Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • sabetayist26.01.2007 - 16:49

    Nurettin Baransel: Orgeneral, 6. Genelkurmay Başkanı (1954-1955) , Kara Kuv. Komutanı

    Necdet Uran: Oramiral, 5. Deniz Kuv. Komutanı (1961-1968) Büyükelçi

    Nazmi Topçuoğlu: Ticaret Bakanı, Milltevekili


    Nejat Şirel: Heykeltraş, Mustafa Kemal’in çoğu heykelini yapan kişi, Güzel sanatlar Akademisi Müdürü, Ressam Avni Lifij’in kayınbiraderi

    Neşet Ömer İrdelp: İç Hastalıkları Profesörü, binbaşı, yazar, Istanbul Üni. Rektörü (1933) , milletvekili (1934) Antropoloji Enstitüsü Kurucusu, Mustafa Kemal’in özel hekimi

    Necmettin Molla Karataş: (1875-1949) Asdliye Nazırı, Osmanlı Mebusu, vali, Şeyhülislam Turşucuzade A. Muhtar’ın oğlu, Ebulula Mardin’in kayınpederi

    Nazım Nabizade: (1862-1893) Kur. Yüzbaşı, Harp Okulu Öğretmeni, şair-yazar

    Osman Nuri Tufan: (1886-1944) Tümgeneral, Alay Komutanı

    Orhan Seyfi Orhon: Beş Hececiler Şairi, gazeteci- yazar, milletvekili (1946-1950)

    Ömer Fahrettin Türkkan: Korgeneral, I. Dünya Savaşı’nda Kork. Komutanı, Medine Müdafaii, Büyükelçi; General selim Türkkan ile General Orhan Türkkan’ın babasıdır.

    Pirizade Mehmet Sakıp Molla: 119. Şeyhülislam, Kazasker, Ayan, Mevlevi, Tarihçi Hayrullah’ın damadı, Abdülhak Hamit’in eniştesi (eşi Feriköy’de gömülü) , Adliye Nazırı İbrahim Hayrullah’ın babası

    Rauf Orbay

    Ragıp Gümüşpala: Orgeneral, 10 Genel Kurmay Başkanı Adalet Partisi ilk Genel Başkanı, milltevekili

    Recep Paşa (1842-1908) : Müşir (1884) , Harbiye Nazırı (1908)

    Rıza Tevfik Bölükbaşı Filozof sanlı hekim, mebus, Maarif Nazırı (1918-1919) , döneminin bütün Mason Locaları’nın en büyük üstadı azamı

    Sedat Celasun

    Suphi Gürsoytrak

    Sadık Aldoğan: Tümgeneral, Milletvekili, Temsilciler Meclisi Üyesi, Millet Partisi Kurucusu

    Sabri Paşa (? - 1879) Vezir, Zaptiye Müşiri, Rusumat Emini

    Seyyit Bey: (? İzmir- 1924) Adalet Bakanı (1923-1924) Osmanlı Mebusu, Ayan Üyesi, Hukuk Profesörü

    Selahattin Adil Pasanoğlu: İstiklal Harbi’nde Tümgeneral, Ordu Komutanı

    Seyit Ali Paşa: (? - 1826) 171. Sadrazam, Sadrazam M. Reşit Paşa’nın eniştesi

    Şükrü Kanatlı Orgeneral: Kara Kuv. Komutanı (1951-1954) Jandarma Genel Komutanı (1947-1949)

    Şemsettin Sami Franşeri GS Kurucusu Ali Sami Yen’in babası

    Şakir Kesebir İktisat Bakanı (1929-1930) (1937-1938) , Milletvekili, Çocukları Şişi Terakki mezunu. CHP Edirne Milltevekili Erdal Kesebir’in dedesi

    Tahsin Demiray: Milletvekili, yazar, Türkiye Yayınevi kurucusu,Türkiye Köylü ve Adalet Partisi kurucusu.

