufuklar açılacaktır. Trabzonluların bu gibi uluslararası faaliyetlere ilgi göstermesi gerekir. Büyük bir aksilik olmazsa herkesi 3 Temmuz Salı günü 1. Karadeniz Oyunları açılışına bekliyoruz. Spor futboldan ibaret değildir. Trabzonlular’ın futbol kadar diğer spor dallarına da ilgi göstereceğini umuyorum.
Kemençe-Horon
Türkiye'nin (T) si demek
alıp başımı sana gelesim war
yeşilinde kaybolasım war...
ayrıcalıktır :)
TRABZON'da yeşermiş, burda solmuş yaprağım.
Ben tanımam başka mekan,sisli dağlar ararım.
Ağıtmısın sen...
Milliyetçi
Çalışkan
Eğlenceli
İnançlı
Ağresif
Sevecen insanların mekanı.....
türkiyenin akciğeri......
VE BEN O TOPRAKLARDA HİSSETTİM VAR OLMANIN NE OLDUĞUNU...
Selam Trabzonuma!
Gölülde yaşatıp göremediğim
Yoluna bakıp gidemediğim
Yedisinden yetmişine
Yürek dolusu SELAM! ......
trabzon umuttur...özlemimin aldığı nefestir..acımı gömdüğüm,yaylasına kurban olduğum memleketim....
Karadenizin güzel kenti,Güzel insanların yeri.
G.Saray'ın kardeşi.
bizim oraların adetleri meşhurdur cinayetleri
80 öncesi solun kalesiyken
nasıl bu hale geldi hayrettir
Trabzon’um, Karadeniz güzeli,
Uzak değil Giresun’lu, Rize’li,
Yiğitlerin nam salıyor ezeli,
Şehirler içinde bir tanesin sen..
FATİHİN FETHETTİĞİ YAVUZUN YÖNETTİĞİ KANUNİNİN DOĞDUĞU...
İMPARATORLUKLARIN ÇÖKERTİLDİĞİ...
ÖZLEMİNİ GURBETTE ÇEKTİĞİM VE DOĞDUĞUM ŞEHRİDİYARIM...
toprağı korumak vatan borcumuz,
nöbettir işimiz yoktur uykumuz,
şehitliktir arzumuz iman doluyuz,
şüphesiz biz attığını vuran trabzonluyuz.
Kara ile Deniz, özet olarak Karadeniz.
O ŞEHRE GİDEMİYORUM
Bir şehir var düşlerimde.
İnsanları dost, ağaçları kardeş...
...
Ey en güzel kızlarını sevdiğim şehir!
En mutlu yıllarımı verdiğim,
En iyi dostlarımı bıraktığım yer...
Şimdi bensiz esen rüzgarların okşamıyor yüzümü,
Islatmıyor beni yağmurların, üşütmüyor soğuğun.
Ve kaldırımlarında yok artık ayak izim...
Balıkçılarınla konuşmuyorum,
Ben yokken açılmıyorlar ya denize!
Sen yokken;
Çocuklar kaybolmuyor ormanlarda.
Fırınlardan taze ekmek kokuları gelmiyor.
Şair artık sigarasının dumanını üfürmüyor gemilerin ardından,
Sevgililer el ele gezmiyorlar...
Sen yokken;
Sevda yüklü sandallar açılmıyor maviliklere.
Ki balıklara inat,
Dalgalar küsmüşler sahillere...
İstanbul'dan bir gemi kalkar.
Yokum ben yolcular arasında.
Gönlümün derinliklerinden sevdiğim,
O ŞEHRE GİDEMİYORUM.
Ama O şehri;
Bilinmezcesine seviyorum... Temel ALTUNTAŞ
temelaltuntas@hotmail.com
Bursa
TRABZON'A AĞIT
Kanımda hamsi yüzer, mertlik kokar toprağım.
TRABZON'da yeşermiş, burda solmuş yaprağım.
Ben tanımam başka mekan,sisli dağlar ararım.
Sensiz geçen günlerime yanar yanar ağlarım... Temel ALTUNTAŞ
kudurdu yine yüreğimm...
akmalıyım sana doğru
karışmalıyım yeşiline,mavine...
anlam olup akmalıyım ardın sıra...
Selâm Trabzon'uma!
