hadis islamın 2 ana kaynağından biri muhammed sav ümmeti olmanın tek yolu fakat onu çok sevdiğini söyleyip şefaatini umanlar onun 4 hadisini bilmiyor hiç öğrenme gibi bir sıkıntısı yok dinini nasıl olsa babadan ve çevreden öğrenmiş hatta kulaktan duyma sözleride hadis diye anlatır durur niçin hiç hadis okumuyorsun desen ben onu anlayamam onu anlamak için alim falan olmak gerek der ve hatta işine gelmeyince bu hadiste bir tuhaflık var zayıf olmalı diye kolayca reddeder işte muhammed ümmeti onu çok seviyoruz uruna ölürüz
RAB = terbiye eden emir ve yasalarıyla yarattıklarını terbiye eden.
2 seçeneğimiz var ' ya her şeyi yaratan her şeyi en iyi bilenin terbiyesine girmemiz (yasalarına ve nasihatlerine inanmamız) ' yada yaratılmış, aciz, yanılabilen kanun koyucuların sürekli değişen kanunlarına inanmamız ben ilkini seçtim çünkü ikincisinin bir ödülü yok
Bir akşam vakti Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem´le birlikte Medine´nin Harre mevkiinde yürüyorduk. Derken Uhud dağı karşımıza çıkıverdi. Peygamber Efendimiz, -Ey Ebû Zer! - dedi. Ben, -Buyur, Ey Allah´ın Elçisi! Emrindeyim- dedim. Resûl-i Ekrem, -Şu Uhud Dağı altın olup bana verilse, onun bir dinarının üç günden fazla yanımda kalmasını istemem. O bir dinarı da borç ödemek için bir yana ayırmak isterim- buyurdu. Daha sonra Allah´ın Elçisi, -Yanımda olanı da Allah´ın kullarına şöyle şöyle dağıtmak isterim- diyerek önüne, sağına, soluna ve arkasına elleriyle para dağıtıyormuş gibi işaretler yaptı. Sonra yine, -Ebû Zer! - dedi. -Buyur, Ey Allah´ın Elçisi! Emrindeyim- dedim. Sözüne şöyle devam etti:
Dünyada malı mülkü çok olanlar, âhirette sevapları az olanlardır. Yalnız şöyle şöyle dağıtanlar böyle değildir. Fakat öyle kimseler de ne kadar azdır!
türbeler yapılması haram olan binalardır bir mezar ne zaman türbe halini alır o yerde şirk ve fitne olmaması mümkün deyildir islamda sadece kabristan ziyaretine ölümü hatırlamak için izin verilmiştir bunun dışında kişi kalbinde yanlış bir düşünce olmadan niçin akrabası olmadığı veya hiç tanımadığı bir insanın türbesine gider
ya bu batıl işini vesile edinmek ister ki en masum açıklaması budur fakat haram olan bu işin vesilesi olmaz yada ölüden bazı sıkıntıları için yardım talep ediyordur buda şirkin en büyüğüdür
Zulmü alkışlayamam, zâlimi asla sevemem; Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem. Biri ecdâdıma saldırdı mı, hattâ boğarım! .. - Boğamazsın ki! - Hiç olmazsa yanımdan koğarım.