    Veli Rıza Paşa (1842- 1908) Müşir, Harbiye Nazırı

    Yusuf Ziya Paşa: Maliye Nazırı (1871, 1877 arası üç kez) Maarif Nazırı, Darüşşafaka Kurucusu (İstanbul Sevi’nin Darüşşafaka ile ilgili notları açıklayıcıdır)

    Yakup Şevki Subaşı: Orgeneral, Ermeni Kırımı’ndan Malta Sürgünü,

    Zekai Okan: Orgeneral, Genelkurmay II. Başkanı, Büyükelçi

  • sabetayist26.01.2007 - 16:44

    Hüseyin Hüsnü Paşa (1829-1894) Serasker, Müşir, Vali

    Hasan Hüsnü Çakır: Ticaret Bakanı (1938-1941) , Milli Savunma Bakanı (1948-19509, Milltevekili

    İngiliz Mehmet Sait Paşa: İngiltere’de okuduğu için İngiliz deniyor. Müşir, Vali, Rasathane Müdürü

    İbrahim Ethem Paşa: (1850-1926) Vezir

    İsmail Müştak Mayokan: Yazar, milletvekili, Ermeni Kırımı Malta Sürgünü

    İbrahim Sarım Paşa: (1801- 1853) 182. Sadrazam

    İbrahim Hayrullah: Adliye Nazırı (1913-1915) Ermeni Kırımı Malta Sürgünü, Şeyhülislam Pirizade M. Sahip ile F. Hayrunisa’nın torunu

    Kazım Paşa: (1839- 1936) Müşir (Mareşal) Ordu Komutanı, Vali, Plevne Gazisi, Vali; Sadrazam Esat Paşa’nın kardeşi

    Lütfi Kırdar: Sağlık Bakanı (1957-1960) Milletvekili, İstanbul Vali ve Belediye Başkanı (1938-1949)

    Memduh Tağmaç: Orgeneral, 13. Genelkurmay Başkanı (1969-1972) daha önce Kara Kuv. Komutanı

    Muzaffer Göksenin: Orgeneral, Hava Kuv. Komutanı (1950-1953) , Büyükelçi

    Mehmet Sırrı Üke: (1886-194449 Selanikli, Tümgeneral, Tümen Komutanı, Milletvekili

    M. Sabri Toprak: Tarım Bakanı (1925-1927) , Milletvekili, Osmanlı Mebusu, Ermeni Kırımı nedeniyle Malta Sürgünü

    Mürsel Bakü: Tümgeneral, İzmir’e giren Süvari Komutanı, Malta Sürgünü, Milltevekili

    Macar Mehmet Hamdi Paşa: (1828-1896) Müşir

    Mahmut Ethem Paşa (1830-1886) Müşir, Ayan Üyesi, Kaptanı Derya M. Ali Paşa’nın oğlu

    Lofçalı Derviş İbrahim Paşa:(1817-1896) Müşir (1862) , Serasker (1876) Dahiliye Nazırı,, Vali Rumeli Komutanı

    M. Sabri Paşa (? - 1879) : Cihan Seraskeri, Müşir, Tophane Nazırı, Ticaret Nazırı, Vali

    Manastırlı Salin Faik: Mutasarrıf, Divan Şairi

    Mustafa Saffeti Ziya: Maliye Nazırı, Yazar, Protokol Genel Müdürü, Musa Saffeti Paşa’nın torunu.

    Mehmet Emin Yurdakul: Türkçü Şair, Vali, Osmanlı Mebusu, Milletvekili, Bahriye Nezareti Müsteşarı

    M. Emin Çınar: Tümgeneral, İstiklal Savaşı Kahramanı, Tümen Kurmay Başkanı

    Mehmet Esat Bülkat Paşa: Ordu Komutanı, Bahriye Nazırı, Korgeneral, Vehip Paşa’nın (Mustafa Kemal’in Çanakkale’deki komutanı) kardeşi

    Mehmet Celalettin Paşa: Maarif Nazırı, Bahriye Nazırı

  • sabetayist26.01.2007 - 16:09

    ORDU

    Aytaç Yalman (KKK)

    Ali Fuat Cebesoy

    Ali Fethi Okyar: İttihat ve Terakki Gen. Sekreteri, Cumhuriyetin İlk Millet meclisi Başkanı, 2. Başbakan, İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı, Serbest Fırka Kurucusu, Yarbay, Büyükelçi