Trabzon'un uşağına
Kaytanına, kuşağına
Zıpkasına, mintanına, kukulasina
Çülkisine,çapulasina
Horonina, kemençesine, yayına
Funduğina, misirina, çayına selâm......
TRABZON’UN YENİ VALİSİ NURİ OKUTAN
M.NİHAT MALKOÇ
Yöneticilik, hüner gerektiren meşakkatli bir iştir. Çünkü insanları memnun etmek, doğru yönlendirmek, verimli çalışmalarını sağlamak sanıldığı kadar kolay bir şey değildir. Bu sadece okumakla, yani eğitimle gerçekleştirilemez. Kişinin şahsiyeti ve olaylara yaklaşımı çok önemlidir. Sert mizaçlı olmak her zaman otoriteyi sağlamaya yetmez. Hatta çok kere iticiliğe zemin hazırlar. Hoşgörünün fazlası da gevşekliğe yol açar. Bu hususta dengeyi sağlamak gerekir. İnsanlara ufuklarının genişliği hesaba katılarak yaklaşılmalıdır.
Ülkemizde yaşanan krizlerin çoğu idarecilerin yerinde ve zamanında doğru tavır ve davranış gösterememesinden kaynaklanmaktadır. Türkiye’nin idareci profili aslında başarısız değildir. Bu konuda sürekli serzenişlerde bulunuruz; fakat çok olumlu idareci örneklerini de görmek gerekir. Ülkemizde örnek idarecilerin sayısı görmezlikten gelinemeyecek kadar çoktur. Fakat bizler nedense daha çok olumsuz örnekleri dilimize pelesenk ederiz.
Merkezde bulunan genel idarenin taşradaki uzantıları vardır. Bunların başında valiler gelir. Bilindiği gibi iller Türkiye’de merkezi idarenin en büyük taşra teşkilatıdır. Cumhuriyetin kuruluşunun ilk yıllarında 47 olan il sayısı, 1933’te 57’ye; günümüzde ise 81’e ulaşmıştır. İl idaresinin başı olan vali, devlet tüzel kişiliğinin, hükümetin ve ayrı ayrı her bakanlığın temsilcisidir. Vali İçişleri Bakanı’nın önerisi, Bakanlar Kurulu kararı ve Cumhurbaşkanı’nın onaması ile atanır. Valinin ildeki tüm merkezi idare kurumlarının ve personelinin başı olması nedeniyle oldukça geniş bir alana nüfuzu vardır. Bununla beraber adli ve askeri kurumlar valinin yönetim ve denetimi altında değildir.
İllerin en büyük mülki idare amiri olan valilerin yetkileri çok olduğu gibi sorumlulukları da çoktur. İşlerin düz gitti zamanlarda göze batmazlar. Bir de işler aksamaya görsün en büyük hedef tahtası olurlar. Bunun en bariz örneğini Trabzon’da gördük. Güvenlik zaafı gerekçesiyle Trabzon valisi Hüseyin Yavuzdemir makamından oldu. O şimdi merkez valisi olarak Ankara’da görev yapacak. Aslında o da iyi niyetle çalıştı ve bu şehre hizmet etti. Fakat işler bir anda çığırından çıkınca yerinden oldu. Trabzonlular ona hizmetlerinden dolayı teşekkür ediyor. Ona yeni görevinde başarılar diliyoruz.
Son Valiler Kararnamesiyle 12 ilimizin valisi değişti. Konya Valisi Arif Atilla Osmançelebioğlu ve Trabzon Valisi Hüseyin Yavuzdemir merkeze alındı. Vali Oğuz Kağan Köksal’ın Emniyet Genel Müdürlüğüne atanmasıyla boşalan İzmir Valiliğine Adana Valisi Mustafa Cahit Kıraç atandı. Kahramanmaraş Valisi İlhan Atış Adana Valiliğine, İçişleri Bakanlığı Hukuk Müşaviri Dr. Recep Kızılcık Batman Valiliğine, Batman Valisi Haluk İmga Afyon Valiliğine, Van Valisi Mehmet Niyazi Tanılır Kahramanmaraş Valiliğine, Sakarya Valisi Nuri Okutan Trabzon Valiliğine, Merkez Valisi Hüseyin Atak Sakarya Valiliğine, Sivil Savunma Genel Müdür Yardımcısı Özdemir Çakacak Van Valiliğine, Kütahya Valisi Osman Aydın Konya Valiliğine, Giresun Valisi Şükrü Kocatepe Kütahya Valiliğine, Mülkiye Başmüfettişi Mustafa Taşkesen Giresun Valiliğine, Mülkiye Başmüfettişi Mustafa Toprak ise Çorum Valiliğine getirildi. Valilerimize yeni görevlerinde başarılar diliyoruz.