Üç buçuk soysuzun ardında zağarlık yapamam; Hele hak nâmına haksızlığa ölsem tapamam. Doğduğumdan beridir âşıkım istiklâle, Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lâle!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum? Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum! Kanayan bir yara gördüm mü yanar tâ ciğerim, Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırma da geç git, diyemem aldırırım. Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım! Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu... İrticâın şu sizin lehçede ma'nâsı bu mu
1 milyon domuz evet ülkemizde yılda bir milyon domuz yetişiyor buna rağmen hala domuz eti ital ediyoruz paranın kulu olmuş bazı pislik adamlar bu etleri bilerek müslüman halka satmaktadırlar özellikle ucuz sucuk salam ve sosislerde kullanıyorlar lütfen dikkat edelim zira allah bize neyi haram etmişse bizim faydamızadır güvenilir markaları tercih edelim çünkü büyük işletmeler markasının bu işe karışmasından korkarlar ve maliyeti bile olamayacak kadar ucuz fiyatlarda ürünleri almayın çünkü domuz eti çok ucuz yakınlarınızıda uyarın
gelin buna intihar demeyelim şehadet eylemi diyelim çünkü insanın canından kıymetli hiç bir şeyi yoktur eğer bunu feda edebiliyorsa, bu fiilinde riyakar olmasa gerek bazıları bu tür eylemin islam dışı olduğunu söylüyor hayır bakın size şöyle izah edeyim öldürmek islamda en büyük günahtır, ama haksız yere olursa birde allah için öldürmek vardırki yani allah için savaşmak işte kişi bundan daha hayırlı hiç bir amel yapamaz bunun gibi intaharda doğru deyildir ama batıl bir sebepten olursa peki allah için olursa,insan bundan daha değerli ne yapmalıdırki rabbini memnun etsin hem görmüyormusunuz düşmanlar bu tür savaştan yılmasalar daha neler neler yaparlar hepimiz dünyanın çeşitli yerlerinde savaşan mücahidlere dua etmeliyiz keza aynı şeyin bizim başımıza gelmeyeceğini kim garanti edebilir
şirk kelime anlamı ortaklık demektir.türkçeye şirket olarak girmiştir dindeki anlamı ise allaha has olan yüce sıfatları ondan başkası ile ortak etmektir bu nasıl olur. allahın sıfatları bilindiği gibi sonsuzdur yani o her yeri görür, herşeyi bilir, sonsuz merhamet ve sabır sahibidir ama diğerleri böyle değil.her yeri göremez,her şeyi bilmez,sabrıda çok azdır yani allahın sıfatları yüce, yarattıkları ise az, kısıtlı ve noksan işte ortaklık bu ikisi arasında olur sen dersenki falanca her yeri görür, işte allahla falancayı o sıfatta ortak ettin halbuki heryeri gören yalnız allahtır bunun gibi allahın 100 ismi yani 100 sıfatı vardır ve hiç kimse hiç bir şey bu sıfatlara denk deyildir peki neler şirktir büyü yaptırmak yada bozdurmak fal bakmak yada baktırmak allahtan başkasına dua etmek adak ağacına mendil bağlamak allahın yasalarını beğenmemek can taşımayan ot çöp taş, nazar boncuğu,muska,üflenmiş şeyler,nal kemik gibi şeylerden fayda ummak türbeden ve ölüden yarar beklemek velilerin şeyhlerin keramet,keşif gibi esrarengiz olaylarına inanmak burada bütün şirkleri saymam mümkün deyil ama şirkin ana mantığı şudur hiç bir insanın insan üstü gücü yoktur can taşımayan şeylerin ve ölülerin hiç bir faydası yoktur
şirk allahın affetmediği tek ve en büyük günahtır çünkü secde,ruku.kıyam,tevekkül,takva,tehlil,tahmid,yemin,nezr,istiğfar, dua ve yasa koyma hakkı yalnız ona aittir
bakınız alalh teala ölülerden medet bekleyenlere ne demektedir (allahı bırakıp kendisine kıyamet gününe kadar cevap veremeyecek olana yalvarır. kendisine yapılan duadan habersiz olana ibadet edenden daha sapık kim olabilir.ahkaf 5. 6) (hak olan dua ona mahsustur. ondan başkası için dua edenlere onlar hiç bir şekilde cevap veremezler. bu ağzını suyun gelmesi için açan kimse gibidir ki su ona (kendiliğinden) gitmez işte kafirin duası böyle boşadır.rad 14)
Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurmuştur. 'Sizden önceki ümmetlerden bir kimse hesaba çekildi de hiçbir iyiliği bulunamadı. Ancak o kimse zengindi ve insanlarla ticari muameleleri olurdu. Borçlularından para toplayan adamlarına da: 'Malı olmayan borçluları bırakın' diye emrederdi. Hz. Peygamber (a.s.) devamında dedi ki: 'Yüce Allah, müsamaha bize daha çok yaraşır, bu kulu bırakınız' buyurdu.