    Abdurrahman Nafiz Gürman: Orgeneral, 4. Genel Kurmay Başkanı, Temsilciler Meclisi Üyesi

    Asım Gündüz: Orgeneral, Garp cephesi Kurmay Başkanı, Milletvekili

    Ali Hikmet Ayerdem: Korgeneral, Milletvekili (1923-1924)

    Ali Nizami Paşa: Genelkurmay Başkanı (1881-1882)

    Ali Saip Paşa (? - 1891) Serasker, Müşir, Tophane Nazırı, Vali

    Ahmet Mazhar Paşa: (1824-1890) Vezir, Vali, Şehremini (Belediye Başkanı- 1881-1890)

    Abdurrahman Sami Paşa:İlk Maarif Nazırı (1857-1860) Maliye Nazırı A. Suphi Paşa ile yazar Sami Paşazade Sezai’nin babası

    Ahmet Eyüp Paşa:(1883- 1923) Müşir (1873) Rus Savaşı Komutanı (1878) Vali

    Ahmet Ağaoğlu (Agayef) Ünlü Türkçü, (Samet Ağaoğlu’nun da babası. Mocan Yalısı’nın sahibi Şevket Mocan, ünlü bir sağcı, ünlü bir mason ve DP milletvekili Şevket Mocan’ın karısı Sara Hanım, Nazım Hikmet’in teyzesi. Çocukları Ayşe, Dündar Baştımar’la evleniyor, diğer çocuk Rüya da Samet Ağaoğlu’nun oğlu Mustafa Kemal Ağaoğlu ile evleniyor. Daha sonra da Rüya Hanım İlhan Nebioğlu’yla evleniyor ve Londra’da oturuyorlar. Kemal Derviş, Londra’ya gittiğinde bu evde kalıyor.)
    Ahmet Vefik Paşa: 197. Sadrazam (Dahiliye Nazırı, Elçi, Ayan üyesi, Maarif Nazırı, Evkaf Nazırı, İlk Meclisi Mebusan Reisi, Vali, Tarihçi, YazarDr. Tevfik Rüştü Aras: Dışişleri Bakanı (1925-1938) www.mason.org’dan tarihçeye tıklanırsa, bütün üylerinin Sabetaycı olduğu Selamet Locası içinde olduğu görülecektir.)

    Akif Eyidoğan: Başbakan Yardımcısı, Milltevekili, Senatör, Vali; Demirel’in adamlarından.

    Ahmet Rasim Paşa: Vezir, Bahriye Nazırı (1879-1891) Vali, İstanbul Şehremini

    Ali Fuat Başgil: Hukuk Profesörü, Senatör,Cumhurbaşkanı Adayı

    Bülend Ulusu

    Bekir Sami Günsav:Kur. Albay, Kuvayı Milliye ve Tümen Komutanı

    Cemal Madanoğlu

    Cemil Topuzlu:Nafia Nazırı (1920) İstanbul Şehremini (Belediye Başkanı, 1912-1914) ord. Prof. Dr. İlk Tıp Fakültesi Reisi (Kadıköy’de çok ünlü bir caddeye adı verilmiş)

    Cafer Tayyar Eğilmez: Tümgeneral, Trakya Kuvayı Milliye Komutanı, milletvekili

    Derviş İbrahim Paşa: (1817-1899) Serasker (Ordu Komutanı Vezir) Rumeli Komutanı, Bahriye Nazırı, Müşir (Mareşal) Vali

    Ebulula Mardin Medeni Hukuk Profesörü, Osmanlı Mebusu, Kazasker Mardini, Adliye Nazırı, Yusuf Sıtkı’nın oğlu, Necmettin Kocataş’ın damadı (mezarları yanyana) , ünlü Mardin sülalesinin büyüğü

    Fahri Korutürk

    Fethi Tevetoğlu

    (General) F. Türüng

    Fahrettin Rumbeyoğlu: Maarif Nazırı (1920) Tümen Komutanı, Müşir (Mareşal)

    Fahri Engin: Amiral, Donanma Komutanı, Ulaştırma Bakanı (1941-1943)

    Falih Rifkı Atay Mustafa Kemal’in prensi denen (Karacan gibi) gazetecilerden. Mina Urgan’ın üvey babası. Kemalizmin mihenk taşlarından.