Son kararnameyle bütün gözlerin üzerine çevrildiği Trabzon Valiliğine atanan Sakarya eski valisi Nuri Okutan’a “Trabzon’a hoş geldiniz” diyoruz. İlimizin yeni valisi Nuri Okutan’ı yıllardan beri icraatlarıyla takip ve takdir eden bir kişiyim. “Bir gün şehrimizin valisi olsa” diye hep içimden geçerdi. Özellikle Gümüşhane’nin Kelkit ilçesinin kaymakamı iken çok sınırlı imkânlarla ses getiren işler yapmıştı. İsminin kamuoyunun vitrinine çıkmasını sağlayan Kelkit kaymakamı iken yaptıklarıdır. Bu küçük Anadolu şehrini ayağa kaldırmıştı.
Trabzon’a genç ve başarılı bir vali olan Nuri Okutan’ın atanması bu şehre verilmiş en güzel hediyedir. Devletimiz Trabzon’u her zamanki gibi önemsemiş ve vali atarken titiz ve seçici davranmıştır. Çünkü yeni valimizin son derece başarılı ve ak bir sicili vardır. Ben onu yaptığı cesur ve sıra dışı atılımlarıyla merhum Vali Recep Yazıcıoğlu’na benzetiyorum. Henüz 45 yaşında olan ve gelecekte adından sıkça söz ettirecek olan Okutan’ın bugüne kadar yaptıkları, bundan sonra yapacaklarının teminatıdır bence.
Peki, nedir Okutan’ın ak sicili? Yani neler yapmıştır geçmişte? Nuri Okutan, valilik yaptığı Siirt’te okulöncesi okullaşma oranını yüzde 4’ten yüzde 64’e yükseltmiştir. Sakarya Valiliği sırasında da yüzde 7 olan okulöncesi okullaşma oranını yüzde 80’e çıkarmayı başarmıştır. Eğitime katkılarından dolayı “Vehbi Koç Ödülü”ne layık görülmüştür. 100 bin dolarlık bu ödülün bir kuruşuna bile dokunmamış, onu da eğitime harcamıştır. O, bu onurlu davranışıyla geçmişte Mehmet Akif’in İstiklal Marşı yarışmasında yaptığını yapmıştır.
Yeni valimiz Okutan tam bir eğitim tutkunudur. Soyadına layık bir insan olduğunu her fırsatta göstermiştir. Özellikle Siirt Valisi iken kızların okuması için çok mücadele etmiş ve bunda da başarılı olmuştur. Emrindeki pahalı mercedesleri satarak elde ettiği kaynağı ilin kalkınmasına aktarmıştır. Resmi araçların özel işlerde kullanılmasına asla göz yummamıştır. Resmi kurum ve kuruluşlarda israfın ter türlüsüne savaş açmıştır. Öyle ki açılışlara çiçek göndermeyi bile yasaklamıştır. Eğitimi esas gündem maddesi olarak hep önde tutmuştur. İşini hakkıyla yapmayan idareci ve memurların korkulu rüyası olmuştur. İşini güzel yapan memurları da ödüllendirerek onlara şevk ve heyecan vermiştir.
Bana göre Trabzon aradığı valiyi buldu. Eğer kent olarak ona sahip çıkarsak Trabzon’da çok güzel işler yapacaktır. Kısa zamanda şehrin imajını ve çehresini değiştirecektir. Artık Trabzon menfi hadiselerle anılmayacaktır. Trabzonlular olarak yeni valimiz Nuri Okutan’ın emrine amadeyiz. Onu bağrımıza basmaya hazırız. Kıymetli valimize tekrar “Şehrimize hoş geldiniz” diyor bundan sonraki vazifesinde üstün muvaffakıyetler diliyoruz. Haydi, geleceğin aydınlık Trabzon’u için el ele, gönül gönüle verelim.
Haberim Var.
