26. saatine girdi susuşum, ne zor bir şeymiş hiç konuşmamak, tüm hayata dışardan bakıyormuş hissi veren, aslında sanılanın aksine iç dünyada derinleşmeyi değil patlamak üzere olan bir bombanın fitilinin sonuna gelindiğinin habercisi olan bir tür eylem, oruç işte asla konuşmama orucu....
köşesinin başlığına, yazılarının içeriğine ve resimdeki gülümsemesine bakıp hayretengiz bir şekilde bütün köylerde ısrarla neden bu kadar tarafgir, saplantılı ve ötekileştirici yazılar yazdığını merak ettiğim, yazılarının gerek içerik olarak gerekse hacim olarak bir gazetenin köşesinde yer kaplamaktan çok 3'lük satır arası kullanılmazsa bir parağraflık edeceğini düşündüğüm şahıs.
meyveli ağacı taşlarlar misali hakkında oldukça çok atıp tutulan, özellikle kürt kökenli olmasından dolayı ayrıca bir saldırı hedefi haline gelen ama söylenilenlerin aksine asla milliyetçilik yapmamış olan, bütün insanların Adem'den, Adem'in ise topraktan geldiği bilincine sahip olan mütefekkir, alim, mana insanı....
hızlı adımlarla taklitten kurtulduğunuzu sandığınız bir anda, yolunda giden ne varsa birden tepetaklak olur -belki de sınanmanız içindir- ve işte böylesi anlarda hiç de kolay olmadığını anladığınız ve asla bu gidişle ulaşamayacağınızı düşündüğünüz hakiki imana denir...
ve bu iman hayatı yolunda gidenlere veya felaketler karşısında hemen pes edenlere uğramaz kanımca....
Cumhuriyet'ten sonra İsviçre medeni kanununun ülkeye girişiyle beraber, dua edilmeksizin ailenin temelini atmaya gönlü razı olmayan insanlarımızın resmi nikahla beraber başvurdukları nikah çeşididir..
halihazırdaki bir kaç önemli edebiyatçıdan biri olan F.K.Barbarosoğlu, gerek dili kullanma becerisi ile gerekse sosyolojik tahlil yeteneği ile öne çıkmış, ama ülkemizdeki ideolojik kamplaşmalardan dolayı yeterince kıymeti bilinmeyen bir isim.. Ahir zaman gülüşleri ve hiçbiryer adlı eserleri tavsiye edilir...
nietzsche ağladığında adlı romanla ülkemizde tanınan, aslında çok daha güzel eserleri olan (mesela aşkın celladı- psikiyatr olarak hastalarının tedavi öykülerini anlatıyor her ne kadar okuduktan sonra her taşın altında bir kaya arama huyu edinmiş de olsanız gayet iyi) pskoterapist...
4 yıl boyunca tüm yaz tatillerinde bıkmadan okuduğum, 5 yıl aradan sonra bu yaz tatilinde yeniden başlamayı düşündüğüm paulo coelho'nun en güzel kitabı. binbir gece masallarından esinlenilerek yazılmış..diyorlar...
zihnimi yoracak şarkılar dinleme orucuna başlamış olmasam, şu anda muhtemelen dinliyor olduğum 'büyük insan' ve 'Dön' adlı çokça tanınmayan ama güzel şarkılar yapan büyük şarkıcı
26. saatine girdi susuşum, ne zor bir şeymiş hiç konuşmamak, tüm hayata dışardan bakıyormuş hissi veren, aslında sanılanın aksine iç dünyada derinleşmeyi değil patlamak üzere olan bir bombanın fitilinin sonuna gelindiğinin habercisi olan bir tür eylem, oruç işte asla konuşmama orucu....
köşesinin başlığına, yazılarının içeriğine ve resimdeki gülümsemesine bakıp hayretengiz bir şekilde bütün köylerde ısrarla neden bu kadar tarafgir, saplantılı ve ötekileştirici yazılar yazdığını merak ettiğim, yazılarının gerek içerik olarak gerekse hacim olarak bir gazetenin köşesinde yer kaplamaktan çok 3'lük satır arası kullanılmazsa bir parağraflık edeceğini düşündüğüm şahıs.
meyveli ağacı taşlarlar misali hakkında oldukça çok atıp tutulan, özellikle kürt kökenli olmasından dolayı ayrıca bir saldırı hedefi haline gelen ama söylenilenlerin aksine asla milliyetçilik yapmamış olan, bütün insanların Adem'den, Adem'in ise topraktan geldiği bilincine sahip olan mütefekkir, alim, mana insanı....
hızlı adımlarla taklitten kurtulduğunuzu sandığınız bir anda, yolunda giden ne varsa birden tepetaklak olur -belki de sınanmanız içindir- ve işte böylesi anlarda hiç de kolay olmadığını anladığınız ve asla bu gidişle ulaşamayacağınızı düşündüğünüz hakiki imana denir...
ve bu iman hayatı yolunda gidenlere veya felaketler karşısında hemen pes edenlere uğramaz kanımca....
Cumhuriyet'ten sonra İsviçre medeni kanununun ülkeye girişiyle beraber, dua edilmeksizin ailenin temelini atmaya gönlü razı olmayan insanlarımızın resmi nikahla beraber başvurdukları nikah çeşididir..
halihazırdaki bir kaç önemli edebiyatçıdan biri olan F.K.Barbarosoğlu, gerek dili kullanma becerisi ile gerekse sosyolojik tahlil yeteneği ile öne çıkmış, ama ülkemizdeki ideolojik kamplaşmalardan dolayı yeterince kıymeti bilinmeyen bir isim.. Ahir zaman gülüşleri ve hiçbiryer adlı eserleri tavsiye edilir...
nietzsche ağladığında adlı romanla ülkemizde tanınan, aslında çok daha güzel eserleri olan (mesela aşkın celladı- psikiyatr olarak hastalarının tedavi öykülerini anlatıyor her ne kadar okuduktan sonra her taşın altında bir kaya arama huyu edinmiş de olsanız gayet iyi) pskoterapist...
4 yıl boyunca tüm yaz tatillerinde bıkmadan okuduğum, 5 yıl aradan sonra bu yaz tatilinde yeniden başlamayı düşündüğüm paulo coelho'nun en güzel kitabı. binbir gece masallarından esinlenilerek yazılmış..diyorlar...
zihnimi yoracak şarkılar dinleme orucuna başlamış olmasam, şu anda muhtemelen dinliyor olduğum 'büyük insan' ve 'Dön' adlı çokça tanınmayan ama güzel şarkılar yapan büyük şarkıcı
ağaç haftasından, böcek haftasına varıncaya dek her bir haftanın kutlandığı milli eğitim okullarında. kutlamak için izin alamadığım hafta:(