  • Behiç Aşçı25.01.2007 - 23:22

    '...bu konuda 19 Aralık bir dönüm noktası haline geldi...19 Aralık'ta odalar,demokratik partiler,sendikalar şunu gördü: Siyasi iktidarın şiddetinin ve terörünün ne kadar kayıtsız ve sınırsız olduğunu gördüler...

    -Ve cinayetlerin nereye kadar uzanabileceğini...

    -Dolayısıyla o korkuttu onları...Kendi kabuklarına çekildiler...Ya da tekrar kendi sınırlarına çekildiler...Belki de doğal olarak üstlenmeleri gereken bedeli üslenmediler...96'da belli bir bedel ödeme tercihiyle karşı karşıya kalmamışlardı...Hep şu söylenilir: 19 Aralık operasyonu ve F tipi hapishanelerindeki olanlar,hapishanenin içindeki tutuklu ve hükümlüler için yapılan bir operasyon değil,dışarısı için yapılan bir operasyondur...Dışarıya verilen bir gözdağıdır...

    -Genelde cezaevlerine yapılan operasyonların amacı dışarıya gözdağı vermektir...İnsan zaten dört duvar arasında onu bekliyor...'Her an tehlikedeyim' diyor...İşin kötü tarafı dışarıdaki insanlar onu beklemiyor...

    -Ama 19 Aralık boyutu,vahşeti, -aynı anda yirmi hapishanede birden yapıldı...Bayrampaşa'da altı kadın yakılıyor- birçok yönüyle gerçekten demokratik muhalefete çok ciddi bir biçimde gözdağıydı...Bir de o dönemde zaten -en azından ben İstanbul'u biliyorum- adeta ilan edilmemiş bir sıkıyönetim vardı...Bütün yasalar iptal edilmiş...Yasalar rafa kaldırılmıştı...Hiçbir hakkımız yok...Hatta bir avukat arkadışımız gözaltına alındı...Nerede olduğunu bulamadık...Savcı dedi ki,'Size bilgi veremem...Bende de bilgi yok...' O zaman kimde var? 'Başbakanlık kriz merkezinde...' Başbakanlık kriz merkezi nerede? 'Bilmiyorum nerede olduğunu...'

    -Bir savcının açıklaması...

    -Evet...O günlerde böyle bir düzen hayata geçirdiler...Tabi bunun bir sonucu oldu...Şöyle bir şey yapıldı herhalde...'Biz olaylardan kaçalım ki kendimizi koruyalım' diye düşündüler...Öyle olmadı...Kaçtıkları doğru ama kendilerini koruyamadılar...Sonuçta siyasi iktidar,muhalefet yapan herkese saldırır...Belki temel sorun bu...Temel sorun,haklar ve özgürlükler mücadelesi,bedel ödemeyi göze almadan sürdürülemez...Bunun her alanda örneğini görebiliriz...Evinizi,işinizi,inancınızı v.s. neyinizi korumak istiyorsanız,onun bedelini gözönüne almak zorundasınız...Bedelini gözönüne almazsanız,silinir gidersiniz...

    ...


    ...yani doğru...Şöyle bir gerçeklik var...F Tipleri 'modern' hapishaneler...Tabi modernlikten anladığımız yeni hapishaneler,duvarları yeni boyanmış,yatağı yeni v.s...Eğer bunlarsa modernliği belirleyen,evet,modern hapishaneler...Ama bizce modernliği bunlar belirlemiyor...Modernliği belirleyen insan faktörüdür...F Tipleri'nde insan yoktur...İnsanın olmadığı hapishaneye modern hapishane demek mümkün değildir...Ama Avrupa'dan başlayarak bir modern hapishane yaygarası sürdürüldü...Ve beyinler dumura uğratıldı...Giderek garip bir noktaya geçildi...F Tipleri desteklendi...İşte,F Tipleri'ne karşı olması gereken çevreler dahi destekleme durumuna geldiler...Doğru...F Tipleri Avrupa'dan alınan hapishanelerdir...Ama Avrupa Birliği hapishanelerinin matah,iyi olduğunu kim söyledi ki? Böyle bir şey yok...Avrupa Birliği hapishaneleri tecridin en ağır yaşandığı,intihar oranlarının en yüksek olduğu,içeriden çıkan insanların psikopat olarak çıkma oranının en yüksek olduğu hapishanelerdir...Bunun tek nedeni,bu hapishanelerin mimari yapısıdır...

