Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Mekân üstü bir Doğu...

Üstat Mehmetçik hitabesinde nasıl Haykırıyor:

Mekân Anadolu ve zaman İslamiyet...

İlk defa Büyük Doğuda ve daha sonra 80'li yıllarda Zafer dergisinde yazılan bir mevzûu daha evvel yazmıştım. Bir kez daha yazma ihtiyacı hissettim:

Haber kısaca şöyle. Bir doktor yabancı bir dergide kalp resmini görür. Üzerinde İslam Alfabesiyle Allah yazmaktadır. Bu lafz kalbin herhangi bir yerinde değilde üst kısımlarda yer almaktadır. Doktor Hayret içindedir. Acaba bir tesadüf mi diye inceler. Otopsilerden resimler alır. Ve hepsinde aynı kelimeyle karşılaşır.

İnsan ister inansın, ister inanmasın; kalbi Allah diye atar.

Allah... Allah... Allah... Allah.......

Bakınız Necip Fazıl Felsefeyi nasıl kendi silahıyla vuruyor:

-Yok!
Diyenlere bir sözüm var:

Siz bana (yok) u gösterebilir misiniz ki yok diyorsunuz. (Yok) u gösterseniz zaten o var olur. Gösteremediğiniz nasıl yok diyebilirsiniz. Allah'a yok demeniz de gösteriyor ki, O, (var) ın ta kendisidir.

Biri aşk, biri nefret; bizim kanadımız çift.
Ateş saçmalı ki nur erisin kapkara zift! ..

Misal Yaşar Nuri Öztürk... Hakikaten tam manasıyla bir yobaz.

Yobaz din dairesi içinde dine küfürden daha fazla zarar verir...

Şöyle diyelim:
Ondan önce şairler vardı.

İyi bir mühendis, ama siyasette aranan adam o değil. Fazlaca gösteriş meraklısı. İçsiz bir insan.

Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya!
Yüz üstü çok süründün, ayağa kalk SAKARYA!

Sakarya daha da sürüneceğe benzer...

Allah'a mâlik olan neyden mahrum, O'ndan mahrum olan neye mâlik....