hadis islamın 2 ana kaynağından biri
muhammed sav ümmeti olmanın tek yolu
fakat onu çok sevdiğini söyleyip şefaatini umanlar
onun 4 hadisini bilmiyor
hiç öğrenme gibi bir sıkıntısı yok
dinini nasıl olsa babadan ve çevreden öğrenmiş
hatta kulaktan duyma sözleride hadis diye anlatır durur
niçin hiç hadis okumuyorsun desen
ben onu anlayamam onu anlamak için alim falan olmak gerek der
ve hatta işine gelmeyince bu hadiste bir tuhaflık var zayıf olmalı diye kolayca reddeder
işte muhammed ümmeti
onu çok seviyoruz uruna ölürüz
RAB bimiz gerçekten Allahmı?
RAB = terbiye eden
emir ve yasalarıyla yarattıklarını terbiye eden.
2 seçeneğimiz var
' ya her şeyi yaratan her şeyi en iyi bilenin terbiyesine girmemiz (yasalarına ve nasihatlerine inanmamız)
' yada yaratılmış, aciz, yanılabilen kanun koyucuların sürekli değişen kanunlarına inanmamız
ben ilkini seçtim çünkü ikincisinin bir ödülü yok
kişiye her duyduğunu söylemesi yalan olarak yeter
imza = muhammed (sav)
Ebû Zer radıyallahu anh şöyle diyor:
Bir akşam vakti Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem´le birlikte Medine´nin Harre mevkiinde yürüyorduk. Derken Uhud dağı karşımıza çıkıverdi. Peygamber Efendimiz, -Ey Ebû Zer! - dedi. Ben, -Buyur, Ey Allah´ın Elçisi! Emrindeyim- dedim. Resûl-i Ekrem, -Şu Uhud Dağı altın olup bana verilse, onun bir dinarının üç günden fazla yanımda kalmasını istemem. O bir dinarı da borç ödemek için bir yana ayırmak isterim- buyurdu. Daha sonra Allah´ın Elçisi, -Yanımda olanı da Allah´ın kullarına şöyle şöyle dağıtmak isterim- diyerek önüne, sağına, soluna ve arkasına elleriyle para dağıtıyormuş gibi işaretler yaptı. Sonra yine, -Ebû Zer! - dedi. -Buyur, Ey Allah´ın Elçisi! Emrindeyim- dedim. Sözüne şöyle devam etti:
Dünyada malı mülkü çok olanlar, âhirette sevapları az olanlardır. Yalnız şöyle şöyle dağıtanlar böyle değildir. Fakat öyle kimseler de ne kadar azdır!
türbeler yapılması haram olan binalardır
bir mezar ne zaman türbe halini alır o yerde şirk ve fitne olmaması mümkün deyildir
islamda sadece kabristan ziyaretine ölümü hatırlamak için izin verilmiştir
bunun dışında kişi kalbinde yanlış bir düşünce olmadan niçin akrabası olmadığı veya hiç tanımadığı bir insanın türbesine gider
ya bu batıl işini vesile edinmek ister ki en masum açıklaması budur
fakat haram olan bu işin vesilesi olmaz
yada ölüden bazı sıkıntıları için yardım talep ediyordur
buda şirkin en büyüğüdür
Zulmü alkışlayamam, zâlimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdâdıma saldırdı mı, hattâ boğarım! ..
- Boğamazsın ki!
- Hiç olmazsa yanımdan koğarım.
Üç buçuk soysuzun ardında zağarlık yapamam;
Hele hak nâmına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir âşıkım istiklâle,
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lâle!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördüm mü yanar tâ ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırma da geç git, diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu...