    ...

    -O temizliği ben kendim de yaparım...

    -Tabii ki insanın olmadığı yerde o temizliğin hiçbir önemi yoktur...Ve bu konuda aslında bakanlık ciddi bir gelişme sağladı...Özellikle adli tutuklular üzerinde yarattığı tahribat var ortada...Adli tutuklular tecride psikolojik açıdan gerçekten direnemiyorlar...Çok ağır travmalar geçiriyorlar...İntihar edenler,kendilerini yakanlar,kendilerine zarar verenler v.s...Bakanlık biliyor ki,Tabip Odası tarama yaptığında bunlar hemen ortaya çıkacak...Ben takipçisi olduğum için biliyorum...Tabip Odaları'nın altı yıldır talepleri var...Yazılı olarak başvurmalarına rağmen izin alamadılar...Sormak lazım...Niye gizleniyor? Hepimiz biliyoruz...19 Aralık'tan önce Adalet Bakanlığı F Tipleri'ne turistik gezi düzenliyordu...Örneğin Sincan hapishanesini gezmek isteyenler için Ankara-Kızılay'dan saatli otobüsler kaldırılıyordu...Turistik gezi düzenlenmesin demiyoruz,ama bu işin uzmanına kapıyı açsın...Kapılar açılmıyor...O zaman gizlenen bir şey var...Gizlenense oradaki insanların sağlık durumudur...'

  • Bülent Ecevit25.01.2007 - 08:23

    '...Allah,o kütüphanenin esrarengiz bir biçimde devrilip altında kalması yoluyla canlı yayında da canını alabilirdi...Fakat aylarca çıkmamış bir canı,bağlılarına,'çıksa da kurtulsa' dedirtecek kadar arada bir yerde asılı vaziyette bıraktı...

    Bu hali Müslüman halkımız da iyi bilir ki,Müslümanlarca ancak büyük bir azap ve feci bir gazabın alametleri olarak addedilir...Ve bu noktada malumu izaha hacet yoktur...'

  • adalet25.01.2007 - 07:44

    '...suç ve suçluyu övmek suç ise,suçluyu korumak ve onun can güvenliğini sağlamak da 'yardım ve yataklık etmek' kapsamına giren ayrı bir suçtur; ki bu bakımdan rejim,tesis ettiği adalet (!) sistemiyle baş suçludur...Bir önceki habere de paralel olan bu değerlendirmemize sebep olan aşağıdaki haber:

    Samsun'da kendisine tecavüz eden çoban Cevdek Karaaslan'ı öldüren 42 yaşındaki M.A.,rejim gözünde suçludur ve hala cezaevinde yatmaktadır...Rejim gözünde tecavüzcü haklıdır...Ve hak ettiği veçhile mağdur M.A.'nın fiilini övmek de suçtur...

    TC adaletine-mevcut rejimin adaletine niçin kodamanların,tecavüzcülerin güvendiğinin apaçık bir göstergesi...Banka hortumlayan biri,hakkında tahkikat yapıldı mı dudakları kulaklarına varana dek sırıtır ve 'Hakkımdaki yanlış düzeltilecektir.Türk adaletine güveniyorum.' der...Tecavüzcü tutuklanıp cezaevine girdiğinde can güvenliğinin sağlanması için rejime sığınır ve beklentisi doğrultusunda mukabele görür...Adaleten çekinmesi gereken suçlular olması gerekirken niçin masumlar adaletten çekinir de hortumcular,tecavüzcüler,hainler TC adaletine güvenir! '

  • film replikleri24.01.2007 - 17:06

    -Do you know what frightens me about the human body?

    -What?

    -Well,it's like the most sophisticated mechanism in the entire universe and yet it's so fucking quiet,isn't it? Do you know what I mean?

    -I don't know...Mine makes enough noise...

