Gorki'nin ilk eserini çok merak ediyorum.İsmi 'MAKAR ÇUDRA' imiş.Ama şimdiye kadar bulamadım.'ANA' isimli kitabını dünyada en çok değer verdiğim can dostumun önerisi ile okumuştun.Çok çok beğenerek okuduğum ANA beni hayatımın en güzel günlerine götürür..
İçinde yaşadığı Rus toplumunun hayat biçimini kitaplarında en güzel bir şekilde ifade eden iyi bir yazar. Ekmeğimi kazanırken... 'İnsanlar ömürlerini tüketip ölürler.Bu olağan birşeydir,ama dünyanın hiçbir yerinde,Rusya'da olduğu kadar,böyle korkunç bir çabayla,bu kadar enayice çöküp gitmezler.'
Her ne kadar acı ve hüzün hayatına hakim gibi görünsede çocukken yaptıkları oldukça komik. Çocukluğum... 'Bak Leksey kocaman kocaman lokmaları niçin bu kadar hızlı yiyosun? Boğulacaksın yavrum! ' Ağzımdaki lokmayı çıkarıp çatala taktım ve ona uzatarak: 'Gözünüz kaldıysa buyrun' dedim.
Yaşadığı dönemde hiç bir düşüncenin gelişmesine izin verilmeyen bir hayatta, nereden kaptıgını bir türlü anlamadıgım bir degişimle birlikte bir küçük evden başlayan ve bir şehire (tüm insanlara) ulaşan bir ışık...
Okumanın degerini ve ne oldugunu ögreten bir örnek.. Soru? - bu düşünceyi benimseyen herkes neden dini yok sayıyor? şunu derseniz onlar dinin yoklugunu degil sisteme uymuş dini kabul etmiyorlar. ama Ana'nın söylediklerinden bence siyasete uyan dini kabul etmeme yok. en azından ben öyle düşünüyorum. Bu aklımdaki soruyu umarım yanıtlayacak bir arkadaş bulurum... Şimdiden teşekkürler
'Yenilgi yenilgi büyüyen zafer vardır.' sözü doğru.. Maksim Gorki, yaşlı haliyle köy köy dolaşan, fabrikaya gizlice bildiri taşıyan, her türlü fedakarlığa katlanmasına rağmen davanın sırrına sonradan eren köylü bir kadının hayatını anlatarak milyonların gönlünde taht kurmuştur..
En büyük eseri ANA bir başkaldırı ve umut romanıdır... Dayak ve yoksulluktan insanlığını unutmuş bir kadının, Sosyalist dünya görüşünü benimsemiş genç bir işçi olan oğlunun tutuklanmasından sonra, dünyanın değiştirilebilir olduğunu keşfetmesinin hikâyesidir. Toplumcu gerçekçi edebiyatın ilk örneği ve başyapıtı sayılan Ana, Gorki tarafından 1906 yılında Amerika'da kaleme alınmış, aynı yıl New York'ta yayımlanmıştır. Bütün dünyada büyük yankı uyandıran roman, iki yıl gibi kısa bir süre içerisinde pek çok dile, hatta bu arada Türkçeye çevrilmiş, Tanin gazetesinde 1908-1909 yıllarında tefrika edilmiştir. Gorki romanında Rus köylülerinin ve işçilerinin ağır yaşam koşullarını öfkeyle ve ustalıkla betimlemekle kalmaz; burjuva-aristokrat sistemin karşısında en eylemli ve en ilerici güç haline gelmekte olan Sosyalist hareketin ilk filizlerini de gösterir. Romanın başkişisi Pelageya Vlasova, gerçek bir Rus devrimcisinin yaşamından esinlenilerek çizilmiştir.
İnsanı. yeryüzünün en güzel surette yaratılmış ve hizmet edilmeye layık bir yaratığı olarak görmeye alışmadıkça. hayatımızın sahteliğini. ikiyüzlülüğünü ve alçaklığını üstümüzden atamayacağız.’ _______________________________________________
Maxim Gorky (1868-1936) esas adı Aleksey Maksimoviç Peşkov... naturalist (doğalc) ı öykü, oyun ve roman yazarı. Daha çok Rusyanın sosyalist düzene geçiş dönemini yansıtan yapıtları ile bilinir. Fakat ilk başta toplum dışı insanları anlattığı öyküleriyle tanınmıştır.