Kaç yüzünüz
Kaç sığınağınız var?
Yaşlı kaldırımlarında Trabzonumun
Kaç günaha doğum sancısı çeker?
Bölücü silahınız.
Kaç şehit verdi bilirmisiniz?
Vatan denen nazlı geline
Kaç kez sıktı dişlerini?
Çevirilen hain filime.
Kaç ermeni için kaç kere,
Sırf huzurlu yaşasın diye
Can verdi yüzlerce kez
Asala ermeniye pkk ermeniye.
Şimdi bu karanlık
Bu sisli gecede
Elbet haberim var
Yine silah kirli elinizde
Haince düzenlenmiş
İktisadi ve idari
Karalama eyleminizde...
Sizin de haberiniz olsun
Biz hiç vazgeçmeyeceğiz
Nazlı gelin için şehit olmaktan
Her ölüşümüzde yeniden
Türk ve Trabzonlu doğmaktan.
Hüseyin Cihan
bu ülke ne çektiyse belli başlı şehirlerden çekti. bunlardan biriside ne yazıkki trabzon ve fikir arkadaşı rize. yıllardır ibretle izliyoruz atatürk düşmanlarını. yazık...
Samsun, Erzurum, Trabzon, Elazığ. Bu kare as'a dikkat ediniz. Bu 4 şehir, Türkiye'nin kalesi olan şehirlerdir. Türkiye'nin en Türk insanlarını çıkarırlar.
derin il...............
TRABZON’UN GÜNAHI NE?
M.NİHAT MALKOÇ
Herkes bilir ki Karadeniz insanı merttir, serttir, dürüsttür, tavizsizdir. Öyle sert göründüklerine bakmayın, onlar Yunus gibi sevgi dolu, Mevlana kadar hoşgörülüdürler. Karadeniz dalgaları gibi coşarlar. Bazen sert bir fırtınaya dönüşseler de içlerindeki sevgi ve hoşgörü hiçbir zaman eksik olmaz. Bu bölgenin insanı hıyanet etmez, edeni de sevmez, hiçbir zaman içinde de barındırmaz. Onları zehirli bir kusmuk misali dışarı atar.
Trabzon’un tarihi bazı kaynaklara göre M.Ö. 2000 yılına kadar gitmektedir. Bu şehir, tarihi süreç içerisinde pek çok medeniyete hoşgörüyle beşiklik etmiştir. Bu parlak geçmişe rağmen gazeteci Hrant Dink cinayetiyle bir kez daha gündeme gelen Trabzon, ulusal medyada adeta linç ediliyor. Son zamanlarda eline kalem ve kamera alan herkes Trabzon hakkında komplo teorileri üretmeye başlıyor. Ulusal televizyonlar tarafından Trabzon’da canlı programlar yapılıyor. Meydan boş bulununca bilen de konuşuyor bilmeyen de… ‘Vurun abalıya’ misali şehrin bin yıllık itibarı talan ediliyor. Oysa istatistikler gösteriyor ki 2006 yılında Trabzon’daki asayiş olaylarında ciddi azalmalar var. Bunu görmeden ahkâm kesenlerin ve bu şehri karalayanların niyetlerinin iyi olduğunu düşünmek doğrusu saflık olur. Onlar öküz altında buzağı arayan basiret körlüğüne tutulmuş kişilerdir.
Trabzonlular, milletini seven ve devleti için her halükârda kendisini feda edebilen bir karaktere sahiptir. Kim ne derse desin, tarih bu şehir insanının asaletine şahittir. Bilindiği gibi büyük Atatürk, Trabzonlular için şu güzel sözleri söylemiştir: “Arkadaşlar! ...Beş sene evvel ilk defa Samsun’a ayak bastığım zaman bana kuvvet-i kalp veren arkadaşlarımın ilk safında kahraman Trabzonluların bulunduklarını asla unutmayacağım. Sakarya Melhame-i Kübrasına üçüncü fıkra ile yetişen Trabzon evlatlarının Meydan-ı Muharebe’de gösterdikleri fedakârlıkların kıymetli hatırası daima dimağımda menkuş kalacaktır.”