    (naked)

  • atatürkçü düşünce derneği24.01.2007 - 16:11

    '...bu nam altında faaliyet gösteren ulusalcı geçinip rötaryanlarla elbirliği ettiği il valiliklerine kadar tesbitli,bir asker yanlısı sivil toplum kuruluşu olan ADD...Elbette ki kuduz İslam düşmanı ve batı tipi hayat tarzının güdücüsü...

    Alanya Ticaret Odası'nın katkılarıyla hazırlanan,Alanya ADD şubesi tarafından bastırılan bir kitapta 'Müslümanlık,Türk ulusunun ulusal duygularını,ulusal heyecanını uyuşturdu' ifadeleri var...

    İslam içindeki Türk toplumuyla Cumhuriyet sonrasını mukayese edelim...Birinde daima fetih,hamle ruhu,hatta en zayıf zamanında bile şu anki vaziyetinden misillerce fazla toprak ve idare sanatı var...Cumhuriyet sonrasına baktığımızda ise,düşman tacizinden korktuğunun vesikası 'Yurtta sulh,cihanda sulh' pısırıklığı,Batıya karşı tam teslimiyet,halkına kin ve öfkeyle bakan bir rejimden başka ne var! Sizin 'ulusal heyecan' dediğiniz şey herhalde ota boka 10. Yıl marşını gevelemek,darbeci yeniçerileri avuçlarınız patlarcasına alkışlamaktan ibaret! '

  • fethullah gülen23.01.2007 - 16:02

    Süveyd İbnu Gafle radıyallahu anh anlatıyor: 'Ali radıyallahu anh dedi ki: 'Ben size Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'dan bir hadis söyleyince, Allah'a yemin olsun Aleyhissalatu vesselam'ın söylemediği bir şeyi söylemektense gökten atılmayı tercih ederim. Ancak benimle sizin aranızda cereyan eden şeyler hakkında konuşunca, bilesiniz harp hiledir. Zira ben Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın şöyle söylediğini işittim:

    'Ahir zamanda yaşça küçük, akılca kıt birtakım gençler çıkacak. Yaratılmışın en hayırlısının sözünü söylerler, Kur'ân'ı okurlar. İmanları gırtlaklarından öteye geçmez. Okun avı delip geçtiği gibi dinden çıkarlar. Onlara nerede rastlarsanız onları gebertin. Zira, onları öldürene, Kıyamet günü, Allah'ın vereceği ücret var.'

    Buhari, Fezailu'l-Kur'ân 36, Menakıb 25, İstitâbe 6; Müslim, Zekat 154, (1066): Ebu Davud, Sünnet 31, (4767): Nesai, Tahrim 26, (7, 119) .

  • fethullah gülen23.01.2007 - 15:59

    Ebu Said ve Enes radıyallahu anhüma anlatıyorlar: 'Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

    'Ümmetimde ihtilaf ve ayrılıklar meydana gelecek, (Onlardan) bir grup lafıyla güzel, ameliyle kötü olacak. Bunlar Kur'ân'ı okuyacaklar, ancak köprücük kemiklerinden aşağı geçmeyecek. Bunlar, dinden tıpkı okun avu delip geçmesi gibi çıkarlar. Onlar, ok kirişine dönmedikçe bir daha dine geri gelmezler. Bunlar mahlukatın en şeriridir. Onları öldürene ve onlar tarafından öldürülene ne mutlu! Onlar insanları Kitabullah'a çağırırlar, fakat kitaptan zerre kadar nasipleri yoktur.'

    Yanında bulunan Ashab:

    'Ey Allah'ın Resûlü dediler. Onların alameti nedir? ' diye sordular da:

    'Tıraş olmak! ' buyurdular.'

    Ebu Davud, Sünnet 31, (4765) .Benzer bir rivayeti Ebu Saidi'l-Hudri'den Sahiheyn kaydetmiştir. Buhari, Fezailu'l-Kur'an 36, Menakıb 25, Edeb 95, İstitabe 6, 7; Müslim, Zekat 143-148, (1064): Muvatta, Kur'ân 10, (1, 204, 205): Nesai, Zekat 79, (5, 87) , Tahrim 26, (7, 119) .