Esas 1909'da Osmanlıca bile basılan ve klasikler arasına girmiş en önemli eseri 'Ana' romanıdır.
Küçük-Burjuva İdeolojisinin Eleştirisiyle küçük burjuvanın çıplak resmini çizen adam.*
Küçük yaşta yaşadığı acı olaylar yüzünden Gorki yani Rusçada “acı” anlamına gelen takma adını kullanan yazar yapıtlarıyla sadece kendi halkı için değil tüm dünya halkları için savaşım vermiş bir insan. Çok çalışmanın değerine önem veren düşünür; zorbalığa, gericiliğe, sömürüye, düzmece politikalara ve en başta faşizme karşı olan bir isimdir. Hayatı boyunca güzel günleri görme umudu ile barışı, sevgiyi, hürriyeti aşılamaya çalışmıştır. Fakat Lenin’le çoğu kez görüş ayrılığı gelmesine rağmen Stalinizmin en acımasız yanlarını da övmüştür. Belki uzun yıllar Rusya'dan uzak Italya'daki villasında kalması ve 60 yaşında Rusya'ya dönüşünde kahramanlar gibi halkının çoşkuyla törenlerle karşılanması gözünü boyamıştır. Bir yanılgı ya da basitçe kaderin cilvesi...
Ölümünün de nasıl olduğu bilinmemekle beraber anti-sovyet Troçkistler ya da sağcıların parmağı olduğu düşünülmektedir. ________________________________________
Başlıca Eserleri: Çocukluğum, Benim Üniversitelerim, Artamonovlar, Tolstoydan Anılar, Yazarlar Üzerine, İsyancı, Küçük Brujuvalar, Ana, Halk Düşmanı, İtalya Hikayeleri, Güncemden Yapraklar, Vladimir İliç Lenin, Lenin, Gorki Lenin’i Anlatıyor, Klim Samgin’in Hayatı... ________________________________________
* Küçük burjuva, uzun yıllar sürecinde oluşmuş düşünce ve alışkanlıkların dar çemberi içinde sıkışıp kalmış, bu çemberlerin dışına çıkamayıp, kurulu makine gibi düşünen bir varlıktır. Ailenin, okulun, kilisenin, 'hümanist' edebiyatın etkisi, 'yasaların ruhu', burjuva 'gelenekleri' denilen bütün şeylerin etkisi küçük burjuvaların kafalarında bir saatin çarklarına benzer. Küçük burjuva düşüncelerinin küçük çarklarını, küçük burjuvanın rahatına düşkünlüğünü harekete getiren bir zemberek, pek karmaşık olmayan bir cihaz yaratır. Küçük burjuvaların bütün duaları belagat niteliklerini hiç kaybetmeyen şu kelimelerden ibarettir: 'Tanrım, bize acı! ' Bu dua biraz daha yetiştirilip, devlet ve toplum karşısında bir hak ve istek olarak ifade edilecek olursa, şu şekli alır: 'Beni rahat bırakın, dilediğim gibi yaşayayım.' ________________________________________
Mutluluk güzel görünmemizi sağlar, ancak güzellik her zaman mutluluk getirmez... ________________________________________
İnsanlar gerçeği anlatan çıplak sözcüklerden hoşlanmıyorlar...
.
(Maksim Gorki)
Dünyanın gösterişli halleri, yapmacık, çıkarcı insanları çekmiyor dikkatimi.
Bana bir parça, yüreği güzel, samimi insan lazım...
.
(Maksim Gorki)
GORKİ,Rusça da 'acı'anlamına geldiğini biliyorum.Maksim GORKİ,Sovyet edebiyatçılarının gözünde'usta'niteliğini korumuştur.
Gorki'nin ilk eserini çok merak ediyorum.İsmi 'MAKAR ÇUDRA' imiş.Ama şimdiye kadar bulamadım.'ANA' isimli kitabını dünyada en çok değer verdiğim can dostumun önerisi ile okumuştun.Çok çok beğenerek okuduğum ANA beni hayatımın en güzel günlerine götürür..
offff berbat bir yazar.bir gün okulda kütüphanede dikkatimi çekti onun bir kitabı okumak istedim 3 sayfa zor okudum.
kitabın adı 'babalar ve oğullar'.
