Bu topraklarda bu güne kadar atılan hiçbir adım, Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basarken attığı o adım kadar ”kurtarıcı” olmadı. Emperyalizme karşı “tam bağımsızlık”, saraya/sultana karşı “milli egemenlik” mücadelesi o ilk adımla başladı.
ŞUAN BİR ŞEY DİNLEMİYORUM..... DİNLENİYORUM..... EVET TÜM BESTELERİM YOU TUBE KANALIMDA DINLEYEBILIRSINIZ TAKİP ABONE BEĞENİ YORUMLARINIZI BEKLERİM .....
Sırrı Süreyya önderin ölüm haberini okurken, her zaman dinlediğim bu şarkının sözleri daha çok anlam buldu. Sanki yüreğime bu acı biraz daha dokundu, tarih hiç bir devrimciyi öldürmedi ama yaşarken onu anlamamış her yüreğe yazık oldu. ?si=CdDH3pS9red4aSZ6
... " Şairim, Zifiri karanlıkta gelse şiirin hası, Ayak seslerinden tanırım. Ne zaman bir köy türküsü duysam, Şairliğimden utanırım." dediği yerden selam getirdim...
Ürperir tabiat, üfleyince rüzgârı derin gök soluğu Ulu ses dokununca çarka Düşer ölümün gölgesi eşyaya.
Başlar eşyada hareket kurtulmak için kendinden Daha öteye geçmek için arınmak gibi elbiseden Yakalar ölümsüzlüğün sonsuz ipini Sonra ses olur Zamanın idrak incisi ses döner, döner, döner de Yönelir sebebe
Nereden geldiyse aklına Bir gün sormuştun ya hani “Hangi mevsim yakışır üzerime” diye Sonbahar demiştim gülümseyerek sormadın hiç sebebini sormadın neden diye Şimdi söyleyeyim mi? Haydi bakalım Dinle öyleyse Dinle!
zamanla fark edebiliyor insan, öyle dağlara, sulara filan yazmak değil, bildiğin kalemi dahi almamış eline, alır gibi, yazar gibi yapmış sadece. Hay Allah :))))
Orhan Seyfi Orhon’un aynı adlı şiirinden bestelenen şarkıdır.
Orhan Seyfi çok ağlar sonsuzluğa uğurladığı eşinin ardından fakat henüz bitmemiştir sınavı. Kızı da annesiyle aynı hastalığa yakalanır ve ömrünün son günlerinde kızı bir söz alır babasından “baba, annemin ardından çok ağladın, benim için ağlamayacaksın, söz ver”. Söz verir Orhan Seyfi, vermesine verir de kızını da eşinin yanına uğurladıktan sonra tutamaz sözünü “veda busesi” adlı bu şiiri yazar. Allah rahmet eylesin.
Sen içtikçe yakınlaşıyoruz...
?feature=shared
?feature=shared
Rojda/şerîn
?si=_hVMQSAQGTY4EiL_
Bu topraklarda bu güne kadar atılan hiçbir adım, Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basarken attığı o adım kadar ”kurtarıcı” olmadı. Emperyalizme karşı “tam bağımsızlık”, saraya/sultana karşı “milli egemenlik” mücadelesi o ilk adımla başladı.
ŞUAN BİR ŞEY DİNLEMİYORUM..... DİNLENİYORUM.....
EVET TÜM BESTELERİM YOU TUBE KANALIMDA DINLEYEBILIRSINIZ TAKİP ABONE BEĞENİ YORUMLARINIZI BEKLERİM .....
Şairlik 25 sene olmuş... sevgili okurlar arkadaşlar şairler gönül dostlarım... kimse ölmesin inşaallah...
Haftaya hareketli başlamak gerek...
https://music.
Tanrı kısa Camel ı korusun..