Trabzonlular vatanlarına, bayraklarına, atalarına ve dinlerine derinden bağlı insanlardır. Bu özellikler adeta onların kanlarına işlemiştir. Bölücüler zaman zaman bu şehre dadansa da halktan destek bulamamışlardır. Hatta infiallere neden olmuşlardır. Son zamanlarda yaşananlar açıkça gösteriyor ki durumdan vazife çıkarmayı kendilerine görev edinenler, böylesine menfur bir cinayetten siyasi getirim sağlamanın peşine düşmüşlerdir. Bu durum ölen kişinin hatırasına saygısızlık olduğu gibi, bir şehre topyekûn yapılan haksızlıktır.
Trabzon son yıllarda sürekli göç verse de genel nüfusu yine de bir milyona yaklaşmaktadır. İşsizlik ise resmi makamların belirttiğine göre yüzde 15 civarındadır. Oysa bu rakamın çok üstünde işsiz insan bu şehrin sokaklarını her gün arşınlamaktadır. Kişi başına 1.600 dolar düşmektedir. İhracatın bir milyar dolar olduğu Trabzon’da turizm geliri yüz milyon dolar kadardır. Bu durum şehir ekonomisinin sağlıklı olmadığını gösteriyor. Bir işte çalışıp eve ekmek getiremeyenler(özellikle gençler) anne babalarının üzerine yük olmaktadırlar. Bütün bu sıkıntılara rağmen Trabzon’da çok belirgin bir asayiş meselesi yoktur. Her şehirde olabilen sorunlar burada da vardır. Bu şehirde iki büyük hadise yaşanmıştır. Son yıllarda Trabzon’un yaygın olarak gündeme gelmesi, olayların çokluğundan değil, öldürülen kişilerin uluslar arası düzeyde önemli kişiler olmasından kaynaklanıyor.
Hrant Dink’in öldürülmesi en çok Trabzonluları üzmüştür. Çünkü hem ülkemiz bir aydınını kaybetmiştir, hem de bu olayda Trabzon büyük yaralar almıştır. Masa başında oturup habercilik yapanlar tarafından cinayete dair iddialar ortaya atılmış, katilin Cuma namazına gittikten sonra cinayeti işlediği vurgulanmış, böylelikle cinayet inançlı insanların üzerine yıkılmaya çalışılmıştır. Fakat bu eski oyun, beklenen tesiri göstermemiştir.
Bazılarının iddia ettiği gibi Trabzon cahil ve hoşgörüsüz insanların yaşadığı bir şehir değildir. Bu şehir ülkemizin gözbebeğidir. Burası dört bin yıllık kültür, sanat, edebiyat, turizm ve spor kentidir. Trabzon Yavuz Sultan Selim’in valilik yaptığı, Kanuni Sultan Süleyman’ın doğduğu, Fatih Sultan Mehmet’in fethettiği ikinci İstanbul’dur. Onların manevi tasarrufu hâlâ şehrin kimliğine tesir etmektedir. Kim ne derse desin bizler bu şehirde her dem huzur buluyoruz. Bazılarının iddia ettiği gibi Trabzon ikinci bir Teksas değildir. İki hadiseyi bahane edip Trabzon’un tertemiz tarihi ve bugünü üzerine leke atanlar, sizler de önyargılarınızdan arının ve Trabzon’u karalamaktan vazgeçin. Unutmayınız ki Trabzon her şeyiyle Türkiye’dir. Bütün hain niyetlere ve emellere rağmen sonsuza dek öylece kalacaktır.
TRABZON ÜZERİNE KOMPLO TEORİLERİ VE GERÇEKLER
M.NİHAT MALKOÇ
Türkiye’miz doğusuyla, batısıyla; kuzeyi ve güneyiyle bir bütündür. Bu cennet vatanı bölüp parsellemeye kalkanlar her devirde olmuş, bugün de vardır, yarın da olacaktır. Fakat vatanını canından aziz bilen milletimiz, şer odaklarına fırsat vermeyecektir. Bu millet normal vakitlerde dağınık görünse de, zor zamanlarda bir ve beraber olmasını çok iyi becerir. Tarihimiz bunun güzel örnekleriyle doludur.