Ana... Okunacak klasiklerden...
klasik okumaya 'Ana'sıyla başladıgım zordan baslamıyormusun sorularıyla karsılasmama sebep olmus kıtaplarını begendımgım rus yazar.
İçinde yaşadığı Rus toplumunun hayat biçimini kitaplarında en güzel bir şekilde ifade eden iyi bir yazar.
Ekmeğimi kazanırken...
'İnsanlar ömürlerini tüketip ölürler.Bu olağan birşeydir,ama dünyanın hiçbir yerinde,Rusya'da olduğu kadar,böyle korkunç bir çabayla,bu kadar enayice çöküp gitmezler.'
Her ne kadar acı ve hüzün hayatına hakim gibi görünsede çocukken yaptıkları oldukça komik.
Çocukluğum...
'Bak Leksey kocaman kocaman lokmaları niçin bu kadar hızlı yiyosun? Boğulacaksın yavrum! '
Ağzımdaki lokmayı çıkarıp çatala taktım ve ona uzatarak:
'Gözünüz kaldıysa buyrun' dedim.
Yaşadığı dönemde hiç bir düşüncenin gelişmesine izin verilmeyen bir hayatta, nereden kaptıgını bir türlü anlamadıgım bir degişimle birlikte bir küçük evden başlayan ve bir şehire (tüm insanlara) ulaşan bir ışık...
Okumanın degerini ve ne oldugunu ögreten bir örnek..
Soru?
- bu düşünceyi benimseyen herkes neden dini yok sayıyor? şunu derseniz onlar dinin yoklugunu degil sisteme uymuş dini kabul etmiyorlar. ama Ana'nın söylediklerinden bence siyasete uyan dini kabul etmeme yok. en azından ben öyle düşünüyorum. Bu aklımdaki soruyu umarım yanıtlayacak bir arkadaş bulurum... Şimdiden teşekkürler
Maksim Gorki ((((VAR OLAN BİR IŞIK)))
benim üniversitelerim benim miladımdır. sağolasın gorki
ana kitabı nedense yeşilçamı anımsatmıştı bana.. çokmu sadeydi ne.. herneyse zaten yarıda bırakmıştım..
ANA KİTABI ÇOK GÜZELLL
ana yı anaların anasını...
'Yenilgi yenilgi büyüyen zafer vardır.' sözü doğru.. Maksim Gorki, yaşlı haliyle köy köy dolaşan, fabrikaya gizlice bildiri taşıyan, her türlü fedakarlığa katlanmasına rağmen davanın sırrına sonradan eren köylü bir kadının hayatını anlatarak milyonların gönlünde taht kurmuştur..
arkadaşım beni çoook güzel bir kızla tanıştırmıştı.
ama maksim gorkiyi peynir çeşidi sandı :)))
su ıslak bir sıvıdır...
türkçe öğretmenimiz yüzünden 'ana'yı bitirene kadar canım çıktı....ama fena kitap diildi hani...
muhbir,çocukluğum,benim üniversitelerim..gorkinin anısına rusyada bir ile gorki adı verilmiştir..
öykülerini okuduğum kadarıyla beğenmiyorum..zaman ne gösterir bilemem ama..
En büyük eseri ANA bir başkaldırı ve umut romanıdır... Dayak ve yoksulluktan insanlığını unutmuş bir kadının, Sosyalist dünya görüşünü benimsemiş genç bir işçi olan oğlunun tutuklanmasından sonra, dünyanın değiştirilebilir olduğunu keşfetmesinin hikâyesidir. Toplumcu gerçekçi edebiyatın ilk örneği ve başyapıtı sayılan Ana, Gorki tarafından 1906 yılında Amerika'da kaleme alınmış, aynı yıl New York'ta yayımlanmıştır. Bütün dünyada büyük yankı uyandıran roman, iki yıl gibi kısa bir süre içerisinde pek çok dile, hatta bu arada Türkçeye çevrilmiş, Tanin gazetesinde 1908-1909 yıllarında tefrika edilmiştir. Gorki romanında Rus köylülerinin ve işçilerinin ağır yaşam koşullarını öfkeyle ve ustalıkla betimlemekle kalmaz; burjuva-aristokrat sistemin karşısında en eylemli ve en ilerici güç haline gelmekte olan Sosyalist hareketin ilk filizlerini de gösterir. Romanın başkişisi Pelageya Vlasova, gerçek bir Rus devrimcisinin yaşamından esinlenilerek çizilmiştir.
