"...Sen bende neleri öpüyorsun bir bilsen Herkesin perde perde çekildiği bir akşam Siyah bir su gibi yollara akan yalnızlığı öpüyorsun Ağzında eriklerin aceleci tadı Elleri bulut, gözleri ot bürümüş ekin tarlası Bir çocuğun düşlerine inen tokadı öpüyorsun..."Ş.E
Hep geçer diyorlar ya Olric. Sence geçer mi? + Geçer elbet efendim; bazısı teğet geçer, bazısı deler geçer, bazısı deşer geçer, bazısı parçalar geçer. Ama mutlaka geçer..
Günaydın güzel sözlü, doğru yürekli insan...davetine katılan herkese günaydın.
Geçen günler... Neler öğrendim, biliyor musun? Bizim Kent'e taşınmış O,...kim! Biliyor musun? Hani, sırma saçlın...yosun gözlün...düşün! Gitsin biraz mazilere gönlün......Hatırladın mı? İşte..."O," buralardaymış. Hep o Büyük Park'a gidermiş Hani, "Gözlerine bakıp da Şiirler okurdum," dediğin!
Evini öğrendim, ziyaretine gittim. Biliyor musun? "O", dün...öldü dediler! Son nefesinde hep seni sayıklamış. Yaşarken Tanrı'ya hep şöyle yalvarırmış... "Bu dünyada kısmet olmadı... Öbür dünyada kısmet eyle Rabbim!" dermiş. Öldüğünde ise sımsıkı tuttuğu... Bir kağıt varmış elinde.; Bana gösterdiler, okumaktan yazıları silinmiş... ...Bir şiir yaprağı......... Sadece zorla okunuyordu başlığı "SENİNLE ÖLECEGİM."
Israrların anlamsız olduğunu hissettiğimde bir Victor Hugo sözü gelir aklıma: “Yerini vaktinde terk etmeyi bilmek gerçek olgunluktur, sadece acizler kalmakta ısrar eder.”
"..bana düşen budur
bana düşen,
asılmış bir perdenin benden aldığı
gökyüzüdür.." f.f
içimden gelmiyor.
"Senin uçurum gibi gözlerin vardı. Benimse intihara meyilli sevmelerim!"öa
Yüreğim bir bıldırcın yüreğinden farksız
Sensiz uçsuz bucaksız dağlarda korkuyorum
Oysa
Gülüşün kalkan
Gözlerin kılıçtı bana
Gamzelerin de ki yuvamdan
Düşmeden
Yüreğim bir bıldırcın yüreğinden farksız
Sensiz uçsuz bucaksız dağlarda korkuyorum
Oysa
Gülüşün kalkan
Gözlerin kılıçtı bana
Gamzelerin de ki yuvamdan
Düşmeden
Nasibin çözemediği dil , varamadığı kapı yoktur...beklerken inanmak elzemdir, çünkü nasip teslimiyettir!...
rüzgarını kaybetmiş umut gibiyim
yaprak kıpırdamıyor içimde artık
oysa;
Büyük aşklar bitti dendiği yerde
önceleri biz vardık
içimde bir şehir var,
yağmura hasret
sensiz susuz kaldı kentim
gel;
yağmur, dolu ,kar....
ne olursan ol gel
"...Sen bende neleri öpüyorsun bir bilsen
Herkesin perde perde çekildiği bir akşam
Siyah bir su gibi yollara akan yalnızlığı öpüyorsun
Ağzında eriklerin aceleci tadı
Elleri bulut, gözleri ot bürümüş ekin tarlası
Bir çocuğun düşlerine inen tokadı öpüyorsun..."Ş.E
Hep geçer diyorlar ya Olric. Sence geçer mi? + Geçer elbet efendim; bazısı teğet geçer, bazısı deler geçer, bazısı deşer geçer, bazısı parçalar geçer. Ama mutlaka geçer..
...
"Büküldü gökyüzü ayna oldu zaman.
Ben o gün ilk defa şeffaf bir şey gördüm."
...
düşüğüm yerde
tutunduğum her şey
gözlerindi bana göre
Bir yerlerde
Ayak izin kaldıysa eğer
Demek ki dünya dönüyor
O zaman işte
Aramaya deyer
İçimde
Acıların büyüttüğü bir gülüş olsada
Umuda ellili tarlalara döndüm yüzümü
Sen yağmur
Güneşle sevişip
Bana
Gök kuşağını göster
Günaydın güzel sözlü, doğru yürekli insan...davetine katılan herkese günaydın.
Geçen günler...
Neler öğrendim, biliyor musun?
Bizim Kent'e taşınmış
O,...kim! Biliyor musun?
Hani, sırma saçlın...yosun gözlün...düşün!
Gitsin biraz mazilere gönlün......Hatırladın mı?
İşte..."O," buralardaymış.
Hep o Büyük Park'a gidermiş
Hani, "Gözlerine bakıp da Şiirler okurdum," dediğin!
Evini öğrendim, ziyaretine gittim.
Biliyor musun? "O", dün...öldü dediler!
Son nefesinde hep seni sayıklamış.
Yaşarken Tanrı'ya hep şöyle yalvarırmış...
"Bu dünyada kısmet olmadı...
Öbür dünyada kısmet eyle Rabbim!" dermiş.
Öldüğünde ise sımsıkı tuttuğu...
Bir kağıt varmış elinde.;
Bana gösterdiler, okumaktan yazıları silinmiş...
...Bir şiir yaprağı.........
Sadece zorla okunuyordu başlığı
"SENİNLE ÖLECEGİM."
yıkılmam sanıyorsun, yıkılırsın.
kalkmak zor geliyor, kalkacaksın.
Israrların anlamsız olduğunu hissettiğimde bir Victor Hugo sözü gelir aklıma: “Yerini vaktinde terk etmeyi bilmek gerçek olgunluktur, sadece acizler kalmakta ısrar eder.”
Buğulu camlara aşkım yazmakla olsaydı aşk
Her yağmur yağdığında bir aşkla tanışırdım
Keşke hasretin kadar olsaydı yüreğinin ederi
O zaman yaşamazdım yıllar yılı kederi