?si=w5AChKlvBNXJTLhf
Sırrı Süreyya önderin ölüm haberini okurken, her zaman dinlediğim bu şarkının sözleri daha çok anlam buldu. Sanki yüreğime bu acı biraz daha dokundu, tarih hiç bir devrimciyi öldürmedi ama yaşarken onu anlamamış her yüreğe yazık oldu. ?si=CdDH3pS9red4aSZ6
nerdeysen
semiramis pekka
Sarp
Siyahın matemi
Kul hakkı kamu hakkı yiyenler için yaşasın ya HÂK ya MİZAN ya cehennem sözüm takiyyeci sahtekar sözde müslümanlara
ÖMER KARAOĞLU
kurtuluşun ölümü
Hüzün kovan kuşu
Düş sokağı sakinleri
ŞİİR : KALP GÖZÜM / HÜSEYİN PELİT
?si=YnFdduKOxWA-hc3d
Tüm BESTELERİM YOU TUBE KANALIMDA TAKİP ABONE BEĞENİ YORUMLARINIZI BEKLERİM
yok başka hayalim
Selda
"Öyle bir yerdeyim ki"
...
" Şairim,
Zifiri karanlıkta gelse şiirin hası,
Ayak seslerinden tanırım.
Ne zaman bir köy türküsü duysam,
Şairliğimden utanırım."
dediği yerden selam getirdim...
[ B.Rahmi Eyüboğlu ]
Kırıkkale
Yolun cennetti, mekanın da öyle olsun...
böyle insanlar çok gelmiyor
özleyeceğiz
Elden ayaktan düşmek bir şey değil
Gönülden düşmeye görsün insan
SAZA NİYE GELMEDİN:)
sabah sabah efkarlandık yine, demek ki efkarın zamanı ve yeri olmuyor. Haydi bakalım, dinleyin gari.
maziden geri döneceğim
güneyden göç eden kuşlar gibi
kapını çalacağım,
acı bir bahar olacak!
havada unutulmuş bir bulut gibi
gökyüzünde yapayalnız
sana geri döneceğim...
...
Yazı'lar çiçeklendi, duy bahar geldi.
Turna sürüleri görünce de al selamımı...
Ürperir tabiat, üfleyince rüzgârı derin gök soluğu
Ulu ses dokununca çarka
Düşer ölümün gölgesi eşyaya.
Başlar eşyada hareket kurtulmak için kendinden
Daha öteye geçmek için arınmak gibi elbiseden
Yakalar ölümsüzlüğün sonsuz ipini
Sonra ses olur
Zamanın idrak incisi ses döner, döner, döner de
Yönelir sebebe
"Sebeb ey!"
...
(Erdem Bayazıt)
Nereden geldiyse aklına
Bir gün sormuştun ya hani
“Hangi mevsim yakışır üzerime” diye
Sonbahar demiştim gülümseyerek
sormadın hiç sebebini
sormadın neden diye
Şimdi söyleyeyim mi?
Haydi bakalım
Dinle öyleyse
Dinle!
zamanla fark edebiliyor insan, öyle dağlara, sulara filan yazmak değil, bildiğin kalemi dahi almamış eline, alır gibi, yazar gibi yapmış sadece. Hay Allah :))))
Orhan Seyfi Orhon’un aynı adlı şiirinden bestelenen şarkıdır.
Orhan Seyfi çok ağlar sonsuzluğa uğurladığı eşinin ardından fakat henüz bitmemiştir sınavı. Kızı da annesiyle aynı hastalığa yakalanır ve ömrünün son günlerinde kızı bir söz alır babasından “baba, annemin ardından çok ağladın, benim için ağlamayacaksın, söz ver”. Söz verir Orhan Seyfi, vermesine verir de kızını da eşinin yanına uğurladıktan sonra tutamaz sözünü “veda busesi” adlı bu şiiri yazar. Allah rahmet eylesin.
Müziğin ritmine kendini kaptırıp hemen oynamaya başlama, hüzünlü bir şarkıdır esasında.