Dünya ondan çok sey ögrendi. Insan olmayi,aklini kullanmayi...
Maksim Gorki'nin ' Ana'sını okumak büyük bir keyifti. Bir başyapıt. Anne-Ana bu kadar güzel ve güçlü ifade edilemez diye düşünüyorum.
İnsanı. yeryüzünün en güzel surette yaratılmış ve hizmet edilmeye layık bir yaratığı olarak görmeye alışmadıkça. hayatımızın sahteliğini. ikiyüzlülüğünü ve alçaklığını üstümüzden atamayacağız.’
_______________________________________________
Maxim Gorky (1868-1936) esas adı Aleksey Maksimoviç Peşkov... naturalist (doğalc) ı öykü, oyun ve roman yazarı. Daha çok Rusyanın sosyalist düzene geçiş dönemini yansıtan yapıtları ile bilinir. Fakat ilk başta toplum dışı insanları anlattığı öyküleriyle tanınmıştır.
Esas 1909'da Osmanlıca bile basılan ve klasikler arasına girmiş en önemli eseri 'Ana' romanıdır.
Küçük-Burjuva İdeolojisinin Eleştirisiyle küçük burjuvanın çıplak resmini çizen adam.*
Küçük yaşta yaşadığı acı olaylar yüzünden Gorki yani Rusçada “acı” anlamına gelen takma adını kullanan yazar yapıtlarıyla sadece kendi halkı için değil tüm dünya halkları için savaşım vermiş bir insan. Çok çalışmanın değerine önem veren düşünür; zorbalığa, gericiliğe, sömürüye, düzmece politikalara ve en başta faşizme karşı olan bir isimdir. Hayatı boyunca güzel günleri görme umudu ile barışı, sevgiyi, hürriyeti aşılamaya çalışmıştır. Fakat Lenin’le çoğu kez görüş ayrılığı gelmesine rağmen Stalinizmin en acımasız yanlarını da övmüştür. Belki uzun yıllar Rusya'dan uzak Italya'daki villasında kalması ve 60 yaşında Rusya'ya dönüşünde kahramanlar gibi halkının çoşkuyla törenlerle karşılanması gözünü boyamıştır. Bir yanılgı ya da basitçe kaderin cilvesi...
Ölümünün de nasıl olduğu bilinmemekle beraber anti-sovyet Troçkistler ya da sağcıların parmağı olduğu düşünülmektedir.
________________________________________
Başlıca Eserleri: Çocukluğum, Benim Üniversitelerim, Artamonovlar, Tolstoydan Anılar, Yazarlar Üzerine, İsyancı, Küçük Brujuvalar, Ana, Halk Düşmanı, İtalya Hikayeleri, Güncemden Yapraklar, Vladimir İliç Lenin, Lenin, Gorki Lenin’i Anlatıyor, Klim Samgin’in Hayatı...
________________________________________
* Küçük burjuva, uzun yıllar sürecinde oluşmuş düşünce ve alışkanlıkların dar çemberi içinde sıkışıp kalmış, bu çemberlerin dışına çıkamayıp, kurulu makine gibi düşünen bir varlıktır. Ailenin, okulun, kilisenin, 'hümanist' edebiyatın etkisi, 'yasaların ruhu', burjuva 'gelenekleri' denilen bütün şeylerin etkisi küçük burjuvaların kafalarında bir saatin çarklarına benzer. Küçük burjuva düşüncelerinin küçük çarklarını, küçük burjuvanın rahatına düşkünlüğünü harekete getiren bir zemberek, pek karmaşık olmayan bir cihaz yaratır. Küçük burjuvaların bütün duaları belagat niteliklerini hiç kaybetmeyen şu kelimelerden ibarettir: 'Tanrım, bize acı! '
Bu dua biraz daha yetiştirilip, devlet ve toplum karşısında bir hak ve istek olarak ifade edilecek olursa, şu şekli alır: 'Beni rahat bırakın, dilediğim gibi yaşayayım.'
________________________________________
Mutluluk güzel görünmemizi sağlar, ancak güzellik her zaman mutluluk getirmez...
________________________________________