Son zamanlarda gündemi meşgul eden Hrant Dink cinayetiyle yatıp kalkıyoruz. Bir haftayı aşkın bir zamandan beri televizyonlar ve gazeteler o menfur cinayetten bahsediyor. İçimiz dışımız bu haberle karardı. Çocuklarımızın ruh sağlığı bozuldu. Üstüne üstlük Trabzon şehri bu cinayetle adeta yargısız infaza muhatap oldu. Bütün Trabzonlular neredeyse potansiyel suçlu ilan edildi. Hadiseler abartıldıkça abartıldı. Trabzon’da yaşayan biri olarak yaşadığım şehirle medyada tasvir edilen şehir arasında hiçbir şekilde bağlantı kuramaz oldum.
Öncelikle şunu söyleyeyim ki adı, sanı ne olursa olsun insanların öldürülmesine hiçbir şekilde taraftar değilim. Hele fikrinden dolayı insanların kör kurşunlarla infaz edilmesini bu çağda çok ilkel buluyorum. Vatana kast etmedikten sonra herkes inandığını söylesin. İnsanlar düşüncelerinden dolayı ötekileştirilmesin. Açık açığa konuşan insandan kimseye zarar gelmez. Düşünceler muhakkak hak ettiği şekilde karşılık görür, mecrasını bulur.
Bazı çevreler Hrant Dink’in katil zanlısı Trabzonlu diye bu şehre biriktirdikleri kin ve nefretlerini kusuyorlar. Çözümde görev almayanlar maalesef problemin bir parçası oluyorlar. Trabzon Türkiye’nin vatansever ve fedakâr insanlarının yaşadığı en sağlam yerlerden biridir. Trabzon’un Türkiye’ye maddi ve manevi katkısı sayılamayacak kadar çoktur. Trabzon Türkiye’nin siyasetçi ve bürokrat yatağıdır. Cevdet Sunay, Recep Yazıcıoğlu, Adnan Kahveci gibi isimler bu şehrin yüz akıdır. Niçin bunları görmezden gelip münferit hadiseleri tek ölçü kabul ediyorsunuz? Bu şehirden gafil çıksa da, hain çıkmaz. Bunun böyle bilinmesi gerekir.
Şiddet sadece Trabzon’un değil, bütün Türkiye’nin sorunudur. Trabzon’da geçen yıl Santaro isimli papaz öldürüldü, bu yıl Trabzon nüfusuna kayıtlı bir kişi, Hrant Dink’i katletti. Bunlar hepimizi derinden üzdü. Bu olaylardan sonra Trabzon’u öyle anlatıyorlar ki Teksas da neymiş dersiniz! ... Oysa bu şehirde şiddet Türkiye genelinin çok altındadır. 36 senedir bu şehirde yaşıyorum, en küçük bir kavga ve çekişmeye dâhil olmadım. Burada insanlar huzur içinde yaşıyor. Kimse kimsenin tavuğuna ‘kışı’ demiyor. Medyada anlatılanlara bakıyorum da ‘acaba bunlar benim yaşadığım Trabzon’dan mı yoksa başka bir şehirden mi bahsediyorlar’ diye tereddüt içinde kalıyorum. Bu şehirde belirgin bir asayiş sıkıntısı yok. Şehrin valisi ve emniyet müdürü vazifelerinin başında… İkisi de işlerinde çok başarılı kişiler… Trabzon dışında gerçekleşen bir vaka yüzünden bu insanları karalamak tek kelimeyle haksızlıktır.
Yirmi üç seneden beri Trabzonspor’un şampiyonluğunu engellemeye çalışanlar, şimdi de Trabzon’u bir kalemde silmenin hesabını yapıyorlar. Kim ne derse desin iki üç tane münferit hadise Trabzonlulara mal edilemez, edilmemelidir. Allah’tan korkun, biraz akıllı ve insaflı olun. Bu şehrin insanına kıymayın. Birşey biliyorsanız Trabzon’a yatırım yapılmasına zemin hazırlayın. Trabzon’un en büyük meselesi asayiş değil, işsizliktir. Şayet gençler bu gibi çirkefliklere alet oluyorsa bunun birinci sebebi işsizliktir. Trabzon gençliği yarınından ümitsizdir. Bu şehirde sanayinin ‘S’sinden bahsedilemez. Gençler fabrikalarda çalışacak yerde, internet kafelerde ve kahvehanelerde zaman öldürüyorlar. Trabzon gibi küçük sayılabilecek bir şehirde 275 internet kafenin bulunması sanırım işsizliğin boyutunu gözler önüne sermede yeterli bir delil olur. Gelin biraz da bu noktaya değinin.