İrticâın şu sizin lehçede ma'nâsı bu mu
1 milyon domuz
evet ülkemizde yılda bir milyon domuz yetişiyor
buna rağmen hala domuz eti ital ediyoruz
paranın kulu olmuş bazı pislik adamlar bu etleri bilerek müslüman halka satmaktadırlar
özellikle ucuz sucuk salam ve sosislerde kullanıyorlar
lütfen dikkat edelim zira allah bize neyi haram etmişse bizim faydamızadır
güvenilir markaları tercih edelim
çünkü büyük işletmeler markasının bu işe karışmasından korkarlar
ve maliyeti bile olamayacak kadar ucuz fiyatlarda ürünleri almayın
çünkü domuz eti çok ucuz
yakınlarınızıda uyarın
gelin buna intihar demeyelim
şehadet eylemi diyelim
çünkü insanın canından kıymetli hiç bir şeyi yoktur
eğer bunu feda edebiliyorsa, bu fiilinde riyakar olmasa gerek
bazıları bu tür eylemin islam dışı olduğunu söylüyor
hayır bakın size şöyle izah edeyim
öldürmek islamda en büyük günahtır, ama haksız yere olursa
birde allah için öldürmek vardırki yani allah için savaşmak işte kişi bundan daha hayırlı hiç bir amel yapamaz
bunun gibi intaharda doğru deyildir ama batıl bir sebepten olursa
peki allah için olursa,insan bundan daha değerli ne yapmalıdırki rabbini memnun etsin
hem görmüyormusunuz düşmanlar bu tür savaştan yılmasalar daha neler neler yaparlar
hepimiz dünyanın çeşitli yerlerinde savaşan mücahidlere dua etmeliyiz
keza aynı şeyin bizim başımıza gelmeyeceğini kim garanti edebilir
şirk kelime anlamı ortaklık demektir.türkçeye şirket olarak girmiştir
dindeki anlamı ise allaha has olan yüce sıfatları ondan başkası ile ortak etmektir
bu nasıl olur. allahın sıfatları bilindiği gibi sonsuzdur
yani o her yeri görür, herşeyi bilir, sonsuz merhamet ve sabır sahibidir
ama diğerleri böyle değil.her yeri göremez,her şeyi bilmez,sabrıda çok azdır
yani allahın sıfatları yüce, yarattıkları ise az, kısıtlı ve noksan
işte ortaklık bu ikisi arasında olur
sen dersenki falanca her yeri görür, işte allahla falancayı o sıfatta ortak ettin halbuki heryeri gören yalnız allahtır
bunun gibi allahın 100 ismi yani 100 sıfatı vardır ve hiç kimse hiç bir şey
bu sıfatlara denk deyildir
peki neler şirktir
büyü yaptırmak yada bozdurmak
fal bakmak yada baktırmak
allahtan başkasına dua etmek
adak ağacına mendil bağlamak
allahın yasalarını beğenmemek
can taşımayan ot çöp taş, nazar boncuğu,muska,üflenmiş şeyler,nal kemik gibi şeylerden fayda ummak
türbeden ve ölüden yarar beklemek
velilerin şeyhlerin keramet,keşif gibi esrarengiz olaylarına inanmak
burada bütün şirkleri saymam mümkün deyil ama şirkin ana mantığı şudur
hiç bir insanın insan üstü gücü yoktur
can taşımayan şeylerin ve ölülerin hiç bir faydası yoktur
şirk allahın affetmediği tek ve en büyük günahtır
çünkü secde,ruku.kıyam,tevekkül,takva,tehlil,tahmid,yemin,nezr,istiğfar,
dua ve yasa koyma hakkı yalnız ona aittir
bakınız alalh teala ölülerden medet bekleyenlere ne demektedir
(allahı bırakıp kendisine kıyamet gününe kadar cevap veremeyecek olana
yalvarır. kendisine yapılan duadan habersiz olana ibadet edenden daha sapık kim olabilir.ahkaf 5. 6)
(hak olan dua ona mahsustur. ondan başkası için dua edenlere onlar hiç bir şekilde cevap veremezler. bu ağzını suyun gelmesi için açan kimse gibidir ki su ona (kendiliğinden) gitmez işte kafirin duası böyle boşadır.rad 14)
Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurmuştur.
'Sizden önceki ümmetlerden bir kimse hesaba çekildi de hiçbir iyiliği bulunamadı.
Ancak o kimse zengindi ve insanlarla ticari muameleleri olurdu. Borçlularından para toplayan adamlarına da:
'Malı olmayan borçluları bırakın' diye emrederdi.
Hz. Peygamber (a.s.) devamında dedi ki:
'Yüce Allah, müsamaha bize daha çok yaraşır, bu kulu bırakınız' buyurdu.