Cinayeti işleyen Trabzonlu diye Trabzon’a yüklenmek son derece yanlıştır. Üstelik cinayet zanlısının anne babasının öz oğullarını polise ihbar etmesi ayakta alkışlanacak bir harekettir. Nedense kimse bu örnek hareketi ön plana çıkarmadı. İşte Trabzonlu budur, suçlu kişi öz oğlu da olsa haklıya haklı, haksıza haksız demesini bilir. Sizleri insafa davet ediyorum.
Karadeniz'in güzel bir şehridir...Son yıllarda bombalama olayları, papaz cinayeti ve Hrant Dink cinayeti ile gündemden düşmüyor...
Bu yüzden hemen damgalandı...' KARANLIK ŞEHİR '.....
Bunları Trabzon'a mal etmek haksızlık...Yapanların isimlerini zikretmek, daha doğru gibi...Dün gece, o şehirde oturanlarla bu olayları konu alan röportajlar vardı...Doğal olarak Mutsuz ve Rahatsızdılar...Çünkü, Trabzonluyuz deyince hemen, 'sizin şehirden de neler çıkıyor böyle' diye sözlerle karşılaşıyoruz diyorlar...Her yerden, her türlü davranış şekli ve söz çıkabilir...
Bu sorun, hepimizin sorunu...Ülke sorunu...Haydi TÜRKİYE..BİRLİK OLMAYA.......
karanlık sehir.......................
TRABZON HEDEF ŞEHİR YAPILDI!
Trabzon ismi artık ekmeği, tereyağı, hamsisi, Temel fıkraları ve Trabzonspor'u ile değil şiddet olayları ve çarpıcı cinayetlerle ön plana çıkmaya başladı.
http://www.pazar53.com//news_detail.php? id=1236
soru işaretinden sonraki boşluğu kapatın..
benim güzel memleketim.
BİRİNCİ KARADENİZ SPOR OYUNLARI
M.NİHAT MALKOÇ
Trabzon güzel ülkemizin şirin şehirlerinin başında gelmektedir. Binlerce yıllık bir yerleşim yeri olan Trabzon, nice medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Şehri gezenler bunun kalıcı izlerini her adım başında göreceklerdir. Bu kalıntılar vefalı ellerle geleceğe taşınacaktır.
Trabzon’da kültür, sanat, edebiyat ve spor çok mühim bir yer teşkil etmektedir. Bu şehirde spor bir yaşam tarzı oluvermiştir. Sporun da özellikle futbol dalına aşırı bir ilgi ve rağbet vardır. Bunun en büyük nedeni Trabzonspor’un yakın tarih içindeki başarılarıdır.
Geçenlerde Trabzon’umuz çok önemli bir uluslararası organizasyonu düzenleme hakkı kazandı. 2011 yılındaki Avrupa Gençlik Olimpiyatları Trabzon’da düzenlenecek. Çok değil, dört yıl sonra 48 ülkeden 5 bin kişinin katılacağı olimpiyatlarda dünyanın gözü, kulağı Trabzon’da olacak. Bu, Türkiye’nin ve Trabzon’un tanıtımına büyük fayda sağlayacak. Trabzon bu vesileyle yeni tesislere kavuşacak. Organizasyonun Trabzon’a alınmasında emeği geçenleri kutluyoruz.
Bunun yanında futbolla yatıp kalkan Trabzon’da bu yıl uluslararası bir spor organizasyonu gerçekleştirilecektir. Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerden gelecek sporcularla değişik dallarda yarışmalar düzenlenecektir. “Karadeniz Spor Oyunları” adı altında ilk kez düzenlenecek olan bu uluslararası organizasyonun ilki Türkiye’de, Trabzon, Giresun ve Rize şehirlerinde gerçekleştirilecektir. Fakat oyunların merkezi Trabzon olacaktır. Organizasyon 2-8 Temmuz 2007 tarihleri arasında düzenlenecektir.
Karadeniz Ekonomik İşbirliği ülkelerinin çeşitli alanlarda var olan birlikteliklerinin yanı sıra, spor alanında da bir işbirliğine giriş sürecinin Karadeniz Oyunları ile pekiştirilmesi hedefleniyor. Bu oyunlar vasıtasıyla Karadeniz Ekonomik İşbirliği ülkelerinin özellikle bölgesel bütünleşme, sosyal ve kültürel alanlardaki ilişkilerin gelişimi, Akdeniz, Amerikan, Asya spor oyunları gibi bölgesel bir aktivite ile ülkeler arası dostluğun geliştirilmesi amaçlanıyor.
Trabzon’un merkez olacağı oyunlar çerçevesinde sporcu, idareci, çalıştırıcı ve teknik ekip olmak üzere üç bin kişinin Trabzon’a gelmesi bekleniyor. Bu şehrimiz için çok mühim bir tanıtım fırsatı olacaktır. Organizasyona katılacak ülkelerin vatandaşları Trabzon şehrinin adını sık sık duyacaklardır. Hatta oyunlarla ilgili bilgiler ve neticeler bütün dünyaya haber olarak geçecektir. Bu son derece büyük bir tanıtım fırsatıdır; çok iyi değerlendirilmesi gerekir.
1. Karadeniz Spor Oyunları’nın daha popüler bir hale gelebilmesi ve daha çok sporcunun katılımının sağlanması amacıyla oyunlara Karadeniz Ekonomik İşbirliğine üye ülkelerin tümünün katılımı planlanmıştır. Bu çerçevede oyunlara Türkiye’nin yanı sıra Sırbistan, Moldova, Rusya, Romanya, Ermenistan, Yunanistan, Gürcistan, Arnavutluk, Ukrayna ve Azerbaycan katılacaktır. 3 Temmuz 2007 Salı günü açılış töreni, 8 Temmuz 2007 Pazar günü de kapanış törenleri yapılacaktır. Anlaşılan o ki bu yıl Trabzon temmuz sıcağında güzel bir heyecan yaşayacaktır.
Karadeniz Oyunları’nda merkez Trabzon olmak üzere Giresun ve Rize
illerindeki tesisler organizasyon için kullanılacak. Trabzon’da Yorma, Sürmene, Araklı, Vakfıkebir, Of ve Akçaabat ilçelerindeki spor tesisleri organizasyon için şimdiden hazırlanıyor. Atletizm yarışmaları için Moloz’da yapılması düşünülen tesise Trabzon Belediyesi yer tahsisinde bulunurken, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü 1 milyon 500 bin YTL’yi bu tesisin yapımı için ayırdı bile. Tesis 2007 yılında hazır olacaktır. Karadeniz Teknik Üniversitesi de spor tesislerinin yanı sıra kampüste oyunlar köyünün hazırlıklarına başladı. Organizasyon boyunca KTÜ Oyunlar Köyü olarak kullanılacak. Yurtlar, yemekhaneler ve tesisler tamamen bu organizasyon için hazır olacak. Üniversite tüm imkânlarını bu organizasyona seferber edecek.
Şüphesiz ki Trabzon, Doğu Karadeniz bölgesinin en gelişmiş şehridir. Kara, deniz ve hava olmak üzere her türlü ulaşım imkânı mevcuttur. Şehrimizde biri beş yıldızlı olmak üzere pek çok yıldızlı otel vardır. Yani konaklama konusunda bir sıkıntı yaşanacağını sanmıyorum. Trabzon’un misafirperver halkı gelenlerden sevgi ve hoşgörüsünü esirgemeyecektir. Trabzon bu uluslararası organizasyondan alnının akıyla çıkacaktır. Şehirde bu kültürel altyapı mevcuttur.
Bu organizasyon 2011 yılında Trabzon’da yapılacak olan Dünya Gençlik Olimpiyatlarının bir çeşit provası olacaktır. Trabzon bunu başaracaktır. Yeter ki Trabzon sevgisinde, asgari müştereklerde birleşelim, kenetlenelim. Bu imtihanı başarıyla geçersek Trabzon’un vitrini daha da renklenecek, zenginleşecektir. Şehrimize yepyeni ufuklar açılacaktır. Trabzonluların bu gibi uluslararası faaliyetlere ilgi göstermesi gerekir. Büyük bir aksilik olmazsa herkesi 3 Temmuz Salı günü 1. Karadeniz Oyunları açılışına bekliyoruz. Spor futboldan ibaret değildir. Trabzonlular’ın futbol kadar diğer spor dallarına da ilgi göstereceğini umuyorum.